|
Konu Kimliği: Konu Sahibi MERVE DEMİR,Açılış Tarihi: 05 Şubat 2008 (12:02), Konuya Son Cevap : 16 Mart 2021 (06:56). Konuya 719 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme: |
05 Şubat 2008, 12:02 | Mesaj No:1 |
Mevlanadan Sözler-Medineweb Mevlanadan Sözler-Medineweb Sevgide güneş gibi ol. Dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol. Hataları örtmede gece gibi ol. Öfkede ölü gibi ol. Tevazuda toprak gibi ol. Her ne olursan ol. Ya olduğun gibi görün, Ya da göründüğün gibi ol.. *Ne kadar bilirsen bil,söylediklerin karşındakinin anlayabildiği kadardır. *Dil, tencerenin kapağına benzer. Kıpırdadı da kokusu duyuldu mu ne pişiyor anlarsın. *Kalbi ve sözü bir olmayan kimsenin yüz dili bile olsa, O yine dilsiz sayılır. *İnsan gözdür,görüştür,gerisi ettir. İnsan gözü neyi görüyorsa, değeri o kadardır. *İki parmağının ucunu gözüne koy. Birşey görebiliyormusun dünyadan? Sen göremiyorsun diye, bu alem yok değildir. *Doğruluk Musa'nın asası gibidir. Eğrilik ise ; sihirbazların sihrine benzer. Doğruluk ortaya çıkınca bütün eğrilikleri yutar. (MEVLANA) | |
Konu Sahibi MERVE DEMİR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ülke tv Canlı... | Videolar/Slaytlar | Medine-web | 1 | 2898 | 23 Ağustos 2013 00:41 |
İran Emperyalizmi | Makale ve Köşe Yazıları | Medine-web | 6 | 3640 | 26 Ocak 2013 22:53 |
gerekli gereksiz bir şiir.. | Makale ve Köşe Yazıları | MERVE DEMİR | 0 | 3281 | 06 Aralık 2012 10:48 |
olmamış kayınbiradere mektup :) | Komik Paylaşımlar | Allahın kulu_ | 10 | 7792 | 03 Kasım 2012 23:19 |
İslamın kurtuluşu bilinçlenme ile mümkündür | Makale ve Köşe Yazıları | Esadullah | 11 | 7257 | 02 Ekim 2012 21:16 |
05 Şubat 2008, 12:03 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: Mevlanadan Güzel Sözler Mevlana'nın söylediği ve günümüze kadar insanlığa ışık tutan sözlerinden bazıları: · Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, hataları örtmede gece gibi ol, tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol. · Şu dünyada yüzlerce ahmak, etek dolusu altın verir de, şeytandan dert satın alır. . Vazifesini tam yerine getirmemiş olanın vicdan yarasına ne mazaretin devası ne ilacın şifası deva getirmiş.. . Aşk altın değildir, saklanmaz. Aşıkın bütün sırları meydandadır.. . Yeşillerden, çiçeklerden meydana gelen bahçe geçici, fakat akıllardan meydana gelen gül bahçesi hep yeşil ve güzeldir.. · Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok. Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok. . Aşk, davaya benzer, cefa çekmek de şahide: Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki.. · Sen diri oldukça ölü yıkayıcı seni yıkar mı hiç? · İsa'nın eşeğinden şeker esirgenmez ama eşek yaratılışı bakımından otu beğenir. · Dert, insanı yokluğa götüren rahvan attır. · Ehil olmayanlara sabretmek ehil olanları parlatır. · Leş, bize göre rezildir ama, domuza, köpeğe şekerdir,helvadır. · Kuzgun, bağda kuzgunca bağırır. Ama bülbül, kuzgun bağırıyor diye güzelim sesini keser mi hiç? · Pisler, pisliklerini yapar ama sular da temizlemeye çalışır. · Dikenden gül bitiren, kışı da bahar haline döndürür. Selviyi hür bir halde yücelten, kederi de sevinç haline sokabilir. · Nasıl olur da deniz, köpeğin ağzından pislenir, nasıl olur da güneş üflemekle söner? · Akıl padişahı kafesi kırdı mı, kuşların her biri bir yöne uçar · Tövbe bineği, şaşılacak bir binektir. Bir solukta aşağılık dünyadan göğe sıçrayıverir. ·O beden testisi ab-ı hayatla dopdolu, bu beden testisi ise ölüm zehiri ile. İçindekine bakarsan padişahsın, kabına bakarsan yolu yitirdin. · Genişlik, sabırdan doğar. · Korkunç bir kurban bayramı olan kıyamet günü, inananlara bayram günüdür, öküzlere ölüm günü. · Kim daha güzelse kıskançlığı daha fazla olur. Kıskançlık ateşten meydana gelir. · Dünya tuzaktır. Yemi de istek. İstek tuzaklarından kaçının. · Irmak suyunu tümden içmenin imkanı yok ama susuzluğu giderecek kadar içmemenin de imkanı yok. · Gürzü kendine vur. Benliğini, varlığımı kır gitsin. Çünkü bu ten gözü, kulağa