|
Konu Kimliği: Konu Sahibi NUR,Açılış Tarihi: 21 Eylül 2007 (13:14), Konuya Son Cevap : 20 Ocak 2022 (09:35). Konuya 27 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
09 Mart 2012, 19:04 | Mesaj No:21 |
Cevap: arapça türkçe**diyologlar Sık Kullanılan Fiiller: Türkçe Okunuşu Arapça Aldı Ehaze اَخَذَ Erâde اَرَادَ Ersele اَرْسَلَ Ekele اَكَلَ Emera اَمَرَ Âmene آمَنَ Bekâ بَكىَ Beyyene بَيَّنَ Câe جَاءَ Ceale جَعَلَ Celese جَلَسَ Harece خَرَجَ Dehale دَخَلَ Zehebe ذَهَبَ Raâ رَئىَ Rahime رَحِمَ Se ele َسَئلَ Sekene سَكَنَ Şeribe شَرِبَ Sadeka صَدَقَ Sallâ صَلَي Dahıke ضَحِكَ Zanne ظَنَّ A bede عَبَدَ Adde عَدَّ Alime عَلِمَ Amile عَمِلَ Ahide عَهِدَ Feriha فَرِحَ Feale فَعَلَ Kâle قاَلَ Katele قَتَلَ Kara e قرَاَ Ketebe كَتَبَ Kesebe كَسَبَ Kefera كَفَرَ Kelleme كَلَّمَ Menea مَنَعَ Neceha نَجَحَ Nezele نَزَلَ Nezara نَظَرَ Vecebe وَجَبَ Vecede وَجَدَ Veade وَعَدَ hedâ هَدَي Renkler: Beyaz Ebyad/beydâ اَبْيَض / بَيْضاء Esved/sevdâ اَسْوَد / سَوْدَاء Esfar/safrâ اَصْفَر / صَفْرَاء Ahmer/hamrâ اَحْمَر / حَمْرَاء Ahdar/hardâ اَخْضَر / خَضْرَاء Erzak/zerkâ اَزْرَق / زَرْقَاء Rasâsî رَصَصِى Verdî وَرْدِى Erzak ğâmik اَزْرَق غَامِق Bunnî بُنِّى Burtukâlî بُرْتُقَاِلى Levn fâtih لَوْن فَاتِح Levn ğâmik لَوْن غَامِق levn لَوْن Zamanla İlgi Kelimeler: Okunuşu Arapça Sabâh صباح Zuhr ظهر Asr عصر Mesâ مساء İşâ عشاء Nehâr نهار Leyl ليل Dakîka دقيقة Sâa ساعة Yevm يوم Usbû’ اسبوع Şehr شهر Âm / sene عام / سنة Asr عصر Emsi امس Elyevm اليوم Ğaden غدىً Kalbe emsi قبل امس Ba’de ğad بعد غد Yevmul isneyn يوم الاثنين Yevmus sulesâ يوم الثلاثاء Yevmul erbiâ يوم الاربعاء Yevmul hamîs يوم الخميس Yevmul cum’a يوم الجمعة Yevmus sebt يوم السبت Yevmul ehad يوم الاحد Umumen عُمُومًا ehyânen اَحْياَنًا | |
09 Mart 2012, 19:05 | Mesaj No:22 |
Cevap: arapça türkçe**diyologlar Harf-i Cerler: Cümle Türkçesi Arapçası الي اّلسُوقِ e, a, ye, ya اِلىَ وَاللهِ ما رَأَيْتُ Yemin وَ اَلصَّلَاةُ خَيْرٌ مِنَ النومِ den, dan مِن القرآن هديً لِلَّناسِ İçin لِ انتَ كطبيبٍ لي. Gibi كَ فوق العادة Üzerinde فَوْقَ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ Den, dan عَنْ السّلامُ علي المسلمين Üstünde عَليَ الجنة تحت اقدام الاُمُّهاتِ Altında تَحْتَ بِالله بِاسم الله İle, e, a, yemin بِ بين السماء و الارض arasında َبيْنَ في الكتاب içinde فِى مذ يوم الجمعة De, da, den beri مُذْ منذ يوم الُبلُوغِ De, da, den beri مُنْذُ جاءني الطالبون حاشا علي İstisna edatı, hariç, den başka, asla, katiyyen حَاشَا Taki, e kadar حَتَّي رُبَّ رجل عالم Olur ki, belki, nice, nadiren رُبَّ - رُبَّمَا رأيتُ دروسي خلا واحد İstisna edatı, hariç, den başka, yalnız, ancak خَلا لولا انتم َلكُنَّا مُؤْمِنِينَ Olmasaydı, olmamış olsa لَوْلا جِأْتُكَ كَيْ تُكْرِمُونِي İçin, taki, diye, …den dolayı كَيْ لَعَلَّ اللهُ يُأْتِيكُمْ الْعَقْلَ Umulurki, belki, ola ki لَعَلَّ جَاءَ القومُ عَدَا طَارِق İstisna edatı, hariç, den başka عَدَا Günlük Eşya İsimleri: Havlu Minşefe مِنْشَفَة Peçete Fûta فُوطَة Mendil Mindîl مِنْدِيل selpak Mindîl verîka مَنَادِيل وَرِيقَة Palto Mi’taf مِعْطَف Şemsiye Şemsiye شَمْسِيَّة Yüzük Hâtem خَاتَم Saat Sâa سَاعَة Gözlük Nezzâre نَظَّارَة Pantolon sirvâl سِرْوَال Gömlek kamîs قَمِيص ceket Sitra سترة Kemer hizâm حزام Takım Elbise Belde بَدْلَة Ayakkabı Hizâ e حزاء Parfüm Itr عطر Elbise Melbes ملبس Ayna Mir ât مِرْآت İç çamaşır Melâbis dahiliyye ملابس داخلية Çorap cûrab جُوَرب Düğme Zır زِر Tarak Mişt مِشْط Fanila Fanila فَانِلَة Fermuar Susta سُوسْتَة Bilezik sivar سِوَار Ev Gereçleri: Bisiklet derrace درَّاجة Ev menzil منزيل Sandalye kursiy كريسى Masa tâvile طاولة Kapı bâb باب Anahtar miftah مفتاح Yatak serîr سرير Balkon şurfa شُرْفَة Perdeler seta'ir سَتَاِئر Lamba şem'a شَمْعَة Kanepe sufa صُوفَة Süpürge miknese مِكْنَسَة Pencere şubbak شُبّاك Televizyon tilifizyun ِتِلفِزْيُون Tanışma التَّعَارُفُ مَرْحَبًا Merhaba! أَهْلاً يَا سَيِّدي Hoş geldiniz efendim. أَهْلاً بِكُمْ Hoş bulduk إِسْمُكَ الْكَرِيمُ Adınız? إِسْمي إبْرَاهِيمُ Adım İbrahim. مِنْ أَيْنَ أَنْتَ؟ Nerelisin? أََنَا تُرْكِى Türkiye’liyim. كَيْفَ حَالُكَ؟ Nasılsın? أَنَا بِخَيْرٍ، أَلْحَمْدُ للهِ İyiyim, mevlaya şükürler olsun. مَتَى حَضَرْتَ؟ Ne zaman geldin? حَضَرْتُ قَبْلَ يَوْمٍ. Bir gün önce geldim. هَلْ حَضَرْتَ وَحِيدًا؟ Yalnız mı geldin? نَعَمْ. Evet. كَمْ يَوْمًا سَتَبْقَى؟ Kaç gün kalacaksın? أُسْبُوعَيْنِ İki hafta kalacağım. مََا مِهْنَتُكَ؟ Mesleğin nedir? أَنَا طَالِبٌ. Öğrenciyim. كَمْ عُمرُكَ؟ Kaç yaşındasın? عُمْرِي عِشْرُونَ عَامًا. Yirmi yaşındayım. هَلْ أَنْتَ مُتَزَوِّجٌ؟ Evli misin? أَجَلْ. Evet. أَيْنَ تَسْكُنُ؟ Nerede ikamet ediyorsun? أَسْكُنُ فِي الْفُنْدُقِ. Otelde kalıyorum. هَلْ أَعْجَبْتَكَ بِتُرْكِيَا؟ Türkiye’yi beğendin mi? أَتَيْتُ للزِّيَارَةِ فَقَدْ. Sadece ziyaret için geldim. مَتَى تَعُودُ إِلَى بَلَدِكَ؟ Ülkene ne zaman döneceksin? بَعْدَ بِضْعَةِ أَيَّامٍ. Birkaç gün sonra. إِلَى للِّقَا Görüşmek üzere. مَعَ السَّلاَمَةِ. Allaha ısmarladık. مَعَ السَّلاَمَةِ. Güle güle | |
09 Mart 2012, 19:06 | Mesaj No:23 |
