|
Konu Kimliği: Konu Sahibi neslihan,Açılış Tarihi: 16Haziran 2007 (21:10), Konuya Son Cevap : 03 Mart 2012 (01:08). Konuya 66 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
16Haziran 2007, 21:10 | Mesaj No:1 |
NASIL TEVBE EDİLİR? 8.Haftanın Konusu İslam'da Tevbe. Manevi alanda yasak bölgeye giren, Allah’ın emirlerini çiğneyerek günah işleyen kimseler hemen abdest alıp iki rek’at namaz kılmalı, sonra da aşağıda olduğu gibi yaptıkları suçları için tevbe ipine yapışmalıdır. Allah Resûlü (s.a.v.) “Günahından tevbe eden hiç günah işlememiş gibidir.” buyurmakla bu gerçeği ifade etmiştir. Diyelim cümle günahlarımıza tevbe; Estağfirullah! Estağfirullah! Estağfirullah! el-azıym, el kerim ellezi lâ ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyhi tevbete abdin zalimin linefsihi la yemlikü linefsihi mevten ve la hayaten ve la nüşura. Vees’elühüt-tevbete vel-mağfirete vel hidayete lena innehü hüvet-tevvabürrahıym. Ya Rabbi, Ya Rabbi, Ya Rabbi! Eğer benim elimden, ayağımdan , gözümden , kulağımdan, dilimden ve bütün azalarımdan bilerek, bilmeyerek, kelime-i küfür ve fi’l-i küfür, günah, isyan, hata, şirk ve malayani sadır oldu ise ben onların cümlesine tevbe ettim,pişman oldum. Bir daha yapmamaya azm ü cezm ü kasd eyledim. Peygamberlerin evveli Adem Safiyyullah, ahiri, bizim Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (S.A.) Efendimizdir. Bu ikisi ve bu ikisi arasında gelip geçen peygamberler haktır ve gerçektir. Cümlesine inandım, iman ettim. Dilimle ikrar, kalbimle tasdik ettim. Amentü billah! Ve bima cae min indillah!. Amentü biresülillah! Ve bima cae min ındi resülillah!. Amentü billahi ve melaiketihi ve kütibihi ve rusulihi vel-yemil ahıri ve bilkaderi hayrihi ve şerrihi minallahi teala vel-ba’sü ba’del mevti hakkun eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne muhammeden abdühü ve resulüh Kelime-i şehadet ikinci defa: Bütün geçmişlerimizin afvı, üçüncü defa vatan vemilletimizin selameti, istiğfarın kabulü için tekrar edilir. Sonra bir Fatiha okunur. Böylece tevbe yapılmış olur. | |
Konu Sahibi neslihan 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
HADİSLERLE İSLAMDA HOŞGÖRÜ VE KOLAYLIK | Hadis-i Şerif | Mihrinaz | 17 | 8386 | 04 Ağustos 2007 17:22 |
Konuşma Adabı | Adap-Edep-Ahlak | Mihrinaz | 19 | 9933 | 01 Ağustos 2007 19:05 |
Islâm Dininin Özellikleri Nelerdir? | Soru Cevap Arşivi | Medine-web | 10 | 5809 | 26 Temmuz 2007 21:49 |
...::: İHLAS :::... | Muhtelif Konular | EyMeN&TaLhA | 6 | 3972 | 14 Temmuz 2007 13:08 |
sünnet neden gereklidir(bir bakış açısı) | Hadis-i Şerif | neslihan | 5 | 3494 | 23Haziran 2007 23:10 |
16Haziran 2007, 21:11 | Mesaj No:2 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | RE: NASIL TEVBE EDİLİR?
elbetteki tevbe biz müslümanlar için pek kıymetini bilmesekte,vazgeçilmez bir nimettir.ancak tevbe derken açılımını yapmak doğru anlamak gerekir.tevbe demek pişman olmak demektir sözde değil. kuranı kerimde tevbeden bahsedildiğinde nasuh tevbesinden bahseder.samimiyet ister,geri dönüşsüz ister.nasuh olan bir tevbede ;"attaibu mine zenbi kemen la zenbe leh"hadisiyle tevbe eden günah işlememiş gibidir'den kasıt budur. verdiğiniz bu bilgiler için Allah razı olsun Neslihan kardeşim. |
16Haziran 2007, 21:11 | Mesaj No:3 |
RE: NASIL TEVBE EDİLİR?
