|
Konu Kimliği: Konu Sahibi KuM TaNeSi,Açılış Tarihi: 11 Mayıs 2009 (14:21), Konuya Son Cevap : 17 Kasım 2016 (13:47). Konuya 69 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
11 Mayıs 2009, 14:40 | Mesaj No:61 |
Durumu: Medine No : 5998 Üyelik T.:
02 Ocak 2009 | RE: Dev arşiv: A den Z eye Atasözleri ve açıklamaları
Tereciye tere satılmaz Birine çok iyi bildiği bir şey öğretilemez, bir konuda bilgi verilemez Böyle bir şeye kalkışan ya da çalışan kendisini gülünç duruma sokar Terzi kendi söküğünü dikemez İnsanlar başkalarına yaptıkları hizmetleri kendilerine gelince çoğu kez savsaklarlar, ya da yapmaya zaman ve fırsat bulamazlar Testiyi kıran da bir, suyu getiren de İyilik ödülsüz, kötülük de cezasız kalır; yahut her ikisi eşit tutulur da aralarında bir fark gözetilmezse adaletsiz davranılmış olur Bu durum da düzeni bozar, yönetimin iflâsına neden olur Teşbihte (temsilde) hata olmaz Kimi zaman yapılan benzetmeler çirkin ve kaba da olsalar söze güç katmak için yapılırlar Dolayısıyla bunların söz arasında kullanılmasından kimse alınmamalıdır Tevekkelin (tevekküllünün) gemisi batmaz (eşeğini kurt yemez) Tedbirini aldıktan sonra fazla titizlikten uzak duran, her şeyi artık Yüce Allah`a bırakıp boyun eğen kimsenin malına, işine zarar gelmez Tırnağın varsa başını kaşı Kendi bilgi, beceri ve imkânın varsa, bunlara da güveniyorsan bir işe giriş; yoksa vaz geç Bil ki, kimseden kimseye hayır yoktur; başkalarından kolay kolay yardım da gelmez, gelse de pek bir işe yaramaz Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkânıdır Meslek veya alışkanlık gereği olan bir sonuçtan kaçınılmaz Daha önce kopup ayrılmış olsa da, kişi bağlı olduğu çevreye, işe veya bir alışkanlığa eninde sonunda, şu ya da bu sebepten ötürü döner Tilki tilkiliğini bildirinceye kadar post elden gider 1 İşlemediği hâlde suçlu görülen kimse, suçsuz olduğunu kanıtlayıncaya kadar yeterince ceza çeker 2 Kurnaz ve düzenbaz kimse, sahasında ne kadar hünerli olduğunu gösterinceye kadar, kendisinden daha hilekâr birinin tuzağına düşer Tilkiye, �Tavuk kebabı yer misin?� diye sormuşlar; �Adamı güldürmeyin� diye cevap vermiş Bir kimseye düşkün olduğu, çok sevip özlediği, elde etmek için yanıp tutuştuğu bir şeyi, �İster misin? Arzu eder misin?� diye sormak son derece yersiz, hatta abes ve gülünçtür Tok, acın hâlinden bilmez (Var ne bilsin yok hâlinden) Para, mal gibi şeyleri elde etmiş; açlığını gidermiş ve bunlara doymuş olanlar, yoksulların çektikleri sıkıntıyı, içine düştükleri geçim darlığını anlamazlar Toprağı işleyen, ekmeği dişler Emeksiz yemek olmaz Çalışmayan, bir uğraş vermeyen, alın teri dökmeyen kişi verim elde edemez Tuz, ekmek hakkını bilmeyen kör olur Birinin ekmek yedirip iyilik ettiği kimse, bütün bunlara karşılık üzerinde hakkı bulunan insana karşı nankörlük edip hıyanet içinde olursa başına türlü felâketler gelir Türk karır, kılıcı karımaz Türk insanı ihtiyarlar ama mücadele gücünden, direnme azminden bir şey kaybetmez Türkün aklı sonradan gelir Yaratılışı gereği saf, samimî, dürüst ve merttir Türk insanı Art düşüncelerden uzak kaldığı gibi, içten pazarlıklı da değildir Bunun için olsa gerek, giriştiği bir işte pek hesap-kitap yapmaz; çıkarını hemen öyle aklına getirmez Öte yandan bir olay karşısında ne yapmak gerektiğini de hemen düşünemez Dolayısıyla kendisi için hazırlanan kimi tuzaklara düşmekten kurtulamaz Bir süre sonra aklı başına gelir, işin iç yüzünü anlar, doğru yolu bulur ama iş işten de geçmiş olur |
11 Mayıs 2009, 14:40 | Mesaj No:62 |
Durumu: Medine No : 5998 Üyelik T.:
02 Ocak 2009 | RE: Dev arşiv: A den Z eye Atasözleri ve açıklamaları
