Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.İLİTAM İLAHİYAT LİSANS TAMAMLAMA.::. > İlitam 3.Sınıf Dersleri > Din Psikolojisi

Konu Kimliği: Konu Sahibi Medine-web,Açılış Tarihi:  20 Aralık 2013 (05:40), Konuya Son Cevap : 20 Aralık 2013 (05:42). Konuya 1 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 20 Aralık 2013, 05:40   Mesaj No:1
Medineweb Site Yöneticisi
Medine-web - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medine-web isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 1
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:8
Cinsiyet:Erkek
Yaş:50
Mesaj: 3.036
Konular: 340
Beğenildi:1437
Beğendi:478
Takdirleri:10498
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart din psikolojisi-4.5.6. 7.ve 8.hafta özeti

din psikolojisi-4.5.6. 7.ve 8.hafta özeti

din psikolojisi-4.hafta özeti
Psikoloji Din İlişkisi:
Din Psikolojisine göre din, “mukaddes olanın (ilahi varlığın) içte yaşanması ve yüceltilmesidir.” Din, ferdin mukaddes olanla kurduğu ruhsal bir ilişkidir.
Her dinde şu ortak noktaları buluruz:
a) Kutsal ve ilahi bir varlığın mevcudiyeti.
b) Fert tarafından ilahi ve kutsal bir varlığın ya da varlıkların kabul ve tasdik edilmesi.
c) Yüce bir kudretin kabul ve tasdikinden sonra doğan dini hayatın oluşması.
d) Kabul ve tasdik edilen yüce varlığın akıl gücünün ötesinde olması.
e) İnsanın ve bütün varlıkların ilahi kudret ya da kudretler tarafından yönetilmesi.
f) İlahi varlığın insandan yapmasını ve yapmamasını beklediği talepleri.
Dinde vaz geçilmez üç özellik:
a) Her dinde bir inanılan vardır.
b) b) Her dinde birde inanan vardır.
c) İnananın inandığına karşı yerine getirmekle yükümlü hissettiği görevleri vardır. (ibadetler, dini, ahlâki fiiller ve benzerleri).
Jolivet, dini sübjektif ve objektif olarak şöyle tanımlamaktadır:
1- Sübjektif olarak din: İnsanın Allah’a karşı içinden gelen aşk, tazim ve itimat ile bağlanması; Allah’a ve onun koyduğu prensiplere ve gayelere karşı bütün akıl ve hissiyatı ile bağlanmaya mecbur olduğunu kabul etmesidir.
2- Objektif olarak din; Sübjektif olarak duyulan din duygusunun harici fiil ve hareketlerle beyan ve ifade edilmesi, açığa vurulmasıdır. Ayinler, kurbanlar, dua ve ibadetler, ahlaki mükellefiyetler gibi.
Dinin Boyutları
Fichter’e göre: “gerçek dindar, şekilci dindar, kenarda dindar ve
Kaplı dindar” olarak 4 çeşit sınıflandırılabilir.
Lenski’ye göre: “Zühd, öğreti, ayinsel davranış ve dini gruplar olarak şeklî organizasyon olarak açıklar.
Luckman’a göre: Ayinlere katılma, kiliseye sübjektif özdeşleşme, ortodoksi, ayinle ilgili olmayan kilise faaliyetlerine katılma.” Olarak açıklar.
Bütün bunları eksik bulan Glock ve Stark, dindarlığı beş boyutta ele almış ve her bir boyuta ilişkin açıklamalarda bulunmuşlardır.
1- İnanç Boyutu
2- İbadet Boyutu
3- Tecrübe (Duygu) Boyutu
4- Bilgi Boyutu
5- Etki Boyutu
Psikolojide Değişik Yaklaşımlar
Wilhelm Wundt, ilk psikoloji laboratuarını kuran adamdır. Psikoloji alanında ilk bilimsel çalışmalara girişen Wundt ve arkadaşlarıdır.
din psikolojisi-5.hafta özetidir.
DİN PSİKOLOJİSİNİN ALANLARI
Din Psikolojisinin yararlandığı bilim dallarını iki grupta toplamak mümkündür:
1- Psikolojik bilimler 2- Dini bilimler.
Psikolojik ilimler: Genel, Gelişim, Şahsiyet, Bireysel, Sosyal, Pedagojik, Derinlik Psikolojisi, Psikoterapi, Psikopatoloji vb.leridir.