tevbe de şekilden ziyade samimiyet önemli öyle değil mi, illa verdiğim bilgideki gibi bir şekle tabiyet şart değil, yapılsa uyulsa daha güzel olur, yazı tavsiye niteliğinde yani
| |
27 Temmuz 2007, 22:28 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | RE: NASIL TEVBE EDİLİR? Bu konu ile alakalı olarka da bir hadis i şerif paylaşmak istiyorum.. ki zaten arkdaşımız en güzel şekliyle anlatmış..Allah ebeden razı olsun kardeşim.. [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
14 Kasım 2007, 05:50 | Mesaj No:5 |
Cvp: NASIL TEVBE EDİLİR?
pişmanlıkla edilir! pişmanmısınız, günahın farkına vardınız mı, içiniz eriyomu yaptığınızdan, elinizi acıp rahmana yalvarıyomusunuz dua edip af diliyormusunuz. tövbe budur. hiçbirşey hissetmiyormusunuz? sadece tövbe ettim mi diyorsunuz. farkında değilmisiniz günahın! günah işleyip sinsi sinsi tövbe ederek yani etmiş olarak kendinizimi kandırıyorsunuz. geçmiş olsun. rabbim başka zeval vermesin. sevgilerle. | |
30 Ekim 2008, 23:35 | Mesaj No:6 |
Tevbe ve İstiğfar Tevbe ve İstiğfar Gelin Ey Kardeslerim Hepimiz Tevbe edelim Günahlarimizdan Dolayi Allah´im Tevbelerimizi Kabul Eyle استغفر الله استغفر الله استغفر الله العظيم الكريم اللذي لا الاه الاهوالحي القيوم واتوب اِليْهِ توبة عبد طالم لنفسه لا يملك لنفسه موتا ولاحياة و لا نشوراوَاَسْاَلُهُ لتََّوْبَةَ وَلْمَغْفِرَةَوَلْهِداَيَةَلَناَ اِنَّهُ هُوَ لتَّوّاَبٌ رَحِيمُ "Estağfirullah. Estağfirullah. Estağfirullahe'l-azîm el-kerîm, ellezîlâ ilâhe illâ hüve'l-hayyü'l-kayyûmü ve etûbü ileyhi, tevbete abdinzâlimin li-nefsihî, lâ yemlikü li-nefsihî mevten velâ hayâten velânüşûrâ. Ve es-elühü't-tevbete ve'l-mağfirete ve'l-hidâyete lenâ,innehû, hüve't-tevvâbü'r-rahîm." "Ya rabbi! Bu ana gelinceye kadar benim elimden,dilimden, gözümden, kulağımdan, ayağımdan ve elimden bilerek veyabilmeyerek meydana gelen bütün günah ve hatalarıma tevbe ettim, pişmanoldum. Küfür, şirk, isyan, günah ve kusur her ne türlü hâl vaki olduise, cümlesine tevbe ettim, pişmanlık duydum. Bir daha yapmamaya azm ücezm ü kast ettim. Sen bu tevbemi kabul eyle. Nefsime uyup, şeytanatabi olup da aynı günah ve kusurları bir daha tekrar etmeme imkanverme, yâ Rabbi. Bir daha iman ve ikrar ediyorum ki, Peygamberlerinevveli Âdem Aleyhisselâm, ahiri ise Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm, buikisi arasında her ne kadar peygamber gelip geçtiyse, Bunlarıncümlesine inandım, iman ettim, hepsi de haktır ve gerçektir. Bütünpeygamberlere, onlara gönderilmiş olan İlâhi kitaplara ve içindekiemirlere şeksiz ve şüphesiz iman ettim, dilimle ikrar, kalbimle tasdikediyorum ve yine iman ve ikrar ediyorum ki en son kitap Kur'ân-ıAzimüşşân ve en son Peygamber de Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm'dır." Ya Rabbi!Büluğa erdiğim andan bu ana gelinceye kadar, İslam düşmanlarına vebidat ehline aldanarak, edindiğim yanlış, bozuk itikadlarıma ve bidat,fısk olan söylediklerime, dinlediklerime, gördüklerime