tıkanmış pamuğa benzer. · Ey altın sırmalarla süslü elbiseler giymeye, kemer takmaya alışmış kişi. Sonunda sana da dikişsiz elbiseyi giydirecekler. · Eşeğe, katır boncuğuyla inci birdir. Zaten o eşek, inciyle denizin varlığından da şüphe eder. · Birisi güzel bir söz söylüyorsa bu, dinleyenin dinlemesinden, anlamasından ileri gelir. · Oruç tutmak güçtür, çetindir ama Allah'ın kulu kendisinden uzaklaştırmasından, bir derde uğratmasından daha iyidir. · Ayın, geceye sabretmesi, onu apaydın eder. Gülün, dikene sabretmesi, güle güzel bir koku verir. Arslanın, sabredip pislik içinde beklemesi, onu deve yavrusu ile doyurur. · Zahidin kıblesi, lütuf, kerem sahibi Allah'tır. Tamahkarın kıblesi ise altın torbası. . Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur.. · Sarhoş, cinayeti yapar da sonra "özrüm vardı, kendimde değildim"der. Kendinde olmayış,kendiliğinden gelmedi sana,onu sen çağırdın. · İnsan gözdür, görüştür, gerisi ettir. İnsanın gözü neyi görüyorsa, değeri o kadardır. · Birinin başına toprak saçsan başı yarılmaz. Suyu başına döksen, başı kırılmaz. Toprakla, suyla baş yarmak istiyorsan, toprağı suya karıştırıp kerpiç yapman gerek. · Yoldaki bir tepecik seni bunaltmış,oysa önünde yüzlerce dağ var · Kabuğu kırılan sedef üzüntü vermesin sana, içinde inci vardır. · Adalet nedir? Her şeyi yerine koymak. Zulüm nedir? Bir şeyi yerine koymamak,başka yere koymak. · Hiçbir kafire hor gözle bakmayın. Müslüman olarak ölmesi umulur çünkü. · Şu deredeki su,kaç kere değişti,yıldızların akisleri hep yerinde. · Yol kesenler olmadıkça ,lanetlenmiş şeytan bulunmadıkça,sabırlılar ,gerçek erler,yoksulları doyuranlar nasıl belirir,anlaşılır? |
05 Şubat 2008, 12:04 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: Mevlanadan Güzel Sözler ·Oyun ,görünüşte akla uymaz ama çocuk oyunla akıllanır. · Anlayış, edep şehirlilerdedir. Ziyafet, garip konaklamak da köylülerde. · Resimler ister haberleri olsun,ister olmasın,hepsi de ressamın elindedir,o elden çıkar. · Alışsan güvercin sallanan kamıştan kaçar mı hiç?O kamıştan göklere uçan yere alışmamış olan güvercin ürker,kaçar. · Mal, sadakalar vermekle hiç eksilmez. Hayırlarda bulunmak,malı yitmekten korur. · Çalınmış kumaş,devamlı kalmaz insanda. Hırsızı da darağacına götürür. · Ağlayışın,feryat edişin bir sesi,sureti vardır. Zararınsa sureti yoktur. Zararda insan elini dişler ama zararın eli yoktur. · Her korkuda binlerce eminlik vardır,göz karasında onca aydınlık mevcut. · Verdiğini geri alan kişi, ***** gibi kusmuğunu yemiş olur. · Şarap kadehtedir ama kadehten meydana gelmemiştir ki. Ağzını,şarabı verene aç. · Ekme günü gizlemek toprağa tohumu saçmak günüdür. Devşirme günüyse tohumun bittiği gündür,karşılığını bulma günüdür. · Bilgi, sınırı olmayan bir denizdir. Bilgi dileyense denizlere dalan bir dalgıçtır. · Bulutlar ağlamasa yeşillikler nasıl güler? · Bülbüllerin güzel sesleri beğenilir de bu yüzden kafes çeker onları. Ama kuzgunla baykuşu kim kor kafese? · Meyve ekşi bile olsa, olmadıkça ona ham derler · Çayırlıktan, çimenlikten esip gelen yel, külhandan gelen yelden ayırt edilir. · Dünya malı, bedene tapanlara helaldir. · Gerçek kokusuyla, ahmağı kandıran yalan sözün kokusu, miskle sarımsak kokusu gibi, söz söyleyenin soluğundan anlaşılır. · Her dil, gönlün perdesidir. Perde kımıldadı mı, sırlara ulaşılır. · Ahlaksızların bağırışıyla, yürekli yiğitlerin naraları, tilkiyle aslanın sesi gibi meydandadır. · Kötü nefis, yırtıcı kuştur. · Hırsın yemdir, cehennemse tuzak. · Doğan, avdan av getirir, fakat kendi kanadıyla uçar da avlanır. Padişah da bu yüzden onu keklikle, çil kuşuyla besler. · Dil, tencerenin kapağına benzer. Kıpırdadı da kokusu duyuldu mu ne pişiyor anlarsın. · Yemekle dolu karın, şeytanın pazarıdır. · Sözle anlatılan şey, yalan bile olsa, kokusu, gerçek olduğunu da haber verir, yalan olduğunu da. · Canım bedenimde oldukça, kulum, köleyim, seçilmiş Muhammet'in yolunun toprağıyım. Birisi sözlerimden bundan başka söz naklederse, o kişiden de bezmişim ben, o sözden