|
Konu Kimliği: Konu Sahibi KuM TaNeSi,Açılış Tarihi: 26 Ağustos 2009 (17:45), Konuya Son Cevap : 10 Mart 2018 (10:14). Konuya 5 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
26 Ağustos 2009, 17:45 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 5998 Üyelik T.:
02 Ocak 2009 | `Benim ashabım gökteki yıldızlar gibidir" `Benim ashabım gökteki yıldızlar gibidir" `Benim ashabım gökteki yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız hidayeti bulursunuz` (Deylemi, Beyhaki) `Ashabım hakkında Allah`tan korkun, ashabım hakkında Allah`tan korkun! Benden sonra onları kendinize hedef haline getirip düşmanlık etmeyin! Kim onları severse bana olan sevgisinden dolayı sever. Kim de onlara kin beslerse bana olan kini dolayısıyla böyle yapar. Kim onlara eziyet ederse bana eziyet etmiş olur. Kim bana eziyet ederse Allah`a eziyet etmiş demektir. Her kim de Allah`a eziyet ederse çok geçmeden Allah onun belâsını verir` (Ahmed b. Hanbel V, 57). Ayetlerde Ashap `Böylece sizi (Ashab-ı Kirâm) vasat bir ümmet yapmışızdır; insanlara karşı hakikatin şahitleri olasınız, bu Peygamber de sizin üzerinize tam bir şahit olsun diye` (el-Bakara, 2/143). `Siz (sahabe) insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten vazgeçirmeye çalışırsınız... ` (Ali İmrân, 3/ 110) . `İslâm`da birinci dereceyi kazanan muhacirler ve ensar ile onlara güzellikle tabi olanlar yok mu? Allah onlardan razı olmuştur. Onlar da Allah`tan razı olmuşlardır. Allah bunlar için, kendileri içinde ebedî kalıcılar olmak üzere, altlarından ırmaklar akan Cennetler hazırladı. İşte bu, en büyük bahtiyarlıktır` (et-Tevbe, 9/100). `O ağacın altında müminler sana biat ederlerken, andolsun ki Allah onlardan razı olmuştur da kalplerindekini bilerek üzerlerine manevî bir kuvvet (moral) indirmiş ve onları yakın bir fetih ile mükâfatlandırmıştır` (el-Feth, 48/28) `Muhammed Allah`ın Resulüdür. O`nunla beraber olanlar (Ashap) da kâfirlere karşı çetin ve metin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükû` edici, secde edici olarak görürsün. Onlar Allah`tan daima fazl-u kerem ve rıza isterler. Secde izinden meydana gelen nişanları yüzlerindedir...` (el-Feth, 48/29) Mus`ab bin Umeyr Mekke`nin en zengin ailelerinden birine mensuptu. Efendimiz (s.a.v.) ondan şu sözlerle bahseder: Mekke`de Mus`ab bin Umeyr`den daha güzel giyinen, daha yakışıklı ve nimetler içinde yüzen başka bir genç görmedim... Bütün dünyalıkları elinin tersiyle iterek Müslüman oldu. İslâm`ın ilk öğretmeni olarak Medine`ye ilk hicret eden odur... Defni sırasında onu kefenleyecek örtü bulunamadı. Sahabelerden Habbab, bu olayı şu şekilde rivayet eder: Biz Hz. Peygamberle birlikte Medine`ye yalnız Allah rızası için hicret ettik. Artık mükâfatını Allah`tan bekleriz. Arkadaşlarımız arasında bu nimetlerden tatmadan Ahirete gidenler vardır ki Mus`ab bin Umeyr bunlardan biridir. O Uhud günü şehit olmuştu da kendisini saracak bir kefen dahi bulamamıştık. Yalnız şehidin bir kaftanını bulmuş ve bu aziz şehidi ona sarmaya çalışmıştık. Ancak başını örterken ayakları açılıyor, ayaklarını kapatırken de başı açığa çıkıyordu. Bu yoksulluk karşısında Hz. Peygamber bize şehidin başını örtmemizi ve ayaklarının üstüne de izhîr denilen kokulu ottan koymamızı emretti. (Buhari, Cenaiz 27) Tek cümle ile Ashap Peygamberimizi başından sonuna kadar destekleyen: Hz. EBÛ BEKR-İ SIDDÎK Adâletin timsâli ikinci büyük halîfe: Hz. ÖMER Meleklerin bile hayâ ettiği halîfe: Hz. OSMAN Allahın aslanı ve Resulullah`ın, O`nu sevmeyen beni sevemez dediği kişi: Hz. ALİ BİN EBÎ TALİB Cennetle müjdelenen on sahabeden biri: ABDURRAHMAN