ve işlediklerimepişman oldum, bir daha böyle yanlışları yapmamaya azm, cezm ve kasdeyledim. Peygamberlerin evveli Adem aleyhisselam ve ahiri bizimPeygamberimiz Muhammed aleyhisselamdır. Bu iki Peygambere ve ikisiarasında gelip geçmiş Peygamberlerin hepsine iman ettim. Hepsi haktır.Bildirdikleri doğrudur. (Amentübillahi ve bi-ma cae min indillahi, alâ muradillahi, ve amentübi-Resulillahi ve bi-ma cae min indi Resulillahi alâ muradi Resulillah.Amentü billahi ve Melaiketihi ve kütübihi ve Rusülihi velyevmil-ahirive bilkaderi hayrihi ve şerrihi minallahi teâlâ vel-ba'sü ba'delmevtihakkun eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu veresulühü) Tecdidi iman ve nikah duası: Nikah tazelemek çok kolaydır. Hanımdan vekalet aldıktan sonra, iki şahit yanında, (Ötedenberi, nikahlım olan hanımımı, onun tarafından vekaleten ve tarafımdanasaleten kendime nikah ettim) denir. (Allahümme inni üridü en üceddidelimane vennikaha tecdiden bi-kavli lailahe illallah Muhammedün resulullah ـ وعن أبى سعيد رَضِىَ اللّهُ عَ قَتَلَ تِسْعَةً وَتِسْعِينَ نَفْساً، فَهَلْ لَهُ مِنْ تَوْبَةٍ؟ قَالَ: َ. فَقَتَلَهُ فَكَمَّلَ بِهِ مِائَةً، ثُمَّ سَألَ عَنْ أعْلَمِأهْلِ ا‘رْضِ فَدُلَّ عَلى رَجُلٍ عَالِمٍ فَأتَاهُ فَقَالَ. إنَّهُقَتَلَ مِائَةَ نَفْسٍ، فَهَل لَنْه. ]أنَّ رسولَ اللّه قال: كانَ فِيمَنْكانَ قَبْلَكُمْ رَجُلٌ قَتَلَ تِسْعَةً وَتِسْعِينَ نَفْساً فَسألَ عَنْأعْلَمِ أهْلِ ا‘رْضِ. فَدُلَّ عَلى رَاهِبٍ فَأتَاهُ فقَالَ: إنَّهُهُمِنْ تَوْبَةٍ؟ فقَالَ نَعَمْ. وَمَنْ يَحُولُ بَيْنَكَ وَبَيْنَالتَّوْبَةِ؟ انْطَلِقْ إلى أرْضِ كَذَا وَكذَا. فَإنَّ بِهَا نَاساًيَعْبُدُونَ اللّهَ فَاعْبُدِ اللّهَ مَعَهُمْ وََ تَرْجِعْ إلى أرْضِكَفَإنَّهَا أرْضُ سُوءٍ، فَانْطَلَقَ حَتَّى إذَا انْتَصَفَ الطّرِيقَأتَاهُ مَلَكُ الْمَوتِ فَاخْتَصَمَتْ فِيهِ مََئِكَةُ الرَّحْمَةِوَمََئِكَةُ الْعَذَابِ. فَقَالَتْ مََئِكَةُ الرَّحْمَةِ إنَّهُ جَاءَتَائِباً وَمُقْبً بِقَلْبِهِ إلى اللّه تعالى. وَقَالَتْ مََئِكَةُالْعَذَابِ: إنَّهُ لَمْ يَعْمَلْ خَيْراً قَطُّ. فَأَتَاهُمْ مَلَكٌ فيصُورَةِ آدَمِىٍّ فَجَعَلُوهُ بَيْنَهُمْ. فقَالَ قِيسُوا مَا بَيْنَا‘رْضَيْنِ فَفِِى أيِّهِمَا كَانَ أدْنَى فَهُوَ لَهُ، فَقَاسُوافَوَجَدُوهُ أدْنَى إلى ا‘رْضِ التَّى أرَادَ بِشِبْرٍ. فقَبَضَتْهُمََئِكَةُ الرَّحْمَةِ [..زاد في رواية: فَلَمَّا كانَ بِبَعْضِالطَّرِيقِ أدْرَكَهُ الْمَوْتُ فَجَعَلَ يَنُوءُ بَصَدْرِهِ نَحْوَالْقَرْيَةِ الصَّالِحَةِ فَجُعِلَ مِنْ أهْلِهَا . Ebu Said (radıyAllahuanh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:"Sizden önce yaşayanlar arasında doksan dokuz kişiyi öldüren bir adamvardı. Bir ara yeryüzünün en bilgin kişisini sordu. Kendisine bir râhibtarif edildi. Ona kadar gidip, doksan dokuz kişi öldürdüğünü, kendisiiçin bir tevbe imkânının olup olmadığını sordu. Râhib: "Hayır yoktur!"dedi. Herif onu da öldürüp cinayetini yüze tamamladı. Adamcağız, yeryüzünün en bilginini sormaya devam etti. Kendisine âlimbir kişi tarif edildi. Ona gelip, yüz kişi öldürdüğünü , kendisi içinbir tevbe imkânı olup