|
Konu Kimliği: Konu Sahibi MERVE DEMİR,Açılış Tarihi: 10 Mart 2008 (02:22), Konuya Son Cevap : 24 Kasım 2016 (14:32). Konuya 20 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
10 Mart 2008, 02:22 | Mesaj No:1 |
Eşimle anlaşamıyorum" diyenlere Eşimle anlaşamıyorum" diyenlere Eşimle anlaşamıyorum! Eşlerin anlaşamamasının üç sebebi vardır: Mânevî sorunlar, maddî sorunlar ve çevrenin etkisi. Allah insana öyle bir beyin vermiş ki, problemlerin bütününü çözebilir. Eşler arasında maddî durum sorun olmamalı. Durum ortada. Ne kazanıyorsak, onu yiyeceğiz. Bu dünyada pek çok fakir zevk içinde, huzurla yaşamıştır. Pek çok zengin de rahat bir nefes alamadan göçüp gitmiştir. “Et getir, ekmek getir, baldan da haberin olsun. Et yok, ekmek yok, halden de haberin olsun.” Manevî sorunlar tesettür, ibadet veya cinsel hayat yönünden olabilir. Böyle problemleri yaşayanlar uzman kişilerin desteğini alabilir. Dindar ve ehil birine danışıp “Benim şu şu problemim var, ne yapabilirim, nasıl halledebilirim?” derse, Allah’ın izniyle o kişinin söylediği ona şifa olur. Amma dinlerse… Evlilik, matematik hesabı gibi değildir. Şöyle davranırsak şöyle olur, böyle yaparsak böyle olur gibi teknik hesaplar evlilikte tutmaz. Kişi kendi çözümünü önce kendi bulmalıdır. İnsan yaprak gibi olmamalı. Yaprak, esen rüzgâra tabidir. Evlendiğimde annem yanımdaydı. Şöyle düşündüm. Bu annemdir, bu da karımdır. Her ikisinin de hukukunu korumalıyım. Evliliği kötü yere sürükleyen huylardan biri de laf taşımaktır. Laf taşımak cahillerin işidir. Düşüncesi kıt olanlar, ne yaptığını bilmeyenler, taşı nereye attığının farkında olmayanlar taşıdıkları lafla kafa kırarlar. Kavga, ailede yaşanabilecek en kötü durumdur. Evlilikte sorunlar varsa, eşler her şeyi bırakıp oturup düşünmeli; “Ben neyim, ne yapmam gerekiyor?” sorularına cevap aramalıdırlar. Genç bir hanım bana, “Eşimle anlaşamıyorum.” dedi. Al eşini karşına ve eşine, “Kocacığım, biz mesut olmak için evlendik. Fakat anlaşamıyoruz. Nasıl hareket etmemi istersin? Seni nasıl memnun edebilirim, onları söyle de yapayım. Mutluluğumuz için ben bir adım atmış olayım.” de, dedim. Kadın hemen itiraz etti: ”Ben onun kölesi miyim? O benim istediğimi yapsın!” “Bu düşüncenden vazgeçebilir misin?” dedim. “Hayır!” dedi. Yaşlandıkça insanların huyları kemikleşir. Değişmez, yeni bir şekle girmez. Ben böyleyim, diye inat eder. O inat, aileyi târumâr eder. Küçük anlaşmazlıklar ve gereksiz inatlar büyük dertlere sebep olur. İki şoför yarışa çıkıyor ve ikisi de kaza yapıyor. Yollar yarışmak için değil, gideceğimiz yere ulaşmak içindir. Evlilik üstünlük gösterme meydanı değildir. “Nasıl mutlu olunur?” sorusuna cevap arama yeridir. Rahat olmanın, huzurlu olmanın en iyi yöntemi, eşinin iyi taraflarını görmektir. Bu şekilde denge sağlanır. Eşinin huyları yüzünden kendini heba eden, uçurumdan yuvarlanan insanlar tanıyorum. Adamın huzuru yok ne yapsın! Şu kocaman dünyada bir yere sığamıyorlar. “Ben de sakin bir hayat istiyorum!” diye teselli isteyen insanlar gelirdi bana. “Sabret” derdim. Konfor yerinde. Gezmedikleri, görmedikleri yer kalmamış. Öyle bir noktaya gelmiş ki, mutluluğu başkalarıyla kuracağı ilişkilerde arayacak amma, insanlardan korkmuş. Kadın kocasının, koca da karısının her istediğini yerine getiremez. Asıl anlaşmazlık bundan çıkıyor. Gözlemlediğim kadarıyla evlilikte yapılan en büyük hata “anlayışsızlık”. Kadın da erkek de, eşinde İslâmiyet’in esaslarını görmek ister. Evin reisi, İslâmiyet olmalıdır. HEKİMOĞLU İSMAİL | |