Dini ilimler: Dinler Tarihi, Tefsir, Hadis, İslam Tarihi, Din Sosyolojisi, Din
Felsefesi, Mukayeseli Dinler Bilimi, Din Fenomenolojisi, Dini Antropoloji ve Etnoloji, Dini Hukuk, Dini Sanat vb.leridir.
Din Psikolojisi, Dini hayatı sistemli bir şekilde aydınlatmayı amaç edinir.
Din Psikoloji Hangi Alanlarda Araştırma Yapar
Din psikolojisinin birinci derecede uğraştığı temel konu, dinsel yaşamın ruhsal yapısını kavramaktır. Başka bir deyişle; dinin birey ruhundaki görünüşünü, subjektif belirtilerini araştırmak ve incelemek din psikolojisinin konusudur.
İhtida: dine dönüş manasına gelir. İrtidat: dinden dönüş manasına gelir.
Dine karışmış, hurafe ve batıl inançlara dayalı dindarlığın ortaya çıkardığı fanatik tutucu bireyler ve gruplar üzerinde var olan etkilerin araştırılması, olumsuz ve yıkıcı nedenlerin ortaya çıkarılması, din psikolojisinin görevleri arasına girer.
din psikoloisi-6.hafta özetidir.
DİNİ DUYGU
Duygu ve Çeşitleri:
Duygu:beş duyu yoluyla alınan dış etkilerin insanın iç dünyasında meydana getirdiği ruhsal değişimdir.
Günzel-Haubold; duyguyu 3 e ayırır: 1- Bedeni duygular. 2- Ruhi duygular. 3- Manevi duygular.
Wundt duyguları haz-elem, heyecan-sükûnet ve gerilme-gevşeme biçiminde üçlü zıt kavramlar altında toplayarak açıklamaktadır.
Rohracher ise duyguları üç temel bölümde ele alır:
1- Duyularla ilgili duygular (ağrı, acı, tatlı, koku, istek, üşüme, ısınma vb.)
2- İçgüdüsel duygular; vital içgüdüsel duygularla eğilimin doyumunu isteme, tatmin olmamış güdünün isteksizliği, korku vb. sosyal güdü duyguları (haset, kıskançlık, temas kurma)
3- Kişiliği gerektiren duygular; Bunlar şahsiyette etkisini direkt olarak gösterir. İnsanın bu duygulara sahip oluşu doğrudan olduğu gibi kendiliğinden de kabul ya da reddedici bir biçimde kendini gösterir. Dini, ahlaki, estetik, lojik, sempati, acıma ve yardımseverlik, adalet ve zerafet duyguları.
Dini Duygu
Din Psikolojisinin öncülerinden sayılan Friedrich Schleiermacher, dindarlığın kaynağını doğrudan doğruya “yüce âleme bağlanma duygusuna” dayandırmaktadır.
Din Duygusu ve Sevgi İlişkisi
Din duygusu sadece insana mahsus olan gelişen ve şekillenen bir duygudur. Bu duygu kutsal olan objeler karşısında korku, bağlanma, teslimiyet, yüceltme ile birlikte kendini gösterir.
Din Duygusunun Gelişimi:
a)Psiko-Fizyolojik Teori: Din duygusunun gelişmesi hakkında deneysel psikoloji metodunu kullanarak yapılan açıklamaya psikofizyolojik açıklama diyeceğiz.
Ribot, felsefede psikolojiyi, fizyoloji ile açıklayan bir ekolün kurucusudur. Ribot’a göre din şuuru veya dini hayat üç devreden ibarettir:
1- Korku ve yaşama ihtiyaçlarının hâkim olduğu somut idrakler, hayaller devri.
2- Ahlaki elemanların katılmasıyla daha ilerlemiş ahlaki kavramlar devri.
3- Duygusal elemanların azalarak din duygusuyla akli elemanların karışmasından meydana gelen en yüksek kavramlar devri (idealleşmiş din).
Dinî his bütün dinlerde esastır ve adeta dinleri birleştiren en temelli olgulardan biridir. Dolayısıyla, din duygusu, insana mahsus ve başka bir duyguya indirgenmesi imkânsız olan fıtrî bir duygudur.
Dini İnanç:
Dini inanç (iman): kişinin dini konulardaki kabul, ret ya da şüphe durumunu gösterir. Dini inancın başlangıç noktası “kabul ve tasdik”tir. Dini inancın önemli bir özelliği, somut bir nesne ile ilgili olmadığı için tahkik edilemez, yani gözlem ve deneye giremez. dini inancın temel unsuru Allah inancıdır.

