Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.KADIN AİLE ÇOCUK.::. > Kadın-Aile-Çocuk > Evlilik-Nikah Konuları

Konu Kimliği: Konu Sahibi enderhafızım,Açılış Tarihi:  05 Aralık 2012 (01:18), Konuya Son Cevap : 05 Aralık 2012 (01:18). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 05 Aralık 2012, 01:18   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
enderhafızım - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:enderhafızım isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5879
Üyelik T.: 28 Aralık 2008
Arkadaşları:32
Cinsiyet:Bay
Memleket:İst
Yaş:39
Mesaj: 3.185
Konular: 1383
Beğenildi:174
Beğendi:17
Takdirleri:216
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
evtx Evlilik Sözleşmesinde Gözetilmesi Gereken Meseleler

Evlilik Sözleşmesinde Gözetilmesi Gereken Meseleler

Evlilik Sözleşmesinde Gözetilmesi Gereken Meseleler


Birincisi: Eş seçmede kadının özgürlüğü:
Ebu Hureyre, Rasulullah'tan şöyle rivayet ediyor: [129]"Dulu istemediği sürece evlendirmeyin, bekârdan da izin almadan evlendirmeyin. Dediler ki: 'Ey Allah'ın Rasulü! Onun izni nasıl olur?' Rasulullah: 'Susmasıyladır', buyurdu."[130]
Hz. Aişe'den rivayet edilir: "Ey Allah'ın Rasulü! Bekâr utanır'. Rasulullah: 'Onun rızası susmasıyladır', buyurdular."[131]
İbni Abbas, Rasulullah'tan şöyle rivayet ediyor: "Dul kendisi üzerinde velisinden daha fazla hak sahibidir. İzni de susmasıyladır."[132]
Ebu Hureyre, Rasulullah'ın şöyle dediğini rivayet ediyor: "Yetimin kendisinden izin istenir susması ise iznidir. Eğer kabul etmezse caiz değildir."[133]
Hansa binti Huddam el-Ensari'den rivayetle: "Babası kendisini dul olduğu halde biriyle evlendiriyor ve o da bunu istemiyor. Bunun üzerine Rasu-lullah'a geliyor ve Rasulullah nikâhını geri çeviriyor."[134]
İbn Abbas naklediyor: "Bir cariye, Rasulullah'a gelerek babasının kendisini evlendirdiğini kendisinin de evlendiği kişiyi istemediğini söyledi. Rasulullah onu serbest bıraktı."[135]
İbn Ömer'den: "Osman b. Maz'un ölünce, kızını İbn Ömer'e bıraktı. İbn Ömer diyor ki: 'Kızın babası öldükten sonra dayım Kudame, onunla istişare etmeden onu benimle evlendirdi. Onunla evlenmeyi iyi karşılamadım. Mu-ğire b. Şube'nin beni bir cariye ile evlendirmesini istedim. O da evlendirdi."[136]
İkincisi: Vacip ve mendup arasında velinin izni:
Ebu Musa, Rasulullah'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Velisiz nikâh olmaz."[137]
Peygamber'in hanımı Aişe'den: "Çahiliyede nikâh dört şekilde yapılıyordu. Bunlardan biri; bugün yapılan nikâh. Bir adamın bir adama velisi bulunduğu kızı ya da adamın kendi kızına dünürcü gidilmesi, sonra mihir kesilerek nikâh yapılması. İkincisi: Adam karısına hayızdan temizlendiği zaman, falancaya git ve onunla cima et, diyordu. Bundan sonra adam karısına, hamile kaldığı iyice belli oluncaya kadar yaklaşmıyordu. Kadının hamile olduğu belli olduktan sonra isterse ona yaklaşıyordu. Bunu da çocuğunun selameti için yapıyordu. Bu nikâh cima isteme nikâhıydı. Üçüncüsü: Bir grup erkek toplanarak bir kadının yanına gidip ve hepsi onunla ayn ayrı bir-Ieşiyorlardı. Kadın hamile kalıp çocuğu doğurduktan sonra onlara haber veriyordu. Onlar da hiçbiri çocuğa sahip olamayınca tekrar kadının yanında toplanıyorlardı. Kadın da onlara: 'Bildiğiniz gibi bu sizin ürününüzdür. Ey falan, bu senin çocuğundur. Onu istediğin gibi isimlendir'. Böylece çocuk o adamın oluyordu ve buna kimse itiraz etmiyordu. Dördüncüsü: İnsanlar toplanarak kadının yanına giriyorlardı; kadınlar da onlara engel olmuyorlardı. Zaten o kadınlar fahişe olup kapılarının önüne bir takım işaretler koyuyorlardı. Kadın, çocuğu doğurduğunda erkekler yanında toplanıyor ve çocu-ğun babası kabul edilen çocuk veriliyordu. Buna kimse itiraz etmiyordu.