olmadığını sordu. Âlim: "Evet, vardır, seninletevben arasına kim perde olabilir?" dedi. Ve ilâve etti: "- Ancak, falan memlekete gitmelisin. Zîra orada Allah'a ibadet eden kimseler var. Sen de onlarla Allah'a ibadet edeceksin ve bir daha kendi memleketine dönmeyeceksin. Zira orası kötü bir yer." Adam yola çıktı. Giderken yarı yola varır varmaz ölüm meleği gelipruhunu kabzetti. Rahmet ve azab melekleri onun hakkında ihtilâfadüştüler. Rahmet melekleri: "Bu adam tevbekâr olarak geldi. Kalben Allah'a yönelmişti" dediler. Azab melekleri de: "Bu adam hiçbir hayır işlemedi" dediler. Onlar böyle çekişirken insan suretinde bir başka melek, yanlarınageldi. Melekler onu aralarında hakem yaptılar. Hakem onlara: "Onunçıktığı yerle, gitmekte olduğu yer arasını ölçün, hangi tarafa dahayakınsa ona teslim edin" dedi. Ölçtüler, gördüler ki, gitmeyi arzuettiği (iyiler diyarına) bir karış daha yakın. Onu hemen rahmetmelekleri aldılar." Bir rivayette şu ziyade var: "Bir miktar yol gidince, ölüm gelip çattı.Adamcağız yönünü sâlih köye doğru çevirdi. Böylece o köy ehlindensayıldı." [Buharî, Enbiya 50; Müslim, Tevbe 46, (2766); İbnu Mâce, Diyât 2, (2621).] | |
30 Ekim 2008, 23:42 | Mesaj No:7 |
Cvp: Tevbe ve İstiğfar ـ وعن أبى سعيد رَضِىَ اللّهُ عَ قَتَلَ تِسْعَةً وَتِسْعِينَ نَفْساً، فَهَلْ لَهُ مِنْ تَوْبَةٍ؟ قَالَ: َ. فَقَتَلَهُ فَكَمَّلَ بِهِ مِائَةً، ثُمَّ سَألَ عَنْ أعْلَمِأهْلِ ا‘رْضِ فَدُلَّ عَلى رَجُلٍ عَالِمٍ فَأتَاهُ فَقَالَ. إنَّهُقَتَلَ مِائَةَ نَفْسٍ، فَهَل لَنْه. ]أنَّ رسولَ اللّه قال: كانَ فِيمَنْكانَ قَبْلَكُمْ رَجُلٌ قَتَلَ تِسْعَةً وَتِسْعِينَ نَفْساً فَسألَ عَنْأعْلَمِ أهْلِ ا‘رْضِ. فَدُلَّ عَلى رَاهِبٍ فَأتَاهُ فقَالَ: إنَّهُهُمِنْ تَوْبَةٍ؟ فقَالَ نَعَمْ. وَمَنْ يَحُولُ بَيْنَكَ وَبَيْنَالتَّوْبَةِ؟ انْطَلِقْ إلى أرْضِ كَذَا وَكذَا. فَإنَّ بِهَا نَاساًيَعْبُدُونَ اللّهَ فَاعْبُدِ اللّهَ مَعَهُمْ وََ تَرْجِعْ إلى أرْضِكَفَإنَّهَا أرْضُ سُوءٍ، فَانْطَلَقَ حَتَّى إذَا انْتَصَفَ الطّرِيقَأتَاهُ مَلَكُ الْمَوتِ فَاخْتَصَمَتْ فِيهِ مََئِكَةُ الرَّحْمَةِوَمََئِكَةُ الْعَذَابِ. فَقَالَتْ مََئِكَةُ الرَّحْمَةِ إنَّهُ جَاءَتَائِباً وَمُقْبً بِقَلْبِهِ إلى اللّه تعالى. وَقَالَتْ مََئِكَةُالْعَذَابِ: إنَّهُ لَمْ يَعْمَلْ خَيْراً قَطُّ. فَأَتَاهُمْ مَلَكٌ فيصُورَةِ آدَمِىٍّ فَجَعَلُوهُ بَيْنَهُمْ. فقَالَ قِيسُوا مَا بَيْنَا‘رْضَيْنِ فَفِِى أيِّهِمَا كَانَ أدْنَى فَهُوَ لَهُ، فَقَاسُوافَوَجَدُوهُ أدْنَى إلى ا‘رْضِ التَّى أرَادَ بِشِبْرٍ. فقَبَضَتْهُمََئِكَةُ الرَّحْمَةِ [..زاد في رواية: فَلَمَّا كانَ بِبَعْضِالطَّرِيقِ أدْرَكَهُ الْمَوْتُ فَجَعَلَ يَنُوءُ بَصَدْرِهِ نَحْوَالْقَرْيَةِ الصَّالِحَةِ فَجُعِلَ مِنْ أهْلِهَا . EbuSaid (radıyAllahuanh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:"Sizden önce yaşayanlar arasında doksan dokuz kişiyi öldüren bir adamvardı. Bir ara yeryüzünün en bilgin kişisini sordu. Kendisine bir râhibtarif edildi. Ona kadar gidip, doksan dokuz kişi öldürdüğünü, kendisiiçin bir tevbe imkânının olup olmadığını sordu. Râhib: "Hayır