Ucuz alan pahalı alır (pahalı alan aldanmaz) Ucuz alınan mal genellikle kötü, dayanıksız ve çürük maldır Kolay yıpranır, eskir ve çabuk atılır İster istemez yerine yenisinin alınması zorunlu olur, tekrar masrafa girilir Dolayısıyla pahalıya alınmış gibi olur Ucuz etin yahnisi yenmez (tatsız olur) Ucuza alınan, maledilen şeylerde nitelik bulunmaz; ya çürük, ya kötü, ya da hilelidir Bu sebeple, bu tür mallardan istenildiği gibi fayda sağlanamaz Ucuzdur vardır illeti, pahalıdır vardır hikmeti Bir malın fiyatı niteliğine göredir Bu sebeple ucuz şeylerin ucuzluğuna tamah etmemeli, pahalı şeylerin de pahalılığından korkmamalıdır Çünkü ucuz olan çürük, kötü ve dayanıksız olur çoklukla; pahalı olan da kaliteli, değerli ve sağlamdır Ulular köprü olsa basıp geçme Erdemli, büyük ve yaşlı kimselere karşı daima saygılı ol, hürmette kusur etme, onları incitecek davranışlardan kaçın Çünkü onlar gerek yaşları, gerek tecrübeleri, gerekse erdemleri bakımından buna lâyıktırlar Ulu sözü dinlemeyen, uluyakalır Büyüklerin, erdemli kişilerin uzun tecrübelere dayanan sözlerine ve uyarılarına kulak asmayan kimse, türlü çıkmazlarla karşılaşır ve sonunda sızlanıp durur Ummadığın taş baş yarar Küçük ve önemsiz görülen kişi ya da nesneler, çoğu kez büyük etkiler yaparlar; umulmadık işler görürler Umut, fakirin ekmeğidir Sıkıntı içinde bulunan, yokluk çeken yoksul kişi, içinde bulunduğu durumdan bir gün kurtulacağını, bolluğa ve rahata kavuşacağını umar ve bu umuşdan doğan güven duygusuyla yaşamaya çalışır Ustanın çekici bin altın Usta kişi, bir zanaatı uzun denemeler sonucu gereği gibi öğrenmiş olan ve kendi başına yapabilen kimsedir İşinin hemen tüm inceliklerini kavramıştır Bu bakımdan pek çok kimsenin uğraşıp da yapamadığı işi kolayca yapıverir o Dolayısıyla onun çok küçük gibi görülen emeği bile oldukça kıymetlidir Uşağı işe koş, sen de ardına düş Bk �Çocuğa iş buyur,� Utanma pazar, dostluğu bozar Yakın tanıdıklar arasında yapılan alış verişte, taraflar birbirlerinden utanıp sıkılırlar ve gerçek niyetlerini ayıp olur düşüncesiyle söyleyip ortaya koyamazlar Ancak bu durum çok geçmeden anlaşmazlıklara, tartışmalara sebep olur; dostluğu zedeleyip bozar Uyuyan yılanın kuyruğuna basma (basılmaz) Şimdilik zararı dokunmayan kötü bir kimsenin yeni bir kötülük yapmasına fırsat vermek doğru değildir |
11 Mayıs 2009, 14:41 | Mesaj No:63 |
Durumu: Medine No : 5998 Üyelik T.:
02 Ocak 2009 | RE: Dev arşiv: A den Z eye Atasözleri ve açıklamaları
Üçlenmemiş eken, olmamış biçer Her işin belirli bir yapılma biçimi ve ortamı vardır Gerekli şartları yerine getirilmeden yapılan işlerden verimli sonuç alınamaz Ürümesini (ürmesini) bilmeyen köpek (it), sürüye kurt getirir 1 Beceriksiz kimseler iyilik yapayım derken çoklukla hem kendilerini, hem de başkalarını zarara sokarlar 2 Neyi, ne zaman, nasıl söyleyeceğini bilmeyen kimseler hem kendilerinin, hem de başkalarının başına dert açarlar Ürüyen köpek ısırmaz (kapmaz) Bağırıp çağırarak başkalarını korkutmak isteyen kimseden saldırı beklenmez Kötülük yapacak kişi, bu niyetini gizli tutar; belli etmez ve gürültüye patırtıya yer vermez Üşenenin (utananın, erinenin) oğlu kızı olmamış Çok üşenen, tembel tembel oturan, gevşek davranan, içinde bir çalışma isteği duymayan kimse bir şey elde edemez Bir şey elde etmek isteyen, onu elde edecek yola baş vurmalıdır Sözgelimi oğul-kız isteyen önce evlenmek zorundadır Üzüm üzüme baka baka kararır Her zaman bir arada bulunan, arkadaşlık eden, bir çevrede yaşamaya çalışan kimseler birbirlerinden etkilenirler; birbirlerinin özelliklerini, huylarını ve alışkanlıklarını kaparlar Bk �Körle yatan� Vakit nakittir Bir işin yapılmasında sermaye ve emek ne kadar değerliyse, zaman da o kadar değerlidir Çünkü her iş, bir zaman dilimi içinde gerçekleşir Bir işte kullanılmadan geçirilen zaman bir kayıptır ve bu zamanı bir daha elde etmek mümkün değildir Dolayısıyla zamanın kaybı