|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Allahın kulu_,Açılış Tarihi: 26 Ağustos 2014 (19:58), Konuya Son Cevap : 26 Eylül 2014 (12:35). Konuya 36 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
01 Eylül 2014, 15:52 | Mesaj No:31 |
Durumu: Medine No : 33478 Üyelik T.:
09 Kasım 2013 | Cevap: Hz Muhammedi sevenler grubu
Tomurcuklar aciyorken Basaklar baglanmisken Titredim efendim seni andim dun gece
__________________ Vakit namazinizi kildiniz mi? Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayetle: Mü'minin durumu yeşil ekin gibidir. Rüzgar ne taraftan gelse onu eğer. Rüzgar durduğunda doğrulur. Mü'min de böyledir. O da bela ve musibetlerle eğrilir. Kafirin durumu ise çam ağacı gibidir. Allah dilediği zaman sert ve dik durur. ][Bela ve musibetlere uğramaz. |
01 Eylül 2014, 16:22 | Mesaj No:32 |
Durumu: Medine No : 44096 Üyelik T.:
07Haziran 2014 | Cevap: Hz Muhammedi sevenler grubu
__________________ Melikin atıyyelerini ancak matıyyeleri taşır. |
06 Eylül 2014, 04:21 | Mesaj No:33 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 | Cevap: Hz Muhammedi sevenler grubu Hz. Muhammed (sav) buyurdular; '' Allah beni alemlere rahmet ve hidayet olarak gönderdi. Cahiliye işlerini ortadan kaldırmayı emretti. Rabbim izzetine yemin ederek şöyle buyurdu; Kullarımdan biri kasden bir yudum içki içerse ister bağışlanan ister se azap gören olsun, kıyamet günü ona mutlaka o kadar irin içiririm. Fakat benden korkarak o yudumu içmeyi terk ederse, kıyamet günü ona mukaddes havuzlarımdan içiririm.''
__________________ O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR |
06 Eylül 2014, 07:04 | Mesaj No:34 |
Durumu: Medine No : 27691 Üyelik T.:
26 Nisan 2013 | Cevap: Hz Muhammedi sevenler grubu bu ne güzel br grup böyle beni de davet ettiğin için allah razı olsun efendimiz olur da; orada var olunmaz olur mu! Hz. Muhammed, alemlere rahmet olarak gönderilmiştir. O bir akıl ve özgürlük peygamberidir. O'nun sünnetine uymak, O'nu "örnek" almaktır. Hz. Muhammed'i doğru anlayabilmenin ana ilkelerini bize Kur'an verir. Kur’an’ın, bir peygamber olan Hz. Muhammed’e gelmiş olması, onun 23 yıllık peygamberlik sürecinde insanla buluşması, Hz. Muhammed’i tanıma ve anlama bakımından Kur’an’a çok özel bir değer katmaktadır. Kur’an, Hz. Muhammed’le ve onun yaşadığı zaman dilimi ile ilglili bir tür tarih vesikası işlevi de görmektedir. Bu bakımdan Hz. Muhammed’i doğru anlayabilmek için, ana çerçeveyi Kur’an’dan almak bir tür zorunluluktur. Bir başka ifadeyle, Kur’an, bize, Hz. Muhammed’i anlayabilmenin ve onu örnek alabilmenin temel ilkelerini vermektedir. Müslüman insan, peygamberlik anlayışını ve Hz. Muhammed’le ilgili bilgilerini Kur’an’ın ışığında gözden geçirmek durumundadır. De ki: Allah'a ve peygambere itaat edin. Yüz çevirirlerse bilsinler ki, Allah, inkar edenleri sevmez". Bu âyetler, önemli bir gerçeği gözler önüne sermektedir: Peygamber'e itaat etmek, onun gösterdiği yolda yürümek, onun sünnetine uymak, Allah sevgisinin getirdiği bir sorumluluktur. Şimdi