yoktur!"dedi. Herif onu da öldürüp cinayetini yüze tamamladı. Adamcağız, yeryüzünün en bilginini sormaya devam etti. Kendisine âlimbir kişi tarif edildi. Ona gelip, yüz kişi öldürdüğünü , kendisi içinbir tevbe imkânı olup olmadığını sordu. Âlim: "Evet, vardır, seninletevben arasına kim perde olabilir?" dedi. Ve ilâve etti: "- Ancak, falan memlekete gitmelisin. Zîra orada Allah'a ibadet eden kimseler var. Sen de onlarla Allah'a ibadet edeceksin ve bir daha kendi memleketine dönmeyeceksin. Zira orası kötü bir yer." Adam yola çıktı. Giderken yarı yola varır varmaz ölüm meleği gelipruhunu kabzetti. Rahmet ve azab melekleri onun hakkında ihtilâfadüştüler. Rahmet melekleri: "Bu adam tevbekâr olarak geldi. Kalben Allah'a yönelmişti" dediler. Azab melekleri de: "Bu adam hiçbir hayır işlemedi" dediler. Onlar böyle çekişirken insan suretinde bir başka melek, yanlarınageldi. Melekler onu aralarında hakem yaptılar. Hakem onlara: "Onunçıktığı yerle, gitmekte olduğu yer arasını ölçün, hangi tarafa dahayakınsa ona teslim edin" dedi. Ölçtüler, gördüler ki, gitmeyi arzuettiği (iyiler diyarına) bir karış daha yakın. Onu hemen rahmetmelekleri aldılar." Bir rivayette şu ziyade var: "Bir miktar yol gidince, ölüm gelip çattı.Adamcağız yönünü sâlih köye doğru çevirdi. Böylece o köy ehlindensayıldı." [Buharî, Enbiya 50; Müslim, Tevbe 46, (2766); İbnu Mâce, Diyât 2, (2621).] | |
30 Ekim 2008, 23:45 | Mesaj No:8 |
Cvp: Tevbe ve İstiğfar وعنزِرِّ بنِ حُبَيْش قال:حَدثنا صَفْوَانُ بن عَسَّالٍ المُرَادِى رَضِىَاللّهُ عَنْه قال: قال رسولُ اللّه: بَابٌ مِنْ قِبَلِ الْمَغْرِبِمَسِيرَةُ عَرْضِهِ أوْ يَسِيرُ الرَّاكِبُ في عَرْضِهِ أرْبَعِينَ أوْسَبْعِينَ سَنَةً، خَلَقَهُ اللّهُ تَعالى يَوْمَ خَلَقَ السَّمَواتِوَالارْضَ، مَفْتُوحٌ لِلتَّوْبَةِ لاَ يُغْلَقُ حَتَّى تَطْلُعَالشَّمْسُ مِنْ مَغْرِبِهَا. أخرجه الترمذى وصححه Zirrü'bnü Hubeyş anlatıyor: "Saffân İbnu Assâl el-Murâdî (radıyAllahuanh) bize, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şöyle söylediğinirivayet etti:"Mağrib cihetinde bir kapı vardır. Bu kapının genişliği-veya bunun genişliği binekli bir kimsenin yürüyüşüyle- kırk veyayetmiş senedir. o kapıyı arz ve semaları yarattığı gün yarattı. İşte bukapı, güneş batıdan doğuncaya kadar tevbe için açıktır." [Tirmizî,Da'avât 102, (3529).]Allah ـ وعن أبى موسى رَضِىَ اللّهُ عَنْه.أنَّ رسولَ اللّه قال: إنَّ اللّهَعَزَّ وَجلّ يَبْسُطَ يَدَهُ بِاللَّيْلِ لِيَتُوبَ مُسِئُ النَّهَارِ،وَيَبْسُطُ يَدَهُ بِالنَّهَارِ لِيَتُوبَ مُسِئُ اللَّيْلِ حَتَّىتَطْلُعَ الشَّمْسُ مِنْ مَغْرِبِهَا. أخرجه مسلم.»الْيَدُ« هنا: كناية عنالعطاء والفضل Ebû Musa (radıyAllahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Aziz ve Celil olan Allah,gündüz günah işleyenlerin tevbesini kabul etmek için geceleyin eliniaçar. Gece günah işleyenlerin tevbesini kabul etmek için de gündüzelini açar, bu hal, güneş batıdan doğuncaya kadar devamedecektir."Burada "el", Allah'ın ihsan ve fazlından kinayedir. [Müslim, Tevbe 32, (2760).] | |