iş kaybına, iş kaybı da para kaybına yol açar Bu bakımdan zamanın en küçük parçasını bile boşa geçirmemeli, iyi değerlendirmelidir Vakitsiz öten horozun başını keserler Her işin olduğu gibi, her sözün de uygun bir yeri ve zamanı vardır Uygun olan bir zamanda söylenmeyen, yerli yersiz ortaya atılan, densizce sarf edilen sözler birilerinin tepkisini çeker; rahatsızlığa neden olur, büyük zarara yol açar Vakitsiz öten horozdan, ancak onu keserek kurtulan insanlar; yerinde ve zamanında konuşmayan insanı da cezalandırıp susturmakta hiç tereddüt etmezler Var evi, kerem evi; yok evi, verem evi Bir kişinin bağışta bulunabilmesi, iyilik yapabilmesi için varlıklı, zengin ve mal mülk sahibi olması gereklidir Bu varlığa kavuşmuş ailenin evinde ikram ziyadesiyle yapılır, konuklar kusursuzca ağırlanır, ihtiyaç sahiplerine gereken yardım eli uzatılır Buna karşılık yoksulun evinde dert, sıkıntı ve yokluktan başka bir şeye rastlanmaz Varını veren utanmamış Kendisinden bir şey isteyene elinde ne varsa onu verebilir kişi Verdiği şey az diye bundan utanmamalıdır; tam aksine bu davranışı soyluca bir davranıştır Çünkü iyiliğin çoğu kadar azı da değerlidir O hâlde küçük ve önemsiz de olsa, kişi verebileceği kadarını vermelidir Var ne bilsin yok hâlinden Bk �Tok, acın hâlinden� |
11 Mayıs 2009, 14:41 | Mesaj No:64 |
Durumu: Medine No : 5998 Üyelik T.:
02 Ocak 2009 | RE: Dev arşiv: A den Z eye Atasözleri ve açıklamaları
Varsa (var mı) pulun, herkes kulun; yoksa (yok mu) pulun, dardır yolun (Paran varsa, cümle âlem kulun; paran yoksa, tımarhane yolun) Varlık, zenginlik, mal-mülk herkesi kendine çeker Bunları kim elinde tutuyorsa, insanlar onun etrafında pervane olur, herkes ona yaklaşır, hizmet eder, saygı gösterir, emrine koşar Yoksul kişide ise ne para pul, ne de mal-mülk vardır Bu sebeple onların yüzüne kimse bakmaz; ömürlerini sıkıntı, darlık ve yokluk içinde geçirirler Hatta kimi zaman çektikleri bu sıkıntılar yüzünden bunalıp deli bile olabilirler Var varlatır, yok söyletir Para parayı çeker; varlıklı kişiler, paralarını kullanarak daha çok kazanır, varlıklarına varlık katarlar Bu varlıkları, onlara ayrıca yüksekten atma ve övünme gücü de verir Yoksul kişinin elinden ise sadece sızlanmak, yakınmak ve dert yanmak gelir Veren eli herkes öper Cimri olmayan, ona buna yardım elini uzatan, eli açık olan, iyilik yapan kimseyi pek çok kişi sever; ona saygı duyar Verip pişman olmaktansa, vermeyip düşman olmak yeğdir Sizden ödünç veya borç istendiğinde (eşya, para) verdiğiniz şey size zamanında ödenmezse, ya da yıpratılarak geri iade edilirse canınız oldukça sıkılır Verdiğinize pişman olursunuz Vermemiş olsaydınız bu sefer karşı taraf size kırılmış olacaktı Görüldüğü gibi her iki durumda da kırgınlık olacak ve dostluk bozulacaktır O hâlde vermeyip dostluğu bozmak daha iyidir Çünkü bu durumda hiç olmazsa malınız ya da paranız sizde kalacaktır Verirsen doyur, vurursan duyur Bir yardımda bulunacak, bir iyilik yapacaksanız bu mutlaka bir işe yaramalı; doyurucu ve karşı tarafın ihtiyacını giderici nitelikte olmalıdır Çünkü gelişigüzel, baştan savma, yarı buçuk yapılan yardımlar pek işe yaramaz Bir kavgaya tutuşmadan önce hasmını bu kavgadan haberdar etmek de mertlik gereğidir Ansızın, habersiz saldırmak er kişiye yakışmaz Verirsen veresiye, batarsın karasuya Parasını daha sonra olmak şartıyla kimseye mal verme Yoksa zararlı çıkarsın, hatta batabilirsin de Çünkü veresiye alıp da borçlarını ödemeyenler çok görülmüş, müşterilerin de bu tutumu yüzünden kimi esnaflar ya batmış, ya da batma tehlikesi atlatmışlardır Vermeyince Mabud, neylesin Mahmud Her şey Yüce Allah`ın takdiri iledir Kimine zenginlik, kimine darlık, kimine de ilim verir Eğer Yüce Allah, bir kimseye geniş bir imkân, belirli bir yetenek ve zenginlik nasip etmemişse, kulun yapacağı hiçbir şey yoktur Ne kadar çırpınırsa çırpınsın boşunadır, eline nasibinden fazlası geçmez |
