|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Yitiksevda,Açılış Tarihi: 29 Kasım 2009 (18:49), Konuya Son Cevap : 06 Aralık 2009 (12:23). Konuya 31 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
29 Kasım 2009, 18:49 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | 48.Haftanın Misafiri Haluk Gümüştabak 48.Haftanın Misafiri Haluk Gümüştabak Bu Haftanın Misafiri olarak değerli katkıları ile bizlere Kuran Hakikatlerini iletmeye gayret eden Haluk Gümüştabak Abimizi seçtik Buyrun abim sizi tanıyalım: |
Konu Sahibi Yitiksevda 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Akılsız Bedenler | Makale ve Köşe Yazıları | Medine-web | 1 | 2307 | 20Haziran 2017 01:11 |
Kibir hastalığı / mevlüt hönül | Makale ve Köşe Yazıları | Yitiksevda | 0 | 2213 | 24 Mayıs 2016 17:24 |
Hainler! – Dokuzlu Çete ve Karakter(siz)leri /... | Makale ve Köşe Yazıları | İslaminesil | 1 | 2021 | 19 Mayıs 2016 23:06 |
Çocuk İstismarı ve Ensest – Modern Lût Toplumu /... | Makale ve Köşe Yazıları | İslaminesil | 1 | 2010 | 19 Mayıs 2016 23:02 |
Vicdanla Cüzdan Arasında / MEVLÜT HÖNÜL | Makale ve Köşe Yazıları | Yitiksevda | 0 | 1974 | 19 Mayıs 2016 22:59 |
29 Kasım 2009, 21:37 | Mesaj No:2 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | RE: 48.Haftanın Misafiri Haluk Gümüştabak
Haluk hocam, sizin çalışmalarınızı sevdik ve yazarlar bölümüne aldık, ve aynı zamanda bu hafta misafirimizsiniz..her iki konumunuzda hayırlı olsun diliyoruz. öncellikle sizi tanıyalım.. |
29 Kasım 2009, 22:44 | Mesaj No:4 |
RE: 48.Haftanın Misafiri Haluk Gümüştabak Değerli arkadaşlarım ben devlet kurumundan emekli bir memurum. 52 yaşındayım. Ben İlahiyatçı değilim, Rabbin kelamını anlamaya çalışan ve bu yolda Rabbin aşkıyla yanan bir kardeşinizim. Allah ın bizler için rehber, güneş ve gönül gözü diye gönderdiği kelamını rehber edinmeye çalışıyorum, tabi onu iyice anlayarak bunu yapacağımı biliyorum. Ben hiçbir cemaat ya da tarikat mensubu değilim. Benim yaptığım elimdeki kuran ve kuran süzgecinden geçen her türlü söz bilgi ya da hadislerin yardımıyla gerçek doğruyu bulmaya çalışmaktır o kadar. Bunu yaparken geleneklerin baskısını ne yazık ki çok görüyor ve yanlış anlaşılıyorum. Hatta beni birçok siteden uzaklaştırıyor ve yazmamı istemiyorlar, bana sen sünnet inkârcısı mısın diyenler çıkıyor. Sizlerde eğer ileride benim bu sitede yazmamı istemezseniz bana bir kez söylemeniz yeterlidir arkadaşlar. Benim yapmak istediğim dinimize Yahudilerin ve Hıristiyanların acımasızca soktukları kendi inançlarını, güzelim dinimizden ayıklamak ve gerçek İslam ı peygamberimiz devrinde olduğu gibi ortaya çıkarmak ve yaşamak tır. Tek amacım budur. Bizlere düşen, içimize sokulan ve peygamberimize atfedilen onca hurafe hadisleri ve inanışları Kuran süzgecinden geçirerek, Rabbin söylediği gibi aklımızı, mantığımızı kullanıp gerçekleri ortaya çıkarmaktır. Bunu yaparken kemikleşmiş bazı yanlış inançları hurafeleri içimizden atmaya çalışmak, gerçekten çok zor olacaktır. Birbirimizi belki de hiç