|
Konu Kimliği: Konu Sahibi İBRAHİM İNECİK,Açılış Tarihi: 30 Ocak 2016 (00:01), Konuya Son Cevap : 09 Şubat 2016 (20:19). Konuya 27 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
06 Şubat 2016, 19:40 | Mesaj No:21 | |
Durumu: Medine No : 13966 Üyelik T.:
27Haziran 2011 | Cevap: Allah'ı yanlış anlayan DİN-İ Dar olanlar./İbrahim İnecik Alıntı:
İşte o çocukların ve sizin duyduğunuz ve bu duyumlada hareket edip mezhep imamlarına attığın iftiradır.Doğal olarak Bu iftiraya delil getiremeyenler hep sizin gibi duyum üzere gidmeye devam edin.Attığın iftirayı delillendiremeyince daldan dala atlamakta bir hezeyandır. Ayrıca sizin dininizde müsmümanım diyen müslümandırya, ŞUARA 19 Fravun Musa as ma- "Sonunda o yaptığın (kötü) işi de yaptın. Sen KAFİRİN birisin!" Diyor burda firavun Musa as ma kafir dediğine göre kendini müslüman görüyor o zaman sizin inanışınıza göre firavunda müslüman.[ŞUARA 19.AYETİN ARABİ LAFZINDA KAFİR diye geçiyor. meallendirmelerde NANKÖR diye çevrilmiş ama arabi lafızda KAFİR diye geçiyor] Benim inancımda kişi kendini neye nispet ediyorsa değil,YAPTIĞI FİİLİ,[pratiği] neyse o dur. Örneğin hırsızlık yapana nasıl HIRSIZDIR diyor ve öyle görüyorsam,şirk işleyen ne kadar müslüman olduğunu söylesede MÜŞRİKTİR. Yani islamda KİŞİ ZAHİRE GÖRE DEĞERLENDİRİLİR... Ayrıca size göre süriyenin başında bulunan esed müslüman mıdır ? çünkü kendisi defalarca namaz kıldığı haliyle kendini gösteriyor.Namaz kıldığına göre KENDİNİ MÜSLÜMAN OLDUĞUNU söylüyordur. SİZ BÖYLEMİ AKLEDİYORSUNUZ....Ayrıca siz daha islamı bilmiyorsunuz tekfiri nerden bileceksiniz.Tekfir hak ile batılın birbirinden ayrılmasında müslümanlar için ilk basamaktır.Lailahe illaAllah bir tekfirdir.Bu konu hakkında birçok ayet ve başlı başına KAFİRUN SÜRESİ VAR.. [
__________________ önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ... | |
06 Şubat 2016, 20:45 | Mesaj No:22 |
Durumu: Medine No : 12643 Üyelik T.:
18Haziran 2010 | Cevap: Allah'ı yanlış anlayan DİN-İ Dar olanlar./İbrahim İnecik
yazdım yazdım sildim.. yazdım sildim.. tekrar yazdım tekrar sildim çünkü yazdıklarım israf olacak bu belli. Aç bak kardeşim hangi mezhep fıkhında bu salak saçma hüküm var '' namaz kılmayanın hükmü' nedir bi yaz bakalım. ve evet TEKFİRCİLİK APTALLIKTIR . aptallığın daniskasıdır. Kendini ALLAH'ın yerine koymaktır. siz gidin saçma sapan tarikatlarınızda saçma sapan kafa sallayan zikir alemlerinizde şeyhlerinizi putlaştırıp eteklerini öpün. Hz Peygamber döneminde olmayan cahillikleri DİN diye millete yutturmaya devam edin. yine diyorum ben sizin bu hurafelerinize İNANMIYORUM sadece ALLAH'a Akla peygambere ve kurana inanıyorum. bundan ötesi boş iş. ve tekrar diyorum bu tartışma son bulsun. boşa konuşuyoruz. gerek yok ... Selam ve dua ile. |
06 Şubat 2016, 21:11 | Mesaj No:23 |
Durumu: Medine No : 13966 Üyelik T.:
27Haziran 2011 | Cevap: Allah'ı yanlış anlayan DİN-İ Dar olanlar./İbrahim İnecik Medineweb te 1983 ve bu yazacağım 1984 mesaj sayısı içerisinde tasavvuf,tarikat,şeyhlerini ve sizin yunus emrenizde buna dahil , temize çıkaracak birtane mesajımı bulamassın.Onların küfür ve şirklerini defalarca burda heva ile değil delillerle verdik.Bu gün medinewebte sizde dahil bu kadar rahat yazabiliyorsanız ,bu konuları; emin olun bunun için az uğraş vermedik.Verdiğimiz bu uğraş azda olsa inşaAllah ,Allah katında geçerli bir amel olur. Yalnız Anlaşılan siz iftiradan öteye gidemiyeceksiniz...... Selam hidayete tabi olanın üzerine olsun.
