|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Yitiksevda,Açılış Tarihi: 15 Kasım 2009 (19:04), Konuya Son Cevap : 22 Kasım 2009 (00:54). Konuya 19 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
18 Kasım 2009, 01:26 | Mesaj No:11 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | RE: 46.Haftanın Misafiri Banu AKSOY
değerli yazarımız Hoş geldiniz.. 1-tasavuf islamın neresinde,islam tasavufun neresindedir sizce ? tasavufsuz bir islami yaşantı mümkünmüdür ? mümkünse nasıl ? 2-tasavuf karşıtlarında,günlük yaşamlarında takva eksikliğini görüyormusunuz ? namaz kılmıyan,cumaya gitmeyen,zikir yapmayan mücahitlerimize rastlıyormusunuz ? rastlıyorsanız bu tip yaşantı islamın neresinde ? 3-tasavuf denilince,abuzerce düşünce nedir?arabice düşünce nedir?gavsce düşünce nedir?menzilce düşünce nedir? veya tasavufu bir lokma bir hırka derviş yaşantısı olarakmı algılamayız? yoksa gece zahit gündüz mücahit olarakmı algılamalıyız?yani tasavuf ehli dünyadan el etek çekmelimidir?bir sofinin sosyal siyasal dünyevi düşünceleri ve bu düşüncelerinin hayata geçirilmesi noktasında çalışması gerekir mi? gerekiyorsa neden ? gerekmiyorsa bu islama aykırılığı var mıdır ? buyurun mikrofon sizde |
18 Kasım 2009, 23:38 | Mesaj No:12 | |
RE: 46.Haftanın Misafiri Banu AKSOY Alıntı:
SÜNNET'SİZ bir KURAN -KURAN'SIZ bir SÜNNET olgusunu Müslümanlara empoze etmeye çalışanları ? Kuranı sünnetten ayrı tutmak aynı zamanda peygamberden uzak tutmak demektir. Çünkü sünnet kuranı teyit eder ve beyan eder. Sünnet bir yerde kuranın fiili halidir. Kuran vahiyle inşa olunduğuna göre Peygambersiz bir Kuran mümkün değildir. Nitekim kendi aranızdan, size âyetlerimizi okuyan, sizi her kötülükten arındıran, size kitap ve hikmeti öğreten, ayrıca bilmediklerinizi de öğreten bir peygamber gönderdik(. Bakara 151) İşte sana da, emrimizle, bir ruh (kalpleri dirilten bir kitap) vahyettik. Sen kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi, kendisiyle doğru yola eriştireceğimiz bir nur yaptık. Şüphesiz ki sen doğru bir yola iletiyorsun; göklerdeki ve yerdeki her şeyin sahibi olan Allah’ın yoluna. İyi bilin ki, bütün işler sonunda Allah’a döner ( Şûrâ 52,53.) Biz birbirimizi fena halde yanlış anlıyoruz. Öncelikle böyle bir sorunumuz var. Müslüman dünyası hır güre bayılıyor nedense. Bütün hamaseti birbirimize şırınga ediyoruz. Biri sünnetin sadece ; misvak kullanmak,suyu oturup 3 yudumda içmek gibi hüsn davranışlardan oluşmadığını söyleyecek ama söyleme adabından ne dine ne karşısındakine nede kendine faydası dokuyor. Bizim islam ahlakı sorunumuz var. Yoksa ihtilafta rahmet var. Dini saptıran akımlar yüzyıllardır var zaten ve yok olmaya devam ediyor. Biri gelip biri gidiyor. Aslolan gerçekten ne dendiğini anlamak. Zira ebu hanife ile imam şafi ra bunu başaramamış olsa idi aralarında savaş çıkardı. Empoze ancak cahil cücela insanlarda gerçekleşir . Zira kuranda 49 yerde sanırım akletmiyor musunuz kelimesi geçmekte Mustafa İslamoğlu sünnet düşmanı olarak nitelendirilir. Ama Cübbeli Ahmet tarafından oldukça eleştirilir. Ama karşılıklı islami referanduma asla çıkmazlar. Aslında bunu derken hangi şunuyu kasteddiklerini asla konuşmazlar. Burada masumu tartışmıyorum amannn . Kendi efendilerinin,Şeyhlerinin,Atalarının,Abilerinin yaşamlarını uygulamalarını Peygamber sünnetinden evla görenleri? Aslında bir önceki sorunuzla benzeşik buda. Rehberimiz kuran ve peygamber ise onu rehber edineni rehber edinmek üzerinden cevaplarsak; Müslümanın müslümana muhabbeti güzel ve