Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM DİNİ KONULAR.::. > Muhtelif Dini Konular > Soru Cevap Arşivi

Konu Kimliği: Konu Sahibi z-eynep,Açılış Tarihi:  04 Temmuz 2007 (16:47), Konuya Son Cevap : 14 Ocak 2012 (04:12). Konuya 184 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 06 Kasım 2009, 07:25   Mesaj No:91
Medineweb Sadık Üyesi
dua dilencisi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:dua dilencisi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 6969
Üyelik T.: 10 Şubat 2009
Arkadaşları:32
Cinsiyet:
Memleket:Ankara
Mesaj: 999
Konular: 28
Beğenildi:103
Beğendi:27
Takdirleri:690
Takdir Et:
Standart RE: Hakkı Helal Etmemek Günah mı

Yine islamı elinden geldiğince yaşamaya çalışıp haramdan sakınan insan Allah'ın izniyle cennete girer. Her ne kadar cennete girecek olsada çetin bir hesap söz konusudur. Kişi haklarını helal etmemişse, hakkını alacağı kişiler tek tek huzuruna gelir onlarla hesaplaşma başlar, buda hesabı ve hesabın çetinliğini arttırır. Zaten mahşer yeri çok sıkıntılıdır, dahada sıkıntılı olur..

Allah c.c. razı olsun çok güzel bir konuya deginilmiş ..
Alıntı ile Cevapla
Alt 10 Şubat 2010, 22:22   Mesaj No:92
Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Hazan Mevsimi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 11236
Üyelik T.: 19 Aralık 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 338
Konular: 71
Beğenildi:4
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart RE: Tevekkülü Nasıl Anlamalıyız ve Tevekkül Nasıl Olmalıdır?

Kur'ân lisanında tevekkül ise; Allah'ı vekil etme, Allah'a dayanıp güvenme anlamında kullanılmaktadır. Tevekkül yani Allah'ı vekil etme; verilmiş olan bir kararın, başlanmış olan bir işin sonucunun tayini ve hayırlı olması için Allah'ın korumasına sığınması demektir. Âli İmrân 3/159 da şöyle buyrulmuştur: '... Kararını veriğin zaman da Allah'a dayanıp güven... ' Alıncak kararlarda ve yapılması plânlanan işlerde, hiçbir iş yapmadan, gayret sarfetmeden insanların Allah'ı vekil etme istekleri; yalnızca ataleti, tembelliği ve miskinliği doğurur. Tarih boyunca İslâmiyetten kısmetini almamışların yaptıkları bu tür bilgisizlikler, ancak müslüman ülkelerin gerilemesine neden olmuştur. Allahü Teâlâ iman edenlerden; önce İlâhî Yasalar'a uygun bir şekilde karar verip işe girişmelerini ve sonra da yalnız Kendi'sine dayanıp güvenilmesini istemektedir.
Alıntı ile Cevapla
Alt 26 Mart 2010, 23:28   Mesaj No:93
Medineweb Acemi Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:cananekinci isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 4832
Üyelik T.: 07 Kasım 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 36
Konular: 12
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart RE: Cvp: Ezan Türkçe okunsa olmaz mı? Ben Türküm, bana ne Arapça'dan?

Alıntı:
tugrulbey Üyemizden Alıntı
sayın muhtar nedir bu türklere olan kininiz anlamakta zorluk çekiyorum! biz türkler islamı değilde başka bir dinimi kabul ettikki hepimizi bir anda ırkçı olarak suçluyorsunuz, gelmiş yahudi olan halide edip adıvarın yazdığı saçma ve kabul edilemez bir yazıyla türk,leri kötülemeye çalışıyorsunuz hadi bizler islamiyeti gerektiği gibi yaşamıyoruz yaşayan ve türk oğlu türküm diyene ne diyeceksiniz bunun ırkçılıkla ne alakası var türkün tarihi diyenler sapıkmı oluyor bu nasıl bir çelişki ezanla başlayıp neden buralara geldiniz lütfen söyleyin nedir derdiniz........
sanırım konuyu tam kavrayamadı galiba turgut bey. bizlerde ırkçılık yoktur. düşünceli000
Alıntı ile Cevapla
Alt 03 Mart 2011, 17:27   Mesaj No:94
Medineweb Emekdarı
Esma_Nur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: Esma_Nur isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 4458
Üyelik T.: 19 Ekim 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:kadın
Memleket:sivas/istanbul/
Mesaj: 5.594
Konular: 582
Beğenildi:4822
Beğendi:6494
Takdirleri:25958
Takdir Et:
Standart Cevap: Cvp: Cennette Kadınlar tesettürlü mü olacak yoksa tesettürsüz mü ???