BİN AVF Cennetle müjdelenen ümmetin emîni: EBÛ UBEYDE BİN CERRH Resulullah`ın okçusu: SA`D BİN EBÎ VAKKAS İlk Müslüman olanlardan: TALHA BİN UBEYDULLAH Cennetle müjdelenenlerden: ZÜBEYR BİN AVVAM Peygamberimizin amcası: ABBAS BİN ABDÜLMUTTALİB Tefsîr âlimlerinin şâhı: ABDULLAH BİN ABBAS Hadîs-i şerîf yazması ile meşhûr sahabe: ABDULLAH BİN AMR BİN AS Uhud şehitlerinden: ABDULLAH BİN CAHŞ Hz. Ebu Bekir`in oğlu: ABDULLAH BİN EBÎ BEKR-İ SIDDÎK Meleklerin yıkadığı sahabenin oğlu: ABDULLAH BİN HANZALA Resulullah`ın elçilerinden: ABDULLAH BİN HUZAFE Kurân-ı Kerîm`i açıktan okuyan ilk sahabe: ABDULLAH BİN MES`ÛD En çok hadîs bilen sahabelerden: ABDULLAH BİN ÖMER Resulullah`ın şâiri: ABDULLAH BİN REVAHA Tevratta Resulullah`ın alâmetlerini görüp Müslüman olan sahabe: ABDULLAH BİN SELAM Bedir`de babasına karşı savaşan sahabe: ABDULLAH BİN SÜHEYL Sâhib-ül ezân: ABDULLAH BİN ZEYD Medîne`de muhâcirlerden ilk doğan sahabe: ABDULLAH BİN ZÜBEYR Ailece cömert olan sahabe: ADİ BİN HATİM ATİ Meleklerin defnettiği sahabe: MİR BİN FÜHEYRE Şehît oğlu şehît: AMMAR BİN YASER Meşhûr Arap dâhîlerinden: AMR BİN AS Arıların koruduğu sahabe: ASIM BİN SABİT Kıblenin değiştiğini haber veren sahabe: ABER BİN AZİB Hz. Ebû Bekir`e ilk bîât eden sahabe: BEŞİR BİN SA`D Peygamber Efendimizin müezzini: BİLAL-İ HABEŞİ Resulullah`ın sancaktarı: BÜREYDE BİN HASİB Sahâbenin en çok hadîs bildirenlerinden: CABİR BİN ABDULLAH Cennete uçarak giden sahabe: CA`FER-İ TAYYAR Cebrâil aleyhisselâmın, şekline girdiği sahabe: DIHYE-İ KELBÎ Peygamber Efendimizin fedâisi: EBÛ DÜCANE Mihmândâr-ı Resulullah: EBÛ EYYÛB-EL ENSARÎ En çok hadîs-i şerîf rivâyet eden sahabe: EBÛ HÜREYRE Resulullah`ın süvârilerinden: EBÛ KATADE Tövbesi ile meşhûr sahabe: EBU LÜBBE Kurân-ı Kerîm`i en iyi okuyan sahabelerden: EBÛ MÛSEL-EŞ`ARÎ Çok hadîs rivâyet eden yedi sahabeden: EBÛ SA`ÎD-İ HUDRÎ Tek başına hicret eden sahabe: EBÛ SELEME Resulullah`ın fedâisi: EBÛ TALHA Gıfarî Kâbilesinin reisî: EBÛ ZER GIFARÎ Kâdılık yapan sahabelerden: EBÜDDERDA Resulullah`ın hizmetçisi: ENES BİN MALİK Evi ilk vakıf olan sahabe: ERKAM BİN EBİ`L ERKAM Câhiliye devrinde de tek bir Allaha inanan sahabe: ES`AD BİN ZÜRRE Yemenli sahabelerden: FEYRÛZ BİN DEYLEMÎ İlk Müslüman sahabelerden: HABBAB BİN ERET İlk Müslüman olan sahabelerden: HALİD BİN SA`ÎD BİN AS Meleklerin yıkadığı sahabe: HANZALA BİN EBÛ AMİR Darağacında ilk namaz kılan sahabe: HUBEYB BİN ADİY Sevgili Peygamberimizin sırdaşı: HUZEYFE BİN YEMAN Şehîtlerin efendisi: Hz. HAMZA Peygamber Efendimizin şâirlerinden: KA`B BİN MALİK Resulullah`ın süvârilerinden: MİKDAD BİN ESVED Resulullah Efendimizin fedâîlerinden: MUHAMMED BİN MESLEME İslâm`da ilk öğretmen: MUS`AB BİN UMEYR Helâl ve harâmı iyi bilen sahabe: MU`AZ BİN CEBEL Hâşimoğulları`nın en yaşlısı: NEVFEL BİN HARİS Ashâb-ı kirâmın meşhûr kumandanlarından: NU`MN BİN MUKARRİN Medîne`de ilk vefât eden muhâcir sahabe: OSMAN BİN MAZ`ÛN Kâbe`nin hizmetinde olan sahabe: OSMAN BİN TALHA Peygamber Efendimizin hatîplerinden: SABİT BİN KAYS Ensârın en hayırlılarından: SA`D BİN MU`AZ Şehît olurken nasîhat eden sahabe: SA`D BİN REBİ Hz. Ömer`e benzeyen vâli: SAİD BİN AMİR Kurân-ı Kerîm`i en iyi okuyanlardan: SALİM MEVLA EBÛ HUZEYFE Ashâb-ı kirâmın okçularından: SEHL BİN HANİF Medîne`de en son vefât eden sahabe: SEHL BİN SA`D Piyâdelerin en hayırlısı: SELEME BİN EKVA Kardeşlerinin işkence ettiği sahabe: SELEME BİN HİŞAM Ehl-i beytten sayılan İranlı sahabe: SELMAN-I FARİSİ Resulullah`ın hizmetçisi: SEVBAN Allah yolunda malını mülkünü terkeden sahabe: SÜHEYB-İ RUMİ Yemâme kabîlesi reisi: SÜMME BİN ÜSL Işık Saçan Sahabe: TUFEYL BİN AMR Akabe bîatlerinde kavminin temsilcisi olan sahabe: UBDE BİN SAMİT Ashâb-ı suffadan: UKBE BİN AMİR Kırâati ile meşhûr sahabe: ÜBEYY BİN K`AB Resulullah`ın çok sevdiği sahabelerden: ÜSAME BİN ZEYD Ashâb-ı kirâmın sancaktarlarından: ÜSEYD BİN HUDAYR Kardeşleri tarafından işkence gören sahabe: VELÎD BİN VELÎD |
