|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Medineweb,Açılış Tarihi: 21 Şubat 2014 (20:20), Konuya Son Cevap : 20 Nisan 2018 (22:05). Konuya 9 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
21 Şubat 2014, 20:20 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 13301 Üyelik T.:
04 Şubat 2011 | Din Psikolojisi dersi soru-cevap bölümü Din Psikolojisi dersi soru-cevap bölümü selamun aleykum arkadaşlar..bu başlıkda soru cevap yapabilirsiniz..kolaylıklar dilerim |
Konu Sahibi Medineweb 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Medinewebli önlisans İlahiyat 1.sınıf öğrencileri... | İlahiyat Öğrencileri İçin Genel Paylaşımlar | nurşen35 | 87 | 34504 | 23 Mayıs 2015 21:53 |
Gülmek isteyenler tıklasın :))) | Videolar/Slaytlar | Kara Kartal | 3 | 4130 | 10 Mayıs 2015 16:16 |
Cumartesi Anneleri’nin ahı/Can Dündar | İslami Haberler | Medineweb | 0 | 2761 | 10 Mayıs 2015 16:13 |
Ayın Üyesi ''zeynepnm'' | Ayın Üyesi | 9Esra | 13 | 9116 | 30 Nisan 2015 14:29 |
Müzemmil suresi bize ne anlatıyor | Tefsir Çalışmaları | Medineweb | 0 | 3382 | 19 Nisan 2015 15:45 |
12 Ekim 2014, 18:04 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 44996 Üyelik T.:
05 Ağustos 2014 | Cevap: Din Psikolojisi dersi soru-cevap bölümü
S.A. Çalışmaya din psikolojisinden başlamaya karar verdim. Sizce doğru karar mi yada öneriniz varsa alabilir mıyım
|
12 Ekim 2014, 22:24 | Mesaj No:3 | |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 | Cevap: Din Psikolojisi dersi soru-cevap bölümü Alıntı:
Sena Merve , istediğin konudan başlayabilirsin. Hatta bu sayfadan soru cevap şeklinde de çalışabilirsin. Din Psikolojisi konuları bu çalışma şekliyle daha da akılda kalıcı olacaktır. Hayırlı çalışmalar diliyorum. | |
12 Ekim 2014, 22:29 | Mesaj No:4 | |
Cevap: Din Psikolojisi dersi soru-cevap bölümü Alıntı:
sonra i.mezhepleri ve i.düşünce ye çalışmıştım. sıra önemli değil tekrar önemli bence. kolaylıklar diliyorum | ||
20 Nisan 2018, 21:21 | Mesaj No:6 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 |
1. Hangi demografik değişkenler ile dindarlık ilişkisi değerlendirmesi yapılmaktadır? Cevap: Dindarlığın yaş, cinsiyet, öğrenim durumu, sosyoekonomik durum, kırsal-kentsel çevre durumu ve medeni durum olmak üzere 6 demografik değişkenle ilişkisi ele alınmaktadır. 2. Dindarlık en genel anlamıyla nasıl tariflenebilir? Cevap: Dindarlık, en genel anlamıyla bireyin bağlandığı dinin kendi hayatındaki özel yansımasıdır. Yani dindarlık, bireyin kendine has din algısı ve yorumuna dayanır. Tek bir dine inanan bir toplumda bile, esasen inanların sayısı kadar dindarlık biçimlerinden bahsedilebilir. CİNSİYET VE DİNDARLIK 3.Araştırmalar incelendiğinde, cinsiyetle dindarlık arasındaki ilişkiye dair bulguların geniş bir yelpaze üzerinde farklılaştığı görülmektedir. Bu farklılaşmanın sebepleri nelerdir? Cevap: Araştırmalar incelendiğinde, cinsiyetle dindarlık arasındaki ilişkiye dair bulguların geniş bir yelpaze üzerinde farklılaştığı tespit edilebilir. Doğal olarak bu farklılaşma, kısmen bireyin kendisinden, kısmen de dış çevreden kaynaklanan psiko-sosyal pek çok faktöre bağlıdır. Bireyin kişisel eğilimleri, dinî kabulleri ve dinden beklentileri; inanılan