Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.İBADETLER.::. > İbadetler > Hurafeler-Bi'datlar

Konu Kimliği: Konu Sahibi FECR,Açılış Tarihi:  24 Ocak 2013 (13:03), Konuya Son Cevap : 16 Nisan 2015 (11:34). Konuya 12 Mesaj yazıldı

Beğeni Aldı1Kez Beğenildi
Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 05Haziran 2014, 13:19   Mesaj No:11
Medineweb Sadık Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Fatıma-i Zehra isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 36712
Üyelik T.: 22 Aralık 2013
Arkadaşları:17
Cinsiyet:
Mesaj: 844
Konular: 67
Beğenildi:27
Beğendi:1
Takdirleri:60
Takdir Et:
Standart Cevap: Kutlu Doğum Bid'at mı Değil mi?

Allahın kulu kardeşim,Nureddin hoca neden bid'at olduğu anlatmış. siz de bid'at olmadığına dair Kur'an ve sünnetten delil getirebilirseniz, buyrun delillerinize inanmaya hazırım. ama bu uygulama hakkında ne sünnette ne Kur'anda bir delil yok. sahabilerin hayatında kutlu doğum gibi bir uygulama göremezsiniz.Onlar ki Allah ve Resulü için canlarını feda etmeye hazırdı...ve ettiler de... bid'atlerin zararları hakkında birkaç hadis i şerif paylaşmak istiyorum:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Sözlerin en doğrusu Allah’ın Kitabıdır, yolların en hayırlısı Muhammed’in yoludur. İşlerin en şerlisi muhdes (dinden olmayan şeyin din adına çıkarılması)olanlardır. Dine sonradan sokulan her şey bid’attır, her bid’at dalalettir ve her dalalet ateştedir.”

(Müslim 867, Nesei 3/188)

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“…Yolun en faziletlisi Muhammed’in yoludur. En kötü iş ise sonradan icat edilenlerdir. Her bid’at dalalettir.”

(Buhari İtisam 16)

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Hakikat şu ki kim benden sonra terk edilmiş bir sünnetimi ihya ederse, onunla amel eden herkesin ecri kadar o kimseye sevap verilir, hem de onların sevabından hiçbir şey eksilmeden. Kim de Allah’ın ve Rasulünün rızasına uygun düşmeyen bir dalalet bid’atı icad ederse onunla amel eden insanların günahları kadar o kimseye günah yükletilir, hem de günahlarından hiç bir şey eskitilmeden.”

(Tirmizi, Müslim, Ebu Davud)

Alıntı ile Cevapla
Alt 16 Nisan 2015, 09:28   Mesaj No:12
Kur'ân Kürsüsü

Medineweb Emekdarı
FECR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:FECR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 6340
Üyelik T.: 19 Ocak 2009
Arkadaşları:20
Cinsiyet:Erkek
Memleket:ANKARA
Yaş:56
Mesaj: 6.134
Konular: 555
Beğenildi:1084
Beğendi:252
Takdirleri:10770
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Kutlu Doğum Bid’at mı?

Kutlu Doğum Bid’at mı?
Hocam, kutlu doğum adına bir çok etkinlikler yapılıyor. Bazı kesimler kutlu doğumun bid’at olduğunu, bazıları da olmadığını savunuyor. Bu konudaki görüşlerinizi biraz ayrıntılı bir şekilde iletirseniz sevinirim. Allah’ın selamı hak yol üzerinde olanların üstüne olsun…