Muhammed (s.a.v.)'e hak gelince bugün insanların yaptıkları nikâh hariç cahiliye nikâhlarını ortadan kaldırdı."[138]
Mukal b. Yusar'dan: "Kızkardeşimi adamın birisiyle evlendirdim ve onu boşadı. İddeti bittiğinde onu nişanlamak istedi. Ben de: 'Onu seninle evlendirdim onunla beraber oldun sana ikramda bulundum ve sen de onu boşa-dın. Sonra da nişanlamak için tekrar geldin. Hayır, vallahi onu sana asla döndürmem1. Adam fena biri değildi. Kadın da ona dönmek istiyordu. Bunun üzerine Allah şu âyeti indirdi. "Onlara engel olmayın" şimdi izin veririm ey Allah'ın Rasulü dedi. Ve o kadını o erkekle evlendirdi."[139]
Buhari bu hadisi "velisiz nikâh olmaz diyenler" babında zikrediyor. Allahu Teala şöyle buyuruyor: "Kadınları boşadığınız zaman bekleme sürelerini bitirdiler mi, kendi aralarında güzelce anlaştıkları takdirde, (eski) kocalarıyla evlenmelerine engel olmayın. Bu âyete bekâr da giriyor dul da. Allahu Teala buyuruyor: "Müşrikler iman edinceye kadar onlarla evlendirmeyin." Allahu Teala buyuruyor: "Sağ elinizin altında bulunanları evlendirin."
Hafız İbn Hacer diyor ki: "(Velisiz nikâh olmaz diyenler, babı) Musannif bu hükmü varid olan âyet ve hadislerden çıkarmıştır. Alimler nikâhtaki veli şartı hususunda ihtilaf etmişlerdir. Cumhura göre; kadın kesinlikle kendi kendisine evlenmez. Delil olarak, zikredilen hadisleri ve "onlara engel olmayın," âyetin nüzul sebebini getirmişlerdir. Bu âyet veli şartının olması hususunda en açık delildir. Şayet veli şart olmasaydı engel olmanın bir anlamı olmazdı. Yine eğer kadın kendi kendini evlendirebilseydi kardeşine gerek duymazdı. İbni Münzir de 'sahabenin hiçbirinde bunun aksi birşey varid olmamıştır1 diyor. İmam Malik'ten gelen bir rivayette: 'Kadın soylu biri değilse, kendi kendine evlenebilir', deniliyor."
Ebu Hanefi'ye göre, kesinlikle veli şart değildir. Kadının velisinin izni olmadan da kıyas edilmiştir. Zira kadın kendi kendine satış yapabiliyor. Veliyi şart koşan hadisler ise küçük çocuğa hamledilip bu kıyasla umum has kılınmıştır. Umumun kıyasla tahsisi usulde caiz olan yaygın bir meseledir. Fakat mukal hadisi, bu kıyası kaldırmıştır. Başka akitlerden değil de, nikâhta veli şartının getirilmesine delil olarak, dengi seçmedeki eksikliği getirmişlerdir. Bazıları velilik şartına bağlı kalmalarıyla birlikte bu rivayetten ayrılmışlardır. Fakat bu, kadının kendisini evlendirmesine engel değildir.
Saüşta dedikleri gibi bu velinin izin vermesine bağlıdır. Evzai ve Ebu Sevr bu görüştedirler. Ancak Ebu Sevr kadının kendisini evlendirmede velisinin iznini şart koşuyor."[140]
Velinin izni kadın için mendub ve vücup arasında olunca, erkeğin anne ve babasıyla istişare etmesi iyilikte ve özellikle de onları ilgilendiren bir meselede onlara itaat etmesi onlara olan iyiliğindendir. Velinin izin vermesinin vacip ya da mendup oluşu küçük bir aile kurumunu oluşturacak genç kız ve erkeğin, deneyimli bir insan tarafından biraz daha fazla gözetilmesi-dir. Gözetme, genç kız ve erkeğin seçme iradelerini ortadan kaldırma olmayıp, yol gösterme ve yardımcı olma anlamındadır. Bu hususta Şafii şöyle diyor: "Nikâhta velayetin şart koşulması, kadının dengi olmayan birine kendisini teslim etmemesi içindir."[141]
Maalesef birçok toplumda velinin sözü ilk ve son kabul edilip genç kızın arzusunun hiçbir değeri yoktur. Genç kız, din ve akıl yönünden eksik kabul edildiğinden ona seçme hakkı verilmez. Uzun asırlar geçmiştir ki insanlar genç kızların iradesine hiç değer vermemişlerdir... Hâlâ da babalar, kızlarını kendi kıriterlerine göre evlendiriyorlar.
Burada sözü, velilik konusuna biraz daha açıklık getirmesi için Dr. Mustafa Sibai'ye bırakıyoruz:
"Hâlâ toplumumuzda -özellikle de kırsal kesimlerde- gelenekler ner-deyse genç kızın eşini seçme özgürlüğünü elinden almaktadır. Genellikle kıza babanın ya da annenin arzuladığı kimse dayatılmaktadır. O bulunduğu konum itibariyle bakire bir kız olup yapacağı evliliğe velileri iki meseleyi iddia ederek itiraz etme haklan vardır:
Birincisi: Kocasının dengi olmaması. Ebu Hanife ve diğerlerine göre denklik, soy, meslek, babaların ve dedelerin statüsü ve zenginlik ölçülerine göredir. Bunun dışında kalanlar, cahil babaların kızlarını evlendirmede despotça davranacakları geniş alanlardır.
misilden az olarak evlendirirse babası ya da velileri akdi feshedebilirler. Çünkü bu onlara leke getirir.
Hiç kuşkusuz sosyal hayatın gelişmesi bu meseleye bakışı, köklü bir biçimde değiştirmeyi gerektirir. 'Bundan dolayı -Suriye'de- ahval-i şahsiye kanunumuz bu meseleyi güzel bir şekilde çözüme kavuşturmuştur.' Şöyle ki kanun, denkliği eşler arasında şart koşmuştur. Bu, her iki çiftin anlaşma ve mutluluklarının güvencesi için zorunlu bir prensiptir. Ancak kanun denkliğin belirlemesini akdin yapıldığı beldenin örfüne bırakmıştır. Bu sağlam ve esnek bir uygulama olup ailenin esenliğini garanti ettiğinden dolayı her zaman tatbik edilebilir. Kanun, evlilik çağma yasal olarak ulaşıp da babasının izni olmadan evlenen kıza, babanın kadı huzurunda sadece denklik hususunda itiraz etme hakkının olduğunu belirtmiştir. Kadı, denkliğin olmadığını söylerse; akd feshedilir yoksa devam edilir. Bu kanuni durumda kızlarının evlenmesinde baba ya da velilerin zorlaması sözkonusu değildir.
Mihri misile gelince, kanun tamamen onu ilga etmiştir. Bu sebepten dolayı babaya, itiraz hakkı tanımamıştır. Bu konuda kanun çok güzel yapmıştır. İslâm'da mihir kadına bir ikram ve ona yakınlığı belirtmek için bir semboldür. Mihrin azlığından utanmak, evliliğin gayeleri ve mihrin hikmetinden gafil olan cahili çevrelerin yaptığı bir şeydir. Bu tür ölçülerin İslâm'da hiçbir değeri yoktur. Nitekim Ebu Hanife'nin dışındaki müctehid imamlar da böyle demişlerdir.[142]
Üçüncüsü: Velinin Evlilik sözleşmesinde hazır bulunması:
Hz. Aişe'den: "Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdular: 'Velisiz nikâh olmaz."[143]
Ümran (r.a.)'dan: "Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır: 'Nikâh, ancak veli ve iki adil şahitle olur."[144]
Hafız İbn Hacer diyor ki: "Alimler nikâhta veli şartının olması hususunda ihtilaf etmişlerdir. Cumhura göre kadın, kendisini asla evlendiremez."[145]
Evlilik sözleşmesinde velinin hazır olması bu evlilik ailenin onaylaması anlamına gelir. Yine evlilik bağının erkekle kadın arasında iki sıcak ilişkiye indirgenemediğini, aynı şekilde iki aile ya da iki kabile arasında da sıkı bir bağ bulunduğunu gösterir. Kan ve kocanın akrabalannın yamsıra kadının velisi hazır olduğu gibi erkeğin babasının da hazır olması menduptur. Böylece bu evlilik her iki aile arasında kaynaşmanın başlangıcı olur. Bu anlamda İmam Muhammed Abduh şöyle diyor:
(Mukaddes şeriat hükümleri musaharanın (evlilik yoluyla meydana gelen akrabalık) akrabalık çeşitlerinden biri olduğunu gösteriyor. Neseb yönünden birbirinden tamamen uzak aileler bununla kaynaşırlar; ülfet ve birlik bağlan yenilenir. Allahu Teala, kişiye annesiyle ya da üst ve alt soyundan olan kimselerle evlenmesini haram kılmıştır. Yine Allahu Teala, kişiye kendi kızkardeşiyle ya da kendi alt ve üst soyundan olan birisiyle evlenmeyi haram kılmıştır. Sanki Allah böylece her iki eşi de bir diğerinin konumuna indirmiştir. Bu Şeriat'ın bize apaçık delil kıldığı üstün bir hikmettir ki; evlilik yoluyla oluşan akrabalık, nesep yoluyla olan akrabalığa hüküm, hukuk ve saygı yönünden eşittir. Bu insanlık toplumunun tabiatına da uygundur... Birinin kız çocuğu olduğu zaman, ona babanın evladına meylettiği gibi meyleder. Sonra Allah'ın kullan üzerindeki sünneti gereği onu insanlardan biriyle evlendirir. Babanın kızına olan sevgisi gereği onun için bütün güzellikleri ve sınırsız mutluluğu kocasının mutluluğundan ayrı düşünülemez. Babanın kızma gösterdiği düşkünlüğü kocasına da göstererek kızının mutluluğuna yardımcı olması gerekir. Keza kızın bütün yakınlarının kıza gösterdikleri sevgiyi kocasına da göstermeleri gerekir.[146]