31 Ekim 2008, 07:23 | Mesaj No:9 |
Cvp: Tevbe ve İstiğfar
"aziz ve celil olan allah gündüz günah işleyenlerin tevbesini kabul etmek için geceleyin elini açar.gece günah işleyenlerin tevbesini kabul etmesi için de gündüz elini açar.bu hal güneş batıdan doğuncaya yani kıyamete kadar devam edecektir."(müslim) "insanoğlunun her biri günahkardır.ancak günahların en hayırlısı tevbe edendir."(tirmizi) | |
31 Ekim 2008, 22:13 | Mesaj No:10 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: Tevbe ve İstiğfar ALLAH RAZI OLSUN KARDEŞİM GEREKLİ EKLEMELERİ YAPALIM İNŞALLAH Tevbe istiğfar nasıl yapılır Sual: İstiğfar nedir? CEVAP İstiğfar etmek, (estağfirullah) demektir. Tevbe, haram işledikten sonra, pişman olup, Allahü teâlâdankorkmak, bir daha yapmamaya azmetmek, karar vermektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Tevbe, günahtan sonra o günahı bir daha yapmamaktır.) [İ.Ahmed] Günahtan hemen sonra tevbe etmek farzdır. Tevbeyi geciktirmek de büyük günahtır. Bunun için de, ayrıca tevbe etmek gerekir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Allah’a tevbe edin!) [Nur 31] (Allahü teâlâ, tevbe edenleri sever.) [Bekara 222] (Allah’a tevbe-i nasuh yapınız!) [Tahrim 8] Nasuh kelimesine 23 mana verilmiştir. Bunlardan en meşhuru günahlara pişman olup, istiğfar etmek ve bir daha işlememeye karar vermektir. Nasuh tevbesinin ne olduğunu soran zata Peygamber efendimiz buyurdu ki: (Tevbe-i nasuh, günahkârın işlediği günahtan pişman olması, Allahü teâlâdan mağfiret dilemesi, bir daha böyle bir günah işlememesi demektir.) [Beyheki] İstiğfarın fazileti çok fazladır. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (İstiğfar okuyun, imdadınıza yetişirim.) [Hud 52] Pişman olan affedilir Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki: (Allahü teâlâ, günah işleyip pişman olanı, istiğfar etmeden önce affeder.) [Taberani] (Küçük günahlarda ısrar edilirse küçük kalmaz. Büyük günahlara istiğfar edilirse büyük kalmaz.) [Deylemi] (İstiğfar eden, günde 70 defa aynı günahı işlese ısrar etmiş sayılmaz.) [Tirmizi] (Günde 70 defa istiğfar edenin, 700 günahı affolur.) [Beyheki] (İstiğfara devam edeni, Allahü teâlâ, dertlerden, sıkıntılardan kurtarır. Ummadığı yerden rızıklandırır.) [Nesai] (Bir mümin günah işleyince, melek üç saat bekler, eğer o kimse istiğfar ederse, o günahı yazmaz.) [Hakim] (Günahınız çok olup göklere kadar ulaşsa, pişman olunca, Allahü teâlâ, tevbenizi kabul eder.) [İbni Mace] (Günahlar kalbi paslandırır, karartır. Kalblerin cilası ise istiğfardır.) [Beyheki] (Derdinizi ve devasını bildireyim. Derdiniz, günahlar, devası da istiğfardır.) [Hakim] (Bir günahkâr, istiğfar eder, sonra bu günahı tekrar yapar, sonra istiğfar eder. Üçüncüde yine yapar, yine tevbe ve istiğfar ederse, dördüncü defa yapınca, büyük günah yazılır.) [Deylemi] (Tevbe eden günah işlememiş gibi olur.) [İbni Mace] (Günaha devam edip, dili ile istiğfar