|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Seleme,Açılış Tarihi: 31 Ocak 2008 (02:35), Konuya Son Cevap : 15 Mart 2014 (00:52). Konuya 5 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
31 Ocak 2008, 02:35 | Mesaj No:1 |
Kulağınıza Küpe olsun Kulağınıza Küpe olsun HATALARIMI HATIRLAYINCA Hz. İbrahim (a.s) cehennemi her hatırlayışında ağlardı. Hatta, bu esnada kalbinin atışı bile duyulurdu. Bir gün Cebrail (a.s.) gelip ona:"Ya İbrahim! Sen hiç dostun azap verdiğini gördün mü? Sen Allah'ın dostusun. O halde Allah'ın azabı olan cehennemden korkup ağlaman niyedir?" diye sordu. Bunun üzerine Hz. İbrahim (a.s.) cevaben şöyle buyurdular: [COLOR=#c00000]"Ya Cebrail, hatalarımı hatırlayınca, dostluğumu unutuveriyorum." ŞİMDİ CANIMI AL Hz. İbrahim (a.s.) ruhunu almaya gelen ölüm meleğine:"Hiç dostun dostunu öldürdüğünü gördün mü?" diye sorması üzerine Allah'ü Teala da İbrahim (a.s.)!a: "Hiç dostun dostuna kavuşmayı kötü gördüğünü mü duydun mu?" diye vahyetti. Bunun üzerine Hz. İbrahim (a.s.) ölüm meleğine şöyle dedi: "Şimdi canımı al." AÇLARIN HALİNİ NASIL ANLAYABİLİRİM? Hz. Aişe (r.a.) rivayet etmektedir: Mısır'da kıtlık olduğu yıllarda Hz. Yusuf (a.s.) üç günde bir yemek yerdi. ona (a.s.): "Bütün zahire ambarları senin elinin altında olmasına rağmen neden üç günde bir yemek yiyorsun?" diye sordular. Hz. Yusuf (a.s.) kendisine sorulan bu soruya şu soruyla karşılık verdi: "Benim karnım tok olsa, etraftan zahire almaya gelen açların halini nasıl anlayabilirim?" ACI SÖZ YEDİRMEYİN DE Lokman Hekim'e: "Hastamıza ne yedirmemizi tavsiye edersiniz?" diye sorduklarında, ondan şu cevabı almışlar: "Aman, acı söz yedirmeyin de, ne yese olur." ACABA SANDIKTA NE VAR? Lokman Hekim, ailesine bir sandık bırakarak şöyle demiş:"Ben öldükten sonra bu sandığı açmadan satışa sunun, oradan alacağınız paralar sizindir."Lokman Hekim vefat edince ailesi onun bu isteği üzerine sandığı satmış. Sandığı alan şahıs ise heyecanla "acaba sandıkta ne var" düşüncesiyle sandığı açınca, üzerinde şöyle yazan bir kemikle karşılaşmış:"Ayağını sıcak tut, başını serin; Kendine bir iş bul, düşünme derin..." BİLGELİĞİ KİMDEN ÖĞRENDİN? Lokman Hekim'e: "Bilgeliği kimden öğrendin?" diye sorduklarında ondan şu cevabı almışlar: "Körlerden öğrendim. Çünkü onlar elindeki değnekle tam araştırmadan adım atmazlar. Bacakları yerin sağlam olduğundan emin olduktan sonra adım atarlar...Bundan dolayı ben de bir şey yapacağım zaman düşünür,faydalı ise konuşur, yararlı ise yaparım...Faydasız ise bırakmayı ve susmayı tercih ederim." TUTUN, İŞTE HIRSIZ BUDUR Adamın biri Hz. Süleyman'a (a.s.) gelerek, kazlarının çalındığını ve bunu komşularının yaptığını iddia etmiş. Hz. Süleyman (a.s.) hemen halkı mescide toplamış ve:"İçinizde biri hem komşusunun kazlarını çalıyor, hem de çaldığı kazların tüyleri kafasında olduğu halde utanmadan mescide geliyor," demiş. Hırsız bu sözleri duyar duymaz eliyle başını sıvazlamaya başlamış. Onun bu halini gören Hz. Süleyman (a.s.) şöyle buyurmuş: "Tutun, işte hırsız budur." NASIL DUA EDERİM? Bilindiği gibi Hz. Eyyüb (a.s.) sabır ve ****neti ile dillere destan olmuştu. Bir rivayete göre o meşhur hastalığını on sekiz sene çekmişti. Hiçbir zaman isyan etmeyen Hz. Eyyüb'e (a.s.) hanımı bir gün şöyle sordu:"Bu hastalığın bitmesi, çektiğin dertlerin gitmesi için Cenab-ı Hakka dua etsen olmaz mı?" Hz. Eyyüb (a.s.), hanımına şu cevabı verir:"Benim bolluk ve refah içinde yaşadığım müddet 80 yıldır. Çekmiş olduğum darlık ve sıkıntılı zaman ise daha bu süreye ulaşmamıştır. Bu durumda ben Allah'tan utanırım. Ona (c.c.) bu halin üzerimden gitmesi için nasıl dua ederim ki..."