Aileler arasındaki bu bağın geliştirilmesini konu alan şu hadis, ne anlamlıdır.
Ebu Hureyre'den: Rasulullah şöyle buyurdular: "Nesep yoluyla akrabalığınızın nereye ulaştığını öğreniniz."[147]
Dördüncüsü: Evlilik sözleşmesindeki şartlar:
Ukbe (r.a.)'dan: "Rasulullah şöyle buyurdular: 'Kendinize helal kıdığı-nız kimselerin şartlarına riâyet etmeniz daha önceliklidir."[148]
Buhari bu hadisi "Nikâhın şartları" babında nakletmiştir.
Hafız İbn Hacer diyor ki: (Nikâhın şartlan babı, sözü, yani: Kabul edilenler ve helal olanlar... Hattabi şöyle diyor: Nikâhdaki şartlar çeşitlidir. Bunlardan birincisi: İttifakla yerine getirilmesi gerekenler; Allah'ın emri üzere iyi söz söyleme ihsanda bulunma... İkincisi; ittifakla yerine getirilmemesi gereken şeyler; kızkardeşinin boşanmasını istemesi gibi. Bunun hükmü ileride gelecek. Üçüncüsü: Kendi üzerine kocasının evlenmemesi gece yanından aynlmaması, kadım babasının evinden kendi evine götürmemesi gibi üzerinde ihtilaf edilen şartlar. Şafiilere göre nikâhtaki şartlar iki türlüdür; Birincisi: Mihirle ilgili olanlar ki bunlar yerine getirilmelidir. İkincisi: Evlilik hakkıyla ilgilidir ki bunun açıklaması gelecektir.[149]
b) Nikâhta helal olmayan şartlar:
Ebu Hureyre'den: "Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdular: 'Kardeşinin kabını kendi kabına boşaltmak için kız kardeşinin boşanmasını istemesi, kadının üzerine helal değildir. Çünkü ona takdir edilen kendisine de edilmiş-tir."[150]
Hafız İbn Hacer diyor ki: "Buhari hadisi bu lafızla nakletmiştir. Ebu Naim de mustahrecinde şu lafızla tahric etmiştir: 'Bir kadının kız kardeşinin kabını kendi kabına boşaltmak için boşanmasını şart koşması doğru değildir1. Beyhaki ve İsmail de aynı lafızla tahric etmiştir."[151]
Beşincisi: Evliliğin ilan edilmesi:
Hıbar b. Esved'den: "Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdular: 'Nikâhı kutlayarak ilan ediniz."[152]
Muhammed b. Hatıb el-Cümehiy'den: "Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır: 'Haramla helalin arasını def ve sesle ayırın."[153]
Ebu Musa'dan: "Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdular: 'Veli ve iki şahit olmadan nikâh olmaz."[154]
Nikâhın ilan edilmesinde, en az iki şahidin bulunması gerekir. Fakat mendup olan bu olmayıp asıl mendup olan evlenen tarafların etrafında bulunan komşu, akraba ve arkadaşlarının evliliği bilmesi ve genel bir törenin yapılmasıdır.
Burada okuyucuların dikkatini yaygın olan bir duruma çekmek istiyoruz; birçokları Evlilik sözleşmesi töreninin camilerde yapılmasının Rasulul-lah'ın sünneti olduğunu sanıyorlar. Bunlann dayandıkları "Bu nikâhı ilan ediniz ve onu mescitlerde yapınız" hadisi ise zayıf bir hadistir.[155]
Bu kavli sünnetle ilgili olanıdır. Fiili sünnete gelince -sünnet kitaplarına baktığımız kadarıyla- nikâhın mescitlerde ilan edileceğine uzaktan da olsa işaret eden tek bir nass yoktur. Dikkatlice düşündüğünüz zaman açıkça görülür ki, nikâhın ilanı, mescitlerden uzakta olamhdır. İlanla beraber müzik, def ve diğer helal olan eğlencelerle birlikte kadınların, çocukların ve komşuların gelmesi gözönünde bulundurulduğunda bu daha da iyi anlaşılır.
Bunlar Hz. Peygamber'in -gerek kavli gerekse fiili- sünnetinde böyle bir emrin olmadığını ifade etse de iki eş maslahat gördükleri takdirde Kur'an akdinin mescidde yapılmasının caiz oluşuna engel teşkil etmez. Mescitler gerekli olan adap kurallarını gözetmekle beraber bütün müslümanların maslahatı içindir.
b) İlanla birlikte eğlence:
Hz. Aişe'den: "Kadının biri Ensar'dan bir adama gelin götürüldü. Hz. Peygamber: 'Ey Aişe! Beraberinizde eğlence yok muydu? Şüphesiz eğlence Ensar'ın hoşuna gider' buyurdular."[156]
Hafız İbn Hacer şöyle diyor: "Sizinle beraber eğlence yok muydu?" sözü bir başka rivayette: "Onunla beraber def çalması ve türkü söylemesi için cariye gönderdiniz mi?1 dedi. Ben de: 'O ne söyleyecek?1 dedim. Hz. Peygamber de: 'Şunu söyler1, buyurdular:
"Size geldik, size geldik Bize selam olsun, size selam olsun Kırmızı altın olmasaydı Vadileriniz güzelleşmezdi. Siyah buğday olmasaydı Bekarlarınız şişmanlamazdı."[157]
Hıbar b. Esved'den: "Hıbar kızını evlendirdi. Onların yanında davul ve def vardı. Rasulullah dışarı çıkıp sesi duyunca: 'Bu ne?1 dedi. Başka bir rivayette: "Hıbar kızını evlendirdi. Bunun üzerine Rasulullah: 'Nikâhı seslendirin, nikâhı seslendirin, bu nikâh sefihlerin nikâhı değildir,1 buyurdu."[158]
Saib b. Yezid'den: "Rasulullah (s.a.v.)'i 'Bize selam verin size selam verelim1 şeklinde şarkı söyleyen bir grup komşu kadınlarıyla karşılaştığında "öyle söylemeyiniz, şöyle söyleyiniz', buyurdu: "Bize ve size selam olsun".
Bunun üzerine bir adam: Ey Allah'ın Rasulü, insanları böyle izin veriyor musunuz? . Rasulullah: 'Evet, bu zina değil, nikâhtır. Nikâhı seslerinizle duyurunuz."[159]
Amir b. Sa'd'dan: "Kurza b. Ka'b'ın yanına gittim. Ebu Mes'ud el-Ensa-ri'nin düğünü vardı. Onların yanında şarkı söylüyordu. Dedim ki: 'siz ikiniz Rasulullah'ın arkadaşlarından ve Bedir'e katılanlardan olduğunuz halde bu yanınızda mı yapılıyor?1 Dediler ki: 'İstersen otur ve bizimle beraber dinle, istersen de git. Rasulullah bize düğünde eğlenmeye izin verdi."[160]
Hz. Aişe'den: "Rasulullah (s.a.v.) düğünleri olan Ensarlı kadınların yanına uğradığında şöyle şarkı söylüyorlarmış:
"Ona bir koç hediye edildi. Ağılında koç öksürdü. Kocan soyluların yanında Yarın ne olacağını bilir"
Rasulullah (s.a.v.): "Yarın ne olacağını Allah'tan başka kimse bilmez, dedi."[161]
c) Kadınların düğünlere katılmaları, gelini damada götürmeleri ve hayır duada bulunmaları:
Hz. Aişe'den: "Rasulullah'la evlendiğimde annem beni eve getirdi. O sırada Ensarlı kadınlar evdeydi. Hayır dua ve iyi dileklerde bulundular."[162]
Buhari bu hadisi "Damada gelini getirenlerin dua etmesi" babında naklediyor.
Hafız İbn Hacer diyor ki: "Arus" kelimesi kadın ve erkeğin ilk defa bir araya geldiklerinde her ikisi için de kullanılır. Dolayısıyla kadınların yaptıkları dua her ikisini de kapsar."[163]
Enes b. Malik'den: "Rasulullah düğünde kadın ve çocuklara önem vererek onları karşıladı ve şöyle buyurdu: 'Allah şahit ki, siz insanlar içerisinde bana en sevimli olanlarsınız."[164]
Hz. Aişe'den: "O bir kadını Ensar'dan bir erkeğe gelin olarak götürmüş-tür..."[165]
Buhari bu hadisi "Gelini kocasına getiren kadınlar ve onlara hayır duada bulunmaları" babında nakletmiştir.
Hafız İbn Hacer diyor ki: "Onların hayır duada bulunmaları" sözü ile belki de Buhari Hz. Aişe hadisinin varid olduğu bazı kanallara işaret etmiştir. Şöyle ki, Ebu Şeyh nikâh kitabında Behiye kanalıyla Hz. Aişe'den şöyle rivayet ediyor: "Hz. Aişe yetim bir kızı Ensar'dan bir adamla evlendirdi. Hz. Aişe diyor ki: 'Kızı kocasına götürenlerden biriydim. Eve döndüğümde Ra-sulullah: 'Ne dedin ey Aişe?' diye sordu. Ben de: Teslim ettik, Allah'a hayır duada bulunduk sonra da ayrıldık' dedim."[166]
Kadınların gelin ve damada dua ettikleri gibi erkeklerde dua ederler:
Enes (r.a.)'dan: "Peygamber (s.a.v.) Abdurrahman b. Avf in üzerinde güzel koku gördü ve: 'bu nedir?' diye sordu. O da: 'Çekirdek ağırlığındaki altınla bir kadınla evlendim' dedi. Peygamber (s.a.v.): 'Allah sana mübarek etsin' buyurdu."[167]
Ebu Hureyre'den: "Peygamber (s.a.v.) bir adam evlendiğinde dirlik ve düzen içinde yaşaması için: 'Allah sana hayırlı mübarek etsin. Sizi hayırda birleştirsin' diye dua ederdi."[168]