de. · Sevgiden, tortulu bulanık sular arı-duru bir hale gelir. Sevgiden, dertler şifa bulur. Sevgiden, ölüler dirilir. Sevgiden, padişahlar kul olur. Bu sevgi de bilgi neticesidir. · Mumundur karanlık veren sana. Anlatırdım bunu ama, gönlünün beli kırılıverir. Gönül şişesini kırarsan artık, yaşamak fayda vermez. · Rüşvet alan para pul padişahı değiliz. Paramparça olmuş gönül hırkalarını diker, yamarız biz. · Aşıkların gönüllerinin yanışıyla gözyaşları olmasaydı, dünyada su da olmazdı, ateş de. · İki parmağının ucunu gözüne koy. Bir şey görebiliyor musun dünyadan? Sen göremiyorsun diye bu alem yok değildir. Görememek ayıbı, göstermemek kusuru, uğursuz nefsin parmağına ait işte. · İnsan, gözden ibarettir aslında, geri kalan cesettir. Göz ise ancak dostu görene denir. · A kardeş, keskin kılıcın üzerine atılmadasın, tövbe ve kulluk kalkanını almadan gitme. · Bir gömlek derdine düşeceksin ama belki o gömlek kefen olacaktır sana. · Dün geçti gitti. Dün gibi, dünün sözü de geçti. Bugün yepyeni bir söz söylemek gerek. · Saman çöpü gibi her yelden titrersin. Dağ bile olsan, bir saman çöpüne değmezsin. · O dağa bir kuş kondu, sonra da uçup gitti. Bak da gör, o dağda ne bir fazlalık var ne bir eksilme. · Altın ne oluyor, can ne oluyor, inci, mercan da nedir bir sevgiye harcanmadıktan, bir sevgiliye feda edilmedikten sonra · Gördün ya beni gamdan başka kimse hatırlamıyor, gama binlerce defa aferin. · Nefsin, üzüm ve hurma gibi tatlı şeylerin sarhoşu oldukça, ruhunun üzüm salkımını görebilir misin ki? · Ağzını kapa ve altın dolu avucunu aç. Ceset cimriliğini bırak da cömertliği seç. · İnanmışsan, tatlı bir hale gelmişsen, ölüm de inanmıştır, tatlılaşmıştır. Kafirsen, acılaşmışsan, ölüm de kafirleşir, acılaşır sana. · Doğruluk, Musa'nın asası gibidir. Eğrilik ise sihirbazların sihrine benzer. Doğruluk ortaya çıkınca, bütün eğrilikleri yutar. · Bir kötülük yaptıktan sonra pişmanlık hissetmek Allah'ın inayet ve muhabbetine mazhar olmanın delilidir. · Sıkıntı ve huzursuzluk mutlaka bir günahın cezası, huzur ise bir ibadetin karşılığıdır. · Üzerinde pek çok meyveler bulunan bir dalı, meyvalar aşağı doğru çeker. Meyvasız bir dalın ucu ise, servi ağacı gibi havada olur. |
05 Şubat 2008, 12:05 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: Mevlanadan Güzel Sözler Topluluk bizim yanımıza geliyor. Susacak olsak, incinirler. Bir şey söyleyecek olsak, onlara göre söylemek lazım geldiğinden o zaman da biz inciniriz · Ümit, güvenlik yolunun başıdır. · Kuş seslerini öğrenen kimse, kuş olmadığı gibi aynı zamanda kuşların düşmanı ve avcısıdır. · Dert, insana yol gösterir. · İman, namazdan daha iyidir. Çünkü namaz beş vakitte, iman ise her zaman farzdır. · İki canlı kuşu birbirine bağlasan, dört kanatlı oldukları halde uçamazlar, çünkü ikilik mevcuttur. · Sokak köpeğine ister altın, ister yünden tasma tak, yine sokak köpeği olmaktan kurtulamaz. · Cübbe ve sarık ile âlimlik olmaz. Âlimlik, insanın zatında bulunan bir hünerdir. · Değil mi ki gönül mutfağında yemekler tabak tabak, peki ne diye aşağılık kişilerin mutfağına kase tutacakmışım? · Hangi tohum yere ekildi de bitmedi, ne diye insan tohumunda böyle bir şüpheye düşüyorsun? · Testi taştan korkar ama o taş çeşme oldu mu, testiler her an ona gelmeye can atar. · Sus artık yeter! Sır perdelerini pek o kadar yırtma. Çünkü bize, kırıkları sarıp onarmak, sırları örtmek yaraşır. · Altın aramıyorum, altın olmaya yeteneği olan bakır nerede? · Varlık peteğini ören arıdır. Arıyı vücuda getiren mum ve petek değildir. Arı biziz. Şekil sadece bizim imal ettiğimiz mumdur · Dünya köpüktür. Tanrı sıfatlarıysa denize benzer. Fakat şu cihan köpüğü, denizin arılığına, duruluğuna perdedir. · Sözün içini elde etmek için harf kabuğunu yar. Saçlar da sevgilinin yüzünü, gözünü örter. · Burnuna sarımsak tıkamışsın, gül kokusu arıyorsun. · Biz, tulumla, küple, testilerle tatmin olmayız. Bizi çekip ırmağınıza götürün. · Dünyaya demir atmış Karun'u, yer çekti, yuttu. Ulular ulusu İsa'yı gökyüzü çekti, yüceltti. · Ekmek, beden