din psikolojisi-7.hafta özeti
DİNİ TASAVVUR VE DÜŞÜNCE
1)Dini Tasavvur:
Tasavvur, beş duyu organıyla zihne alınan objelerin, kavramların ve olayların zihinde yeniden şekillendirilmesi ve canlandırılmasıdır.
Dini tasavvur, dini kavramların ve fenomenlerin ya da objelerin zihinde canlandırılması ve şekillendirilmesidir. Mesela Müslüman literatüründe var olana Allah, peygamber, cennet, cehennem, melek, şeytan ve ahiret gibi kavramların zihinde yeniden canlandırılması dini tasavvuru ifade etmektedir. Dini tasavvurların başında Allah tasavvuru gelmektedir.
2) Dini Düşünce:
Dini kavramlardan birisi (Allah, melek, cennet, cehennem vs.) anıldığında beyinde oluşan tasavvurunu düşünmeye denir.
3) Dini İrade, İlgi ve İstekler
a) Dini İrade: kişinin, dinin istekleri ve yasakları doğrultusunda davranışlarını ayarlama gücüdür. Yani dini irade, inananları bir taraftan dinin emirleri doğrultusunda davranışlarda bulunmaya iterken diğer taraftan dinin yasakladığı şeyler doğrultusunda yapılacak olan davranışları durdurmaya çalışır.
b) Dini İradede Kararsızlık ve Şüphe: fıtrat ile başlayan dini inanış ile irade küçüklükten ergenlik dönemine girildiğinde bazı karasızlıklar ve şüphelere girebilmektedir. Bunun doğmasında etkili olan faktörler şunlardır:
a) Bağımsızlık duygusunun uyanmasına bağlı olarak gelişen her türlü otoriteyi reddeden isyankâr eğilim,
b) Cinsel gelişimin hızlanması ve suçluluk duygusunun belirmesi; nefsanî arzuların dini ahlak kurallarına başkaldırması,
c) Hayatın boş, anlamsız ve mantıksızlığı düşüncesinin etkisi
d) Alınan dini eğitimin yetersizliği sebebiyle başarısız ve yetersiz bir dini sosyalleşmenin ortaya çıkması,
e) Gerçek hayatta karşılaşılan olaylar ve bazı bilimsel teorilerle dini inanç ve öğretiler arasında bir uzlaşmalık ya da çelişki görülmesi
f) Dindarların ve din görevlilerinin tasvip edilmeyen bazı tutum ve davranışları,
g) Dini konularla ilgili bilgi eksikliği ve rehbersizlikar eğilim,
c) Dini İlgi ve İstekler: Dindar bir kimsenin ne yaptığını ve ne yapmak istediğini öğrenmek ve davranışlarını anlamak için onun ilgileri, merakları ve istekleri bulunmaktadır.
4) Dini şuur:
Şuur, insanın içinde geçen ruhsal olaylar hakkında bilgi edinmesidir. Psikolojide insanın içinde geçen ruhsal olayların tümüne de şuur denilir.
Din veya ulûhiyet şuuru, din duygusunun daha yüksek ve olgun şeklidir.
Şuurun Değeri: Şuurun ilk derecesi basit ve ilkel bir şuur halidir. Şuurun bu derecesi ilkel kavimlerde de görülür.
Şuurun İkinci Derecesi:Medeni ve ileri toplumlarda terbiye ve öğretim faaliyetleri, toplumları çeşitli tesirleri (aile, arkadaş, çevre) çocukları çabuk yetiştirir, şuurun bulanık ve belirsiz hali kaybolarak ikinci derecesi başlar. Vücutla birlikte beyin de gelişir.
Ulûhiyet Şuuru: Şuurun üçüncü derecesi, en yüksek bir ulûhiyet duygusu halini almıştır. Şuurun bu derecesine ulaşan kimselerde ruh sükûneti, olgunluk görülür. Bu bir kemal derecesidir. “tadan bilir, tatmayan bilmez”. Çünkü ulûhiyet şuuru, en yüksek idealin şuurda yaşaması ve duyulmasıdır.
İslam âleminde ulûhiyet ve din şuurunu en iyi ifade edenlerden biri de, İmam Gazali’dir. Gazali, “ihya-ülulum”unda ‘aşk-ı ilahi’ adını verdiği ulûhiyet ve din şuuruna bağlanmayı ve Tanrı sevgisini şu suretle ifade eder.