d) Evlilik velimesi:
Enes (r.a.)'dan: "Peygamber (s.a.v.) kadınlarından hiçbirine Zeyneb'e verdiği velimeyi vermedi. Ona bir koyunla velime verdi"[169]
Safiyye binti Şeybe'den: "Peygamber (s.a.v.) bazı kadınlarına iki müd (bir ölçek adı) arpayla velime verdi."[170]
Enes (r.a.)'dan: "Peygamber (s.a.v.) Hayber ile Medine arasında üç defa gerdeğe girdi. Bunlar arasında Safiyye binti Hay da vardı. Müslümanları Peygamber'in velimesine çağırdım. Velimede ekmek ve et yoktu. Bir deri sergi getirilmesini emretti. Serginin üzerine hurma, kesilmiş süt ve yağ koydu. İşte velimesi buydu."[171]
Burada Hz. Peygamber'in seferde olmasına rağmen, düğün velimesine önemverdiğini düşünelim.
Ali b. Ebi Talib'den: "Rasulullah'ın kızı Fatıma ile gerdeğe girmek istediğim zaman Kaynuka oğullarından sarraf bir adamı benimle giderek izhar (Hicaz'da bulunan güzel kokulu bir ot) getirmesi için hazırladım. Bu otu sarraflara satarak düğünümde velime için kullanılmayı istemiştim."[172]
Sehl (r.a.)'dan: "Ebu Esyed es-Sadi düğün yapınca Peygamber'i ve ashabını davet etti. Onlara yemeği Ebu Esyed'in karısı hazırladı. (Bir başka rivayette[173] ogün onlara hanımı gelin olduğu halde yemeği hazırladı).[174]
Buhari bu hadisi "Düğünde kadının kendisinin erkeklere hizmet etmesi" babında nakletmiştir. İkincisi olarak da "Düğünde sarhoş etmeyen şarap ve içecekler" babında nakletmiştir.
Hafız İbn Hacer diyor ki: "Hadiste kadının kocasına ve kocasının çağırdıklarına hizmet etmesinin caiz olduğu görülüyor. Tabi, burada fitneden emin olunulması ve kadının gereken örtüyü Örtmesi şartıyla.[175]
İşte böylece velime yemeğinin yanında güzel bir içecekte olur.
Abdurrahman b. Avf dan: "Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: '(Evlendiğin zaman) bir koyunla da olsa velime ver."[176]
Buhari bu hadisi "Velime haktır" babında naklediyor.
Hafız İbn Hacer şöyle diyor: Bu (velime haktır, sözü) Taberani'nin tahric ettiği hadisin lafzının tercümesidir. (Velime haktır.ikincisi, iyiliktir, üçüncüsü, şereftir." Müslim, Zühri kanalıyla o da AVaç, o da Said b. Mü-seyyeb o da Ebu Hureyre'den rivayetle şöyle diyor: "Yemeklerin en kötüsü velime yemeğidir, zengin çağrılır, miskin bırakılır. O haktır..." Ahmed, Bureyde hadisini şöyle naklediyor: "Ali, Fatıma'yı nişanlayınca Rasulullah şöyle buyurdu: 'Gelin için velime gerekir. Senedinde bir zayıflık yoktur1. İbn Battal diyor ki: 'Velime haktır. Yani batıl değildir. Aksine menduptur. Değerli bir sünnettir. Haktan maksat vacip değildir'. Sonra şöyle diyor: Onu vacip kabul eden herhangi bir kimse bilmiyorum... Velimenin ne zaman verileceği hususunda selef alimleri ihtilaf etmişlerdir. Nevevi diyor ki:
Doğru olan Malikiler'de zifaftan sonradır. Onlardan bir grup: Akit esnasın-dadır, diyor. İbni Habip'ten gelen rivayete göre akit esnasında da olur, zifaftan sonra da. Bir başka yerde ise, zifaftan önce de verilir sonra da deniliyor."[177]
e) Velimeye yapılan davete icabet:
Abdullah b. Ömer'den: "Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdular: 'Bu davete çağrıldığınız zaman icabet ediniz1. Abdullah oruçlu olduğu halde düğünde ve düğün dışında davete geliyordu."[178]
Abdullah b. Ömer'den: "Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdular: 'Sizden biriniz velimeye çağrıldığı zaman ona gelsin." (Ebu Hureyre'den gelen başka bir rivayette [179]: Kim, o daveti terkederse Allah'a asi olmuş olur.)[180]
Buharı bu hadisi "velimeye ve davete icabet" babında nakletmiştir. Sonra Buhari bu babı tercümeden sonra şunu zikrediyor: "Kim yedi ve benzeri günlerde velime verirse... Çünkü Rasulullah velimeyi bir ya da iki günle vakitlendirmemiştir."