eden, Rabbi ile alay etmiş sayılır.) [Beyheki] (Herkes günah işler. Fakat günahkârların en iyisi tevbe edendir.) [Hakim] (Günahına pişman olup abdest alıp, namaz kılanı ve günahı için istiğfar edeni, Allahü teâlâ affeder.) [Nesai] (Kıyamette, amel defterinde çok istiğfar bulunana müjdeler olsun!) [Beyheki] (Elinizden geldiği kadar çok istiğfar edin. Çünkü Allah katında kurtuluşunuza bundan daha iyi vesile olacak ve Allahü teâlânın bundan daha çok sevdiği bir şey yoktur.) [Hakim] Tevbe edebilmek, Hak teâlânın büyük nimetlerinden biridir. Günah işleme korkusu ile tevbeyi asla geciktirmemelidir! Çünkü, hadis-i şerifte (Sonra yaparım diyenler helak oldu) buyuruldu. Yani tevbeyi ve diğer iyi işleri geciktirenler, bu günün işini yarına bırakanlar, aldandı, ziyan etti. (İ.Gazali) Günah, kulun yanında küçük ve kıymetsiz görününce, Allahü teâlâ katında büyük olur. Kul küçük günahı büyük görünce, o günah Allahü teâlânın katında küçülür. Mümin, iman ve marifetiyle küçük günahları da büyük görür. Her günah işleyişte kalbi sızlar. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Mümin, günahını dağ gibi görüp, üstüne düşeceğinden korkar. Münafık ise, burnunun üzerine konan ve hemen uçacak sinek gibi görür.) [Buhari] Günah işlediğini bilmek Şu halde, günah işlediğini bilmek büyük nimettir. O kişinin mümin olduğunu gösterir. Allahü teâlânın hakkı olan günahları için tevbe etmeli, pişmanlık ve üzüntü duymalı, günahı terk etmeli, kefaret olması için çok sevap işlemelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Günah işlediğin zaman, karşılığında onu mahvedecek sevap işle!) [İ.Gazali] Kul hakkının kefareti için, hak sahiplerine iyilik ve dua etmelidir! Hak sahibi ölmüş ise, o kimseyi rahmetle anmalı, çoluk çocuğuna ve varislerine ihsanda bulunmalıdır! Günahları için istiğfara devam etmelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Allahü teâlâ, istiğfara devam edeni, her sıkıntıdan kurtarır, her darlıkta bir genişlik verir ve ummadığı yerden rızıklandırır.) [Nesai] Günah işlemeye devam eden kimse unutkan olur, ahmaklaşır, aklı da azalır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Günah işleyenin bir aklı gider, bir daha geri dönmez.) [İ.Gazali] Günahların hepsi Allahü teâlânın emrini yapmamak olduğundan büyüktür. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Ufacık bir günahtan kaçınmak, bütün cin ve insanların ibadetleri toplamından daha iyidir.) [R.Nasıhin] Allahü teâlânın gazabı günahlar içinde saklıdır. Kişi, bir günah yüzünden büyük azaba maruz kalabilir. Yüz bin sene ibadet eden makbul bir kulunu ebediyen Cehenneme koyabilir. Mesela iki yüz bin sene itaat eden İblis, kibredip secde etmediği için sonsuz olarak Cehennemlik oldu. Âdem aleyhisselamın oğlu, bir adam öldürdüğü için ebedi Cehennemlik oldu. Her duası kabul olan Belam-ı Baura, bir günaha meylettiği için imansız gitti. Karun zekat vermediği için malı ile helak oldu. Günahım çok, ne