Alıntı:
cennet36 Üyemizden Alıntı Mesajı göster
Sorumlu ve vazifeli olan Müslümanlar, tesettür konusunda üzerlerine düşen faaliyet ve hizmetleri yapmaları gerekir. Şöyleki:

1- Tesettürün kesin bir İslâmi farz olduğu, bunun Kur'ân'la, Sünnetle, İcma-i ümmetle sabit olduğu. Bu farzın Kıyamet'e kadar geçerli olacağı. Bunda kimsenin değişiklik ve reform yapamayacağı.

2- Tesettürü inkar edenin dinden çıkacağı.

3- Müslüman kadın ve kızların tesettüre uymaları için, onların anlayacağı, tesiri altında kalacağı uygun telkinat, nasihat ve propaganda yapılması. Kırıcı, nefret ettirici, menfi tepkiye sebep olacak öğüt, propaganda ve telkinlerden kaçınılması.

4- Tesettürün dinî ve imanı bir konu olduğu.


5- Tesettürün sadece İslâm dinine mahsus olmadığı, bütün dinlerde ve medeniyetlerde bulunduğu, başörtüsünün evrensel olduğu.

6- Tesettürün farz olduğunu kabul etmekle birlikte ona riayet etmeyen bir kadının günahkar bir Müslüman olacağı ancak bu farzı inkar ederse, "İslâm'da böyle bir şey yoktur. Ben böyle bir şeyi kabul etmiyorum..." derse dinden çıkacağı.

7- Tesettürün gerilik olmadığı, aksine medeniyet olduğu.

8- Vahşi kavimlerin çıplak gezdiği, medenî insanların tesettüre riayet ettiği.

9- Tesettürün gayesinin fuhşu, azgınlığı, seks kışkırtıcılığını, ahlaksızlığı, teşhirciliği önlemek olduğu. Seksi kıyafet bir kadın veya kızın, başını örtmüş de olsa, tesettürlü sayılamayacağını.

10- Tesettürün, başını örttükten sonra canının istediği herşeyi giyebileceği ve her şeyi yapabileceği manasına gelmediği.

11- Tesettürle ilgili milyonlarca faydalı, değerli, etkili, güçlü broşür ve kitap yayınlanması.


12- Müslüman kadın ve kızların kıyafetlerinin, açık kadınlarınkinden üstün olması için ciddî müesseseler kurulması.
13- Tesettür kıyafetinin paradan başka birşey düşünmeyen bir takım bezirgan zihniyetli kimse ve ticarethanelerin kâr aleti haline getirilmemesi.

14- Şehevî, seksî, dikkat çekici olmamak şartıyla yüksek ve temsilci Müslüman kadın ve kızlarının çok zarif, çok kibar, sade fakat asil kıyafetlere, renklere, çizgilere bürünmeleri.

15- Tesettürde dikkat çekici ve bayağı cırtlak pembelerden, cırtlak kırmızılardan, cırtlak yeşil ve mavilerden, acı ve cırtlak sarılardan kaçınılması.

16- Parlak ve cırtlak olmayan mat ve sade renklerin tercih edilmesi.

17- Gerekiyorsa giyim-kuşam evlerinden olmak üzere dünyanın büyük müesseselerinden tesettür kıyafetleri konusunda yardım alınmalı, onlarla işbirliği yapılmalı.

18- Kur'ân-ı Kerim'deki, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz'in Sünnet'indeki, fıkıh kitaplarındaki tesettürle ilgili, ayetlerin, hadîslerin, hükümlerin çok düzgün ve vasıflı kitaplar halinde yayınlanması.

19- Hiç olmazsa bir kısım tesettürlü Müslüman kadın ve kızların açık hanımlardan daha zarif, daha sanatlı giyinmiş, daha üstün bir zarfa bürünmüş olmalarının sağlanması.


20- Tesettür konusunda yapılması gereken ve yapılabilecek olan her faaliyetin, her hizmetin planlı ve programlı bir şekilde hakkıyla ifa edilmesi.

