|
Konu Kimliği: Konu Sahibi KuM TaNeSi,Açılış Tarihi: 11 Mayıs 2009 (14:21), Konuya Son Cevap : 17 Kasım 2016 (13:47). Konuya 69 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
11 Mayıs 2009, 14:37 | Mesaj No:51 |
Durumu: Medine No : 5998 Üyelik T.:
02 Ocak 2009 | RE: Dev arşiv: A den Z eye Atasözleri ve açıklamaları
Mühür kimde ise Süleyman odur Hz Süleyman`ın peygamber ve hükümdar olduğunu belirten bir mührü vardı Bu yetki gücünün işareti olarak görülmüş, burdan hareketle söze şu anlam verilmiştir: Bir işte yetki kimde ise kuvvet ondadır, onun buyrukları geçer Mürüvvete endaze olmaz Yiğit, mert, iyiliksever, cömert olmanın ne ölçüsü, ne de sınırı vardır Kişi bu hasletlerini olabildiğince geniş ve sınırsız tutabilir; tuttuğu oranda da kendini değerli, eşsiz bir insan yapar Namaza meyli olmayanın kulağı ezanda olmaz Müslümanların günde beş kez yapmaları dince buyurulan ve dua okuyarak kıyam, rükû, sücut, kuut denilen beden durumlarını, kuralınca tekrarlayarak Yüce Allah`a edilen bir ibadettir namaz Buna salât da denir Namaza çağrı işareti de ezandır Namazı gerçekten kendine bir görev bilmiş olanlar, onun vaktini dört gözle beklerler ve onun çağrı işareti olan ezana da kulak verirler Namaz ve ezan arasındaki bu ilişkiden hareketle, atasözü şu anlamı vermek için söylenir: Kişi bir işin esasıyla ilgileniyor ve ona karşı istek duyuyorsa, o şeyin ayrıntılarıyla da ilgilenir; istemiyor ve ilgilenmiyorsa ayrıntılarıyla da uğraşmaz Ne doğrarsan aşına, o çıkar kaşığına Kişi, çalışma miktarına ve biçimine göre karşılık görür Çok ve iyi çalışan iyi, az ve kötü çalışan da kötü sonuçla karşılaşır Elde edilen verimin iyi veya kötü olmasında niyetin rolü de büyüktür Ne ekersen onu biçersin Nasıl davranırsan öyle karşılık görürsün Birine kötülük yapan ondan kötülük, iyilik yapan da iyilik görür Ne karanlıkta yat, ne kara düş gör İleride zarara uğrayıp üzülmek istemiyorsan, karşına çıkabilecek tehlikelere karşı şimdiden tedbir al Bk �Korkulu rüya görmekten� Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli Kişi ummadığı bir duruma ulaşabilir, varlıklı ve başarılı olabilir Bu duruma ulaşan kimse çok şımarmamalı, sağında solunda bulunan kimseleri küçük görmemeli, bu durumun sürüp gideceğini düşünmemelidir Yarın elinde olanı, bulunduğu konumu kaybedeceğini ve kötü duruma düşeceğini de hesaba katmalıdır Nerde birlik, orda dirlik Hangi yerde, toplumda duygu, düşünce ve inanç birliği varsa dirlik ve düzenlik de oradadır Orada insanlar mutlu, huzurlu, başarılı ve uyumlu bir hayat sürerler Nerde hareket, orda bereket Hareket olan yerde bolluk olur Çünkü orada devamlı iş, çalışma ve üretim vardır Üretimin olduğu yerde de yokluktan değil, bolluktan söz edilir ancak Ne verirsen elinle, o gider seninle Yaşadığı sürece yoksula, yetime, yolda kalmışa yardım eden, onları doyurup giydiren ve gözeten kimse, bunların karşılığını öbür dünyada alacaktır Hatta Yüce Allah, ona kat kat fazlasıyla verecektir Ne yavuz (azgın) ol asıl, ne yavaş (şaşkın, miskin) ol basıl Sertlikten kaçın, ona buna saldırıp kimseyi ezme, yoksa seni kötü biçimde cezalandırırlar Çok sessiz, uyuşuk, pısırık, korkak ve yumuşak da olma; yoksa seni hırpalayıp ezerler İkisinin ortası bir yol izle Nikâhta keramet vardır Nikâh evlenenleri sevgi bağıyla bağlar Daha önce tanışmadan evlenenler, evlendikten sonra anlaşır ve birbirlerini severler Bekâr durmaktansa evlenmek yeğdir Nisan yağmuru altın araba, gümüş tekerlek Mart`ta yağmaz, Nisan`da dinmezse Niyet hayır, akıbet hayır (selâmet) Bir şeyin yapılması önceden iyi niyetle istenip düşünülmüşse, o şeyin sonu hayırlı olur Kötü niyetle yapılan işten hayır gelmez |
11 Mayıs 2009, 14:37 | Mesaj No:52 |
Durumu: Medine No : 5998 Üyelik T.:
02 Ocak 2009 | RE: Dev arşiv: A den Z eye Atasözleri ve açıklamaları
Oduncunun gözü omçada, dilencinin gözü çömçede Kişiler iş, meslek ve durumlarına göre kendilerine gerekli olan şeylerin peşine düşerler; onları elde etmeye çalışırlar Olacakla öleceğe çare bulunmaz İnsanın kaderinde ne varsa o olur, bunu değiştirmek mümkün değildir Dünyada olup biten her şey Yüce Allah`ın kaza ve kaderine göre olur Dolayısıyla ölüm de insanın iradesinin dışındadır Eceli gelen, günü dolan ölür; bu mutlaka olacaktır, bunun önüne geçilemez Olan dört bağlar, olmayan dert bağlar Zengin, varlıklı kişi dilediği gibi yaşar; istediği gibi yer, içer; giyinir, kuşanır; rahatına rahat katar Ama yoksul kişi değil rahatına bakmak, geçimini temin edemediği için içten içe üzülür; acı çeker Olsa ile bulsayı ekmişler, hiç bitmiş (yel ile yuf bitmiş) İnsan başarılı sonuca boş söz ve hayalle değil, çalışarak ulaşır