06 Mart 2010, 09:08
|
Mesaj No:22 |
Durumu: Medine No : 5753 Üyelik T.:
20 Aralık 2008 Arkadaşları:0 Cinsiyet: Yaş:97 Mesaj:
281 Konular:
65 Beğenildi:0 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
| RE: 60.Haftanın Misafiri armagan Alıntı: HakikaT Üyemizden Alıntı
1.)İslam adına kendini ne kadar yeterli buluyorsun..? Size belkı garıp gelebılır ama hiç desem tabıkı benımde bıldıgım var lakın ama bırakın hergunu her sanıye o kadar farklı seyler ögrenıyorum kı suan ıcın bıldıklerım bılmedıklerımın yanında bir hiç Alllah nasıp kısmet ederse ögrenırız inş
2.)Çocukların Anne babalarına şefaatçi olacaklarını bildiren rivayetleri nasıl anlamalıyız...? Çocukların şefaat etmeleri, bazı günahların affında çocukların terbiyeleri, nazları ve niyazları ile sevimli halleriyle, rahmete ve şefkate yakın duruşlarıyla, anne ve babalarını Allah’ın bağışlamasında ve merhamet etmesinde vesile olmaları demektir. Onların ricalarını rahmet-i İlâhiyenin kabul edeceğini ummak, Allah’a karşı hüsnüzannımızın da bir gereğidir.
Evet, küçük yaşta ölen çocuklar ailesine şafaat eder. Şefaat dediğimiz hadiseyi, Cenab-ı Hak başta Peygamberimize (asv) olmak üzere tüm enbiyaya, melaikeye, Allah’ın sevgili kulları olan velilere, şehitlere ve küçük yaşta vefat eden masum çocuklara vermiştir. Fakat şefaat denilince, Allah, cennete koymak istediği kişileri Allah’ın sevdiği kişilerin eliyle ve şefaatiyle yaptırmak irade eder. Burada Allah’ın istemediği ve sevmediği veya kurtulmaya hak kazanamayan kişileri hiç kimse yine kurtaramayacaktır. Dolayısıyla şefaate hak kazanan kişileri, yine Allah’ın rızasını kazanan kişilerdir. Yoksa kafir ve müşrik gibi dünyada Allah’ı razı etmemiş kişiler şefaate istihkak kesp etmeyecektir.
3.)Tarikata katılmayı teşvik eden ayet ve hadis var mıdır..?
Tarikata girmeyi teşvik eden açık bir ayet veya hadis yoktur. Ancak müminlerin müşkilatlarını alimlere sorup onların tavsiyelerine göre hareket etmemizi isteyen hadisler vardır.
"Âlimler peygamberlerin vârisleridir" (Buhârî, ilim, 10; Ebû Dâvud, İlim, 1; İbn Mâce, Mukaddime, 17) buyuran Resulullah âlimlerin toplumu yönlendirme hususunda peygamberlere vekil ve halef olduklarını beyan etmiştir.
4.)Mürşidi olmayanın mürşidi şeytandır sözü hakikat mıdır..?
Bence oturup tartısılacak bır konu ve o kadar derın kı kısa bı cvp vermek mumkun degıl lakın sunuda söyleyım bu sözu söyleyen Büyük veli Beyazid-i Bistamî burda mürsid dıyerek Allah dostunu dıle getırır
5.)Zaman ve mekan boyutu göz önünde bulundurularak sevap ve günah derecelerini verir misiniz..?
Berâat Gecesi'nin mübarekiyet ve hususiyeti hakkında sahih hadîs–i şerîflerden bir–ikisi şöyledir:
“Allah Tealâ, Şaban ayının on beşinci (Berâat) gecesinde –rahmetiyle– dünya semasına iner, orada tecelli eder ve Kelb Kabîlesi'nin koyunlarının tüyleri sayısından daha çok sayıda günahkârı affeder.”(Tirmizi, Savm, 39; İbn Mace, İkame, 191.)
Başka bir rivayete göre de Hz. Peygamber (asv):
“Şaban’ın ortasındaki (Berâat kandili) geceyi ibadetle ihya ediniz, gündüzünde de oruç tutunuz. Allah Tealâ o akşam güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve fecir doğana kadar, ‘Yok mu benden af isteyen, onu affedeyim. Yok mu benden rızık isteyen, ona rızık vereyim. Yok mu bir musibete uğrayan, ona afiyet vereyim. Yok mu şöyle, yok mu böyle!’ der.” buyurmuştur.(İbn Mace, İkame, 191.)
Bir diğer hadîste ise, Berâat kandilinde yapılacak duaların geri çevrilmeyeceği müjdesi verilmiştir.(Suyûtî, Celalüddin, Câmiu’s–Sagîr, 3/454, Beyrut, 1972.)
Kadir Gecesi, Efendimiz (asv)’ın ümmetine olan aşkın sevgisi sebebiyle yaptığı bir duanın kabul edilmiş hâlidir, şöyle ki:
"Fahr–i Kâinat Efendimiz’e kendisinden önceki insanların ömürlerinin müddeti veya bu ömürlerden Allah’ın dilediği kadarı gösterildi. Bunun üzerine ‘Başka ümmetlerin uzun ömürleri içinde yapamayacakları amelleri ümmetim kısa ömrü içinde yapmış olsun.’ diye dua etti. Allah da O'na (içinde bu gece bulunmayan) bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesini ihsan etti.”(Muvatta, Îtikaf, 6)
“Her hasenenin sevabı başka vakitte on ise, Receb–i şerifte yüzden geçer, Şaban–ı muazzamada üçyüzden ziyade ve Ramazan–ı mübarekte bine çıkar ve Cuma gecelerinde binlere ve leyle–i Kadirde (Kadir gecesi) otuz bine çıkar.”(Nursi, Şualar, s.416)
Ebû Hüreyre'den şöyle dediği rivâyet edilmiştir: "Rasûlullah (s.a.s.)'a Cum'a gününe niçin bu adın verildiği sorulduğu zaman şöyle cevap vermiştir:
"Babanız Âdem'in yaratılışı o günde oldu. Kıyâmet o günde kopacak, yeniden dirilme ve insanların hesap için yakalanması o günde olacaktır. Cum'a gününün üç saatinin sonunda öyle bir an vardır ki, o anda dua edenin duası kabul olunur. " (Ahmed b. Hanbel, İstanbul 1981, II, 311)
"Her kim Cum'a günü, cenâbetten gusül eder gibi güzelce gusleder, sonra da ilk saatte yola çıkarsa bir deve kurban etmiş gibi olur. İkinci saatte yola çıkarsa bir sığır kurban etmiş gibi olur. Üçüncü saatte yola çıkarsa bir koç kurban etmiş gibi olur. Dördüncü saatte yola çıkarsa bir tavuk kurban etmiş gibi olur. Beşinci saatte yola çıkarsa bir yumurta tasadduk etmiş gibi olur. İmam Cum'a namazı için iftitah tekbiri alınca melekler hazır olur, okunan Kur'ân-ı dinlerler. " (Müslim, Cumua, 2, hadis no: 850)
Cum'a namazını terk edenler için de hadis-i şeriflerde şu tehditler varid olmuştur:
"Birtakım insanlar ya Cum'a namazını terk etmeyi bırakırlar, yahutta Allah onların kalplerini mühürler artık gafillerden olurlar. " (Müslim, Cumua, 12, hadis no: 865)
"Her kim önemsemediği için üç Cum'a yı terk ederse, Allah onun kalbini mühürler. " (Ebû Davûd, Salât 210)
Şimdilik bukadar..Hadi kolay gelsin can..[/align] | |
| |