hapishanesinin mimarıdır. · Gübre olup bostanın gönlüne giren pislik, yok olur gider de pislikten kurtulur, kavunun, karpuzun lezzetini arttırır. · Avlanmak istedik mi uçup gittiğimiz yer Kafdağı'dır. Akbaba gibi leş avlamayız biz. · Bir köpeğin önüne bir çuval şeker koysan bile, onun gönlü yine leş peşindedir. Şekerden ne anlar o? · Allah ile birleşmek demek, senin varlığının O'nunla birleşmesi demek değildir. Senin yok olmandır. · Küfürle iman, yumurtanın akıyla sarısına benzer. Onları ayıran bir berzah var, birbirine karışmazlar. · Köpekler gibi kızmayı bırak, arslanların gazabına bak. Arslanların gazabını görünce de var, bir yaşına girmiş koyun gibi yavaş ol. · Din evinde haset faresi bir delik açar ama kedinin bir miyavlaması ile ürker kaçar. · Kadınlar, aklı olanlara, gönül sahiplerine pek üstün olurlar. Cahillere gelince, onlar, kadına üstündür. Çünkü tabiatlarında hayvanlık vardır. Sevgi ve acımak, insanlık vasıflarıdır. Hiddet ve şehvet ise hayvanlık vasıfları. · Mümin bir kopuza benzer. Madem ki inanan kişi feryat edip ağlamada kopuzdur, kopuz kendisine mızrap vuran olmadıkça feryat etmez. · Madem ki, akıl babandır beden de anan, oğulsan babanın yüzüne bak. · Yeryüzü ile dağda aşk olsaydı, gönüllerinde bir ot bile bitmezdi. · Kuş, kafeste kaldıkça başkasının buyruğu altındadır. Kafes kırıldı da kuş uçtu mu, nerede ona geçecek buyruklar? · Bal çanağının ağzı kapalı. Sen ise, üstünü, yanını yalayıp duruyorsun. Çanağı yere çal, · İnsana bütün korku içinden gelir fakat insanın aklı daima dışarıdadır. · Dil, anlamlara bir oluktur adeta, fakat nereden sığacak oluğa deniz? · O kadar çok koşmayın, o kadar yorulmayın, şu yerin altında çırak ne olmuşsa usta da o olmuştur. · Bir lağımın pis kokusunu koklamak, ruhu kokuşmuş zenginlerle sohbetten yüz misli iyidir. · Sen, yeni bir çocuk doğurmadıkça, kan tatlı süt haline gelmez. |
05 Şubat 2008, 12:06 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: Mevlanadan Güzel Sözler Hırsızlara, kötülere, alçaklara acımak, zayıfları kırıp geçirmektir. · Aşk, davaya benzer. Cefa çekmek de şahide. Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki. · Tohum yerde gizlenir de, o gizlenmesi bağın, bahçenin yeşermesine sebep olur. · Yazı yazılırken eli görmeyen kişi, yazı kalemin oynamasıyla yazılıyor sanır. · Gül solup, gül bahçesi harap olduktan sonra gülün kokusunu nereden duyabiliriz? Gülsuyundan! · Firavun, yüz binlerce çocuk öldürttü, aradığıysa evinin içindeydi. · Geminin içindeki su, gemiyi batırır. Geminin altındaki suysa, gemiye arka olur. · Aynanın berraklığını yüzüne karşı söylersen, ayna hemen buğulanır, seni göstermez olur. · Eşek, suyun kadrini bilseydi, ayak yerine baş koyardı ırmağa. · Aklın deveciye benzer, sense devesin. Aklın seni ram eder, ister istemez dilediği yere çeker götürür. · Eğer parça buçukta bütünle beraberdir, ondan ayrılmaz diyorsan, diken ye, diken de gülle beraberdir. · Gümüşün dışı aktır, berraktır ama onun yüzünden el de kararır, elbise de. · Ateşin kıvılcımlarıyla al al bir yüzü vardır. Ama yaptığı kötü işe bak, karanlığı seyret. · Yoksul, cömertliğin aynasıdır. · Peygamberler insanları Allah'a ulaştırmak için gelmişlerdir. İnsanların hepsi bir bedense, kulla Allah birleşmişse kimi kime ulaştıracaklar? · Bir mumdan yakılan mumu gören, gerçekten de asıl mumu görmüştür. Düşünenlerin düşündürdükleri... · Sabır, genişliğin anahtarıdır. · Gündüz gibi ışıyıp durmayı istiyorsan, geceye benzeyen varlığını yaka dur. · Ana karnındaki çocuğa doğmak, dünyadan göçmektir · Somuna benzer bir şey düzsen, emdin mi, şeker gelir ondan, ekmek tadı değil. · Terazide arpa altınla yoldaş olur ama bu, arpanın da altın gibi değerli olmasından değildir. · Koruktaki su ekşidir ama koruk üzüm olunca tatlılaşır, güzelleşir. Derken küpte yine acır, haram olur fakat sirke olunca ne güzel katıktır. · Ay, yıldızlardan utanır ama yine de cömertliği yüzünden yıldızların arasında bulunur. · İnanan, inananın aynasıdır. · Sen şekillerde kalırsan puta tapıyorsun demektir. Her