|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Emekdar Üye,Açılış Tarihi: 31 Temmuz 2008 (00:27), Konuya Son Cevap : 29 Mayıs 2021 (01:52). Konuya 4 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
31 Temmuz 2008, 00:27 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Bu Mübarek Zat kimdir ?? Bu Mübarek Zat kimdir ?? Evini süpürür, koyununu sağar, ayakkabısının söküğünü diker, çamaşırını yamar. Hizmetçisiyle birlikte yemek yer, onun işine yardım eder. Çarşıdan, pazardan öteberi alıp eve getirir. Fakirle, zenginle, büyükle, küçükle karşılaşınca, önce selam verir. Tokalaşmak için, elini önce uzatır. Irk ve renk ayrımı yapmaz. Her kim olursa olsun, çağırılan yere gider. Güzel huyludur, İyilik etmesini sever. Herkesle iyi geçinir. Güler yüzlü, tatlı sözlüdür. Söylerken gülmez. Mütevazıdır. Üzüntülü görünür. Heybetlidir, yani saygı ve ciddiyet hâsıl eder. Nazik ve cömerttir. İsraf etmez. Herkese acır. Kimseden bir şey beklemez. Hayâsı çoktur. Biriyle tokalaşınca, o kimse elini çekmedikçe, elini ondan ayırmaz. Az konuşur. Gayet açık ve metotlu konuşur, kolay anlaşılır. Küçük bir çocuk elini tutup bir iş için götürse, birlikte gider, işini görür. Hizmetçisi, (10 yıl hizmet ettim. Bir kere bana öf demedi. Şunu niçin böyle yaptın diye sormadı) diyor. Kâfirlerin yok olması için dua etmesi istenildiği zaman. (Ben, lânet etmek için değil, herkese iyilik etmek için dua ederim) diyor. Bir şey istendiğinde yok demez. Bir ihtiyar kadın, kızını ona gönderir. (Namaz kılmak için örtünecek elbisem yok, bir elbise gönder) diye yalvarır. Onun da o anda başka elbisesi olmadığından gömleğini çıkarıp verir. Namaz vakti gelince, elbisesiz mescide gidemez. O gün, damadı gelip, (Bugün 8 lira ödünç almıştım. Bunun yarısını size vereyim. Kendinize gömlek alın) der. Çarşıya çıkıp, 2 lirayla bir gömlek satın alır. Geri kalan 2 lirayla yiyecek almaya giderken görür ki, bir âmâ, (Allah rızası için bana kim bir gömlek verir) der. Aldığı gömleği bu âmâya verir. Âmâ, gömleği alınca, misk gibi güzel koku duyar. Bunu kimin verdiğini anlar; çünkü onun bir kere giydiği her şey, eskise de misk gibi güzel kokar. Âmâ dua edip, (Ya Rabbi, bu gömlek hürmetine, gözlerimi aç) der. İki gözü hemen açılır. 1 lirayla bir gömlek satın alır. 1 lirayla da yiyecek satın almaya giderken, bir hizmetçi kızın ağladığını görür. Niçin ağladığını sorar. (Bir Yahudi’nin hizmetçisiyim. Bana bir lira verdi. Bununla bir şişe ve yağ satın al dedi. Alıp gelirken elimden düştü, hem şişe, hem de yağ gitti) der, son 1 lirayı da kız çocuğa verir. (Bununla şişe ve yağ al. Evine götür) der. Kızcağız, (Eve geç kaldığım için, Yahudi beni döver diye korkuyorum) der. (Korkma! Seninle birlikte gelir, gerekeni söylerim) der. Eve gelip, kapıyı çalarlar. Yahudi kapıyı açınca şaşırıp kalır. Kapıda Yahudi’ye, olanları anlatıp, kıza bir şey dememesi için ricada bulunur. Yahudi, (Binlerce insanın baş tacı olan, binlerce aslanın, emrini yapmak için beklediği ey büyük zat! Bir hizmetçi kız için, benim gibi bir fakirin kapısını şereflendirdin. Bu kızı senin şerefine azat ettim. Bana İslam’ı öğret, hemen Müslüman olayım) der. Yahudi’ye Müslümanlığı öğretir. O da Müslüman olur. Evine girip çoluk çocuğuna anlatır. Hepsi Müslüman olurlar. Bunlar, hep onun güzel huylarının bereketiyle olur. O âlemlere rahmettir. <!-- / message --><!-- sig --> |