Konu Sahibi KuM TaNeSi 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
41.Haftanın Misafiri Belgin | Hafta'nın Misafiri | Belgin | 37 | 14988 | 04 Ekim 2009 16:49 |
Neden Su içmeliyiz(46 sebep) | Tıbb-ı Nebevi ve Alternatif Tıp Bilgileri | su damlası | 6 | 3661 | 04 Ekim 2009 12:50 |
Yokluğuna Alıştırma... | Şiirler ve Şairler | KARAKÖSE | 1 | 3006 | 04 Ekim 2009 12:45 |
Kırgınım Sana /medineweb | Şiirler ve Şairler | su damlası | 8 | 3281 | 02 Ekim 2009 19:49 |
google amcam düzeltir işi bilir herşeyi =) | Resim/Karikatür | Esma_Nur | 2 | 2759 | 02 Ekim 2009 11:25 |
26 Ağustos 2009, 19:14 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | RE: `Benim ashabım gökteki yıldızlar gibidir"
Hadisi Zayıf Bilen Ehl-i Sünnet Alimleri: 1- İmam Ahmed b. Hanbel (Ölüm: 241 hc.) (1) 2- Hâfız Ebu İbrâhim-il Muznî (Ölüm: 264 hc.) (2) 3- Hâfız Ebu Bekr-il Bezzâr (Ölüm: 292 hc.) 4- İbn-ül Kattân -Hâfız Ebu Ahmed Abdullah b.Adiyy- (Ölüm: 365 hc.) (4) 5- Hâfız Ebu-l Hasan Dârekutnî (Ölüm: 385 hc.) (5) 6- Hâfız İbn-i Hazm -Ebu Muhammed Ali b. Ahmed- ( Ölüm: 456 hc.) (6) 7- Hâfız Beyhakî -Ebubekr Ahmed b. Hüseyin b. Ali b. Abdullah- (Ölüm: 457 hc.) (7) 8- Hâfız Ebu Ömer İbn-i Abd-il Birr (Ölüm: 463 hc.) (8) 9- Hâfız İbn-i Esâkir -Ebu-l Kâsım Ali b. Hibetullah- (Ölüm: 571 hc.) (9) 10- Hâfız Abdurrahman Ebu-l Ferac İbn-il Cevzî (Ölüm: 597 hc.) (10) 11- Hâfız İbn-i Dihye –Ebu-l Hattab Ömer b. Hasan- (Ölüm: 633 hc.) (11) 12- İmam Esir-üd Din Ebu Hayyân-il Endülüsî (Ölüm: 745 hc.) (12) 13- Hafız Şemsüddin Ebu Abdillah ez-Zehebî Ölüm: 748 hc.) (13) 14- Ahmed İbn-i Abdülkadir Tâcuddin İbn-i Mektum Ebu Muhammed-il Kaysî (Ölüm: 749 hc.) (14) 15- Şemsüddin İbn-i Kayyim-il Cevziyye (Ölüm: 751 hc.) (15) 16- Hâfız Zeynüddin Abdurrahim b. Hüseyn-il İrâkî (Olüm: 806 hc.) (16) 17- Hafız Şehabüddin İbn-i Hacer-il Askalânî ( Ölüm: 852 hc.) (17) 18- Kemâlüddin Muhammed İbn-il Hemmâm-il Hanefî (Ölüm: 861 hc.) (18) 19- İbn-u Emir-il Hâc -Şemsüddin Muhammed b. Muhammed b. Muhammed b. Hasan- (Ölüm: 879 hc.) (19) 20- Hâfız Şemsuddin Ebulhayr Muhammed b. Abdurrahman Es-Sahavî (Ölüm: 902 hc.) (20) 21- Kemâlüddin Ebu-l Meâlî Muhammed b. Emir Nâsıruddin Muhammed b. Ebî Bekr b. Ali b. Ebî Şerif-il Makdisî-iş Şâfiî (Ölüm: 906 hc.) (21) 22- Hâfız Celâlüddin-is Suyûtî eş-Şâfiî (Ölüm: 911 hc.) (22) 23- Şeyh Aliyy-ül Muttaki-l Hindî (Ölüm: 975 hc.) (23) 24- Şeyh Aliyy-ül Kâriyy-ül Mekkî (Ölüm: 1014 hc.) (24) 25- El-Mennâviyy-üş Şâfiî -Abdürrauf b. Tâc-ül Ârifin b. Ali b. Zeynülâbidin- (Ölüm: 1029 hc.) (25) 26-Şeyh Şehâbüddin-il Hafâcî-il Hanefî -Ahmed b. Muhammed b. Ömer (Ölüm: 1096 hc.) (26) 27- Kâzî Muhibbullah-il Behârî-il Hindî (Ölüm: 1119 hc.) (27) 28- Kâzî Muhammed b. Ali b. Muhammed b. Abdullah-iş Şevkânî (Ölüm: 1250 hc.) (28) 29- Sadık Muhammed Hasan Hân (Ölüm: 1307 hc.) (29) Burada şunu da hatırlatmamız gerekir ki bu isimleri biz örnek olarak zikrettik; yoksa bu hadisin uydurma veya zayıf olduğunu itiraf eden Sünnî âlimlerin sayısı daha fazladır. Mesela İbn-ül Mulakkin, İbni Teymiye, Celâl-ül Muhallî, Ebu Nasr-is Seczî, Ebuzer-il Halebî, Ahmed b. Kâsım-il İbâdî, Es-Sebukî, İbn-u İmâm-il Kâmiliyye, Mevlevî Nizâmuddin, Mevlevî Abdül Ali Bahrul Ulûm, Muhammed Nâsıruddinil Albânî ve Seyyid Muhammed İbn-i Akilil Alevî gibi âlimleri de bunlara ekleyebiliriz. Açıklamamız gereken bir diğer husus da şudur ki, "Yıldızlar " rivayetinin bazı nakillerinde "Ümmetimin ihtilâfı rahmettir" şeklinde bir söz de yine Resulullah'a isnad edilmiştir ki aynı senetle nakledildiği için o rivâyetin zayıf ve uydurma olduğunu söyleyenlerin sözleri doğal olarak bu rivâyet için de geçerlidir ki bunlardan bazılarının ismini örnek olarak zikredip geçiyoruz: Hâfız İrâkî, Hafız Muhammed b. Tâhir, Tabarânî, Deylemî, Muhammed Nâsıruddinil Albânî ve...