Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.İLİTAM İLAHİYAT LİSANS TAMAMLAMA.::. > İLİTAM Bölümleri Ders/ Dökümanlar > FIRAT İlitam

Konu Kimliği: Konu Sahibi Medineweb,Açılış Tarihi:  20 Aralık 2013 (15:03), Konuya Son Cevap : 20 Aralık 2013 (15:03). Konuya 0 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 20 Aralık 2013, 15:03   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
Medineweb - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medineweb isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13301
Üyelik T.: 04 Şubat 2011
Arkadaşları:5
Cinsiyet:erkek
Yaş:37
Mesaj: 4.833
Konular: 926
Beğenildi:342
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Fırat ilitam sistematik kelam ünite 5 özet

Fırat ilitam sistematik kelam ünite 5 özet

1. İmanın Tanımı ve Neliği (Mahiyeti)
Kelâmcılar, iman konusuna tanımı, imanın içeriği (nelere iman edileceği) ve hükmü
(artma ve eksilmeyi kabul edip etmediği, yaratılmışlıkla nitelenip nitelenemeyeceği, imanda
istisna yapılıp yapılamayacağı, imanın uyku ve benzeri durumlarda sürekli olup olmayacağı)
açısından yaklaşmaktadırlar.
Eş’arî kelâm bilginlerinin çoğunluğuna göre iman yalnızca kalble tasdik etmekten
ibarettir.
Kelâm literatüründeki iman söz konusu olduğunda buradaki haber verilen
şeylerden kasıt Hz. Muhammed’in Allah’tan getirdikleri şeylerin bütünüdür.
Hariciler ise Eş’arîlerin yaptığı iman tanımına taatları yani amelleri de dâhil etmişlerdir.
r. İmanın mahiyeti bu üç unsuru içermekte bunlardan herhangi birini terk eden imandan çıkarılarak küfre nispet edilmektedir. Küfre nispet edilme daha çok amellerin terk
edilmesiyle gerçekleşmekte, büyük günah işleyen mutlak kâfir olarak görülmektedir.

Kerrâmiyye ise imanı salt dil ile tasdik (doğrulama) ya da dil ile ikrar olarak anlamış ve o
şekilde tanımlamışlardır.
Cehm b. Safvan ve Kaderiyye’den Hüseyin es-Salihî’ye göre iman ma’rifet/bilmekten
ibaret iken Hadis bilginleri (selef) imanı, dil ile ikrar, kalb ile tasdik ve organlarla amel
etmekten ibaret görmüşlerdir.
elâmcı İbn Hümâm’ın ifadesiyle imanı kalp ve dil ile tasdik yani kalb ile tasdik ve dil ile
ikrardan ibaret görenler ise Ebû Hanife onun meşhur arkadaşları ile eşarilerin bazı muhakkik alimlerdir.
e imanda asıl rükün kalbin tasdiki olmaktadır. Dilin ikrarı ise İslâm hükümlerinin
uygulanmasının şartı olması itibariyle önem kazanmaktadır.
Umde isimli kelâm kitabının yazarı Ebu’l-Berekat en-Nesefî (ö.710/1310)’den iktibasla
İbn Hümâm, imanın tasdikten ibaret olduğunu, Allah katından getirdiği şeylerde Hz.
Peygamber’i tasdik edenin kendisi ve Allah açısından mümin olduğunu, dil ile ikrarın dini
hükümlerin uygulanması için bir gereklilik olduğunu belirtmektedir. Ona göre dil ile ikrarla
terettüp edecek dini hükümler cenaze namazının kılınması, Müslüman mezarlığına
defnedilmesi, canı ve malının koruma altına alınması, Müslüman bir kadınla evlenebilmesi
vb. gibi haklardan ibarettir. ( Müsâyere, 289-290; İbn Ebû Şerif, el-Müsâmere, 289-290)
Kelâmcılara göre imanın gerçekleşmesi ve sübut bulması ona aykırı olan putlara ibadet
etmek, peygamberi öldürmek, onu hafife almak, Mushaf ve Ka’be ile dalga geçmek gibi
şeylerin terk edilmesine bağlıdır. Küfür inanılması gereken şeyleri inkarla veya dini hafife
almakla gerçekleşir.
Maturidi kelâmcıları Nesefi ve İbn Hümam, imanın bilmeden farklı şey olduğu, ilim ve
bilgi bulunduğu halde imanın bulunmayabileceğini Kur’an’dan örnekler vererek ortaya
koymaktadırlar.
Eş’arî’ye göre ,
imanın gerçekleşmesi Hz Peygamber’in davasını vakıaya
uygun olarak bilmeye ve Allah’ı yücelterek emirlerini ve nehiylerini hafife almadan kabul
etmek suretiyle onlara boyun eğmeye ve içten teslim olmaya bağlıdır.
ü Eş’arî
eserinin birinde imanı söz ve amel olarak tanımlayıp artma ve eksilmeyi kabul edeceğini söylemekte diğerine ise imanın aslını tasdikten ibarat görmektedir.

