Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.İLİTAM İLAHİYAT LİSANS TAMAMLAMA.::. > İLİTAM Bölümleri Ders/ Dökümanlar > Erzurum Atatürk İlitam

Konu Kimliği: Konu Sahibi EyMeN&TaLhA,Açılış Tarihi:  19 Şubat 2015 (13:28), Konuya Son Cevap : 19 Şubat 2015 (13:28). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 19 Şubat 2015, 13:28   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:EyMeN&TaLhA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 21422
Üyelik T.: 08 Kasım 2012
Arkadaşları:35
Cinsiyet:
Mesaj: 3.297
Konular: 784
Beğenildi:132
Beğendi:34
Takdirleri:141
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart ATAUZEM =islam ahlak felsefesi= 5.ünite (özet)

ATAUZEM =islam ahlak felsefesi= 5.ünite (özet)

İSLAM DÜNYASINDA AHLAKININ TEŞEKKÜLÜ, KAYNAKLARI VE DİĞER İLİMLERLE OLAN İLİŞKİSİ

A) İSLAM AHLAKININ TEŞEKKÜLÜ


VII. yy. dan itibaren İslam kültür ve medeniyeti oluşmaya başlamıştır. İslam ahlakı Hz. Peygamber (sav)in doğumuyla başlamasına karşın, İslam ahlak anlayışları ya da teorileri ise VII. yy. dan itibaren sistemli hale getirilmeye başlanmıştır. İslam’ın ilk muhatapları olan Arap toplumunda sistematik ahlak teorileri olmasa da yaşamı yönlendiren bazı değerin olduğu bir gerçekti. İslam ahlakının temel esasları Kur’an ve hadislerle oluşmuştur. Ancak bu değişiklik geleneklerinizin tamamını reddetmemiştir. “Cahiliye adetlerinden insanlığın yararına olanlar aynen devam edecektir.” (Buhari, Menakib, I )

Hz. Peygamberin hayatta olduğu dönemde İslam ahlakının teorik yönünden pek söz edilemez. Daha çok yaşanan ya da önerilen ahlak ilkelerinden oluşan bir İslam ahlakından söz edilebilir. O dönemde “Ahlak kal ilmi değil, hal ilmidir.” anlamında, tasavvuf ahlakından bahsetmek daha doğru olabilir. Bu dönemde Müslümanlar ahlak adına, edep ve terbiye, ahlaki güzellikleri yaşama, nefsin eğitilip iyilikleri benimsetme, çirkinliklerden uzaklaştırma anlamında eylemlerde bulunurlardı. Bu ilkeler daha çok fıkıh, hadis ve tasavvuf eserlerinde yer alıyordu. Bu anlayışla yazılan eserlerde genelde “Kitabü ’l-Adap”, “Tezhibü’l- Ahlâk” ve “Mekârimü ’l-Ahlâk” adları kullanılırdı.

M. VIII. yüzyıla gelindiğinde, İslam felsefesi şekillenmeye başlamıştı. İslam filozofları özellikle Pythagoras’ın “Altın Beyitler”, Platon’un “Ennevâmîs”. Aristoteles’in “Nikamakhos’a Etik” adlı eserleriyle ahlak alanındaki görüşlerini İslam dünyasına taşımışlar ve kendi ahlak anlayışlarını temellendirmede kullanmışlardır. Böylelikle İslam ahlakı, felsefi bir boyut kazanmaya başlamıştır.

İslam dünyasında ahlakın müstakil bir ilim olarak ele alınması M. IX. (h.III.)yy dan itibaren başlamıştır. İslam ahlakı genel olarak ferdi ahlak, aile ahlakı, sosyal ahlak, devlet ahlakı, erdemli yaşamı olumlu ve olumsuz etkileyen nefsi eğilimler gibi ana konuları içerir. Filozofların yanında kelamcılar, mutasavvıflar ve fakihlerin de ahlak alanında anlayışları oluşmuştur. Bu farklı ahlak anlayışları üç ana grupta değerlendirebiliriz.

