Diyanet'ten Eğitim Seferberliği

[RemLe]

Diyanet'ten Eğitim Seferberliği

Diyanet’ten eğitim seferberliği

Tarih: 05.02.2013

Diyanet İşleri Başkanlığı yurt çapında hizmet yürüten 19 eğitim merkezinde görev yapan idareci ve eğitim görevlilerine hizmet içi eğitim semineri düzenledi.

Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen ve 4-8 Şubat tarihleri arasında Antalya’nın Manavgat ilçesinde 5 gün sürecek “Dini Yüksek İhtisas/ Eğitim Merkezleri İdareci ve Eğitim Görevlileri Semineri”nin açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığının son 10 yılda Türkiye’nin hiçbir kurumunda görülemeyecek derecede açık üniversite gibi çalıştığını ifade ederek bütün personeliyle kendini yenileyen, kendisini eğitimden geçiren bir kuruma dönüştüğünü kaydetti.

Diyanet İşleri Başkanlığının bir eğitim seferberliği içerisinde olduğunu vurgulayan Başkan Görmez sadece yurt içinden değil yurt dışından da İslam dünyasının muhtelif yerlerinden hocaların aralarında bulunduğu eğitim merkezlerinde yüksek seviyede bir eğitim verildiğinin altını çizdi.

Herhangi bir kurumda bir gelenek oluşturmanın uzun zaman aldığını, buna rağmen Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı eğitim merkezlerinin kısa sürede gelenek oluşturduğunu ifade eden Başkan Görmez, bu eğitim merkezlerinin Diyanet’in yüz akı olduğunu belirterek bazı hususlara dikkat çekti.

Dini Yüksek İhtisas ve Eğitim merkezlerinin dört açıdan kendisini yenilemesi gerektiğini hatırlatan Diyanet İşleri Başkanı Görmez’in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle;

“Diyanet’in pek çok rektörlükten daha büyük bir eğitim işi var”

“Diyanet’in pek çok Rektörlükten büyük bir eğitim işi var. Eğitim merkezlerimizde yürütülen eğitim faaliyetleri büyük hizmet veriyor.

Son on yılda Diyanet teşkilatının personel sayısı 65 binden 128 bine çıktı. Yılsonuna kadar bu rakam 150 bine ulaşabilir. Eğitim ihtiyacımız giderek daha da artıyor. Bunun yanında 83 yeni İlahiyat Fakültesi kuruldu. Bunların büyük kısmı ise eğitim merkezlerimizdeki hocalarımızın öğrencileri tarafından kuruldu.

Eğitim ihtiyacı bu şekilde artarken 19 eğitim merkezimiz bu ihtiyaç için yetmeyecek. Her bölgede birden fazla eğitim merkezine ihtiyacımız olacak.

Yüzümüzü ağartacak mezunlarıyla, kurumsal kimliğine kavuşmuş, kurumsallaşma süreci tamamlamış yeni eğitim merkezleriyle Diyanet’in yüz akı olacak bu müesseselerimizin sayısını artırmamız gerekiyor.”

“Diyanet’in tüm personelinin görev tanımı değişmiştir”

“Artık sadece İslam dünyasını dikkate alarak ulum-i İslamiye’nin içinden geçtiği süreçleri değerlendirdiğimizde bütün Diyanet personelinin görev tanımlarının değiştiği görülecektir. Çağ değişiyor, zaman değişiyor, cemaat değişiyor, muhatap kitle değişiyor. Bundan on sene önceki imam tanımı ile bugünkü imam tanımı değişmiştir. Bundan 20 yıl önceki müftülük tanımı ile bugünkü müftülük tanımı değişmiştir. Ancak biz bunu 20 yıl geriden takip ediyoruz. Müftülük imamların amirliği değil şehrin manevi hayatını yönetim merkezi olmalı. Şehirlerin manevi hayatı nasıl yönetilir? Şehirlerin manevi sorunları nelerdir? Teşhisi ve tedavisi nasıl olmalıdır? Bu sorular üzerinde durup, çalışmalarımızı çağa uygun şekilde yeniden ele almamız gerekmektedir.

Değişen zamanla, değişen çağla birlikte metodumuzu yeniden gözden geçirmemiz lazım.”

“Müfredatımızı belirlerken sadece Türkiye’yi değil, bütün İslam dünyasını dikkate almalıyız”

“Biz artık müfredatımızı belirlerken sadece Türkiye’yi, sadece imamları, müezzinleri, vaizleri, müftüleri düşünme lüksüne sahip değiliz. Bütün İslam dünyasını, bütün insanlığın ulum-i İslamiye’ye olan ihtiyacını dikkate alarak bir eğitim vermek durumundayız.

Biz bu sene Brezilya’ya, Vietnam’a imam gönderdik. Macaristan’da, Japonya’da görevlilerimiz var. Önümüzdeki yıldan itibaren Afrika’nın 40 noktasında Diyanet koordinatörlüğü oluşacak. Rusya’da 20 milyon Müslüman var. Daha fazla ilim adamına, din görevlisine ihtiyaç var. Onların bize gönderdiği, bizim de ilahiyat okutup tekrar ülkelerine gönderdiğimiz talebeler de sadra şifa olmuyor. Onların asıl ihtiyacı sizin verdiğiniz eğitim.