11 Mayıs 2009, 14:41 | Mesaj No:65 |
Durumu: Medine No : 5998 Üyelik T.:
02 Ocak 2009 | RE: Dev arşiv: A den Z eye Atasözleri ve açıklamaları
Yabancı koyun kenara yatar Bir yere, çevreye ya da bir topluma yeni gelen kimse, insanlarla hemen ilişki kurup kaynaşamaz; onların arasına giremez, uzakta durur Çünkü yabancılık çeker Oradaki insanlar da huyunu suyunu bilmedikleri bir adamı hemen aralarına almazlar zaten Yağına kıymayan, çöreğini yavan (yoz, kuru) yerBir işten iyi sonuç alınmak isteniyorsa, o iş için lâzım olan şeyler eksiksiz kullanılmalı, gerekli fedakârlık gösterilmelidir Yoksa kişi istediği verimi alamayacak, olumsuz ve kusurlu sonuca evet demek zorunda kalacaktır Yağmur yağsa kış değil mi? Kişi hâlini bilse hoş değil mi? Her mevsim özelliğini açıkça ortaya kor Yaz sıcağından, kış yağmur ve soğuğundan bellidir Bunun gibi kişilerin de kendilerine has özellikleri ve nitelikleri vardır ki, toplumda bu yanları ile tanınırlar O hâlde kişi bu özelliğini saklayıp başkalarını yanıltmamalıdır Ne demişler: �Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol� Kişiye ancak bu yakışır Yakın (hayırlı) dost (komşu), hayırsız akrabadan (hısımdan) yeğdir (iyidir) Sıkıntıya düşen kişi, öncelikle akrabalarından ilgi bekler, yardım ve iyilik umar Ancak bu beklentileri boşa çıkmış, akrabaları yüzüne bakmamışlardır Öte yandan dost ve komşuları onu yalnız bırakmamış, ilgi ve yardımlarını esirgememişlerdir İşte bunun için hayırlı dost, hayırsız akrabadan daha iyidir Yalancı kim? İşittiğini söyleyen Yalan, aldatmak amacıyla bilerek ve gerçeğe aykırı olarak söylenen sözdür Eğer kişi, öyle her duyduğunu doğru kabul edip aslını araştırmadan başkasına aktarırsa birilerini yanıltır; kendisi de yalancı konumuna düşer Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış Yalan söylemeyi huy edinmiş kimselere kolay kolay kimse inanmaz Kişilerin yalancı hakkındaki bu kanıları öyle pekişir ki, yalancının sözleri gerçeği yansıtsa bile onun bu sözlerine kimse inanmaz Yalancının mumu yatsıya kadar yanar Hayatını yalancılık üzerine oturtmuş olan insanlar, kendi yalanlarına destek olacak tedbirleri alırlar; bunun için de gerekli titizliği gösterip masrafa girerler Yalnız öküz, çifte (boyunduruğa) koşulmaz Her işin uygun bir yapılma biçimi vardır Dolayısıyla iki kişinin ancak yapacağı bir işi, tek kişi ile yapmaya kalkışmak doğru bir hareket değildir Yalnız taş duvar olmaz İnsanlar bir arada yaşamak zorundadırlar Bu zorunluluk bir dayanışmayı, yardımlaşmayı gerekli kılar Nasıl ki tek taşla duvar yapılamazsa, insanlar da tek başlarına tüm işlerinin üstesinden gelemezler Dolayısıyla diğer insanlarla ilişki kurmak, işbölümü yapmak, iş birliğine geçmek durumundadır Yanlış hesap Bağdat`tan döner Ortaya çıkan bir yanlışlık çok geç de olsa, ne olursa olsun düzeltilmelidir Yapı taşı, yapıdan kalmaz Değerli, elinden iş gelen kimse boşta kalmaz Mutlaka kendisine bir iş bulunur Yarası olan gocunur Bir işte sorumlu aranırken kusurlu olan kimse, açığı ortaya çıkacak diye telâşa düşer Yarım elma, gönül (hatır) alma Sunulan armağan küçük de olsa, gönül almaya yeter Çünkü önemli olan dostlarımızı unutmadığımızı, hatırladığımızı ortaya koymaktır Yarım hekim candan eder, yarım hoca dinden eder Her işin bir ehli, ustası ya da uzmanı vardır Bir iş, ehline değil de, yarım yamalak bir bilgiye sahip olan kişiye teslim edilirse, o işten iyi sonuç alınamaz Hatta işin tamamen bozulduğu, kötü bir sonuç verdiği bile olur Tecrübesi olmayan, acemi, kusurlu, eksik bir doktorun uyguladığı tedavi insanı ölüme götürebilir Bunun gibi dinin ilkelerini iyi bilmeyen hoca da, insanları yanlış