şeyin şeklini bırak, manasına bak · Rengi kara bile olsa, bir kişi seninle aynı maksadı güdüyorsa, ona ak de, senin rengindedir. · Hacca gideceksen, bir hac yoldaşı ara. İster Hint'li olsun, ister Türk, ister Arap. Şekline, rengine bakma, maksadı ne, ona bak. · Yokluk, varlığın aynasıdır. · Arslanın boynunda zincir bile olsa, bütün zincir yapanlara beydir arslan. · Zıddı meydana çıkaran, onun zıddı olan şeydir. Bal, sirkeyle belirir. · Kasırga pek çok ağaçlar yıkar fakat yeşermiş bir ota ihsanlarda bulunur. · Dostların ziyaretine eli boş gelmek, değirmene buğdaysız gitmektir. · Herkes güneşi görebilseydi, güneşin ışıklarına delalet eden yıldızlara ne ihtiyaç vardı? · Hiç köpeğin havlaması, ayın kulağına değer mi? · Huzurunda bulunmayanlara bile böyle elbiseler, böyle yiyecekler verirse, kim bilir konuğun önüne ne nimetler koyar. · Hıristiyanların bilgisizliğine bak ki, asılmış Tanrı'dan medet umuyorlar. · Resim, ressama, beni kusurlu yaptın diye söz mü söyleyebilir? · İnsanoğlu, dilinin altında gizlidir. Dil, can kapısının perdesidir. Yel, perdeyi kaldırdı mı ne var, belirir bize. · Sen de sağ eline bir sopa aldın ama senin elin nerede, Musa'nın eli nerede · Akıllı birisinden gelen cefa, bilgisizlerin vefasından iyidir. · Kara odun ateşe eş oldu mu, karalığı gider, tümden ışık kesilir. · Bağış, kine merhemdir. · Tahta içinde yaşayan kurt, o tahtanın fidan olduğu vakit ki halini bilir mi hiç? · Madem ki hırsızsın, bari o güzelim inciyi çal, madem ki gebe kalıyorsun, bari yüce bir çocuğa gebe kal. · Korukla üzüm birbirine zıttır ama koruk olgunlaştı mı güzel bir dost olur. · Tanrı yüzünü çirkin yaratmışsa, kendine gel de, hem çirkin yüzlü hem çirkin huylu olma bari. · Aynada bir şekil görürsün hani, senin şeklindir o, aynanın değil. · Satrançta piyon yola çıkar da, sonunda yüce vezir olur. · Kibir kokusu, hırs kokusu, tamah kokusu, söz söylerken soğan gibi kokar. · Sonsuzun iki yanı da yoktur, ortası nasıl olabilir? · Dosttan, yakınlardan gelen bir cefa, düşmanın üçyüzbin cefasına bedeldir. . Bal yiyen arısından gocunmaz.. · Güneşin ışığı pisliğe vursa bile pislenmez, ışıktır o. · Başın ırmağın suyuna daldı mı, suyun rengini nasıl görebilirsin? · Davud'un elinde mum oluyor, senin elindeyse mum, demire dönüyor. · Sabır, insanı maksadına en tez ulaştıran kılavuzdur. · Yılan yumurtası da serçe yumurtasına benzer ama aralarında ne kadar fark var. · Bilginin, iki kanadı vardır, şüphenin tek. · İkiyüz batman bala, bir okka sirke döksen, balın içinde erir, gider. Balı tattın mı sirkenin tadını bulamazsın fakat tartarsan bir okka fazla gelir. Demek ki sirke, hem yok olmuştur, hem vardır. · Bir kuyudan her gün toprak çeker, her gün orayı kazar, eşersen, sonunda arı duru suya ulaşırsın. · Denizden bile yerine su koymadan devamlı su alsan, bu işin denizleri çöle çevirir. · Sen, yerdeki yeşillik gibisin, ayağın bağlı. Bir yel esti mi, tam inanca ulaşmadan başını sallarsın. · Oltandaki et lokması, balık avlamak içindir. Öyle lokma ne bağıştır ne cömertlik. · Sözün eğri olsa da, anlamı doğru bulunsa, sözdeki o eğrilik, Tanrı'ya makbuldür. · İçen akıllıysa, aklının parlaklığı daha da artar, fakat kötü huyluysa daha beter olur. Ama halkın çoğu kötü olduğundan, beğenilmez huylara sahip bulunduğundan, içki herkese haram edilmiştir. · Eşeğin ardını öpmekte bir tat, tuz yoktur. Faydasız yere, sakalını, bıyığını kokutur. · Pirlik, saçın sakalın ağarması ile elde edilmez. İblisten daha ihtiyar kim var? · Tavus kuşu gibi sadece kanadını görme, ayağını da gör. · Pirenin ısırışından meydana gelen yanış, seni yılan soktu mu yok olur gider. · Öküz, ansızın Bağdat'a gelir, şehri bir baştan öte gezip, dolaşır. Bütün o zevki, hoşluğu, tadı, tuzu görmez de göre göre karpuz kabuğunu görür. · Hani bir hayvan vardır, porsuktur adı. Dayak yedikçe semirir, büyür, köteği yedikçe daha iyileşir, sopa vuruldukça semirir, insan da gerçekte porsuktur, çünkü o da dert, mihnet sopasıyla büyür, semizleşir. · Uçan kuş, yeryüzünde kalsa tasalanır, derde düşse