Yukarıda saydığımız hizmetler yapılabilir mi? Elbette yapılabilir. Mevcut düzen (Derin Devlet) bunlara birtakım sınırlar koymuştur. Mesela RTÜK, televizyonlarda çarşaf propagandasını önleyici yasaklar getirmiştir. Bunlara uymayan tv kanallarına ceza verilmekte, hattâ kapatılmaktadır. Ancak tesettür konusundaki engeller, yasaklar, kösteklemeler genel değildir. Bu konuda nereden baksanız yüzde seksen hürriyet ve serbestlik vardır. Lakin Müslümanlar, önde gelen şahıslar ve kurumlar bu hürriyeti fırsat bilerek, vazifelerini ve hizmetlerini yapmıyorlar.


Şimdi yaz aylarındayız, bir pazar günü bulunduğunuz şehrin, kasabanın meydanına, parkına bir gidiniz ve kadınların-kızların kılık kıyafetlerine bir bakınız. Açığı da berbat, tesettürlüsü de berbat. Utancımdan yerin dibine geçiyorum. Müslümanlar bu hallerede mi düşeceklerdi. En cırtlak, en bağırtlak, en berbat, en parlak, en göz çekici pembelere bürünmüş bir kızcağız! Başında gökkuşağı gibi bir eşarp, gurur ve kibir içinde salına salına bin türlü naz ve işve ile yanındakiyle dolaşıyor. Sözde tesettürlü. Yahu böyle tesettür olur mu? Bu gibi kadınları, kızları uyarmak, ikaz etmek, bilgilendirmek gerekir. Uyanırlar, hallerini düzeltirlerse ne âla. Düzeltmezlerse, ne halleri varsa görsünler....
İş o hadde vardı ki, başı örtülü göbeği açıklar bile görüldü. Geçenlerde, Hürriyet gazetesi "göbeği açık türbanlı kızlar"ın bir şarkıcıya, dans ederek eşlik ederken çekilmiş fotoğraflarını yayınladı.

Eskiden olsa bu fotoğrafın düzmece olduğunu düşünür, malum zihniyetin türbanlı kızlara çamur atmak için yaptığı bir işgüzarlık olarak değerlendirirdik.
Ama şimdi biliyoruz ki, fotoğraflar bir gerçeği yansıtıyor. Hem başlar örtülü, hem göbekler açık! Hem de cümle âlemin ortasında neredeyse oryantallere taş çıkartır gibi dans etmeler!

Peki bu noktaya nasıl geldik? Nasıl ki çarpık kentleşme diye bir kavram var, bu da çarpık bir gelişme, çarpık bir değişim! Yarım yamalak öğrendikleri bir takım bilgiler ile bu kızlar başlarını örtmelerinin gerektiğini biliyorlar. Ama başlarını örterken göbeklerini hiç açmamaları gerektiğinin farkında bile değiller.

Sulandırılmış bir eğitim ile ancak bu kadar oluyor demek ki! "Göbeği açık türbanlı kızlar'ın fotoğrafını gazetelerde gördüğümüz zaman rahmetli Prof. Ali Genceli'yi hatırladık. Enteresan bir adamdı.


Kaç dil biliyordu bilmiyoruz ama Arapça'dan da, Urduca'dan da çok hızlı tercümeler yaptığını biliyoruz. Bir taraftan eserin orijinalini okur, bir yandan da Türkçesini kağıda dökerdi. Genceli hoca bizim tanıdığımızda bekârdı. Akranları kendisini evlendirmeye çalışırlardı. Ve nasıl bir hanım istediğini sorarlardı. Genceli Hoca da onlara: "VALLAHİ üstadım bulacağınız hanımın başı açık da olabilir kapalı da ama poposu mutlaka kapalı olmalı" diye takılırdı. O zamanlar gülüp geçtiğimiz şey, bugün gerçek oldu.
Hanımlar başlarını örtüyorlar ama nerelerini açtıklarının farkında bile değiller. Çarpık gelişmenin daha doğrusu çarpık değişimin tabii sonucu bu olsa gerek! Doğrudan bir kez sapmaya görün!

Doğru ile aranızın giderek açıldığı aradan ancak aylar sonra yıllar sonra ortaya çıkar. Doğrudan bir kez ayrıldınız mı şeytan size yaptığınız her şeyi güzel göstermeye başlar. Açılan göbeğiniz bile size güzel gözükür". Cenab-ı Hak şöyle buyurur:


"Şeytan onların yaptıklarını kendilerine süslemiş, güzel göstermiş"[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]Başınızın örtülü olmasını kafi sanır, öteki yerlerinizin açılmasında beis görmez olursunuz.