mutlaktır. Bu muhabbetin ortak noktası ibadet-din ilişkisi ise daha ala ve köklü olur. Cemaatler ve ümmetin kökenide bu temele dayanır kısmen. İbadet noktasında dinle bütünleştikten sonra bir rehber bir kardeş bir arkadaş önder edinmekte beis görmüyorum. Lakin diğer türlüsü şirk olmıyor mu bunuda ben size sorayım. Beşeri Kitapları KURAN'I adeta ikinci plana almışçasına kutsayanlara KURAN diliyle nasıl bir cevap verebilrisiniz? Evet böyleleri var. Misal nur cemaatinde mevcuttur. Kayseride bir arkadaşım sohbetlerinde ve günlük hayatlarından risale dışında hiçbir kitapla irtibatları olmadığını, Kuranı okuyarak anlayamayacaklarını, risalenin zaten kuranın bir tefsiri bir benzeşiği olduğunu .... gibi beyanlarda bulunmuştu. Misalden yola çıkarak söylüyorum ki sizinde sorunuz benimde cevabım kolay olsun. Ama bu Kurana eş koşmaktan çok çok farklı bir durumdur. Sizinde dediğiniz gibi gidişat ve görüntü mışcasına yani öyle gibi SADECE. Allah muhafazaki diğer türlüsü küfürdür zira. Bu Kur'ân, kendisiyle uyarılsınlar, Allah'ın ancak bir tek ilâh olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye insanlara gönderilmiş bir tebliğdir. (İBRAHİM/52) Kuranın hem bireysel hemde ümmetsel bir yanı vardır. Bireysel ilişkimiz, evrensel ilişkimiz. Eğer Kurandan bireysel ilişkiyi sıyırır atarsak bu sapmalar peyda oluyor. Kuran bize diyor peygambere yada birbaşkasına değil ' akletmiyormusunuz' diye. Kuran bizim üzerimize inmelidir. Ayetleri ile beraber.Mealen bizde tefsir olmalıdır. Ki o sözlerin en güzeli ve en anlaşılıdır. De ki: "O'nun üstünüzden ve ayaklarınızın altından azab göndermeye, yahut sizi fırkalara ayırıp kiminizin kiminize hıncını tattırmaya gücü yeter". Bak, âyetlerimizi nasıl inceden inceye açıklıyoruz ki, onlar iyice anlasınlar. (EN'AM/65) Allah, kelamın en güzelini ikizli, ahenkli bir kitap olarak indirdi. Ondan Rablerine saygısı olanların derileri ürperir. Sonra derileri de, kalpleri de Allah'ın zikrine karşı yumuşar. İşte bu Allah'ın rehberidir. Allah, onunla dilediğini doğru yola çıkarır. Her kimi de Allah şaşırtırsa, artık ona doğru yolu gösterecek yoktur. (ZÜMMER/23) Hem sözün güzelini işitecek duruma ulaştırılmışlar, hem de övülmeye layık (olan Allah'ın) yoluna eriştirilmişlerdir. (HAC/24) İçimizde öyle çok ki kuranı tefsiri okumamışlar.Bundan geçin mealini okumamışlar. Böyle yitik toplumda bunların olması kaçınılmaz elbette. Yalnız ben o beşeri kitaplarından kurandan bağımsız yazılmadığını biliyorum Bu bağlamda elinden düşürmemekte hiç beis yoktur. Rehber iyidir. Ama doğru ve ölçü bir rehber. Rab kuranın peygamberin ümmetin muhabbetinden ayırmasın. | ||
19 Kasım 2009, 00:12 | Mesaj No:13 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | RE: 46.Haftanın Misafiri Banu AKSOY Kendi efendilerinin,Şeyhlerinin,Atalarının,Abilerinin yaşamlarını uygulamalarını Peygamber sünnetinden evla görenleri? Lakin diğer türlüsü şirk olmıyor mu bunuda ben size sorayım. Şirkin tanımı:Allah'a ait olan özelliklerden birini veya birkaçını Allah'ın dışında yaradılmış herhangi bir şeyde görmektir.Günümüz İslam aleminde bunu en çok din büyüklerine atfedilen şu özelliklerde görmekteyiz.Allaha daha yakın oldukları,dostu oldukları,arabulucu,şefaatçi vs özellikler atfedilen kişilere Allah'a ait herhangi bir özelliği yüklemek Şirkin ta kendisidir.