|
Konu Kimliği: Konu Sahibi TÜRKcan,Açılış Tarihi: 18 Eylül 2008 (11:41), Konuya Son Cevap : 05 Ağustos 2009 (18:04). Konuya 1 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
18 Eylül 2008, 11:41 | Mesaj No:1 |
Resullullah'ın dedesi ve babası Resullullah'ın dedesi ve babası Abdulmuttalib (Şeybe) ve Abdullah Mekkeli bir zat Medine’ye uğramıştı. Orada Şeybe’yi gördü. Mekke’ye dönüşünde amcası Muttalib’e yeğenini anlattı. -Kardeşinin oğlu Şeybe’yi bir görseydin,içinizde yüz güzelliğini,heybet ve şerefi onda canlanmış görürdün... Muttalib’in gönlüne yeğeninin sevgisi ve merakı düştü. “Ben ne diye onu ihmal ettim, onunla ilgilenmedim?!” diyerek,yeğenini getirmek için Medine’ye doğru yola çıktı. Annesi, önce razı olmadıysa da, Muttalib’in sözleri ve ısrarları üzerine Şeybe’nin, baba memleketi olan Mekke’ye dönmesini kabul etti. Muttalib,günlerden bir gün, bir öğle vakti, yeğeni Şeybe ile birlikte Mekke’ye girdi. Muttalib’in yanında yeğenini gören Kureyşliler, “Yanındaki çocuk da kim ?” diye sormakta ve “Bu,Abdulmuttalib (Abdulmuttalib=Muttalib’in kölesi). Galiba Onu yeni satın almış!” demekteydiler. Muttalib olup bitenleri Kureyşlilere anlattı ve yeğenini onlara tanıttı. Şeybe de babası ve amcası gibi insan güzeliydi. Kureyşliler onu gördükçe ilk gördükleri zamanı hatırlarlar ve “İşte bu Abdulmuttalib” derlerdi. Zaman içinde Abdulmuttalib ismi,Şeybe ismini bastırdı ve artık Abdulmuttalib olarak anılır oldu. Bir süre sonra amcası,Abdulmuttalib’e : - Ey kardeşimin oğlu! Sen babanın yerini almaya herkesten çok layıksın. Kalk ve Mekke’nin yönetimini eline al! diyerek yönetimi yeğenine bıraktı. Yemen’e yaptığı sefer sırasında da vefaat etti. Zem Zem Abdulmuttalib, bir gece Kabe’nin yakınında uyurken düşünde biri geldi: - Tatlı berraklığı kazıp çıkar! - Tatlı berraklık nedir? Fakat adam cevap vermeden dönüp gitti. Ertesi gece düşünde aynı adam tekrar geldi. - Hayrı kaz! - Hayır nedir? diye sorduğunda cevap vermeden dönüp gitti. Üçüncü gece Abdulmuttalib yine aynı rüyayı gördü. Bu sefer adam, - Saklanmış hazineleri kaz! - Saklanmış hazineler nedir? sorusuna yine cevap vermeden yok oldu. Dördüncü gece yine aynı adam geldi: - Zemzem’i kaz! Sen onu kazarsan pişman olmazsın! - Zemzem nedir? - O, hiç kesilmez, dibine erilmez, bütün hacıların susuzluğunu giderecek bir sudur. O sana Ulu atanın mirasıdır! Daha sonra Abdulmuttalib’e kazacağı yeri tarif etti. Sabah olduğunda Abdulmuttalib kazmasını, küreğini ve oğlunu yanına alarak işaret edilen yeri kazmaya koyuldu. 3 günlük bir çalışmadan sonra kuyunun ağzını kapatan taşlara ulaştı. Kuyuyu gören Kureyşliler, - Bu bizim babamız İsmail’ in (a.s)kuyusudur. Onda bizim de hakkımız vardır. Ona bizi de seninle ortak yap! dediler. Abdulmuttalib buna yanaşmayınca da onu tehdit ettiler. Hatta içlerinden birisi - Ey Abdulmuttalib, sen mi bize dikiliyor ve boyun eğmiyorsun? Sen kavmin içinde yalnız başına bir kimsesin! Tek oğlundan başka dayanacağın yok. dedi. O sırada Abdulmuttalib 