Zeytin Dalı'nda Şehit Olan Askerlerimiz İçin Anma Programı Düzenlendi

[nurşen35]

Zeytin Dalı'nda Şehit Olan Askerlerimiz İçin Anma Programı Düzenlendi

Kayseri Müftülüğü'nden Şehitleri Anma Programı
Kayseri İl Müftülüğü ve Türkiye Diyanet Vakfı Kayseri Şubesi Hunat Camii'nde sabah namazı sonrası Türk Silahlı Kuvvetleri'mizin (TSK) Afrin'de terör örgütlerine yönelik düzenlediği Zeytin Dalı Harekâtı’nda mücadele eden ve şehit olan askerler için anma programı düzenlendi.




İl Müftülüğü ve Türkiye Diyanet Vakfı Kayseri Şubemizce Hunat Camii'nde sabah namazı sonrası Türk Silahlı Kuvvetleri'mizin (TSK) Afrin'de terör örgütlerine yönelik düzenlediği Zeytin Dalı Harekâtı’nda mücadele eden ve şehit olan askerler için anma programı düzenlendi.

Hunat Camii'nde başta Afrin olmak üzere hain terörle mücadele eden güvenlik güçleri için Kur’an-ı Kerim okundu ve dualar edildi.

Sabah namazı sonrası İl Müftüsü Doç. Dr. Şahin Güven tarafından “Asr” suresinin tefsiri yapıldı. İl Müftümüz Sayın Güven, “Sahabeler bir araya geldikleri zaman birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye etme bağlamında “Asr” Suresini okurlarmış. “Asr” Suresi Kur’an-ı Kerim’in son cüzünde küçük bir suredir, üç ayetten oluşan bir suredir. Ancak anlamı itibariyle o kadar önemli bir sure ki Abdullah İbn-i Abbas (r.a.) sahabelerin fıkıh alimlerinden birisi şöyle diyor:

“Eğer Allahu Teâlâ son peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)’e Kur’an-ı Kerim’den hiçbir ayet indirmeseydi de sadece bu sureyi indirmiş olsaydı insanlığa mesajını ulaştırmış olurdu. Ve bu sure yeterdi insanlığa”, o kadar önemli bir sure, hepimizin ezberleyebileceği ve özellikle namazlarımızda okumamız gereken kısa bir sure, ama üzerinde uzun uzun düşünmemiz gereken bir sure. Yüce Mevla “Asra yemin olsun ki, çağa yemin olsun ki, zamana yemin olsun ki” diye başlıyor. Bir kısım alimlerimiz asırdan maksadın ikindi vakti olduğunu ikindi namazına ve ikindi namazının vaktine vaktine yemin olsun ki diye tercüme ediyorlar. Çünkü insanların en çok meşgul oldukları ve Allah korusun gafil avlanarak namazlarını geçirdikleri vaktin ikindi olduğunu söylüyorlar. Evet bu sureye göre insanoğlu ayette belirtilen şu dört hususu gerçekleştirmediği sürece hüsrandadır, kaybetmiştir. Bu dünya hayatı onun için bir yüktür. İnsanoğlu ancak şu dört şeyi yaptığı zaman hüsrandan, bataklıktan, dalaletten ve zulümaattan kurtulmuş olur. Demek ki Allahu Teâlâ burada bütün insanlığın dikkat etmesi gereken şu dört hususa bizleri yönlendiriyor:



1-) İman edenler, 2-) Salih Amel İşleyenler, 3-) Hakkı tavsiye edenler, 4) Sabrı tavsiye edenler.

“İMAN, KALP İLE TASTİK, DİL İLE İKRAR VE BÜTÜN ORGANLARIMIZLA AMEL ETMENİN ADIDIR.”

Eğer kalbimizde iman olmasaydı uykunun en tatlı olduğu anda sabahın altısında kalkıp da buraya gelirmiydik? İmanımızdır bizi o sıcak yatağımızdan kaldıran ve camimizi bizlerle doldurtan. İman, kalp ile tastik, dil ile ikrar ve bütün organlarımızla amel etmenin adıdır. Onun için herhangi bir menfaat için değil yalnızca Allah’ın rızasını gözeterek iman eden bir insan, kalbi ile tasdik eden bir insan o imanının gereğini yerin getirir. İman, öyle bir eylemdir ki tıpkı susuzluktan kavrulmuş olan bir toprağa çatır çatır çatlamış olan bir toprağa su değdiği zaman o toprak nasıl hareketleniyorsa, nasıl canlanıyorsa aynı şekilde imanın girmiş olduğu kalpte o şekilde harekete geçer ve canlanır.

