|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Yitiksevda,Açılış Tarihi: 14 Mart 2010 (17:48), Konuya Son Cevap : 19 Mart 2010 (09:58). Konuya 31 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
17 Mart 2010, 01:21 | Mesaj No:21 | |
RE: 62. HAFTANIN MİSAFİRİ ''M.METİN ADIGÜZEL'' Alıntı:
Bu cevabına tabiri caizse ''BİTTİM'' metin kardeşim; Ayakta alkışlıyorum | ||
17 Mart 2010, 09:37 | Mesaj No:22 |
Durumu: Medine No : 5710 Üyelik T.:
18 Aralık 2008 | RE: 62. HAFTANIN MİSAFİRİ ''M.METİN ADIGÜZEL''
Yitik Sevda, 3 tür inanç vardır. —Genelde tasavvuf ehli her şeyin önceden yazıldığına ve yazılanın aynen yaşandığına inanırlar. Yani insan ne yaparsa yapsın kaderinde cehenneme gitmek varsa cehennemlik olacaktır ya da kaderinde cennete gitmek varsa cennetlik olacaktır. Kader insandan çok önce belirlenmiştir ve değiştirilemez. —Ehlisünnette baskın olan inanca göre, insan diler Allah yaratır. Yani insanın her hal ve hareketi Allah tarafından var edilir. İnsan sadece irade eder. —Mutezili düşünceye göre insan irade eder ve istediğini eyleme ya döker ya da dökmez. Yani baştan sona insanın tüm hareketleri, insanın kendisine aittir. İnsan ister ve insan kendi eylemini var eder. İlk düşünce insanı pasifleştiren bir düşüncedir. Madem her şey bellidir yaşamanın, imtihanın ne anlamı vardır. Allah hem zulmü, hem şefkati kendi yaratıp kendi yaşatıyordur. İkinci düşünce Allahtan başka kimse yaratıcılık vasfına sahip olamaz görüşünden kaynağını alır. Eğer insan kendi hareketinin var edicisidir dersek, insana da yaratıcı vasfını yüklemiş oluruz korkusu ile; insan irade eder Allah yaratır demeye başlamışlardır. Ancak eğer şer şeyi Allah var ediyorsa, o zaman yaşanan bunca zulmü de Allah var ediyordur. Tüm güzellikler gibi tüm çirkinlikleri de Allah yaratıyordur. Allah nasıl zulmü, çirkinliği yaratabilir sorusu cevapsız kalmaktadır. Üçüncü düşünce insanın cüzi irade gibi, cüzi bir var etme gücüne de sahip olduğuna inanır. Eğer İnsan tüm hayatından sorumluysa, o zaman hayatındaki tüm güzellik ve çirkinliklerde onun eseri olmalıdır. Dolayısıyla insan kendi irade eder kendi yapar, bu durum insanın tanrı olduğu anlamına gelmez, cüzi bir kudrete sahip olduğu anlamına gelir. Ben mutezili düşünceyi daha doğru buluyorum. İnsan kendi irade eder ve kendi yapar. Tüm dünya hayatı insanın kendi ellerinin ve iradesinin eseridir. İnsanın başına gelen her şey kendi ellerinin yaptığının sonucudur. İnsanın ellerinin yaptığı her şey kendi iradesinin sonucudur. İnsanda görülen her hal ve hareket insanın kendi sorumluluğundadır. |
17 Mart 2010, 09:46 | Mesaj No:24 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | RE: 62. HAFTANIN MİSAFİRİ ''M.METİN ADIGÜZEL''
Metin kardeş allah razı olsun aynı düşünceyi sizinle paylaşıyorum..
