|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Verda_Naz,Açılış Tarihi: 27 Aralık 2008 (23:45), Konuya Son Cevap : 14 Kasım 2013 (06:33). Konuya 16 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
25 Kasım 2011, 22:34 | Mesaj No:11 |
Durumu: Medine No : 6969 Üyelik T.:
10 Şubat 2009 | Cevap: Muharrem Ayında Neler Yapılmalıdır?
Allah cc. razı olsun değerli bir paylaşım...
__________________ Doğru zamanda yapılan yanlış ,yanlış zamanda yapılan doğrudan evladır.. |
23 Kasım 2012, 04:46 | Mesaj No:12 |
Durumu: Medine No : 13046 Üyelik T.:
16 Aralık 2010 | Cevap: Muharrem Ayında Neler Yapılmalıdır? Yeniden okumaya wesile olalım inşAllah. Emeğine sağlık ablacım...
__________________ Sustum..! Birikti yanaklarimda alfabe..Ya RAB..! Sukütu'mu en güzel duam eyle.. |
09 Kasım 2013, 21:17 | Mesaj No:13 |
Durumu: Medine No : 13301 Üyelik T.:
04 Şubat 2011 | Cevap: Muharrem Ayında Neler Yapılmalıdır? Muharrem ayında Oruç tutmanın faziletini ve ecrini Efendimiz (a.s.m.) bir Hadis-i Şeriflerinde şöyle bildiriyorlar; Hz. Ali (R.A.) ın anlattığına göre, bir adam ona sorar: "Ramazan'dan sonra hangi ayda Oruç tutmamı tavsiye edersiniz?" Hz. Ali (R.A.) şu cevabı verir. "Ben bu soruyu Rasulullah (a.s.m.) a soran kimseye rastlamamıştım. Nihâyet bir adam sordu. O zaman bende yanlarında idim. Dedi ki: "Ey Allah'ın Rasulu! Ramazan'dan sonra hangi ayda Oruç tutmamı tavsiye edersiniz?" Şu cevabı lûtfettiler. "Ramazan dışında da Oruç tutmak istersen, Muharrem ayında tut. Çünkü o Şehrullah (Allah'ın ayı)dır. O ayda bir gün vardır ki, Allah onda bir Kavmin günahlarını affetti, bir başka kavmin günahını da affedecek." Tirmizî 1. Allah, Hz. Musa'ya (a.s.) Âşura Gününde bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür. 2. Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cûdi Dağının üzerine Âşura Gününde demirlemiştir. 3. Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından Âşura Günü kurtulmuştur. 4. Hz. Âdem'in (a.s.) tevbesi Âşura Günü kabul edilmiştir. 5. Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Âşura Günü çıkarılmıştır. 6. Hz. İsa (a-s.) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir. 7. Hz. Davud'un (a.s.) tevbesi o gün kabul edilmiştir. 8. Hz. İbrahim'in (a.s.) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur. 9. Hz. Yakub'un (a.s.), oğlu Hz.Yusuf'un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır. 10. Hz. Eyyûb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur. (Sahih-i Müslim Şerhi, 6:140 Bîr hadiste şöyle buyurular: "Her kim Aşura Gününde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa, Cenab-ı Hak da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder."(et-Tergîb ve'l-Terhİb, 2:116.) Bu aile mefhumunun içine akrabalar, yetimler, kimsesizler, konu komşular da girmektedir. Fakat, bunun İçin fazla külfete girmeye, aile bütçesini zorlamaya lüzum yoktur. Herkes imkânı ölçüsünde ikram eder. |
13 Kasım 2013, 20:23 | Mesaj No:15 |
Cevap: Muharrem Ayında Neler Yapılmalıdır? Muharrem ayı ve aşure günü "Şehrullahi'l-Muharrem" olarak meşhur olan, yani "Allah'ın ayı Muharrem" olarak bilinen Muharrem ayı, İlahi bereket ve feyzin, Rabbani ihsan ve keremin coştuğu ve bollaştığı bir aydır. Allah'ın ayı, günü ve yılı olmaz, ancak Allah'ın rahmetine ermenin önemli bir fırsatı olduğu için Peygamberimiz tarafından bu şekilde ifade edilmiştir. Âşura Günü ise Muharrem'in 10. günüdür. Âşura Gününün Allah katında ayrı bir yeri vardır. Bugünde Cenâb-ı Hak on peygamberine on çeşit ikramda bulunmuş ve kudsiyetini arttırmıştır. Bu günlerde oruç tutmak çok faziletlidir. Hicrî Senenin ilk ayı olan Muharrem ayının 10. günü Âşura Günüdür. Muharrem ayının diğer aylar arasında ayrı bir yeri olduğu gibi, Âşura Gününün de diğer günler içinde daha mübarek ve bereketli bir konumu bulunmaktadır. Âşura Gününün Allah katında da çok seçkin bir yerinin olduğunu Fecr Sûresinin ikinci âyeti olan "On geceye yemin olsun" ifâdelerinin