Konu Sahibi Emekdar Üye 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Hz. Ali ile Fatıma'nın Aç Kalmaları | İslam/Dinler/Mezhepler | Emekdar Üye | 0 | 2440 | 31 Temmuz 2008 02:53 |
Seleme bin el-Ekvâ'nın Hz Peygambere Ölüm Üzerine... | Ölüm-Ahiret-Sırat-Mizan-Kader | Emekdar Üye | 0 | 2295 | 31 Temmuz 2008 02:52 |
Mekke, Savaşılmadan Nasıl Fethedildi? | İslam/Dinler/Mezhepler | Emekdar Üye | 0 | 2712 | 31 Temmuz 2008 02:51 |
Hz. Peygamber'in Hac Esnasındaki Hutbeleri | Hacc-Umre-Kurban | GÖKCEN_AZRA | 1 | 3050 | 31 Temmuz 2008 02:49 |
Bu Mübarek Zat kimdir ?? | Hz.Muhammed(s.a.v) | Mihrinaz | 4 | 2865 | 31 Temmuz 2008 00:27 |
31 Temmuz 2008, 00:44 | Mesaj No:2 |
Cvp: Bu Mübarek Zat kimdir ?? Alemlere rahmet(s.a.v) den başka kim olabilir ki ablam.. Kainatın güneşi(s.a.v).. Ümmetinin gözbebeği(s.a.v).. Alemin nuru(s.a.v)... Hz. Muhammed (s.a.v)... | |
31 Temmuz 2008, 00:58 | Mesaj No:3 |
Cvp: Bu Mübarek Zat kimdir ?? Hz.Muhammed Mustafa ya ve onun yolunda olanlara selam olsun Bende bir şahıstan söz etmek istiyorum Bir şahıs vardır, zalim yöneticilere dayanamaz. bir mazluma zulüm edildiğini gördüğünde hemen olaya atılır ve mazlumun yanında yer alır, yurdunu terk etmesine sebep olacak olsa bile gerekeni yapar. Bir şahıs vardır, yardıma ihtiyacı olan birilerini gördüğünde, ki bu ihtiyaç sahibi yabancı biri olsa bile hemen ihtiyaçına koşar. Bir şahıs vardır, oldukça iffetlidir. hatta bir bayan onu babasına götürüyordu ve bayan önde şahıs arkada yürüyorlardı, hafif bir rüzgar esiyordu, şahıs bayanın eteğinin arada rüzgara takıldığını görünce, ben önden yürüyeyim, siz arkamdan gelin, bana yolu bu şekilde tarif edin demişti. bakışlarını harama iliştirmezdi. Bir şahıs vardır, oldukça cesurdur. kendini tanrı ilan edenlere meydan okur ve kalabalıkların umudu oluverir. ezilenleri kurtarmak için hayatını ortaya kor. yol kesen kızıldenizleri asası ile parçalar Bir şahıs vardır bazı hataları kolay kolay afetmez. tur dağından inerken altından bir buzağıya tapıldığını görünce kendine hakim olamaz. altından buzağı heykelini yapana öldürme amacı ile saldırır. ihanet kavramını afetmez bir şahıs vardır, hikmetli arkadaşlar edinmiştir. iki denizin birleştiği yere yolculuk yapar, orada bir bilginle selamlaşır. bilinmeyen ilimlere ulaşır Bir şahıs vardır, ümmetine şöyle der, Allahın korkusu üzerinize olsun, günah işlemeyesiniz diye. Ancak ümmeti ona layık olmakta pek başarılı değildir. onun zulümden kurtardığı toplulukların torunları zülmun temsilcisi olurlar. Bir şahıs vardır, özel bir ikramla şereflenmiştir. yaratıcı perdesiz onunla konuşmuştur. bir şahıs vardır, davasına o kadar bağlıdırki, azrail canını almaya geldiğinde, daha yapacaklarım bitmedi deyip azraili tokatlayabilecek iradededir. Ona ve onun ahlakı ile ahlaklananlara selam olsun