bilgilerle donatıp, onları, dine ters düşen yollara itebilir Yarınki kazdan, bugünkü tavuk yeğdir Bk �Bugünkü tavuk� Yaş kesen, baş keser Ormanı meydana getiren ağaçlar bir memleketin can damarıdır Yeşil tabiat, berrak su, temiz hava, yağmur, cıvıl cıvıl kuşlar, ağaçla birlikte vardır Ağaçsız kalan yer kısa zamanda çöle döner, hayat orada son bulur Öte yandan, ağaç memleket ekonomisine de sayısız katkılarda bulunur Hem ekolojik denge, hem de iktisadi hayat açısından ağacı koruma görevi bir zorunluluktur Bu bakımdan bir ağacı boş yere kesen, insan hayatına kıymış gibi suç işlemiş olur Yatan aslandan, gezen tilki yeğdir Çok güçlü olup da çalışmayan, soylu olup da bir şeyler üretmeyen, tembel tembel oturup onun bunun sırtından geçinen kimselerden; güçsüz olup da çalışan, boş oturmayan ve geçimini sağlamak için uğraşan kimseler daha iyidir Yatanın, yürüyene borcu var İhtiyaçlarını gidermek, yaşamak isteyen kişi paraya ihtiyaç duyar Para da ancak çalışmakla elde edilir Tembel tembel oturan, çalışmayan, zamanını boşa geçiren kimse para kazanamaz Para olmayınca da ihtiyaçlarını sağa sola borçlanarak karşılama yoluna gider Doğal olarak borçlandığı kimseler de çalışan, boş durmayan, zamanını değerlendiren kimselerdir |
11 Mayıs 2009, 14:42 | Mesaj No:66 |
Durumu: Medine No : 5998 Üyelik T.:
02 Ocak 2009 | RE: Dev arşiv: A den Z eye Atasözleri ve açıklamaları
Yatan kurttan, yeler tilki yeğdir Bk �Yatan aslandan� Yavaş (yumuşak huylu) atın çiftesi pek (yavuz) olur Mizaç itibariyle ılımlı, uysal, kaba ve hırçın olmayan, kolay yola gelen insanlar genellikle çok sabırlı olurlar Bunlar öyle olur olmaz şeye hemen öfkelenmezler, kızmazlar Ancak kimi zaman öyle öfkelenip patlarlar ki yanlarında durulmaz Kendilerinden hiç beklenilmeyen bu tepkinin tek sebebi, sabırlarının artık taşmış olmasıdır Bu bakımdan bu gibi kimselerin yumuşak huylarına aldanıp da gereksiz yere üzerlerine gidilmemelidir Yavuz at, yemini (yavuz it ününü) kendi artırır Gayretli, girişken, çalışkan, görevini ihmal etmeyen, üzerine aldığı işi tam yapan kimseler bunun mükâfatını görürler Yavuz hırsız, ev sahibini bastırırEdepsiz, arsız, ahlâksız, şarlatan, öyle kimseler vardır ki bunlar suç işlemekle kalmazlar, işledikleri suçu reddettikleri gibi, bir de bu suçu, zarar verdikleri kimseye yüklemeye ve onu susturmaya çalışırlar Yaza çıkardık danayı, beğenmez oldu anayı Anne-baba pek çok emek sarf edip zahmete katlanarak çocuklarını yetiştirip büyütürler Ne var ki, büyüyen bu çocuklar kendilerini bu yaşa getiren anne-babalarını çoğu kez beğenmezler Yazın başı pişenin, kışın aşı pişer 1 Yazın o sıcağında durmayan, güneşe aldırmadan çalışıp kazanan, yiyeceğini hazırlayan kişi kışın rahat eder; hiç sıkıntı çekmez 2 Gençlikte çalışıp kazanan, har vurup harman savurmayan, varlık edinen kişi ihtiyarladığında rahat eder; sıkıntı çekmeden hayat sürer Yazın gölge hoş, kışın çuval boş 1 Yazın çalışma, kazanma günleridir Bu zamanlarda çalışmayıp keyiflerine bakanlar, gününü gün ederler, kışın zor şartlarında yiyecek bulamazlar; sıkıntıya düşer ve ona buna avuç açarlar 2 Gençliğinde çalışmayıp tembel tembel oturan, eğlenceye dalan, mal-mülk edinmeyen, kazanç sağlamayan kimse ihtiyarlığında ya da hastalığında sıkıntıya düşer; perişan olur Yazın gölge kovan, kışın karın ovar Bk �Yazın gölge hoş� Yeğniği yel alır, ağır yerinde kalır Kişiliksiz, ağırbaşlı olmayan, ------hoppa, gayri ciddî, bir sözü diğerini tutmayan, hafif meşrep, zayıf karakterli kimseler bir varlık gösteremezler; bir yerde tutunamadıkları gibi onun bunun oyuncağı da olurlar Ama ağır başlı, tavırlarında ciddî, sözünde duran, kişilikli, ahlâklı kimselere kimse ilişemez; onlar bulundukları yerde kolayca barınırlar, işlerinde başarılı oldukları gibi sevilip sayılırlar