__________________

Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Medine-web 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Medineweb Görsel ve Slayt arşivi( kaybolmaması... Medineweb.net Videolar Medine-web 5 211 23 Eylül 2024 20:24
Mustafa İslamoğlu Sözler Medineweb.net Videolar Mihrinaz 2 394 30 Nisan 2023 16:51
Şirk Hakkında Kuran Ne Diyor? Medineweb.net Videolar Medine-web 0 264 29 Nisan 2023 18:52
DÜNYA KABE'NİN NERESİNDE Hacc-Umre-Kurban Medine-web 0 1106 27 Nisan 2020 21:40

Alt 20 Aralık 2013, 05:42   Mesaj No:2
Medineweb Site Yöneticisi
Medine-web - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medine-web isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 1
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:8
Cinsiyet:Erkek
Yaş:50
Mesaj: 3.036
Konular: 340
Beğenildi:1437
Beğendi:478
Takdirleri:10498
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: din psikolojisi-4.5.6. 7.ve 8.hafta özeti

din psikolojisi-8.hafta özetidir.
DİNİ FİLLER
Dini Fiiller ve İbadet Psikolojisi: Din Psikolojisinin başka bir araştırma alanı ise dini fiillerdir. İnananın, inanılana karşı dini yaşayışını ve bunu türlü pratiklerle realize edişini de incelemektedir. Çünkü inanan insan kuru bir inançla yetinemez; bu inancı ibadete çevirmelidir. Yani dua, namaz, oruç, zekât, kurban, bayram, dini gün ve geceler, sadaka, iyilik, itaat, sevap, günah, tövbe, vicdan, kısaca helal ve haram vs.
İbadetlerin Psikolojik Değeri: İbadetler tek başına veya toplu olarak yapılmaktadır. İbadetin kişi üzerindeki etkilerini şu noktalarda toplamak mümkündür:
a) Bir Görev olarak Algılanması: Önce şunu belirtmek gerekir ki, inanan kişi, ibadetlerin Allah tarafından kendisine verilen bir görev olduğunu kabul etmektedir. Bu yüzden, eğer çeşitli nedenlerle bazı engellerle ibadet etmezse, yani namaz kılamazsa, oruç tutamazsa vs. huzursuz olur ve günah işlediği düşüncesiyle rahatsızlık duyar. Bu yönüyle psikolojiyi ilgilendirir.
b) Ruh Sağlığını Koruması: İbadet insana gerginlik ve stresten kurtulmada ruh sağlığını korumada yardımcı olur.
c) Dengeli Bir Kişilik Kazandırması: İbadet insanın üstünlük ve aşağılık duygularından uzaklaşmasına, dengeli kişilik yapısına kavuşmasına katkı sağlar. Yine camide amir memur, zengin fakir, öğretmen öğrenci, her kesimden insanın aynı safta, omuz omuza, hatta camiye önce gelmişse diğerinden önde yer alarak namaz kılması, Allah’ın huzurunda herkesin eşit olduğunu görmesine, algılanmasına ve aşağılık duygusuna kapılmamamsına neden olur.
d) Başkalarına Zarar Verici Davranışlardan Alıkoyması: İbadet, bireyi, kendini kritik etmeye, değerlendirmeye iter, onu olumsuz davranışlardan uzaklaştırmada rol oynar. Allah, “namaz mutlaka kötü ve iğrenç şeylerden men eder. Buyurmuştur. Oruçta ise, zaten birey bütün gün ibadet halindedir. Bütün davranışlarını böyle bir bilinçle yapacaktır. Yani oruçlu olduğu sürece güzel davranışlarda bulunacak, kötülüklerden uzaklaşacaktır.
e) İradeyi Güçlendirmesi: İbadetler, insanı sabra alıştırır, iradesini güçlendirir. Namazda da oruçta da iradenin etkin rolü vardır. Oruçta sabır unsuru ön plândadır.
f) Maddiyata Aşırı Bağlılığı Azaltması: Dünyadaki çeşitli imkânlar, maddi şeyler, para, makam, mevki insana cazip gelir. İbadetler bunlara aşırı bağlılığı önlemede de etkindir. Zekât ve sadaka, mala ve paraya olan bağlılığın azalmasına, mal hırsının insanın gözünü bürüyüp kendisine ve çevresine zarar verici duruma düşürmesin engel olur.