__________________ önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ... |
06 Şubat 2016, 22:09 | Mesaj No:24 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cevap: Allah'ı yanlış anlayan DİN-İ Dar olanlar./İbrahim İnecik
Arkadaşlar, Amacımız yapıcı onarıcı olmalı. Hedefimiz tebliğ olmalı ve muhatabımıza doğruluğuna inandığımız düşüncelerimizin izini bırakmak olmalı. Birbirini tanımayan insanlar birbirleri hakkında nasıl bir fikir sahibi olabilir ki? insanlara düşüncelerinizi ancak ikna yolu ile kabul ettirebilirsiniz. Birbirimize dayatma ile bi yere varamayız. Tam aksi ters teper durur. Sıkıştığımızda yada bezdiğimizde senin dinin sana benim dinim bana demekle ağır bir manevi fatura ile karşılaşabiliriz. Birbirimizi anlamalıyız anlamaya çalışmalıyız. İkna etmeye delillerimizle susturmaya teslim olmasına çalışmalıyız. Susturma derken kazanayım karşı taraf ile muhalefette üste çıkayım amaçlı değil tabi. Bir kardeşimi daha kazandım sevinci ile... İslam'a girişte tekfir ederek girilir. Yani Vahy dışında her düşünceyi LA ile ,her düşünceyi tekfir ederek İLLA ALLAH ile olur. İslam'daki giriş anahtarı olan tekfiri benimsemeyen yada lafta bırakanlar namaz kılsa da oruç tutsa da değersiz boş amel işlemiş olurlar.23 yıllık vahy sürecinde 13 yıl boyunca la ilahe illa Allah kavramı üzerinde duruldu. Kalan 10 yıl ibadet muamelata geçildi gerçeğini unutmamak lazım. Binanızı sağlam yapmak isterseniz temelini sağlamlaştırmakla başlarsınız. Sağlam temel değilse binanız mezarınız olur. Binanızın temeli sağlam oldukça onun sağlamlığı üzerinde katlar ekler yükselebilirsiniz. Aksi takdirde başınıza yıkılacak size mezar olacak kum kalesi kurmuş olursunuz. İşte İslam 13 yıl boyunca bu temel ile uğraşmıştır. Bu bina inşa edilirken taşların rengini binanın stilini bahçesini elektrik şebekesini su tesisatını mutfak dekorunu banyo levazımatını konuşmak farklı bir stil renk desen irdelemek binaya aksesuardır. Binaya zarar vermez. Asıl olan bir depreme tabiat afetine karşı bina ne kadar sağlam? asıl konu budur. İşte bu Bina Tevhid'dir. Allah'ı birlemedir. Allah dışındaki her uyduruk ilahlara LA diyebilmektir. Mezhep ve Meşreplere böyle bakmak lazım. Binanın temel taşı olan İslam kardeşliğini esas almak lazım. Bedir savaşında baba oğul karşı karşıya getiren işte bu Tevhid'dir. Peygamber Nuh'un as oğlunu boğduran budur. Peygamber amcası Ebu lehebi yok sayan bu idi. Musabı anasına isyan ettiren bu idi...