istemeden kırıyor da olabiliriz bunları yaparken. Bizlerin yapacağı aklı devreden çıkarmadan Kuranın rehberliğinde, Rabbin verdiği emirler doğrultusunda Rahmanın doğru yolunu bulmaya çalışmak olmalıdır. Hiç unutmamamız gereken, rabbin bizleri bu kitaptan hesaba çekeceği açıklamasıdır. Ben muhkem ayetleri anlayacağınız şekilde açık, detaylı ve her konuda nice örnekleri değişik ifadelerle verdim ki anlayasınız sözlerini asla unutmadan, Kurana yaklaşmamız gerektiğini düşünüyorum. Allah zor anlaşılan talimatlar, emirler verip daha sonrada bizleri sorumlu tutacağımızı düşünmek, Rabbin adaletini hiç anlamadığımızı gösterir. Bizlere düşen Peygamberimizden sonra her Müslümanın görevi, Kuranı anlamaya çaba gösterip, onu anlatmakla görevli olduğu bilincini topluma yaymaktır. Dinde ruhban sınıfı yoktur dedikten sonra, kuranı sizler anlayamazsınız diyorlarsa, şunu unutmayalım ki kendilerini toplumdan soyutlayan bir sınıf yaratılmak istendiği ve toplumu kendi çıkarları için güdüleme yolunda büyük bir adım olduğu unutulmamalıdır. Elbette her insan Kurandan aynı şekilde fayda sağlayamayacaktır, ama Rabbim gösterilen çabaları asla geri çevirmeyecek ve bu yolda yardımcımız olacaktır. Bizler bizden önceki ve günümüzde din adına birçok âlim kişilerden faydalanmalıyız. Bunun aksi zaten düşünülemez, fakat her söylenileni düşünmeden kabul etmek, elimizdeki rehbere danışmamak onun süzgecinden geçirmemek bizleri içinden çıkamayacağımız bataklığa saplanmamızı sağlayacaktır. Bizlerin Başöğretmeni peygamberimiz benden sonra benim adıma birçok söz söylenecektir, benim sözüm olduğunu anlamanız için KURAN İLE KARŞILAŞTIRINIZ diyorsa bu sözleri kulağımıza küpe yapmalıyız. Değerli arkadaşlarım benim yolum bu yoldur, bana peygamberimizin sözüdür dedikleri tüm sözleri Kuran süzgecinden geçiriyorum, eğer uyuyorsa alıp başımın tacı yapıyorum. Çünkü peygamberimiz Kuranı tebliğ etmek ve onu o günkü cahil topluma açıklamak ve kabul ettirmekle görevlendirilmiştir. O devrin asi ve putperest toplumuna yeni bir dini anlatmak ve kabul ettirmek gerçekten zor bir görevdi. Zaten Rabbim elçisine bu görevde kolaylık sağlaması için kendisine kuran ile birlikte ilimde vermiştir ki, insanları ikna edebilsin. Değerli arkadaşlarım belki de ileride yazacağım bazı yazılar hakkında, aynı düşünceleri taşımıyor olabileceğiz. Lütfen o zaman medeni insanlar gibi tartışalım ve KURANDAN DELİL ARAYALIM. Şunu unutmayalım ki kuranın hüküm vermediği hiçbir konuda hüküm verici yoktur. Genelde bu konuda ayrılığa düşebiliyoruz. Bakın Rabbim açıkça bunu nasıl anlatıyor bizlere? Enam suresi 57. ayet: De ki: "Ben Rabbimden gelen bir beyyine üzerindeyim. Ama siz onu yalanladınız. Acele istediğiniz şey benim yanımda değil. Hüküm yalnız ve yalnız Allah'ındır. Hakkı o anlatır. Ayırt edip çözüm getirenlerin en hayırlısı O'dur. Değerli arkadaşlarım benim yazacağım tüm yazıları hemen kabul etmeyiniz, yazdıklarımı mutlaka kuran ile karşılaştırınız, bende bir beşerim her zaman şaşmam, yanılmam mümkündür. Yapacağım yanlışlar konusunda lütfen beni KURAN ile uyarınız. Bizlere düşen kuranı anlayarak birçok kez okumak ve Rabbin sözleri üzerinde düşünmek ve anlamaya çalışmak olmalıdır. Bu konuda her iman edene düşen anladıklarını birbirimizle paylaşmak ve topluma iletmek olmalıdır. Rahman gönül gözlerimizi açık, gözleri ve kulakları mühürlenmeyen, aklını kullanan, düşünen ve iman eden kulları arasına inşallah bizleri alır. Selametle kalın dostlar. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK | |
29 Kasım 2009, 23:11 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | RE: 48.Haftanın Misafiri Haluk Gümüştabak
Teşekkürler abim çok güzel ifade etmişsiniz. Elhamdulillah Müslümanın diyenlerin her ortam ve şartta kendilerini en iyi şekilde ifade etmeleri gerekir. Yıllarca bizlere öğretilen Emevi din anlayışı ne yazık ki şu an sinelere yerleştirilmiştir.Bu Kuran islamı dışındaki din anlayışlarına karşı durduğumuz an bizleri Modernist vs göstererek tekellerine aldıkları din anlayışlarından beslenenlere karşı Kuran hakikakatlerini nasıl ve ne şekilde ulaştıralım? |
29 Kasım 2009, 23:22 | Mesaj No:6 |
RE: 48.Haftanın Misafiri Haluk Gümüştabak Değerli arkadaşım ( Kuran hakikakatlerini nasıl ve ne şekilde ulaştıralım? ) diye sormuşsunuz. Doğrusu bunu yapmak deveye hendek atlatmaktan daha zor gibi geliyor bana. Kemikleşmiş yanlışlar doğru kabul edildiği sürece gerçekten işimiz çok zor. Elbette pes etmek yok, bizlere düşen sabırla ve korkmadan doğru bildiğimiz yolda yanlız giderim pirensibi ile yılmadan azimle üzerimize düşen görevi yapmakla bu işin üstesinden gelineceğine inanıyorum. Şunuda söylemem gerekiyorki bu ağacın sulamasını ve bakımını bizler yapacağız ama meyvesini sanırım yıllar sonra görülecektir. Ben bunun meyvelerini göreceğimi sanmıyorum ama inşallah yaşı genç olan kardeşlerim görecektir. Rabbim yardımcımız olsun. Gönüllerimizdeki sönmeyen kordan Kuran ateşinin daima yanması dileklerimle. Haluk Gümüştabak | |
30 Kasım 2009, 12:58 | Mesaj No:7 |
Durumu: Medine No : 10660 Üyelik T.:
16 Eylül 2009 | RE: 48.Haftanın Misafiri Haluk Gümüştabak
site yönetimi tarafından size köşe verilmesi,yazarlığa uygun görülmenizi tebrik ediyorum bu isabetli kararlarını alkışlıyorum. elbette ki sizi anlamıyacaklar dışlayacaklar olacaktır.bunun yolu eyvallah deyıp gitmek olamaz.kendimizi ifade etmeye devam bize yakışır.ne zaman ki site yönetimi;" sizi istemiyoruz" derlerse gitmekte haklısınız.Muhsin Abi geçmişte çok yazar aldı ve uygun görmediklerini ayıkladı.size köşe verdiğine göre takdir ediyor demektir.. acizane düşüncem budur. yazarlığınızın sitemize ,islam alemine hayılı olmasını diliyorum. haftanın misafirliği hakeza.. saygılarımla |
30 Kasım 2009, 13:06 | Mesaj No:8 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | RE: 48.Haftanın Misafiri Haluk Gümüştabak
Haluk abim Kuranda geçen Kıssalar hakkında bizlere ulaşanların bir çoğunda Şekilcilik tasnifi ağırlıkta Lakin Kıssalardaki ana tema ibret iken neden şekilciliği ön planda tutmaya gayret ediliyor?