Konu Sahibi MERVE DEMİR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ülke tv Canlı... | Videolar/Slaytlar | Medine-web | 1 | 2898 | 23 Ağustos 2013 00:41 |
İran Emperyalizmi | Makale ve Köşe Yazıları | Medine-web | 6 | 3640 | 26 Ocak 2013 22:53 |
gerekli gereksiz bir şiir.. | Makale ve Köşe Yazıları | MERVE DEMİR | 0 | 3281 | 06 Aralık 2012 10:48 |
olmamış kayınbiradere mektup :) | Komik Paylaşımlar | Allahın kulu_ | 10 | 7794 | 03 Kasım 2012 23:19 |
İslamın kurtuluşu bilinçlenme ile mümkündür | Makale ve Köşe Yazıları | Esadullah | 11 | 7259 | 02 Ekim 2012 21:16 |
16 Ekim 2008, 01:41 | Mesaj No:2 |
cenabı hakkın hangi ismine aynasınız? Cenab-ı Hak, insanı güzel isimlerine ayna yapmıştır Bize düşen görev o aynayı Hakk'ın yolunda silmek, pak etmektir Çünkü ayna kirli ise karşısındaki en güzel sureti bile puslu gösterir elbisse.jpg Acaba hiç düşündük mü evlilik hayatımızda O'nun (cc) hangi ismine ayna oluyoruz? Evet, eşinizi sevin, hem de çok sevin ki, "Vedud" ismi, tecelli etsin üzerinizde Onun acılarını yüreğinizde hissedin, dertlerini dert bilin Ne kadar şefkatli ve merhametli olursanız Cenab-ı Hakk'ın "Rahman" ve "Rahim" isimlerine o kadar çok ayna olursunuz Eşiniz, hoşunuza gitmeyen bir davranışta bulunduğunda günlerce ona karşı kin tutmayıp, her fırsatta yüzüne vurmayarak affedin ki, "Gaffar" ve "Gafur" ismi, İşlediği kusur ve hatalarını başkalarına şikâyet ederek anlatmak yerine örtün ki, "Settar" ismi, Gücünüz nispetinde cömert davranıp, paraları bankada tutup eşinizi tek kuruşa hasret bırakmayın ki, "Cevvad" ismi, Eşinizin hak ve hukukunu koruyup, gözetin ki, "Müheymin" ismi ayna olsun Fedakâr olun Bununsa karşılığını eşinizden ziyade 'tan bekleyin Ona lütuflarda bulunun ki, "Latif" ve "Vehhab" ismi, Onun mutlu olmasına engel olmak yerine mutluluk yollarını açın ki, "Fettah" ismi ayna olsun Kulağınızı şikâyetlerine tıkamayın "Bana ne o senin problemin" diyerek sıkıntılarından kaçmayın Sözlerini işitin, şikâyetlerini duyun, isteklerini yerine getirin ki, "Semi" ismi, Çaresizliğini görmemezlikten gelmeyin Sevinçlerini, kederlerini ve ihtiyaçlarını görün ki, "Basir" ismi, "Benim sıkıntım benim başımdan aşıyor Bir de senin sıkıntılarınla mı uğraşayım?" demeyip, onun sıkıntılarından haberdar olun ki, "Habir" ismi, Olumsuz bir davranışı karşısında hemen "Sen zaten hep böyle yanlış yaparsın" diyerek yargılamakta acele etmeyin yumuşak davnanın ki, "Halim" ismi, İstemeden hep verici olun ki, "Kerim" ismi, Sorularını cevaplayın, ihtiyaçlarını yerine getirin ki, "Mucib" ismi, Yapamadığı ve size başvurduğu işlerini yapın ki, "Vekil" ismi ayna olsun İşten gelir gelmez TV'nin karşısına geçip oturmayın Kafanızı gazeteye gömmeyin Eşinizle candan dost ve arkadaş olun ki, "Veliyy" ve "Enis" ismi, Eşinizin bir gömleğinizi ütülemesinden, sevdiğiniz bir yemeği yapmasına kadar "Aman canım bu senin görevin Zaten yapmak zorundasın" demek yerine yaptığı iyilikleri takdir edip teşekkür edin ki, "Hamid" ismi ayna olsun | |
