DiN SOSYOLOJiSi 7-8-9-10 ÜNiTELERiNiN KODLAMALAR

[toyber]

DiN SOSYOLOJiSi 7-8-9-10 ÜNiTELERiNiN KODLAMALAR

======DiN SOSYOLOJiSi 7-8-9-10 ÜNiTELERiNiN KODLAMALARI=======
--Kamusal alani belirlemek icin sinirlarini belirleyen ve boyutlara ayiran RAPPA´dir.
(Bizim su RAmPA da kamu sinirlarina giriyormus, devlet yapacaginiz evin boyutlarina dikkat edin bizim siniri gecmesin dedi
--18. yy da kamusal alanin anlasilmasinin önemli tarihsel baglamlarindan bir BURJUVAZi´dir.
(BUR(j)CU 18 yasinda henüz resit oldugunda kamuda VAAZi konusmalar yapmaya baslayarak tarihe gecti
--SENNET´e göre: "yaklaşık 1470li yıllarda kamu sözcüğünün İngilizcede ilk bilinen kullanımı,kamuyu toplumun ortak çıkarı ile bir tutmak şeklindedir."
(beni secerseniz! Kamuda toplumun ortak cikarlarini daima gözönünde buluduracagim! söz veriyorum hatta SENNETle kesinlestirelim )
--Yunanlıların bilincinde kamu, özel alanın karşısında bir özgürlük ve istikrar alemidir.
(Yunanlilar her konuda Türkiye´yle yarisir ama hayret bizim kamuda özgürlük ve istikrar yok! neden onun tam tersi olmus)
--HANNAH ARENDT AGONİSTİK KAMU ALANI* Agonistik kavramı, Cumhuriyet ve sivil yaşamın erdem üzerine oturduğu geleneklerde ortak olan kamu anlayışı için kullanılmaktadır.Kişiler kendilerini bu ortamda rahatça ifade edebilirler. Bu, aynı zamanda ortak ve aleni diyalogların gerçekleştiği alandır.
(AHLAKli ve SECKIN bir kisilige sahip olan AGAMin (aaaagnostik) adi AAAAAArendt)
--LİBERAL KAMU YAKLAŞIMI* Bu modelin önemli isimlerinden Bruce Ackermanın liberal diyalog kavramı, bu yaklaşımın temeline yerleştirilebilir.* Bu yaklaşımda önemli olan, kamuda neyin iyi ya da ahlaki olduğunu ortaya koymak değildir.Liberal kamu yaklaşımında neyin iyi ve ahlaki olduğu sorusu yerine, ortak yaşamın akla uygun olarak nasıl gerçekleştirileceği problemi ikame edilir, dini kaynaklı iyi ve ahlakiliklere kapalıdır.
(Ah KERMAN iyisin , ahlaklisin, liberalsin de su dine kapali olma meselen yok mu)
--JÜRGEN HABERMAS SÖYLEMSEL KAMU ALANI* Jürgen Habermas, modern toplumların gelişimini kamusal alana katılımın genişlemesi açısından analiz etmektedir.Habermas, kamusal alanın içeriği ve sınırları kesin olarak çizilen bir alan olarak tanımlamaz.
(söylemsel olarak kamuya katilmazsam olmaz( kamu televizyonlarinda söylemezsem olmaz diye bir program var ya oradan gelsin akliniza) )
( (jung)genclere HABER verin SÖYLESiMiz MASal tadinda olacak)
--Özgürlükle bağlantılı olarak kamusal alanın iki pratik yaklaşım vardır. Birincisi, kamusal alanı nötr bir alan olarak varsayan yaklaşımdır ki, kamusal alanı tüm değer ve sembollere kapatmaktadır.
(Degere , sembole herseye kapaliyim... Nötr´üm artik...Hayat...)
İkincisi ise, kamusal alanı tüm farklılıkların ifade edilebileceği bir heterojenlik içinde varsaymaktadır.Heterojenlik daha özgürlükcüdür.
(Kamusal alan ÖZGÜRlessin dedik, bu sfer de biraz fazla oldu galiba , kamuda her türlü farkliligi görür olduk tamamen HETEROJENlesti...)
--E.Taylora göre kültür; Toplumun bir üyesi olarak insanın edindiği bilgi, inanç, sanat, ahlak, yasa, adet ve diğer herhangi bir yetenek ya da alışkanlıkların girift bir bütünüdür.
(Bilgili inancli,ahlakli, sanatina , yasasina, KÜLTÜRüne, yasasina bagli bir genc olursan ailem bana TAY alacakmis, sözverdi wink ifade simgesi )
--20.yy ın önemli alimlerinden Hamidullaha göre İslam değiştirilmesini veya neshedilmesini lüzumlu gördüklerinin haricinde müminlerin tatbik edegelmekte oldukları bütün eski adet ve geleneklerin devamına müsaade etmiştir.