2. İman Sınıflandırmaları
İnanılması gereken hususlar açısından iman, icmalî ve tafsili olmak üzere ikiye ayrıldığı
gibi; kesin delillere dayalı olup- olmamasına göre de taklidî ve tahkikî iman diye ikiye
ayrılmaktadır.
a. İcmâlî ve Tafsilî İman
İcmalî iman inanılması gereken şeylere kısa, özlü ve toptan inanmak demektir ki bu
inanç tevhid kelimesinde özetlenmiştir.
Tafsilî iman ise inanılması gereken şeylerin her biri üzerinde düşünüldükten sonra açık
ve geniş olarak, bütün ayrıntılarıyla inanmak demektir. Bu tafsilî iman sonucunda nelerin
inkar, hangi şeylerin küfür, fısk ve dalaletle niteleneceği de öğrenilmiş ve iyice kavranmış
olunur.
İman esasları şunlardır:
1. Allah’ın varlığına ve birliğine inanmak,
2. Ahiret gününe,
3. Meleklerine,
4. Kitaplarına,
5. Peygamberlerine,
6. Allah’ın her şeyi bir ölçü ve düzene (kader) göre yarattığına inanmak, takdire
inanmak.
İman esaslarının ilk beşi şu ayete göre belirlenmiş ve sıralanmıştır: bakara 177.
ıncı iman esası Kur’an’dan hareketle değil, Cibril veya İhsan Hadisi olarak bilenen
hadis metnine dayanılarak belirlenmiştir.
b. Taklidî ve Tahkikî İman
Kesin bilgi ve delillere dayanmaksızın, çevrenin telkini ile içinde doğup büyüdüğü
toplumun inançlarına herhangi bir sorgulama yapmaksızın körü körüne inanmaya taklidî
iman denir
Kesin delillere, bilgiye, inceleme ve araştırmaya dayalı imana ise tahkiki iman denir.
İmanda asıl olan budur
Allah’ın insanlardan istediği taklidî değil, tahkikî bir
imana sahip olmalarıdır.
3. İman-Amel İlişkisi
Amelin imandan olmadığı ve onun üzerine dahil edilemeyeceği düşüncesini İslâm
düşüncesinde ilk ortaya atan ekolün Mürcie olduğu bilinmektedir. Onlara göre ameller
imanın bir sonucu olduğu için onun iman olarak isimlendirilmesi yalnızca mecazen
mümkündür.maturudi mürcienin
iman anlayışlarının omurgasını oluşturan iman amel başkalığını, bir takım küçük farklılıklarla
birlikte aynen benimsemiştir. Bu sebepten Matüridî ve onu takip eden kelâmcılar amellere
inanmayı ayrı şey, farz olduğunu bildiği halde yerine getirmemeyi ayrı şey olarak kabul
ederler.
) Amellerin farz
olduğuna inanmayan imansız (kafir), farz olduğuna inandığı halde kılmazsa günahkar mümin
olur. Namaz, oruç, zekât, hac, sadaka gibi ameller iman değil, imanın dışındaki farzlar olup
İman ve İslâm’ın ilkeleridir. Pezdevi’nin ifadesiyle bunlar imanın bir rüknü değil, neticesi
sonuçlarıdır.
Maturidî de olduğu gibi Pezdevi’ye
göre de iman amelin sebebidir. Amel imana bağlıdır. Amel imanın oluşmasının sebebi
değildir