Örnek Gaybi bildiklerine inanmak, Söyledikleri her sözü doğru almak ve Kuran sünnet ile karşılaştırmamak Akletmeden teslim olmak ve uymak. Ayeti kerimede özellikle Affedilmeyecek Günah olarak gösterilen Şirk gecenin karanlığı gibidir. Gerçekten, Allah, kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanı ise, dilediğini bağışlar. Kim Allah'a şirk koşarsa, doğrusu büyük bir günahla iftira etmiş olur. (Nisa 48) Kuran'i kerime baktığımızda Aklını kullanan ve Kurana teslim olan kimsenin şirke düşmeyeceği belirtilmektedir. Müşrikleri ana dayanağı Gelenekler Atalar inançları idi Akletmedikleri için Şirk koşuyorlardı. Şirk konusunda düşülen hatalardan biride Dini yaşama adına Din büyüklerini kutsallaştırma dokunulmaz kılma, Diri olan Kurandan değilde onların ölülerinden yardımlar bekleme, Dara düşüldüğünde Allah'a sığınılması yerine Din büyüklerini çağırma, Allah'ın Kelamı Kuran'ı arkaya alarak Beşer kitaplarını Kutsamak,İnsan sözünü Allah'ın sözü sayma,Din büyüklerini İlahlaştırma,Allaha karşı yalan uydurma, Kendi ile Allah arasına yerleştirdikleri kişilerin Gaybi bildiklerine ve onları kurtaracaklarına inanma, Ölümsüz olduğun inanılan ruhlardan medet umma, Kişileri Allahın resulünden üst görme vs sayamayacağımız kadar Bidat ve Hurafe ile günümüz İslam aleminde bir çok insan Kurandan uzaklaşmışçasına ''ŞİRK'' koştuklarının farkında olmadan Akıllarını kiralamışçasına Kuran İslamından uzak bir yaşam sergilemektedirler. Burda belirtilen özelliklerde hedefim beli bir grup veya cemaat değildir Bu özellikleri taşıyan kişilikleredir.. |
19 Kasım 2009, 00:42 | Mesaj No:14 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | RE: 46.Haftanın Misafiri Banu AKSOY
Tarikatların genel yapısına baktığımızda İnsanları farklı farklı sınıflara ayırırlar.Maddeler halinde vereyim: 1:Sırlarını bilenlere Havvass'ul Havas 2:Az bilenlere Havas 3:Geri kalanlarına Avam derler Bu tür yaklaşımlar ile kendi din büyüklerini Allah ile bağlantılı göstererek bir din sınıfı oluştururlar bu duruma Kuran gözü ile baktığımızda Enam suresi 93-94 ayetlerine tamami ile ters düşmektedir Böyle bir şeyi Allah'ın Kitabı Kuranda görmemeteyiz bu tür yaklaşımlar ne kadar İslami ? 2.Sorum aynı türden yine Tarikatlarda olan şu isimler etrafında olacak: 1:Kutbul İrşad 2:Ricalul Gayb 3:Kutup 4:Gavs 5:Revasi 6:Tarikat Şeyhi gibi bir sıralama ile Allah'ın yaratmış olduğu kullara erişilmez olağanüstü özellikler yüklenmektedir.Bunlara uymayı Dinin ana esasları arasında görürler bu tür yaklaşımları ile örneğin Kutbu en büyük veli olarak erenlerin başı ve Allah'ın izni ile Kainatta tasarruf sahibi olduklarını iddia ederler Kuran İslamında olmayan bu Kavramlar etrafında Şekillenmiş bir din anlayışı İnsanları nereye sürüklemektedir ? |
19 Kasım 2009, 09:34 | Mesaj No:15 |
RE: 46.Haftanın Misafiri Banu AKSOY
misafirliğiniz hayırlı olsun. inş. size çay ve tatlı ikramımız da olacaktır... buyurun lütfen [img][Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...][/img] [img][Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...][/img] | |
19 Kasım 2009, 18:23 | Mesaj No:16 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | RE: 46.Haftanın Misafiri Banu AKSOY
tekrardan hayırlı olsun diyor ve sorularıma geçiyorum.. 1-kadın üzerinden islamı vurmaya çalışanlarla ilgili fikirlerin? 2-atatürkün sembolik kapital değeri üzerine neler söyleyebilirsin yani atatürkçüler birer egemen sömürücülermidir? 3-vahşi kapitalizm hakkında görüşlerin nasıl sonlandırılır yakınmıdır islami güçler eliylemi olacaktır? 4-irana bakış açın? 5-mezhep tartışmaları hakkında neler söyleyebilirsin? 6-sencede eliaçık hoca tabiri ile zamanın ruhu değiştimi değişti ise sebep sonuç? 7-ehli sünnetin siyasi açıdan siyasi anlayışının sorgulanması elzemmidir? aşağıdaki kavramlar senin için ne ifade eder.. medineweb: yazmak: bir muhasebeci olarak yevmiye defteri)) = islam= veeee Ecrin: kolay gelsin.. |