( Islam gibi bir dine mensup oldugumuz icin HAMD olsun, islam kolayliktir, bizim icin degismesi gereken veya kaldirilmasi gereken eski adetlerin kaldirilmasini bile mümkün kiliyor hicbir zorluk yok elhamdülillah...)
--İlk mevlit kutlamasını başlatan: 10.yy da Mısırdaki Fatımi Hanedanı.
( Fatma giller haninda 10 kere mevlit okutmus ve bir ilke imza atmis..)
--Sünni halk arasında mevlit kutlamasını başlatan: Erbil Atabeyi Muzaffer Kökböri.
Kökbörinin amaci mevliti genis halk kitlelerine yaymakti
( Muzaffer agacin ta KÖKünden yukarisina kadar BORUlar döseyerek öyle genis kitlelere duyuracak sekilde bir mevlit okuttu ki, SÜNNi halk bile hayran olduda bu adeti devam ettirdi.)
--Batıdan dünyaya yayılan yeni dini hareketleri şu başlıklar altında da sınıflandırabiliriz:
1)Hıristiyanlığın yeni yorumunda dayanan hareketler: (Tanrının çocukları, Mormonlar gibi)
(Tövbe estagfurullah bu Hristiyanlarda biraz fazla oluyor MOR COCUKLAR da neyin nesi...)
2)Uzakdoğu kökenli olup Batıda yaygınlaşan hareketler: (Zen Budizmi, Hare-Krişna gibi) (Bunda kod yaparsak ayip olur o kadar calistik yasayan dünya dinlerinde, adin belli ne kökenli oldugu...)
3)Kişisel gelişimci olup Hıristiyanlığa ve diğer dinlere ilgisiz olan hareketler: (Sayentoloji)
(Kendini gelistir diye tutturdun, al kisiligimi gelistirdim ama SAYENde TEOLOJiye, dine ilgisiz kaldim , mutlu musun? )
--Yeni dini hareketlerin hızlı bir biçimde büyümesi konusunda birden çok faktörü içine alan genel bir yaklaşım olarak Wuthnow ve Lawsonun Kültürel Eklenme Teorisinin iki temel önermesi:1- İdeolojik hareketler belirli sosyal bağlamlarda kendilerini bulurlar2- Sosyal hareketler çevresel şartlara eklemlenme süreci sonunda yeni bir yapı ve içerik kazanırlar.
( LAW(n) SON zamanlarda cok hizli bir sekilde büyüyorsun (wuth) NOW(simdi) bu kadar hizli büyüorsun ileride EKLEMLErde bir sorun cikmaz insaallah..)
(LAWWWSON--WWWUTHNOWWW)
--Yeni dini hareketlerin çokluğundan dolayı 20.yy in ikinci yarısı bir dini uyanış çağı olarak görülmektedir.
(Ancak 20 yasimin sonuna dogru dini bir uyanis oldu.)
--DİNİ HAREKET ÖRNEKLERİ:
MORMONLAR* Resmi adı: İsa Mesihin Ahir Zaman Azizleri Kilisesi* Kurucusu: Joseph Smith
(Mesihin ahir zamandaki MOR kilisenin mor havuzunda mor SMiThimle yüzdüm.)
Mormon inancına göre 1890 da üçüncü lider Woodruff çok eşlilik konusunu Tanrıya danışır ve çokeşliliğin yasaklandığına dair bir vahiy alır.
( WOOO adamin iddiasina bak, Diyesiki tanri bunu RUFFen (cagirmis) etmis, bir taneden baska es yok artik demis, tövbe hasa...)
YEDİNCİ GÜN ADVENTİZMİ* Advent: İsa Mesihin krallığını kurmak üzere tekrar yeryüzüne dönmesi demektir.* 19.yy da bu hareketin önemli temsilcilerinden biri Newyorkta yetişmiş rahip William Millerdir, İsanın gelişinin ruhani ya da sembolik değil bizzat fiziksel olduğunu iddia etti.
(Aha su MiLLERinen sana 7 günde kazak örecem, YEDiNCi GÜN gel al! Öyle atmiyooom sembolik degil, bizzat fiziksel elinde olacak...)
YEHOVA ŞAHİTLERİ* Ülkemizde de tanınan Yehova Şahitleri bir adventist harekettir.* Resmi kurucusu : Charles Taze Russel
Russelden sonra başkanlığa gelen Josep F. Rutherfod, daha önce adı İncil Öğrencileri veya Russelcılar olan gruba Yehova Şahitleri adını verdi.* Temel Hıristiyan ayinlerinden vaftizi ve komünyonu (ekmek-şarap ayini) kabul ederler.