__________________ Çağımızın en büyük tutkusu köleliktir. | |
31 Temmuz 2008, 01:09 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: Bu Mübarek Zat kimdir ?? Allah'umme salli ala seyidina Muhammed in ve ala ali seyidina Muhammed. Hazret-i Ebu Said-i Hudri buyurdu ki: Resulullah efendimiz, hayvana ot verir, deveyi bağlar, evini süpürür, koyunun sütünü sağar, ayakkabısının söküğünü diker, çamaşırını yamardı. Hizmetçisi ile birlikte yer, hizmetçisi el değirmeni çekerken yorulunca, ona yardım ederdi. Pazardan öte beri alıp torba içinde eve getirirdi. Fakirle, zenginle, büyükle, küçükle karşılaşınca, önce selam verirdi. Bunlarla müsafeha etmek için, mübarek elini önce uzatırdı. Köleyi, efendiyi, beyi, siyahı ve beyazı bir tutardı. Her kim olursa olsun, çağırılan yere giderdi. Önüne konulan şeyi, az olsa da, hafif, aşağı görmezdi. Akşamdan sabaha ve sabahtan akşama yemek bırakmazdı. Güzel huylu idi. İyilik etmesini sever idi. Herkesle iyi geçinirdi. Güler yüzlü, tatlı sözlü idi. Söylerken gülmezdi. Üzüntülü görünürdü. Fakat, çatık kaşlı değildi. Aşağı gönüllü idi. Fakat, alçak tabiatlı değildi. Heybetli idi. Yani saygı ve korku hasıl ederdi. Fakat, kaba değildi. Nazik idi, cömert idi. Fakat, israf etmez, faydasız yere bir şey vermezdi. Herkese acır idi. Mübarek başı hep önüne eğik idi. Kimseden bir şey beklemezdi. Seadet, huzur isteyen, Onun gibi olmalıdır.) [Kimya-i Seadet] O halde, ey Müslüman! Sen de Resulullahın güzel huyları gibi ahlaklanmalısın! Hatta, Allahü teâlânın ahlakı ile ahlaklanmak, her Müslümana lazımdır. Çünkü, Resulullah efendimiz, (Allahü teâlânın ahlakı ile huylanınız!) buyurdu. Mesela, Allahü teâlânın sıfatlarından biri (Settar)dır. Yani günahları örtücüdür. Müslümanın da din kardeşinin aybını, kusurunu örtmesi lazımdır. Allahü teâlâ, kullarının günahlarını af edicidir. Müslümanlar da, birbirlerinin kusurlarını, kabahatlerini af etmelidir. Allahü teâlâ kerimdir, rahimdir. Yani lütfu, ihsanı boldur ve merhameti çoktur. Müslümanın cömert ve merhametli olması lazımdır. Bütün güzel ahlak da böyledir. Peygamber efendimizin güzel huyları pek çoktur. Her Müslümanın bunları öğrenmesi ve bunlar gibi ahlaklanması lazımdır. Böylece, dünyada ve ahirette felaketlerden, sıkıntılardan kurtulmak ve O iki cihan efendisinin şefaatine kavuşmak nasip olur. Resulullah efendimiz şu duayı çok okurdu: (Allahümme inni eselüke-ssıhhate vel-afiyete vel-emanete ve hüsnel-hulkı verrıdae bilkaderi birahmetike ya Erhamerrahimin.) Bunun manası: (Ya Rabbi! Senden, sıhhat ve afiyet ve emanete hıyanet etmemek ve güzel ahlak ve kaderden razı olmak istiyorum. Ey merhamet sahiplerinin en merhametlisi! Merhametin hakkı için, bunları bana ver!) demektir. Biz zavallılar da, ulu ve şanlı Peygamberimiz gibi dua etmeliyiz! (Rıyadun-nasıhin) |
29 Mayıs 2021, 01:52 | Mesaj No:5 |
Medineweb Baş Editörü Durumu: Medine No : 14593 Üyelik T.:
15 Kasım 2011 |
EN İYİ İNSANLAR PEYGAMBERLERDİR Peygamberimiz Hz. Muhammed’e (s.a.v) Allah, yolda nasıl yürüneceğini değil, nasıl insan olunacağını öğretmek için vahiy göndermiştir. Sakalı ne kadar uzatacağını, suyu kaç yudumda içeceğini, dişlerini hangi bitkinin dallarıyla nasıl temizleyeceğini vahiyden öncede biliyordu. Ebu cehil de dahil tüm müşrikler aynı bitkiyle temizliyordu dişlerini.. Peygamberin her hareketinin, her konuştuğunun "vahiy" olduğunu iddia edenlerin tasavvurunda iradesiz ve "aptal" bir peygamber var! Yemeğin nasıl yeneceğini, deveye nasıl binileceğini, eşine nasıl muamele edeceğini, çocuklara nasıl davranacağını vs. bilmeyen bir "peygamber!" Yani Allah'ın, vahiy almasa yeryüzünde