(30) Rivayetin Senedi Üzerine: Gerçi bir önceki bölümde bir kısmının isimlerini verdiğimiz Ehli Sünnet alimlerinin, rivayetin zayıflığını ve uydurma olduğunu teyit ve tasdik etmeleri, bizi rivayetin senedini incelemekten müstağni kılıyor; ama yine de bahsimizin tekmili ve hiçbir şüpheye mahal vermemek için rivayetin senedi üzerinde de kısa bir incelemenin uygun olacağını düşünüyoruz. Evet bu rivayet bildiğimiz kadarıyla altı sahabîden nakledilmiştir ki aşağıda teker teker ele alacağımız üzere bunların hiç birisinin senedi sağlam değildir: |
26 Ağustos 2009, 19:16 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | RE: `Benim ashabım gökteki yıldızlar gibidir"Uydurmadır...
Abdullah İbn-i Ömer: Bu rivâyet Abdullah İbn-i Ömer'den iki senedle nakledilmiştir; bu iki senedin birisinde ezcümle şu iki râvînin isimleri göze çarpmaktadır: 1- Abdurrahim b. Zeyd: Buhâri'nin ve Nesâî'nin "Ez-Zuafâ" (Zayıf Râvîler) isimli kitaplarında, İbn-i Ebi Hâtem'in "El-İlel" kitabında, İbn-i Cevzî'nin "El-Mevzuât" ve "El-İlel-ül Mütenâhiye" kitaplarında, Zehebî'nin "Mizân-ül İ'tidâl", "El-Kâşif" ve "El-Muğnî" kitaplarında, Hazrecî'nin "Hulâsat-u Tezhib-i Tehzib-il Kemâl" kitabında ve diğer çoğu ricâl kitaplarında bu râvî, "Hiçbir değeri yoktur", "Çok yalancıdır", "Çok yalancı bir habistir" gibi tabirlerle tanıtılmıştır. 2- Zeyd-ül Ammi: Bu adam yukarıda bahsettiğimiz Abdurrahim'in babasıdır. Şevkânî Şöyle diyor: "O ikisi son derece zayıftırlar." İbn-i Sa'd "Zeyd hadiste zayıftır demiştir. İbn-i Adiy ise onun hakkında "Onun bütün rivâyetleri ve ondan rivâyet eden bütün râvîler zayıftır" tespitinde bulunmuştur.(31) Diğer senede gelince onda da ezcümle "Hamzat-ül Cezri" (Hamza b. Ebî Hamza en-Nasibi)'yi görmekteyiz. Onun hakkında ise ricâl âlimleri şu tabirleri kullanmışlardır: "Hadisi münkerdir", "Hadisi terkedilmiştir", "Hadisi atılmıştır", "Bir şeye yaramaz", "Hadis uyduran birisidir", "Bir para etmez." (32) *2. Halife Ömer b. Hattab: 2. Halif'e Ömer'e dayandırılan rivâyette ise şu râvilerin ismi geçmektedir: 1- Naim b. Hammad: İbn-i Cevzî onun hakkında şu tespitte bulunmuştur: "Naim (ricâl âlimleri tarafından) cerhedilmiştir." 2- Abdürrahim b. Zeyd: Durumu açıklandı. 3- Zeyd-ül Ammî: Durumu açıklandı. *Câbir b. Abdullah-il Ensârî: Câbir'e dayandırılan rivâyet de iki senetle nakledilmiştir. Bu senetlerin birisinde rivâyet ta Mâlik b. Enes'e ondan da ta Câbire kadar uzanıyor; ancak Mâlik'ten aşağıya bütün râvîler meçhul ve tanınmayan kimselerdir. Bunu İbn-i Hacer Askalânî "Tahric-u Ehâdis-il Keşşâf" isimli eserinde açıkça beyan etmiştir.(33) Diğer sened de ise şu râvîlerin ismini görmekteyiz: 1- Ebu Süfyân: İbn-i Hazm "Ebu Süfyân zayıftır" demiştir.(34) 2- Selâm b. Selim: Yine İbn-i Hazm Bu râvî hakkında ricâl alimlerinden şu görüşleri nakletmiştir: İbn-i Hacer: "Selam zayıftır." İbn-i Harâş: "O çok yalancıdır." İbn-i Hıbbân: "O bir çok uydurma hadis rivâyet etmiştir." Ardından da "Bu adamın zayıflığında icma edilmiştir" tespitini eklemiştir İbn-i Hazm.