da Yel, kayadan ne koparır (aparır) Güçsüz, güçlüye etki edemez Sağlam karakterli, kişilik sahibi, onurlu, ciddî kimselere öyle önemsiz etkiler hiçbir şey yapamaz Sağlam bir temele oturmuş işleri de kimi olaylar kolay kolay etkileyip bozamaz Yemeyenin malını yerler (üstüne bir bardak bu içerler) Kimi cimri kimseler para ve mallarını biriktirirler ama harcamaya, yemeye bir türlü kıyamazlar Ne var ki, onların kıyıp da faydalanamadığı bu para veya malı sağlıklarında o ya da bu, öldükten sonra ise mirasçıları bir güzel yerler Yerdeki yüze basılmaz (kimse basmaz) Ağırbaşlı, nazik, alçakgönüllü, ilişkilerinde ılımlı kimselere kimse hor gözle bakmaz; onları hırpalamaz, ezmeye çalışmaz Bunun yanında felâkete uğramış, yenik düşmüş, muhtaç kimselere de merhametli davranılır Yerini bilmeyen, yılda bir kat urba eskitir Kişi neyle uğraşacağını, ne iş yapacağını, hangisinin kendisine uygun geleceğini bilmeli ve ona göre bir seçim yapıp çalışmaya başlamalıdır Aksi takdirde bir işte tutunamayarak, sık sık yer değiştirecek, bundan ötürü de çok zarar görecektir |
11 Mayıs 2009, 14:42 | Mesaj No:67 |
Durumu: Medine No : 5998 Üyelik T.:
02 Ocak 2009 | RE: Dev arşiv: A den Z eye Atasözleri ve açıklamaları
Yerin kulağı var Ne kadar saklı tutulursa tutulsun, gizli konuşulan bir şey umulmadık bir yoldan başkalarınca mutlaka duyulur Bu bakımdan elden geldiğince tedbirli olmalı, olur olmaz yerde konuşmamalıdır Yılana yumuşak diye el sunma Hiçbir şeyin dış görünüşüne bakarak bir eylemde bulunmamalı kişi Kolay görünen iş çok zor, yumuşak huylu bir kimse çok sert, zararsız gibi görünen bir durum çok tehlikeli olabilir ve zarar görebilir insan Yılanın başı küçükken ezilmeli Daha küçükken tehlikeli olacağı, zarar vereceği anlaşılan bir şeyin, düşmanın veya bir durumun önüne hemen geçilmeli; büyümesine izin verilmeden ortadan kaldırılmalıdır Yıl uğursuzundur Kimi dönemlerde arsız, yüzsüz, ahlâksız, adaletsiz kimseler el üstünde tutulur Böyle bir zamanda dürüst, namuslu, erdemli kimseler zalimlerin baskısı altında kalırlar Yırtıcı (alıcı) kuşun ömrü az olur Ona buna saldıran, zarar veren, onun bunun sırtından geçinen kimselerin düşmanı çok olur Az zamanda, bunlar da düşmanlarının gazabına uğrarlar, hak ettikleri cezayı görürler Yiğidin malı meydandadır Yiğit, mert insanlar aynı zamanda cömert olurlar Mallarını herkesin yararlanması için ortaya koyarlar Yiğidin sözü, demirin kertiği Yiğit, mert kimseler sözlerinin eridirler Onlar verdikleri sözden geri dönmezler, sözlerini inkâr da etmezler Bu tıpkı bir demir üzerine açılmış çentik gibi meydandadır, kolay kolay yok olmaz Yiğit arkasından vurulmaz 1 Mert olan alçakça yollara baş vurmaz Düşmanıyla yüz yüze dövüşür, onu arkasından vurmaya çalışmaz 2 Yiğit bir kimsenin yokluğundan haydanılarak arkasından konuşulmaz, dedikodusu yapılmaz, kötülenmez ve iftira atılmaz Yiğit meydanda belli olur Atıp tutma, �ben şöyle yaparım, böyle ederim� demek, kişinin yiğit olduğunu göstermez Asıl yiğit iş başında, kavgaya ve mücadeleye tutuştuğunda belli olur Yiğit yarasına yiğit katlanır Mert olanların derdinden ancak mert olanlar anlar Öte yandan, bir yiğitten gelen saldırıya da herkes katlanamaz, buna ancak yiğit olanlar dayanabilir Yiğit yiğide at bağışlar Yiğit, mert olmasının yanında gözü tok ve cömerttir de Kendisi gibi gözü pek olana her türlü fedakârlığı yapmaktan kaçınmaz En kıymetli varlığını bile kolayca bağışlar Yoğurdum (ayranım) ekşidir diyen olmaz Bk �Kimse ayranım� Yoksul âlâ ata binse, selâm almaz Edinip görmemiş, sonradan bir makama ya da varlığa kavuşmuş olan kimse, etrafa hava atmaya, herkese yukarıdan bakmaya başlar; kimseyi beğenmez olur Hatta selâmı bile insanlardan esirger Yol bilen kervana katılmaz Bir işte bilgisi olan, onun nasıl yapılacağını