ancak Bu sebeple �bu iş böyle, şu iş şöyle olsa, şu şartlar yerine gelse� gibi sözler sarf etmekle insanın eline bir şey geçmez İnsan bir şey kazanmak istiyorsa hareket etmeli, çalışıp çabalamalıdır Ortak (kuma) gemisi yürümüş, elti gemisi yürümemiş Bir erkeğin hanımları birbirleriyle iyi-kötü anlaşabilirler, ama kardeşlerin hanımları birbirleriyle geçinemezler Osmanlı`nın ayağı üzengide gerek Bir devleti ayakta tutmak, yüzyıllar boyu yaşatmak, sınırları genişletmek, dini yaymak o kadar kolay bir şey değildir Ancak atalarımız bunu becermişlerdir Becerirken de sürekli hareket hâlinde olmuşlar, didinip çalışmışlar, dur durak bilmemişler, bir yere bağlanıp kalmamışlardır Onlar bilirlerdi ki, hareketsiz kalan, tembelleşen, bir yere bağlanıp kalan (yani ayağını üzengiden çeken) kişi, ne başarılı olabilir, ne de dirlik ve düzenliğini sağlayabilirdi Otu çek, köküne bak Bir kişinin kimliğini, nasıl birisi olup olmadığını öğrenmek için soyunu sopunu bilmek ve tanımak gerekir Otuz iki dişten çıkan, otuz iki mahalleye yayılır Ağızdan çıkan söz, çok çabuk duyulur; başkalarının diline düşer ve bir anda her tarafa yayılır Oturduğu ahır sekisi, çağırdığı İstanbul türküsü Kimi kişiler bulundukları yer ve şarta uymayan, ters düşen davranışlarda bulunur; kendilerini alay konusu ederler Oynamasını bilmeyen gelin yerim dar demiş Kimi beceriksiz, başarısız, kendisinden bekleneni veremeyen kişiler bazı bahanelerin arkasına saklanarak açıklarını kapatmaya çalışırlar Ödünç güle güle gider, ağlaya ağlaya gelir İleride geri alınmak şartıyla verilen para, eşya ya da herhangi bir mal her iki tarafı da mutlu eder Veren yardımcı olduğu, alan da ihtiyacını gördüğü için sevinir Ancak geri verme zamanı gelince bu sevinç kaybolur Çünkü çoklukla geri ödeme ya çok geç yapılır, ya da ödünç olarak verilen şeyin yıprandığı görülür Bu durum ödünç verenle, ödünç alanın arasını açar; dostlukları bozup zedeler Öfkeyle kalkan, zararla (ziyanla) oturur Öfkesine kapılarak iş gören sonunda güç duruma düşer Çünkü öfkeli, kızgın, sinirli insan iyi düşünemez, olup biteni iyi göremez, sonucu iyi hesaplayamaz Bu yüzden de yanlış iş yapar |
11 Mayıs 2009, 14:38 | Mesaj No:53 |
Durumu: Medine No : 5998 Üyelik T.:
02 Ocak 2009 | RE: Dev arşiv: A den Z eye Atasözleri ve açıklamaları
Öküze boynuzu yük değil İnsan, kendi yakınlarının işleri ile kendi işlerini yük saymaz Her ne kadar külfetmiş gibi görünüyorlarsa da, aslında yaptığı işler kişinin kendi yararınadır Bk �Koça boynuzu yük değil� Ölenle ölünmez Her canlının hayatı sona erer Bu kaçınılmaz bir sondur ve doğal karşılanmalıdır Çünkü ölüme çare bulunmaz Bu bakımdan yakınını kaybeden bir kimse, kendini tüketircesine üzülmemeli, sakin olup dövünmeyi bırakmalıdır Ne yaparsa yapsın, ne kadar üzülürse üzülsün öleni geri getiremeyecektir Ölmüş eşek, kurttan korkmaz Bazı sebeplerden ötürü çok sıkıntı ve acı çeken, felâket üstüne felâket görüp zarara uğrayan, kaybedecek bir şeyi kalmayan kimse, artık hiçbir şeyden korkmaz; ne tehlikeye aldırır, ne de tehdide Ölüm kalım (dirim) bizim için İnsan yaşadığı gibi her an ölebilir de Bu bakımdan öbür dünyayı da hesaba katmalı, ona göre davranmalı, dinin buyruklarını yerine getirmeli, bu dünyadaki işlerini de yarın öleceğini düşünerek bir yola koymalı insan Ölüm ile öç alınmaz Düşmanlarının ölümünden sevinç duymak veya böyle bir duyguya kapılmak insana yakışmaz Önce can, sonra canan İnsanlar bencil yaratıklardır Can da kıymetlidir Kaybedilmesi göze alınamaz Bu bakımdan büyük fedakârlık gerektirecek konularda önce kendilerini, sonra sevdiklerini ve yakınlarını düşünür insanlar Önce düşün, sonra söyle Ağızdan çıkan sözü değiştirmek ya da geri almak çok zordur Sarf edilen bir söz insanı güç durumda bırakabilir, zarara sokup pişman edebilir Bu sebeple bir sözü sarf etmeden önce dikkatlice düşünmeli, ne getirip götüreceği iyice tartılıp hesaplanmalıdır Öpülecek el ısırılmaz Saygı, sevgi, bağlılık gösterilecek ve teşekkür edilecek kimse incitilmemeli; sert ve kaba davranışa muhatap kılınmamalıdır Padişahın bile arkasından kılıç sallarlar Kendisinden çekinilen kimselerin yüzüne karşı bir şey diyemeyenler onu arkasından çekiştirirler, hakkında atıp tutarlar Çünkü hasmı karşısında değildir, arkasından konuşmak da kolaydır Papaz her gün pilâv yemez İnsanın önüne her zaman aynı nitelikte elverişli bir imkân çıkmaz Çünkü şart, zaman ve imkânlar sürekli değil, değişkendirler Para ile imanın kimde olduğu belli olmaz (bilinmez) İman her şeyden önce içsel, yani kalbî bir olaydır İnsanların imanlarını sözle dile getirmeleri mümkünse de, bunu çıkar için yapıyor olabilirler Dolayısıyla