Geçtiğimiz günlerde İznik yolunda birkaç küçük beldeden geçiyoruz. Çok şükür gördük ki: Şalvarlı kadınlar, geleneksel, çarşafa benzer kıyafetleriyle dolaşıyor. Bunca çirkinlik, çıplaklık, göbeği açıklık içinde bu millî kıyafetleri görmek ruhuma huzur veriyor. "Be adam hangi devirdeyiz? Sen hâlâ çarşafı, tesettürü, geleneksel kıyafeti estetik buluyorsun!.."Aman darılmayın... Yakup Kadri'nin 1920'lerde kaleme almış olduğu "Çarşafa ve Peçeye Dair" başlıklı güzel yazısını okursanız bana hak verirsiniz. Hem geniş olun biraz, toleranslı olun. Bir Japon'un kimonuyu övmesi ne kadar tabiî ise, Müslüman bir Türkiyelinin çarşafı, feraceyi, yaşmağı, tesettürü övmesi de o kadar tabiîdir. Herhalde benden bikini mayo, göbeği açık dekolte kıyafet övgüsü beklemezsiniz.


Kadını hürleştirmek ve yükseltmek bahanesiyle, milletimize yapılan büyük zulümlerden birisi de, kadınların ve kızların öncelikle seks ve şehvet aracı olarak görülmesidir. Bizim dinimiz, bizim millî törelerimiz kadını anne, nine, teyze, bacı, kız evlât, eş olarak görür. Kadınların, hayvani içgüdüleri gıcıklayan şekilde reklamlarda, sahnelerde, ekranlarda, podyumlarda kendilerini teşhir etmelerinin medeniyetle, özgürlükle hiçbir alâkası yoktur. Böyle uygarlık ve özgürlükler bir aldatmacadan, şeytanî kuruntulardan ibarettir.

Kadınlara, üzerinde resmî antet bulunan "vesikalarla" fahişelik yapmak iznini ve hakkını vermek, asla kadın özgürlüğü değil, aslında en iğrenç bir kölelikten başka bir şey değildir.

Bir İslam şehrinin gerçekten bir İslam şehri olduğunu gösteren kıstaslar vardır. Bunlardan biri Cuma ezanı okunduğu vakit ticaretin durması ve erkeklerin Cuma namazı kılmak üzere camilerde toplanmasıdır. Bir başkası da kadınların tesettürlü olmasıdır.

Cuma ezanı okunuyor... Caddeler, meydanlar", sokaklar insan dolu. Otobüsler, trenler, vapurlar, metrolar, otomobiller, taksiler, içleri insan dolu olduğu halde vızır vızır işliyor. Çarşılar, pazarlar, insan dolu... Dükkânlar, kahvehaneler, lokantalar, pastaneler, hanlar, pasajlar insan dolu... Bu şehir nasıl bir İslam şehridir.

Şu husus unutulmasın ki, tesettür konusunda çalışmak bir "Emr-i bil-mâruf ve nehy-i anil-münker" vazifesidir, farzdır. Bu farz büsbütün terk edilirse azab gelir, felaket gelir. Huzeyfe b. Yeman (R.A.) den rivayete göre Resülullah (S.A.V.) Efendimiz:


"Canımı gücü ve kudretiyle elinde tutan ALLAH'a yemin ederim ki, ya iyilikleri emreder ve kötülüklerden nehyedersiniz, ya da ALLAH kendi katından yakın zamanda üzerinize bir azab gönderir. Sonra ALLAH'a yalvarıp dua edersiniz ama, duanız kabul edilmez"buyurarak, emr-i bil mârufu ve nehy-i anil münkeri terk eden bir toplum üzerine azab ineceğini açıkça haber vermiş, bizi uyarmıştır. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz'in her devirde gerçek ve icazetli vârisleri, vekilleri, halifeleri bulunmaktadır. Bunlarla birlikte. bunlara tabi olmalıyız. Böyle yaparsak inşALLAH, yanlış yola düşmeyiz.
hocam çok güzel konuyu ele almışsınız malesefki toplumumuzun kanayan yarası bu durum bu durumdan ancak kızlarımıza ilim okutarak kurtulabiliriz sanıyorum
__________________
Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım...

Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE....
Alıntı ile Cevapla
Alt 25 Nisan 2011, 03:27   Mesaj No:95
Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:54
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart "Dini Konular Hakkında Sorular/Cevaplar"

"Dini Konular Hakkında Sorular/Cevaplar"

Dini konular hakkında ilk soru sorana bir adet şeker benden
__________________
Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli.
Alıntı ile Cevapla
Alt 25 Nisan 2011, 10:02   Mesaj No:96
Medineweb Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Numan Yalçın isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 6788
Üyelik T.: 04 Şubat 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Memleket:Nevşehir
Yaş:43
Mesaj: 80
Konular: 3
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: "Dini Konular Hakkında Sorular/Cevaplar"

Sorlusa ne olur ki ? Hem soruluyor hem kabullenilmiyor tartışma haline hatta insanların birbirini kırmasına kadar uzanıyor. Keşke sizin niyetinizdeki gibi devam etse...
__________________
Hafız olmak mesele değil Hafız ölmek mesele...
Alıntı ile Cevapla
Alt 25 Nisan 2011, 16:41   Mesaj No:97
Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:54
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: "Dini Konular Hakkında Sorular/Cevaplar"

Numan hocam bu bölüm gerçekten dini öğrenmek isteyen ve polemik yaratmak için değil bilgilerin paylaşıldığı bir bölüm olsun istedim.

Sorulan sorulara ilim ehli arkadaşlarımızın deliller ışığında cevaplaması ve bilgi paylaşımı amaç bu inşallah.

Rabbim herkese niyetine ve ameline göre muamele edecektir.
__________________
Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli.
Alıntı ile Cevapla
Alt 25 Nisan 2011, 17:15   Mesaj No:98
Kur'ân Kürsüsü

Medineweb Emekdarı
FECR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:FECR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 6340
Üyelik T.: 19 Ocak 2009
Arkadaşları:20
Cinsiyet:Erkek
Memleket:ANKARA
Yaş:56
Mesaj: 6.134
Konular: 555
Beğenildi:1084
Beğendi:252
Takdirleri:10770
Takdir Et:
Standart Cevap: "Dini Konular Hakkında Sorular/Cevaplar"

Soru sormak kolay ama cevaplar hangi kıstasa göre olacak?
Hele fıkhi sorularda cevaplarda çok farklılıklar olabilir
Cevaplar Hanefi fıkhına göre mi?
Cevaplar Şafii fıkhına göre mi?
Cevaplar Hanbeli,Selefi veya Maliki fıkhına göre mi?
Cevaplar sadece Kur'an ayetlerine göre mi?
Cevaplar sadece hadis rivayetlerine göre mi?
Cevaplar Şia fıkhına göre mi?
Cevaplar Ehli Sünnetin diğer franksiyonlarına göre mi?
Cevaplar Haniflere/Mealcilere göre mi?
Cevaplar diyanetin fetvalarına göre mi?
Cevaplar gelenek/anane/törelere göre mi?
Cevaplar Mütezile,Mürcie,Harici'ye veya diğer fırka/mezheplere göre mi?
Cevaplar önce akla sonra nakle göre mi?
Cevaplar önce nakle sonra akla göre mi olacak?

vs.vs.

Soru tek olabilir ama cevap tek olmayabilir.Hatta cevaplar bazen kişiden kişiye,toplumdan topluma değişkenlik de ifade edebilir.İmam Şafii,aynı konuda Irak'ta farklı fetva vermiş,Mısır'da farklı fetva vermiş.Bunun sebebi sorulunca da:Irak'ın örfü farklı,Mısır'ın örfü farklı demiş.
Allah Rasuluna da değişik zamanlarda,farklı kişilerin sorduğu "İslam nedir?" sorusuna farklı farklı cevaplar vermiştir:
Kimisine "Allah yolunca cihad"
Kimisine "Anne ve babana iyilik etmen"
Kimisine "Namaz kılmak"
Kimisine "Oruç tutmak"
Kimisine "infak etmek" vs cevaplar vermiştir.

Kimisi, bilmediğini öğrenmek için sorar
Kimisi, bildiğini tasdik ettirmek için sorar
Kimisi, ortalığı karıştırmak için sorar,kırk akıllı bu karışıklığı çözmek için uğraşır
Kimisi, muhal,imkansız olan şeyleri sorar
Kimisi, gaybi konuları sorar
Kimisi, sorduğu kişiyi zor durumda bırakmak için sorar
Kimisi, amelini/pratiğini ilgilendirmeyen şeyleri sorar
Kimisi, karşısındaki kişilerin hangi zihniyette olduğunu öğrenmek için tuzak sorular sorar
Kimisi, insanlar arasında nifak oluşturmak için sorar
Kimisi, insanların inançlarında(Allah-Tevhid-İman vs) şüphe oluşturmak için sorar

Soru sormak kolay ama cevap o kadar kolay olmaz
__________________
Selam Hidayete Tabi Olanlara
Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir
(Müslim)
Alıntı ile Cevapla
Alt 25 Nisan 2011, 17:59   Mesaj No:99
Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:54
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: "Dini Konular Hakkında Sorular/Cevaplar"

İirfan hocam şüphesiz bir konuda herkes beyninin algıladığı kadar soru sorar. Cevaba gelince müslüman cevabı alır ama o cevabı Kur’an-dan sünnetten imamlarımzın fetvalarında araştırır. Amaç insanları düşünmeğe araştırmaya taklidi bir imanı terke yöneliktir.