19 Ocak 2012, 13:37 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 4458 Üyelik T.:
19 Ekim 2008 | Cevap: Eşimle anlaşamıyorum" diyenlere Acaba evliliğinizde ALLAH'ın hangi ismine aynasınız..? Cenab-ı Hak, insanı güzel isimlerine ayna yapmıştır Bize düşen görev o aynayı Hakk'ın yolunda silmek, pak etmektir Çünkü ayna kirli ise karşısındaki en güzel sureti bile puslu gösterir Acaba hiç düşündük mü evlilik hayatımızda O'nun (cc) hangi ismine ayna oluyoruz? Evet, eşinizi sevin, hem de çok sevin ki, "Vedud" ismi, tecelli etsin üzerinizde Onun acılarını yüreğinizde hissedin, dertlerini dert bilin Ne kadar şefkatli ve merhametli olursanız Cenab-ı Hakk'ın "Rahman" ve "Rahim" isimlerine o kadar çok ayna olursunuz Eşiniz, hoşunuza gitmeyen bir davranışta bulunduğunda günlerce ona karşı kin tutmayıp, her fırsatta yüzüne vurmayarak affedin ki, "Gaffar" ve "Gafur" ismi, İşlediği kusur ve hatalarını başkalarına şikâyet ederek anlatmak yerine örtün ki, "Settar" ismi, Gücünüz nispetinde cömert davranıp, paraları bankada tutup eşinizi tek kuruşa hasret bırakmayın ki, "Cevvad" ismi, Eşinizin hak ve hukukunu koruyup, gözetin ki, "Müheymin" ismi ayna olsun Fedakâr olun Bununsa karşılığını eşinizden ziyade ALLAH'tan bekleyin Ona lütuflarda bulunun ki, "Latif" ve "Vehhab" ismi, Onun mutlu olmasına engel olmak yerine mutluluk yollarını açın ki, "Fettah" ismi ayna olsun Kulağınızı şikâyetlerine tıkamayın "Bana ne o senin problemin" diyerek sıkıntılarından kaçmayın Sözlerini işitin, şikâyetlerini duyun, isteklerini yerine getirin ki, "Semi" ismi, Çaresizliğini görmemezlikten gelmeyin Sevinçlerini, kederlerini ve ihtiyaçlarını görün ki, "Basir" ismi, "Benim sıkıntım benim başımdan aşıyor Bir de senin sıkıntılarınla mı uğraşayım?" demeyip, onun sıkıntılarından haberdar olun ki, "Habir" ismi, Olumsuz bir davranışı karşısında hemen "Sen zaten hep böyle yanlış yaparsın" diyerek yargılamakta acele etmeyin yumuşak davnanın ki, "Halim" ismi, İstemeden hep verici olun ki, "Kerim" ismi, Sorularını cevaplayın, ihtiyaçlarını yerine getirin ki, "Mucib" ismi, Yapamadığı ve size başvurduğu işlerini yapın ki, "Vekil" ismi ayna olsun İşten gelir gelmez TV'nin karşısına geçip oturmayın Kafanızı gazeteye gömmeyin Eşinizle candan dost ve arkadaş olun ki, "Veliyy" ve "Enis" ismi, Eşinizin bir gömleğinizi ütülemesinden, sevdiğiniz bir yemeği yapmasına kadar "Aman canım bu senin görevin Zaten yapmak zorundasın" demek yerine yaptığı iyilikleri takdir edip teşekkür edin ki, "Hamid" ismi ayna olsun... (Gülay Atasoy
__________________ Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım... Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE.... |
22 Mart 2012, 12:07 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 4458 Üyelik T.:
19 Ekim 2008 | Cevap: Eşimle anlaşamıyorum" diyenlere İyi evliliğin 4 bileşeni olur Çevrenizde vardır bilirsiniz; bazı insanların evlilikleri çok olağan şekilde ilerler. Ciddi kavgaları, anlaşmazlıkları yoktur. Evin içinde tatlı bir işleyiş vardır. Kişilerin hem bireysel duruşları, hem "biz" olma hali, dünyanın en güzel akarsuyu şeklinde salınıp gidiyordur. Ufak tefek hareketlilikler varsa bile, evli çiftlerin davranış alışkanlıkları hemen durumu tolere ediyordur. Bir de sürekli sorun yaşayan çiftler görürsünüz. Neyin ne olduğunu anlamazsınız bile, bir bakmışsınız ki ikisi kavgaya tutuşmuş! Ne zaman kavga ettiniz ne zaman birbirinize girdiniz? Onların yaşam şekli olmuş. Şikayet ediyorlar hallerinden ama neyin ters gittiğini ah bir anlayabilseler? İşte evliliğin tatlı bir arkadaşlığa, sevgi ve kabullenişe dönmesini sağlayacak 4 bileşeni. Bakın bakalım sizin evliliğinizde hangi maddeler var, hangileri yok. 1. Operasyonel Bileşen: En yalın haliyle evin kullanımı şeklinde tarif edebiliriz. Eşinizle evin kullanımı konusunda aynı fikirde olmanızı temsil eden bileşendir. Evin şekli şemali, odaların kullanımı, eşyaların yerleştirilmesinden tutun, insani olarak evin içinde yaşama şeklidir. Kimsenin aklına gelmez ama çok önemli bir bileşendir. Kimi insanlar minik pratik az eşyalı evlerden hoşlanır. İster ki eşyalar evde göz yormasın. Kimisi tam tersine ağır mobilyalardan hoşlanır. Her yerde incik boncuk süs eşyaları olsun ister. Kimi koyu renkleri sever kimi cıvıl cıvıl renkleri. Birinin tercihi ona basit gelir, diğerinin tercihi ötekine banal gelir! Çiftler farkında değildir ama operasyonel bileşendeki uyumsuzluk nedeniyle o kadar çok kavga ederler ki! Hatta özellikle kadınlarda düğün alışverişinden başlayan gönül kırıklıklarının temel nedeni bu bileşendir. Kız pahalı giyecekler, pahalı mobilyalar ister. Erkek evi mobilya köleliğine çevirmeyelim, sadece bir gün giyeceğin gelinlik için servet harcamayalım ister. Oysa yola çıkacağınız insanla operasyonel bileşeniniz aynı olsa! "Vay şu şöyleydi, evin tipi böyleydi, bu eşyaları başıma bela ettin, benim istediklerim olmuyor" şeklindeki kavgaların çoğu görülmez bile. 2. Fiziksel Bileşen: Aynı yatakta yatma/yatmama, evin içini kullanırken çiftlerin birbirinden rahatsız olup olmama durumudur. Diyelim ki yatakta yatma şekliniz çok hareketli. Kıpır kıpır yatıyorsunuz, eşiniz tam tersine yatağın harp alanına çevrilmesinden rahatsız oluyor. Biri diyor ben böyleyim, diğeri diyor ben bu şekilde zıplayıp duran yatakta uyuyamıyorum. Bir bakıyoruz yataklar ayrılmış! Evli çiftler farklı yataklarda yatmaya başlamış! Veya sizin bir insanda görmeye tahammül edemediğiniz davranışlar var. Eşiniz tam da öyle! Diyelim ki erkeğin aşırı espri yapacağım diye cıvık hareket edenlerinden hoşlanmıyorsunuz. Ağır görünümlü erkekler daha çok hoşunuza gidiyor. Evlendiğiniz kişi sürekli espri yapıyor, her girdiğiniz ortamda insanları güldürmekten ve taklitler yapmaktan çok hoşlanıyor. Siz utancınızdan yerin dibine giriyorsunuz! Oysa ona göre insanlar sevimli olmalı! Davranışlarını sempati olarak yorumluyor ve sizin onu anlamadığınızı düşünüyor. 