yapsam Allah beni affetmez demek doğru değildir. Çünkü cenab-ı Hak, tevbe edilen her günahı affeder. Bir kâfir, küfrüne tevbe ederse, mümin olur, bütün günahları affolur. Bir mümin de Allah’a şirk koşsa, sonra pişman olup tevbe etse Allah affeder. Bir âyet-i kerime meali: (Ey günahta haddi aşanlar, Allah’ın rahmetinden ümid kesmeyin! Zira Allah, bütün günahları affeder. O, gafururrahimdir, affı, merhameti çoktur.) [Zümer 53] Kolaylaştırın Güçleştirmeyin! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Allahü teâlânın rahmetinden ümit kestirip [dinden] nefret ettirenlere Allah lanet etsin! Kolaylaştırın, güçleştirmeyin!) [Nesai] (Allahü teâlâyı kullarına sevdirin ki, Allahü teâlâ da sizi sevsin!) [Taberani] (İnsanlara Rablerinden bahsederken, korku ve sıkıntı veren şeylerden söz etmeyin!) [Beyheki] (Hak teâlâ buyurdu ki, kulumun, günahı göklere kadar yükselse, benden ümit kesmeyip, af dilerse affederim.) [Tirmizi] (İhlasla "La ilahe illallah" diyen Cennete girer. İhlasla söylemek, söyleyeni haramlardan alıkoymasıdır.) [Taberani] (Bir kimse, yakînen Allah’ın Rab, benim de Peygamber olduğuma inansa, Cehennem ona haram olur.) [Hakim] (Allahü teâlâ, günahını affından büyük görene şiddetli gazap eder.) [Deylemi] (İyilik ve ibadet edene büyük ecir verileceğini müjdeleyin, nefret ettirmeyin!) [Şir’a] (Ömründe bir defa Allah’ı anan veya Ondan korkan müslüman Cehennemden çıkar.) [Tirmizi] (Allahü teâlâ buyurdu ki, "Ey kulum, af dilediğin müddetçe, günahlarının çokluğuna bakmadan affederim. Günahların bulutlara kadar yükselse de yine affederim. Yer dolusu günahla gelsen, yer dolusu mağfiretle karşılarım. Yeter ki iman ile gel!") [Tirmizi] Faydalı Nasihat Bir âlimin bildirdiği aşağıdaki nasihate uymaya çalışmalıdır! Fırsat ganimettir. Ömrü faydasız işlerle geçirmemeli, Hak teâlânın rızasına uygun şeylere sarf etmelidir! Beş vakit namazı, tadil-i erkan ile ve cemaat ile eda etmelidir! Teheccüd namazlarını elden çıkarmamalı, seher vakitlerini istiğfarsız geçirmemeli, gaflet uykusuna dalmamalı, ölümü ve ahireti düşünmeli, haram olan dünya işlerinden yüz çevirip, ahiret işlerine yönelmelidir! Zaruri olan, dünya kazancı ile meşgul olup, diğer vakitleri, ahireti imar etmekle meşgul olmalıdır! Sözün kısası, masiva sevgisinden korunmalı ve dinin emrine uymakla meşgul olmalıdır! İş budur, bundan gayrisi hiçtir. |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
13. Haftanın Konusu (TAHRİF) | Yitiksevda | Hafta'nın Konusu | 9 | 07 Temmuz 2009 11:37 |
12. Haftanın Konusu (EHLİBEYT) | Yitiksevda | Hafta'nın Konusu | 6 | 01 Temmuz 2009 11:13 |
10.Haftanın Konusu MÜSLÜMAN'LIK ? | Yitiksevda | Hafta'nın Konusu | 15 | 19Haziran 2009 15:19 |
Tevbe duası okursam tevbe etmiş olurmuyum? | MERVE DEMİR | Soru Cevap Arşivi | 0 | 08 Nisan 2009 09:21 |
Haftanın Konusu | MERVE DEMİR | Hafta'nın Konusu | 6 | 15 Mart 2009 00:36 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|