A 1- Gelenekçi Ahlak: Bu ahlak anlayışına göre, ahlakın konuları ve problemleri öncelikle Kur’an ve sünnetle çözülmelidir. Daha çok fakih ve hadisçiler tarafından benimsenen anlayıştır. temel naslarda yer alan ahlak ilkelerinin tartışmaya açılmadan benimsenmesi gerekir. Ahlak konularındaki fikirler daha çok dini nasların yorumu niteliğindedir. insanların eylemlerini, dini hükümleri dikkate alarak, düzenlemeyi amaçlar. bazı önemli temsilcileri ve eserleri şunlardır: Abdullah b. Mübarek, “Kitâbu’z-Zühdve’r-Rakâik”; İmam Buhâri, “el-Edebü’l-Müfred”;İmam Mâverdi, “Edebu’d-Dünyâve’d-Din”;İbnHazm, “Müdavatü ’n-Nüfus".

A 2- Tasavvufî Ahlak: Temelde dini naslara dayanıp, tasavvufi yorum ve yaşayışa ağırlık veren bir anlayıştır. İnsanın en mükemmele, erdeme ulaşabilmesi için, nefsin kötü duygularına ve eğilimlerine egemen olup ahlakı iyileştirmeyi amaçlar. her türlü benlikleri aşarak, “yaratılanı Yaratan’dan ötürü sevmek"ilkesiyle bütün insanlığı kucaklamak esastır.
bir yaşam tarzı anlamında tasavvuf ahlakı, Asr-ı Saadet dönemine kadar geri gider. Ancak tasavvuf ahlakının bir düşünce sistemi ve dünya görüşü olarak şekillenmesi M. VIII. yy dan sonra olmuştur. Tasavvuf ahlakçıları ve eserlerinden bazı örnekle şunlardır: Haris el-Muhasibi, “er-Riaye”;EbûTalib el-Mekki, Kutu’lkulub”; Gazali, “Mizânu’l-Amel”, “İhya-ul-Ulûm”;Hasan-ı Basri; Cüveynî, “eş-Şâmil”.

A 3- Felsefi Ahlak:felsefe, insanın nasıl davranması gerektiğini, yaşamını nasıl tanzim etmesi gerektiğini ve kendine nasıl bir hayat tarzının yaraştığını belirlemek ister. Bu da felsefenin ahlak konusunu teşkil eder. ahlak felsefesi; felsefi bakış açısıyla ahlakın temel problemlerini ve idealarını irdeleme, sorgulama, çözümlemeler sonucu oluşan sistemli düşüncelerdir. Bu bağlamda ahlak felsefesi şu üç temel soru üzerinde durur.

a) İyi ve Kötü nedir?
b) İnsan için iyi hayat nedir?
c) İnsan nasıl yaşaması gerekir?

ahlak felsefesinin amacı ise, insan davranışlarını sadece belirlemek değil, onları iyi-kötü, doğru-yanlış gibi değer ölçütleriyle değerlendirmektir.
İslam ahlak felsefecileri ahlakın konularını ele alırken Platon ve Aristoteles’in ahlak görüş ve yöntemlerini bir ölçüde dikkate almışlardır. Ancak İslami temel naslara ters düşmemeye de özen göstermiş, Kur’an ve Hadislerdeki ahlâki esasları felsefi bir bakışla ve bir sistemle ele almışlardır. İslâm ahlâk felsefesi, nazari ve metotlu bir çalışma olup, nasihat ve tavsiyeler türünden olan ahlak çalışmalardan farklıdır. İslâm filozofları çoğunlukla, ahlâkta rasyonalisttirler. Aklın iyi ve kötünün bilgisine ulaşabileceğini, en yüksek ahlâkın da akli çaba ile ulaşılan hakîmler ahlâkı olduğunu savunurlar.

İslâm filozofları ahlâk anlayışlarını oluştururken Eski Yunan düşüncesinden yararlandıkları gibi, Hint ve İran kaynaklarından da istifade etmişlerdir.

İslâm ahlâkçılardan bazı önemli örnek şahsiyetler ve eserleri şunlardır. Ebû Bekir er-Râzî, “et-Tıbbu’r-rûhânî’; Farabi, “es-Siyasetü’l-medeniyye”, “İhsau’l-ulum”, “et-Tenbih ala sebili’s- saade”; İhvan-ı Safa, “er-Risale”;İbn Sina, “İlmu’l-ahlâk”; İbnMiskeveyh, “Tehzibu’l-ahlâk”;Nasıruddin et-Tusi, “Ahlâk-ı nasıri”.