__________________ Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır. |
06 Şubat 2016, 23:05 | Mesaj No:25 |
Durumu: Medine No : 12643 Üyelik T.:
18Haziran 2010 | Cevap: Allah'ı yanlış anlayan DİN-İ Dar olanlar./İbrahim İnecik
Elbette Vahiy dışında herşeye ''LA'' ... benim bahsettiğim , biri farklı bi yorum getirince , yok sapık , yok tekfir yok bilmem ne, adamlar kendini RAB sanıyor , bu düşünceye bu yobaz zihniyete karşıyım. bu yobazlar yüzünden İSLAM ALEMİ KAN İÇİNDE. |
06 Şubat 2016, 23:06 | Mesaj No:26 |
Durumu: Medine No : 12643 Üyelik T.:
18Haziran 2010 | Cevap: Allah'ı yanlış anlayan DİN-İ Dar olanlar./İbrahim İnecik
iftira ancak sizin zihniyyette olur. daha neyi savunduğunu idark edemiyorsunuz.
|
08 Şubat 2016, 06:11 | Mesaj No:27 |
Cevap: Allah'ı yanlış anlayan DİN-İ Dar olanlar./İbrahim İnecik
Rahman ve Rahim olan ; Allah’ın adıyla Allah’u Teal’a şöyle buyurmaktadır. “Ben insanları ve cinleri sadece bana ibadet etsinler diye yarattım”Zariyat/56 Allah insanı yaratırken ona dağların bile taşımakta korktuğu bir sorumluluk yükleyerek yaratmıştır. Kişi bu sorumluluk bilincinde olarak yaşamalı buna göre düşünmeli buna göre hayatına yön verip buna göre konuşmalıdır. Bu ümmetin yarası 90 yıldır kanamaktadır. Bunun tek sebebi bugün insanların Allah’a kul olma bilincinden uzaklaşmış olmalarından başka bir şey değildir. Bugün şirk, küfür, her yerde artık evimizin kapısına kadar gelmiş ve bizi tehdit etmektedir. İnsanlar Allah’a kulluk bilincinden uzaklaştıkça ezilmişliğin ve zavallılığın pençesinden kurtulmaları mümkün değildir. Daha dün küfrün İslamın karşısındaki acziyetliği dünyada hakim iken bugün ise adı Müslüman olan nice halk kitleleri maalesef küfre mahkum ve bir zillet içerisinde kalmış durumdalar. Bu sebeple bu ümmetin yeniden dirilmesi ve gerçek yaradılış gayesine uygun bir düşünce bir yaşam biçimi inşa etmesi gerekir. Bunun yoluda tebliğden davetten geçer. Davet insanlara ulaşırda insanlıkta buna menfi yönde cevap verip küffara yeniden “La” demesini gerçekleştirebilirse ancak o zaman yeryüzünde fitne kalkıp din (şeriat) Allah’ın olmuş ve insanlıkta insanın kulluğundan kurtulmuş olabilir. Bazı kimseler diyorlar ki; Bazı kesimler yüzünden islam alemi kan revan içerisindedir. Bu yaklaşım biçimi haktan uzak, adaletten uzak, dinden uzak, hayatın realitesinden uzak bir yaklaşım şeklidir. Bugün siyonist güçler ve faiz lobileri, eroin tüccarları, silah baronları kendilerine ait olmayan topraklarda insanlara zulüm etmekte ve onların emeklerini sömürüp onlara ait yeraltı ve yer üstü her türlü madenlerine el koymaktalar. Bunları talan etmekteler. Bu emperyal güçler insanlara, kendilerince, sözüm ona hak, hukuk, adalet gibi dini kavramları kullanarak ve bu kavramlara kendilerince anlamlar yükleyerek , içi boş sloganlarla insanları kendilerine kul köle yapmaya çalışmaktalar. Ve bunu yaparken de yerli satılmış kanı beş kuruş etmez işbirlikçileri üzerinden bu emellerini gerçekleştirmekteler. Birileride ortaya çıkıp bunlara hey arkadaş sen benim evimde, benim aileme, benim yaşam biçimime, benim inanç biçimime, karışma hakkı nereden buluyorsun? Dediğinde ise İşte sana onların tabiriyle terör ve işte terörist. “La” yı söylediğin ilk anda onlara göre sen