gerçekten kimin iman ettiğini bilmemiz imkânsızdır Para için de aynı şey söz konusudur Kimse kolay kolay parasının olduğunu söylemez, gizleme yoluna gider Kimi cimri olan ve yoksul bir hayat yaşayan insanların çok zengin, kimi cömert ve eli açık insanların da parasız olduğu çok görülmüştür Bu bakımdan para ile imanın kimde olduğu pek bilinmez Paranın yüzü sıcaktır Para çekicidir ve öyle kolayca geri çevrilemez Çünkü paranın gücü, pek çok maddî sorunu halleder Bu sebeple insanlar parayı görünce gevşer, ona kavuşma isteği duyar, kendisinden istenen işi de kolayca yapma eğilimi gösterir Para parayı çeker Elde para bulunursa onunla yeni paralar kazanılır Bilinen o ki, pek çok işte sermaye şarttır Sermayen ne kadar çoksa, o kadar büyük iş yapar ve o kadar da çok kazanırsın Parayı veren düdüğü çalar Para harcayan kimse istediğini elde edebilir İş yapabilir, yaptırabilir; satın alabilir, aldırabilir; hemen her istediği maddî şeye kavuşması mümkündür Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir Bir iş, durum ya da olayın nasıl sonuçlanıp sonuçlanmayacağı şimdiki gidişinden anlaşılıp belli olur Pilâv yiyen, kaşığını yanında (belinde) taşır Bir şeyden yararlanmak isteyen kişi, bunun için gereken aracı eli altında bulundurmalıdır Pilâvdan dönenin kaşığı kırılsın Yararlı bir şeyi elde etmek isteyen insan sonuna kadar uğraşıp didinmeli, direnmeli ve mücadele etmekten kaçınmamalıdır |
11 Mayıs 2009, 14:38 | Mesaj No:54 |
Durumu: Medine No : 5998 Üyelik T.:
02 Ocak 2009 | RE: Dev arşiv: A den Z eye Atasözleri ve açıklamaları
Püf demeye dudak ister Bir şeyi yapmak için kuşkusuz bilgi, beceri ve araç oldukça önemlidir Ancak bunlardan da önemlisi o işi yapma isteği, gücü ve cesaretidir Bunlar olmadan işin başarıya ulaşması zorlaşır Ramazanda yalan söyleyenin (oruç yiyenin) bayramda yüzü kara olur Gerçeği yalanla kapatmak mümkün değildir Bu bakımdan kişi yalan söyleyerek işlerini uzun süre yürütemez Söylediğinin yalan olduğu, asıl meselenin mahiyeti çok geçmeden anlaşılır Gerçek ortaya çıkar; işte o zaman, yalan söyleyerek işlerini yürüten kimse de utanır; kimsenin yüzüne bakamaz olur Rüşvet kapıdan girince iman bacadan çıkar Rüşvet, yaptırılmak istenilen bir işte kolaylık sağlanması için bir kimseye mal ve para olarak sağlanan çıkardır Dinimiz olan İslâm rüşvet alıp vermeyi haram kılmış, haksız bir kazanç olarak görmüştür Eğer inananlardan biri, Yüce Allah`ın buyruğuna uymayıp bu yasağı çiğnerse, büyük haksızlık etmiş olur; dolayısıyla imanını da kaybeder Rüzgâra tüküren kendi yüzüne tükürür İnsan kimle, ne ile mücadele edeceğini bilmelidir Karşı koyacağı şeyin gücü ne? Onunla ne kadar baş edebilir? Sonuç ne olabilir? Bütün bunları iyice tartmalıdır Eğer kişi gücünün üstünde bir güce saldırmaya, onunla boy ölçüşmeye kalkışırsa, sonuç alamaz; sonuç alamadığı gibi zararlı da çıkar, yıpranır Rüzgâr eken, fırtına biçer Kişi bir kötülük yaparsa, yaptığı kötülüğün çok daha kötüsü ile karşılaşır; büyük felâketlere uğrar, zarar görür Rüzgâr esmeyince yaprak kıpırdamaz (dal oynamaz) Meydana gelen her olayın, her durumun belli bir sebebi veya etkeni vardır Rüzgârın önüne düşmeyen yorulur Toplumun genel gidişatına, ilkelerine, değer yargılarına karşı çıkan, uymayıp ters yönde hareket eden kişi pek çok engellerle karşılaşır; yorulup yıpranır |
11 Mayıs 2009, 14:38 | Mesaj No:55 |
Durumu: Medine No : 5998 Üyelik T.:
02 Ocak 2009 | RE: Dev arşiv: A den Z eye Atasözleri ve açıklamaları
Sabah ola, hayır ola (gele) Sabah olsun, o vakte kadar işi belki düzelir Çünkü gündüz geceden daha hayırlıdır Bk �Akşamın hayrından sabahın şerri� Sabır acı ise de (acıdır) meyvesi tatlıdır Acı, yoksulluk, haksızlık gibi üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini bekleme erdemi gösteren ve direnen kişi, sonunda kârlı çıkar Çünkü Yüce Allah, sabredenlerle beraberdir; onları sabırları karşılığında mutlaka mükâfatlandıracaktır Sabreden derviş, muradına ermiş Hiç kimse amacına öyle birdenbire ve kolayca ulaşamaz İnsanın karşısına pek çok engel çıkabilir, uzun zaman beklemesi gerekebilir, başına türlü hâller gelebilir; işte bütün bunlara sabreden, direnişini yılmadan sürdüren kişi istediğine kovuşup ulaşabilir Sabreyle işine, hayır gelsin başına Bir iş yapmaya giriştiğinde karşına çıkan zorluklar sebebiyle kızıp öfkeye kapılmaz, acele edip gevşemez, azmini yitirmezsen başarı da, hayırlı sonuç da senin olur Sabrın sonu selâmettir Olan veya olacak tüm zorluklara göğüs geren, telâş ve öfkeye kapılmadan başına gelen felâketlerin geçmesini bekleyen, ses çıkarmadan bunları aşma erdemi gösteren kimse, sonunda esenliğe erecektir Saçın ak