|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Yitiksevda,Açılış Tarihi: 06 Eylül 2009 (18:16), Konuya Son Cevap : 12 Eylül 2009 (15:46). Konuya 38 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
07 Eylül 2009, 11:38 | Mesaj No:21 | |
RE: 38.Haftanın Misafiri sevginin_bedeli Alıntı:
| ||
07 Eylül 2009, 11:40 | Mesaj No:22 | ||
Durumu: Medine No : 5998 Üyelik T.:
02 Ocak 2009 | RE: 38.Haftanın Misafiri sevginin_bedeli Alıntı:
iltifattan hiç hoşlanmam...tamamen hakkında düşündüklerim bu yönde...;) | ||
07 Eylül 2009, 21:22 | Mesaj No:23 |
Durumu: Medine No : 5710 Üyelik T.:
18 Aralık 2008 | RE: 38.Haftanın Misafiri sevginin_bedeli
Bir önceki sorumda sizce diye başlamamın sebebi, miras aldığınız düşüncelere göre değil, kendi edindiğiniz fikirler ve inançlar ışığında cevap vermenizi istememdendi. Sizce neden İbrahim(a.s) bir put yapıcısının evinde büyümüştür. Neden Musa(a.s) Firavun un sarayında büyümüştür. Neden Dünya zevklerini red eden Buda bir kralıkta büyümüştür. Neden Dünyadan kaçan Lao Tzu aristokrat bir ailedendir. Neden Tolstoy Feodalizmin kalbinden çıkan bir çiftlik sahibidir. Neden Komunizmi savunan Engels kapitalist bir ailedendir. Neden Komünist Castro zengin bir ziraatçinin oğludur. Kısacası herşey yada herkes düşmanını koynundamı besler, bu bir doğa kanunumudur. neden böyledir? Eğer bu bir doğa kanunu ise İslamı mekke müşriklerinin içinde büyüyen biri tebliğ etti, o zaman islam toplumunun içinden çıkan biride onu yaralayacaktır dersek doğru söylemiş olurmuyuz. |
08 Eylül 2009, 00:37 | Mesaj No:24 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | RE: 38.Haftanın Misafiri sevginin_bedeli
Hayırlı olsun değerli kardeşim İnşaallah hep birlikte Hakka Şahidlik edebilen Peygamberler salihler şehitler sıddıklar zümresinden olanlardan oluruz. Size sorularım şu olacak kendimizi yetiştirme adına bilgi paylaşımı Bildiklerimizi faydalı bir metoda dönüştürme adına : Kuran'i bir hayat metoduna sahip olabilme adına ne tür çalışmalar ile meşkulsünüz? Çevrenizde bulanan İnsanlara nasıl bir tebliğ metodu izlemektesiniz? Bulunduğunuz bölgede Hangi tür İslam anlayışı hakim Gelenekler dinimi Atalar dinimi Melleler dinimi Hurafe ve bidatler ile özdeşleşmiş bir dinmi Tarikatlar dinimi Cemaatler dinimi Yoksa TEVHİDİ bir din anlayışımı mevcut. (Kimse bu soruma alınmasın Ülkemizin Din anlayışları ne yazıkki bu çerçevede şekillenmiş yapıların elinde) Yukarıda saydığım kesimlere karşı nasıl bir metod ile TEBLİĞ çalışması yürütmektesiniz. Sorularıma vereceğiniz TEVHİDİ cevaplar için şimdiden teşekkürler Allah sizide bizide Kendine Eşrefi Mahluk olanlardan eylesin Duamızdır ve TEVHİDİ bilince sahip bir toplumun oluşması için AYAKLARIMIZI KENDİ YOLUNDA haktan hakikattten sapmayanlardan eylesin. |
08 Eylül 2009, 10:37 | Mesaj No:25 | |
RE: 38.Haftanın Misafiri sevginin_bedeli Alıntı:
bununla birlikte yukarıda isimlerini verdiğiniz şahıslar yaşadıkları toplumu değerlendiren ve bu değerlenlendirme sonucunda olumsuzluk olarak gördükleri duruma karşı tersi yönde hareket eden insanlardır. elbette sizin isimlerini verdiğiniz kişilerin dışında içinde bulundukları toplumun davranış/ yaşayışına karşı isyan eden ve mücadele eden isimini bile bilmediğimiz milyonlarca şahıs vardır. burada göz önünde bulundurulması gereken şey bana göre; insanın fıtrat üzere yaratılmış olduğudur. dolayısıyla iyilik/meleki yönü ağır basanlar toplumlarını iyi yönde değiştirmek için mücadele etmiş, kötülük/şeytani yönü ağır basanlar ise insanları iyilikten alıkoymuş köleleştirmiş, insanca yaşam haklarını ellerinden alarak kendilerine benzetmişlerdir. kanaatimce burada bir farklı durum peygamberlerin durumudur. elbette yüce rabbimiz peygamber seçerken kendi toplumları içinde hakka/adalete/tevhide en yakın yaşayışa sahip bireyleri seçmiştir. nitekim baktığımızda peygamberlerin peygamberlik öncesinde hayatı çok ciddi anlamda sorguladıklarını görüyoruz.hz. ibrahimin meşhur soruları vardır. yine hz. muhammedin peygamberlikten önce inziva hayatına çekilmesi aslında yaşadığı toplumu sorgulamasıdır. sanırım şunu da belirtmeliyim: bana göre peygamberlik verilen her kişi kendisinin bizden biri olduğunu söylemesi gibi peygamberlikten öncede bizden farklılıkları yoktur. örnek olması babından burada bir olaya değineceğim, umarım polemik konusu olmaz. hz. musa peygamberlikten önce firavunun sarayında bir vezir olarak bilinir.hz. musanın mısırdan kaçmasının nedeni nedir? adam öldürme. yani musa bir katil. ama allah onun yaşadığı pişmanlık ve tövbesinin kabulunden sonra onu hz. şuaybın terbiyesine veriyor. yani demek istediğim şu insanın melek yönü ağır basınca hakka/adalete/tevhide giden yolda mücadele edr. son bir not:eğer ağacın kurdu ağaçtan olmasaydı ağacın zevali olmazdı. kürtçesi: kurmi darı ji darı nebe zevala darı tıne. | ||
08 Eylül 2009, 11:11 | Mesaj No:26 | |
RE: 38.Haftanın Misafiri sevginin_bedeli Alıntı:
allah razı olsun kardeşim.inşaallah dualarımız kabul olunur. Size sorularım şu olacak kendimizi yetiştirme adına bilgi paylaşımı Bildiklerimizi faydalı bir metoda dönüştürme adına : Kuran'i bir hayat metoduna sahip olabilme adına ne tür çalışmalar ile meşkulsünüz? doğrusu yıllarca islamı bildiğimiz klasik tefsirlerden/hadis kitaplarından ve bildiğimiz fikir kitaplarından öğrenmeye ve hayatımıza uygulamaya çabaladık. ancak geldiğimiz noktada genelde islam toplumu özelde islami endişeyi kendine dert edinen insanlar olarak çok ciddi bir tıkanıklıkla karşı karşıyayız. bu tıkanıklığı aşabilmek için kuranın yeniden okunması gerektiğine inanıyorum. bu nedenle asıl ve temel kaynağımız olan kuranı kerimi yeniden okuma ve günümüze taşıma anlamında gayret gösteren değerli ilim adamlarımızın yaptığı çalışmaları takib etmeye çalışıyorum.bu anlamda isterseniz size bir kaç isim de zikredeyim. ülkemizde r. ihsan eliaçık, ali rıza borazan, ahmet baydar, abdulaziz bayırdır, mustafa islamoğlu, ekrem baytap, hakkı yılmaz... islam dünyasından ise hasan hanefi, abdulkerim suruş, muhammed ammara... takib etmeye çalıştığım birkaç düşür. Çevrenizde bulanan İnsanlara nasıl bir tebliğ metodu izlemektesiniz? herşeyden önce kendimizin yaşaması gerektiğine inanıyorum. insanlar zaten günümüzde bilgiye ulaşmada çok ta ciddi bir problem yaşamıyorlar aksine islamın yaşanabilirliği anlamında örneklik sıkıntısı çekiyorlar diye düşünüyorum. çünkü islam tarihi boyunca islam adına ortalıkta gezen o kadar çok örnek var ki. islamı anlamamış; şeyh/ melle/seyyid/sözde alimler islamı kendi çıkarların için bir meta olarak kullandılar