Cevap: arapça türkçe**diyologlar Zamirler الضمائر أَنَا Ben أنْتَ Sen هُوَ O هِىَ O أنْتُمَا İkiniz هُمَا İkisi نَحْنُ Biz أَنْتُمْ Siz أََنْتُنَّ Siz (bayanlar) هُمْ Onlar هُنَّ Onlar (bayanlar) عِنْدِي Bende عِنْدَكَ Sende عِنْدَهُ Onda عِنْدَنَا Bizde عِنْدَكُمْ Sizde عِنْدَهُمْ Onlarda لِى Benim لَكَ Senin لَهُ Onun لَنَا Bizim لَكُمْ Sizin لَهُمْ Onların مِنِّي Benden مِنْكَ Senden مِنْهُ Ondan إِليَّ Bana إِلَيْكَ Sana إِلَيْهِ Ona Soru edatları أَدَوَاتُ الْإِسْتِفْهَامِ مَنْ؟ Kim? أَيْنَ؟ Nerede? مَتَى؟ Ne zaman? كَيْفَ؟ Nasıl? لِمَاذَا؟ Niçin? بِكَمْ؟ Kaça? مَا؟ Ne? أَيُّ Hangi? أَيْنَ الْفُنْدُقُ؟ Otel Nerede? أَيْنَ السوق المسقوفة ؟ Kapalıçarşı nerededir? مَنْ أَنْتَ؟ Sen kimsin? مَنْ هُمْ؟ Kim onlar? مَتَى وَصَلْتَ؟ Ne zaman ulaştın? مَتَى تُسَافِرُ؟ Ne zaman gideceksin? كَيْفَ السَّفَرُ؟ Yolculuk nasıl? مَا هذا ؟ Bu ne? مَا إِسْمُ هذا ؟ Bunun adı ne? مَاذَا تُرِيدُ؟ Ne istiyorsun? مَاذا تَأْكُلُ؟ Ne yersin? مَاذَاتَشْرَبُ؟ Ne içersin? بِكَمْ هذا ؟ Bu kaça? هَلْ تَفْهَمُ؟ Anlıyor musun? هَلْ يُوجَدُ؟ Bulunur mu? لاَ يُوجَدُ؟ Bulunmaz. مِنْ أَيْنَ؟ Nereden? إِلَى أَيْنَ؟ Nereye? مِنْ أَيْنَ تَأْتِي؟ Nereden geliyorsun? إِلَى أَيْنَ تَذْهَبُ؟ Nereye gidiyorsun? Şehirde bir gezinti جَوْلَةٌ فِي الْمَدِينَةِ خُذْنَاإِلَى مَرْكَزِ الْمَدِينَةِ. Bizi şehir merkezine götür. إِلَى الْمَسْجِدِ. Camiye إِلَى الْمَتْحَفِ. Müzeye إِلَى الْمَصْرِفِ. Bankaya إِلَى مَرْكَزِ الشُّرْطَةِ؟ Polis karakoluna إِلَى الْفُنْدُقِ. Hotele المُسْتَشْفَى. Hastane دَاءِرَةُ الْبَرِيدِ. Postane مَكْتَبُ الْإِسْتِعْلاَمَاتِ. Danışma bürosu الصَّيْدَلِيَّةٌ. Eczane المُسْتَوْصَفُ. Klinik المَقْهَى. Kahvehane المَطْعَمُ. Lokanta المَصْنَعُ Fabrika السُّوقُ Çarşı الحَدِيقَةُ Bahçe المَكْتَبَةُ Kütüphane مَقَرُّ الْإِفْتَاءِ Müftülük دَوْرَةُ الْمِيَاهِ. Tuvalet البَقَّالَةُ. Bakkal الجَامِعَةُ. Üniversite مُتْحَفُ طُوبْقَابِي. Topkapı Sarayı مَكْتَبُ الْإِرْتِبَاطِ. İrtibat Bürosu صَالَةُ الطَّعََامِ. Yemek Salonu غُرْفَةُ بسريرين. İki yatalı oda لِيَوْمٍ وَاحِدٍ. Bir günlük لِمُدَّةٍ أُسْبُوعٍ. Bir haftalık رَقْمُ الْغُرْفَةِ. Oda numarası Faydalı konuşmalar مُحَادَثَاتٌ مُفِيدَةٌ نَعَمْ Evet لاَ Hayır صَبَاحُ الْخَيْرِ. İyi sabahlar مَسَاء الْخَيْرِ. İyi akşamlar تُصْبِحْ عَلَى الْخَيْرِ. İyi geceler مِنْ فَضْلِكْ. Lütfen شُكْرًا Teşekkür ederim أَعْطِنِي. Bana ver حَظًّا سَعِيدًا İyi şanslar عَفْوًا Afedersiniz عَفْوًا Bir şey değil أُرِيدُ مَاءَ. Su istiyorum هَلْ يُوجَدُ؟ Bulunur mu? لاَ يُوجَدُ. Bulunmaz أَنَا أَسِفٌ. Üzgünüm لاَبَأَسٌ. Zararı yok تَفَضَّلْ. Buyur تَشَرَّفْنَا. Müşerref olduk عَلَى الرَّأْسِ. Baş üstüne بِالْعَافِيَةِ. Afiyetle سَاعِدْنِي مِنْ فَضْلِكْ. Lütfen bana yardım et أَنَا مَرِيضٌ. Ben hastayım تَعَالَ هُنَا. Buraya gel قِفْ هُنََا. Burada dur Seyahat ve Nakil araçları السَّفَرُ وَ سََاءِلُ النَّقْلِ مَرْحَبًا Merhaba أَهْلاً يَاسَيِّدِي Hoş geldiniz efendim أُرِيدُالسَّفَرَ إِلَى إِسْتَنْبُولَ. İstanbul’a gitmek istiyorum تَفَضَّلْ إِجْلِسْ. Buyur otur هَلْ تَطْلُبُ تَذْكِرَةَ السَّفَرِ؟ Bilet mi istiyorsun? نَعَمْ، وَلَكِنْ لَسْتُ وَحْدِي. Evet, fakat yalnız değilim مَعَي عَاءِلَتِي. Ailemle birlikteyim إِلَى أَيْنَ تُرِيدُ السَّفَرَ؟ Nereye gitmek istiyorsun? إِلَى أنطاليا. Antalya’ya كَمْ نَفَرًا أَنْتُمْ؟ Kaç kişisiniz? سِتَّة أنفارِ. Altı kişi كَمْ يُكَلِّفُنِي ذَلِكَ؟ Bu bana kaça mal olur? مِنْ فَضْلِكْ تَذْكِرَةً ذِهَابِ وَ إِيَابِ. Gidiş-Dönüş bileti lütfen مَتَى تَقُومُ البَاخِرَةُ؟ Gemi ne zaman kalkıyor? بَعْدَ سَاعَةٍ. Bir saat sonra كَيْفَ أَذْهَبُ إِلَى تَرْمََالِ؟ Termal’e ne zaman gidebilirim? بِطَرِيقِ الْبِرِّ مِنْ أَسَنْلَرْ. Esenler’den karayoluyla أَوْ مِنْ قَابَاطَاشِ بِالْبَاخِرَةِ. Ya da Kabataş’tan gemi ile مَتَى يَقُومُ الْقِطََارُ؟ Tren ne zaman kalkar? أُرِيدُ الذِّهَابَ إِلَى أَنْقَرَهْ. Ankara’ya gitmek istiyorum مَتَى تَقْلَعُ الطَّاءِرَةُ إِلَى إِزْمِيرِ؟ İzmir’e uçak ne zaman kalkıyor? أَيْنَ شُبَّاكُ التَّذَاكِرَ؟ Bilet gişesi nerede? بِكَمْ التَّذْكِرَةَ إِلَى إِزْمِيرَ؟ İzmir için bilet ne kadar? أُرِيدُ تَذْكِرَةً. Bir bilet istiyorum تَفَضَّلْ. Buyur Taksi şoförü ile مَعَ سَاءِقِ سَيَّارَةِ الْأُجْرَةِ أُرِيدُ الذِّهَابَ إِلَى المَطَارِ. Havaalanına gitmek istiyorum. أَنَا فِي خِدْمَتِكَ يَا سَيِّدِي. Hizmetinizdeyim efendim. كَمْ تَطْلُبُ؟ Ne kadar istiyorsun? تَدْفَعُ حَسَبَ الْعَدَّادَ. Taksimetreye göre ödersin. أُرِيدُ تَأْجِيرَ السَّيَّارَةِ. Taksi kiralamak istiyorum. لِمُدَّةِ أُسْبُوعٍ. Bir haftalığına كَمْ الثَّمَنُ؟ Kaç para? مَاثَمَنُ الْجَوْلَةِ؟ Turun fiyatı ne kadar? خَمْسَمِاءَةِ أَلَفِ لِيرَةِ. Beş yüz bin lira. هَذَا هُوَ الْمَبْلَغُ. İşte meblağ شُكْرًا. Teşekkür ederim. الكَلِمَاتُ Kelimeler سَيَّارَةٌ Taksi حَافِلَةٌ Otobüs حَافِلَةٌ بَلَدِيَّةٌ Belediye otobüsü شَاحِنَةٌ Kamyon سَاءِقٌ Şoför رَاكِبٌ Yolcu تَذْكِرَةٌ Bilet تَعْرِفَةٌ Tarife مُدَّةٌ Süre مَبْلَغٌ Meblağ مِفْتَاحٌ Anahtar طَرِيقٌ Yol طَرِيقُِ الْبَرِّ Karayolu طَرِيقُ الْجَوِّ Havayolu طَرِيقُ الْبَحْرِ Denizyolu ذِهَابٌ Gidiş إِيَابٌ Dönüş رُكُوبٌ Biniş نُزُولٌ İniş Havaalanında فِي المَطََارِ مَعَ ضَابِطِ الْجَوَازَاتِ Pasaport polisi ile. مِنْ أَيْنَ أَنْتَ؟ Nerelisin? أَنَا من تركيا Ben Türkiye’liyim. أَيْنَ جَوَازُ سَفَرُكَ؟ Pasaportun nerede? هَا هُوَ، تَفَضَّلْ. İşte, buyurun. إِسْمُكَ الْكَرِيمُ؟ Lütfen adınız? إِسْمِي إِبْرَاهِيمُ Adım İbrahim. هَلْ مَعَكَ أَحَدٌ؟ Seninle kimse var mı? مَعِي زَوْجَتِي فَقَطْ. Benimle sadece eşim var. كَمْ يَوْمًا سَتَبْقَى؟ Kaç gün kalacaksın? سَأَبْقَى عِشْرِينَ يَوْمًا. Yirmi gün kalacağım. طَيِّبٌ، خُذْ جَوَازَ سَفَرِكَ. İyi, pasaportunu al. مَعَ مُفَتِّشِ الْجُمْرُكِ. Gümrük memuru ile. هَلْ هَذِهِ الْأََمْتِعَةُ لَكَ؟ Bu eşyalar senin mi? نَعَمْ، لِي. Evet, benim. هَلْ عِنْدَكَ شَيْءٌ تَابِعٌ لِلْجُمْرُكِ؟ Gümrüğe tabii bir şeyin var mı? لاَ أَدْرِي. Bilmiyorum. إِفْتَحْ هَذِهِ الْحَقِيبَةِ. Bu valizi aç. تَفَضَّلْ. Buyur. هَاتِ حَقِيبَتُكَ الْيَدَوِيَّةَ. El çantanı ver. فِيهَا مَلَابِسِي فَقَطْ. Onda sadece elbiselerim var. طَيِّبٌ، خُذْهَا. Pekiyi, al onu. شُكْرًا. Teşekkür ederim. لاَ شُكْرَ عَلَى الْوَاجِبِ Bir şey değil, görevimiz. فِي محطة الحافلة Otobüs terminalinde. دَقِيقةٌ يَاأَخِي. Bir dakika kardeşim. تَفَضَّلْ. Buyur. أَيْنَ مَوْقِفُ الْحَافِلَةِ؟ Otobüs terminali nerede? لِمَاذَا تَسْأَلُ؟ Niçin soruyorsun? أُرِيدُ الذِّهَابَ إِلَى إِسْتَنْبُولَ. İstanbul'a gitmek istiyorum. مَوْقُفُ الْحَافِلَةِ فِي أَسَنْلَرْ. Otobüs terminali Esenler’de dir. شُكْرًا. Teşekkür ederim. عَفْوًا. Bir şey değil. هَلْ لَدَيْكُمْ تَذْكُرَةٌ إِلَى سَاكَارْيَا؟ Sakarya’ya biletiniz var mı? مَتَى تُرِيدُ الذِّهَابَ؟ Ne zaman gitmek istiyorsunuz? الأَنَ. Şimdi. هَلْ عِنْدَكَ عَفْشٌ؟ Bagajın var mı? لاَ، مَا فِي. Hayır, yok. إِسْتَرِحْ فِي صَالَةِ الْإِنْتِظََارِ. Bekleme salonunda dinlenin. أَيْنَ صََالَةُ الْإِنْتِظَارِ؟ Bekleme salonu nerede? هُنَا يَاسَيِّدِي. Burası efendim. فِي مَحَطَّةِ الْقِطَارِ. Tren istasyonunda. مَتَى يَقُومُ الْقِطَارُ إِلَى أَفْيُونَ؟ Tren Afyon’a ne zaman kalkıyor? بَعْدَ نِصْفِ سَاعَةٍ. Yarım saat sonra. وَالْقِطَارُ الثَّانِي؟ İkinci tren? (ne zaman kalkıyor?) غَدًا. Yarın. هَلْ يُمْكِنُ أَنْ يحجِزلِي مَقْعَدَيْنِ؟ Bana iki kişilik yer ayırır mısın? طَبْعًا. Tabi. (Elbette) عَلَيْكَ أَنْ تَحْضُرَ قَبْلَ قِيَامِ الْقِطَارِ بِسَاعَةٍ. Tren kalkmadan bir saat önce hazır olman gerekiyor. أَتِي قَبْلَ سَاعَتَيْنِ. İki saat önce gelirim. Hastanede فِي الْمُسْتَشْفَى مَرْحَبًا. Merhaba. أَهْلاً يَاسَيِّدِي، تَفَضَّلْ. Hoş geldiniz efendim, buyurun. أَنَا مَرِيضٌ. Ben hastayım. لاَ أَعْرِفُ مَاذَا أَصَابَنِي. Ne oldu bana bilmiyorum. رُبَّمَا أُصِبْتُ بِا لْبَرْدِ؟ Belki de üşüttüm. بِمَ تَشْعُرِ الْأَنَ؟ Şu anda ne hissediyorsun? أَشْعُرُ بِأَلَمٍ فِي عَيْنِي. Gözümde sancı duyuyorum. وَعِنْدِي صُدَاعٌ قَلِيلٌ. Birazda başım ağrıyor. هَلْ عِنْدَكَ شَهِي لِلْأَكْلِ؟ İştahınız var mı? قَلِيلٌ جِدًّا. Çok az. إِفْتَحْ فَمَكَ. Ağzını aç. أَخْرِجْ لِسَانَكَ. Dilini çıkar. أُرْقُدْ عَلَى ظَهْرِكْ. Sırt üstü yat. تَنَفَّسْ. Nefes al. مُنْذُ مَتَى أَنْتَ مَرِيضٌ؟ Ne zamandan beri hastasın? مُنْذُ يَوْمَيْنِ. İki günden beri. هَلْ تَنَاوَلْتَ أَىَّ دَوَاءٍ؟ Herhangi bir ilaç aldın mı? لَمْ أَتَنَاوَلْ بَعْدُ. Henüz almadım. سَأَصِفُ لَكَ بَعَضَ الْأَدَوِيَّةَ. Sana bazı ilaçlar yazacağım. أَرْجُو شِفَاءً عَاجِلاً. Sana acil şifalar dilerim. شُكْرًا. Teşekkür ederim. عِنْدِي حَرَارَةً Ateşim var. عِنْدِي إِمْسَاكَ. Kabızım. عِنْدِي قَيْءَ. Kusuyorum. أَيْنَ أَقْرَبُ صَيْدَلِيَّةَ؟ En yakın Eczane nerede? اَلْكَلِمَاتُ Kelimeler حَرَارَةٌ Ateş صُدَاعٌ Baş ağrısı أَلْمٌ Acı, sancı إِسْهَالٌ İshal زُكَامٌ Nezle سُعَالٌ Öksürük. مَرَضُ السُّكَّرِ Şeker hastalığı ضَعْطُ الدَّمِ Tasiyon. بَوْلٌ İdrar. دَمٌ Kan. نَبْضٌ Nabız كَشْفٌ عَامٌ Check-up صَيْدَلِيَّةٌ Eczane وَصْفَةٌ Reçete دَوَاءٌ İlaç قَطْرَةٌ لِلْعُيُونِ Göz damlası قَطْرَةٌ لِلْأُذُنِ Kulak damlası مُسَكِّنٌ Teskin edici مَرَّةٌ فِي الْيَوْمِ Günde bir defa قَبْلَ الطَّعَامِ Yemekten önce بَعْدَ الطَّعَامِ Yemekten sonra فِي الصَّبَاحِ Sabahleyin فِي الْمَسَاءِ Akşamleyin جُرْحٌ Yara حَسَّاسِيَّةٌ Alerji طَبِيبٌ Doktor جَرَّاحٌ Operatör فَحْصٌ Muayene مَرَضٌ Hastalık تَحْلِيلٌ Tahlil تَحْلِيلُ الْبَوْلِ İdrar tahlili تَحْلِيلُ الدَّمِ Kan tahlili عِيَادَةٌ Muayenehane مُسْتَوْصَفٌ Klinik Otelde فِي الْفُنْدُقِ مَسَاءُ الْخَيْرِ İyi akşamlar مَسَاءُ النُّورِ İyi akşamlar هَلْ لَدَيْكُمْ غُرْفَةً فَارِغَةً؟ Boş odanız var mı? نَعَمْ، لَدَيْنَا. Evet var. أَ تَطْلُبُ الْإِسْتِءْجَارَ. Tutmak mı istiyorsun? طَبَعًا، إِنْ أَمْكَنَ. Tabi, mümkünse. أَ تَرْغَبُ فِي رُؤْيَةِ الْغُرْفَةِ؟ Odayı görmek ister misiniz? مِنْ فَضْلِكْ. Lütfen. هَاهِىَ الْغُرْفَةُ İşte, oda. حَسَنًا Güzel كَمْ السِّعْرُ لِيَوْمٍ وَاحِدٍ؟ Bir günlüğü kaç para? هَلْ يُوجَدُ مِصْعدٌ؟ Asansör var mı? نَعَمْ Evet. هَلْ فِي هَاتِفُ؟ Telefon var mı? نَعَمْ، فِي. Evet, var. هَلْ يُوجَدُ مَاءٌ سَاخِنٌ دَاءِمًا؟ Devamlı sıcak su bulunur mu? نَعَمْ، يُوجَدُ. Evet, bulunur. أَيْنَ دَوْرَةُ الْمِيَاهِ وَ الْحَمَّامُ؟ Tuvalet ve hamam nerede? هُمَا بِجَانِبِ الْغُرْفَةِ. Odanın yanında. كَمْ يَوْمًا سَتَبْقىَ هُنَا؟ Burada kaç gün kalacaksın? سَأَبْقىَ أُسْبُوعًا كَامِلًا. Tam iki hafta kalacağım. بِإِذْنِ اللهِ. Allah’ın izniyle. كَمْ رَقَمُ الْغُرْفَةِ؟ Oda numarası kaç? تِسْعَةٌ. Dokuz. هَلْ تَسْمَحْ لِي بِا لْمِفْتَاحِ؟ Anahtarı lütfeder misin? تَفَضَّلْ. Buyur. اَلْكَلِمَاتُ Kelimeler فُنْدُقُ Otel غُرْفَةٌ Oda سُلَّمٌ Merdiven دَرَجَةٌ Basamak بَابٌ Kapı نَافِذَةٌ Pencere أُجْرَةٌ Ücret هَاتِفٌ Telefon سَاخِنٌ Sıcak دَافِىءٌ Ilık خَادِمٌ Hizmetçi مُوَظَّفٌ Memur صَابُونٌ Sabun مِنْشَفٌ Havlu غُرَْفَةٌ لِنَفَرٍ وَاحِدٍ Tek kişilik oda غُرْفَةٌ لِنَفَرَيْنِ İki kişilik oda غُرْفَةٌ لِثَلَاثَةِ أَنْفََارٍ Üç kişilik oda غُرْفَةٌ بِسَرِيرِ Tek yataklı oda غُرْفَةُ بِسَرِيرَيْنِ İki yataklı oda شُقَّةٌ لِلْإِيجََارِ Kiralık daire مَفْرُوشَةٌ Döşeli تُطِلُّ عَلَى الْبَحْرِ Denize nazır فِي الطَّابِقِ الثَّانِي İkinci katta لِيَوْمٍ وَاحِدٍ Bir günlük لِثَلََاثَةِ أَيَّامٍ Üç günlük | |