mı kara mı, önüne düşünce görürsün Acele etme, herhangi bir yargıya varma; sonucun ne olduğunu biraz sonra, iş bitince, kendi gözlerinle görüp anlarsın Sadık dost akrabadan yeğdir Dostluğu, bağlılığı gerçek ve içten olan dost, akrabadan daha iyi ve hayırlıdır Sefa ile yenen cefa ile kazanılır Kaygısız, sakin, zevk ve gönül rahatlığı içinde yenen para, sıkıntı çekilerek ve alın teri dökülerek kazanılmıştır Sağ baş yastık istemez Sağlığı yerinde olan bir insanın durup dururken yattığı pek görülmez Eğer yatmak istiyorsa, bilin ki o hastadır Sağ elinin verdiğini sol elin görmesin Birine yaptığın iyiliği gizli tut Herkesin gözü önünde yaparsan, yardım yaptığın kişiyi incitebilirsin Onun da bir onuru vardır, bil Dinimiz olan İslâm da zekât ve sadakaların verilmesinde bu gizliliğe uymayı emretmiştir Aslolan kişinin kendini gösterip övdürmesi değil, kendini göstermeden yardım yapıp yoksulu sevindirmesidir Sağır işitmez, uydurur (yakıştırır) 1 İşitme duyusundan yoksun, işitmeyen kimse, yakınında konuşulanları duymaz Ama konuşulanlara bakarak değerlendirmeler yapar, anladığını sanarak bir şeyler yakıştırıp karşılık verir 2 Bir olayın içyüzünü bilmeyen kimse, görünüşe göre bir sonuca varır; vardığı sonucu da doğru sanır Sağlık, varlıktan yeğdir Vücudun hasta olmaması, vücut esenliği her şeyden önemlidir Çünkü bir şeyin tadını alabilmek, bir şeyden gerektiği gibi yararlanabilmek için sağlıklı olmak şarttır Her şeyiniz var, ama ondan istifade edecek durumunuz yok Neye yarar? Sahipsiz eve it buyruk Issız eve it buyruk� Sakınılan göze çöp batar Üzerine çok düşülen şeyler daha çok kazaya ve zarara uğrar Olabileceği düşünülen kötü durumlara karşı önlem almak gereklidir, ancak orta bir yol izlemeli, aşırılığa düşülmemelidir Sakla samanı, gelir zamanı Gereksiz görülen, işe yaramaz kabul edilen şey günün birinde, ileride lâzım olabilir Bu sebeple önemsiz gördüğümüz şeyleri bir kenara atıp elden çıkarmamalı, onları saklamalıyız Sanat altın bileziktir Bir kenarda saklanan altın, günü gelince bozdurulup kullanılır Sanat da altın bilezik gibidir Günü gelir gerekli olur Bir sanata sahip kimse, sanatını uygulama alanına sokarak ondan geçimi için kazanç sağlar, yararlanır Dolayısıyla sanat, altın gibi değerini hiçbir zaman kaybetmez |
11 Mayıs 2009, 14:38 | Mesaj No:56 |
Durumu: Medine No : 5998 Üyelik T.:
02 Ocak 2009 | RE: Dev arşiv: A den Z eye Atasözleri ve açıklamaları
Sana taşla vurana, sen aşla vur (dokun) Sana sert, kaba, acımasız davranana, sen yumuşak davran; o incitiyorsa, sen incitme; kötülük ediyorsa, sen iyilik et Sanatını ustadan öğrenmeyen (görmeyen) öğrenemez Her işin, her sanatın kendine göre birtakım incelikleri vardır Çok çalışmak, kendi kendine çalışmakla bu incelikler öğrenilemez Bu incelikler, pek çok deneme yapmış ve tecrübe kazanmış ustadan öğrenilir ancak Çünkü usta denen kişi, kendinden öncekilerin tecrübelerinden yararlanan, sanatını gereği gibi öğrenip işinin sırlarını bilen kişidir Sana vereyim bir öğüt: Kendin ununu kendin öğüt Kişi, kendi işini kendisi yapmalıdır İşini başkasına bırakmazsa içi rahat eder, sıkıntıya düşmez Hem işi kolay yürür, hem de istediği gibi olur Sarımsağı gelin etmişler, kırk gün kokusu çıkmamış İnsanlar kötü yanlarını kolay kolay belli etmezler Bunun için haklarında yargıda bulunmakta acele etmemek gerekir Sayılı gün tez geçer Sayısı belli olan, bir işin yapılması için önemli ve az görülen belirli zaman süresi çok çabuk geçer Kişi işine öyle dalar ki, bugünlerin nasıl geçtiğinin farkına bile varmaz Sayılı koyunu kurt kapmaz Birine teslim edeceğiniz bir şeyi eğer sayarak, ölçerek ya da tartarak verirseniz, emanet alan kişi onu daha iyi korur; içinde bir kötülük varsa bile, sayılı olduğunu bildiğinden ötürü bundan vaz geçer; dikkatli olur Sebepsiz kuş bile uçmaz 1 Dünyada her şeyin olmasına veya bir hâlde bulunmasına yol açan bir sebep vardır Bu sebepleri de yaratan Yüce Allah`tır Sebeplerin sırrını da gerçek anlamda yalnız O bilir 2 Bir yardımcı, bir yol gösterici olmadan işler başarıya ulaşmaz Sel gider kum kalır (kişi ettiğini bulur) Geçici olanlara değil, kalıcı olanlara önem vermek gereklidir Hayatın akışı içinde yaşadığımız olayların, bulunduğumuz yerlerin, ilişki kurduğumuz insanların bir aslî olanları, bir de gelip geçici olanları vardır İşte bizim için bu aslî olanlar, kalıcı olanlardan daha önemlidir Sen ağa, ben ağa; bu ineği kim sağa? Kişi, üzerine düşen işten kaçmayıp onu yapmalıdır Herkes işini bir kenara bırakıp keyfini düşünürse işler ortada kalır, bir sonuç alınamadığı gibi iş düzeni de bozulur, karışıklık çıkar, tatsızlık başlar Sen işlersen mal işler, insan