(35) 3- Hâris b. Gasîn: İbn-i Abd-il Birr rivâyeti bu senedle naklettikten sonra Şöyle demiştir: "Bu sened hüccet olamaz; zira senette yer alan "Hâris b. Gasîn" meçhuldür ve durumu belli değildir. Yine Ebu Amr ve Zeynüddin-il İrâkî de onun hakkında aynı şeyi söylemişlerdir.(36) *Abdullah İbn-i Abbâs: Abdullah İbn-i Abbâs'a dayandırılan rivâyetin senedinde ezcümle şu râvîlerin ismi geçmektedir: 1- Süleyman İbn-iEbî Kerîme: Ebu Hâtem Râzî, Celâlüddin Suyûtî ve Muhammed b. Tâhir onun zayıf olduğunu söylemişlerdir. İbn-i Adiy ise "Onun bütün hadisleri münkerdir" demiştir. Zehebî'nin tespiti ise şöyledir: "O, itibarsız ve bir çok münker (hadisin sahibidir.(37) 2- Cüveybır b.Said: Bu râvî zayıflığı hakkında ricâl âlimlerinin söylediklerinden bazısı şöyledir: Nesâî ve Dârekutnî: "Hadisi terkedilmiştir." Buhari Ali b. Yahya'dan Şöyle nakletmektedir: "Cuveybır'ın iki hadis naklettiğini biliyorum." Ardından ikisini de naklederek onların zayıf olduğunu ortaya koymuştur. İbn-i Cevzî: "Cuveybır'a gelince, onun zayıf olduğunda icma etmişlerdir." Ahmed b. Hanbel: "Onun hadisiyle iştigal edilmez." İbn-i Muin: "Hiçbir şeye değmez." Cevzecânî: "Onunla iştigal edilmez." Ve benzeri bir çok tabir..(38) 3- Ez-Zahhâk b. Müzâhim: Bu râvî hakkında da şu tabirler kullanılmıştır: "Bu adamdan hadis nakledilmezdi." "Hadis hususunda zayıftır." "Âlimler tarafından cerhedilmiştir." Şu'be ve bir çok âlim ise onun İbn-i Abbas'ı görmediğini iddia etmişlerdir.(39) *Ebu Hureyre: Ebu Hureyre'ye dayandırılan rivâyetin senedinde "Cafer b. Abd-ül Vahid-il Kâzî el-Hâşimî" isimli râvînin ismi de geçmektedir. Rical kitaplarında bu şahıs da "Hadis uyduran", "Hadis çalan", "Yalancı", "Hadisi terk edilen" vb. tabirlerle tanıtılmıştır.(40) Arıca bilindiği gibi Ebu Hureyre'nin kendisi de bir çok Sünni alim tarafından muteber birisi olarak kabul edilmiyor. *Enes b. Mâlik: Enes b. Mâlik'e dayandırılan rivayetin senedinde ise "Bişr İbn-il Hüseyin" isimli bir râvînin ismini görmekteyiz ki rivâyeti Zübeyr b. Adiy kanalıyla Enes'ten nakletmektedir. Zehebî "El-Muğnî" kitabında, Dârekutnî'nin onun hakkında "Terk edilmiştir." ve Ebu Hâtem'in ise "O Zübeyr'in diline yalan uydurmuştur." dediğini nakletmektedir. Bu râvî hakkında diğer rical alimlerinin yergilerini görmek için İbn-i Hacer Askalânî'nin "Lisân-ül Mizân" kitabına bakılabilir.(41) Böylece bu rivâyetin bütün senetlerini incelemiş bulunuyoruz; gördüğünüz gibi bu senetlerin hiç biri sahih değil ve bazısında üç, bazısında iki ve bazısında da en az bir tane zayıf râvî olduğunu bizzat Ehl-i Sünnet'in kendi ricâl kitaplarına ve ricâl âlimlerinin görüşlerine dayanarak ispatlamış olduk. Rivâyetin Muhtevası Üzerine: Rivâyetin muhtevası hakkında da birkaç nükteyi hatırlatmakla yetineceğiz: 1- Eğer gerçekten bu rivayet doğru olsaydı ve Resulullah'ın etrafında bulanan sahabenin her birisi gökteki yıldızlar gibi olsaydı, o zaman mesela şu âyetlerin indirilmesinin bir anlamı olur muydu?: "Eğer o (Peygamber) ölür veya öldürülürse topuklarınız üzerine gerisin geriye mi döneceksiniz."(42) "Etrafınızda olan bedevilerden ve Medine ehlinden nifakı adet haline getirmiş nice münafıklar vardır ki sen onları bilmezsin; onları biz biliriz. Yakında onları iki defa azap edeceğiz; sonra da büyük bir azaba döndürüleceklerdir." (43) Eğer sahabenin hepsi âdil ve her biri bir hidâyet yıldızı olsaydı, Allah Resulü onlara hitaben: "Aman benden sonra kafirler olarak geri dönmeyin." (44) Veya: "Şirk sizin aranızda karıncanın ayak sesinden de gizli olacaktır." (45) Yada: "Çok geçmeden, ümmetim yetmiş üç fırkaya bölünecektir ki onlardan sadece birisi kurtuluşa erecektir..." (46) buyurur muydu?! Yine Buhari ve Müslim gibi bir çok