4. İman Küfür İlişkisi
iman kalbin tasdiki olurken,küfür kalbin inkarı olmaktadır.
Ehl-i Sünnet âlimleri dinin asıllarından ve gerekliliklerinden olan inanç esaslarına
muhalefet edenlerin tekfir edilebileceğinde hem fikir oldukları halde dinin asıllarının dışında
kalan konulara muhalefet edenlerin tekfir edilip edilemeyeceği konusunda
uzlaşamamışlardır. Bu bağlamda onlar âlemin öncesizliğini/ kıdemini kabul eden, bedensel
dirilişi inkar eden
ve
Allah’ın tikelleri/ cüziyyatı bilemeyeceğini dillendiren filozofları tekfir etmişlerdir.
. Ancak İbn
Hümâm Ebû Hanife ve Şafii’nin sözüne dayanarak Selefin icmasına muhalefet edenlerin tekfir
edilemeyecekleri görüşünü savunmaktadır.
Kelâmcı İbn Hümâm’ın küfür konusuna yaklaşımı Kur’anî verilerle örtüşmektedir. Küfür
dinin asıllarından olan şeyleri beğenmeyip, yalanlamaktır. Asıl olan Kur’an’ın bildirdikleridir.
Selefin veya başkalarının icması Kur’an’la örtüşmüyorsa onların icması başkalarını bağlamaz
ve onlara muhalefet etmek de küfür olarak nitelendirilemez.
5. İman İslâm İlişkisi
Bilindiği gibi Kur’an’ı Kerim’de iman ile İslâm bazen aynı, bazen de farklı anlamda
kullanılmışlardır.

İman-İslâm ilişkisine Mâtürîdî kelâm ekolünün yaklaşımı İslâmsız iman, imansız da İslâm
olamayacağı yönündedir.bu bağlamda her müslüman mümin ve her mümin müslümandır.
Eş’arilerce iman ve İslâm terimleri birbirinden farklı şeyler olarak algılanmakta bu
anlayışa paralel olarak da her mümin Müslüman sayılmakta, fakat her Müslüman mümin
sayılmamaktadır.
O zaman İslâm
imana nazaran daha genel, iman ise İslâm’a nazaran daha özel bir kavram olmaktadır
6. İmanın Artması ve Eksilmesi
nanılacak şeyler yani inancın nesnesi (iman
esasları) açısından da iman artmaz ve eksilmez. O halde tasdik bakımından bütün inananlar
birbirlerine eşittirler.
. İmanın artma ve eksilmeyi kabul etmeyeceğini benimseyenler
Ebû Hanife ve arkadaşları başta olmak üzere Ehl-i Sünnet âlimlerinin çoğunluğudur. Eş’arî
bilginlerinin çoğu ise bu görüşe muhalefet ederek, imanın artıp- eksilebileceği kanaatine
sahip olmuşlardır.
bu iki görüş arasındaki farklılık amelleri iman tanımının içerisine dahil
edip etmemekten kaynaklanmaktadır. Ameller imanın içerisine sokulup onun bir parçası olarak kabul edilince, amellerin artması ve eksilmesi ile iman da artıp eksilecektir. Ameller
imandan bir parça olarak kabul edilmediği takdirde de imanda bir artma ve eksilme
olmayacaktır.
imanda artma ve azalmanın olabileceği ihtimalleri:
1- İman kuvvet ve zayıflık diğer bir ifade ile güçlü ve zayıf olma açısından farklılık
gösterebilir. Tasdik de sevinme, üzülme, hiddetlenme vb. gibi nefse ait arazlardandır. Böyle
olması dolayısıyla bazen güçlü bazen de zayıf olabilir.
2-
ayetlerde vurgulanan imanın bir kat daha artması tasdikin nicelik, kemiyet, adet ve sayı
bakımından artması anlamınadır.