B) İslam Ahlakının Kaynakları

B 1- Din: Dinin ahlaka kaynaklık etmemesinin gerekliliği Hıristiyan dünyasında yaygın olan bir kabuldür. Bunun en önemli gerekçesi de ahlakın sırf ahrete yönelik olup dünyayı ihmal etmiş olmasıdır. İslam ahlakı dini önemli bir kaynak olarak kabul eder. iyiyi eyleme, kötüyü eylememek için bir yönlendiricinin, isteklendiricinin gerekliliği hissedilir. İnsanın zihninden, yaşamından din olgusu çıkarıldığında, bu isteklendirici, motive edici güç kaybedilmiş olur ve ahlak ilkelerinin uygulanması zorlaşır. Dolayısıyla ahlakın eyleme dönüştürülmesinde dinin önemli pozitif katkısı vardır.

İslam ahlakının başlıca dini kaynakları Kur’an-ı Kerim, Sünnet, İcma ve kıyası değerlendireceğiz.

B 1 a) Kur’an-ı Kerim:

İslâm ahlâkının ana kaynağının Kur’an olması tabiidir. Ancak Kur’an-ı Kerim, bir insanın ya da bütün insanlığın ideal yaşamı için gerekli ilkeleri içerse de felsefi anlamda tam bir ahlak teorisi ortaya koymaz. Kur’an-ı Kerim’de “ahlâk" kelimesi doğrudan zikredilmemektedir. Ancak, adet, gelenek, ahlâk anlamında olmak üzere ahlâkın tekili ifadesi olan “hulk” kelimesi iki ayette geçmektedir.pek çok ayette geçen ‘amel’ kelimesi ahlâkı da içine almaktadır. Kur’an-ı Kerim ahlakî iyiyi hayr, birr, sıdk, ihsan, adl, hakk, takva gibi terimlerle; kötü ahlakı ise şer, ism, münker, seyyie, heva, zülüm çirkinlik gibi terimlerle ifade etmiştir. “Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalığı ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor” (Nahl 16/90) Bu ayette adeta İslam ahlakı özetlenmiştir.
Kur’an ahlakını müstakil olarak ele alan eserlerden bazıları: Gazali, “Cevahiru’l-Kur’an”; Muhammet Draz, “Kur’an Ahlâki"; Ali Turgut, “Kur ’an-ı Kerim ’e Göre Ahlâk Esasları".

B 1 b) Hz. Peygamberin sünneti:

Hz. Peygamber (sav)in İslam ahlâkına kaynaklık etmesi eylem alanında, onun örnek insan olarak İslam ahlakını yaşamış olmasına dayanmaktadır. Sünnet, erdemli yaşamı olumlu ve olumsuz etkileyen haya, hoşgörü, sabır, cömertlik, ölçülü yaşam, adil olma gibi iyi nitelikleri desteklemiştir. Dünya hırsı, cimrilik, haset ve zulüm, öfke ve hiddet, yalan; alay, taklit etmek, kusurları araştırmak, kibir, gurur ve gösteriş, kendini beğenme, kıskançlık gibi olumsuz niteliklerden uzaklaşmanın gerekliliği Hz. Peygamberin sünnetinde yer almıştır.

B. 2- İcma ve Kıyas:

Kıyas ve icma dini konularda olduğu gibi, ahlâki, adet ve geleneklere ait yeni konular hakkında da karar vermede kullanılan bir yöntemdir.

B. 3- Akıl:

ahlaki kavramların, ilkelerin, kararların muhatap tarafından benimsenmesi için, gerekçelendirilmeye, temellendirilmeye gerek vardır. Bir ahlaki ilkenin ya da değerin, geçerliliği rasyonel olarak delillendirilip savunması ve açıklaması yapılabiliyorsa o ahlaki değer temellendirilmiş olur.
İslam ahlakı benimsediği ilke ve değerleri belirlerken, aklı bir kaynak olarak kabul etmiştir. Dolayısıyla İslam ahlakı dini bir ahlak olduğu kadar, rasyonel bir ahlaktır. Aklın bu konuda kaynak olarak kullanılmasına, Hz. Peygamber (sav)’in Muazİbn-i Cebel (ra)’i Yemen’e vali olarak gönderirken aralarında geçendiyalog önemli bir örnektir.