Bütün insanlar hüsrandadır, kaybetmiştir ancak iman edenler hariç. Ama iman ettik demekte yetmiyor. Aynı zamanda da bir de amel etmemiz gerekiyor. Salih ameller işlememiz gerekiyor. Salih amel ne demek? İmanına yaraşır bir hayat yaşamak demektir. Bugün dünyada iki milyar müslüman var. Dünyanın dörtte bir nüfusuna denk geliyor. Bizim görevimiz iman edenlerin Salih amel işlemeleri için teşvik etmek, iman etmemiş yüreklere de imanı ulaştırmak ve tebliğ ve irşad görevini yerine getirmektir. Salih amel Allahu Teâlâ’nın Kur’an-ı Kerim’de emrettiği Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’n hayatında yaşamış olduğu bütün amellerin hepsine salih amel diyoruz. Bir insan Allahu Teâlâ’nın yasakladığı şeylerden sakınır, emrettiği şeyleri yerine getirirse bunları yaparken de Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’i örnek alırsa işte salih amel işlemiş ve kurtuluşa erenlerden olmuş olur.



“KİM Kİ HARAMLARDAN SAKINIRSA, ALLAH’IN HELAL KILDIĞI ŞEYLERİ YERİNE GETİRİRSE ALLAH’A KULLUĞUNU GERÇEKLEŞTİRMİŞ OLUR.”

Allahu Teâlâ “Ben insanları ve cinleri yalnızca bana kulluk etsinler diye yarattım” buyuruyor. Kulluk, hayatın bütün alanını kapsar. Adil bir yönetici adalet dağıtırken ibadet ediyordur. Harama helale dikkat eden haram yollardan değil helal yollardan kazanmaya çalışan bir esnaf ve iş adamı kardeşim ibadet ediyordur. Aynı şekilde bulunduğu yerde ister öğretmen, ister başka bir memur olsun kendisine tevdi edilen bir görevi hakkıyla yerine getiren bir insan Allaha kulluğunun gereğini yerin getiriyor ve sevap kazanıyordur. Öyleyse kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısıyla, genciyle ve çocuğuyla birlikte bizler her birimiz Allah’ın mükellef kıldığı ve kendisine ibadet etmekle yükümlü olduğumuz bir takım sorumluluklarımız var. Bu sorumlulukları yerine getiren insan Allah’a hakkıyla kulluk yapmıştır. İman edenler hüsranda değil, imanına yaraşır bir hayat tarzı sürenler, salih amel işleyenler de aynı şekilde hüsranda ve kaybetmiş değillerdir.

“CAMİYE VE CEMAATE GELEN KİŞİ KÖTÜLÜK İŞLEMEZ, İŞLEMEMELİ”

Son iki maddemizde hakkı ve sabrı tavsiye edenlerdir. Bizler buradan hakkı tavsiye ediyoruz. İyiliği tavsiye ediyoruz, güzelliği tavsiye ediyoruz. İşte bu yaptığımız şey hem salih amel hem de özellikle birbirimizi kötülüklerden koruma yoludur. Bizler bu sabah namazlarındaki buluşmalarımızda, cuma buluşmalarımızda, kandil gecelerimizde yapmış olduğumuz konuşmalarımızda birbirimize hakkı tavsiye ediyoruz, iyiliği tavsiye ediyoruz. Çünkü camiye ve cemaate gelen kişi kötülük işlemez, işlememeli.

Şu program aslında normalde bizim her ay yapmış olduğumuz sabah namazı buluşması değil, gelecek hafta yine yapacağız inşallah. Bu program sadece birbirimize hakkı tavsiye etmenin bir yoludur. Özellikle KAYMEK’ten hizmet alan, MELMEK’ten hizmet alan kardeşlerim sizler sabah namazı buluşması yapalım, şehitlerimiz için dua edelim, ordumuzun muzafferiyete erişmesi ve terörle mücadelede Yüce Mevla’nın onları koruması için “Fetih” suresi olmak üzere Kur’an-ı Kerim’den ayetler okuyalım, hatimler okuyalım diye teklif getirdiniz. İşte bu teklifinizin sonuncunda hakkı tavsiye etmek üzere bir araya geldik.

Bir de sabrı tavsiye temek var. Sabır, başımıza herhangi bir bela ve musibet geldiği zaman, ona karşı tahammül göstergesidir. Diğer taraftan hak ve hakikat üzere sebat etmek de sabrın adıdır. Bu iki hususu şöylece açıklayabiliriz. Sabır denince aklımıza sadece şu geliyor. Yapmamız gereken bir şeyi yapmayarak sabrediyoruz. Hayır, bu sabır değildir. Sabrın Arapçadaki anlamlarından biri de ayak diremek demektir. Yani bilmiş olduğumuz hakikat üzere sabikadem olmak ve başımıza gelebilecek olaylara tahammül göstermek demektir.