Ancak bu durum sahabe için geçerli olabilir. Çünkü günümüzde İslâm’ın
itikat ve inanca ilişkin bütün ilke ve esasları tespit edilmiştir.
3- Yine bu ayetlerdeki imanın artması, imanın semeresi ve kalpteki nurunun parlaması
ve tesirinin çoğalmasıyla açıklanabilir.
7. Mukallidin İmanı
Ehl-i Sünnet bilginlerine göre, istidlalde bulunma imanın sıhhatinin gereği olmadığından
taklit yoluyla inanan bireyin yani mukallidin imanı geçerlidir

Mu’tezile kelâmcıları ise mukallidin imanının
geçerli olmadığı kanaatini taşımaktadırlar.

8. İmanın Yaratılmış Olup Olmadığı
Semerkand ilim çevresinde yetişmiş bilginler imanın yaratılmış olduğu
kanaatindeyken Buhara ilim muhitinde yetişmiş âlimler ise imanın yaratılmamış olduğu
düşüncesine sahiptirler.
Ebû Hanîfe imanın
yaratılmış olduğunu, iman sahibinin yaratılmış olmasına dayandırmaktadır.
Ebû Mansûr Mâtüridî de imanın yaratılmış olduğu kanaatini
paylaşmaktadır. Ona göre imanın yaratılmış olmasında hareket noktası Allah’tan başka her
şeyin yaratılmış olması esasıdır.
9. İmanda İstisna Sorunu

. Hanefî-Mâturidî kelâmcıları iman lafzının
dinde kesinlik ifade ettiğinden hareketle “inşallah müminim” demenin doğru olamayacağını
ileri sürmüşlerdir
Buna mukabil Eş’arî kelâmcıları
istisnanın imanın hakikati ile değil de kemal/ yetkinlik ve akıbetiyle/ sonucuyla ilgili olarak
yapılabileceğini kabul etmişlerdir.
manda istisnayı yani “inşallah müminim”demeyi caiz görenler İmam Şafiî ve ekolü,
sahabe ve tabiinden Selefin ekseriyeti, Malikiler, Hanbelîler, Süfyan-ı Sevrî, Küllabiye ve
Eş’arîlerin çoğunluğudur.
manda istisnayı
caiz görmeyenlere göre iman tasdikten ibarettir. Bu tasdike sahip herkes mümindir. İman
şüphe ve tereddütü barındırmaz. Dolayısıyla imanda şüphe olmaz.
hazırlayan: su kaya
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Medineweb 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Medinewebli önlisans İlahiyat 1.sınıf öğrencileri... İlahiyat Öğrencileri İçin Genel Paylaşımlar nurşen35 87 33471 23 Mayıs 2015 21:53
Gülmek isteyenler tıklasın :))) Videolar/Slaytlar Kara Kartal 3 4075 10 Mayıs 2015 16:16
Cumartesi Anneleri’nin ahı/Can Dündar İslami Haberler Medineweb 0 2730 10 Mayıs 2015 16:13
Ayın Üyesi ''zeynepnm'' Ayın Üyesi 9Esra 13 8956 30 Nisan 2015 14:29
Müzemmil suresi bize ne anlatıyor Tefsir Çalışmaları Medineweb 0 3329 19 Nisan 2015 15:45

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Fırat ilitam sistematik kelam 3. ünite özet Medineweb FIRAT İlitam 0 20 Aralık 2013 15:23
Fırat ilitam sistematik kelam ünite 2 sorular ve cevaplar Medineweb FIRAT İlitam 0 20 Aralık 2013 15:22
Fırat ilitam kelam ünite 1 soru ve cevaplar Medineweb FIRAT İlitam 0 20 Aralık 2013 15:21
Fırat ilitam usul-ü fıkıh ünite 5 özet Medineweb FIRAT İlitam 0 20 Aralık 2013 14:59
Sistematik kelam ünite 5 özet Medine-web Sistematik Kelam 0 14 Aralık 2013 15:20

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.