bir teröristsin, sen bir bozguncusun. Bunların istedikleri şey şartsız bir itaat ve şartsız bir kabuldür. Peki sorarım size benim topraklarımda benim hayatıma müdahale eden ve benim malımı talan eden bu emperyal güce karşı ne yapmalıyım? Efendim hoş geldin burasıda senin evin sayılır, buyur her türlü serbestin, istediğini yap mı diyeyim? Yada ne yapayım siz söyleyin? Bazı insanlar diyorlar ki; Yeryüzü gülligülistanlık olsun, her herkesle kardeş olsun, herkes demokrat olsun, herkes laik olsun. Kan göz yaşı tevhid şirk mücadelesi olmasın. Kimse kimseye “la demesin” herkes her türlü dine karşı saygılı olsun. O zaman size sormazlar mı nerede kaldı tevhid? Nerede kaldı “La” demek? Kan olmasın, göz yaşı olmasın, siyonistler ortada cirit atsın,namus, haya, ahlak yerle bir olsun, sende buna sessiz kalasın. Yani şairinde şu mısrlarda dediği gibi; “Çiçekler açsın” “Böcekler ötsün” “Kırlarda sevgililer el ele olsun” Böyle bir dünya var mı? Varsa nerede? İnsanın olduğu yerde kan göz yaşı ve çilenin olmadığını kim söyleyebilir? Allah ben yeryüzünde bir halife yaratacağım dedi. Melekler biz seni tenzih ederken, sana kulluk görevlerimizi eksiksiz bir şekilde yerine getirmişken yeryüzünde kan dökecek, bozgunculuk yapacak, birini mi yaratacaksın? dediler”Bakara/30 Ayetin beyanından da anlaşıldığı üzere henüz insan halk olmamışken insanın bozgunculuk yapacağından haber verilmektedir. Hz.Adem’den Allah’ın son elçisi Muhammed Mustafa (s.a.s) e kadar olan hangi bir dönem yoktur ki kan göz yaşı çile olmamış olsun.? Buna Rasulullah Sallallahu aleyhi ve selamın dönemi dahil.Bu nasıl bir akıl böyle anlamak mümkün değil? Bu aklı anlayan biri varsa lütfen bana da anlatsın? Evet insan İslam fıtratı üzere yaratılmıştır yani islama meyilli bir şekilde yaratılmıştır bu doğrudur ancak insanın tabiatında isyanda vardır. Bunu da göz ardı etmemek gerekir. İslam dini sadece vicdanlara, sadece ideolojilere hitap eden bir din değildir. Dini bazı kesimler bu şekilde tarif ediyorlar ve bu şekilde olduğunu anlıyorlar. İslam dinini bu şekilde tahayyül edenler ve bu şekilde olduğunu iddia edenler tevhid kelimesini anlamış değillerdir. İslam dini sadece “La ilahe İlallah” üzerine bina edilmiş değildir. Şayet böyle olsaydı bu takdirde Yahudi ve Hıristiyanların da Müslüman kabul edilmesi gerekirdi.Ali-İmran/64 Oysa İslam dini bir hukuk dinidir. Bunun yapısında kendine has vela ve bera (Dost ve düşman) gerçeği de yer almaktadır. Din kardeşliği hukukunun gerek iman esasları arasında yer alması gerek ameli noktada üzerinde ehemmiyetle durulmasının asla göz ardı edilmemesi gereken çok mühim bir mesele olduğu unutulmamalıdır. Bu husus pek çok ayette önemsenmiş ve bu husustaki yapılacak olan bir yanlışın tevhidi bozduğunu beyan edilmiştir. “Ey imân edenler! Yahudî’lerle Hristiyanları dost edinmeyin. Onlar, birbirlerinin dostlarıdır. İçinizden kim onları dost ve yardımcı edinirse, o da onlardandır. Allah, düşmana dostluk etmekle nefislerine zulmedenleri hak yoluna eriştirmez.”Maide/51 O halde madem ki Allah beni sadece Müslüman olanlarla kardeş kılmış, bu durumda şirk ve küfür üzere olan halkların kardeşliğinden dem vurmam mümkün olabilir mi? Buna dini referanslarım müsaade ediyor mu? Buna bakmak