hemen soruyoruz: Hz. Peygamber'i tanımadan, anlamadan ona itaat etmek, onun sünnetine uymak hiç mümkün olur? Hz. Peygamber'i sevdiğini söyleyen her Müslüman, onu tanımanın, anlamanın, Müslüman olmanın getirdiği en önemli sorumluluklardan birisi olduğunu çok iyi bilmelidir. Açıkça görülebileceği gibi Kur'an, Hz. Peygamber'in bizim bir insan, Peygamberlikle görevlendirildiği için vahiy alan, insanları uyaran bir kimse olduğunu bildirmektedir Bu demektir ki, Hz. Peygamber'in insan olduğu gerçeğini göz önüne almazsak, Hz. Peygamber'i yanlış değerlendiririz. Onun görevinin, her şeyden önce Allah'tan aldığı vahyi insanlara duyurmak, insanları uyarmak olduğunu bilmezsek, ne Hz. Peygamberi ne de İslâm'ı anlayabiliriz. Hz. Muhammed’i doğru anlamak konusunda temel ölçüt Kur'an'dır. Hz. Peygamber, Kur'an'ı insanlara duyuran bir elçi olarak O'na ters düşmeyeceğine göre, ondan gelen haber ve uygulamaların en azından Kur'an'a aykırı olmaması lazımdır. Bir haber, nerede olursa olsun, kimden gelirse gelsin, eğer açıkça akla ve Kur'an'a ters düşüyorsa, ona İslâmî bir değer vermenin hiç bir anlamı yoktur. Müslümana düşen aklın ve vahyin birlikte etkin olmasını sağlayarak, Hz. Muhammed’i örnek almaktır. Peygamberimizi sevdiğimizi söylüyorsak, bilgi olmadan sevgi olmayacağını da bilmek durumundayız. Sevgi, hiç bir zaman, kuru bir sözden ibaret olarak anlaşılmamalıdır. Sevgi, ilgi, bilgi ve sorumluluk varsa sevgi olabilir. Seven insan, sevginin gereklerini de yerine getirmelidir. Prof. Dr. Hasan ONAT |
06 Eylül 2014, 20:29 | Mesaj No:35 |
Durumu: Medine No : 33478 Üyelik T.:
09 Kasım 2013 | Cevap: Hz Muhammedi sevenler grubu
Hosgeldin gulnihal Allah razi olsun ne guzel makaleler ile ruhumuza cicek actin ellerine ve guzel yuregine saglik
__________________ Vakit namazinizi kildiniz mi? Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayetle: Mü'minin durumu yeşil ekin gibidir. Rüzgar ne taraftan gelse onu eğer. Rüzgar durduğunda doğrulur. Mü'min de böyledir. O da bela ve musibetlerle eğrilir. Kafirin durumu ise çam ağacı gibidir. Allah dilediği zaman sert ve dik durur. ][Bela ve musibetlere uğramaz. |
06 Eylül 2014, 20:40 | Mesaj No:36 |
Durumu: Medine No : 27691 Üyelik T.:
26 Nisan 2013 | Cevap: Hz Muhammedi sevenler grubu |
26 Eylül 2014, 12:35 | Mesaj No:37 |
Durumu: Medine No : 33478 Üyelik T.:
09 Kasım 2013 | Cevap: Hz Muhammedi sevenler grubu Hz. Muhammed, alemlere rahmet olarak gönderilmiştir. O bir akıl ve özgürlük peygamberidir. O'nun sünnetine uymak, O'nu "örnek" almaktır. Hz. Muhammed'i doğru anlayabilmenin ana ilkelerini bize Kur'an verir. Kur’an’ın, bir peygamber olan Hz. Muhammed’e gelmiş olması, onun 23 yıllık peygamberlik sürecinde insanla buluşması, Hz. Muhammed’i tanıma ve anlama bakımından Kur’an’a çok özel bir değer katmaktadır. Kur’an, Hz. Muhammed’le ve onun yaşadığı zaman dilimi ile ilglili bir tür tarih vesikası işlevi de görmektedir. Bu bakımdan Hz. Muhammed’i doğru anlayabilmek için, ana çerçeveyi Kur’an’dan almak bir tür zorunluluktur. Bir