Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.KADIN AİLE ÇOCUK.::. > Kadın-Aile-Çocuk > Evlilik-Nikah Konuları

Konu Kimliği: Konu Sahibi nurşen35,Açılış Tarihi:  04 Ekim 2019 (12:18), Konuya Son Cevap : 04 Ekim 2019 (12:18). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Beğeni Aldı1Kez Beğenildi
  • 1 Beğenilen nurşen35
Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 04 Ekim 2019, 12:18   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
nurşen35 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:nurşen35 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 38944
Üyelik T.: 09 Şubat 2014
Arkadaşları:60
Cinsiyet:Bayan
Mesaj: 9.475
Konular: 1144
Beğenildi:4423
Beğendi:3685
Takdirleri:11319
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Evlilik Kader mi...

Evlilik Kader mi...

(KİMİNLE EVLENECEĞİMİ ALLAH MI BELİRLİYOR?)

(Bu önemli mesele öyle üç beş cümleyle geçiştirilebilecek bir konu olmadığından, akla gelebilecek soruların tümüne cevap verebilmek için biraz uzun tutmak zorunda kaldım.)

Bu sıralarda şu tip sorulara sıklıkla muhatap oluyorum: “Hocam bir kimsenin kiminle evleneceği kaderinde yazılmış mı?”, “Evleneceğimiz kimse kaderde belirli ise bizim herhangi bir teşebbüste bulunmamız söz konusu olmasa da onunla evleneceğiz demektir. Eğer kaderde belirli ise niçin peygamberimiz dindar eş seçmemiz için teşvikte bulunuyor?”

Bu soruya doğru cevap verebilmek için “kader” kelimesi ile ne kastettiğimizi netleştirmemiz gerekir.

İmanın altı şartından biri olan “kader”; bu kâinatta olmuş olan ve olacak olan her şeyin Allah’ın bilgisi, iradesi, kudreti ve yaratması ile gerçekleştiğine inanmak demektir. Mesela şimdi sonbahar mevsimindeyiz. Her an esen bir rüzgârla şu ağaçtan, bu ağaçtan yapraklar dökülüyor. Bir oraya bir buraya savruluyor. Ağaçtan yaprağın düşmesi Allah’ın bilgisi dışında olabilir mi? Rüzgârın esmesi O’nun bilgisi dışında olabilir mi? Rabbimiz şöyle buyuruyor:

“Gaybın anahtarları Allah'ın yanındadır; onları O'ndan başkası bilmez. O, karada ve denizde ne varsa bilir; O'nun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez. O yerin karanlıkları içindeki tek bir taneyi dahi bilir. Yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır.” (En’am, 59)

Bu kâinatta gerçekleşen hiçbir olay, Allah O’nun olmasına izin ve müsaade etmedikçe olamaz. Üstelik kâinatta hiçbir varlık güç ve kudret sahibi değildir. Her zaman söylediğimiz şu cümle ne anlama geliyor? “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah”. Allah’ın dilediği bir şeye engel olacak, O’nun dilemediği bir şeyi gerçekleştirecek hiçbir güç yoktur.

Bir çocuk doğuyorsa Allah’ın bilgisi, müsaadesi, güç ve kudretini O’nu yaratma yönünde kullanması ve nihâyet şekillendirmesiyle doğuyordur. Birisi ölüyorsa Allah’ın bilgisi, iradesi, kudreti ve yaratması ile oluyordur. Allah için kâinatta sürpriz söz konusu olmaz!

Soruda yer alan “evlilik” meselesi de bu kuralın dışında değildir. Bir erkek bir bayanla evlenecekse bunu Allah’ın önceden bilmemesi mümkün değildir. Allah’ın müsaade etmemesi halinde bir evliliğin gerçekleşmesi de mümkün değildir. Nice kimseler nikâhı kıyar, sonra düğün günü bir trafik kazasında gelin veya damat yahut her ikisi de ölür ve bu evlilik gerçekleşmez. (Sakın "hocanın ne diyeceği belli oldu" diyerek yazıyı burada kesmeyin, yazı sürprizlere gebe!)

Allah, bu kâinatta olmuş ve olacak ne varsa hepsini ezelî ilmiyle bildiği için bütün bunları levh-i mahfuz denilen âdeta kâinatın kara kutusu mesabesindeki yere yazmıştır. Nitekim pek çok âyette şöyle buyrulur:

“Siz ne zaman bir iş yaparsanız, o işe daldığınız zaman biz mutlaka üstünüzde şahidizdir. Ne yerde ne gökte zerre ağırlığınca bir şey Rabbinden uzak (ve gizli) kalmaz. Bundan daha küçüğü ve daha büyüğü yoktur ki apaçık kitapta (levh-i mahfuzda) bulunmasın.” (Yunus, 61)