dinin mahiyeti, dinî mesajların dindardan talepleri, dinin toplumsal etkisi, kültürün dine yüklediği anlam, yaşanılan zaman ve ortamın koşulları vb. faktörler, bu çerçevede ifade edilebilir. Diğer önemli bir farklılaşma nedeni ise, yapılan araştırmalarda söz konusu ilişkiyi incelerken bazen dinî hayatın tek boyutundan, bazen de çok boyutundan hareket edilmesidir 4. Cinsiyet değişkeniyle dindarlık ilişkisini ele alan araştırmalar, ulaştıkları genel sonuçlar itibarıyla hangi gruplarda incelenebilir? Cevap: Cinsiyet değişkeniyle dindarlık ilişkisini ele alan araştırmalar, ulaştıkları genel sonuçlar itibarıyla üç grupta toplanabilir. Bir kısım araştırmalara göre kadınlar, erkeklerden; diğer bir kısmına göre erkekler kadınlardan daha dindardırlar. Bir kısım araştırmalara göre ise, cinsiyet ile dindarlık arasında istatistik açıdan anlamlı bir ilişki yoktur. Birinci grupta yer alan araştırmalar, genel çizgileri itibarıyla daha ziyade Batı kaynaklı iken, ikinci gruptakiler Doğu kaynaklı görünmektedir. 5. Batı dünyasında dinî hayatın çok boyutluluğunu esas alarak yapılan çalışmaların sonuçlarına göre bazı boyutlarda kadınların, bazılarında ise erkeklerin daha dindar olduğu ortaya çıkmıştır. Bu boyutlar nelerdir? Cevap: Erkek ve kadınların hangi boyutlarda daha önde oldukları, çeşitli faktörlere bağlı olarak değişmektedir. Örneğin Fukuyama’nın tespitlerine göre kadınlar; dinin inanç, ibadet ve duygu boyutunda; erkekler ise, bilgi boyutunda daha yüksek puan almışlardır. Buna göre erkekler daha fazla dinî bilgiye sahip olmalarına karşın inanç ve ibadetlerinde daha zayıf kalmaktadırlar. Dindarlığı, yedi boyutta ele alan benzer bir araştırma sonuçlarına göre kadınlar, genel dindarlık, sosyal dindarlık, Tanrı’ya bağlılık ve tövbe boyutlarında; erkekler ise otoriter/yargılayıcı bir Tanrı inancında daha yüksek puan almışlardır. Buna göre kadınlar erkeklere oranla daha dindardır. 6. Bazı araştırmacılar tarafından, kadınların erkeklere göre daha dindar olmalarını açıklayan görüşler nelerdir? Cevap: İlki günahkârlık duygusuyla ilişkilidir. Bu görüşe göre dinin temel işlevlerinden biri, bu duyguyu hafifletmektir. Kadınlara has bazı kişilik özellikleri onları dindar olmaya yöneltmektedir. Ataerkil toplumsal cinsiyet anlayışı, kızların ve erkeklerin yetiştirilme biçimlerini farklılaştırmaktadır. Kadınlar, etkilenmeye ve ikna edilebilirliğe daha açık bir tabiattadır. Mahrumiyet-telâfi görüşüne göre kadınlar erkeklere göre kendilerini gerçekleştirme, meslek edinme, ekonomik bağımsızlık ve cinsel hayat başta olmak üzere çeşitli konularda daha fazla hayal kırıklıkları yaşamakta, dolayısıyla kendilerini daha fazla engellenmiş hissetmektedirler
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
20 Nisan 2018, 21:42 | Mesaj No:7 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 |