09 Mart 2012, 19:08 | Mesaj No:24 |
Cevap: arapça türkçe**diyologlar Postanede فِي دَاءِرَةِ الْبَرِيدِ أَيْنَ دَاءِرَةُ الْبَرِيدِ؟ Postane nerede? أُرِيدُ الإتِّصََالَ بِالْهََاتِفِ Telefon etmek istiyorum. بِكَمْ أُجْرَةُ الْمكالمة؟ Konuşma ücreti ne kadar? بِعَشْرَةِ لِيرَةَ On lira. هَاتِ رَقْمَ التِّلْفُونِ. Telefon numarasını ver. يَجِبُ أَنْ تَنْتَظِرَ قَلِيلًا. Biraz beklemen gerekir. لِأَنَّ الْخُطُوطَ مَشْغُولَةٌ. Çünkü hatlar meşgul. كَيْفَ أَرْسِلُ هَذِهِ الرِّسَالَةُ؟ Bu mektubu nasıl gönderebilirim? إِلْصِقْ هَذِهِ الطَّوَابِعَ عَلَى الْظَرْفِ. Bu pulları mektubun üzerine yapıştır. ثُمَّ ضعْهَا فِي صُنْطُوقِ الْبَرِيدِ. Sonra onu posta kutusuna koy أَلْكِتَابَةُ غَيْرُ وَاضِحٍ Yazı açık değil. (Yazı okunaklı değil) مَا إِسْمُ الْمُرْسَلِ إِلَيْهِ؟ Alıcının adı nedir? إِسْمُهُ شَاكِرُ. Adı Şakir. هَلْ العُنْوَانُ صَحِيحٌ؟ Adres doğru mu? نَعَمْ، صَحِيحٌ. Evet, doğru. أُرِيدُ إِرْسَالَ هَذَا الطَّرْدَ. Bu paketi göndermek istiyorum. ضَعْهُ عَلَى الْمِيزَانِ. Onu teraziye koy. وَزْنُهُ كِيلُوغَرَامُ وَاحِدٌ. Ağırlığı bir kilo. إِدْفَعْ خَمْسَمِءَةِ أَلْفِ لِيرَةٍ. Beş yüz bin lira öde. هَلْ يُِمْكِنُ إِرْسَالَ حَوَالَةَ بَرِيدِيَّةِ؟ Posta havalesi göndermek mümkün müdür? مُمْكِنٌ. Mümkün. اَلْكَلِمَاتُ Kelimeler رِسَالَةٌ Mektup خِطَابٌ Mektup طَلَبٌ Dilekçe طَوَابُعٌ Pullar هَاتِفٌ Telefon بَرْقِيَّةٌ Telgraf مُسَجَّلٌ Taahhütlü ظَرْفٌ Zarf عُنْوَانٌ Adres بَلَدٌ Ülke مَدِينَةٌ Şehir قَرْيَةٌ Köy حَيٌّ Mahalle شَارِعٌ Cadde مُرْسِلٌ Gönderen مُرْسَلٌ إِلَيْهِ Alıcı طَرْدٌ Paket Bankada فِي الْبَنْكِ أَيْنَ أَقْرَبُ الْبَنْكِ؟ En yakın banka nerede? أُرِيدُ صَرْفَ هَذَا الشِّيكَ Bu çeki bozdurmak istiyorum. هَلْ تُصَرِّفُ شِيكَاتِ سَيَاحِيَّةِ؟ Seyahat çeki bozar mısınız? هَاتِ الشِّيكَ. Çeki ver. هَلْ وَقَعْتَ عَلَى ظَهْرِ الشِّيكِ؟ Çekin arkasını imzalandın mı? نَعَمْ، وَقَعْتُ. Evet, imzaladım. هَلْ لَكَ حِسَابُ جَارِ فِي الْبَنْكِ؟ Bankada cari hesabın var mı? نَعَمْ، لِي. Evet, var. مَعِي رِيَالُ سُعُودي. Yanımda Suud riyali var. أُرِيدُ تَحْوِيلَهُ إِلَى لِيرَةٍ تُرْكِيَّةٍ. Onu Türk lirasına çevirmek istiyorum. إِسْتِلَامُ النُّقُودِ مِنْ هَذَا الشُّبَّاكِ. Para şu gişeden alınır. تَفَضَّلْ نُقُُودَكَ. Parayı, buyur. شُكْرًا جَزِيلًا. Çok teşekkür ederim. لَا شُكْرَكْ عَلَى الْوَاجِبِ. Teşekküre değmez.. نَحْنُ فِى خِدْمَتِكُمْ دَاءِمًا. Her zaman hizmetinizdeyiz. اَلْكَلِمََاتُ Kelimeler نُقُُودٌ Para سَعْرٌ Kur شِيكٌ Çek سَنَدٌ Senet تَعَهُّدٌ Kontrat عُمْلَةٌ Döviz نَقْدًا Peşin بِالتَّقْسِيطِ Taksitle اَلْبَنْكُ الْمَرْكَزِىُّ Merkez Bankası وَضْعُ النُّقُودِ Para koyma سَحْبُ النُّقُودِ Para çekme اَلْحِسَابُ العادي Normal hesap نُقُودٌ مَعْدَنِيَّةٌ Madeni para دُولَارُ Dolar رِيَالُ Riyal لِيرَةٌ Lira تَوْقِيعٌ İmza بِطَاقَةٌ شَخْصِيَّةٌ Kimlik Lokantada فِي الْمَطْعَمِ يَا خَالِدُ Ey Halid تَفَضَّلُ يَاأَخِي. Buyur, kardeşim. فَلْنَذْهَبْ إِلَى دَارِ الضِّيَافَةِ. Daruzziyafe’ye gidelim. هِىَ مَطْعَمُ تَارِخِيٌّ مُمْتَازٌ. O pek güzel tarihi bir lokantadır. أَيْنَ هِىَ؟ O nerede? هِيَ بِجَنْبِ مَسْجِدِ السُّلَيْمَانِيَّةِ. O, Süleymaniye camiinin yanındadır. فَلْنَذْهَبْ إِلَيْهَا. Gel, oraya gidelim. فَلْنَذْهَبْ. Gidelim. أَيْنَ نَجْلِسُ؟ Nerede otururuz? فَلْنَجْلِسْ فِي صَالُونِ سِينَانِ. Sinan Salonunda otururuz. إِجْلِسْ مُقَابِلِي. Karşımda otur. مَاذَا نَتَنَاوَلُ؟ Ne alırız? أُرِيدُ التَّنَاوَلَ شُرْبَةً أَوَّلاً. Önce çorba almak istiyorum. وَأَنَا كَذَالِكَ. Bende. أَهْلاٌ وَسَهْلاً، تَفَضَّلاً. Hoş geldiniz, buyursunlar. مِنْ فَضْلِكَ شُرْبَةٌ عَدَسٌ Lütfen mercimek çorbası getir. مَاذَا تَطْلُبَانِ بَعْدَ ذَالِكَ؟ Ondan sonra ne istersiniz? نَطْلُبُ مِنْ أَطْعِمَةِ عُثْمَانِيَّةِ. Osmanlı yemeklerinizden isteriz. عَلَى الْفَوْرِ. Hemen. شُكْرًا. Teşekkür ederim. هَنِيءًا. Afiyet olsun. هَلْ تَرْغَبَانِ فِي الْحَلْوَيَاتِ؟ Tatlı arzu eder misiniz? لاَ، شُكْرًا شَبِعْنا. Hayır, teşekkür ederim, doyduk. هَنِيءًا. Afiyet olsun. اَلْكَلِمَاتُ Kelimeler مَطْعَمٌ Lokanta جَوْعَانٌ Aç قَاءِمَةُ الطَّعَامِ Menü دَجَاجَةٌ Tavuk كَبَابٌ Kebab سَمَكٌ Balık خُبْزٌ Ekmek أُرْزٌ Pilav عَصِيرٌ فَوَاكِهٌ Meyve suyu مِيَاهٌ مَعْدَنِيَّةٌ Maden suyu بَيْضٌ مَسْلُوكٌ Haşlanmış yumurta بَيْضٌ مَقْلِي Yağda yumurta مَشْوِي عَلَى الْفَحْمِ Kömürde ızgara سَلاَطَةٌ مُشَكَّلَة Karışık Salata خَلٌّ Sirke مِلْحٌ Tuz لِيمُونٌ Limon فَاصُولِيَا Fasulye بَامْيَا Bamya فُطُُورٌ Kahvaltı غَدََاءٌ Öğle yemeği عَشَاءٌ Akşam yemeği شَوْكَةٌ Çatal مِلْعَقَةٌ Kaşık سِكِّينٌ Bıçak زَيْتُونٌ Zeytin مَاءٌ Su زُبْدَةٌ Tereyağ قِشْطَةٌ Kaymak شَايٌ Çay قَهْوَةٌ Kahve حَلِيبٌ Süt لَبَنٌ Yoğurt جُبْنٌ Peynir مُرَبَّى Reçel عَسَلٌ Bal لَحْمٌ Et لَحْمٌ بَقَرٌ Dana eti لَحْمٌ خَرُوفٌ Koyun eti Kasapta فِي دُكَّنِ الْجَزَّارِ Merhaba. مَرْحَبًا بِكُمْ hoş geldiniz. تَفَضَّلُ Buyrun مِنْ فَضْلِكْ أَعْطِنِي كِيلُو لَحْمَ. Bana bir kilo et ver. مِنْ أَىِّ لَحْمٍ؟ Hangi etten? مِنْ لَحْمِ الْخَرُوفِ. Koyun etinden. هَلْ تَطْلُبُ شَيْءً أَخَرَ؟ Başka bir şey ister misin? مِنْ فَضْلِكَ نِصْفُ كِيلُو لَحْمَ مَفْرُومَ. Lütfen yarım kilo kıyma. عَلَى الرَّءَسِ. Hemen, (baş üstüne) شُكْرًا Teşekkür ederim. عَفْوًا. Bir şey değil. Manavda فِي الْخُضَرِ Muz var mı? نَعَمْ، يُوجَدُ. Evet, var. هَلْ البُرْتُقَالُ حُلْوٌ؟ Portakal tatlı mı? مِثَلُ السُّكَّرُ. Şeker gibi. هَلْ العِنَبُ نَاضِجٌ؟ Üzüm olgun mu? ذُقْ. Tad. مِنْ فَضْلِكَ كِيلُو عِنَبٍ. Lütfen bir kilo üzüm. هَلْ تُرِيدُ شَيْءً آخَرَ؟ Başka bir şey ister misin? أُرِيدُ كِيلُو رُمََّانَ. Bir kilo nar istiyorum. وَ أُرِيدُ كِيلُِِو طـمَاطِمَ. Ve bir kilo domates istiyorum. اَلْكَلِمَاتُ Kelimeler فَوَاكِهُ Meyvalar بِطِّيخٌ Karpuz شَمَّامٌ Kavun عِنَبٌ Üzüm تُفَّاحٌ Elma كُمَّثْرَى Armut خُوخٌ Şeftali تِينٌ İncir سَفَرْجَلٌ Ayva مِشْمِشٌ Kayısı مَوْزٌ Muz بُرْتُقَالٌ Portakal يُوسُفْ أَفَنْدِي Mandalina خُضْرَوَاتُ Sebzeler طَمَاطِمَ Domates خِيَارٌ Salata خَسٌ Marul نَعْنَعْ Nane فُلْفُلٌ Biber فُلْفُلٌ أَخْضَرٌ Yeşil Biber فُلْفُلٌ حَارٌّ Acı Biber فُلْفُلٌ أَسْوَدٌ Kara Biber فُلْفُلٌ أَحْمَرٌ Kırmızı Biber بَاذِنْجَانٌ Patlıcan فَاصُلْيَا خَضْرَاءُ Yeşil Fasulye حَلَوِيَّاتِ Tatlılar كَعْكٌ Pasta أُرْزُ بِحَلِيبِ Sütlaç بَقْلََاوَةٌ Baklava قَطَايِفُ Kadayıf Bakkalda فِي الْبَقَّالَةِ Şeker kaç para? بِثَلَاثِينَ أَلْفِ لِيرَةٍ. Otuz bin lira. هَلْ يُوجَدُ خُبْزُ وَ الشَّاىُ؟ Ekmek ve çay var mı? أَعْطِنِي خُبْزًا وَاحِدًا. Bana bir ekmek ver. بِكَمْ الزَّيْتُونَ؟ Zeytin kaç para? بِمِأةِ وَخَمْسِينَ أَلْفِ لِيرَةٍ. Yüz elli bin lira. هَاتِ كِيلُو مِنْهُ. Ondan bir kilo ver. تَفَضَّلُ. Buyurun Polis Karakolunda فِي مَرْكَزِ الشُّرطَةِ. لَحْضَةٌ يَا سَيِّدِي. Bir dakika efendim (beyim) تَفَضَّلُ يَا عَمِّي. Buyurun amca. أَيْنَ مَرْكَزُ الشُّرْطَةِ؟ Polis karakolu nerede? مَاذَا حَدَثَ؟ Ne oldu? فَقَدْتُ حَقِيبَتِي. Çantamı kaybettim. هَلْ تَشُكَّ فِي أَحَدٍ؟ Şüphelendiğin kimse var mı? لَا وَاللهِ Maalesef. (Yok Vallahi) مَرْكَزُ الشُّرْطَةِ هُنَا. Polis karakolu burada. هَلْ حَدَثَ شَيْءٌ؟ Bir şey oldu mu? أَنَا سَاءِحٌ. Ben turistim. فَقَدْتُ حَقِيبَتِي. Çantamı kaybettim. هَلْ تُسَاعِدُنِي فِي ذَالِكَ؟ Bana bu konuda yardım edebilir misiniz? مَاذَا كَانَ فِيهَا؟ İçinde ne vardı? كَانَ فِيهَا جَوَّازَ سَفَرِي فَقَطْ. İçinde sadece pasaportum vardı? أَيْنَ تَرَكْتَ حَقِيبَتَكَ؟ Çantanı nerede bıraktın? عِنْدَ بَابِ الْفُنْدُقِ. Otelin kapısının yanında. لَا تَأَسَّفْ. Üzülme. سَنَجِدُهَا إِنْ شَاءَ اللهِ. Allah’ın izniyle onu bulacağız. شُكْرًا. Teşekkür ederim. مَعَ السَّلَامَةِ. Allah’a ısmarladık. مَعَ السَّلَامَةِ. Güle güle. اَلْكَلِمَاتُ Kelimeler شُرْطِيٌّ Polis شُرْطِيُّ الْمُرُورِ Trafik Polisi شَاهِدٌ Tanık سَارِقٌ Hırsız خَطَرٌ Tehlike حَادِثٌ Olay حَادِثُ الْمُرُورِ Trafik kazası حَرِيقٌ Yangın شِجْنٌ Tutukevi حَاكِمٌ Hakim مَحْكُُومٌ Tutuklu اَلْمُحَامِي Avukat اَلْمُدَعِّي الْحُكُومِي Savcı اَلْمُدَعِّي Davacı مَحَكَمَةٌ Mahkeme Çarşıda فِي السُّوقِ Biz şu an çarşıdayız. مَا صِنْفُ هَاذَا الْقُمَاشِ؟ Bu kumaşın cinsi nedir? هُوَ مِنْ حَرِيرٍ. O ipektir. وَ هَاذَا مِنْ صُُوفٍ. Ve bu da yündür. مَا مَقَاسُ هَاذَا الْفِسْتَانِ؟ Bu fistanın ölçüsü ne? هَلْ هَاذَا أَكْبَرُ مِنْ ذَالِكَ؟ Bu ondan daha büyük mü? نَعَمْ، هَاذَا يُنَاسِبُكَ. Evet, bu sana uyar. بِكَمْ هَذَا؟ Bu kaça? بِثَلَاثَةِ مَلَايِينَ لِيرَةٍ. Üç milyon lira. مَا هُوَ آخِرُ السِّعْرُ؟ Son fiyat ne? هَاذَا السِّعْرُ لَكَ. Bu fiyat sanadır. أَعْطِنِي أَرْبَعَةَ مَنَادِلَ. Bana dört mendil ver. هَلْ الجَوَارِبُ مَوْجُودَةٌ؟ Çorap var mı? نَعَمْ، هَا هِىَ. Evet, işte. أُرِيدُ قَمِيصَ حَرِيرَ. İpek gömlek istiyorum. مَا ثَمَنُ هَذَا الْحِزَامِ؟ Bu kemerin fiyatı ne? أَعْطِنِي بَدْلَةٌ. Bana bir takım elbise ver. هَاذَا غَالٍ. Bu pahalı. وَ هَاذَا رَخِيصٌ. Bu ise ucuzdur. حِسَابِي كَمْ؟ Hesabım ne kadar? أَدَوَاتُ الْمَنْزِلِ Ev Araç ve Gereçleri ثَلَّاجَةٌ Buzdolabı غَسَّالَةٌ Çamaşır Makinesi كُرْسِيٌّ Sandalye طَاوِلَةٌ Masa سَرِيرٌ Koltuk سَتَاءِرُ Perde ثُرَيَّا Avize مِكْوَاةٌ Ütü خَلَّاطٌ Mikser مِكْنَسَةٌ Süpürge أَدَوَاتُ الْمَطْبَخِ Mutfak Malzemesi مَوْقِدٌ Ocak فُرْنٌ Fırın قِدْرٌ Tencere طَبَقٌ Tabak كَأْسٌ Bardak مِلْعَقَةٌ Kaşık شَوْكَةٌ Çatal سِكِّينٌ Bıçak فِنْجَانٌ Fincan مِقْلَاةٌ Tava مِمْلَحَةٌ Tuzluk سَلَّةٌ Sepet اَلْكَلِمَاتُ Kelimeler مِنْشَفَةٌ Havlu فُوطَةٌ Peçete مَنَادِلٌ وَرَقِيَّةٌ Selpak شَمْسِيَّةٌ Şemsiye مِعْطَفٌ Palto خَاتَمٌ مِنْ فِضَّةٍ. Gümüş Yüzük خَاتِمٌ مِنْ ذَهَبٍ. Altın Yüzük بَدْلَةٌ Takım Elbise قَمِيصٌ Gömlek سِرْوَالٌ Pantolon مَلَابِسٌ دَاخِلِيٌّ İç Çamaşır مَلَابِسٌ رِجَالِيٌّ Erkek elbisesi مَلَابِسٌ نِسَاءِيَّةٌ Kadın elbisesi مَحَلُّ الْأَحْذِيَةِ Ayakkabıcı حَلَّاقٌ Berber خَبَّازٌ Fırıncı خَيَّاطٌ Terzi صَاءِغٌ Kuyumcu سَاعَةٌ Saat سَاعَةُ يَدٌ Kol Saati مِرْأَةٌ Ayna مِشْطٌ Tarak سِوَارٌ Bilezik نَظَّارَةٌ Gözlük زِرٌّ Düğme Eczanede فِي الصَّيَدَلِيَّةِ Bu ilaçlar sizde bulunur mu? نَعَمْ، تُوجَدُ. Evet, bulunur. أُرِيدُهَا. Onları istiyorum. فَوْرًا. Hemen. كَيْفَ أَسْتَعْمِلُهَا؟ Onları nasıl kullanacağım. بَعْدَ الْأَكْلِ إِشْرَبْ مِلْعَقَةٌ مِنْ هَذِهِ الْأَشْرِبَةِ. Yemekten sonra bu şuruptan bir kaşık iç. وَ تَنَاوَلْ مِنْ هَذِهِ الْحُبُُوبِ وَاحِدَةً بَعْدَ الْإِفْطَارِ. Ve kahvaltıda sonra bu haplardan bir tane al. إِمْتَصْ هَذَا الْحَبَّ بَعْدَ الْعِشَاءِ. Bu hapı yemekten sonra em شُكْرًا. Teşekkür ederim. عَفْوًا. Bir şey değil. اَلْكَلِمَاتُ Kelimeler دَوَاءٌ İlaç أَدْوِيَةٌ İlaçlar دَاءٌ Hastalık حَبٌّ Hap حُبُوبٌ Haplar قَبْلَ الْأَكْلِ Yemekten önce بَعَدَ الْأَكْلِ Yemekten sonra بِبَطْنٍ جَاءِعٍ Aç karnına بِالْمَاءِ Su ile بِدُونِ مَاءٍ Susuz مَرْهَمٌ Merhem قَطْرَةٌ Damla حُقْنٌ İğne كُحُولٌ Alkol صَيْدَلِيَّةٌ Eczane صَيْدَلَانِي Eczacı Sayılar اَلْأَعْدَادُ Aile fertlerinin sayısı kaç? ثَمَانِيَةٌ، خَمْسَةٌ رِجَالٌ وَ ثَلَاثُ نِسَاءٌ. Sekiz, beş erkek, üç kadın. وَ أَنْتُمْ؟ Ya siz? سِتَّةٌ، إِمْرَأَتَانِ وَ أَرْبَعَةُ رِجَالٍ. Yedi, iki kadın ve dört erkek. بِكَمْ هَذَا؟ Bu kaça? بِعَشْرَةِ أَلَفِ لِيرَةٍ. On bin lira. وَ هَذِهِ؟ Ya bu? كَمْ تُرِيدُ؟ Ne kadar istiyorsun? تِسْعَ حَبَّاتِ. Dokuz tane. بِكَمْ كِيلُو مِنَ السُّكَّرِ؟ Şekerin kilosu kaça? بِثَلَاثِينَ أَلْفِ لِيرَةٍ. Otuz bin lira. مَا هُُوَ عَلَيْنَا مِنَ النُّقُودِ؟ Borcumuz ne kadar? عَلَيْكُمْ أَرْبَعِمِأَةِ أَلْفِ لِيرَةٍ. Borcunuz dört yüz bin lira. كَمْ بَقِىَ لَكَ مِنَ النُّقُودِ؟ Kaç paranız kaldı? بَقِىَ لِي تِسْعُمَأَة رِيَالٍ. Dokuz yüz riyalim kaldı. نَسْكُنُ هُنَا سِتَّةَ أَيَّامٍ. Burada altı gün kalacağız. يَكْفِينَا سَبْْعَمِأَةِ رِيَالٍ. Bize yedi yüz riyal yeter. اَلْكَلِمَاتُ Kelimeler وَاحِدٌ، وَاحِدَةٌ Bir إِثْنَانِ، إِثْنَتَانِ İki ثَلَاثٌ، ثَلَاثَةٌ Üç أَرْبَعٌ، أَرْبَعَةٌ Dört خَمْسٌ، خَمْسَةٌ Beş سِتٌّ، سِتَّهٌ Altı سَبْعٌ، سَبْعَةٌ Yedi ثَمَانٌ، ثَمَانِيَةٌ Sekiz تِسْعٌ، تِسْعَةٌ Dokuz عَشْرٌ، عَشْرَةٌ On أَحَدَ عَشَرَ، إِحْدَى عَشْرَةَ On bir إِثْنَا عَشَرَ، إِثْنَتَاعَشْرَةَ On iki ثَلَاثُ عَشْرَةَ، ثَلَاثَةٌ عَشَرَ On üç أَرْبَعُ عَشْرَةَ، أَرْبَعَةُ عَشَرَ On dört خَمْسُ عَشْرَةَ، خَمْسَةُ عَشَرَ On beş سِتُّ عَشْرَةَ، سِتَّةُ عَشَرَ On altı سَبْعُ عَشْرَةَ، سَبْعَةٌ عَشَرَ On yedi ثَمَانِي عَشْرَةَ، ثَمَانِيَةَ عَشَرَ On sekiz تِسْعَ عَشْرَةَ، تِسْعَةُ عَشَرَ On dokuz عِشْرُونَ Yirmi وَاحِدُ وَ عِشْرُونَ Yirmi bir ثَلَاثُونَ Otuz أَرْبَعُونَ Kırk خَمْسُونَ Elli سِتُّونَ Altmış سَبْعُونَ Yetmiş ثَمَانُونَ Seksen تِسْعُُونَ Doksan مِأَةٌ Yüz مِأَتَانِ İki yüz ثَلَاثُمِأَةٍ Üç yüz أَرْبَعُمَأَةٍ Dört yüz خَمْسُمِأَةٍ Beş yüz سِتُّمِأََةِ Altı yüz سَبْعُمِأَةٍ Yedi yüz ثَمَانُمِأَةٍ Sekiz yüz تِسْعُمِأَةٍ Dokuz yüz أَلْفٌ Bin أَلْفَانِ İki bin ثَلَاثَةُ أَلَفٍ Üç bin أَرْبَعَةُ أَلَفٍ Dört bin خَمْسَةُ أَلَفٍ Beş bin سِتَّةُ أَلَفٍ Altı bin سَبْعَةُ أَلَفٍ Yedi bin ثَمَانِيَةُ أَلَفٍ Sekiz bin تِسْعَةُ أَلَفٍ Dokuz bin عَشْرَةُ أَلَفٍ On bin مِلْيُونٌ Milyon ثَلَاثَةُ مَلَايِينَ Üç milyon أَرْبَعَةُ مَلَايِينَ Dört milyon مِلْيَارُ Milyar أَوَّلُ، أُولَى Birinci ثَانٍ، ثَانِيةٌ İkinci ثَالِثٌ، ثَالِثَةٌ Üçüncü رَابِعٌ، رَابِعَةٌ Dördüncü خَامِسٌ، خَامِسَةٌ Beşinci سَادِسٌ، سَادِسَةٌ Altıncı سَابِعٌ، سَابِعَةٌ Yedinci ثَامِنٌم، ثَامِنَةٌ Sekizinci تَاسِعٌ، تََاسِعَةٌ Dokuzuncu عَاشِرٌ، عَاشِرَةٌ Onuncu مَرَّةً Bir kere مَرَّتَيْنِ İki kere ثَلَاثَةُ مَرَّاتٍ Üç kere دَرْزَنْ Bir düzine نِصْفُ Yarım ثرُبْعٌ Çeyrek خُمْسٌ Beşte bir سُدُسٌ Altıda bir Vakit اَلْوَقْةُ Bir günde yirmi dört saat vardır. دَقِيقَةٌ وَاحِدَةٌ تُسَاوِي سِتِّينَ ثَانِيَةً. Bir dakika altmış saniyeye eşittir. وَ النِّصْفُ، ثَلَاثُونَ دَقِيقَةٌ. Yarım, otuz dakikadır. وَ الثُّلُثُ، عِشْرُونَ دَقِيقَةً. Üçte bir, yirmi dakikadır. وَ الرُّبْعُ خَمْسُ عَشْرَةَ دَقِيقَةً. Çeyrek ise on beş dakikadır. كَمْ السَّاعَةٌ؟ Saat kaç? اَلسَّاعَةُ الْوَاحِدَةُ. Saat bir. مَتَى نَذْهَبُ إِلَى الْفُنْدُقِ؟ Otele ne zaman gideceğiz? فِى التَّاسِعَةِ مَسَاءً. Akşam saat dokuzda. مَتَى تَفْتَحُ الدَّكَاكِينُ أَبْوَابَهَا؟ Dükkanlar ne zaman açılır? فِى السَّاعَةِ الثَّامِنَةِ صَبَاحًا. Sabah saat sekizde. مَتَى تَتَنَاوَلُ الْإِفْطَارَ؟ Ne zaman kahvaltı yaparsınız? فِى السَّاعَةِ التَّاسِعَةِ وَ الرُّبْعُ. Saat dokuzu çeyrek geçe. مَتََى نَنَامُ؟ Ne zaman uyuyacağız? فِي أَيِّ سَاعَةٍ تُرِيدُ؟ Hangi saatte istersen. اَلْكَلِمَاتُ Kelimeler ثَانِيَةٌ Saniye دَقِيقَةٌ Dakika سَاعَةٌ Saat نِصْفٌ Yarım رُبْعٌ Çeyrek ثُلُثٌ Çeyrek اَلسَّاعَةُ الْوَاحِدَةٌ Saat bir اَلثَّانِيَةٌ İki اَلثَّالِثَةٌ Üç اَلرَّابِعَةٌ Dört اَلْخَامِسَةٌ Beş اَلسَّادِسَةٌ Altı اَلسَّابِعَةُ Yedi اَلثَّامِنَةٌ Sekiz اَلتَّاسِعَةُ Dokuz اَلْعَاشِرَةُ On اَلْحَادِيَةُ عَشْرَةَ On bir اَلثَّانِيَةُ عَشْرَةَ On iki وَ النِّصْفُ Buçukta وَ الرُّبْعُ Buçukta وَ الرُّبْعُ Çeyrek geçe وَ الثُّلُثُ Yirmi geçe وَ خَمْسُ دَقَاءِقَ Beş geçe وَ عَشْرَةُ دَقَاءِقَ On geçe إِلَّا الثُّلُثُ Yirmi kala إِلَّا سَبْعَ دَقَاءِقَ Yedi kala فِي السَّاعَةِ الثَّانِيَةِ Saat ikide صَبَاحًا Sabah مَسَاءً Akşam تَمَامًا Tam فِي مُنْتَصَفِ اللَّيْلِ Gece Yarısı قَبْلَ الظُّهْرِ Öğleden önce بَعْدَ الظُّهْرِ Öğleden sonra لَيْلًا وَ نَهَارًا Gece Gündüz Haftanın Günleri أَيَّامُ الْأُسْبُوعِ أَنَا مَشْغُولٌ جِدًّا فِي هَذِهِ الْأَيَّامِ. Bu günlerde çok meşgulüm مَاذَا تَفْعَلُ يَوْمَ الْأَحَدِ؟ Pazar günü ne yapacaksın? أَزُورُ جَدِّي. Dedemi ziyaret edeceğim. وا الْإِثْنَيْنِ؟ Pazartesi? أَشْتَغِلُ يَوْمَ الْإِثْنَيْنِ وَ الثُّلَاثَاءِ. Pazartesi ve Salı günleri çalışıyorum. وَ الْأَرْبِعَاءِ؟ Çarşamba günü? أَدْرُسُ الْعَرَبِيَّةَ يَوْمَ الْأَرْبِعَاءِ وَ الْخَمِيسِ. Çarşamba ve Perşembe günleri Arapça öğreniyorum. وَ يَوْمُ الْجُمْعَةِ؟ Ya Cuma günü? أَسْتَرِيحُ يَوْمَ الْجُمْعَةِ. Cuma günü dinleniyorum. وَ السَّبْةِ؟ Ya Cumartesi? أَشْتَرِي لَوَازِمَ الْبَيتِ. Evin ihtiyaçlarını satın alıyorum. اَلْكَلِمَاتُ Kelimeler يَوْمُ الْأَحَدِ Pazar يَوْمُ الْإِثْنَيْنِ Pazartesi يَوْمُ الثُّلَاثَاءِ Salı يَوْمُ الْأَرْبِعَاءِ Çarşamba يَوْمُ الْخَمِيسِ Perşembe يَوْمُ الْجُمْعَةِ Cuma يَوْمُ السَّبْتِ Cumartesi يَوْمٌ Gün اَلْيَوْمُ Bugün كُلَّ يَوْمٍ Her gün كُلَّ الْيَوْمِ Bütün gün غَدًا Yarın بَعْدَ غَدٍ Öbür gün أَمْسٍ Dün أَمْسُ الْأَوَّلِ Evvelki gün أُسْبُُوعٌ Hafta هَذَا الْأُسْبُوعُ Bu hafta اَلْأُسْبُوعُ الْحَالِي Bu hafta اَلْأُسْبُوعُ الْمَاضِي Geçen hafta اَلْأُسْبُوعُ الْقَادِمُ Gelecek hafta Karşılıklı Konuşma اَلْخِوَارُ هَلْ نَجْلِسُ فِي الْبَيْتِ الْيَوْمَ؟ Bugün evde mi oturacağız? لَا، غَدًا نَجْلِسُ وَ نَسْتَرِيحُ. Hayır, yarın oturup dinleneceğiz. هَلْ نَزُورُ زُمَلَاءَنَا فِي النَّهَارِ؟ Arkadaşlarımızı gündüz mü ziyaret edeceğiz? لَا، نَزُورُهُمْ فِي اللَّيْلِ. Hayır, onları gece ziyaret edeceğiz. هَلْ قَرَأْتَ هَذِهِ الْمَجَلَّةَ؟ Bu dergiyi okudun mu? نَعَمْ، قَرَأْتُهَا أَمْسِ الْأَوَّلِ. Evet, onu evvelki gün okudum. مَتَي نَذْهَبُ إِلَى السُّوقِ؟ Çarşıya ne zaman gideceğiz? إِنْ شَاءَ بَعْدَ غَدٍ. İnşallah öbürgün. مَتَى نَعُودُ إِلَى بَلَدِنَا؟ Ülkemize ne zaman döneceğiz? نَعُودُ فِي أُسْبُُوعِ الْقَادِمِ. Gelecek (önümüzdeki) hafta döneceğiz. كَيْفَ نَقْضِي أَيَّامَنَا هُنَا؟ Günlerimizi burada nasıl geçireceğiz? نَقْضِيهَا بِزِيَارَةِ الْمَسَاجِدِ وَ الْمَتَاحِفِ. Günlerimizi cami ve müzeleri ziyaret ederek geçireceğiz. Aylar اَلشُّهُورُ Hangi ayda doğdun? فِي شَهْرِ يَنَايِرِ. Ocak ayında. وَ أَنْتَ؟ Ya sen? فِي شَهْرِ فَبْرَايِرِ. Şubat ayında. مَتَى تَبْدَأُ الدِّرَاسَةُ عِنْدَكُمْ؟ Sizde öğrenim ne zaman başlar? فِي شَهْرِ سَبْتَمْبَرْ. Eylül ayında. مَتَى تَبْدَأُ العُطْلَةُ الصَّيْفِيَّةُ؟ Yaz tatili ne zaman başlar? فِي شَهْرِ يُونِيُو. Haziran ayında. وَ مَتَى تَنْتَهِي؟ Ve ne zaman son bulur? فِي شَهْرِ أَغُسْطُسسْ. Ağustos ayında. اَلْكَلِمَاتُ Kelimeler شَهْرٌ Ay شُهُورٌ Aylar اَلشُّهُورُ الْمِيلَدِيَّةُ Miladi Aylar يَنَايِرُ (كَانُونُ الثَّانِي) Ocak فَبْرَايِرُ (شُبَاطُ) Şubat مَارِسُ (إِذَارُ) Mart أَبْرِيلُ (نِيسَانُ) Nisan مَايُو (أَيَارُ) Mayıs يُونُْيُو (حَزِيرَانُ) Haziran يُولْيُو (تَمُّوزُ) Temmuz أَغُّطُسْ (أَبٌ) Ağustos سَبْتَمْبِرُ (أَيْلُولُ) Eylül أُكْـوبَرُ (تَشْرِينُ الْأوَّلِ) Ekim نُوفَمْبِرْ (تَشْرِينُ الثَّانِي) Kasım دِيسَمْبَرُ (كَانُونُ الْأَوَّلِ) Aralık اَلْعَاشِرُ مِنْ مَايُو Mayısın onu فِي الْخَامِسِ مِنْ مَارِسِ Martın beşinde Senenin Mevsimleri فُصُولُ السَّنَةِ فِي أَىِّ فَصْلٍ يَشْتَدُّ الْحَرُّ؟ Hangi mevsimde sıcaklar artar? فِي الصَّيْفِ. Yazda. مَتَى يَكُونُ الْجَوُّ مُعْتَدِلًا؟ Hava ne zaman normal olur? فِي فَصْلِ الرَّبِيعِ. İlkbahar mevsiminde. فِي الْخَرِِيفِ تَتَسَاقَطُ أَوْرَاقٌ. Sonbaharda ağaç yaprakları düşer. وَ فِي الشِّتَاءِ يَنْزِلُ الثَّلْجُ. Kışta da kar yağar. اَلْكَلِمَاتُ Kelimeler فَصْلٌ Mevsim فُصُولٌ Mevsimler اَلرَّبِيعُ İlkbahar اَلْصَّيْفُ Yaz اَلْخَرِيفُ Sonbahar اَلشِّتََاءُ Kış غَاءِمٌ Bulutlu بَارِدٌ Soğuk حَارٌّ Sıcak حَرَارَةٌ Sıcaklık بُرُودَةٌ Soğukluk هَوَاءُ Hava عَاصِفٌ Fırtına هَادِءٌ Sakin مُمْطِرٌ Yağmurlu مُعْتَدِلٌ Mutedil اَلْهَوَاءُ الطَّلْقُ Açık Hava مَطَرٌ Yağmur ثَلْجٌ Kar Aile الأُسْرَةٌ Aile fertlerin nerede? هُمْ فِي بَلَدِي. Onlar ülkemdedir. هَلْ لَكَ جَدٌّ وَ جَدَّةٌ؟ Deden ve ninen var mı? لاَ هُمَا تُوُفِّيَانِ. Hayır, onlar vefat ettiler. مَا مَهْنَةُ أَبِيكَ؟ Babanın mesleği nedir? هُوَ يَشْتَغِلُ بِالتِّجَارَةِ. O ticaretle meşgul. هَلْ أَمُّكَ تَعْمَلُ؟ Annen çalışıyor mu? لاَ، هِىَ رَبَّةُ الْبَيْتِ. Hayır, o ev hanımıdır. كَمْا أَخًا وَ أُخْتًا لَكَ؟ Kaç erkek ve kız kardeşin var? لِي أَخٌ وَ أُخْتَانِ. Bir erkek ve iki kız kardeşim var. هَلْ لَكَ أَوْلَادٌ؟ Çocukların var mı? نَعَمْ، لِي إِبْنٌ وَ ثَلَاثُ بَنَاتٍ. Evet, bir oğlum ve üç kızım var. كَمْ حَفِيدًا لِجَدِّكَ؟ Dedenin kaç torunu var? لَهُ تِسْعَةُ أَحْفَادٍ. Dokuz torunu var. اَلْكَلِمَاتُ Kelimeler جَدٌّ Dede أَجْدَادٌ Dedeler جَدَّةٌ Nine جَدَّاتٌ Nineler أَبٌ Baba آبَاءٌ Babalar أُمٌّ Anne أُمَّهَاتٌ Anneler زَوْجٌ Eş (Koca) أَزْوَاجٌ Eşler زَوْجَةٌ Eş (hanım) زَوْجَاتٌ Eşler إِبْنٌ Oğul أَبْنَاءٌ Oğullar إِبْنَةٌ Kız بَنَاتٌ Kızlar أَخٌ Erkek kardeş إِخْوَةٌ Erkek kardeşler أُخْتٌ Kız kardeş أَخْوَاتٌ Kız kardeşler حَفِيدٌ Torun أَحْفَادٌ Torunlar حَفِيدَةٌ Kız torun حَفِيدَاتٌ Kız torunlar عَمٌّ Amca أَعْمَامٌ Amcalar عَمَّةٌ Hala عَمَّاةٌ Halalar خَالٌ Dayı أَخْوَالٌ Dayılar خَالَةٌ Teyze خَالَاتٌ Teyzeler حَمٌّ Kayın peder حَمَّاةٌ Kayın valide صِهْرٌ Damat عَاءِلَةٌ Aile عَاءِلَاتٌ Aileler Bası Sıfatlar بَعْضُ الصِّفَاتِ Kuvvetli ضَعِيفٌ Zayıf جَمِيلٌ Güzel قَبِيحٌ Çirkin طَوِيلٌ Uzun قَصِيرٌ Kısa لَيِّنٌ Yumuşak صُلْبٌ Sert كَبِيرٌ Büyük صَغِيرٌ Küçük قَرِيبٌ Yakın بَعِيدٌ Uzak سَرِيعٌ Hızlı بَـطِيءٌ Yavaş سَهْلٌ Kolay صَعَبٌ Zor ثَقِِيلٌ Ağır خَفِيفٌ Hafif قَدِيمٌ Eski جَدِيدٌ Yeni رَخِيصٌ Ucuz غَالٌ Pahalı مُبكِّرٌ Erken مُتَأَخِّرٌ Geç سَاخِنٌ Sıcak بَارِدٌ Soğuk مُمْتَلِىءٌ Dolu فَاضٍ Boş نَظِيفٌ Temiz | |
13 Aralık 2012, 23:15 | Mesaj No:25 |
Durumu: Medine No : 22873 Üyelik T.:
12 Aralık 2012 | Cevap: arapça türkçe**diyologlar شكراً جزيلاً مع السّلامة
__________________ -GARİP HİZMETCİ- [DM][/DM] - (NASİBÜKE NÜSİBÜKE VELEV KENE TAHTEL CİBAL) |
26 Temmuz 2017, 10:17 | Mesaj No:26 |
Medineweb Baş Editörü Durumu: Medine No : 14593 Üyelik T.:
15 Kasım 2011 | نَعَمْ Evet لاَ Hayır صَبَاحُ الْخَيْرِ. İyi sabahlar مَسَاء الْخَيْرِ. İyi akşamlar تُصْبِحْ عَلَى الْخَيْرِ. İyi geceler مِنْ فَضْلِكْ. Lütfen شُكْرًا Teşekkür ederim أَعْطِنِي. Bana ver حَظًّا سَعِيدًا İyi şanslar عَفْوًا Afedersiniz عَفْوًا Bir şey değil أُرِيدُ مَاءَ. Su istiyorum هَلْ يُوجَدُ؟ Bulunur mu? لاَ يُوجَدُ. Bulunmaz أَنَا أَسِفٌ. Üzgünüm لاَبَأَسٌ. Zararı yok تَفَضَّلْ. Buyur تَشَرَّفْنَا. Müşerref olduk عَلَى الرَّأْسِ. Baş üstüne بِالْعَافِيَةِ. Afiyetle سَاعِدْنِي مِنْ فَضْلِكْ. Lütfen bana yardım et أَنَا مَرِيضٌ. Ben hastayım تَعَالَ هُنَا. Buraya gel قِفْ هُنََا. Burada dur