muteber kaynakta nakledilen şu hadis, sahabenin hepsinin âdil oluşu ve her birisinin bir hidâyet yıldızı olduğuyla bağdaşıyor mu acaba?: "Kıyamet günü ashâbımın önde gelenlerinden bazısını getirip amel defteri siyah olanlarla birlikte haşredecekler. Ben "Allah'ım! Onlar benim Ashâbım!" dediğimde, şu cevabı duyacağım: "Senden sonra bu Ashâbının neler yaptıklarını bilmiyorsun!" O zaman ben de o salih kulun sözlerini (Mâide, 117'de Hz. İsa'nın (s.a) sözü kastediliyor) tekrarlayacak "..Ve ben aralarında bulunduğum sürece amellerine şahittim onların, beni aralarından aldıktan sonra de kendin şahid oldun" diyeceğim. Bunun üzerine bana şöyle denilecek: "Sen aralarından ayrılır ayrılmaz bunlar mürted olup dinden çıktılar ve eski hallerine döndüler." (47) Bakın bu hadiste Allah Resulü açık bir şekilde kendisinden uzaklaştırılan kimselerin, ashabından olduğunu söylüyor. Bu da açıkça öyle her sahabî denen kimsenin hidayet yıldızı ve âdil olmadığını, dolayısıyla bahis mevzuumuz olan "yıldızlar" rivayetinin doğru olamayacağını ortaya koyuyor. 2- Sahabî ismi ile anılan birçoklarının hayat hikayeleri, bir çok amelleri ve icraatı bu rivâyetin doğru olamayacağının bir diğer açık kanıtıdır. Zira bunlardan bugün bile takdis edilen bir çoklarının, yalancılık, birbirine küfretme, iftirada bulunma, zina, şarap içme ve birbirleriyle savaşma ve birbirlerinin kanını dökme gibi Kur'an âyetleri ve Resul'ün sünnetiyle yasaklanan ve yapan kimselerin fâsık ve fâcir olup büyük azapları hak ettikleri, büyük günah ve kötülüklere bulaştıklarını bir çok muteber kaynakta okumaktayız ki arzu edenler ilgili kaynaklara baş vurabilirler. İstedikleri takdirde bunların bariz örneklerini biz de belgeleriyle birlikte kendilerine sunabiliriz. Durum böyleyken söz konusu rivayeti doğru kabul edip bu amellere bulaşan kimseleri hidayet yıldızı olarak addetmeği siz akıl ve mantığınıza sığdırabiliyor musunuz ki Allah'ın Resulü'ne de böyle bir sözü yakıştırabilesiniz?! Yoksa Resulullah kendinden sonra meydana gelecek olaylardan haberi mi yoktu? En azından bu olayların meydana gelebileceğine ihtimal bile vermiyor muydu? Hayır kesinlikle böyle bir şey doğru olamaz. Zira yukarıda örnek olarak zikrettiğimiz âyet ve hadisler, bunun böyle olamadığını ve Allah Resulü'nün bu olaylardan haberdar olduğunu açıkça göstermektedir. Bu ise bu hadisin kesinlikle uydurma olduğunu ortaya koyuyor. Zira haberdar olduğu halde böyle bir şeyi buyurması asla düşünülemez. 3- Ashabın en azından bir kısmının arasında çoğu zaman şiddetli ihtilafların yaşandığını, bir çok konuda farklı düşündüklerini, hatta bu ihtilafların bazen kavga ve nizaya ve bilindiği gibi bazen binlerce insanın kanlarının akıtılmasına vesile olan savaşlara dönüştüğünü görmekteyiz (Cemel, Sıffın ve Nehrevan savaşları gibi). Biz bütün bunlarda, onları mazur bile görsek (ki böyle olduğunu kesinlikle kabul etmiyoruz) her birisinin farklı ve bazen taban tabana zıt görüş ve davranışlarının hidâyete götüreceğini kabul etmemiz asla mümkün değildir. Zira bu, Allah Resulü'nün ümmetini aynı zamanda çelişkili yollara ve hedeflere sevk ve teşvik ettiği anlamına gelir ki bu da hikmet ve hidayet, akıl ve mantık Resulü olan Habibi Kibriya'dan kesinlikle uzaktır. Kısacası bu rivâyetin böyle bir muhtevaya sahip olması onun uydurma olduğunu ispatlamaya yeter, artar bile. Evet, bir şeyin meşhur olması bizi aldatmamalıdır. Nice meşhur görüş ve rivâyetler vardır ki ciddi bir araştırma ve incelemeye tabi tutulduğunda, esastan yalan ve uydurma olduğunu görürsünüz. Bugün muhakkik âlimler uzun, araştırmaların neticesinde onlarca sahabî ve râvinin