Hafız İbn Hacer şöyle diyor: (Velimeye ve davete icabet babı sözü) Burada davet velimeye atfedilmiştir. Bununla velimenin düğüne ait bir yemek olduğuna işaret edilmiştir. Davetin velimeye atfedilmesi hastan sonra umum olur... Velime adının düğünle tahsis edilmesine gelince, İbn Abdi'l-Berr'in naklettiğine gööre dilcilerin görüşüdür... Musannifin "İcabet etme haktır" sözüne gelince, burada icabet etmenin vacip oluşuna işaret ediliyor. İbn Abdi'1-Berr, İyad ve Nevevi ittifakla düğün velimesine icabet etmenin vacip olduğu görüşünü nakletmişlerdir. Meşhur olan alimlerin görüşüne göre vaciptir. Şafii ve Hanbeli'nin çoğuna göre farzı ayındır. Malik bunu kaydetmiştir. Bazı Hanbeli ve Şafıilere göre müstehaptır... Hidaye sahibinin sözü de vacip olduğunu gösteriyor... Bazı Şafii ve Hanbelilere göre de farzı kifayedir...(Kim yedi ve benzeri günlerde velime verirse sözü) Ebu Şey-be'nin Hafsa binti Şirin yoluyla nakletiği şu rivayete işaret ediyor: "Babam beni evlendirdiğinde yedi gün sahabeyi davet etti. Ensar'ın günü gelince Ubey b. Ka'b'ı Zeyd b. Sabit'i ve diğerlerini çağırdı. Ubey o gün oruçluydu. Oruçlu olmadığı bir gün onu çağırdı... (Hz. Peygamber bir ya da iki gün şek-linde vakitlendirmedi, sözü). Yani velimenin vacip ve müstehap oluşuyla ilgili belirli bir gün tayin etmedi. Ebu Davud ve Nesai'nin rivayet ettiği bir hadiste Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır." Velime birinci gün haktır. İkinci gün iyiliktir.Üçüncü gün şeref ve cömertliktir." Buhari senedinin sahih olmadığını söylemiştir. îbn Ömer ve diğerlerinden rivayetle Hz. Peygamber: "Sizden biri velimeye çağrılırsa ona icabet etsin." Hadiste üç ya da başkasıyla tahsisi etme yoktur. Doğrusuda budur. İbn Şirin babasından rivayetle şöyle diyor: Ailesiyle gerdeğe girince yedi gün velime verdi. Buna Ubey b. Ka'b'ı da çağırdı o da icabet etti."[181]
Velime ister bir gün, ister iki gün isterse yedi gün olsun, önemli olan İslâm toplumunda adalet biçimlerinden biri gerçekleştirilerek bu davete, zenginlerle birlikte yoksulların çağnlmasıdır. Bu konuda Hz. Peygamber'in şu uyarısına kulak vermeliyiz: "Yemeklerin en kötüsü zenginlerin çağrılıp yoksulların bırakıldığı velime yemeğidir."[182]
Altıncısı: Zifafa girmenin adabı:
a) Namaz ve dua ile başlama:
îbn Abbas'tan: "Rasulullah şöyle buyurdular: 'Onlardan biri, ehline yaklaştığında şöyle der: 'Allah'ın adıyla. Ey Allah'ım! Şeytanı benden uzaklaştır. Bizi rızıklandırdığın şeyden şeytanı uzaklaştır... Bize vereceğin çocuğa şeytanı asla yaklaştırma."[183]
Ebu Vaildeni Ceyle'den bir adam Abdullah b. Mesud'a gelerek şöyle dedi: "Ben bekar bir cariye ile evlendim. Beni kızdırmasından korktum'. Bunun üzerine Abdullah: 'Yakınlık Allah'tandır. Kızgınlık ise şeytandandır. Onun yanına girdiğinde arkanda iki rekat namaz kılmasını söyle'. Sonra Abdullah: 'Allah'ım, beni ehlime ve ehlimi bana hayırlı kıl. Allah'ım, onları benden rızıklandır beni de onlardan rızıklandır. Allah'ım, aramızı hayırda birleştir. Hayırdan ayrıldığımızda bizi ayır."[184]
b) Zifaf sabahı eğlence:
Halid b. Zekvan o da Rubeyye'a binti Muavviz b. Afra'dan: Rasulullah (s.a.v.) zifafa gireceğimiz zaman yanıma geldi. (İbn Mace'nin rivayetine göre[185]: düğün sabahı) Yatağımın üzerine senin oturduğun gibi oturdu. Küçük cariyeler bize def çaldılar ve Bedir'de ölen babalarımız için ağıt yaktılar. Onlardan biri: 'Yarın ne olacağını bilen Peygamber yanımızda1 dediğinde, Peygamber: 'Bunu ve benimle ilgili sözleri bırakınız' buyurdu."[186]
c) Gelin ve damada arkadaşlarının hediye vermesi:[187]
Enes b. Malik'ten: "Peygamber (s.a.v.) Zeyneb'le evlenmişti. Ümmü Selim bana: 'Rasulullah'a bir hediye versek', dedi. 'Veririz' dedim. Bunun üzerine, hurma, yağ ve kesilmiş sütten yapılmış bir kap yemek hazırlayarak benimle onlara gönderdi. Yemeği onlara götürdüğümde Rasulullah: 'Onu bırak' dedi. Sonra bana: 'Karşılaştığın herkesi buraya davet et' buyurdu." [188]