40 yaşlarındaydı ve Haşim’den başka oğlu yoktu. Bu sözler Abdulmuttalib’in ağırına gitti ve - Sen demek, beni azlıkla ayıplıyorsun? Vallahi Allah bana on erkek çocuk verir ve onlar,beni koruyacak çağa erişirlerse onların içlerinden birisini Kabe’nin yanında kurban edeceğim. sözleri ağzından döküldü. Tartışmalardan sonra Zemzem’in kontrolünün Haşimoğullarında kalması kabul edildi, çünkü hacılara su verme görevi de onların üzerindeydi. Adak Abdulmuttalib, Zemzem’i kazması sırasında 10 oğlu olursa bir tanesini Kabe’de kurban edeceğini vaad etmişti. O andı içtiğinde bunun gerçekleşme ihtimali kendisine çok uzak görünüyordu. Fakat yıllar geçti ve Abdulmuttalib’in 9 oğlu daha oldu ve hepsi de kendisini koruyacak çağa geldiği zaman rüyasında, - Adağını yerine getir! denildi. Bu sırada Abdulmuttalib 70 yaşlarına gelmişti. Hemen bir koç kesip fakirlere yedirdi. Tekrar rüyasında, - Ondan daha büyüğünü kurban et! uyarısını aldı. Abdulmuttalib de, hemen bir sığır kesti. Fakat rüyasında kendisine yine - Ondan daha büyüğünü kurban et! - Ondan daha büyüğü nedir? diye sordu. Kendisine oğullarından birisini kurban etmeyi adadığı hatırlatıldı. Abdulmuttalib oğullarını yanına topladı ve adağını anlatarak, bu adağın yerine getirilmesi için kendilerini itaate davet etti. Oğullarının hepsi de babalarına itaat ettiler. Kimin kurban edileceğine karar vermek için Kabe’nin içinde fal oklarına baş vurdular. Kur’a Abdullah’a çıktı. Abdulmuttalib, Abdullah’ın elinden tuttu ve kurban edeceği yere götürdü. Fakat Abdullah’ın annesi ve Abdulmuttalib’in kızları ağlamaya başladılar. Bu sırada Kureyşlilerin bir çoğu da başlarında toplanmışlardı. - Ey Abdulmuttalib! Sen ne yapmak istiyorsun ? diye soruyorlardı. Abdulmuttalib, durumu anlattı fakat Kureyşliler bu duruma itiraz ettiler : - Vallahi,Sen onu hiçbir zaman boğazlayamaz ve bu hususta mazur sayılmazsın. Çünkü sen,bu işi işleyecek olursan,bu,kavminin arasında adet edinilir. Artık herkes, oğlunu şuraya getirip boğazlamaktan geri durmaz. Buna devam edilince de sağ insan kalır mı? Dayıları da,itiraz ettiler: - Eğer onun fidyesi, mallarımızla olacaksa, fidyesini biz veririz. Bu arada, o ana kadar konuşmayan Abdullah’ın kardeşleri de, Abdullah’ı kurtarmak için yalvarmaya başladılar. Herkes aynı şeyi söylüyordu, Abdulmuttalib de ikna olmak istiyordu fakat aklı şüphelerle duluydu. Sonunda bu durumda kefareti mümkün olup olmadığını sormak ve mümkünse nasıl olacağını öğrenmek için Yesrib’de yaşayan bir kahin kadına gitmeye karar verdiler. Yesrib’e yaptıkları yolculuktan sonra kadını buldular ve durumu kadına anlattılar. Kadın kendilerinden süre istedi. Ertesi gün kadının yanına tekrar gittiler. Aralarında şu konuşma geçti: - Bana haber geldi. Sizde kan bedeli nedir? - 10 devedir. - Memleketinize dönün ve kurban edeceğiniz adamı bir tarafa, on deveyi bir tarafa koyun ve kura çekin. Ok adamın aleyhine çıkarsa, 10 deve daha ekleyin ve tekrar kura çekin. Fal develere çıkıncaya kadar develeri artırın. Develeri