|
30 Kasım 2009, 14:33 | Mesaj No:9 |
RE: 48.Haftanın Misafiri Haluk Gümüştabak Değerli arkadaşım okadar hassas ve içimizin kan ağladığı öyle bir soru sormuşsunki, sayfalar dolusu yazsam yinede cevabım bitmez. İçinde bulunduğumuz İslam anlayışının kemikleşmiş yanlışlarına sebeb olan bu anlayış sayesindendir ki İslam alemi birbirine hem saygıyı yitirmiş hemde kurandan uzaklaşmıştır. Sanırım bunun bir sebebi var, peygamberimiz devrinden öncede aynı olayların sebeb olduğu acımasız gerçek, nefsimizin şeytanla işbirliği halinde olması diyebiliriz. Belki biraz ağır bir cümle oldu gibi görünsede yapılan tüm yanlışların sebebi insanın nefsidir. Rahman bizlere öyle bir nefis vermişki, eğer onu yanlız başına bırakırsan şeytanın dostu olur, eğer Allah ın verdiği aklı ona dost edindirir ve onu yanlız bırakmazsan en iyi arkadaş odur. Bizler aklı çok fazla devrede tutmadığımız için yanlız kalan nefis ne yazıkki yanlış dostlar edinmiştir. O yanlız kalan, kötü dostlar edinen nefistir ki kurandan işine gelenleri almış ve kendi menfaatine uygun hale getirmiştir Rabbin sözlerini. Rabbin kitabına uymak yerine, Kitabı kendisine uydurmayı kendi menfaatine daha uygun görmüştür. Zaten bundan sonrasını anlatmak da boşuna olur herhalde. Esenlikler dileğimle. | |
30 Kasım 2009, 19:25 | Mesaj No:10 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | RE: 48.Haftanın Misafiri Haluk Gümüştabak
Kuran'i Kerimde Rahmana ulaşmak gayesinde olan Müminlere hitaben vesileler ile Allah'a yaklaşılması emri vardır Lakin günümüz İslami camiaalarında bu vesile gerçekte Amelimiz olması gerekir iken Beşeri kendi ile Allah arasına Vesile olarak yerleştirenler bununlada yetinmeyip Onları şefaatçiler dahi kılmaktan geri durmamışlardrı Kuran İslamına göre Şefaat Allahın indinde (Gaybi) iken nasıl oluyorda Allah'ın yetkisinde olan bir Mevzuyu İnsanlara bölüştürebiliyorlar ? Haluk abim amacım bu tür sorular ile Ümmetin kanayan yarası olan Kuran İslamından uzak yaşamların Hakikatleri görmelerini sağlamaktır Allah'a şükürler olsun bu tür Hakikatleri idrak edebilmişim ama bunu anlatabilmek için size özellikle sorular yöneltmekteyim Hakikatler gün yüzüne tekrardan dönüş sağlasın Bizim görevimiz Tebliğ ve bunu sonuna kadar yapmaya çalışacağız Allahın izni ile. |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Haftanın misafiri | Gül âsası | Hafta'nın Misafiri | 5 | 07 Şubat 2013 17:53 |
75.Haftanın Misafiri Araz | Yitiksevda | Hafta'nın Misafiri | 10 | 06 Temmuz 2010 22:47 |
63.HAFTANIN MİSAFİRİ ''HALUK GÜMÜŞTABAK'' | Yitiksevda | Hafta'nın Misafiri | 12 | 23 Mart 2010 01:33 |
35.Haftanın Misafiri Elifzişan | NUR | Hafta'nın Misafiri | 11 | 17 Ağustos 2009 23:37 |
26.Haftanın Misafiri Nas | Yitiksevda | Hafta'nın Misafiri | 37 | 11Haziran 2009 11:27 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|