Örnek verecek olursak son üç yıldır sınırlarımızın kıyısında bir terör örgütü sınırlarımızın öte tarafını tabiri caizse işgal etti. Özellikle sınır bölgemizdeki şehirlerimize, köylerimize ve kasabalarımıza bir taraftan taciz ateşi açılıyor, bir taraftan sıkıntılar yaşatılıyor. Bizler ülke olarak öncelikle tecenni ile hareket ettik, üç yıldır dostlarımız başta olmak üzere bütün dünyaya “burada bir terör örgütü var, bu terör örgütü ortadan kalkması ve aynı zamanda silahlardan arındırılması gerekiyor” dedik. Bu türlü zamanlarda aslında gerçek dostlarımızı ve düşmanlarımızı tespit edebiliriz. Ondan sonra baktık ki kendi göbeğimizi kendimiz kesmemiz gerekiyor. Kendi güvenliğimizi kendimiz korumamız gerekiyor ve bir adım attık. Öyleyse bu adım atmak hak ve hakikat üzerinde sabit olmak demektir. Bunun için sabredeceğiz, başımıza bir takım belalar geliyor. Şehitlerimiz, bu ülkenin vatan olduğunun en büyük delilidir.dinihaber.com Uğrunda ölen yoksa o toprak parçasına vatan demiyoruz. Elbette ki hiçbir askerimizin, polisimizin ve sivil kardeşimizin bölgede burnunun kanamasını istemeyiz, ancak bedel ödenmesi gerekiyorsa da bedelini öderiz. Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşında, 15 Temmuz’da nasıl ödediysek bugün de öderiz Allah’ın izniyle.

“BİR VE BERABER OLACAĞIZ, BİRBİRİMİZE HAKKI VE SABRI TAVSİYE EDECEĞİZ.”

Bu sebeple şu anda ülke olarak önemli bir süreçten geçiyoruz. Birbirimize sabrı tavsiye edeceğiz, birbirimizi hak yoldan ayrılmamak üzere doğru yola teşvik edeceğiz. Şu anda şehit olan kardeşlerimiz var. Biz şunu iyi bilelim ki vatan toprakları üzerinde ülkenin neresinde olursa olsun vatanını, milletini seven insanlar olarak kalbimiz ve gönlümüz o terörle mücadele eden kahraman kardeşlerimizin yanında, şu anda cemaatimizin içerisinde şehit ailelerimiz var, gazilerimiz var, şehit yakınlarımız var. Bir ve beraber olacağız, birbirimize hakkı ve sabrı tavsiye edeceğiz. Hak bildiğimiz yolda yürüyecek ve neticede yüce Mevla’nın bizler için takdiri ne ise ona rıza göstereceğiz. Bir taraftan da ülke olarak şu anda terörle mücadele eden ordumuza, güvenlik güçlerimize, askerimize ve polislerimize en içten dualarımızı göndereceğiz.

Beklide başımıza gelen bu türlü bela ve musibetler bizleri daha fazla birbirimize kenetliyor ve birlikte hareket edebilme ve millet olma şuurunu kalbimize daha fazla yerleştiriyor. Bu sebeple kıymetli kardeşlerim Peygamber Efendimiz (s.a.v.) diyor ki “ mümin bela ve musibet istemez ancak başına bir musibet gelecek olursa bir imtihanla da karşı karşıya gelecek olursa sabreder. Böylece yine Allah’ın sevabını ve rızasını kazanmış olur. Öyleyse “Asr” suresinden hareketle bütün insanlığın hüsranda olmuş olduğu şöylesi bir dönemde iman ederek imanımıza yaraşır salih ameller işleyerek dinihaber.comimanımızın gerektirmiş olduğu bir hayatı yaşayarak birbirimize hakkı ve sabrı tavsiye ederek bu dünya hayatını yaşamalıyız.” diyerek sözlerini tamamladı.

Kur’an-ı Kerim okunması sonrası Müftü Güven, Afrin'de önemli bir operasyona imza atan Kahraman Mehmetçik için dualar etti. Şehitlerimiz için rahmet dilendi ve gazilerimize acil şifalar temennisinde bulunuldu.

Düzenlenen programa İl Müftüsü Doç. Dr. Şahin Güven’in yanı sıra Enerji ve Tabi Kaynaklar Eski Bakanı ve Kayseri Milletvekili Taner Yıldız, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik, Kayseri Milletvekili İsmail Tamer, AK Parti İl Başkanı Hüseyin Cahit Özden, Melikgazi Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar, Hacılar Belediye Başkanı Doğan Ekici, sivil toplum kuruluşlarının kimi temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Hunat Camii'nde kılınan sabah namazı ve duaların ardından programa katılan vatandaşlara Büyükşehir Belediyesi tarafından çorba ikramı yapıldı.

Kaynak: Dinihaberler.com / Özel Haber