Bu konuyla ilgili, “felsefi ahlak" başlığı altında belirttiğimiz eserlere ilave olarak şunları da örnek olarak verebiliriz. Phythagoras’a mal edilen, “Altın Mısralar"; Platon, “Devlet"; Aristoteles, “Nikomakhos’a Etik"; Aristoteles, “Eudemos’a Etik";Epiküros, “Mektuplar ve Maksimler"; I. Kant, “Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi";vbg. Ayrıca İslâm ahlâk eserleri hakkında bilgi edinmek için şu eserlere bakılabilir. Bursalı Mehmet Tahir, “Ahlâk Kitaplarımız"; Mehmet Ali Ayni, “Türk Ahlâkçıları"; Agah Sırrı Levend, “Ümmet Çağında Ahlâk Kitaplarımız".

B. 4- Kültür, Örf ve Adet:

Bir toplumun, milletin, ümmetin benimseyip yerleşik hale getirdiği ahlak, akıl, estetik, dil, inanç, davranış ve alışkanlıkları, geçmişten süregelen her türlü duygu, düşünce, yaşam ve sanat anlayış biçimlerinin tümüne; kültür denir. kültür toplumun, yiyip içmesini, sosyal yaşamını, bilgi, görgü kurallarını, manevî değerlerini de kapsar.
Kültür unsurları, maddi ve manevi olmak üzere ikiye ayrılır. Manevi kültür, inançlar, değerler, semboller, normlar. Manevi kültür, kolayca müşahede ve teşhis edilemeyen değerleri, inançları, düşünce tarzlarını ihtiva eder. Maddi kültür ise, kısaca manevi kültürün dışındaki kullanılan malzemelerden oluşur.

Örf, toplumlar tarafından hem akli hem de değer anlamında güzel ve iyi kabul edilen, yadırganmayan, kötü olmadığı kabul edilen şeylerdir. Adet ise toplumlar tarafından alışkanlıkla yapılan şeylerdir. Adetler iyi veya güzel olabildiği gibi kötü ve çirkin de olabilir.
İslam dünyasında tek din olmasına rağmen, pek çok kültür olduğundan dolayı İslam dünyasında tek bir İslam ahlakı yoktur. Türk İslam ahlakı…

C) AHLAKININ DİĞER İLİMLERLE OLAN İLİŞKİSİ

Ahlakı, deney ve gözlem yöntemiolmadığı için bilim olarak kabul etmeyenler vardır. bilim realite hükümleri verir, ahlak ise değer hükümleri belirler. Bilim gözlem yapar, olayların akışına karışmaz, ahlak ise bu konuda bazı düzenlemeler yapacak ilkeler belirler ve bu ilkeler emredici niteliktedir.

Sosyal bilimler sınıfından olduğu kabul edilen ahlak, bilim olarak da bütün sosyal bilimlerle değişik oranlarda ilişkisi vardır. Ancak bazı bilim dallarıyla çok yakın ilişki içinde olduğu bilim dalları vardır. Bunlar da hukuk, sosyoloji, psikoloji ve pedagoji gibi bilimlerdir.

C-1- Ahlak hukuk İlişkisi

Ahlakın da hukukun da alanı değerler alanıdır, ikisinin de amacı kurallar koyarak, insanlar arasındaki ilişkileri düzenleyip mutluluğu, huzuru sağlamaktır. hukuk ile ahlak konuları ve amaçları bakımında birbirine çok yakın, birbirlerini tamamlayıcı niteliktedirler. Hukuk ile ahlak arasındaki farklılıklar:

1- Hukuk kendi kurallarına uyulmasını emreder; uyulmaması durumunda maddileştirilmiş müeyyidelerini uygular fakat kendine uyulması durumunda ödüllendirmez. Fakat ahlakın müeyyideleri maddileştirilmiş değildir ve kendi kurallarına uyanları da ödüllendirir.
2- Hukukun müeyyidesi fiziki baskı şeklinde iken, ahlakın müeyyidesi ve mükâfatı hem fiziki hem de ruhidir.
3- Hukuk emrederek kurallarını uygulatmaya çalışırken, ahlak benimseterek uygulatmaya çalışır.
4- Hukuk kanunların uygulanıp uygulanmadığına, eylemlerin kanunlara uygun olup olmadığına bakar, içselleştirilip içselleştirilmediğine bakmaz. Ahlak ise bireylerin eylemlerin şekilselliği ve sonucunun yanında ilkelerin içselleştirilip içselleştirilmediğini, bireyin niyetini de dikkate alır.
5- Hukuk sistemleri genelde uluslara özgü olmalarına rağmen, ahlak sistemlerini bölgesel nitelikler taşıdıkları gibi, evrensel nitelikler de taşırlar.