kurban edip adamı salıverin. Mekke’ye döndüler,Abdullah’ı ve develeri Kabe’nin avlusuna koydular. Okları çektiler ve oklar Abdullah’ın aleyhine çıktı. On deve daha eklediler fakat sonuç değişmedi. Her seferinde on deve ekleyerek develerin sayısını artırmaya devam ettiler, develerin sayısı yüzü buluncaya dek falın sonucu aynı çıktı. Sonunda fal develerin aleyhine döndü. Fakat Abdulmuttalib çok titiz bir insandı. Bu kadar büyük bir karara varmak için bir okun sonucunu yeterli görmedi. İki kez daha ok çekildi, her seferinde fal develerin aleyhine çıktı. Sonunda Abdulmuttalib kefaretin kabul edildiğinden emin oldu ve Abdullah’ın yerine 100 deve kurban edildi. Hz.Peygamberin (a.s),gerek babası Abdullah’ın,gerek büyük atası İsmail (a.s)’ın kurban edilmek istenmesi hadisesine işaretle “Ben, iki kurbanlığın oğluyumdur!” dediği rivayet edilmiştir. Evlilik Kureyş erkeklerinin en güzel yüzlüsü olan Abdullah’tan, Amine’ye bahsedilip,”Onunla evlenir misin?” diye sorulduğunda, Amine evliliği kabul etti. Abdullah evlilikten kısa bir süre sonra ticaret kervanlarından biri ile Şam’a gitti. Dönüş yolunda hastalandı. Arkadaşları onu Medine’de bırakarak Mekke’ye döndüler. Durumu öğrenen Abdulmuttalib, büyük oğlu Haris’i kardeşini almak üzere Medine’ye gönderdi. Fakat Haris Mekke’ye vefat haberiyle döndü. Abdullah vefat ettiği sırada 25 yaşlarındaydı ve oğlu Muhammed (a.s) henüz doğmamıştı. Evlenme olayının meydana geldiği yıl 569 dur. Bunu takip eden yıl Fil yılı olarak bilinir ve birden fazla sebeple önem taşır. | |
Konu Sahibi TÜRKcan 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Şahitliği Allah katında Makbul Peygamber.. | Hz.Muhammed(s.a.v) | TÜRKcan | 0 | 2008 | 14 Şubat 2009 14:25 |
Aşkın ve İktidarın Sembolü:Kutsal Emanetler.. | Hz.Muhammed(s.a.v) | TÜRKcan | 0 | 2196 | 14 Şubat 2009 14:13 |
Mutluluk formülünden birkaçı.. | Bilgi Dağarcığı | dua dilencisi | 3 | 2451 | 11 Kasım 2008 14:16 |
Aşkı kimseye sorma ...Aşkı kendine sor... | Makale ve Köşe Yazıları | TÜRKcan | 0 | 1928 | 01 Kasım 2008 00:21 |
mükemmellik mi?:):):) | Komik Paylaşımlar | Mihrinaz | 7 | 2235 | 04 Ekim 2008 22:25 |
05 Ağustos 2009, 18:04 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 5998 Üyelik T.:
02 Ocak 2009 | RE: Resullullah'ın dedesi ve babası
"O'nun Baba sı" diye bir film seyretmiştim..çok etkileyiciydi..teşekkürler kardeşim.. |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Ebu Leheb Alev Babası | nurşen35 | Tefsir Çalışmaları | 0 | 10 Kasım 2019 23:58 |
Resullullah ziyaretimize gelse! | Esma_Nur | Peygamberler(a.s) | 0 | 26 Mart 2016 16:52 |
Ahir zamanda kız babası olmak !!! | Medineweb | Makale ve Köşe Yazıları | 2 | 04 Mart 2013 23:27 |
İmam Azamın Babası | MusabBinumeyr | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | 0 | 23 Aralık 2012 16:30 |
Anam Babam Sana (s.a.v) feda olsun Ya Resullullah! | TÜRKcan | Hz.Muhammed(s.a.v) | 3 | 04 Eylül 2008 08:52 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|