7. Cinsiyet-dindarlık ilişkisini bir bütün olarak değerlendirdiğimizde ortaya çıkan çok yönlü farklılıkların temel nedenleri nelerdir? Cevap: Cinsiyet-din ilişkisiyle ilgili bulguların bu şekilde farklı çıkmasında kuşkusuz her iki cinsin yaş, eğitim seviyesi, gelir düzeyi, meslek, medenî durum gibi kişisel koşullarının önemli bir etkisi olmalıdır. Nitekim hem Batı’da hem de ülkemizde bu yargıyı destekleyen birçok bulgu vardır. 8. Ülkemizde erkeklerin kadınlara göre daha dindar olduğunu ortaya koyan araştırma bulgularından hareket ettiğimiz takdirde, bu neticenin ardındaki nedenler nelerdir? Cevap: Hıristiyan dünyasının aksine Müslüman toplumlarda cami, Kur’an Kursu gibi din hizmeti veren kurumlardan faydalanma; dinî bilgilendirme programlarına katılabilme; dinî konuları tartışabilme ya da dinî sorunlarını paylaşabilme; cemaate iştirak edip hutbe ve vaaz dinleme fırsatlarından yararlanma açısından erkekler kadınlara oranla daha fazla imkânlara sahiptirler. Türk toplumunda daha çok örf gereği olarak kadınlar, dindarlıklarını vaaz ve hutbeleriyle olumlu yönde etkileyebilecek Cuma, bayram namazları vb. gibi bir takım dinî uygulamalardan ya da konferans, seminer vb. dinî bilgilendirme etkinliklerinden erkeklere göre daha uzak kalmaktadırlar. YAŞ VE DİNDARLIK 9. Dinî hayatın şekillenmesinde yaş değişkeninin etkisini açıklamaya çalışan kuramlar nelerdir? Cevap: Geleneksel, Kararlılık ve İlgisizlik kuramları, bu çerçevede gündeme gelen açıklama tarzlarıdır. Geleneksel Kuram, 18-30 yaş aralığında dinî etkinliklerde önemli bir düşüşün yaşandığını, dinî yönelişlerde yeniden artışın ancak 30’lu yaşlardan itibaren gerçekleşebileceğini savunur. Kararlılık Kuramı, yaşlanmayla birlikte dinî hayatta kayda değer önemli değişmelerin ortaya çıkmadığını öne sürer. Bu kurama göre bireyin dindarlığı belirli bir çerçeve içerisinde sürüp gider, ciddi bir değişime uğramaz. İlgisizlik Kuramı ise, yaş ile dindarlık arasında ters orantılı bir değişmenin söz konusu olduğunu iddia eder. Buna göre yaş ilerledikçe dindarlık zayıflar. 10. ABD ve Batı Avrupa’da yapılan araştırmalara bütüncü bir yaklaşımla bakıldığında çıkan genel netice nedir? Cevap: Gençlik dönemiyle birlikte dindarlık zayıflamaya başlar; ilk yetişkinlik döneminin başlangıcından 30 yaşlarına doğru dindarlıktaki düşüş nispeten sürer; daha sonra durağan bir süreç ortaya çıkar. 40-45 yaşlarından itibaren dindarlıkta yeni bir yükseliş eğilimi görülür (Spilka ve ark., 1985; Françis ve Subbs, 1987; BeithHallahmi ve Argyle, 1997). Görüldüğü gibi bu araştırmalar, daha çok yukarı- da tanımı yapılan Geleneksel Kurama uygun bir çizgiyi göstermektedir
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
20 Nisan 2018, 21:53 | Mesaj No:8 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 |
11. İlgili literatüre genel olarak bakıldığında, yaş büyüdükçe dindarlığın seyri nasıl değişmektedir? Cevap: Literatüre genel olarak bakıldığına, yaş büyüdükçe dindarlığın da arttığı yönünde bulgularla karşılaşmak mümkündür. Dindarlığın çok boyutlu olarak ele alındığı bir araştırma (Kendler ve ark. 2003) bulgularına göre yaş ilerledikçe genel dindarlık, sosyal dindarlık, Tanrı’ya adanmışlık ve tövbe etme eğilimlerinde artış kaydedilmiştir. Ancak yaşın ilerlemesiyle otoriter yargılayıcı Tanrı ve şefkatli Tanrı tasavvurları arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Bunun dışında bazı çalışmalarda her iki değişken arasında olumsuz ilişki tespit edilirken, bazılarında ise herhangi bir ilişkinin olmadığı görülmüştür. 12. 