yıllarca. (hakkı ayakta tutmak için mücadele edip bu konuda hayatlarını gözlerini bile kırpmadan feda eden değerli ulemamızı tenzih ediyorum. allah onlardan razı olsun) dolayısıyla eğer insanlara hal ile tebliği yapabilirsek ve islamın günümüzde de yaşanabilir ve sorunlarımız çözebiliir bir muhtevaya sahip olduğunu ifade edebilirsek bir çok sorunu aşmış oluruz. bu düşünceme uygun yaşamaya ve insanlarla iletişimimi sürdürmeye çalışıyorum. Bulunduğunuz bölgede Hangi tür İslam anlayışı hakim Gelenekler dinimi Atalar dinimi Melleler dinimi Hurafe ve bidatler ile özdeşleşmiş bir dinmi Tarikatlar dinimi Cemaatler dinimi Yoksa TEVHİDİ bir din anlayışımı mevcut. (Kimse bu soruma alınmasın Ülkemizin Din anlayışları ne yazıkki bu çerçevede şekillenmiş yapıların elinde) Yukarıda saydığım kesimlere karşı nasıl bir metod ile TEBLİĞ çalışması yürütmektesiniz. inanın bu saydığınız anlayış/ve yaşayış tarzlarının hepsi de mevcuttur. elbette islamı sahih bir şekilde insanlara anlatmak gerçekten zahmetli bir iş. çünkü öyle kemikleşmiş -aslında islamla alakası bile olmayan- o kadar yaklaşım söz konusudur ki bunları yıkmak çok zaman ve emek ister. ancak islami tebliğde bir kural vardır: yumuşak söz söylemek. ben bunu çok önemsiyorum. eğer insanlara kızarak/bağırarak/hakaret ederek/ aşağılayarak birşeyler vermeye kalkışırsak yandığımızın resmidir. bir de şunu unutmamaız gerektiği kanaatindeyim: genel olarak insanlar hazırcılğı severler. dolayısıyla sahip oldukları bilgileri sorgulama noktasında çok ciddi bir zaaf vardır. ya da kendi önderinin/liderinin söylediklerini ölçme tartma gibi bir zahmete girmezler. dolayısıyla onlara mutlaka sözün en güzeli ile gitmeliyiz ki doğruyu kavraya bilsinler. tabii ki bu kolay olmayacaktır. rabbim yardım eyleye... | ||
08 Eylül 2009, 15:54 | Mesaj No:27 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | RE: 38.Haftanın Misafiri sevginin_bedeli
Sorularıma verdiğiniz cevaplar için teşekkürler Saydığınız Alimleri aynı özenle takip etmekteyim. yalnız Hakkı yılmazın çalışmaları bu güne kadar yapılmamış olan bir tefsir çalışması sunmakta Allah tamamına erdirsin. |
08 Eylül 2009, 16:53 | Mesaj No:28 | |
RE: 38.Haftanın Misafiri sevginin_bedeli Alıntı:
hakkı yılmaz beyin çalışmasını özenle takib etmekteyim. elbette her fikirlerine katılmak durumunda değiliz. ancak hak yerini bulmalı diye söylüyorum ki hakkı yılmaz bey çok ciddi bir tefsir çalışması yapmaktadır.inşaallah tamamına erer. | ||
09 Eylül 2009, 13:36 | Mesaj No:30 | |
RE: 38.Haftanın Misafiri sevginin_bedeli Alıntı:
bana göre sevginin bedeli herşeydir ama aynı zaman da hiçbir şeydir. çünkü aslolan bedelsiz sevmektir.... | ||
Konuyu Toplam 6 Kişi okuyor. (0 Üye ve 6 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Haftanın misafiri | Gül âsası | Hafta'nın Misafiri | 5 | 07 Şubat 2013 17:53 |
Haftanın Misafiri Ravza'm | Esma_Nur | Hafta'nın Misafiri | 20 | 01 Ocak 2012 19:51 |
56.Haftanın Misafiri ''Esracık '' | Yitiksevda | Hafta'nın Misafiri | 19 | 29 Ocak 2010 00:52 |
37.Haftanın Misafiri Türkcan | Yitiksevda | Hafta'nın Misafiri | 16 | 04 Eylül 2009 23:41 |
26.Haftanın Misafiri Nas | Yitiksevda | Hafta'nın Misafiri | 37 | 11Haziran 2009 11:27 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|