3. Cinsel Bileşen: Mahrem hayata, mahremiyete bakışın aynı olmasıdır. Birisine göre doğru olan tarzın, diğeri için saçma ve sapkın algılanması ciddi risktir. Ülkemizde ve inancımız gereği evlilik öncesi anlaşılması zor bir durumdur. İnsanlar aynı evin içine girince birbirlerine uygun olup olmadıklarını anlıyorlar. Ama evlilik öncesi belirli edep sınırları içinde kişilerin kendi durumlarını karşı tarafa dile getirmesinde fayda olduğunu düşünüyorum. (Çok açık yazmak istemiyorum. Nasılsa sizler anladınız. Anlamayan ve bu konuda tereddütleri olanlar varsa lütfen bizi arayarak bireysel destek alınız.) 4. Duygusal Bileşen: Eşlerin birbirlerine karşı açık olabilmeleri, birbirleriyle duygularını paylaşabilmeleri ve paylaşımlardan sonra pişmanlık yaşamamaları durumudur. Günümüzde pek çok evliliğin bu bileşen nedeniyle sorun yaşadığını görüyoruz. Maalesef pek çok kişi eşine karşı duygusal bir mesafe taşıyor! En yakınınızla duygularınızı paylaşamıyorsanız veya paylaştıktan sonra çok pişmanlık yaşıyorsanız evlilik ne kadar mutlu olabilir ki! Eşle paylaşılacak şey var paylaşılmayacak şey var tabii ki. Aklınıza gelen her şey paylaşılmak isteniyor ve eşiniz kafasının şiştiğini söylüyorsa sorun! Eşinden çekinip içine biriktiren ve hep "-mış" gibi yaşayan kişiler de başka bir sorun! Evlenecek kişilerin birbiriyle paylaşma, olayları konuşma veya üzerinde yorum yapma alışkınlıklarının birbiriyle uyumlu olması gerekir. Konuşmaktan ve anlatmaktan çok hoşlanan bir hanımefendiyle, konuşmaktan ve dinlemekten hiç hoşlanmayan bir beyefendinin evliliği nasıl bir kabustur tahmin edebiliyorsunuz değil mi? Evlilik ve çift terapisi yaparken en fazla çalıştığımız bileşen bu sevgili okurlar. Aranızda duygusal mesafe, duygusal soğukluk, duygusal yabancılık hissi varsa mutlaka yardım almalısınız. Yardım almıyorsanız en fazla bu bileşen insanı deli eder haberiniz olsun. Evett... ben söyledim... sizler bir göz atın evliliklerinize. Kendiliğinden giden tatlı ilişkilerin altında yatan uyum süreci işte bu 4 madde sevgili okurlar! Yolunda gitmeyen evliliklerin eksiği de bunlardan birileridir elbet. Evli olanlar göz atıp eksiklikler için yardım alsın... evlenecekler bu unsurları göz ardı etmesin... Sevgiler... Psikolojik Danışman&Psikoterapist Mehtap Kayaoğlu
__________________ Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım... Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE.... |
08 Ekim 2012, 20:54 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 4458 Üyelik T.:
19 Ekim 2008 | Cevap: Eşimle anlaşamıyorum" diyenlere Susan Kurtulmuştur ” Susmak huyların efendisidir.” buyuruyor sevgili peygamberimiz. Susmanın iletişimde ne kadar kıymetli olduğunun farkında değiliz. Yuttuğumuz hiçbir sözden dolayı pişman olmayız. Fakat söylediğimiz pek çok sözden dolayı pişman olmuşuzdur. Bazen susmak söyleyeceğimiz sözden çok daha fazlasını anlatır karşımızdakine. Karı koca ilişkisinde de muhabbeti kaybetmemek için susmayı bilmek lazım. Çok konuşmak aşkın düşmanıdır. Pek çok sevgi gereksiz ve boş konuşmak yüzünden bitmiştir. Konuşmak da susmak da bir sanattır aslında, kadın-erkek hepimizin en çok bilmesi gereken. En çok da biz kadınların. Konuşmayı seviyoruz ve çoğu zaman ölçüyü kaçırıyoruz. “Çok konuşan çok hata yapar.” diye bir söz kalmış zihnimde. Ağzımızdan çıkan her sözünde diğer tarafta hesabını vereceğimizi de düşünürsek susmanın dünya ve ahiret hayatı için ne kadar kıymetli olduğu daha da iyi ortaya çıkıyor. Teknoloji yüzünden çok gürültülü bir dünyada yaşıyoruz. Akşamları bir süreliğine de olsa televizyonu bilgisayarı kapatıp karı koca sessizliği paylaşabilmeli. Bir çay içerken göz göze bakışmanın, sevdiğinin omzuna başını koyup onda dinlenmenin tadını hangi sözcükte bulabiliriz. Gözün anlattığı dilin söylediğinden daha önemlidir. Dilimiz o kadar gevezelik ediyor ki gözlerimiz konuşmayı unuttu. Her akşam eşinizle beş dakika da olsa gözlerinizle sohbet edin. Dakika tutun ve beş dakika boyunca birbirinizden gözlerinizi ayırmayın, ona duygularınızı, sevginizi gözlerinizle anlatın, bu arada kesinlik ile konuşmayın. Dudaklarınızı konuşmak için değil gülümsemek için kullanın. Allah rasulu “Susan kurtulmuştur.” buyuruyor. Susmak sizi eşinizle yaşayacağınız pek çok tatsızlıktan korur. Üç dakika çeneyi tutmak bizi üç günlük üzüntüden korur. “Aşk saadetini kim elde eder? Susan kimse.” diyor Cervantes. Aşık olmak kolay da dilimiz yüzünden aşkımız uzun sürmüyor, aşkımızın saadetini, mürüvvetini göremiyoruz. Dil sussa gönül konuşacak. İkisi bir arada olmuyor. Hele telefon şirketlerinin şu bedavaları yüzünden gençler daha sözlüyken, nişanlıyken birbirinden bıkıyor. Evliliğinde problem yaşayan hanımlara sabrı ve sukuneti tavsiye ettiğim zaman hanımlar genellikle annelerini ninelerini örnek gösteriyorlar. “Annelerimiz sustu sabretti de ne oldu, kıymetleri bilinmedi, dert sahibi oldular.” diyorlar. Oysa anneleri aslında sabretmemiştir, gerçekten sabredebilselerdi dert sahibi olmazlardı. Onlar görünüşte susmuşlar fakat içten içe büyük bir kızgınlık duydukları için gözleri ile kocalarına kızgınlık ve öfke kusmuşlardı. Öyle susmanın bir değeri yoktur. Mesela erkek bir şeye sinirlendi kızdı, kadın sustu. İçinden “Beş dakika susarsam öfkesi geçer.” deyip kadın gözleri ile ateş püskürmeden, nezaketle susarsa kazanır. Erkek az sonra karısının gönlünü nasıl alacağını bilmez. Fakat biz genellikle susmak yerine eşimizi susturmaya çalışıyoruz, kendi haklı olduğumuzu ispat etmeye uğraşıyoruz. Haklı çıksak sanki bir ödül var. Adam tartışma bitsin diye “tamam haklısın” dese içinden de “Allah belanı versin, sus artık” dese mutlu mu olacağız? Hiç bir tartışmada kimse kimsenin haklı olduğunu kabul etmez. Çünkü kızgınlık gerçeğin önünde perdedir. Aynı zamanda kızgınlık, gerginlik pek çok hastalığın sebebidir. Konuşarak hem kendimizi yoruyoruz hem de eşimizi. Sevdiğinle sessizliği paylaşmak güzeldir. Tabii eşler sinir bozucu bir sessizliği değil, sessizliğin sukunetini paylaşmalılar. Kızdığımız, üzüldüğümüz zaman