başka ifadeyle, Kur’an, bize, Hz. Muhammed’i anlayabilmenin ve onu örnek alabilmenin temel ilkelerini vermektedir. Müslüman insan, peygamberlik anlayışını ve Hz. Muhammed’le ilgili bilgilerini Kur’an’ın ışığında gözden geçirmek durumundadır. De ki: Allah'a ve peygambere itaat edin. Yüz çevirirlerse bilsinler ki, Allah, inkar edenleri sevmez". Bu âyetler, önemli bir gerçeği gözler önüne sermektedir: Peygamber'e itaat etmek, onun gösterdiği yolda yürümek, onun sünnetine uymak, Allah sevgisinin getirdiği bir sorumluluktur. Şimdi hemen soruyoruz: Hz. Peygamber'i tanımadan, anlamadan ona itaat etmek, onun sünnetine uymak hiç mümkün olur? Hz. Peygamber'i sevdiğini söyleyen her Müslüman, onu tanımanın, anlamanın, Müslüman olmanın getirdiği en önemli sorumluluklardan birisi olduğunu çok iyi bilmelidir. Açıkça görülebileceği gibi Kur'an, Hz. Peygamber'in bizim bir insan, Peygamberlikle görevlendirildiği için vahiy alan, insanları uyaran bir kimse olduğunu bildirmektedir [CENTER] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=4][COLOR=DarkRed][B][I]Bu demektir ki, Hz. Peygamber'in insan olduğu gerçeğini göz önüne almazsak, Hz. Peygamber'i yanlış değerlendiririz. Onun görevinin, her şeyden önce Allah'tan aldığı vahyi insanlara duyurmak, insanları uyarmak olduğunu bilmezsek, ne Hz. Peygamberi ne de İslâm'ı anlayabiliriz. Hz. Muhammed’i doğru anlamak konusunda temel ölçüt Kur'an'dır. Hz. Peygamber, Kur'an'ı insanlara duyuran bir elçi olarak O'na ters düşmeyeceğine göre, ondan gelen haber ve uygulamaların en azından Kur'an'a aykırı olmaması lazımdır. Bir haber, nerede olursa olsun, kimden gelirse gelsin, eğer açıkça akla ve Kur'an'a ters düşüyorsa, ona İslâmî bir değer vermenin hiç bir anlamı yoktur. Müslümana düşen aklın ve vahyin birlikte etkin olmasını sağlayarak, Hz. Muhammed’i örnek almaktır. Peygamberimizi sevdiğimizi söylüyorsak, bilgi olmadan sevgi olmayacağını da bilmek durumundayız. Sevgi, hiç bir zaman, kuru bir sözden ibaret olarak anlaşılmamalıdır. Sevgi, ilgi, bilgi ve sorumluluk varsa sevgi olabilir. Seven insan, sevginin gereklerini de yerine getirmelidir.
__________________ Vakit namazinizi kildiniz mi? Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayetle: Mü'minin durumu yeşil ekin gibidir. Rüzgar ne taraftan gelse onu eğer. Rüzgar durduğunda doğrulur. Mü'min de böyledir. O da bela ve musibetlerle eğrilir. Kafirin durumu ise çam ağacı gibidir. Allah dilediği zaman sert ve dik durur. ][Bela ve musibetlere uğramaz. |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Gönder Gelsin | Kara Kartal | Forum Oyunları | 57 | 03 Ekim 2024 12:41 |
Medineweb'e Gelsin.. | İslaminesil | Forum Etkinlileri | 119 | 21 Mart 2024 23:49 |
Forum medineweb'e Gelsin :) | Esma_Nur | Videolar/Slaytlar | 1 | 05 Nisan 2021 19:36 |
Öğrenci kardeşlere gelsin. | Nebevi Sevda | Komik Paylaşımlar | 0 | 06 Ekim 2018 23:05 |
Gidenlere gelsin... | _bülbül_ | Şiirler ve Şairler | 2 | 02 Ağustos 2008 11:08 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|