17-30 yaş aralığındaki psikolojik ve sosyal değişmeleri dikkate aldığınızda, bu dönemde dindarlıkta ortaya çıkan düşüşün 40’lı yıllara yaklaşırken tersine dönüp yükselişe geçmesinin ardında hangi nedenler etkili olabilir? Cevap: Orta yaş döneminde dine ilginin yeniden canlanması hayatın anlamına ilişkin sorgulamaların yaşanmasıyla, yaşam kalitesi ve mutluluk düzeyiyle, içinde bulunulan bunalım, kararsızlık ve gerilimlerden kurtulma arzusuyla da yakından ilişkilidir. 13. Ülkemizde yaş ve dindarlık arasındaki ilişki nasıl değerlendirilebilir? Cevap: Ülkemizde yapılan araştırmalar ana hatlarıyla ele alındığı zaman, genel bir kanaate ulaşmak oldukça zor görünmektedir. Her şeyden önce araştırmalar, yaş ile dindarlık arasında anlamlı ilişkiye işaret edebilecek düzeyde tatmin edici bulgular sunmamaktadır. Diğer taraftan gerçekleştirilen araştırmalar, genel olarak birbiriyle çelişir bulgulara sahiptir. Birinde pozitif bulunan ilişki diğerinde negatif bulunabilmektedir. Bu durum, yaş ile birlikte kişisel ya da çevresel daha farklı bir takım faktörlerin de işe karıştığını akla getirmektedir. ÖĞRENİM DURUMU VE DİNDARLIK 14. Öğrenim durumu-dindarlık ilişkisi hangi boyutlularla açıklanabilir? Cevap: Öğrenim durumu-dindarlık ilişkisini iki boyutta ele almak uygun görünmektedir. Boyutlardan biri, eğitimöğretim düzeyidir; diğeri ise, yapılan eğitim-öğretimin içeriğidir. Konumuz itibariyle öğrenim düzeyi-dindarlık ilişkisi, bireyin ilköğretimden üniversiteye kadar geçirdiği eğitim-öğretim aşamalarının kişisel dindarlığı üzerindeki etkilerini içermektedir. Öğrenim içeriği-dindarlık ilişkisi ise, eğitim kurumlarında alınan eğitim-öğretim içeriklerinin bireyin dindarlığının kalitesi üzerindeki etkilerini içermektedir
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
20 Nisan 2018, 21:56 | Mesaj No:9 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 |
15. Kişisel dindarlığı doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen en etkili kurum nedir ve etkileri nelerdir? Cevap: Bireyin dindarlığının oluşmasında ve daha sonraki dinî hayatının şekillenmesinde en etkili kurumun aile kurumu olduğu konusunda eğitimcilerin hepsi fikir birliği içindedir. Nitekim kişisel dindarlığı doğrudan ya da dolaylı olarak konu edinen hemen tüm araştırmalar, aynı hususa vurgu yapmaktadır. Bu nedenle aile kurumu, ilk eğitim kurumu olarak kabul edilmektedir. Kuşkusuz aile, sadece ilk dinî temellerin atıldığı veya ilk dinî eğilim ve etkilerin geliştiği ortam değildir; aynı zamanda o, bireyin sonraki dinî eğitim tercihlerini de birinci derecede belirleyen en önemli sosyal yapıdır. 16. Ülkemizde üniversite düzeyinde yapılan çalışmalardan elde edilen bulgular incelendiğinde -ilahiyat fakülteleri hariç- yükseköğretimle dindarlık arasında nasıl bir ilişki bulunduğu görülmüştür? Nedenleri nelerdir? Cevap: Ülkemizde üniversite düzeyinde yapılan çalışmalardan elde edilen bulgular incelendiğinde -ilahiyat fakülteleri hariç- yükseköğretimle dindarlık arasında ters yönlü bir ilişkiden söz edilebilir. Başka bir ifadeyle öğrenim düzeyi yükseldikçe dindarlık düzeyinde düşüş yaşanmaktadır. Kuşkusuz bu durumu besleyen sebepler çok çeşitlidir. Sadece seküler odaklı eğitim veren fakülte ve bölümlerde zaman zaman din ile bilimin karşı karşıya gelmesi ya da yükseköğrenim sürecinin beraberinde getirdiği sorgulayıcı akademik zihinsel yapıyla dinin eleştirel bir tarzda değerlendirilmesi, akla ilk gelen nedenler arasındadır. 