__________________ Dünyayı Güzellik Kurtaracak. Bir İnsanı sevmekle başlayacak herşey... | |
Konu Sahibi Seleme 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Üniversiteli Bayanla Geçinme Sanatı | İslamda Kadın ve Erkek | mehmet akif2 | 20 | 9736 | 20 Mayıs 2009 19:42 |
Üniversiteli Erkekle Geçinme Sanatı | İslamda Kadın ve Erkek | mehmet akif2 | 1 | 2437 | 20 Mayıs 2009 19:35 |
A.Hakan'dan Döneklik Konferansı | Serbest Kürsü | kurtmehmet | 4 | 2365 | 10 Mayıs 2009 20:54 |
Hanefi Mezhebi: İslamda Kazanç | Zekat-İnfak | Seleme | 0 | 2319 | 19 Nisan 2009 04:52 |
Hanefi Mezhebi: Alışveriş | İlmihal Bölümü | Seleme | 0 | 2402 | 19 Nisan 2009 04:51 |
31 Ocak 2008, 19:58 | Mesaj No:2 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cvp: Kulağınıza Küpe olsun Çiçeklerle hoş geçin,balı incitme gönül. Bir küçük meyve için,dalı incitme gönül.. Başın olsada yüksek,gözün enginde gerek, Kibirle yürüyerek,yolu incitme gönül... Mevla verince azma,geri alınca kızma, Tüten ocağı bozma,külü incitme gönül.. Dokunur gayretine,karışma hikmetine . Sahibi hürmetine,kulu incitme gönül.. Sevmekten geri kalma,yapan ol,yıkan olma . Sevene diken olma,gülü incitme gönül.. Konuşmak bize mahsus,olsada bir güzel söz, Ya hayır de,ya da sus,dili incitme gönül ... |
31 Ocak 2008, 20:05 | Mesaj No:3 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cvp: Kulağınıza Küpe olsun VAZGEÇİLMEZLER! Sizdemi Öylesiniz.? Bir gün bir doktora, gerginlik ve tedirginlikten şikayetçi olan bir hasta gelmiş. Yapması gereken çok işinin bulunduğunu; fakat kendisinin rahatsız, işlerin ise beklemeye tahammülü olmadığını söylemiş. Doktor, * Bu işleri başka biri yapamaz mı? Ya da bir başkası size yardımcı olamaz mı? diye sormuş. Adam, * Onları yalnız ben yapabilirim; bütün işler bana bakıyor! diye cevap vermiş. Doktor, * Sana bir reçete vereceğim. Bu reçeteyi aynen tatbik etmen gerekiyor! diyerek, yazıp eline vermiş. Adam reçeteyi eline alıp baktığında, hayretler içinde kalmış. Reçetede, Her gün en az iki saat işi bırakıp yürüyüş yapacaksın ve her haftanın yarım gününü bir mezarlıkta geçireceksin yazıyormuş. Hasta adam; * Yürüyüşü anladık ama; neden mezarlık? diye sormuş. Doktor, * Oraya gidip mezar taşlarına bakmanı istiyorum. Mezarlıklar, kendilerini vazgeçilmez sanan insanlarla doludur. Sen de onlar gibi ölüp mezarlığa gömülünce, kendinden başkasının yapmasına imkan olmadığını zannettiğin işlerin, başkaları tarafından da yapılmaya devam ettiğini göreceksin, demiş. Evet, bulundukları noktada kendilerini vazgeçilmez gören; halbuki orada, problem çözmek yerine problemin bir parçası olduğunun farkına varmayan insanlar için de, doktorun reçetesi geçerli değil mi? Aslında, kendini bu hasta adam gibi gördüğü sürece, herkes için geçerli bir reçete... |
31 Ocak 2008, 20:09 | Mesaj No:4 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cvp: Kulağınıza Küpe olsun Gül bahçesine giripte Gül kokusu alamıyorsan Sorunu güllerde değil Kendin de bulmalısın... Ne kürkü, ne kolyesi, ne süsü Kadına şahsiyet veren Örtüsüdür örtüsü... Oruçlarınız kabul ola Akıbetiniz hayrola İftar vakti şaşırmayın Fazla yağlı aşırmayın... |
31 Ocak 2008, 20:10 | Mesaj No:5 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cvp: Kulağınıza Küpe olsun Behlül adında bir zatı muhterem çarşıda bir sergi açmış. Sergiye üç tane kuru kafa koymuş. Bunları satmaya çalışıyor. Yanında bulunanların kimi gülüyor. Kimi de satışın sonucunu merakla bekliyordu. Bu anda yanlarına bir dede ile torun geldi. Dede Behlüle; - Bunlar ne işe yarar, fiyatları nedir? Sen yine hikmetli söz edeceksin herhalde, hadi bizi merakta koyma, anlat şu kafaların sırrını der... Behlül sırayla kafaları işaret etti ve konuşmaya başladı. İhtiyar amcam, şu en baştaki