21 Kasım 2009, 23:35 | Mesaj No:18 | |
RE: 46.Haftanın Misafiri Banu AKSOY Alıntı:
Evet mümkündür. Tasavvufsuz bir Kuran nasıl oluyorsa öyle 2- Bunları takva eksikliği olanlar olarak niteliyorum ben. Tasavvufu eleştirmekle dinini düzgün yaşamak bağlantısız ve biraz zorlama bir soru olur Nihayetinde nefsi terbiye içi kırık camlar üzerinde sema eden mevlevi dervişi eleştirmek için müminun ilk on ayeti vasfında bulundurmaya gerek yok Yalnız çok bilgili amelsiz gördüm onuda ekleyeyim. izninle son sorunu geçiyorum abicim ... | ||
22 Kasım 2009, 00:11 | Mesaj No:19 | |
RE: 46.Haftanın Misafiri Banu AKSOY Alıntı:
“ Ey insanlar! Gerçekten biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi halklara ve kabilelere böldük. Hiç şüphesiz Allah katında sizin en üstününüz takvaca en ileri olanınızdır. “ Hucurat 13 Allah bu dini hem yüceltelim,hem yayalım,hemde onunla amel edelim bu sayede imtihan dünyasında ümmete ve kendimize en hayır verecek halde yaşayalım diye yolladı. Bir insana üstün vasıflar yüklemede beis görmüyorum .Zira Rab ne diyor takvaca üstün olanınız. Takva nedir ameli itikadi bakımdan ileri seviyede olan bunu ilmiyle besleyen ilmiyle etrafını besleyen vs vs vs. İnsanın fıtratında bir öndere bir rehbere hep ihtiyaç olmuştur. Önderle berabeer cemaat kavramınada. Ve dinde bu fıtratı perçinleyen bir unsurdur. Çünkü amel işin içine girdiği zaman şeytan ve nefs ve ben işin içine girer. En basitinden takva ehli bir insanla bir olduğunuzda yüzde seksen imani yönden haz alır,onun tavsiyelerini dinler,onun ışığından faydalanır,onun tavsiyelerini dinler,namazlaarınız aksaksa onunla şevklenir namazlarınızı kılarsınızBu nedir biliyor musunuz ; Allahın imamı azama verdiği nimetin minumum halidir.Bu nebilere ve hazreti Muhammede verilen nimetlerin minumum halidir .Saffat suresinde bunu bariz görüyoruz. Bütün kavramları izninle bir yana bırakarak; Tarikat kelime manasında yol demektir. Allaha ulaşmayı amaç edinen yoldur. Buradan bakıldığında zararsız görünüyor. Lakin içinde barındırdığı şirke götüren ritüeller nedeni ile dine hayrı kadar zararı dokunan bir yollar bileşiği halini almıştır. Rabıta gibi şeyhi vesilesi ile Allahla bütünleşme Allahtan bir görevlendirme aldığını iddia etme Çile gibi uç noktalara varan nefsi terbiye cırmalamaları kerametler husumetler vs vs vs Tasavvufla sistematize olan tarikatlerin sonuçta çoğu dinden bir sapma yoluna gitmiştir. Bununla beraber müslümanda ki hamaset ruhunu da çökertip (tasavvufun muhteviyatına terstir) pasivize olmuş bir müslüman, aktif bir kötü karşısında kendince bir takım içe dönük ritüellerle dolu yaşantı içine girmiştir. Sanırım islama ve mazluma en çok kötülüğüde burada yapmıştır tarikatler. Allahualem... | ||
22 Kasım 2009, 00:54 | Mesaj No:20 | |
RE: 46.Haftanın Misafiri Banu AKSOY Alıntı:
1) Türk medeni kanunu (özellikle aile hukuku) iyi okuyup Kuranın kadının hakkını daha iyi savunabildiğine dair her müslüman yeterli bilgi sahibi olmalıdır. 2)Kral bir karizma kısmi bir kahramansa; Kraldan çok kralcılar bunu hep kullanmışlardır. Atatürk yaşasa idi bu kadar getirisi olmazdı yani. Kendisini bize anlatan en önemli cümleciği söz konusu vatansa gerisi teferruattır. Yani söz konusu vatansa kominist rusya ilede el sıkışılır köyün imamı arkasında huşu içindede namaza durulur. Buda bir devlet politikası.Ergenekon yeni bir yapılanma değil dimi. Sömürülmeye izin verense bizleriz. Sadece kemalist rejim değil sömüren ki kemalist rejimin kendiside sömürülmedimi arkadaşlar. Herşey elle tutulur herşeyin sistemin kölesi. Herşey bir sisteme varıyor. İmparator o kocaman ayakları ile sarmış bizi eziyor dört yanımızdan. Atatürkün doktrinlerimi gerçekten şu anki atatürkçülerin halleri. Hangi ülkede var bakkal dükkanıda açsan bir vatandaşın fotoğrafını asmanın zorunlu olması. Bundan fena sömürü baskı zulum mu olur. Bu ülkenin AKP iktidarının her mensubu vekili o 10 kasımda ağızlarından dökülen hürmetli cümleleri hissediyor mu cidden. vs vs vs not:bu yorumum silinebilir. 3) japon balıkçılık şirketleri, avladıkları balıkları taze ve diri tutmak için içinde su bulunan büyük tanklara koyarlarmış. ancak son zamanlarda çok ilginç bir uygulamaya başlamışlar. bu büyük tankların içine bir de köpekbalığı koyuyorlarmış. köpekbalığı içindeki balıklardan bazılarını yiyormuş, ama öteki balıklar eskisine göre çok daha diri kalıyormuş. neden? çünkü tanktaki balıklar kendilerini tehdit eden büyük bir ‘‘meydan okumayla’’ karşılaşınca salgıladıkları hormonla dokuları daha diri kalıyormuş." ((( tarihi fransız ihtilaline dayanır kapitalizmin. nedir peki çok vahşi bi şeydir (( örnek vermek gerekirse geçmişten günümüze; İNGİLTERE: 1788-1938 tarihleri arasında sömürge amacıyla gittikleri Avustralya’da Aborjinleri sistematik olarak yok ettiler. 750 bin siyah derili aborjinden geriye sadece 31 bin kişi sağ kalabildi. İngiliz askerleri Almanların savaşı kaybetmelerinin ardından, Dresden kentine sığınan Alman göçmenlerin üzerine 3 gün süreyle havadan bomba yağdırdı. Bombardıman sırasında 3 bin 900 ton tahrip gücü yüksek bomba ve 200 bin napalm bombası atıldı. 200 bin kişi öldü. İTALYA:Yüzbinlerce Libyalıyı Ve Afrikalıyı katletti. İspanyol ve Amerikalı Kaşifler (1492-1800) 7 milyon 972 bin ölü veya kayıp. Saddam Hüseyin (Iran ve Kuzey Irak 1980-1990 600 bin ölü ve kayıp. Yahya Khan (Pakistan, 1971 ve Banglades,1990) 500 bin ölü ve kayıp. [size=large] ABD'nin Irak'ı işgalinin üzerinden 5 yıl geçti. Savaşın başladığı 2003'ten beri, ABD 4 bin kayıp verdi, 1 milyona yakın Iraklı öldü, 15 bin kişi kayıp, 1.5 milyon insan göçe zorlandı. İşgalin ABD'ye maliyeti 500 milyar dolar... [/size] Kapitalizmin hakimiyetini kendi gündeliğimizle ölçebiliriz. Önerim : İNFAK 4) hem olumlu hem olumsuz 5) 6)Ben o tabrini duymadım ve okumadımda.Ne demek istediğini bilmem lazım. 7)elzemdir.İslamda devlet-siyaset anlayışında adalet-hakkaniyet ön plandadır.Ehli sünnet bu konuda teoride islam tarihini analiz ederek bir doktrin oluşturmaya çalışmışsada uygulamada hep zayıf kalmıştır. Misal ehli sünnet anlayışında adilane olması açısından halka dayalı bir hakimiyet anlaşılır ama uygulamada emevilerden sonra saltanat dediğimiz babadan oğula geçen bir sistem peyda olmuştur. | ||
Konuyu Toplam 15 Kişi okuyor. (0 Üye ve 15 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Haftanın misafiri | Gül âsası | Hafta'nın Misafiri | 5 | 07 Şubat 2013 17:53 |
75.Haftanın Misafiri Araz | Yitiksevda | Hafta'nın Misafiri | 10 | 06 Temmuz 2010 22:47 |
73.Haftanın misafiri kawakeb31 | MERVE DEMİR | Hafta'nın Misafiri | 3 | 24Haziran 2010 23:52 |
37.Haftanın Misafiri Türkcan | Yitiksevda | Hafta'nın Misafiri | 16 | 04 Eylül 2009 23:41 |
26.Haftanın Misafiri Nas | Yitiksevda | Hafta'nın Misafiri | 37 | 11Haziran 2009 11:27 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|