ağlayıp inlemeye koyulur. Fakat ev kuşu, kümes hayvanı, yeryüzünde sevinçle yürür, yem toplar, neşeyle koşar durur. · Ölülerle savaşıp gazilik elde edilmez. · Hoş, güzel ömür, yakınlık âleminde can beslemektir. Kuzgunun ömrü ise fışkı yemeye yarar. · Kin, sapıklığın da aslıdır, kafirliğin de. · Kuru duayı bırak, ağaç isteyen tohum eker. · İnciyi sedefin içinde ara, hüneri de sanat ehlinden iste. · İnsan bir ağaca benzer, kökü, ahdinde durmaktır. · Susmakla canın özü, yüzlerce gelişmeye ulaşır. Ama söz, dile geldi mi, öz harcanır. · Hiç ay, yeryüzünde ev sahibi olur mu? · Hırs, çirkinlikleri bile güzel gösterir. · Padişahın adamlarından biri, zindanın burcunu yıksa, zindancının gönlü bu yüzden kırılır mı hiç? |
05 Şubat 2008, 12:06 | Mesaj No:6 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: Mevlanadan Güzel Sözler
[B] Hiçbir şeyden haberi olmayan cansızlardan, gelişip boy atan bitkiye, bitkiden yaşayış, derde uğrayış varlığına, sonra güzelim akıl, fikir, ayırt ediş varlığına geldin. · Yol afetleri içinde şehvetten beteri yoktur. · Demirciliği bilmiyorsan, demirci ocağından geçerken sakalın da yanar, saçın da. · Taş, taşlıktan çıkıp yok olmadıkça, mücevher olup yüzüğe takılır mı hiç? · Padişah, töhmet altına alınanı Karun'a çevirir. Artık suçsuzu ne hale kor, onu sen düşün. · Eğri ayağın gölgesi de eğridir. · Tam inanç aynası kesilen kişi, kendini görse bile, Tanrı'yı görmüş olur. · Bilgiye ulaştı mı ayak, kanat olur. · Göz olgunlaştı mı, temeli, özü görür. Ama kişi şaşı oldu mu parça buçuğu görür ancak. · Sınama, deneme yolunda bilgi, tam inançtan aşağıdır, zindansa yukarı. · Can, doğan kuşuna benzer, beden ona bir tuzak |
05 Şubat 2008, 12:08 | Mesaj No:7 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: Mevlanadan Güzel Sözler Hz. Mevlanadan İnciler... *Her insanın evveli suretten ibarettir. Ondan sonra can gelir ki can, manevi güzellik, ahlak güzelliğidir. Her meyvenin evveli suretten başka nedir ki? Ondan sonra lezzet gelir ki lezzet, meyvenin manasıdır. (Mesnevi III, 527) *Musa da sende, Firavun da. Bu (birbirine) iki düşmanı da kendinde ara sen. Musa kıyamete kadar vardır. Nuru hep o nurdur, başka nur değil…değişen yalnız kandil. Bu kandille fitil başka, fakat nuru başka nur değil, hep o alemden. Kandile bakarsan kayboldun gitti. Çünkü ikilik ve sayıya sığış kandile göredir. Fakat nura baktın mı ikilikten de, önü, sonu bulunan cisim aleminin sayısından da kurtulursun. (Mesnevi III, 1253-1255) *Denizi gören göz başka, köpüğü gören göz başka. Köpüğü bırak da denizin gözüyle bak sen. Köpükler, gece gündüz denizden meydana gelir, onları deniz harekete getirir. Fakat sen ne şaşılacak şey, köpüğü görüyorsun da denizi görmüyorsun!…Biz, gemilere benziyoruz. Aydın denizin içindeyiz de gözlerimiz görmüyor, birbirimize çarpıp duruyoruz.(Mesnevi III, 1270) *Ey ulular, bu cihan bir ağaca benzer; biz de bu alemdeki yarı ham, yarı olmuş meyveler gibiyiz. Ham meyveler, dala iyice yapışmıştır, oradan kolay kolay kopmazlar. Çünkü ham meyve köşke saraya layık değildir. Fakat oldu da tatlılaştı, dudağı ısırır bir hale geldi mi artık dallara iyi yapışmaz, hemen düşüverir. O baht ve ikbal yüzünden adamın ağzı tatlılaştı mı, insana bütün cihan mülkü soğuk gelir.(Mesnevi III, 1293-1295) *Ben, cemadattandım…öldüm, yetişip gelişen bir varlık, nebat oldum. Nebatken öldüm, hayvan suretinde zuhur ettim. Hayvanlıktan da geçtim, hayvanken de öldüm de insan oldum. Artık ölüp de yok olmaktan ne korkayım? Bir hamle daha edeyim, insanken öleyim de melekler alemine geçip kol kanat açayım.(Mesnevi III, 3901) *Cefaya uğrayıp cilalanacağı zaman kaçan, sonra da safa dileyen kişiye şaşarım doğrusu. Aşk davaya benzer, cefa çekmek de şahide. Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki!(Mesnevi III, 4008) *Bir bak…nohut, tencerede ateşten zebun oldu mu yukarıya doğru sıçramaya başlar. Tencere kaynamaya başlayınca nohut, tencerenin üstüne fırlamaya, yüzlerce coşkunluk göstermeye koyulur. “Neden beni ateşe attın, kaynatıyorsun.. mademki satın aldın, neye bu hallere uğratıyorsun” der. Nohut pişiren kadın da nohuda kepçeyle vurup der ki: “Yok.. güzelce kayna, tencereden çıkmaya kalkışma.” Seni sevmediğimden, senden hoşlanmadığımdan kaynatmıyorum seni ki… bir zevke, bir çeşniye sahip ol da. gıda haline gel, yen, cana karış diye kaynatıyorum. Bu imtihan, seni horlamak için değil! (Mesnevi III, 4159-4164) *Oğul, sen Kur-an’ın dış yüzüne bakma. Şeytan da Adem’i topraktan ibaret gördü, hakikatine eremedi! Kur-an’ın zahiri, insana benzer…sureti görünür, meydandadır da canı gizlidir! (Mesnevi III, 4247) *** *Ayıp olan, daima her şeyde ayıbı görmektir. Ayıbı görmeyen gayb ehlidir. (Mesnevi I, 2074)Kendi ayıbıyla uğraşana ne mutlu. Başkasının ayıbını söyleyen, o ayıbı kendisinden uzak görmesin. (Mesnevi II, 3064) *Muhammet Mustafa parmağındaki yüzüğü döndürdüğünde ’seni oyalanmak, oynamak için yaratmadık ‘ diye paylandı. Var, bundan kıyasla da günün, suçla mı geçiyor, ibadetle mi bir düşün. (Fihi Ma-fih, 15) *Akıl seni padişahın kapısına götürünceye dek güzeldir, dinlenir. Onun kapısına geldin mi aklı boşa; o anda akıl, ziyan verir sana; yolunu keser. Ona ulaştın mı kendini teslim et; artık nasılla, niceyle işin yok senin.Mesela biçilmemiş bir kumaştan bir kaftan, yahut bir cübbe diktirmek istiyorsan, akıl seni tutar, terziye kadar götürür. Akıl bu ana dek iyidir, seni terziye ulaştırır. Şimdi bu anda aklı boşamak gerek;terziye karşı kendi düşünceni bırakmak gerek. Hasta da böyledir. Aklı o zamana dek iyidir ki, onu tutar, hekime götürür. Hekime vardıktan sonra aklı bir işe yarmaz, artık kendisini hekime bırakması gerek. (Fihi Ma-fih, 26) *Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, hataları örtmede gece gibi ol, tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün, ya göründügün gibi ol. *Dert, insanı yokluğa götüren rahvan attır. *Ben nice zaman O’nu aradım kendimi buldum. Şimdi kendimi arıyor onu buluyorum. O’nu bulduğun zaman kendinden kurtulursun. Kendinden kurtulduğun zaman O’nu bulursun.” iktibas.... |
05 Şubat 2008, 16:10 | Mesaj No:8 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: Mevlanadan Güzel Sözler Nefis putunu kır Putların anası, bir put olan nefsinizdir; çünkü put yılandır; nefis putuysa ejderhâ. Nefis demirle taş gibidir; put o çakmaktaşından sıçrayan kıvılcımdır; o kıvılcım suyla söner gider. Fakat çakmaktaşıyla demir, ne vakit suyla söner? İnsanoğlu, bu ikisi, kendisiyle oldukça nasıl esenliğe ulaşır? Put, testide gizli duran kara sudur; nefsi ise, bu kara suya kaynak bil. O yontulmuş put, kara sele benzer; put yonan nefisse anayoldaki kaynaktır. Bir parçası yüzlerce testiyi kırar, ama kaynağın suyu durmadan dinlenmeden coşar kaynar. Put kırmak kolaydır, pek kolay; fakat nefsi kırıp geçirmeyi kolay görmek bilgisizliktir, bilgisizlik. Ey oğul, nefsin şeklini arıyorsan yedi kapılı cehennemin hikâyesini oku. Her solukta bir düzeni vardır nefsin; her düzeninde de yüzlerce Firavun, o firavunlara uyanlarla beraber batar-gider. Musa'nın İlâhına, Musa'ya, kaç; Firavunluk ederek îman suyunu dökme. Ahad'e, Ahmed'e el at; a kardeş, kurtul beden Ebû-Cehl'inden. Her ağlamanın sonu gülmektir Birisi ağzını eğer de eğlenerek Muhammed'in adını anardı; anarken ağzı eğri kalıverdi. Pişman oldu da "ey Muhammed" dedi, "lûtuflar sahibisin, ledün bilgisi katında; sen bağışla. "Bilgisizliğimden seninle alay ettim; halbuki asıl alay edilecek benmişim. Allah, birisinin perdesini yırtmak isterse gönlüne, temiz kişileri kınama isteğini verir. Fakat Allah, birisinin aybını örtmek isterse, o kişi nefis yüzünden ayıplara bulanmış kişilerin bile ayıplarını söylemez. Allah, bize yardım etmek dilerse gönlümüze, ağlayıp inleme isteğini verir. Ne mutlu gözdür o göz ki onun için ağlar; ne kutlu gönüldür o gönül ki onun için yanar kavrulur. Her ağlamanın sonu gülmektir; sonu gören kişi kutlu bir kuldur. Nerde akarsu varsa orada yeşillik vardır; nerde akan gözyaşı varsa oraya rahmet gelir. İnleyen dolap gibi gözlerinden yaşlar saç da can alanından yeşillikler bitsin. Ağlamak istiyorsan gözyaşı dökenlere acı; acınmak istiyorsan sen de acı zayıflara. |