bilen, işinin ehli kimse, çoğunlukla başkalarının yardımına ihtiyaç duymaz; işini kendisi görmeye çalışır Yolcu yolunda gerek 1 Bir yerden bir yere doğru gitmeye hazırlanan kimse, kimi sebeplerden ötürü oyalanmamalı, zaman geçirmeden yoluna koyulmalıdır 2 Bir amacı gerçekleştirmek için çalışan, gayret sarf eden kimse kimi sebeplere takılıp kalmamalı; vakit kaybetmemeli ve bir an önce hedefine varmalıdır Yoldan (yol ile) giden yorulmaz Bir işin yapılmasında tutulacak yol, yöntem ortaya çıkacak sonuç açısından oldukça önemlidir Yapacağı iş için en uygun usulü seçen kimse, işini kolayca yapar, başarılı olur, başına gelecek türlü hâllerden de korunur Yoldan kal, yoldaştan kalma Yolculukta insanın başına türlü işler, sıkıntılar, belâlar gelebilir Bunların halledilmesi içinde bir insana gerek duyulur Bu gereklik, yolculukta candan bir arkadaşın önemini büyük kılar Dolayısıyla insan, candan bir yol arkadaşı bulabilmek için hareketini erteleyebilir |
11 Mayıs 2009, 14:42 | Mesaj No:68 |
Durumu: Medine No : 5998 Üyelik T.:
02 Ocak 2009 | RE: Dev arşiv: A den Z eye Atasözleri ve açıklamaları
Yol sormakla bulunur Bir işe kalkışan ama nasıl yapılacağını bilmeyen kişi, takip etmesi gereken yolu bilenlere sorarak öğrenip bulur Yol yürümekle, borç ödemekle tükenir Yola çıkan orada burada oyalanırsa, gideceği yere bir türlü ulaşamaz; borçlu olan da ödemesini aksatır, geciktirir, günü gününe ödemezse hiçbir zaman borçtan yakasını kurtaramaz Bunlar gibi yaptığı işin üzerine yeterince eğilmeyen, uyuşuk davranan, gerekli çalışma ve çabayı göstermeyen, işini zamanında yapmayan kişi, yaptığı işten olumlu bir sonuç alamaz Yularsız ata binilmez Nasıl ki yularsız bir at zapt edilip yönlendirilemezse; bir kurala, bir disipline bağlı olmayan iş, kuruluş ya da kişi de idare edilip yönetilemez Dolayısıyla kargaşanın, başıbozukluğun hüküm sürdüğü bir yerde işin başına geçmek doğru değildir Yumurtasına hor bakan civcivini cılk eder 1 Kişi elinde olan işe gereken önemi vermezse, o işten olumlu bir sonuç alamaz 2 Elinin altındakilerine önem vermeyen, onları iyi eğitmeyen onlardan ne olumlu davranışlar, ne de iyi işler bekleyemez Yurdun otlusundan kutlusu yeğdir Kuşkusuz ki insan yaşadığı yerin verimli olmasını ister Daha da önemlisi o yaşadığı yerde huzur ve mutluluk ister Kişinin başını felâketlerden kurtaramadığı, rahat ve özgür yaşayamadığı yurt ne kadar verimli olursa olsun, kişi için bir anlam ifade etmez Yuvarlanan taş yosun tutmaz Sürekli olarak iş değiştiren kimse bir başarı kazanamadığı gibi bir varlık da edinemez Yuvayı yapan dişi kuştur Evin dışındaki işler erkekten, içindeki işler de genellikle kadından sorulur Bu bakımdan tertipli, geçinmesini bilen, çekip çeviren, en önemlisi tutumlu olan kadın ailesini huzurlu kılar; evin içine mutluluk getirir Yürük ata kamçı değmez Üzerine aldığı işi veya görevi aksatmadan, gerektiği gibi zamanında, en iyi şekilde yapan kişiye kimse bir şey diyemez Yürük at yemini kendi artırır Bir işte üstün çaba gösterenler, o ölçüde bir karşılık görürler Yüzü güzel olanın huyu da güzeldir Çoğunlukla kabul edilir ki, yüzü güzel olanın içi de güzeldir Bu bakımdan insanın yüzü, içinin aynası olarak görülür Eğer bir insanın yüzü hiç gülmez, asık suratlı olmaya devam ederse, o insanın katı yürekli, hoşgörüsüz, içinin de kötülükle dolu olduğuna hükmedilir Eğer kişi güler yüzlüyse bu takdirde hoşgörülü, samimî, iyi yürekli, içten, duygulu, yumuşak huylu ve temiz olduğuna karar verilir O hâlde denebilir ki, yüzü güzel görünen kişinin huyu da güzeldir Yüz verme arsız olur, az verme hırsız olur Bk �Çok söyleme arsız olur� Yüz, yüzden utanır Bir aracı vasıtasıyla değil de, insanlar karşı karşıya gelince daha kolay uzlaşırlar Çünkü böyle bir durumda herkes niyetini