barınması mümkün olmayan, hiçbir fikri bulunmayan, çevresinden, koşullardan yalıtılmış, hatta insanlığından âzat olmuş bir insanı elçi seçtiğini zannediyorlar.. Giydiği elbisenin rengini, modelini, vahiy belirledi sanıyorlar! Mekkelilerin daha önce İskoç tarzı etek giydiğini, başlarına Amerikan çobanlarının (kovboyların) şapkasını taktığını zannediyorlar.. Daha önceki peygamberlerin de aynı şekilde birer melek oldukalarını, geldikleri toplumun hepsinin birer ucube, birer canavar olup iyilikten, hayırdan hiçbir şey bilmediklerini, peygamberlik kurumuyla birlikte “insanlaştıklarını” düşünüyorlar! Vicdan denen, ahlak denen/etik denen, kural, adalet denen, fıtrattan kaynaklı hiçbir hayrın insanlarda bulunmadığına inanıyorlar! Oysa bu değerlerden üzerinde taşıyan insanlardı hidayete erenler... Peygamberlerde bu değerler bulunduğundan sebep seçilmişlerdi. Ve bu değerler umurunda olmayan insanların kendilerine “müslüman” dediklerinde müslüman olamayacaklarını, insan olmadan müslüman olunamayacağını bilmiyorlar. Bütün peygamberler vahiy almadan önce ahlaki ve insani değerleri, adaleti, merhameti içselleştirmişler ve hayatlarını bu değerler üzerine bina etmişlerdir. Güneşin hangi taraftan doğduğunu, yağmurun ıslattığını, toprağın yağmursuz kalınca kuruyacağını, yukardan atılanın aşağı düşeceğini, kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmesinin canavarlık olduğunu, insanın çıplak dolaşmasının edepsizlik ve hayvanlık olduğunu, eşyaya kul olmanın insanlığa ihanet olduğunu bilmeyen bir insanı Allah elçi olarak seçmez! Hele insan olmayan bir varlığı insanlara rehber olarak asla atamaz. Yanılma ihtimali bulunmayan, insanlar gibi yiyip içmeyen, bir yerden bir yere uçarak giden, parmaklarından sular fışkırtan, bütün dertlerin sebebini ve çözümünü gözlerini yumarak tahmin eden bir insanın örnek alınması mümkün değildir çünkü.. Yani peygamberler insandır. Buna iman etmemek peygamberlik kurumunu red ve Allah’a muhalefet etmektir. Bunun, “O da bizim gibi yiyip içiyor. Bize elçi olarak melek gönderilseydi ya!” diyen müşriklerden hiç ama hiç bir farkı yoktur! Peygamberin her söylediğini, her yaptığını, her düşüncesini vahiy olarak anlayan zihniyet sahiplerinin asıl yapmak istedikleri peygamberi yüceltmek değil, ona insanüstü bir misyon yükleyip örnekliğini katletmektir. Allah rasulü bir melek veya (hâşâ) bir robot değildi! İnsan olmanın gereği olan ahlâkı, adalet duygusunu, merhameti üst düzey olarak yaşamına hakim kılmış bir insandı. Elçi olarak seçilmesinin sebebinin bu olduğunu Allah söylüyor. Bu değerlere uymasının ölçüsü giydiği kıyafet, başına taktığı sarık, sakalının boyu, dişini temizlerken kullandığı ağaç dalı, ya da Arap olması falan değildi; Sadece insan olmasıydı. İnsan; yani yanılan, kırılan, üzülen, bilmediği için araştıran, ihtiyaç sahibi olduğu için çalışan, kader olduğu için yetimliğe sabreden, bedensel ihtiyacı olduğu için evlenen, sevdiği için hayal kırıklığı yaşayan, kızdığı için uzaklaşan, güldüğü için ağlayan, ağlayabildiği için gülen, yaşayabilmesi için yemek yiyen… yani bildiğin insandı. Bunların nasıl yapılacağını da Mekkeli ortalama bir insan nasıl biliyorsa, o da aynı şekilde ve aynı yöntemlerle öğrenmişti. Ekstra bir özelliği yoktu! Zaten ekstradan insan