tefsirinden öğrenmekteyiz. Bazı tefsirlerimizde bu on gecenin Muharrem'in Âşurasine kadar geçen gece olduğu beyan edilmektedir. (1) Cenâb-ı Hak bu gecelere yemin ederek onların kudsiyet ve bereketini bildirmektedir. Bugüne "Âşura" denmesinin sebebi, Muharrem ayının onuncu gününe denk geldiği içindir. Hadis kitaplarında geçtiğine göre ise, bu güne bu ismin verilmesinin hikmeti, o günde Cenâb-ı Hak on peygamberine on değişik ikram ve ihsan ettiği içindir. Bu ikramlar şöyle belirtilmektedir: 1. Allah, Hz. Musa'ya (a.s.) Âşura Gününde bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür. 2. Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cûdi Dağının üzerine Âşura Gününde demirlemiştir. 3. Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından Âşura Günü kurtulmuştur. 4. Hz. Âdem'in (a.s.) tevbesi Âşura Günü kabul edilmiştir. 5. Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Âşura Günü çıkarılmıştır. 6. Hz. İsa (a.s.) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir. 7. Hz. Davud'un (a.s.) tevbesi o gün kabul edilmiştir. 8. Hz. İbrahim'in (a.s.) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur. 9. Hz. Yakub'un (a.s.), oğlu Hz.Yusuf'un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır. 10. Hz. Eyyûb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur. (2) Hz. Âişe'nin belirttiğine göre, Kabe'nin örtüsü daha önceleri Âşura gününde değiştirilirdi. İşte böylesine manâlı ve kudsî hâdiselerin yıldönümü olan bu mübarek gün ve gece, Saadet Asrından beri Müslümanlarca hep kutlana gelmiştir. Bugünlerde ibadet için daha çok zaman ayırmışlar, başka günlere nisbetle daha fazla hayır hasenatta bulunmuşlardır. Çünkü, Cenab-ı Hakkın bugünlerde yapılan ibadetleri, edilen tevbeleri kabul edeceğine dair hadisler mevcuttur. Âşura Gününde ilk akla gelen ibadet ise, oruç tutmaktır. Muharrem ayı ve Âşura Günü, Ehl-i Kitap olan Hıristiyan ve Yahudiler tarafından da mukaddes sayılırdı. Nitekim, Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Medine'ye hicret buyurduktan sonra orada yaşayan Yahudilerin oruçlu olduklarını öğrendi. "Bu ne orucudur?" diye sordu. Yahudiler, "Bugün Allah'ın Musa'yı düşmanlarından kurtardığı Firavun'u boğdurduğu gündür. Hz. Musa (a.s.) şükür olarak bugün oruç tutmuştur" dediler. Bunun üzerine Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam da, "Biz, Musa'nın sünnetini ihyaya sizden daha çok yakın ve hak sahibiyiz" buyurdu ve o gün oruç tuttu, tutulmasını da emretti. (3) Âşûra günü yalnız ehl-i kitap arasında değil, Nuh Aleyhisselâmdan itibaren mukaddes olarak biliniyor, İslâm öncesi Cahiliye dönemi Arapları arasında İbrahim Aleyhisselâmdan beri mukaddes bir gün olarak biliniyor ve oruç tutuluyordu. Bu hususta Hazret-i Âişe validemiz şöyle demektedir: "Âşûrâ, Kureyş kabilesinin Cahiliye döneminde oruç tuttuğu bir gündü. Resulullah da buna uygun hareket ediyordu. Medine'ye hicret edince bu orucu devam ettirmiş ve başkalarına da emretti. Fakat Ramazan orucu farz kılınınca kendisi Âşûrâ gününde oruç tutmayı bıraktı. Bundan sonra Müslümanlardan isteyen bugünde oruç tuttu, isteyen tutmadı." 'Buharı, Savm: 69. O zamanlar henüz Ramazan orucu farz kılınmadığı için Peygamberimiz ve Sahabileri vacip olarak o günde oruç tutuyorlardı. Ne zaman ki, Ramazan orucu farz kılındı, bundan sonra Peygamberimiz herkesi serbest bıraktı. "İsteyen tutar, isteyen terk edebilir" buyurdu. (4) Böylece Âşura orucu sünnet bir oruç olarak kalmış oldu. Âşura orucunun fazileti hakkında da şu mealde hadisler zikredilmektedir. Bir zat Peygamberimize geldi ve sordu: "Ramazan'dan sonra ne zaman oruç tutmamı tavsiye edersiniz?" Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam, "Muharrem ayında oruç tut. Çünkü o, Allah'ın ayıdır. Onda öyle bir gün vardır ki, Allah o günde bir kavmin tevbesini kabul etmiş ve o günde başka bir kavmi de affedebilir" buyurdu. (5) Yine Tirmizî'de geçen bir hadiste Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır: "Âşura Gününde tutulan orucun Allah katında, o günden önce bir senenin günahlarına keffaret olacağını kuvvetle ümit ediyorum." (6) "Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Allah'ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur" (7) hadis-i şerifi ise, bu günlerde tutulan orucun faziletini ifade etmektedir. Bu hadisin açılamasında İmam-ı Gazali, "Muharrem ayı Hicrî senenin başlangıcıdır. Böyle bir yılı oruç gibi hayırlı bir temele dayamak daha güzel olur. Bereketinin devamı da daha fazla ümit edilir" (8) demektedir. Gerek Yahudilere benzememek, gerekse orucu tam Aşura Gününe denk getirmemek için, Muharrem'in dokuzuncu, onuncu ve on birinci günlerinde oruç tutulması tavsiye edilmiştir. Bu mânâdaki bir hadisi îbni Abbas rivayet etmektedir. Bunun için, müstehap olan, aşure Gününü ortalayarak, bir gün önce veya bir gün sonra oruç tutmaktır. Bu günde oruçtan başka hayır, hasenat ve sadaka gibi güzel âdetlerin de yaşatılması isabetli ve yerinde olacaktır. Herkes imkânı nisbetinde ailesine, akraba ve komşularına ikramda bulunur; bugünlerin faziletini bildiren hâdiseleri hatırlayarak ihsanda bulunursa şüphesiz sevabını kat kat alacaktır. Bilhassa, Peygamberimiz, mü'minin aile efradına Âşura Gününde her zamankinden daha çok ikramda bulunmasını tavsiye etmiştir. Bir hadiste şöyle buyurular: "Her kim Âşura Gününde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa, Cenâb-ı Hak da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder." (9) Bu aile mefhumunun içine akrabalar, yetimler, kimsesizler, konu komşular da girmektedir. Fakat, bunun için fazla külfete girmeye, aile bütçesini zorlamaya lüzum yoktur. Herkes imkânı ölçüsünde ikram eder. Âşura gününün manevi ve berraklığı üzerinde Kerbela karanlığının kesafeti de görülmektedir. 61. hicret yılının Muharrem'ine ait 10. gününde Hazret-i İmam Hüseyin (r.a.) 55 yaşında iken Sinan bin Enes isimli bir hain tarafından Kerbelâ'da hunharca şehit edilmiştir. Bu gadr ve zulmün arkasında Emevi Halifesi Yezid, onun Küfe valisi îbni Ziyad vardır. Yarım asır öncesinden Peygamberimizin bizzat haber verdiği bu ciğerleri yakan olay Hazret-i Hüseyin'i Cennet gençlerinin efendisi olma şanına yüceltmiştir. Şehitler mükâfatını almış en yüce mertebelere ulaşmıştır, Yüce Allah'ın da zalimlere hak ettikleri cezayı en âdil bir şekilde vereceğinden şüphemiz yoktur. Kaderi hükme boyun eğen her mü'min bu olaya üzülür, ancak itidalini ve soğukkanlılığını kaybetmez. Duyguları yanlışlara ve taşkınlıklara götürmez. Çünkü meydana gelen bütün olaylar ezelî takdirin bir hükmüdür. Bu açıdan bunu bir "yas merasimi" haline dönüştürmek ehl-i sünnetin itikat ve inancına aykırıdır. (1) - Hak Dini Kur an Dili, 8:5793. (2) - Sahihi Müslim Şerhi, 6:140. (3) - İbni Mâce. Sıyam: 31. (4) - Müslim. Sıyam: 117. (5) - Tirmizî, Savm: 40. (6) - A.g.e., Savm: 47. (7) - İbni Mâce, Sıyam: 43. (8) - İhya, 1:238. (9) - et-Tergîb ve't-Terhîb, 2:116. alıntıdır Sorularla İslamiyet | |
14 Kasım 2013, 06:33 | Mesaj No:17 |
Durumu: Medine No : 31885 Üyelik T.:
07 Ekim 2013 | Cevap: Muharrem Ayında Neler Yapılmalıdır? Paylaşımlarınız için teşekkürler arkadaşlar...Allah razı olsun.
__________________ '' Eyy Sükutum...! İçinden Duyduklarını, İçinden Söyle..! Dile Gelen Her Söz Köle Eder Kendine...'' |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Gözümüz Yanmasa Neler Görecekmişiz Neler | Mihrinaz | Komik Paylaşımlar | 1 | 22 Aralık 2021 15:30 |
Hac Nasıl Yapılmalıdır? | MERVE DEMİR | Hacc-Umre-Kurban | 2 | 15 Ekim 2013 13:24 |
İşte Klavyedeki Gizli Harfler ve Neler Neler | TufeyL | Bilgi Dağarcığı | 2 | 10Haziran 2012 23:40 |
Senin ile nikahlandım sözü hangi siga ile yapılmalıdır | MERVE DEMİR | Evlilik-Nikah Konuları | 0 | 14 Nisan 2009 10:37 |
Yıpranmış Kur'ân Sayfaları Ne Yapılmalıdır? | Belgin | Soru Cevap Arşivi | 3 | 15 Mayıs 2008 16:25 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|