açıkça ortaya koyacak, isteyeceğini doğrudan isteyecek ve bir şeyini gizleyemeyecektir Zahirenin ambarı sabanın ucundadır Hangi iş olursa olsun, olumlu sonuç açısından mutlaka yeterli bir emeği, özenli bir çalışmayı gerekli kılar Sözgelimi bir çiftçinin bol ürün alabilmesi için toprağını en iyi şekilde sürmesi, işlemesi ve çok çalışması gerekir Zahmetsiz rahmet olmaz Sıkıntı çekmeden, güçlüklere göğsü germeden, yorulup emek vermeden, uğraşıp didişmeden, kimi masraflara da girmeden olumlu, güzel, hoş bir sonuç elde etmek mümkün değildir Unutmayalım ki, Yüce Allah, çalışanları sever; onlara rahmet eder Zararın neresinden dönülse kârdır Zarar, bir şeyin ya da bir olayın yol açtığı çıkar kaybı veya kötü sonuçtur Eğer zarar-ziyan devam ediyor ve önü alınamıyorsa, yapılan işi hemen kesmekle daha fazla zarardan kurtulmuş, zarardan kurtulmakla da kâr etmiş olursunuz |
11 Mayıs 2009, 14:42 | Mesaj No:69 |
Durumu: Medine No : 5998 Üyelik T.:
02 Ocak 2009 | RE: Dev arşiv: A den Z eye Atasözleri ve açıklamaları
Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır Zengin, varlıklı kişi para ve mal gücüyle pek çok güçlüğü yenip aşar Yoksul ise, parasızlık ve imkânsızlık yüzünden en kolay işleri bile başaramaz; en ufak engel karşısında bile şaşırıp kalır Zenginin malı, züğürdün çenesi yorar Yoksul, züğürt kimseler çoklukla birinin zenginliğinden, malından ve parasından, kazancından, hatta yiyip içmesinden, gezip tozmasından söz ederler Oysa böylesi bir konuşma son derece gereksiz ve yersizdir; ayrıca ellerine bir şey geçmediği gibi dedikoduya da bulaşmış ve yanlış bir iş yapmış olurlar Zırva tevil götürmez Saçma sapan, boş, anlamsız olan bir düşünceyi açıklamaya, yorumlamaya, savunmaya ve haklı göstermeye kalkışmak son derece yanlıştır Zora dağlar dayanmaz Gücü, kuvveti elinde bulunduran ve zor kullanan kimseler pek çok kimseye boyun eğdirirler; öyle ki büyük güçleri bile yener, istediklerini yaptırırlar Zor kapıdan girerse, şeriat bacadan çıkar Zorbaların, zalimlerin bulundukları yerde baskı, zulüm ve haksızlık hüküm sürer Dolayısıyla böyle bir yerde Yüce Allah`ın buyrukları çiğnenmiş, ortadan kaldırılmış demektir Zorla güzellik olmaz İnsanların yapıları bir değildir Bu bakımdan beğenme, hoşlanma duyguları da farklı farklıdır Dolayısıyla bir kişiye beğenmediği bir şeyi zorla beğendirmeye çalışmak yanlış bir yola girmek demektir Zor oyunu bozar 1 Zor kullanılarak işlemekte olan bir düzen bozulup durdurulabilir ya da istenen yöne çevrilebilir 2 Bir oyun veya hile, güç kullanılarak kestirme yoldan boşa çıkarılabilir, işlemez kılınabilir Zurnada peşrev olmaz (ne çıkarsa bahtına) Rast gele yapılan plânsız, programsız işlerde yöntem, kural aranmaz; işin sonucu da kestirilemez Züğürtlük zâdeliği bozar Zengin, varlıklı ve soylu kimseler yoksullaşıp parasız pulsuz kalınca zamanla soyluluklarını da yitirirler |
17 Kasım 2016, 13:47 | Mesaj No:70 |
Medineweb Baş Editörü Durumu: Medine No : 14593 Üyelik T.:
15 Kasım 2011 |
A'dan Z'ye bütün atasözleri var ellerin dert görmesin kum tanesi
__________________ ~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |
Konuyu Toplam 12 Kişi okuyor. (0 Üye ve 12 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Islam ülkeleri geniş arşiv | Medine-web | İslam/Dinler/Mezhepler | 2 | 19 Temmuz 2020 18:39 |
50 bin arşiv belgesi ile Said Nursi'yi anlatıyor | EyMeN&TaLhA | Risale_i Nur (Said Nursi) | 0 | 03 Mart 2015 09:59 |
Çizimli Kur'an Açıklamaları | FECR | Videolar/Slaytlar | 12 | 12Haziran 2014 08:23 |
E Kitap Arşiv indir | enderhafızım | Kitaplar/Kütüphane | 0 | 02 Kasım 2012 18:32 |
Çin Atasözleri | KEVİR | Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler | 0 | 01 Ağustos 2008 12:22 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|