17. Eğitim düzeyi yükseldikçe ya herhangi ciddi bir değişiklik ortaya çıkmamakta ya da karmaşık ve tutarsız ilişkiler gündeme gelebilmektedir. Eğitim düzeyi yükseldiği halde dinî hayatında ciddi değişmeler yaşamayanlar nasıl açıklanabilir? Cevap: Eğitim düzeyi yükseldiği halde dinî hayatında ciddi değişmeler yaşamayanlar, daha çok belirli standartlara bağlı kurulu bir dinî çevreden gelenlerden ya da özellikle dinî bunalım ve şüphelerle boğuşup sonrasında kendini tatmin edecek belirli dinî kalıplara sarılmayı tercih edenlerden oluşmaktadır. Kapalı dinî grup ve cemaatlerde yetişenleri de bu çerçevede örnek teşkil edebilecek başka bir kesim olarak sayabiliriz. Öğrenim düzeyi-dindarlık ilişkisinin karmaşık sonuçlara yol açtığıyla ilgili iki örnekle yetinebiliriz: Bir araştırma bulgularına göre eğitim dinî organizasyonlara katılımı desteklediği halde, eğitim seviyesi artan bireyler arasında dinî organizasyonlardan ayrılma, din değiştirme ve dinden dönme oranları daha fazladır (Sherkat ve Ellison, 2004). Yine, eğitim seviyesinin yükselmesine bağlı olarak dindarlıklarında daha dürüst ve tutarlı olmaya çalışanların bir kısmı, eski olumlu dinî alışkanlıklarının bir kısmından uzaklaşabilmektedir. Daha açık bir ifadeyle bazı dinî tutum ve davranışlarda kalite artarken bazı dinî davranış ve uygulamalar ortadan kalkmaktadır. 18. Ülkemizde hiç din eğitimi almayanların inanç düzeyleri, din eğitimi alanlar ile farklılık göstermekte midir? Cevap: Ülkemizde üniversite öğrencileri üzerinde yapılan bir araştırma, hiç din eğitimi almayanların Allah’a inanç hususunda kararsız eğilimler geliştirdiklerini ve inanç sorunları yaşadıklarını, ayrıca bunların dua ve ibadet davranışlarında resmî ya da özel din eğitimi alanların çok gerisinde kaldıklarını ortaya koymuştur. Liseli gençler üzerinde gerçekleştirilen bir araştırmada ise Allah’a iman konusunda en yüksek puanları İmam-Hatip öğrencileri almasına karşın liseler arasında en düşük puanları Fen Lisesi ve Anadolu Lisesi öğrencileri almıştır. Ayrıca dinî şüphe ve tereddütler noktasında bu iki okul, en yüksek oranlarla başı çekmiştir. Diğer taraftan ülkemizde yapılan diğer birçok araştırma bulguları, din eğitimi alan öğrencilerin daha dindar olduklarını gösteren ilave veriler sunmaktadır. Ayrıca, fiziksel ve sosyal olayları anlamlandırırken dinî referansları kullanma düzeyleri bakımından İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin diğer fakülte ve bölümlerden anlamlı derecede farklılaştığı görülmüştür. SOSYO-EKONOMİK DURUM VE DİNDARLIK 19. Sosyoekonomik düzey ile dindarlık arasında nasıl bir ilişki vardır? Cevap: Amerika ve Avrupa ülkelerinde yapılan çalışmalar, dinî faaliyetlerin daha çok ekonomik durum itibariyle orta gelir düzeyinde olanlar tarafından yürütüldüğünü göstermektedir. Zenginler daha ziyade göze hitap eden dinî faaliyetler içerisinde yer alırken fakirler genellikle dinin duygusal ve manevî boyutuyla ilgilenmektedirler. Buna göre gelir düzeyleri farklı olanlar, dinî hayatın değişik boyutlarında farklı tutum ve davranışlar sergileyebilmektedir. Esasen sosyal statü ile dindarlık ilişkisi, farklı görüntüler altında yansıma bulabilir. 