Mesela ben şimdi bu yazıyı yazıyorum, siz de okuyorsunuz. Benim bu yazıyı yazacağımı, sizin de okuyacağınızı Allah biliyor. Bu bilgide yanılma, şaşma, sürpriz olmaz. Hani Hz. Musa, Firavun’un yanına gidip de tebliğde bulununca Firavun ona demişti ki: “Bizden önce tarih boyunca nice insanlar gelip geçti. Sen diyorsun ki bunların hepsi bir gün dirilip hesap verecek, nasıl olacak bu iş?” Rabbimiz bu olayı ve Hz. Musa’nın cevabını şu şekilde anlatıyor:

“Firavun: Öyle ise, önceki milletlerin hali ne olacak? dedi. Musa: Onlar hakkındaki bilgi, Rabbimin yanında bir kitapta bulunur. Rabbim, ne yanılır ne de unutur, dedi.” (Taha, 51-52)

Allah’ın ezelî bilgisine dayalı olarak yazdığı ile bizim yaşadığımız arasında bir fark olması söz konusu olamaz. Eğer öyle olsaydı –hâşâ- Allah’ın bilgisinde yanlışlık söz konusu olur, Allah’ın kontrolü dışında bu kâinatta O’nun istemediği şeyler olurdu. Rabbimiz, elçisine şöyle söylemesini emretmektedir:

“De ki: Allah'ın bizim için yazdığından başkası bize asla erişmez. O bizim mevlâmızdır. Onun için müminler yalnız Allah'a dayanıp güvensinler.” (Tevbe, 51)

Ancak burada çok ince bir çizgi var. Eğer bu mesele doğru anlaşılmazsa insan “kadercilik” tuzağına düşer. Her şeyi kadere havale edip kendi üzerine düşenleri yapmaz, tevekkülü terk eder. Onun için bu noktayı iyi anlamak gerekir.

Allah’ın bir şeyi yazması iki farklı şekilde olur.

Birincisi bizzat tayin edip belirleme şeklinde yazmaktır. Mesela sizin hangi tarihte, nerede, hangi ana-babadan doğacağınız, ne zaman nerede öleceğiniz Allah tarafından tayin ve tespit edilmiştir. Hayatta kaldığınız sürece yiyeceğiniz rızık Allah tarafından tayin edip belirlenmiştir. Şimdi kaderimizi bizzat Allah’ın önceden belirlediği noktalara bir bakalım:

Doğan çocuklar hakkında Rabbimiz şöyle buyurur:

“Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Dilediğini yaratır; dilediğine kız çocukları, dilediğine de erkek çocukları bahşeder. Yahut onları, hem erkek hem de kız çocukları olmak üzere çift verir. Dilediğini de kısır kılar. O, her şeyi bilendir, her şeye gücü yetendir.” (Şûra, 49-50)

İnsanların dünyadaki geçimlikleri ve rızıkları hakkında Rabbimiz şöyle buyurur:

“Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Birbirlerine iş gördürmeleri için kimini ötekine derecelerle üstün kıldık. Rabbinin rahmeti onların biriktirdikleri şeylerden daha hayırlıdır.” (Zuhruf, 32)

Ecel hakkında Rabbimiz şöyle buyuruyor:

“Hiçbir kimse yok ki, ölümü Allah'ın iznine bağlı olmasın. (Ölüm), belli bir süreye göre yazılmıştır.” (Âl-i İmran, 145)

“Allah, eceli geldiğinde hiç kimseyi (ölümünü) ertelemez. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.” (Münâfikun, 11)

İşte “doğum”, “ölüm”, “rızık” gibi konular bizim kaderimizde Allah tarafından önceden tayin ve tespit edilmiş ve değiştirilmesi mümkün olmayan sabitelerimizdir. Bununla birlikte Allah’ın bildiği ve yazdığı şeyleri biz bilmediğimiz ve o yazıyı okuyamayacağımız için bizden istenen şey hayatımızı korumak için gayret göstermek, canımızı tehlikeye atacak şeylerden uzak durmak, rızkımızı elde etmek için var gücümüzle gayret göstermektir. Bizlere “ecelin önceden belirlendiğini” belirten de Rabbimizdir, diğer yandan “kendinizi tehlikeye atmayın” (Bakara, 195), “yeryüzünün gezip dolaşın, rızkınızı arayın” (Mülk, 15) diyen de Rabbimizdir. Öyleyse “kadere iman” var ama “kadercilik” yok.

Şimdi gelelim diğer meseleye.

Allah’ın yazmasının ikinci türünü ise “tayin / belirleme” şeklinde değil de Allah’ın önceden bildiği şeyin baştan kayda geçirilmesi şeklindeki yazı oluşturur. Mesela Allah bir kimsenin içki içip sarhoş olacağını, bir kimsenin namaz kılacağını, bir kimsenin puta tapacağını, bir kimsenin hacca gideceğini ezelî ilmiyle bilir ve bunları kaydeder. Vakti saati gelince de bunlar gerçekleşir. Ancak bunu bir öncekinden ayıran nokta şudur: Burada fiili kul, Allah’ın kendisine verdiği irade ile kendisi tercih etmiştir. Allah’ın burada bir belirlemesi söz konusu değildir. Bizim cennete mi cehenneme mi gideceğimizi Rabbimiz ezeli ilmiyle bilir. Ancak bizler cennetlik veya cehennemlik olmayı gerektirecek fiilleri Allah yazdı diye değil kendi hür irademizle işleriz. Meşhur örnek üzerinden anlatalım: Ayın ve güneşin ne zaman doğup batacağı astronomik gözlemler sonucunda önceden tespit edilmiş ve takvimlere yazılmıştır. Bu akşam güneşin batış vakti şimdiden belli. Akşam olunca bakıyorsunuz tam o dakika ve saniyede güneş batıyor. Ancak güneş, biz onun batış vaktini takvime yazdık diye batmıyor. Biz bir ön bilgiyle onu yazıyoruz ancak güneş bizim yazımıza göre hareket etmiyor.