Selamünaleyküm.
‘KUTLU DOĞUM’ ismiyle bir ibadet olabileceğini iddia edenler, bu dinden kesinlikle hiçbir şey bilmiyor demektir. Meselâ bizim imanımızda ‘ON GECE’ diye Kur’an’ın öne çıkardığı bir mevsim vardır. Kullar kendi aralarında ibadet mevsimi niteliğinde bir hafta ilan edemezler. Bunu ne iddia eden olur ne de savunan…
Şu denebilir:
Bulunduğumuz şartlarda, insanların dünyevileşmeye kapılıp gittikleri bir ortamda bari bir hafta farklı bir isim altında bir şeyler anlatabilmek üzere, Anadolu deyimiyle ‘domuzdan kıl koparalım’ mantığı ile böyle bir hafta ihdas edilmiştir.
Böyle bir mantık tartışılabilir ve bunu BİD’AT olarak adlandırmakta sakınca yoktur. Çünkü bunun ashabı kiramda, örnek nesillerde herhangi bir uygulaması yoktur. Bu tür uygulamaları ilk defa Fatimîler’in ihdas ettiği tahmin edilmektedir. Onların da örnek olmakla alakaları yoktur. Neticede bu bir bid’attır. Bu bid’atın kabul edilip edilmeyeceği hususu ise ilim adamlarınca tartışılabilir ve tartışılmalıdır da. Ne bid’at diyenler, karşılarındakileri sapıklıkla itham etmelidirler, ne de bu haftanın arkasında duranlar, karşılarındakileri dinden çıkmış gibi görmelidirler! Neticede ortada, geçmişimizde örneği olmayan garip bir zaman yaşıyoruz. Ne kendimizi dine teslim edebiliyor ne de kendimizi ondan soyutlayabiliyoruz.
Çok garip bir zamandayız. Birileri gerçekten bu isimle bir şeyler yapabileceklerini, insanları Sünnet’e çekebileceklerini zannediyorlarsa bırakalım içtihatlarını uygulasınlar. Onların yaptığını beğenmeyenler de ne yapılmasını gerekli görüyorlarsa onu yapsınlar. Doğrusu, laik olması Müslümanlar tarafından da yavaş yavaş gerekli görülmeye ve ‘ne güzel olmuş!’ şeklinde yorumlanmaya başlanan bir devlette, o devletin en hassas kurumlarından biri olan Diyanet’in, bu gibi haftalardan ve benzeri programlardan başka bir şey yapabileceğini de zannetmiyoruz. Uçuk bir beklenti içinde olmanın gereği yoktur.
Bütün bu tespitlere rağmen, artık gülünç duruma gelen bazı işleri de hiçbir şekilde kabul edemeyiz tabii ki:
– Hırıstiyanlardaki hafta anlayışını yansıtan bir hafta algısını, böyle bir benzeşmeyi kabul edemeyiz. Yani Peygamberimizin, senenin bir haftasına sıkıştırılmasını reddederiz. O’nun namına yapılacak asıl işin, O’nun Sünnet’ini izlemek olduğunu haykırırız; program yapmanın Sünnet’i yaşatmak için yeterli olmayacağını ilan ederiz.
– Bu hafta içindeki programların, kişileri sekülerleştirmenin bir yolu olarak kullanılmasına da ciddi itirazlarımız vardır. Neden Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin kadınlara karşı nezaketi, hümanist anlamda yorumlanabilecek ve yönlendirilebilecek sözleri tek gaye gibi öne çıkarılmaktadır? Onun hiç mi cihadı yoktur? Meselâ namazla ilgili hadislerinden neden ‘cici’ olanlar seçilip öne çıkarılmaktadır? Madem onun haftasıdır, ona ait ne varsa elenmeden anlatılmalıdır.
– Bu haftaya yüklenen kutsiyetin, hafta üzerinden büyük bir ekonomik pazarı da beraberinde getirdiğini kimse inkâr edemez. Görünürde çiçekler, kitaplar hediye edilmektedir ama bu hediyelerin etrafında iki sömürü söz konusudur. Bu sömürülerin birincisi isim sömürüsüdür. Yıl boyu hiçbir iş beceremeyenler bu haftada, bir konferansla bir çiçekle iş becerme becerisi kazanabilmektedirler. Tabela kurumu niteliğindeki pek çok kurum, bu hafta sayesinde faal duruma geçmektedir. Buna Diyanet’e bağlı pek çok kurum da dahil edilebilir. İkinci sömürü de tahmin edilebileceği gibi malî konularla alakalıdır. Şüphesiz bu sömürü iddiasını genelleştirme hakkımız yoktur. Tertemiz bir duygu selinde yüzen de vardır, sömüren de… Burada sözü edilen şey genel görüntüdür.
– Bir gün, hafta sonu kiliseye gidip rahatlayan Hıristiyanlar gibi ‘Kutlu Doğum Haftası’ diye bir haftanın etkinliklerine katılarak Müslümanlığına dair görevlerini yapmakla teselli bulan insanlar çıkarsa ortaya, o zaman bu haftayı ihdas edenler de, ona katılanlar da dinlerinin katilleri olarak anılacaklardır. Tıpkı Kur’an’ın yerine konacak kadar büyük bir cürete neden olan mevlidi ihdas edenlerin şimdi sebep oldukları ve akıbetine katlanacakları durum gibidir bu.
– Bütün bunlara ilave olarak şunu da yazmamız gerekiyor:
Her şeyi bir noktaya kadar anladığımızı kabul edelim de Müslümanlar, Peygamberlerini anmak için at yarışından buz pistinde kaymaya kadar yaptıkları şeyleri bir sevgi işareti olarak peygamberlerine ne yüzle takdim edecekler acaba? Ömrü cihat meydanlarında ve devesinin üstünde geçen bir Peygamber böyle anılır mı? Tiyatro bile olsa bu kadar âfâki bir tiyatro olur mu?
Neden kendimizi şeytanın oyuncağı yapalım, neden?