20. Ülkemizde elde edilen bulgulara göre sosyoekonomik düzey ile dindarlık arasında nasıl bir ilişki vardır? Cevap: Bu konuda ülkemizde elde edilen bulgulara göre, genelde orta gelir düzeyinde olanlar, üst gelir grubundan daha yüksek dini yönelim göstermektedir. Gelir grupları açısından en dindar olanlar, orta gelir düzeyinde yer almaktadır. Onları alt ve üst gelir grupları izlemektedir. Alt gelir grubunu oluşturanlar ise, dinî yaşayış itibariyle orta ile üst gelir grubu arasında yer almaktadır. Dolayısıyla üst gelir grubundakilerin orta ve alt gruplara göre, dine daha ilgisiz bir tavır sergilediği söylenebilir. 21. Sosyo-ekonomik düzey- dindarlık ilişkisinde ortaya çıkan farklılaşmaların ardındaki nedenler nedir? Cevap: Sosyo-ekonomik düzey- dindarlık ilişkisinde ortaya çıkan farklılaşmaların ardında pek çok neden etkili olabilir. Bu noktada kişisel, toplumsal ve kültürel nedenler, en genel çerçeveyi oluşturur. Daha derinlemesine analizlerde, aynı toplumda, yörede ve kültürde yaşanmasına karşın mevcut koşullara göre gelir düzeyine bağlı değişen dindarlık biçimlerinden de bahsedebiliriz. Ülkemiz açısından değerlendirildiğinde, sosyo-ekonomik düzeyi yüksek olanların din ile daha az ilgilenmelerini, muhtemel birkaç nedene bağlamak mümkün görünmektedir: Özellikle Batılılaşma ve modernleşme süreciyle birlikte, aydın kavramıyla tanımlanan entelektüel üst kesimlerin ve sanat camiasından önemli simaların dine ilgisiz yaklaşmaları, diğer zenginlerin dine ilgisiz kalmalarına örnek teşkil etmiş olabilir. Doğal olarak böyle bir anlayışta din, gelir düzeyi düşük fakir ve yoksullar tarafından sahiplenen ve yaşanan bir olgu olarak mahkûm edilmiş olur. 22. Üst gelir grubuna mensup kişilerin dinle ilişkisi nasıl değerlendirilebilir Cevap: Öğrenim durumu-dindarlık ilişkisinde üzerinde durulduğu üzere, genellikle özel okullardan yetişen zengin kesimin aldığı pozitivist-akılcı eğitimin etkisiyle dine mesafeli bir zihniyet oluşturması, bu bağlamda akla gelen başka bir nedendir. Bu çerçevede olmak üzere zengin aile çocuklarının özel okul-dershane-ev üçgeninde geçirdikleri çalışma temposu sırasında isteğe bağlı din eğitimi alamamaları, zamanla dinî bilgisizlik nedeniyle onları dine yabancılaşmış bireyler haline getirebilir. Kuşkusuz aile içi dinî eğitim eksikliğinin, çocuğun dinî temellerden yoksun olarak hayata atılmasındaki önemli payı, burada ayrıca vurgulanmalıdır. Diğer taraftan içinde bulundukları yoğun iş ortamı nedeniyle zenginler, ibadetlere zaman ayırma noktasında kendilerini mazur sayabilir. Böyle bir gerekçe, gittikçe onları dine daha da ilgisiz hale getirebilir. Yine, üst gelir grubunda bulunanların dinî hayata ilgisiz kalması
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
20 Nisan 2018, 22:05 | Mesaj No:10 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 |