öyle genişler Mal-mülk edinmenin, para kazanmanın yolu çalışmaktır İnsan ne kadar çok çalışırsa, o kadar da çok kazanır; gittikçe de zenginleşir, rahat bir hayata kavuşur Sen işten korkma, iş senden korksun Bir işi başarmada azim ve cesaret çok önemlidir Eğer girişeceğin işi gözünde büyütür, bunun altından kalkamam diye korkar, azmini yitirirsen başarılı olamazsın Korkma, cesaretle işin üstüne üstüne git, bak nasıl iyi bir sonuç alacaksın Serçeden korkan darı ekmez Tehlikeleri gözünde büyüterek işe girişmekte çekingen davranan kimse, amacına ulaşamaz Unutulmamalıdır ki, her işin kendine göre zor bir yanı vardır Amacına kavuşmak isteyen de bunları göze almalıdır Sermayen bir yumurta ise taşa çal Sermaye, bir işin kurulup yürütülmesi için gerekli olan, önemi büyük bir güven kaynağıdır Eğer bu kaynak işe yaramayacak, seni yarı yolda bırakacak kadar küçük ve önemsizse, o işten hemen vazgeçmelisin; ona bel bağlayıp yola çıkarsan sonunda zarar görür, pişman olursun Sevda geçer yalan olur, sonra sokar yılan olur Tutku hâlini almış aşırı sevgi, başlangıçta sevenleri birbirine bağlayan güçlü bir bağdır Karşılıklı sevgi bittiği anda bu bağ kopar; tutkuya dönüşmüş olan sevgi de kısa zaman sonra yerini karşıtı olan nefrete bırakır, taraflara büyük zarar verici odak hâline gelir |
11 Mayıs 2009, 14:39 | Mesaj No:57 |
Durumu: Medine No : 5998 Üyelik T.:
02 Ocak 2009 | RE: Dev arşiv: A den Z eye Atasözleri ve açıklamaları
Seyrek git sen (sıkça varma) dostuna, kalksın ayak üstüne Dostumuz da olsa, sık sık yanına giderek kişiyi rahatsız etmek doğru değildir Onu bezdirmemek, kendimizden soğutmamak, gittiğimizde de yakın ilgi görmek ve lâyıkıyla ağırlanmak istiyorsak, ziyaretlerimizi uzun zaman aralıklarıyla ve arada sırada yapalım Sıçan çıktığı deliği bilir Yasalara aykırı, yolsuz, gizli bir iş yapan kimse, kalkıştığı bu eylemin doğuracağı sonuçları önceden enine boyuna hesaplar; yakayı ele vermemek, yakalanmamak için gerekli önlemleri alır; nereye, ne zaman ve nasıl kaçacağını bilir Sıçan geçer yol olur Küçük ve basit de olsa, olumsuz ya da kötü bir işin yapılmasına izin verilmemelidir Eğer bir kez izin verilirse, sürekli yapılmaya başlar ve alışkanlık hâline gelir Bu giderek gelenekleşir ve pek çok kimse o zararlı yolu takip eder Sinek küçüktür ama mide bulandırır Önemsiz, küçük gibi görünse de, kötü ve olumsuz bir şey insan üzerinde iyi bir etki bırakmaz Sinek pekmezciyi tanır Çıkarını kollayan, kendini düşünen, işinin ehli olan kimse, kimden yararlanacağını iyi bilir Soğanın acısını yiyen bilmez doğrayan bilir Bir işteki güçlüğü, çekilen sıkıntıyı, o işin içinde olanlar, o işi başarmaya çalışanlar bilir; işin sadece sonucundan yararlananlar ise bundan habersizdirler Sona kalan dona kalır Bir işin yapılmasında geç kalan, zamanını kullanamayan kimse istediği şeyi elde edemez Son pişmanlık fayda vermez İş işten geçtikten sonra pişman olmanın bir yararı yoktur Önemli olan bir zarara uğramadan önce, yapılacak işe iyi düşünerek, tedbir alarak girmek ve kötü bir sonla karşılaşmamaya çalışmaktır Sonradan gelen devlet, devlet değildir Kişi yaşlandıktan sonra gelen zenginlik işe yaramaz Çünkü zengin, varlıklı olmanın tadı ancak gençlikte çıkarılır Soran yanılmamış İnsanoğlu her şeyi bilemez Pek çok bilgiye sahip olan kimsenin bile bilmediği pek çok şey vardır Bu sebeple bir işe girişmeden önce, yanılgıya düşmemek ve yanlışa sapmamak için o iş konusunda birilerine soru sormak, onlardan bilgi almak son derece gereklidir Sora sora Bağdat bulunur İnsan sora sora bilmediği işleri ve çok uzak yerleri bile öğrenip bulabilir Sorma kişinin aslını, sohbetinden bellidir Bir kişinin kim olduğunu, soyunu sopunu öğrenmenin bir gereği yoktur Onu tanımak, karakteri hakkında bilgi edinmek istiyorsan konuşmasına, fikirlerine, inançlarına, hâl ve hareketlerine bak; bu sana yeterli ipuçlarını verir Söyleyenden dinleyen arif gerek 1 Çok söz söylemek yerine çok dinlemek daha iyidir Çünkü öğrenmenin en önemli yollarından biri de dinlemektir Ayrıca çok konuşanın çok hata yaptığı da ortadadır 2Kimi konuşmacılar üstü kapalı, sanatlı ve derin anlamlı konuşurlar Bu durumda söylenenlerin anlaşılması, dinleyenin bilgi ve anlayış yeteneğine bağlı kalır Dinleyen, ne denmek istendiğini çaba göstererek anlamalıdır Söz ağızdan çıkar Faziletli, dürüst, ahlâklı ve mert kişi ağzından çıkan sözü bilir; ona bağlı kalır, verdiği sözden dönmez ve onun gereğini yerine getirir Söz gümüşse, sükût altındır Konuşmak her ne kadar iyiyse de, susmak bazen konuşmaktan daha iyi sonuç verir Öyle ki, hiç ummadığı zamanda bile kişinin sarf ettiği sözler başına iş açabilir; onu