05 Şubat 2008, 16:10 | Mesaj No:9 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: Mevlanadan Güzel Sözler Erenlerin yolunda çalış A ulu kişi, gücün yettikçe peygamberlerle erenlerin yolunda çalış, çabala. Kaderle pençeleşmek savaş değildir; çünkü bizi onunla pençeleştiren de kaderdir. Birisi, inanç yolunda, kulluk yolunda yürür de bir soluk olsun ziyan ederse kâfir olayım ben. Başın yarılmamış, şu başını bağlama; bir iki günceğiz çalış, sonra güledur. Dünyayı arayan, olmayacak, kötü bir şeyi aradı; âhireti arayansa iyi, güzel bir hâl aradı. Dünya kazancında düzenlere başvurmak soğuk bir şeydir; fakat dünyadan vazgeçmek için düzenler kurmak da var, yerindedir bu. Düzen odur ki kurtulmak için zindanı deler; açılmış deliği kapatmaksa, soğuk bir düzendir. Bu dünyâ zindandır; biz de dünyadaki mahpuslarız; del zindanı da kurtar kendini. Nedir dünya? Allah'dan gafil olmak; kumaş, para, ölçü, tartı, kadın dünya değildir. Malı, din için, Allah için yüklenirsen, Peygamber buna, ne de güzel mal dedi. Allah'ın lûtfuna kaçmalı Allah'ın lûtfuna kaçmalı, ona sığınmak; çünkü o canlara binlerce lûtuflar saçmış dökmüştür. Bir sığınak bulmak gerek; ama nasıl sığınak? Öyle bir sığınak ki ona sığındın mı su da sana asker olsun, ateş de. Nuh'a, Musa'ya deniz dost olmadı mı? Su, onların düşmanlarını kinle kahretmedi mi? Ateş İbrahim'in kalesi değil miydi; böylece de Nemrud'un gönlünden duman tüttürmedi mi? Dağ, Yahya'yı kendisine çağırmadı mı; ona kastedenleri taşla sürüp kovmadı mı? Ey Yahya, gel, bana kaç; kaç da keskin kılıçtan kurtarayım seni, sığınak olayım sana demedi mi? |
05 Şubat 2008, 16:11 | Mesaj No:10 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: Mevlanadan Güzel Sözler Elinden geldikçe kul ol Övülmenin tesiri sürer gider; bir zaman sonra da deşilmesi gereken bir çıbandır, başgösterir. Nefis çok övülme yüzünden Firavunlaştı; alçak gönüllü ol, ululuk taslama. Elinden geldikçe kul Ol, pâdişâh olma. Top gibi zahmetler çek, mihnetlere katlan, çevgen olma. Yoksa şu lütfün, şu güzelliğin kalmadı mı, seninle eş-dost olanlar usanırlar senden. O vakit, vaktiyle seni aldatan o topluluk, seni görünce, işte şeytan derler. Seni kapı dibinde gördüler mi, hepsi de mezanndan baş çıkarmış hortlak der. Zayıf, hasta bulunmazsa hekimlik sanatının güzelliği nasıl olur da meydana çıkar? Bakırların horluğu, bayalığı meydanda olmasa kimya nasıl görünür? Noksanlar, olgunluğun aynasıdır; o horluk, üstünlüğün, ululuğun aynasıdır. Çünkü gerçekten de zıddı meydana çıkaran, onun zıddı olan şeydir; bal, sirkeyle belirir. Kendi noksanını gören kişi, olgunlaşmaya on atla koşar. Kendisini olgun sanansa, ululuk sahibi Allah'a, bu zannı yüzünden uçup ulaşamaz. A sapık, olgunluk zannından, vehminden daha beter birşey yoktur senin canında. Senden bu kendini görüş gidinceye dek gönlünden, gözünden çok kanlar akar. İblîs'in hastalığı, "Ben ondan hayırlıyım" demesiydi; bu hastalık, her yaratılmışın içinde vardır. Kendisini pek kırık dökük görse bile arı-duru sudur ama pisliği dibinde ara. Sınamak için seni bir coşturdu mu, içinde pislik bulunan su, bulanır, pisliğin rengini gösteriverir. A yiğit, ırmak sana arı duru görünüyor ama dibinde pislik var |
Konuyu Toplam 17 Kişi okuyor. (0 Üye ve 17 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
:)))Tebessümlük SözLeR Medineweb | enderhafızım | Komik Paylaşımlar | 133 | 04 Eylül 2024 21:48 |
RESİMLİ SÖZLER SLAYT-medineweb.net | alperkara | Fon Müzikleri | 2 | 22 Eylül 2021 18:35 |
Ölüm ile ilgili sözler/medineweb | MERVE DEMİR | Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler | 5 | 17 Eylül 2020 02:29 |
Yunus Emre'den Sözler /medineweb | MERVE DEMİR | Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler | 26 | 07 Ekim 2018 22:45 |
Mevlanadan Yaşlılık Üzerine... | FERHAT37 | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 02 Aralık 2007 17:12 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|