Alıntı:
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Zadu'l-Mead

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Buhari, c. 11 s. 97. Müslim, c. 4 s. 140.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Buhari, c. 11 s .97

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Müslim, c. 4 s. 141

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Sahihu Süneni't Tirmizi: HadisNo:886

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Buhari, c.lls.100

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Sahihu Süneni Ebi Davud: Hadis no: 1845

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Sahihu Süneni İbni Mace: Hadis no: 1523

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Sahihu Süneni Ebi Davud: Hadis no: 1836

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Buhari,c. lls.88

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Buhari, c.ll s.91

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Fethu'l-Bari, c. 11, s. 87-90-92-93.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Fethu'l-Bari, c. 11, s. 33

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Kitabu'l-Mer'atu Beyne'l-Fıkhi ve'1-Kanun, s. 65-65-67.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Sahihu"l-Camiu's-Sağir, Hadis no: 7432

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Beyhaki: Sünen, Bkz. Sahihu'l Camii's Sağir Hadis no: 7433

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Fethul-Bari.clls.92

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] İmam Muhammed Abduh: İslam ve Kadın: s.49, 50.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Sahihu'l Camii's Sağir: Hadis no:2962

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Buhari, el 1 s. 124. Müslim, c.4s.14O

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Fethu'l Bari: c.ll s.124,125.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Buhari,c.lls.l26.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Fethu'l Bari: c.ll, s.126

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Sahihul Camii's Sağir: Hadis no:1022

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Sahİhu Süneni't Tirmizi: Hadis no:869

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Sahihu'l-Camiu's-Sağir, Hadis no:7434

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Bkz. Silsiletu 1-Ehadİsi'd Daife, Hadis no: 982. Camiu's Sağir Hadis no: 1065-1066. îrvai'l Ğalü, Hadis no: 1993

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Buhari,c. 11 s. 133

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Fethul Bari: c.ll s.133

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] İbnu Munde: Mağrife. Bkz. Sahih Hadisler Silsilesi Hadis no:1463 c.3 s.447

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Şeyh Nasırı'd Dini'l-Elbani: Hadis no:I463

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Sahihu Süneni Ncsai, Hadis no: 3168

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Mecmuuz-Zevaid: c. 4, s. 289. Bkz.Fethu'l Bari: c. 11, s. 109

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Buhari, c.ll, s.130. Müslim, c. 4, s. 141

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Fethu'l-Bari, c.ll, s.130

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Buhari, cll, s. 157. Müslim, c. 7, s. 174.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Buhari, c.ll s.133

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Fethu'l-Bari: c.ll s.132-133

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Buhari, c. 11 s. 129. Müslim, c. 4 s. 144

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Sahihu Süneni't -Tirmİzi, Hadis no: 871

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Buhari, c.ll s.142. Müslim, c. 4 s. 149

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Buhari, c. 11 s. 148

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Buhari, c.ll s.131

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Buhari, c. 5, s. 220

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Buhari,c. 11, s.121

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Buhari, c. 11, s. 120

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Fethul-Bari, c. 11, s.120

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Buhari, c. 11, s. 137. Müslim, c. 4 s.144

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Fethul-Bari, c. 11, s. 137-138

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Buhari, cll s. 155. Müslim, c. 4 s. 153.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Buhari, c. 11 s. 154. Müslim, c. 4 s. 153.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Buhari,c. 11 s.150. Müslim, c. 4 s. 152.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Fethu'l-Bari, c. 11 s. 150-151.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Buhari, c. 11, s.154. Müslim, c. 4 s. 153.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Buhari,c. 11, s. 136.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Mecmuu'z-Zevaid, c: 4, s. 292

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Fethu'l-Bari, c. 4, s. 108

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Buhari,c. 11 s. 108.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Buhari, c. 11 s.134. Müslim, c. 4, s. 151.

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]Abdülhalim Ebu Şakka, Tahrirü’l Mer’e İslam Kadın Ansiklopedisi, Denge Yayınları: 4/57-70.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi enderhafızım 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
En Pratik Sağlık Bilgileri Pratik / Faydalı Bilgiler enderhafızım 0 170 14 Ekim 2023 13:10
Kur'an Güzel Konuşun Diyor, Konuşuyor... Serbest Kürsü su damlası 3 2559 24 Kasım 2016 14:16
Geeflow - Diriliş (15 Temmuz Darbe Rap Şarkısı) İlahiler/Ezgiler enderhafızım 0 2088 23 Kasım 2016 12:06
Otuz Kuş & Dursun Ali Erzincanlı (Şehit Ömer... İlahiler/Ezgiler Esma_Nur 1 2819 23 Kasım 2016 11:44
15 Temmuz Demokrasi Marşı (İndir) İlahiler/Ezgiler enderhafızım 0 2408 23 Kasım 2016 11:10

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Hayızla İlgili Meseleler sivilce İlmihal Bölümü 4 07Haziran 2016 05:21
Evlilik Üzerine -1-/Gençlerin Evlilik Problemi Bedia Özdemir Tokel Makale ve Köşe Yazıları 1 01 Eylül 2015 15:17
Kadının Zifafta Gözetilmesi Şuara Kadın Mahrem Konular 1 22 Mayıs 2013 18:12
Ezan İle İlgili Meseleler iklimya Ezan-Kamet-Camii 0 13 Şubat 2013 21:50
Zekata Ait Meseleler NUR Zekat-İnfak 1 28 Temmuz 2012 11:22

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.