kuru kafa bedavadır. Karşılığında bir kuruş istemem. Çünkü o bir kuruş bile etmez. Şu ikinci kuru kafa ucuzdur. İsteyen onu da alabilir. Şu en sondaki kuru kafayı ise ancak ağırlığınca altına veririm. Bir kuruş aşağı olmaz. İyi ama Behlül bunların hepsi aynı. Niye böyle birini bedava, birini ucuza, birini pahalıya veriyorsun? Behlül birinci kafayı eline alıp havaya kaldırdı. Artık kuru kafaların sırrı açıklanacağı için kimseden çıt çıkmıyordu. Herkes sabırsızlıkla Behlül'ün söyleyeceklerini bekliyordu. Behlül kuru kafayı havada evirdi, çevirdi ve konuşmaya başladı. Bu kuru kafa bedava demiştim. Karşılığında en ufak bir ücret istemiyorum. Çünkü bu kuru kafa sağlığında söz dinlemezdi. Nasihatler bir kulağın dan giriyor öbür kulağından çıkıyordu. Bazen de bu nasihatlerden bıktım artık diye de isyan ediyordu. Kimse bana bir şey öğretmeye kalkmasın diyordu. Kendi dediğinden başka kimsenin söylediğine önem vermiyordu. Bu söz dinlemez, bütün güzel nasihatlere kulaklarını tıkayan, kuru kafayı bedavaya veriyorum. Çünkü ben onun ismini TAŞ KAFA koydum. Behlül eline ikinci kuru kafayı aldı. Bu biraz ucuzdur. Sağlığında kendisine yapılan nasihatleri can kulağıyla dinlerdi. Birisi güzel bir şey söyledi mi onun dizi dibinde saatlerce otururdu. Ben her şeyi biliyorum falan demezdi. Bir kusuru vardı, sıra iş yapmaya gelince, dinlediği bütün nasihatleri ve tavsiyeleri yerine getirmiyor, yine kendi bildiğini okuyordu. Güzel sözlerden, derin nasihatlerden faydalanmıyordu. Bunun için bende onun ismini BOŞ KAFA koydum. Ucuzdur. Dediğim gibi isteyen alsın. Kalabalık iyice meraklanmıştı. Acaba üçüncü kafa için Behlül neler diyecekti... Behlül üçüncü kuru kafayı eline aldı ve havaya kaldırdı. Bu kuru kafayı ağırlığınca altına veririm. Sağlığında yapılan nasihatleri, tavsiyeleri ve güzel sözleri can kulağıyla dinlerdi. Bütün işlerinde bu nasihatlerden ve tavsiyelerden faydalanırdı. Kendisine yapılan tavsiyeleri unutmazdı. Gururlanmazdı. Ben her şeyi bilmem. Benim de bilmediğim şeyler vardır. Sorup öğrenmeliyim hatalı davranmamalıyım, derdi. Bu yüzden de hiç yanlış iş yapmazdı. Her işinden yüz akı ile çıkar, kimseye rezil olmazdı. Bende bu kuru kafanın ismini HOŞ KAFA koydum. İhtiyar torununun başını okşadı. Behlül'ü dinledin, söyle bakalım, sen boş kafa mı olacaksın, taş kafa mı, yoksa hoş kafa mı? Çocuk dedesinin eteğine yapışıp zıpladı. Dedeciğim ben hoş kafa olacağım. Baksana taş kafa bir kuruş bile etmiyor.... |
15 Mart 2014, 00:52 | Mesaj No:6 |
Durumu: Medine No : 20781 Üyelik T.:
10 Ekim 2012 | Cevap: Kulağınıza Küpe olsun
TUTUN, İŞTE HIRSIZ BUDUR* Adamın biri Hz. Süleyman'a (a.s.) gelerek, kazlarının çalındığını ve bunu komşularının yaptığını iddia etmiş. Hz. Süleyman (a.s.) hemen halkı mescide toplamış ve:"İçinizde biri hem komşusunun kazlarını çalıyor, hem de çaldığı kazların tüyleri kafasında olduğu halde utanmadan mescide geliyor," demiş. Hırsız bu sözleri duyar duymaz eliyle başını sıvazlamaya başlamış. Onun bu halini gören Hz. Süleyman (a.s.) şöyle buyurmuş: "Tutun, işte hırsız budur. Hepsi cok guzelmis allah razi olsun |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Kulağımıza 10 küpe olsun | medinelii | Serbest Kürsü | 1 | 28 Şubat 2014 02:08 |
Küpe deliğinin kapanması gusle manimidir? | MERVE DEMİR | Namaz-Abdest-Teyemmüm | 0 | 10 Nisan 2009 09:53 |
Dövme, Tatu, piercing gibi seylerin ve kulaga ve vucudun baska yerlerine küpe veya be | KuM TaNeSi | Soru Cevap Arşivi | 0 | 09 Nisan 2009 02:00 |
Kız arkadaşı olsun, nişanlı olsun sevişmek ya da öpüşmek günah mı? | KuM TaNeSi | Soru Cevap Arşivi | 0 | 08 Nisan 2009 11:04 |
Kulağımızı Küpe Hadisler | NUR | Hadis-i Şerif | 1 | 14 Ekim 2008 14:51 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|