Sizler eğitim verirken, kursiyerlerimizin mezun olduktan sonra Avrupa’da hizmet edebileceğini, Asya’da, Afrika’da, Rusya’da, Balkanlar’da, Kafkasya’da hizmet edebileceğini dikkate alarak eğitimi vermeniz lazım.

Buradan mezun olan her arkadaşımız dünyada İslamofobia nedir, nereye gidiyor. Avrupa İslam’ı, Alman İslam’ı nedir, nereden çıktı, bunları bilerek mezun olmalı.”

“Tevbe kavramını camide anlattığınız gibi cezaevinde anlatamazsınız”

“İhtisaslaşma kaçınılmaz ama ihtisaslaşmanın hem zararları hem yararları var. İhtisas körlüğü diye bir kavram var. Bütün fakültelerimizde ihtisas körlüğü oluştu. Hem hoca hem öğrenci olsun tüm ilahiyat fakültelerinde hepsinin bilmesi gereken bir asgari müşterekler olacak bir de ancak onun üzerine bina edeceğimiz bir ihtisaslaşma olacak.

Diyanet teşkilatı hizmetleri öyle çok çeşitlendi ki artık branşlaşma kaçınılmaz oldu. Mesela cezaevi vaizliği diye bir alan ortaya çıktı. Tevbe kavramını camide anlattığınız gibi ceza evinde anlatamazsınız.

Aile danışmanlık kurumları mesela ihtiyaçtan ortaya çıktı. Avrupa’da 5 milyon millet varlığımız var, onlar kimliklerini muhafaza etmek için oturup düşünüyorlar. İşte bizler bütün bunlar için neler yapabilirizi düşünmeliyiz. Bu doğrultuda belirli alanlarda ihtisaslaşmamız gerekiyor.

Bizim önce bir hâl eğitiminden geçmemiz lazım, kâl eğitimiyle birlikte hâl eğitiminden geçmemiz lazım. Bütün bunların yanında, kalp eğitimi nasıl gerçekleşir onu bilmeliyiz. Bu eğitimi bize fakülteler müftülükler veremez. Bunun eğitimini siz verebilirsiniz. Mihrabı, minberi, kürsüyü sadece bilgi ile yönetemeyiz.

Bizim kalp eğitimini öğrenmemiz lazım. Kalp eğitiminden sonra, şehirlerin manevi hayatı nasıl yönetilir, bunu ele almak gerekiyor. Şehirlerin manevi hastalıkları tespit edilip teşhis edildikten sonra tedavisi için çalışmamız gerekiyor."

Diyanet Akademisi kuruluyor…

Açılışta yaptığı konuşmada önemli mesajlar veren Diyanet İşleri Başkanı Görmez, “Diyanet Akademisi” adında akademik özerkliğe sahip bir eğitim akademisinin kurulacağını belirtti.

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, "Diyanet Akademisi kanun taslağı hazır hale geldi. 3 yıllık hizmet içi kurs olmaz. Bunun adı kurs. Fakat eğitim merkezlerinin mevcut statüsü ile icra ettiği bu fonksiyon arasında paralellik yok. Dolayısıyla bir yapısal değişiklik gerekiyor. Eğitimi merkezlerini, Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde 3 yıllık kurs veren bir eğitim merkezi olmaktan çıkarıp daha ötesinde kendi içinde akademik özerkliğe sahip, kurumsal statüsü olan bir akademiye dönüştürmek gerekiyor. Bu taslağa göre Ankara merkezde bir akademi, akademiye bağlı üç çeşit eğitim kurumları, akademinin kendisi, genel kurul ve akademik kurul olacak. O akademik kurul müfredatı, programı belirleyecek.” diye konuştu.

Her yıl mutad olarak gerçekleştirilen ve eğitimcilerin eğitiminin amaçlandığı hizmet içi eğitim seminerine Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz da katıldı. Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Ali Erbaş da şu ana dek yürütülen hizmet içi eğitim seminerleri hakkında rakamsal açıklamalarda bulundu.

8 Şubat’ta sona erecek olan “Dini Yüksek İhtisas/ Eğitim Merkezleri İdareci ve Eğitim Görevlileri Semineri”ne 19 eğitim merkezinden 132 idareci ve eğitim görevlisi katıldı.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] den alıntıdır.

[İnadına!]

Yeni başkanımızla Kurumumuz kalite üretecek inşALLAH

[Asilem]

Evet bende bu başkanın fikirlerini beğeniyorum. Doğru şeyler söylüyor..

Müftülük imamların amirliği değil şehrin manevi hayatını yönetim merkezi olmalı. Şehirlerin manevi hayatı nasıl yönetilir? Şehirlerin manevi sorunları nelerdir? Teşhisi ve tedavisi nasıl olmalıdır? Bu sorular üzerinde durup, çalışmalarımızı çağa uygun şekilde yeniden ele almamız gerekmektedir.