Rabbimizin “Allah sabredenlerle beraberdir ve Allah sabredenleri sever.” ayetlerini hatırlayalım. Susmak sabır işidir. “Bir avuç sabır, bir kova beyinden üstündür.” der bir Hollanda atasözü. Zekamıza ve dilimizin keskinliğine güvenip herkese laf yetiştirebiliriz ama bu bizi iyi bir insan, iyi bir mümin yapmaz tam aksi çıkacak arızalardan dolayı bu davranışımız bizi daha mutsuz ve agresif yapar. Oysa sabırla maddi ve manevi pek çok kazanım elde ederiz. Kadınlar susmayı, erkekler konuşmayı öğrense (erkekler çok konuşsunlar anlamında söylemiyorum, eşlerine iltifat etmeyi, tatlı sözler söylemeyi öğrenseler) pek çok evlilik kurtulur. Susmak asla eziklik değildir. Kadınlar sustukları zaman ezileceklerini zannediyorlar bunun için bir gayret kendileri erken davranıp kocalarını dilleri ile ezmeye çalışıyorlar. Kadın kızgınlıkla o lafı oraya oturturken kocanın gönlünden kaç fersah aşağı düştüğünün farkında olmuyor çoğu zaman. O söze de cevap verme, eşinin ailesi hakkında kötü konuşma, her kavgaya annesinin, kardeşinin adını karıştırma, sürekli sorular sorup bunaltma, her şeyi de öğrenmeye çalışma ya da her şeyi kocandan fazla bildiğini ispat etmeye uğraşma, her tartışmada eski defterleri ortaya dökme…Ne sen yorul ne de eşini yor. Dünyaya böyle küçük şeyleri problem yapmak için gelmedik, bunların bir de diğer tarafta hesabı var. Kızgınlık anında söylediğimiz sözlerin çoğu nefis tatmininden başka bir şey değil. Misalleri daha çok kadınlar üzerinden verme sebebimi açıklamaya gerek yok herhalde. Biz kadınlar erkeklerden daha fazla konuşuyoruz ve susmayı pek sevmiyoruz. Erkekler daha kolay susabiliyorlar. Erkeğe de gereksiz yere çok konuşmak, küçük şeyleri dert etmek hiç yakışmıyor. Tabii ki yazıda susmanın kıymetini anlatırken zaten az konuşan erkekleri tümden susturmayalım. Erkeğin eşine ile sohbet etmek için zaman ayırması gerekir. Kadınların konuşma ihtiyaçları vardır. Güzel susmayı mutlaka öğrenmemiz lazım. Suratımızı asmadan, tavır almadan, yüz ifademizle aşağılamadan, hakaret etmeden. Kadın eşine kırıldığında yüzünde mazlum bir “kırıldım, üzüldüm” ifadesi olsa, masumiyetini anlatmak için bir torba laftan çok daha etkili olur kocası üzerinde. Erkek de kırıldığında küçümseyici bakışlar atmadan, ağırbaşlılığını koruyarak susarsa bu da pek çok sözden daha etkilidir. Bir beyefendi “Karım hoşuma gitmeyen şekilde konuşmaya başladığında susarım. O sustuktan sonra başka odaya gider şükür namazı kılarım. ‘Allah’ım bana susmayı nasip ettiğin için sana şükürler olsun.’ derim.” demişti. Susmak öyle böyle değil, zor iş. Şükür namazı kılacak kadar hem de. Siz kibar susabildiğiniz için şükür namazı kıldınız mı hiç? (Tabii bütün yazdıklarım aynı zamanda kendime. ) Bu dersin ödevi: Sinirlendiğiniz zaman gidin aynada yüz ifadenize bakın. Büyük ihtimal kendi yüzünüzü bile görmek istemeyeceksiniz. Bu eziyeti eşinize yapmayın. Yüz ifadenizi kontrol ederek kibar susmayı öğrenin. Karı koca akşamları konuşmadan beş dakika göz göze bakışma, gözlerinizle konuşma ve sevgiyi gözle anlatma alıştırması yapın. Dikkat edin birbirinize dik dik bakmayın. Bir anlaşmazlıkta hemen dilinizle eşinize ona saldırmaya ve kendinizi savunmaya geçmeyin. O çok konuşuyor ve devamlı sizi suçluyorsa cevap yetiştirmeye uğraşmayın, söylenmesi gerekli bir söz varsa onu söyledikten sonra güzelce susun ve ve gidin şükür namazı kılın. Kaynak : Sema Maraşlı