|
18 Mart 2010, 00:05 | Mesaj No:25 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | RE: 62. HAFTANIN MİSAFİRİ ''M.METİN ADIGÜZEL''
İmam Ali ordusu ve Muaviyenin ordusu arasında yaşanan savaş esnasında kime sorarsanız sorun İmam Alinin safında olmayı kabul eder o zaman İmam Alinin haklılığı kesin iken nasıl olurda Sünni kesim iki tarafında haklı olduğunu iddia edebiliyor ? Hakem olayı esnasında Amr b.As'ın sergilemiş olduğu hileleri gerçek tarihi araştıranlar bilir ama nedense Amra sahabe vs demekten çekinmeyen zihniyet ne kadar doğru bir anlayış sergiliyebilir çünkü İmam Alinin onu öldüreceği an utanmadan edep yerlerini açarak canını kurtaran bir karaktersizi savunmak ne kadar doğrudur ? Şianın İmamlar hakkında masumiyet fikri Kurana ters ama kendi anlayışları ile bunu kutsayan Şia yetmezmiş gibi hayal ürünü olan Hurafe Mehdiyeti İmani bir mevzu olarak görmektente geri durmaz Şia bunu yaparken Sünnide sahabe kutsiyetinde boğulmuş bu kadar tezatın sebebi sizce nedir ? Şeriflik,seyyidlik,şeyhlik vs Kavramlar ile kendilerine koruyucu kalkan oluşturmanın ana sebepleri sizce nedir ? |
18 Mart 2010, 10:13 | Mesaj No:26 |
Durumu: Medine No : 5710 Üyelik T.:
18 Aralık 2008 | RE: 62. HAFTANIN MİSAFİRİ ''M.METİN ADIGÜZEL''
Yitik Sevda; Soru 1: İmam Ali ordusu ve Muaviyenin ordusu arasında yaşanan savaş esnasında kime sorarsanız sorun İmam Alinin safında olmayı kabul eder o zaman İmam Alinin haklılığı kesin iken nasıl olurda Sünni kesim iki tarafında haklı olduğunu iddia edebiliyor? Cevap 1: Çünkü korkuyorlar. Çünkü onlara göre din aklı aşan bir olgudur. Gerçek gözün gördüğünün ve aklın kabul ettiğinin çok dışındadır. Bu hakikati de âlimler bilirler. Âlimler de bu konuda konuşulmasını, tartışılmasını doğru bulmadıkları için tüm sahabeler yıldızdır demişlerdir. soru 2: Hakem olayı esnasında Amr b.As'ın sergilemiş olduğu hileleri gerçek tarihi araştıranlar bilir ama nedense Amra sahabe vs demekten çekinmeyen zihniyet ne kadar doğru bir anlayış sergiliyebilir çünkü İmam Alinin onu öldüreceği an utanmadan edep yerlerini açarak canını kurtaran bir karaktersizi savunmak ne kadar doğrudur? Cevap 2:”Üstün zekâlar takdire şayandır, ancak zekâlarını güzellikte kullanmaları gerekir”. Ehli, sünnet ne yazık ki bu cümlenin sadece ilk kısmını almıştır. Ehlisünnet Amr için “cesur, edip ve beliğ idi. Çok fasih bir Arapça ile Kur’an-ı kerim okurdu. Akıllı, bilgili, siyasette usta ve askerdi, askeri dehası yanında devlet idaresinde de dahi idi” demektedir. Amr bir üstün zekâdır, hepsi bu kadar. Nabıganın oğlu zekâsını hilelerde kullanmayı tercih etmiş. Kendi bileceği iş, onun şahsi hikayesi onu ilgilendirir. soru 3: Şianın İmamlar hakkında masumiyet fikri Kurana ters ama kendi anlayışları ile bunu kutsayan Şia yetmezmiş gibi hayal ürünü olan Hurafe Mehdiyeti İmani bir mevzu olarak görmektente geri durmaz Şia bunu yaparken Sünnide sahabe kutsiyetinde boğulmuş bu kadar tezatın sebebi sizce nedir? Cevap 3:Beklide brbirlerine gıcıklık olsun diye yapıyorlardır. Farklı olma arzusunun bir sonucudur bu durum inançtan ziyade tarihin konusu, tarihsel ilerleyiş böyle bir şeye yol açmıştır. Uzun hikâye Soru 4: Şeriflik, seyyidlik, şeyhlik vs Kavramlar ile kendilerine koruyucu kalkan oluşturmanın ana sebepleri sizce nedir Cevap 4: Dünya bir çıkar ilişkisi üzerine temellenmiştir. Kullanılabilecek her materyal kullanılır. |
18 Mart 2010, 15:56 | Mesaj No:27 |
Durumu: Medine No : 5753 Üyelik T.:
20 Aralık 2008 | RE: 62. HAFTANIN MİSAFİRİ ''M.METİN ADIGÜZEL''