zor duruma sokabilir Sözünü bil, pişir; ağzında der, devşir Söyleyeceği sözün ne anlam taşıdığını, ne gibi sonuçlara yol açacağını düşünmeli; derleyip toparlamalı, ondan sonra söylemelidir insan Eğer söz ağza geldiği gibi, bir tartıdan geçirilmeden söylenirse insanın başına umulmadık dertler açabilir Söz var iş bitirir, söz var baş yitirir Sözün insan üzerindeki etkisi tartışılmaz İyi, güzel, akıllıca ve yerinde söylenmiş sözler çoklukla insanlar üzerinde olumlu etkiler bırakır; inandırıcı, kabullendirici, yumuşatıcı bir rol oynayarak rayından çıkmak üzere olan işleri bir düzene sokar Bunun yanında, kimi kırıcı, kaba, sert, düşünülmeden söylenmiş, ölçüsüz sözler de kimi tepkilere yol açar; anlaşmazlıklara, kavgalara sebep olur; işler çıkmaza girer, giderek büyür ve kimilerinin ölümüne bile sebep olur Su akarken testiyi doldurmalı İnsan eline geçen fırsatları değerlendirmeli, karşısına çıkan imkânlardan yararlanmasını bilmeli, mümkün olduğunca mal-mülk edinmeli, geleceğini güvence altına almalıdır Çünkü her zaman uygun bir fırsat yakalaması mümkün olmayacaktır Su bulanmayınca durulmaz Kimi iş, konu, olay ya da durumlar pek çok tartışma, çekişme ve mücadeleden sonra aydınlığa kavuşur Hemen herkes niyetini açığa vurur, fikrini söyler, söylenmedik bir şey kalmaz, sonunda mesele çözülür ve iş yoluna girer Su bulununca (görülünce) teyemmüm bozulur Bir zorunluk dolayısıyla yapılmakta olan bir işin, bu zorunluk ortadan kalkınca gereği gibi yapılmak için yeni baştan ele alınması gerekir Bir başka deyişle, işimizde kullanacağımız asıl şey elimize geçince, daha önce onun yerine koyduğumuz benzerinin bir hükmü ya da değeri kalmaz |
11 Mayıs 2009, 14:39 | Mesaj No:58 |
Durumu: Medine No : 5998 Üyelik T.:
02 Ocak 2009 | RE: Dev arşiv: A den Z eye Atasözleri ve açıklamaları
Su küçüğün, söz (sofra) büyüğün Öncelikle büyükler sayılmalı, küçükler de korunmalıdır Geleneklerimiz ve dinimiz, korunmada önceliği çocuğa vermiştir; çünkü çocuk daha güçsüz ve dayanıksızdır Saygıda ise önceliği büyüklere vermiştir, çünkü çocuğun bütün ihtiyaçlarını karşılayan odur Su testisi su yolunda kırılır Bir kişi amaç edindiği işte veya ülküde, tuttuğu yolda çeşitli engellerle karşılaşır; kazaya uğrar, zarar görür, hatta ölür de Su uyur, düşman uyumaz Kimi akar sular vardır ki sanki akmıyormuş, durgunmuş gibi görünür Buna asla kanmamak gerekir Çünkü durgun akan sular daha ziyade tehlikeli olanlardır, asıl akış ve hareket diptedir Düşman ise bundan daha tehlikelidir Ona karşı her zaman çok dikkatli ve uyanık davranmak gerekir Çünkü ne zaman harekete geçeceği, ne yapacağı belli olmaz Unutulmamalıdır ki, düşman fırsat düşkünüdür, fırsatı kollar Suyun yavaş akanından, insanın yere bakanından kork Adamın yere bakanından� Sükût ikrardan gelir Susmak kabul etmek demektir Bir kişi, kendisine yapılan suçlamalara karşı itiraz etmiyor, kendisine yapılan tekliflere ses çıkarmıyorsa, bu �evet, kabul ettim� demek anl----- gelir Sürüden ayrılanı (ayrılan kuzuyu, koyunu) kurt kapar (yer) Herkesin tuttuğu yolu bırakıp ayrı bir yol tutturanlar, herkesin yaptığını yapmayanlar, ya da arkadaşlarının yardımıyla yapılan bir işten ayrılanlar büyük zarara uğrarlar Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer Bir olaydan gerekli dersi alan, zarar gören kimse, ona benzer bir işle karşılaştığında uyanık davranır; tedbirli olur Şahin, sinek avlamaz Yüce amaçlar peşinde koşan ve kendini ona lâyık gören kimseler küçük, önemsiz, değersiz şeylerin ardına düşüp de vakit geçirmezler Şakanın sonu kakadır El veya dil ile yapılan şakadan, eninde sonunda hoş olmayan bir durum veya kavga çıkar Şap ile şeker bir değil Dış görünüşleri bakımından kimi nesne ve varlıklar birbirlerinin aynı görünürler Oysa özde ve nitelikte birbirlerinden çok farklıdırlar Şeriatın kestiği parmak acımaz Şeriat, Kur`an`daki ayetlerden, Hz Peygamber`in sözlerinden çıkarılan dinî temellere dayanan Müslümanlık kanunları, yani İslâm hukukudur Bu kanunların karşısında herkes eşittir, ayrımcılık yapılmaz Buradan yola çıkılarak ata sözü şu anlamda gelişmiştir: Kanunların uygun gördüğü cezaya katlanılır; bu durumu, zarar gören kişi de saygıyla karşılar Şeytanın dostluğu darağacına kadardır Kimi insanlar vardır ki, tıpkı şeytan gibidirler Kurnaz, düzenbaz, alçak ve kötü niyetlidirler Bunlar kimilerini çıkarları için türlü yollara iterler, kandırıp yoldan çıkarırlar, tehlikeli işlere bulaştırırlar Bütün bunları yaparken kendisi ile beraber olduklarını söylerler ama belâ ve felâketlerle karşılaştıklarında, ölümle burun buruna geldiklerinde onu hemen terk ederler Şeytanla kabak ekenin, kabak başına