__________________ ~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |
26 Temmuz 2017, 10:19 | Mesaj No:27 |
Medineweb Baş Editörü Durumu: Medine No : 14593 Üyelik T.:
15 Kasım 2011 | Havaalanında فِي المَطََارِ مَعَ ضَابِطِ الْجَوَازَاتِ Pasaport polisi ile. مِنْ أَيْنَ أَنْتَ؟ Nerelisin? أَنَا تُرْكِي Ben Türkiye’liyim. أَيْنَ جَوَازُ سَفَرُكَ؟ Pasaportun nerede? هَا هُوَ، تَفَضَّلْ. İşte, buyurun. إِسْمُكَ الْكَرِيمُ؟ Lütfen adınız? إِسْمِي إِبْرَاهِيمُ Adım İbrahim. هَلْ مَعَكَ أَحَدٌ؟ Seninle kimse var mı? مَعِي زَوْجَتِي فَقَطْ. Benimle sadece eşim var. كَمْ يَوْمًا سَتَبْقَى؟ Kaç gün kalacaksın? سَأَبْقَى عِشْرِينَ يَوْمًا. Yirmi gün kalacağım. طَيِّبٌ، خُذْ جَوَازَ سَفَرِكَ. İyi, pasaportunu al. مَعَ مُفَتِّشِ الْجُمْرُكِ. Gümrük memuru ile. هَلْ هَذِهِ الْأََمْتِعَةُ لَكَ؟ Bu eşyalar senin mi? نَعَمْ، لِي. Evet, benim. هَلْ عِنْدَكَ شَيْءٌ تَابِعٌ لِلْجُمْرُكِ؟ Gümrüğe tabii bir şeyin var mı? لاَ أَدْرِي. Bilmiyorum. إِفْتَحْ هَذِهِ الْحَقِيبَةِ. Bu valizi aç. تَفَضَّلْ. Buyur. هَاتِ حَقِيبَتُكَ الْيَدَوِيَّةَ. El çantanı ver. فِيهَا مَلَابِسِي فَقَطْ. Onda sadece elbiselerim var. طَيِّبٌ، خُذْهَا. Pekiyi, al onu. شُكْرًا. Teşekkür ederim. لاَ شُِكْرًا عَلَى الْوَاجِبِ. Bir şey değil, görevimiz. فِي مَوْقِفِ الْحَافِلَةِ. Otobüs terminalinde. دَقِيقةٌ يَاأَخِي. Bir dakika kardeşim. تَفَضَّلْ. Buyur. أَيْنَ مَوْقِفُ الْحَافِلَةِ؟ Otobüs terminali nerede? لِمَاذَا تَسْأَلُ؟ Niçin soruyorsun? أُرِيدُ الذِّهَابَ إِلَى إِسْتَنْبُولَ. İstanbul'a gitmek istiyorum. مَوْقُفُ الْحَافِلَةِ فِي أَسَنْلَرْ. Otobüs terminali Esenler’de dir. شُكْرًا. Teşekkür ederim. عَفْوًا. Bir şey değil. هَلْ لَدَيْكُمْ تَذْكُرَةٌ إِلَى سَاكَارْيَا؟ Sakarya'ya biletiniz var mı? مَتَى تُرِيدُ الذِّهَابَ؟ Ne zaman gitmek istiyorsunuz? الأَنَ. Şimdi. هَلْ عِنْدَكَ عَفْشٌ؟ Bagajın var mı? لاَ، مَا فِي. Hayır, yok. إِسْتَرِحْ فِي صَالَةِ الْإِنْتِظََارِ. Bekleme salonunda dinlenin. أَيْنَ صََالَةُ الْإِنْتِظَارِ؟ Bekleme salonu nerede? هُنَا يَاسَيِّدِي. Burası efendim. فِي مَحَطَّةِ الْقِطَارِ. Tren istasyonunda. مَتَى يَقُومُ الْقِطَارُ إِلَى أَفْيُونَ؟ Tren Afyon’a ne zaman kalkıyor? بَعْدَ نِصْفِ سَاعَةٍ. Yarım saat sonra. وَالْقِطَارُ الثَّانِي؟ İkinci tren? (ne zaman kalkıyor?) غَدًا. Yarın. هَلْ يُمْكِنُ أَنْ تَحْجُزَ لِي مَقْعَدَيْنِ؟ Bana iki kişilik yer ayırır mısın? طَبْعًا. Tabi. (Elbette) عَلَيْكَ أَنْ تَحْضُرَ قَبْلَ قِيَامِ الْقِطَارِ بِسَاعَةٍ. Tren kalkmadan bir saat önce hazır olman gerekiyor. أَتِي قَبْلَ سَاعَتَيْنِ. İki saat önce gelirim.
__________________ ~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |
20 Ocak 2022, 09:35 | Mesaj No:28 |
Medineweb Baş Editörü Durumu: Medine No : 14593 Üyelik T.:
15 Kasım 2011 |
Ailemi takdim edeyim اُقَدِّمُ اُسْرَتيِ. Bu babam Hasan Bey. هَذَا اَبِي سَيِّد حَسَن. Bu annem Elif Hanım. هَذِهِ اُمِّي سَيِّدَة اَلِف. Bunlar kardeşlerim Emin ve Kemal. هَئُلاءِ اَخَوَيَّ اَمِين وَ كَمَال. Bunlar da kız kardeşlerim Büşra ve Cahide. هئلاء اَخَوَيْتِي بُشْرَى وَ جَاهِدَة. Tanıştığımıza memnun oldum. تَشَرَّفْتُ بَمعْرِفَتِكَ. Bizde memnun olduk. وَ نَحْنُ اَيْضًا Ben, Nail. Bu eşim saliha. Bu oğlum İbrahim ve bu da kızım Zeynep. انا نائل . هَذِهِ زوجتي صالحة. هَذاَابْنِي ابراهيم و هَذِهِ بِنْتِي زَيْنَب. Bizim ailemiz kalabalıktır. اُسْرَتُنَا اَفْرَادُهَا كَثِير Ninem ve Dedem yanımızda kalıyor. جَدِّى وَجدََّتِي يَسْكُنَانِ مَعَناَ. Halalarımı ve teyzelerimi çok severim. اُحِبُّ كَثِيرًا خَلَاتِي وَ عَمَّاتي Dayım Kenan Mühendistir. خَالِي كَنَان مُهَنْدِس Amcalarım Ali ve Veysel yurtdışında çalışıyorlar. عَمِّيَايَ عَلِي وَ وَيْسَل يَعْمَلُ فِي خَارِجِ الْمَمْلَكَة Aile fertleriniz nerede? اَيْنَ اَفْرَادُ اُسْرَتِك؟ Onlar, Avrupa’da. هُمْ فِي اَوْرُوبا. Deden ve ninen var mı هَلْ َلكَ جَدٌَ وَ جَدَّةٌ؟ Hayır onlar vefat ettiler. لاَ هُمَا تَوَفَّيَا Baban ne iş yapıyor? مَا مِهْنَةُ اَبِيكَ؟ O, emekli, çalışmıyor. هُوَ مُتَقاعِد. لاَ يَشْتَغِلُ Annen çalışıyor mu? هَلْ اُمُّكَ تَشْتَغِلُ؟ Hayır o ev hanımı. لا هِىَ رَبَّةُ الْبَيْتِ Kaç erkek ve kız kardeşin var? كَمْ اِخْوَة وَ اَخَوَات لَك؟ 2 erkek ve üç kız kardeşim var. لِي اِخْوَايَ وَ ثَلاثَ اِخْوَاتِ. Çocukların var mı? هَلْ لَكَ اَوْلاد؟ Evet, iki oğlum ve bir kızım var. نَعَمْ, لِي اِبْنَانِ وَبِنْت Yakınlarından öğretmen olan var mı? هَلْ مِنْ اَقْرَبَائِكَ مُدَرِّس؟ Evet, amcam öğretmendir. عَمْ عَمِّي مُدَرِّسne
__________________ ~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Medineweb Arapça ve Türkçe Ezgiler | nurşen35 | İlahiler/Ezgiler | 13 | 28 Temmuz 2019 02:38 |
Arapça-Türkçe,Türkçe-Arapça sözlük | taha/ | Siyer/Hadis | 1 | 07 Nisan 2019 15:37 |
Arapça&Türkçe / Tükçe&Arapça Elektronik Sözlük | enderhafızım | Genel Arapça | 0 | 21 Mart 2013 12:43 |
Riyad al-Saliheen - Arapça - Türkçe | enderhafızım | Siyer/Hadis | 6 | 10 Aralık 2012 17:12 |
Sure Kartları (Arapça-Türkçe) | temha2009 | Namaz-Abdest-Teyemmüm | 0 | 10 Ekim 2011 00:41 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|