Evlilik meselesi de işte bu ikinci grupta yer alır. Allah bizim evlenip evlenmeyeceğimizi, evleneceksek kiminle evleneceğimizi elbette önceden bilir ve bunu kâinattaki her bir olayı yazdığı levh-i mahfuza yazmıştır. Bu bilginin yanlış olması mümkün değildir. Ne var ki kiminle evleneceğimizi Allah belirlememiştir!

Nereden biliyoruz?

Allah Kur’an’da mümin erkekleri ve mümin kadınları “müşriklerle evlenmeyin” diye uyarıyor. Eğer kiminle evleneceğimiz zaten O’nun tarafından önceden belirlenmişse bizi bu konuda uyarmasının ne anlamı olabilir? O zaman bizim “Allah’ım o müşrikle evlenmemi sen belirlemişsin, sonra da benden onunla evlenmememi istiyorsun” şeklinde itiraz hakkımız olmaz mı?

Allah Resûlü, ashab-ı kiram içindeki erkekleri evliliğe teşvik ederken şöyle söylerdi: “Bir kadın dört şeyi için nikâhlanır: Malı, güzelliği, soyu ve dindarlığı. Sen dindar olanını seç ki elin toprağa değsin (bereket bulasın).” (Buharî, “Nikâh”, 16; Müslim, “Rada”, 53)

Eğer bir kimsenin kiminle evleneceği zaten Allah tarafından belirlenmiş olsa bu kişiye “dindar olanını seç” demenin bir anlamı olur mu? Seçim hakkı bize ait değilse nasıl seçeceğiz ki?

Kiminle evleneceğimizi bizim kendimizin belirlediğine dair son bir delil:

Kur’an’da Hz. Peygamber’in Hz. Zeynep ile evliliği hakkında “biz seni onunla evlendirdik” (Ahzab, 37) buyrulmaktadır. Bu âyetle ilgili olarak Zeynep Allah Resûlü’nün (s.a.v.) diğer eşlerine karşı övünerek şöyle derdi: “Sizleri [peygamberle] aileleriniz evlendirdi. Beni ise yedi kat göğün ötesinden Allah evlendirdi.” (Buhârî, “Tevhid”, 22) Allah Resûlü'nün diğer eşleri Hz. Zeynep'in bu ifadeleri karşısında sessiz kalmışlar ve bunu onaylamışlardır. Eğer her insanın evliliği Allah tarafından takdir edilmiş olsaydı "olur mu canım? Bizi de peygamberle Allah evlendirdi" diye itiraz etmezler miydi?

Rabbimiz evlilik konusunda İslam’ın ölçülerini göz önünde bulundurarak hayırlı yuvalar kurmayı, kurduğumuz yuvaları da hayırlı bir şekilde devam ettirmeyi cümlemize nasip eylesin.

(Soner Duman
Mihrinaz beğendi.
__________________
O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi nurşen35 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Gündem Korona Aşısı Gündem/ Manşetler Esma_Nur 6 1497 10 Aralık 2020 12:20
DHBT Muhteşem Özetler DHBT-Hazırlık/Notlar/Özetler nurşen35 4 2273 08 Aralık 2020 18:40
Kıssaları Hayatımıza Taşıyalım Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler nurşen35 1 982 08 Aralık 2020 17:46
TENKİD Serbest Kürsü nurşen35 0 867 08 Aralık 2020 12:44
Vitir Namazını Niye Kılıyoruz Biliyor musunuz... Namaz-Abdest-Teyemmüm nurşen35 0 1000 04 Aralık 2020 13:56

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Bize kader sayınızı söyleyin, size karakterinizi anlatalım. İşte kader sayınız ve kiş Esma_Nur Komik Paylaşımlar 14 17 Mart 2016 18:36
Evlilik Üzerine -1-/Gençlerin Evlilik Problemi Bedia Özdemir Tokel Makale ve Köşe Yazıları 1 01 Eylül 2015 15:17
Tevekkül ve Kader iklimya Tebliğ-İrşad-Vaaz-Hutbe-Nasihat 1 10 Mart 2013 17:05
Kader muuskem Ölüm-Ahiret-Sırat-Mizan-Kader 0 09 Ocak 2013 11:27
Kader Huzurİslam Ölüm-Ahiret-Sırat-Mizan-Kader 0 21 Temmuz 2008 15:57

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.