Nureddin YILDIZ

FETVA.NET
__________________
Selam Hidayete Tabi Olanlara
Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir
(Müslim)
Alıntı ile Cevapla
Alt 16 Nisan 2015, 11:34   Mesaj No:13
Medineweb Baş Editörü
Mihrinaz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: Mihrinaz isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 14593
Üyelik T.: 15 Kasım 2011
Arkadaşları:15
Cinsiyet:Anne
Memleket:MEDİNEWEB
Yaş:44
Mesaj: 12.685
Konular: 1311
Beğenildi:12446
Beğendi:9224
Takdirleri:28324
Takdir Et:
Standart Cevap: Kutlu Doğum Bid’at mı?

Adem Çaylak'ın yazısı,Nurettin Yıldız paylaşımıyla dahada açık ve net hale gelmiş..ellerinize sağlık hocam..




– Bir gün, hafta sonu kiliseye gidip rahatlayan Hıristiyanlar gibi ‘Kutlu doğum Haftası’ diye bir haftanın etkinliklerine katılarak Müslümanlığına dair görevlerini yapmakla teselli bulan insanlar çıkarsa ortaya, o zaman bu haftayı ihdas edenler de, ona katılanlar da dinlerinin katilleri olarak anılacaklardır. Tıpkı Kur’an’ın yerine konacak kadar büyük bir cürete neden olan mevlidi ihdas edenlerin şimdi sebep oldukları ve akıbetine katlanacakları durum gibidir bu.
– Bütün bunlara ilave olarak şunu da yazmamız gerekiyor:
Her şeyi bir noktaya kadar anladığımızı kabul edelim de Müslümanlar, Peygamberlerini anmak için at yarışından buz pistinde kaymaya kadar yaptıkları şeyleri bir sevgi işareti olarak peygamberlerine ne yüzle takdim edecekler acaba? Ömrü cihat meydanlarında ve devesinin üstünde geçen bir Peygamber böyle anılır mı? Tiyatro bile olsa bu kadar âfâki bir tiyatro olur mu?
Neden kendimizi şeytanın oyuncağı yapalım, neden?
__________________

~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~




Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Kutlu doğum haftası özel Efecan71 Videolar/Slaytlar 2 11 Aralık 2016 12:00
kutlu doğum haftası-Medineweb bilinmez Hz.Muhammed(s.a.v) 70 24Haziran 2015 10:37
Myanmar kutlu doğum ahmetmeydani İslami Haberler 28 15Haziran 2015 11:45
Kur'an Tasarımlı Kutlu Doğum Pastası FECR Hurafeler-Bi'datlar 17 24 Nisan 2015 14:13
KUTLU DOĞUM-1-Resüle ÖVGÜ anahro Şiirler ve Şairler 0 15 Nisan 2011 13:49

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.