g) Şefkat ve Merhamet Duygularını Geliştirmesi: İbadet insandaki şefkat ve merhamet duygularını artırır, onu fedakârlığa ve başkalarını düşünmeye iter. Sosyalleşmesine katkıda bulunur. Özellikle oruçta birey, belli bir süre aç kalmanın etkisi ile fakir kişilerle daha çok ilgilenir, onlara daha çok yardımda bulunmaya çalışır. Camiler de kişilerin sosyalleşmesinde önemli rol oynar. İnsanlar birbiriyle tanışır, birbirlerine yardımcı olur, hal hatır sorar, yalnızlık duyguları ortadan kalkar.
h) Sevgi, Saygı ve Bağlılığı Kuvvetlendirmesi: İbadetler, sosyal dayanışmayı, birlik ve beraberlik duygularını geliştirme açısından da etkin bir fonksiyona sahiptir. Özellikle zekât ve sadakalar, insanlar arasındaki sevgi, saygı ve bağlılığı kuvvetlendirir.
ı) Günahkârlık ve Suçluluk Duygularını Yok Etmesi: İbadet, günahkârlık ve suçluluk duygularından da bireyi korur. Birey, ibadet sırasında olsun, ibadetten sonra olsun yaptığı dualarla, daha önce işlediği günahların bağışlanacağını düşünerek günahkârlık ve suçluluk duygusuna kapılmaz. Bu konuda tövbe bireyi rahatlatan önemli bir etkendir. Zihnin olumsuz düşüncelerden uzaklaşmasında, duyguların denge kazanmasında, iradenin kuvvetlenmesine vesile olur.
İbadet ve Kişilik
İbadetler genelde, kişilik ve karakteri düzenleyici ve dengeleyici sistemler olarak anlaşılabilir. İslami ibadetlerden her birinin insanın belli yaşayış ve davranışlarını hedef aldığı ve onları dini gayelere göre şekillendirmeye yöneldiği dikkate alınarak yapılacak tahliller, çok yönlü etki araştırmasıyla anlaşılır hale gelecektir.
a)İlahi Şuurun Sabitleşmesi: Her tür ibadet, kendini Allah huzurunda hazır bulma halidir. İbadet esnasında ferdin ruhunda dini bir atmosfer canlanır ve bu hal içerisinde fikirler ve duygular incelir, yücelir. Bu ruh hallerinin tekrar tekrar yaşanmasıyla dini şuur insanda kökleşmeye başlar.
b) Kişilik ve Karakterin Güçlenmesi: İbadet, onu yerine getiren kimseler tarafından, Allah’a karşı bir borç ve vazife olarak algılanması ölçüsünde “sorumluluk Duygusu”nun gelişmesinde etkili olmaktadır. Allah karşısında hissedilen sorumluluk ve vazife duygusu, en altta insanın hemcinslerinden cansız varlılara kadar uzanan ve genelleşen bir karakter halini almaya elverişli kılar. Belli bir program içerisinde süreklilik gösteren ibadet uygulaması fertte bir iç disiplin oluşması ve iradenin güçlenmesine imkân verir. Zekât, sadaka, oruç, hac ve kurban ibadetlerinin, kişide “diğergam” bir karakterin gelişmesinde son derece etkili olduğu açıkça görülebilir.
c) Sosyalleşme ve Sosyal Dayanışma: İbadetlerin birçoğu cemaat halinde uygulamaya konur. Bunun önemi, en fazla müminler arasında “birlik Şuuru”nun uyanmasıyla kendisini gösterir. İbadetler, kişiyi Allah’la olduğu kadar diğer insanlarla da yakınlaştırmaktadır. Günlük cemaatle kıldığı namazlardan, Cuma ve bayram namazlarına, oradan Hac vesilesiyle Mescid-i Haram’da kıldığı namazlara geçiş yaparken, müslümanın kendi sosyal çevresini yavaş yavaş genişletmekte olduğu müşahede edilir.