patlar Kötü, alçak, düzenbaz, kurnaz biri ile ortak bir işe girenin başına türlü felâketler gelir; oynadıkları oyundan en çok zarar eden o olur Şimşek çakmadan gök gürlemez Kimi önemli olaylar meydana gelmeden, bir gürültü kopmadan önce bazı belirtileri görülür Şöhret afettir Herkesçe bilinme, tanınma ve bir üne kavuşma insanın lehineymiş gibi görünüyorsa da aslında daha çok aleyhinedir Şöyle ki: Kişi belki şöhreti sayesinde kimi maddî imkânlara kavuşabilir ama kaybettikleri daha fazladır Çok ünlenmek insanı kibirli yapar, insana ne olduğunu unutturur, yavaş yavaş gerçek dostlarını kaybeder Herkesin dikkati üzerinde olduğu için doğal ve özgür bir şekilde yaşayamaz, aşırı ilgiler onu sürekli rahatsız eder, dolaylı olarak kimi istekler ve baskılarla karşılaşır, bütün bunlar onu sıkıntıya ve bunalıma sürükler, huzuru kalmaz, sunî bir hayatın esiri olur |
11 Mayıs 2009, 14:39 | Mesaj No:59 |
Durumu: Medine No : 5998 Üyelik T.:
02 Ocak 2009 | RE: Dev arşiv: A den Z eye Atasözleri ve açıklamaları
Su küçüğün, söz (sofra) büyüğün Öncelikle büyükler sayılmalı, küçükler de korunmalıdır Geleneklerimiz ve dinimiz, korunmada önceliği çocuğa vermiştir; çünkü çocuk daha güçsüz ve dayanıksızdır Saygıda ise önceliği büyüklere vermiştir, çünkü çocuğun bütün ihtiyaçlarını karşılayan odur Su testisi su yolunda kırılır Bir kişi amaç edindiği işte veya ülküde, tuttuğu yolda çeşitli engellerle karşılaşır; kazaya uğrar, zarar görür, hatta ölür de Su uyur, düşman uyumaz Kimi akar sular vardır ki sanki akmıyormuş, durgunmuş gibi görünür Buna asla kanmamak gerekir Çünkü durgun akan sular daha ziyade tehlikeli olanlardır, asıl akış ve hareket diptedir Düşman ise bundan daha tehlikelidir Ona karşı her zaman çok dikkatli ve uyanık davranmak gerekir Çünkü ne zaman harekete geçeceği, ne yapacağı belli olmaz Unutulmamalıdır ki, düşman fırsat düşkünüdür, fırsatı kollar Suyun yavaş akanından, insanın yere bakanından kork Adamın yere bakanından� Sükût ikrardan gelir Susmak kabul etmek demektir Bir kişi, kendisine yapılan suçlamalara karşı itiraz etmiyor, kendisine yapılan tekliflere ses çıkarmıyorsa, bu �evet, kabul ettim� demek anl----- gelir Sürüden ayrılanı (ayrılan kuzuyu, koyunu) kurt kapar (yer) Herkesin tuttuğu yolu bırakıp ayrı bir yol tutturanlar, herkesin yaptığını yapmayanlar, ya da arkadaşlarının yardımıyla yapılan bir işten ayrılanlar büyük zarara uğrarlar Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer Bir olaydan gerekli dersi alan, zarar gören kimse, ona benzer bir işle karşılaştığında uyanık davranır; tedbirli olur Şahin, sinek avlamaz Yüce amaçlar peşinde koşan ve kendini ona lâyık gören kimseler küçük, önemsiz, değersiz şeylerin ardına düşüp de vakit geçirmezler Şakanın sonu kakadır El veya dil ile yapılan şakadan, eninde sonunda hoş olmayan bir durum veya kavga çıkar Şap ile şeker bir değil Dış görünüşleri bakımından kimi nesne ve varlıklar birbirlerinin aynı görünürler Oysa özde ve nitelikte birbirlerinden çok farklıdırlar Şeriatın kestiği parmak acımaz Şeriat, Kur`an`daki ayetlerden, Hz Peygamber`in sözlerinden çıkarılan dinî temellere dayanan Müslümanlık kanunları, yani İslâm hukukudur Bu kanunların karşısında herkes eşittir, ayrımcılık yapılmaz Buradan yola çıkılarak ata sözü şu anlamda gelişmiştir: Kanunların uygun gördüğü cezaya katlanılır; bu durumu, zarar gören kişi de saygıyla karşılar Şeytanın dostluğu darağacına kadardır Kimi insanlar vardır ki, tıpkı şeytan gibidirler Kurnaz, düzenbaz, alçak ve kötü niyetlidirler Bunlar kimilerini çıkarları için türlü yollara iterler, kandırıp yoldan çıkarırlar, tehlikeli işlere bulaştırırlar Bütün bunları yaparken kendisi ile beraber olduklarını söylerler ama belâ ve felâketlerle karşılaştıklarında, ölümle burun buruna geldiklerinde onu hemen terk ederler Şeytanla kabak ekenin, kabak başına patlar Kötü, alçak, düzenbaz, kurnaz biri ile ortak bir işe girenin başına türlü felâketler gelir; oynadıkları oyundan en çok zarar eden o olur Şimşek çakmadan gök gürlemez Kimi önemli olaylar meydana gelmeden, bir gürültü kopmadan önce bazı belirtileri görülür Şöhret afettir Herkesçe bilinme, tanınma ve bir üne kavuşma insanın lehineymiş gibi görünüyorsa da aslında daha çok aleyhinedir Şöyle ki: Kişi belki şöhreti sayesinde kimi maddî imkânlara kavuşabilir ama kaybettikleri daha fazladır Çok ünlenmek insanı kibirli yapar, insana ne olduğunu unutturur, yavaş yavaş gerçek dostlarını kaybeder Herkesin dikkati üzerinde olduğu için doğal ve özgür bir şekilde yaşayamaz, aşırı ilgiler onu sürekli rahatsız eder, dolaylı olarak kimi istekler ve baskılarla karşılaşır, bütün bunlar onu sıkıntıya ve bunalıma sürükler, huzuru kalmaz, sunî bir hayatın esiri olur |