olmak için ne zekâya, ne bedensel üstünlüğe, ne çevresel faktörlere, ne soya ne sopa ihtiyaç vardır; Ancak sorumluluk bilincine-takvaya ihtiyaç vardır! Üstün zekâ ile, soy ile, yaradılış özelliklerine göre, çevreyle vs. üstün olunacaksa, Allah adaletsizlik yapıyor demektir! Bu ise Allah’a iftiradır… Hasılı; Hz. Muhammed peygamber olmadan önce insan ilişkilerinin nasıl olması gerektiğini, yemeğin hangi elle yenileceğini, insanların nelerden incineceğini, hayvanların merhamet ihtiyacını, çocukların nasıl sevindirileceğini, yolda nasıl yürüneceğini, hasta olunduğunda bitkilerden şifa bulunacağını biliyordu. Çünkü bunu içinde yaşadığı toplum da biliyordu. Onlardan öğrenmişti. Vahiy almasına gerek yoktu bunlar için... Çünkü o aptal değil, aklını aktif bir şekilde kullanan, ahlaki değerlere en üst düzeyde riayet eden, insanlığın zirvesinde bir ademoğluydu. Seçilmesinin yegane sebebi de buydu. Peygamber insandı ve hayvanlara nasıl davranılacağını, nasıl yanılgıya düşüleceğini biliyordu. Vahiy ona yemeğin nasıl ve hangi elle yeneceğini değil, nasıl daha iyi bir kul ve insan olunacağını öğretti! Yoksa yemeğin hangi elle nasıl yenileceğini Mekkeli müşrikler, Rumlar, Yahuduler, Hıristiyanlar, Türkler, ateşperestler vs. hepsi biliyordu! Onların bildiğini peygamberin vahiyle öğrendiğini iddia etmek saflık değilse, peygamberi “aptal” yerine koymaktır! Oysa o aklını aktif olarak kullanan zirve bir insandı. Yiyeceğin nasıl ve neresinden tutulacağını her insan bilirde, insanların kalbinden nasıl tutulup Allah’ın yoluna nasıl çağırılacağını her insan bilmez. İşte bunun için gönderildi Hz. Muhammed. (s.a.v) Hep beraber bunu öğrenelim. Ahirette misal, “kaşığı hangi elinle ve nasıl tuttun?” diye bir soru yok! Ancak, “Senin gibi bir insanı sana örnek olsun diye elçi gönderdim; neden örnek almadın?” diye bir soru var!.. Ve onun en güzel örnekliği Kur’an’ı hayatına hakim kılmaktır. Yemek dediğin, fistan dediğin, sarık, sakal, takke dediğin, çörekotu dediğin şeyler yöresel, kavimsel, hatta kişisel, geçici ve tercih meselesidir. Güneşin devinimi, insanların eşyanın değişik kullanış şekillerini keşfetmesi, karın yağışı, soğuk ve sıcak havayla birlikte, doğu-batı, güney-kuzey, Çöl-Kutuplar, Afro-Anglo, kızıl-sarı vs. çeşit havaya dönebilir bütün bunlar... Ancak güneş nereye ne zaman doğarsa doğsun, hava nasıl olursa olsun, İnsan bu evrenin neresinde olursa olsun, hangi renk deriye sahip olursa olsun, kar veya taş yağsın hiç fark etmez; İnsan olmak farzdır! Hem peygambere hem peygamber olmayanlara!.. Her insan müslüman değildir ama, her müslüman insan olmak zorundadır. "En insan müslümanlar" ise peygamberlerdir. Onları insanlıktan azad etmeye çalışanlar ise insan olamazlar! Vesselam.. Ramazan Yaman
__________________ ~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Kimdir? | Nebevi Sevda | Nebevi Sevda/Kişisel | 1 | 01Haziran 2023 16:26 |
KIMDIR? | Nebevi Sevda | İlk Dönem İslam Tarihi | 0 | 29 Ocak 2020 19:01 |
mübarek ramazan | Seyyid | Oruç-Ramazan | 1 | 22 Mayıs 2019 00:40 |
--- bu kimdir? --- | KardelenGül | Tasavvuf-Tarikat | 0 | 04Haziran 2015 03:20 |
Şu Mübarek Genç... | Fatıma-i Zehra | Serbest Kürsü | 0 | 02Haziran 2014 08:21 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|