__________________ Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım... Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE.... |
10 Ekim 2012, 08:41 | Mesaj No:6 |
Durumu: Medine No : 13966 Üyelik T.:
27Haziran 2011 | Cevap: Eşimle anlaşamıyorum" diyenlere
__________________ önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ... |
10 Ekim 2012, 18:43 | Mesaj No:7 |
Durumu: Medine No : 6969 Üyelik T.:
10 Şubat 2009 | Cevap: Eşimle anlaşamıyorum" diyenlere
Bir beyefendi “Karım hoşuma gitmeyen şekilde konuşmaya başladığında susarım. O sustuktan sonra başka odaya gider şükür namazı kılarım. ‘Allah’ım bana susmayı nasip ettiğin için sana şükürler olsun.’ derim.” demişti. Susmak öyle böyle değil, zor iş. Şükür namazı kılacak kadar hem de. Sabretmek müthiş bir şey sonucu beklediğinin üzerinde oluyor Allahın izniyle ama duygusal insanlar çok yıpranıyor ,gerçekci his ve duygularını katmayan bazı insanlar gelişi güzel yaşıyor ..Sabrın sonu selamet..Ayrıca her evde bir davul bir davulcu birde dinleyici vardır rtim ve ses farklıdır yöresine ailesine eşine göre Ferdi
__________________ Doğru zamanda yapılan yanlış ,yanlış zamanda yapılan doğrudan evladır.. |
10 Ekim 2012, 22:21 | Mesaj No:8 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cevap: Eşimle anlaşamıyorum" diyenlere sen misafirinle anlaşamıyorsun eşinle nasıl anlaşacaksın ki!
__________________ Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır. |
11 Ekim 2012, 20:12 | Mesaj No:9 |
Durumu: Medine No : 20682 Üyelik T.:
08 Ekim 2012 | Cevap: Eşimle anlaşamıyorum" diyenlere
Annelerimiz sustu sabretti de ne oldu, kıymetleri bilinmedi, dert sahibi oldular.” diyorlar. Oysa anneleri aslında sabretmemiştir, gerçekten sabredebilselerdi dert sahibi olmazlardı. Onlar görünüşte susmuşlar fakat içten içe büyük bir kızgınlık duydukları için gözleri ile kocalarına kızgınlık ve öfke kusmuşlardı. Öyle susmanın bir değeri yoktur. işte bütün maharet içi susturmakta oda kolay olmuyor. EMEĞİNE SAĞLIK |
27 Mart 2013, 14:14 | Mesaj No:10 |
Durumu: Medine No : 5879 Üyelik T.:
28 Aralık 2008 | Cevap: Eşimle anlaşamıyorum" diyenlere Allah Razı olsun inş.. bu güzel derleme için.. Gülay atasoyun yazısı ayrı idi, bu konuya dahil edildi. |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Param Yetmiyor Diyenlere | nurşen35 | Serbest Kürsü | 1 | 03 Mayıs 2022 14:51 |
NEDEN BEN? Diyenlere... | nergiz | Serbest Kürsü | 2 | 03 Mayıs 2022 14:46 |
Biz Kur’an’a uyarız Diyenlere | vertyucek | Muhtelif Konular | 0 | 03 Ocak 2019 22:26 |
Ders çalışamıyorum diyenlere... | NUR | Serbest Kürsü | 3 | 12 Ocak 2014 20:58 |
kurban vahşeti diyenlere | vertyucek | Hacc-Umre-Kurban | 4 | 18 Ekim 2013 11:22 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|