Psiko-Sosyal Yönden İbadet:
Fert dini pratikleri yaparken bir taraftan ilahi olanın yönlendirmelerini düşünür diğer taraftan kendi özelliklerini ve iradesini etkin kılar, bazen samimi ve içten bazen de çevre takdirine göre hareket eder. İbadetin insana kazandırdığı psikolojik ve sosyolojik özellikler bulunmaktadır. Bunlar:
a) İbadet ve Kulluk: İslami yaklaşımda kul, ibadetleriyle Allah’a karşı, Allah’ın Rab, kendisinin de kul olduğunun şuuru içinde, “Allah benim Rabbimdir, beni o yarattı, bana her türlü rızkı O verdi, bütün varlığımı O’na borçluyum, öyleyse O’na ibadet etmem gerekir” düşüncesi ve duygusu içinde kulluk borcu olan ibadetlerini ifa eder. Böylece inanan kişi kâinattaki yerini belirlemiş olur.
b) İbadet ve İtaat: İbadet, inanan kişinin yüce varlığa itaat üzere olduğunu, isyankâr olmadığını, O’nun takdirine, otoritesine rıza gösterdiğini ifade eden bir dini davranıştır. İtaat, kişinin bir disipline uyması, sistemli bir hayat tarzını benimsemesi ve kabullenmesi demektir. İtaat etmek, emri verenin emrine uymak, boyun eğmek demektir. İtaatin zıddı ise isyandır.
c) İbadet ve Bağlılık: Bağlılık, sözlükte birine karşı sevgi ve saygı ile yakınlık duyma ve ilgi gösterme, sadakat manalarına gelir. Bu sadakat gönül bağı ister, sevgi, saygı ve bağlılık gerektirir. Bu sebeple ibadetler, ilahi ve yüce olarak kabul edilene olan bağlılığın, yani iman ve gönül bağının, vefakârlığın birer ifadesidirler.
d) İbadet ve Sevgi: İbadet, bir sevgi ifadesidir. Yani kulun Allah’a olan sevgisini ifade ettiği bir davranıştır. Gerçek sevgi, kişinin sevdiği için göstermiş olduğu fedakârlıklarla belli olur. İbadet bir bakıma, kulun Allah için rahatından, malından, dünyevi birtakım zevk ve eğlencelerden fedakârlık etmesidir. Böylece Allah’a olan sevgisini ispatlamaktır.
Saygı, Allah söz konusu olduğu zaman tazimde bulunma, büyüklüğünü kabul etme, yüceliğine layık davranma, Allah sevgisi ile korkusunun beraberce bulunduğu bir çekinme ve sakınma hali, O’nun sevgisini kazanamamaktan veya kaybetmekten endişe etme, gazabına ve kahrına uğramaktan sakınma veya korkma halidir, diyebiliriz.
d) İbadet ve şükür: Şükür, nimeti verene karşı memnuniyet ve minnet duygularını tazim ile ifade etmektir. Türkçede ‘Şükür Allah’a: teşekkür de kullara yapılır’ ifadesi meşhurdur.
f) İbadet ve Zikir: Zikir, hatırlama, anma, bahsetme, telaffuz etme, şan, şeref, şöhret, övgü, namaz, dua ve niyaz, Kur’an-ı Kerim, hüccet gibi manalara gelir. Allah’ı zikretmek, Allah’ı hatırlama ve anma demektir. İbadetlerimizle Allah’ı zikreder, devamlı O’nun gözetiminde olduğumuzun farkına varırız.
g) İbadet Bir Duadır: Dua, en öz ifadeyle, inananla inanılan arasındaki iletişimdir. Ferdin günlük hayatında dünyevi ve manevi arzu ve isteklerinin gerçekleşmesi için yüce varlığa olan yönelişi ve yakarışıdır. İbadetler de aynı zamanda bir duadır. İbadetini yaparken kişi,
Allah’ın emri olan bu ibadeti yapayım da Allah’ın hoşnut olduğu sevgili bir kulu olayım, Allah’ın kahrından emin, lütfüne nail olayım, diye arzulamaktadır. bu sebeple ibadet ile dua özleşmiştir.
__________________

Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Din Psikolojisi 6. Ünite Geniş Özeti / Medineweb nurşen35 Din psikolojisi 5 17 Şubat 2018 16:22
Din Psikolojisi Kitab Özeti limansız Din Psikolojisi 1 12 Nisan 2015 19:31
sakarya ilitam din psikolojisi 1-8 hafta özetleri Medineweb SAKARYA İlitam 7 28 Aralık 2013 14:52
din psikolojisi-2. ve 3.hafta özeti Medine-web Din Psikolojisi 0 20 Aralık 2013 05:35
Mantık 7. hafta özeti f_kryln Mantık 0 25 Ekim 2013 16:21

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.