uydurma olduğunu ve asla dünyada yaşamadıklarını ve mesela Seyf b. Ömer gibi zındıklıkla suçlanan, dinini dünyaya satmış bazı kıssacı ve yalancı râvilerin hayal ürünlerinden ibarettir. Arzu edenler Allame Murtaza Askerî'nin "Abdullah b. Seba", "Yüz elli uydurma sahabî" ve "Uydurma raviler" kitaplarına müracaat edebilirler. KAYNAKLAR: 1-İmam Ahmed b. Hanbel'in bu görüşü İbn-i Emir-il Hacc'ın "Et-Takrir-u Vet-Tahbir" kitabında, İbn-i Kudâme'nin "El-Müntahab" kitabında, yine Et-Teysir kitabında C.3, S.243 ve Silsilet-ül Ehâdis-iz Zaifet-i Vel-Mevzua, kitabında C.1, S.79 da nakledilmiştir. 2-Câmi-u Beyân-il İlm (İbn-i Abd-il Birr), C.2, S.89-90. 3-Câmi-u Beyân-il İlm (İbn-i Abd-il Birr), C.2, S.90, İ'lâm-ül Muvakkıin, C.2, S.223, El-Bahr-ül Muhit (Ebu Hayyan-il Endülüsî), C.5, S.528. 4-Söz konusu âlim bu görüşünü, zayıf râvîler hakkında yazdığı "El-Kâmil" adlı kitabında, Cafer b. Abd-ül Vâhid-il Hâşimî-il Kadî ve Hamzat-ün Nasibî'nin hal tercemesi bölümünde açıklamıştır. 5-Tahric-u Ehâdis-il Keşşâf (ibn-i Hacer Askalânî), C.2, S.628. 6-El-Bahr-ül Muhit, C.5, S.528, Silsilet-ül Ehâdis-iz Zaifet-i Vel-Mevzua, kitabında C.1, S.78. 7-Tahric-u Ehâdis-il Keşşâf (ibn-i Hacer Askalânî), C.2, S.628. 8-Câmi-u Beyân-il İlm (İbn-i Abd-il Birr), C.2, S.90-91. 9-Feyz-ül Kadîr-i Fi-Şerh-il Câmi-is Sağîr (El-Mennâvî), C.4, S.76. 10-İbn-i Cevzî bu görüşünü "El-İlel-ül Mütenâhiye Fil-Ehâdis-il Vâhiye" isimli kitabında ortaya koymuştur. Bak: Feyz-ül Kadir-i Fi-Şerh-il Câmi-is Sağîr, C.4, S.76. 11-Ebekât-ül Envâr kitabının nakline göre İbn-i Dıhye'nin bu görüşü "Ta'lik-u Tahric-i Ehâdis-i Minhâc-il Beyzâvî" kitabında zikredilmiştir. 12-El-Bahr-ül Muhit (Ebu Hayyân-il Endülüsî), C.5, S.527-528. 13-Mizan-ül İ'tidâl (Zehebî), C.1, S.413, C.2, S.102. 14-Ed-Dürr-ül Lakît Min-el Bahr-il Muhît, (Bahr-ül Muhit'in hamişinde basılmıştır), C.5, S.527. 15-İ'lâm-ül Muvakkıîn, C.2, S.223. 16-Zeyn-üd Din-il İrâkî'nin bu görüşü, İbn-i Adiyy'in "El-Kâmil" kitabında, Hamza b. Ebi Hamza Nasîbî'nin hal tercemesinde, Beyhakî'nin "El-Medhal" kitabında, "Tahric-u Ehâdis-il Minhâc" kitabından naklen Ebekât-ül Envâr kitabında nakledilmiştir. 17-Tahric-u Ehâdis-il Keşşâf (Keşşaf tefsirinin hamişinde basılmıştır), C.2, S.628. 18-Et-Tahrir (Emir Padişah-il Hüseynî'nin şerhiyle), C.3, S.243. 19-Etakrir-u Vet-Tahbîr Fi-Şerh-it Tahrîr; bak: Et-Teysir-u Fi-Şerh-it Tahrir, C.3, S.243-244. 20-El-Mekâsid-ül Hasenet-u Fi-Beyân-i Kesirin Min-el Ehâdis-il Müşteheret-i Ale-l Elsine, S.26-27. 21-Feyz-ül Kadir Fi-Şerh-il Câmi-is Sağîr (Mennâvî), C.4, S.76. 22-Feyz-ül Kadir Fi-Şerh-il Câmi-is Sağîr (Mennâvî), C.4, S.76. 23-Kenz-ül Ummâl, C.6, S.133. 24-El-Mirqât-u Fi-Şerh-il Mişkât, C.5, S.523. 25-Feyz-ül Kadir Fi-Şerh-il Câmi-is Sağîr (Mennâvî), C.4, S.76. 26-Nesim-ur Rıyâz Fi-Şerh-i Şifâ-il Kâzî İyâz, C.4, S.423-424. 27-Müsellem-us Subût, C.2, S.241. 28-İrşâd-ül Fuhûl, S.83. 29-Hüsn-ül Ma'mûl Min İlm-il Usûl, S.56. 30-Bu konuda şu kaynaklara bakılabilir: El-Muğnî en Haml-il Esfâr-i Fil-Esfâr (İhya-ül Ulum'un Hamişinde basılmıştır), C.1,S.34, Tezkiret-ül Mevzûât, S.90-91, Silsilet-ü Ehadis-iz Zaifet-i Vel-Mevzûa, C.1, S.76-78. 31-İrşâd-ül Fuhûl, S.83. Feyz-ül Kadir, C.4, S.76. 32-Buhâri'nin ve Nesâî'nin "Ez-Zuafâ" (Zayıf Râvîler) isimli kitaplarında, İbn-i Cevzî'nin "El-Mevzuât" kitabında, Zehebî'nin "Mizân-ül İ'tidâl" ve "El-Kâşif" kitaplarında, Ebu Hayyân'ın "El-Bahr-ül Muhît" kitabında ve diğer rical kitaplarının çoğunda, bu râvînin ismi bölümüne bakılabilir. 33-Tahric-u Ehâdis-il Keşşâf, (Keşşâf' tefsirinin hamişinde basılmıştır), C.2, S.628. 34-Silsilet-ül Ehâdis, C.1, S.78. 