Bizler ne zaman okuyan araştıran okuduklarını tam anlayarak hayatına aktaran bir toplum olduğumuzda ancak “yeryüzünde fitne kalkıp din Allah’a has kılınmış olur” yoksa hep Allah ile birlikte başka ilahlarda edinmiş oluruzki buda bizim iman iddiamızı boşa çıkarmış olur.

Bugün hangimize sorarsanız sorun muhakkak bir mezhebe tabi olduğumuzu söyleriz. Fakat mezhep imamlarımızın görüşlerine gelince o görüşler hakkında malesef pekte bilgi sahibi olmadığımız ortaya çıkmaktadır. Bu analayışımız Kur’an ve peygamber hususunda da böyledir. Bizler peygamber efendimize toz kondurmayız Kur’an-a saygınlığımız uç noktadaır bunlar hepsi güzel. Fakat Kur’an-ın ve peygamberin bizden istediği saygınlık şekli bumudur acaba bunu düşünmek lazım.

Müslümanın gayesi insanları araştırmaya ve aklını vahiyi doğru şekilde analiz etmeğe sefketmektir. Bizler düşüncelerimizi yaşam kriterlerimizi peygamberin sünnetine uygun hale getirmedikçe bırakın müslüman olmayı adam bile olabilmemiz çok zordur.
İşte bizim gayemiz en azından tevhidi noktada günümüzde yanlış olan bazı düşünceleri bir nebzede olsa düzelmesine vesile olmaktır. Bunun mükafatınıda rabbimizden bekliyoruz inşallah.

6:90 "..De ki:"Ben ona karşılık sizden bir ücret istemiyorum. O, sadece bütün âlemlere bir öğüttür."


11:51"Ey kavmim! Bu iş için sizden bir ücret istemiyorum. Benim ecrim ancak beni yaratana aittir. Artık akıllanmayacak mısınız?"


12:104"Buna karşılık onlardan herhangi bir ücret de istemiyorsun. O Kur'ân, âlemlere ancak bir öğüttür."


25:57"De ki: "Ben, buna karşı sizden bir ücret değil, ancak Rabbine doğru bir yol tutmayı dileyen kimseler (olmanızı) istiyorum."
__________________
Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli.
Alıntı ile Cevapla
Alt 25 Nisan 2011, 19:26   Mesaj No:100
Medineweb Emekdarı
Medineweb - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medineweb isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13301
Üyelik T.: 04 Şubat 2011
Arkadaşları:5
Cinsiyet:erkek
Yaş:37
Mesaj: 4.833
Konular: 926
Beğenildi:342
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Standart Cevap: "Dini Konular Hakkında Sorular/Cevaplar"

ilk soru benden olsun o zaman

birden fazla adak toplanıp tek bi adak kesile bilirmi?
yani bir kişi bir işim olusa kurbankesecem der ama kesmeden bir adak daha adar..bu iki adağı ayrı ayrı kesmek yerine büyük baş hayvan kesebilirmi?
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 17 Kişi okuyor. (0 Üye ve 17 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
" Tuz hakkında bilinmesi gereken her şey " Medineweb su damlası Tıbbı Nebevi ve Alternatif Tıp 3 02 Ekim 2021 23:14
2017 KPSS LİSANS "HATIRLANAN SORULAR" mehmet akif2 KPSS-Çıkmış Sorular-Cevaplar 20 23 Mayıs 2017 14:07
2017 KPSS LİSANS EĞİTİM BİLİMLERİ "HATIRLANAN SORULAR" mehmet akif2 KPSS-Çıkmış Sorular-Cevaplar 12 22 Mayıs 2017 13:49
""Müşrikleri Tekfir Etmemek/Onların Kafir Olduklarından Şüphe Etmek"" kamer34 Tevhid Ve Şirk Konuları 9 14 Mart 2014 00:27
Gelenek Dini;"İslam'a Suikasttır." /Muhsin Arslan Muhsin Arslan Muhsin Arslan 12 28 Mart 2013 21:12

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.