23. Bireyin yaşadığı yerleşim biriminin köy, kasaba ya da şehir olması ile dindarlığı arasında bir ilişki kurulabilir mi? Cevap: Yapılan araştırmalar, bireyin yaşadığı yerleşim biriminin köy, kasaba ya da şehir olması ile dindarlığı arasında bir ilişki olduğunu ortaya koymaktadır. Elde edilen bulgular, büyük yerleşim birimleri olan şehirlere oranla köy, kasaba veya ilçe gibi küçük yerleşim birimlerinde yaşayanların dine daha fazla yakın durduklarını ve dindarlık düzeylerinin daha yüksek olduğunu göstermektedir. Batıda yapılan araştırmalarda genel olarak kırsal kesimlerde yaşayanların, özellikle de çiftçilerin geleneksel dinî değerlere daha bağlı olduklarını ve dindarlık düzeylerinin şehirlerde yaşayanlara göre daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur. 24. Sosyal çevre-din ilişkisini sekülerleşme/dünyevileşme bağlamında ele alındığında nasıl bir çıkarım yapılabilir? Cevap: Genel olarak incelendiğinde Batıdaki çalışmaların çoğunluğu, sosyal çevre-din ilişkisini sekülerleşme/dünyevileşme bağlamında ele almaktadır. Buna göre kırsal kesimlerde yaşamanın toplumsallaşma açısından olumlu etkisi, dindarlığa da yansımaktadır. Şehir ortamı ise, sosyal hayatta dünyevî katkılar sağladığı için dindarlığı da bu yönde etkilemektedir. Bunun anlamı şudur: Kırsal ya da nüfusun az olduğu yerlerde yaşayanlar, şehirlerde ya da nüfusu kalabalık yerlerde yaşayanlara göre geleneksel inançlara daha çok bağlanmakta; dinî aktivitelere daha çok katılmakta ve dinî inançlarında daha muhafazakâr olmaktadırlar 25. Medeni durum ile dindarlık ilişkisi nasıl açıklanabilir? Cevap: Medeni durum ile dindarlık ilişkisini konu edinen birçok araştırma mevcuttur. Batı’da yapılan araştırmalara genel bir bakış açısıyla yaklaştığımızda, bunların birbirinden farklı sonuçlar ortaya koyduğunu görebiliriz. Genel olarak evlilerin bekârlara göre daha dindar olduklarına dair bulgular yaygın olmasına karşın, birçok araştırmada evlilik ve bekârlık açısından evlilerin lehine küçük farklılıklar bulunmuştur. Yapılan bir araştırma sonucuna göre, bekâr kadınların kiliseye devamda evlilere oranla daha önde oldukları gözlemlenmiştir. Evlilerin bekârlara göre daha yaşlı olabilecekleri göz önünde tutulduğunda bu durum, çarpıcı bir sonuç olarak görünür. Zira ilerleyen yaşla birlikte dinî aktivitelerde belirgin bir artış söz konusudur. Eşini kaybetmiş dulların bekâr ve evlilere göre özellikle günlük dua ve ölüm sonrası hayata inanmada daha çok dinî davranış sergiledikleri görülmektedir. Dulların daha yüksek yaş ortalamalara sahip olmaları, bu bulgunun bir açıklaması kabul edilebilir. Ayrıca tespitlere göre dullar, maneviyata ve ölüm sonrası hayatta sevdikleriyle kavuşacaklarına inanma eğilimindedirler. Boşanmış ve ayrı yaşayanlar da evlilerden ortalama olarak daha yaşlıdırlar ve muhtemelen dullardan daha gençtirler
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Tefsir Dersi Soru-Cevap Bölümü | Medineweb | Tefsir | 12 | 05 Aralık 2019 19:29 |
Arapça 3 Dersi Soru-Cevap Bölümü | Medineweb | Arapça 3 | 859 | 19 Mayıs 2018 02:31 |
Türk Dili dersi soru-cevap bölümü | Medineweb | Türk Dili 1 | 317 | 19 Nisan 2018 22:54 |
AÖF İlahiyat Arapça Dersi Soru Cevap Bölümü | muuskem | Arapça 1 | 84 | 20 Ocak 2016 14:17 |
İslam mezhepleri Tarihi dersi soru-cevap bölümü | Medineweb | İslam Mezhepler Tarihi | 0 | 21 Şubat 2014 20:21 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|