Beyin ölümü gerçekleşen hastayı yakınları bağlı bulunduğu aletlerle yaşatmaya devam mı edecekler? Yoksa beyin ölümü gerçekleşti diye fişlerini çekmek sizce dogru mu? Sizce cenazeye çelenk göndermek, resimlerini göğüste taşımak islama uygun mudur? Gaflet, geleceğimizi düşünmeye fırsat vermiyor mu? |
18 Mart 2010, 17:00 | Mesaj No:28 | |
RE: 62. HAFTANIN MİSAFİRİ ''M.METİN ADIGÜZEL'' Alıntı:
Bir noktaya dikkat çekeyim, beyin ölümü ile Bitkisel hayat farklı şeylerdir. Bitkisel hayatta NE OLACAĞI HİÇ BELLİ OLMAZ on sene yaşayanları ve birden ayaga kalkanları vardır., beyin ölümünde ise çok fazla yaşamaz.. Bir ay en fazla... | ||
18 Mart 2010, 23:52 | Mesaj No:29 |
RE: 62. HAFTANIN MİSAFİRİ ''M.METİN ADIGÜZEL''
Tekrar selamlar Kadercilik anlayışı ile hareket eden Müslümanlar Kadere hapsolmuş olmuyorlarmı Örneğin evlilik mevzuunu Kader gören bir anlayış ne kadar doğrudur? Kişinin evleneciği kişi Kader ilemidir kendi fiili ilemidir ? Ayette belirtilen iyi kadınlar iyi erkeklere kötü kadınlar kötü erkeklere hükmünce bir Müslüman batakta olan bir insan ile evlenmek isterse hatamı etmiş olur ? kolay gelsin | |
19 Mart 2010, 09:44 | Mesaj No:30 |
Durumu: Medine No : 5710 Üyelik T.:
18 Aralık 2008 | RE: 62. HAFTANIN MİSAFİRİ ''M.METİN ADIGÜZEL''
Armağan; Soru 1: Beyin ölümü gerçekleşen hastayı yakınları bağlı bulunduğu aletlerle yaşatmaya devam mı edecekler? Yoksa beyin ölümü gerçekleşti diye fişlerini çekmek sizce dogru mu? Cevap 1: Bildiğim kadarıyla kilise makinaya bağlı hastanın hiçbir zaman fişi çekilemez diyor. Makine konusundaki bu katılık da aslında kilisenin tavrından kaynaklanıyor. Benim islami düşünceden anladığım ise şöyledir; eğer hasta makinadan ayrıldığında da yaşayabiliyorsa, makinaya bağlı tutulmalı. Mesela böbrek sorunu olan kişi diyaliz makinası kullanmalı. Ağır bir kaza geçirmiş hasta bir süre makine ile tutulduktan sonra kendine gelip yaşayabilecekse makinaya bağlı tutulmalı…..vs Ama tamamen ölü gibi olan bir kişinin organlarını makine ile canlı tutmak doğru değildir. Makinadan ayrıldıktan sonra hiçbir şekilde yaşamayacak olan ve makinaya bağlı olduğu zamanda bilinci yerine gelmeyen, canlı tutulmaya çalışılan ölü bedenleri makinaya bağlı tutmak doğru değildir. Soru 2: Sizce cenazeye çelenk göndermek, resimlerini göğüste taşımak islama uygun mudur? Cevap 2: Pagan kültürün bir sonucudur. Çelenk direkt putperestlikle alakalıdır. Eskiden yemek sunulurdu, sonra canlı çiçekler sunuldu, şehirleşme ile birlikte çiçeklerde plastikleşti. Soru 3: Gaflet, geleceğimizi düşünmeye fırsat vermiyor mu? Cevap 3: Gelecek gözlerimizin önündedir. Düşünmek yada düşünmemek görmek isteyip istememekle alakalı. Gaflet herhangi bir sebeple görememektir ama ben görememenin olması imkansız diyorum. |
Konuyu Toplam 2 Kişi okuyor. (0 Üye ve 2 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Müslümanlarda Tüketim Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL | KARAKÖSE | Makale ve Köşe Yazıları | 2 | 20 Nisan 2024 22:43 |
Müslümanlarda Cami Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL | KARAKÖSE | Makale ve Köşe Yazıları | 3 | 08 Ekim 2013 21:26 |
Müslümanlarda Kuran Paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL | KARAKÖSE | Makale ve Köşe Yazıları | 23 | 24 Temmuz 2011 12:51 |
Müslümanlarda Ecdad paradoksu/M.METİN ADIGÜZEL | KARAKÖSE | Makale ve Köşe Yazıları | 1 | 01 Ağustos 2010 14:04 |
63.HAFTANIN MİSAFİRİ ''HALUK GÜMÜŞTABAK'' | Yitiksevda | Hafta'nın Misafiri | 12 | 23 Mart 2010 01:33 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|