( TAZE RUSS salatasini ELleriyle yapti AHA ben SAHiTLERindenim..)
(RUTin birsekilde HER zaman russelciler diye anilmaktan biktim (f)POTda kirmak istemiyorum YEHOVA SAHiT...)
.MOONCULUK: BİRLEŞİK KİLİSE* Resmi adı: Birleşik Kilise* Kurucusu: Kuzey Kore doğumlu Sun Myung Moon* Uzak doğu kökenli olan Moonculuk bünyesinde Hıristiyan öğeleri taşır.
(MONCUKlari BiRLESTiRiP KiLiSE yapmis, hele bir de günes(sun) ve ay(moond) isiginda görsen hayran kalirsin)
--HARE-KRİŞNA : ISKCON* Kendilerini Uluslar arası Krişna Bilinci Cemiyeti olarak nitelendiren grup Hindistan kökenlidir.* Hinduizmin temel özelliklerini taşır. Kurucusu: Krişnanın son reenkarnasyonu olduğuna inanılan Bengalli Chaitanya
(BENGALLLi TANYA HARE kiri yaparken bile ISKCOlamis o kadar beceriksiz)
--TRANSANDANTAL MEDİTASYON* Dünya çapında yaygınlık kazanan yoga akımının en önemlilerinden biri* Kurucusu: Maharishi Mahesh
Hinduların kutsal kitaplarından Bhagavat Gitanın yorumcularından biride Maharishidir. smile ifade simgesi
(Benim MAHARetli iSHiM , TRANSA gecip meditasyon yaparken bile DANTEL örebilmek...)
--İSLAM MİLLETİ : (NATİON O İSLAM)* ABDde ortaya çıkan İslam Milleti Müslüman zencilere dayanan bir yeni dini harekettir.* İslam Milleti Wallce Fard Muhammed ismiyle bilinen Wallace D.Fard tarafından kuruldu.Fard Muhammed, Drew Alinin zenciler üzerine kurduğu söylemi geliştirdi.
(WALLA FARDi bilmem ama MUHAMMED islam dininde cok kutsal bir isim, FARD mard ama ALi´den DEWRalmasini bilmis...)
--Terörün neden ve kökenlerini açıklamaya yönelik bahsedilen üç teori:
1- Ortodoks terörizm teorisi: Terörü anlamaya yönelik en yaygın olarak başvurulan yöntemdir. Terörün işlevsel, sembolik ve taktiksel yönlerini ön plana çıkarır. Terörün ne olduğu, nasıl işlendiği sorularını cevaplar anca niçin bu eyleme başvurulduğunu açıklamaz.
(Evet terörle en yaygin ORTODOKSlar ilgilenir güya cözmek icin ama hep müslümanlara camur atarlar, Terörün islevine ,nasil islendigine, taktigine bakar da , neden bu eylem yapilmis arastirmaz.Fazla arastirsa müslüman üzerindeki iftira kalkar cünkü...)
2- Radikal terörizm teorisi: söz konusu eylemleri haklılaştırma ve meşrulaştırma amacı taşıyarak ele alan kuramdır. Bu kurama göre gerekli görüldüğü durum ve şartlarda devlet ve siyasi otoriteye karşı şiddet kullanmak bir savunma aracı olarak meşru bir yöntem olarak görülmektedir.
( Radikal iste fazla aciklamaya gerek yok, herseyin en asiri ucunu tercih eder, yeri geldiginde siyasi otoriteye bile siddet kullanir da yine kendini hakli cikarir.)
3- Ilımlı terörizm teorisi: Bu kuram literatürde sınırlı olarak yer almakla birlikte terörün kökenlerine odaklanır ve terörün siyasi, sosyal, ekonomik ve yapısal nedenlerini anlama ve açıklamayı hedefler. Sosyolojik yaklaşımın bu kuramı içerdiği söylenebilir.
( Öyle adinin ILIMLI olduguna bakmayin aslinda terörle en kapsamli kökenine kadar ilgilenen teori bu...Terörü, siyasal, sosyal, ekonomik her yönden inceler de sosyolojik yaklasim da bu kurama yaklasir , bu kurami benimser, hakli olarak)


(((((((((((((((((((((((((((Kodlamalarda az da olsa almanca ve ingilizce kelimeler de kullandim, öyle cagrisim yapti. Umarim anlasilir olmustur.)))))))))))))))))))))))))))))))))))
==================COK SÜKÜR BiTTi=========================