11 Mayıs 2009, 14:39 | Mesaj No:60 |
Durumu: Medine No : 5998 Üyelik T.:
02 Ocak 2009 | RE: Dev arşiv: A den Z eye Atasözleri ve açıklamaları
Tan yeri ağarınca hırsızın gözü kararır Doğru olmayan yollara başvurarak çıkar sağlayan, gizli kapaklı işler çeviren kişi, bu kirli ve karanlık işleri çevirmesine imkân sağlayan şartlar ortadan kalkınca şaşırır; ne yapacağını bilemez olur, iş yapamaz hâle gelir Tarlanın iyisi suya yakın, daha iyisi eve yakın Ekilen tarla yeterince sulanırsa daha fazla ürün verir Eğer tarla suya yakınsa hem kolay, hem de çok sulanma imkânı doğar Bu durum da tarlayı değerli kılar Bu tarla bir de eve yakınsa daha da kıymetli olur Çünkü bir yandan tarlaya olan ulaşım, bir yandan tarlanın bakımı, bir yandan da tarlanın korunması kolaylaşmış olur Tarlada izi olmayanın, harmanda yüzü olmaz Emeksiz, çabasız verim düşünülemez Tarlasını gerektiği gibi sürmeyen, işleyip çapalamayan, gübresini zamanında vermeyen, sulayıp yabancı otlardan temizlemeyen kişinin tarladan ürün beklemeye hakkı yoktur Tarlaya saban, sürüye çoban Bir tarla iyi sürülür ve işlenirse istenen ürünü verir Sabanın girmediği tarla kısa bir süre sonra yozlaşıp çoraklaşır, ekilemez olur Bunun gibi bir sürüden de verim bekleniyorsa, onu iyi bir çobana teslim etmelidir Çünkü iyi bir çoban, sürünün nerede besleneceğini, bakımının nasıl yapılacağını bilir Taşa çıkan keçinin, ağaca çıkan oğlağı olur Bk �Ağaca çıkan keçinin, dala bakan� Taş düştüğü yerde ağırdır (Taş yerinde ağırdır) Herkes, her şey kendi çevresinde önem taşır Çünkü kişi bulunduğu yerde tanınmış, kendisine bir çevre edinmiş, hatırı sayılır bir yere gelmiştir Yabancısı olduğu bir yerde yeterince tanınmadığı gibi kıymeti de bilinmez Taşıma (dökme) su ile değirmen dönmez Bir işin yapılmasında güç, emek ve sermaye çok önemlidir İşi yapacak olan bunlardan yoksunsa, başkalarının küçük katkılarıyla, derme çatma yardımlarıyla sürekli ve büyük bir işi yürütemez Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır Sert ve kırıcı olmayan, yumuşak, hoşa giden, gönül alıcı, okşayıcı, etkileyici, inandırıcı ve yerinde söylenmiş söz insanın hoşuna gider; bu söz en azgın kişinin bile inadını kırar, onu yumuşatır ve yola getirir Tatlı ye, tatlı söyle (konuş) Kırıcı, üzücü, incitici konuşmalardan sakın; güzel, hoşa giden bir dil kullan; yerinde ve inandırıcı konuş ki karşındaki memnun olsun; sen de sevil ve sayıl Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış İstediği etkiyi yapmaktan çok uzak kalan kişi küser, darılır; ne var ki; karşısındaki kişi, onun bu durumunu bilip anlamaz Tayfanın akıllısı, geminin dümeninden uzak durur Kendini bilen, sorumluluk sahibi, akıllı kişi altından kalkamayacağı, beceremeyeceği işlerin idaresinden uzak durmaya çalışır O bilir ki, bunun aksine bir hareket hem kendini, hem de başkalarını zarara uğratır Tebdil-i mekânda ferahlık vardır Bulunduğu yeri veya çevreyi kimi zaman değiştirmek, daha değişik yerleri görüp gezmek insanın sıkıntısını giderir; ona rahatlık, ferahlık verir Tek kanatla kuş uçmaz Kimi işler vardır ki, yardımcısız, araç-gereçsiz yapılamaz İşin iyi ve olumlu sonuç vermesi için bunlar mutlaka gereklidir Tekkeyi bekleyen çorbayı içer Bir işin başarılmasında türlü sıkıntılara katlanıp sabretme, azim ve gayret gösterme, uzun süre çalışıp emek verme son derece önemlidir Bütün bunları yerine getiren kişi, eninde sonunda bu davranışının yararını görür; bir mükâfata mutlaka kavuşur Tembele iş buyur, sana akıl öğretsin İş görmeyi, çalışmayı sevmeyen; çaba göstermekten, sıkıntıdan kaçan kimse, kendisinden bir konuda yardım istendiğinde, yardım edeceği yerde çözüm yolları gösterir ve işten kaçmaya çalışır Terazi var, tartı var; her şeyin bir vakti var Hemen her şeyin, her işin bir ölçüsü ve zamanı vardır Eğer bunlara dikkat edilmezse işler yolunda gitmez, karışıklık baş gösterir, hayat alt-üst olur, düzen gerektiği gibi kurulamaz |
Konuyu Toplam 5 Kişi okuyor. (0 Üye ve 5 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Islam ülkeleri geniş arşiv | Medine-web | İslam/Dinler/Mezhepler | 2 | 19 Temmuz 2020 18:39 |
50 bin arşiv belgesi ile Said Nursi'yi anlatıyor | EyMeN&TaLhA | Risale_i Nur (Said Nursi) | 0 | 03 Mart 2015 09:59 |
Çizimli Kur'an Açıklamaları | FECR | Videolar/Slaytlar | 12 | 12Haziran 2014 08:23 |
E Kitap Arşiv indir | enderhafızım | Kitaplar/Kütüphane | 0 | 02 Kasım 2012 18:32 |
Çin Atasözleri | KEVİR | Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler | 0 | 01 Ağustos 2008 12:22 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|