35-Aynı kaynak. 36-Câmi-ül Beyân, C.2, S.90-91, İ'lâm-ül Muvakkıîn, C.2, S.223. 37-Bu konuda İbn-i Cevzî'nin "El-Mevzûât"ına, Zehebî'nin "Mizân-ül İ'tidal" ve "El-Muğnî"sine, İbn-i Hacer'in "Lisân-ül Mizân"ına ve Muhammed b. Tahir'in "Kanun-ül Mevzûât"ına ve diğer ricâl kitaplarına mürâcaât edilebilir. 38-Bu görüşler için şu kaynaklara bakılabilir: Nesâî ve Buhârî'nin "Ez-Zuafâ" isimli kitaplarına, İbn-i Cevzî'nin "El-Mevuât" kitabına, Zehebî'nin "Mizân-ül İ'tidâl" ve "El-Kâşif" kitabına ... 39-Bu görüşler için Zehebî'nin "Mizân-ül İ'tidâl" ve "El Muğnî" kitaplarına ve İbn-i Hacer Askalânî'nin "Tehzib-üt Tehzib" kitabına bakılabilir. 40-Bu konuda İbn-i Hacerin "Tahric-u Ehâdis-il Keşşâf" ve "Lisânül Mizân" kitaplarına, Zehebî'nin "Elmuğnî" ve "Mizân-ül İ'tidâl" kitaplarına, ve Suyûtî'nin "El-Liâl-il Masnûa" isimli eserine baş vurabilirsiniz. 41-Lisân-ül Mizân, C.2, S.21-23. 42-Al-i İmrân, 114. 43-Tevbe, 101. 44-İrşâd-ül Fuhûl, s.76 45-Feyz-ül Kadir, C.4, S.173. 46-El-Mezahib-ül İslamiyye (Muhammed Ebu Zühre), s.14. 47-Sahihi Buhâri, Mâide Suresi tefsirinde, "... Ve kuntu eleyhim şehîdâ..." babında ve Kitab'ul Enbiya, "...Ve ittehazallahu..." babında ve Sahihi Tirmizi, "Saffet-ul Kıyâme" ve "...Mâ câe fî şa'nul Heşr..." babları ve Tâhâ Suresi tefsiri kısmında. |
27 Ağustos 2009, 01:07 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | RE: `Benim ashabım gökteki yıldızlar gibidir"
abdulfettah ebu gudde - mevzu hadisler isimli eserinde bu hadisin mevzu olduğu konusu geçer meraklısına eseri tetkik etme lüzumu doğabilir..
|
27 Ağustos 2009, 09:53 | Mesaj No:5 |
RE: `Benim ashabım gökteki yıldızlar gibidir"
arkadaşlar allah bize kuranı kerimde kimi örnek almamız gerektiğini bize açık ve net olarak belirtiyor... buyurun beraber bakalım... 3/31- De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” 33/21- Andolsun, Allah’ın Resülünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır. 33/29- “Eğer Allah’ı, Resülünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, bilin ki Allah içinizden iyilik yapanlara büyük bir mükafat hazırlamıştır.” 33/31- İçinizden kim Allah’a ve Resülüne itaat eder ve salih bir amel işlerse, ona mükafatını iki kat veririz. Biz ona bereketli bir rızık hazırlamışızdır. yüce rabbimiz bu kadar net bir şekilde örnekliğimizi bize belirtmişken ve resulun de ahlakının kuran olduğu aşikar iken neden kendimizi yoruyoruz... ( yoksa şöyle mi düşünelim allah rasulü; allah beni örnek göstermiş ama benim örnekliğim yetersiz kalabilir onun için ashabımı da örnek olarak ben göstereyim diye mi düşünmüş... HAŞA) | |
10 Mart 2018, 10:14 | Mesaj No:6 |
Durumu: Medine No : 13055 Üyelik T.:
18 Aralık 2010 |
/31- De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. Aminn..
__________________ "Bir yαrım αklın kuyusundα öbür yαrım αşkın kuytusundα... Cennet ve cehennem αrαsındα.Ucu sırαttαn geçen bir uçurum kenαrındα... Â'râftα..... Ârâfın dα αrαsındα...Ar ve αf yαrαsındα..." |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Yıldızlar kararır | Mustafa CİLASUN | Makale ve Köşe Yazıları | 2 | 23 Mart 2018 18:30 |
Yerdeki Yıldızlar & Taare Zameen Par - 2007 Türkçe Altyazılı | enderhafızım | Videolar/Slaytlar | 2 | 09 Eylül 2013 21:08 |
İlk Yıldızlar Enst. Fon | enderhafızım | Fon Müzikleri | 2 | 29 Temmuz 2013 15:30 |
İlk Yıldızlar... Dinledikçe Dinlenen Şiir | enderhafızım | İlahiler/Ezgiler | 2 | 24 Ocak 2013 12:39 |
^^Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar^^ | KuM TaNeSi | Fıkralar-Hikayeler | 2 | 16 Temmuz 2009 18:15 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|