C-2- Ahlak Psikoloji İlişkisi:

İkisi de insanın ruh hallerini ve davranışlarını incelerler. Psikoloji insanın ne olduğunu anlamamıza yardım ederken, ahlak ise insanın nasıl olması gerektiğini belirler. Ahlak, insanı tanıma noktasında, psikolojiden önemli ölçüde yardım alır. Bunlardan bazıları şunlardır:
a) Psikoloji, ödev, iyi, sorumluluk gibi ahlaki kavramların hangi ruhsal mekanizma ile işlediğini belirterek ahlaka hizmet eder.
b) Yine psikoloji ahlaklı yaşamın şartlarını tanımamıza yardımcı olur.
c) Ameli ahlakın temel konularından olan kibir, haset, yalan, kötü ihtiraslar gibi çeşitli ruhsal eğilimler ve içgüdüler psikolojinin de konuları arasında olduğundan, ahlak bunlar hakkındaki tespitlerini yaparken psikolojiden yardım alır.

Bu denli ortak çalışma alanları olan ahlak ile psikolojinin ayrıldıkları yönler de vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

a) Psikoloji insanda olanı belirler, ahlak ise, olması gerekeni belirler.
b) Psikolojinin ilkeleri tasviri iken ahlakın ilkeleri emredicidir.
c) Psikoloji insanın bütün davranışlarıyla, hatta rüyalarıyla bile ilgilenirken, ahlak ise sadece iradeli davranışlarla ilgilenir.

C-3- Ahlak Sosyoloji İlişkisi:

Sosyoloji Konusu toplum ve toplumsal yaşamla ilgili insanlar arası ilişkiler, olgu ve olaylardır. amacıise toplumların değer ve olgu alanındaki değişimini, gelişimini inceleyip, davranışları anlamlandırmak ve açıklayarak, toplumların mutlu olmasına katkı sağlamaktır. alanıise insan ve insan topluluklarıdır.

Sosyoloji, sosyal olayları, ilişkileri ve olguları açıklar. Bir anlamda toplumda var olanları inceler. Ahlak ise toplumda olması, yapılması gerekenleri inceler, belirler ve uygulamaya koymanın yollarını da geliştirir. Bu yönleriyle de ahlak sosyoloji birbirinden ayrışırlar.
Ahlak bu bilimlerin dışında tasavvuf, metafizik, çevre, eğitim bilimleri gibi alanlarla da ilişkilidir.

ALINTIDIR
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi EyMeN&TaLhA 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme... Erzurum Atatürk İlitam EyMeN&TaLhA 0 6358 14 Temmuz 2015 13:14
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme... Erzurum Atatürk İlitam EyMeN&TaLhA 0 4216 14 Temmuz 2015 13:06
ATAUZEM 4.sınıf 2014 bahar dönemi bütünleme DİN... Erzurum Atatürk İlitam EyMeN&TaLhA 0 5100 14 Temmuz 2015 13:00
Ramazan-oruç ve çocuğa kazandırdıkları Çocuk ve Aile Sağlığı Mihrinaz 2 2844 14 Temmuz 2015 12:23
çocuk eğitiminde ceza hiç mi olmamalı? Çocuk ve Aile Sağlığı EyMeN&TaLhA 0 2541 14 Temmuz 2015 12:03

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
ATAUZEM =islam ahlak felsefesi= 7.ünite (özet) EyMeN&TaLhA Erzurum Atatürk İlitam 0 19 Şubat 2015 13:36
ATAUZEM =islam ahlak felsefesi= 6.ünite (özet) EyMeN&TaLhA Erzurum Atatürk İlitam 0 19 Şubat 2015 13:32
ATAUZEM =islam ahlak felsefesi= 4.ünite (özet) EyMeN&TaLhA Erzurum Atatürk İlitam 0 19 Şubat 2015 13:23
ATAUZEM =islam ahlak felsefesi= 3.ünite (özet) EyMeN&TaLhA Erzurum Atatürk İlitam 0 19 Şubat 2015 13:17
ATAUZEM =islam ahlak felsefesi= 2.ünite (özet) EyMeN&TaLhA Erzurum Atatürk İlitam 0 19 Şubat 2015 13:12

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.