lazım. Kapitalist zihniyet haçlı güçleriyle benim kardeşlerimin (La diyebilmiş Müslüman) üzerine bombalar yağdırırken benim buna sessiz kalmamı isteyenler var. Kur’an da böyle bir dini anlayış çıkaranlar var. Oysa ki yeryüzünde şirk olduğu müddetçe elbette kanda olacak göz yaşı da olacak. Şairin dediği gibi “Yarasız olmaz şehitsiz olmaz. Allah yoldan çıkmış ve savrulmuş, kargaşa çıkaran ve yaradılış gayesine uygun düşünmeyen ve bu şekilde yaşamayan toplumları, devletleri, kişileri dost edinmekten bizi men etmiştir. Hakikat bu iken ben nasıl olur da bunu göz ardı etme gafletinde bulunurum da, benim ülkemde, benim topraklarımda, benim halkım üzerinde, tahakküm kurmak isteyen ve emek hırsızlığını yapan ve topraklarımda ki Allah vergisi madenleri mi çıkarıp çalan, çırpan ve ülkelerine götürenlere evet bunlara (La) demeyecekmişim. Var mı böyle bir şey? Bu şer güçlere hizmet eden onlar için canıyla, malıyla, kızıyla, karısıyla, kısacası her şeyi ile onların selameti için çalışan yerli işbirlikçi satılmış dalkavuklara “La” demeyeceğim de kime diyeceğim? Bunlar yani işbirlikçiler bana şer güçlere kulluk yapmamı dayatacaklar da ben buna “La” demeyeceğim. öyle mi? İnanın bana bu bozuk bir akılldır ve bu aklın önümüze koyduğu yolda yanlış bir yoldur. İnsanın olduğu yerde kan, revan, gözyaşının olmama ihtimali milyonda birdir belki de milyarda sıfırdır. Psikolojiye göre ihtimal derecesi çok çok zayıf olan ihtimallerin olma olasalığını düşünenler yada olabileceği gerektiğini öne sürenler bir hastalık belirtisidir ve tedavi edilmeleri gerekir. Olasılığı çok çok zayıf olan şeylerin olabileceğini düşünenlerin derhal bir psikiyatiriye gitmeleri ve tedavi olmaları elzemdir. Yeni bir moda olsa gerek; Bugün bazı kesimler Kur’an’ın yeniden yorumlanması gerektiğini Rasulun Kur’an ile muhataplığının 1400 sene önceye dayandığını, dolayısıyla onun Kur’an dan çıkardığı hükümlerin evrensel olmadığını, çıkardığı hükümlerin kendi zamanı için geçerli olduğunu, zamanımıza hitap etmediğini binaenaleyh herkes Kur’an’ı alsın okusun ve onu yeniden yorumlasın tezini ortaya atmışlardır. Yorumlansın,tezini ortaya atan bu reformist akıl bunla da yetinmeyip devamında şöyle demektedir. Kur’an ayetlerinden çıkarıldığı sanılan yeni fikirlere de saygılı olunsun. Buna tepki vermesin hatta bunu kabul etsin. Peki var sayalım ki bu düşünceyi kabul ettik. Herkesin kabul ettiği gibi Kur’an hükümleri bağlamın da evrenseldir. Bugün dünyada yedimilyara yakın insanın yaşadığı kabul edilmektedir. Kur’an evrensel bir kitap olduğuna göre ve bu yedimilyar insanada aynı zamanda hitap etmektedir. Bunların her birinin Kur’an’dan, Kur’an ayetlerinden bir tek farklı yorum çıkardığını varsayarsak ortaya yedimilyar farklı yorum çıkması demektir ki, buda eşittir yedimilyar sıfır kilometre yep yeni bir din. Bu takdirde ortada ne Allah’ın dini kalır peygamberin sünneti? Bunun açıklamasının yapılması gerekir. Yedimilyar insanın din adına ki bunların hiçbirinde ehil olma vasfı yokken yani alimlik vasfı yokken kalkıp Kur’an meali okuduklarında ve bunda ortak bir akıl çıkabileceğine inanmak bunu kinaye olsun diye söylemiyorum tam manasıyla bir akıl tutulmasıdır. Hayır hayır bu kesinlikle psikolojik bir vakaadır. Bu akıl yapısı sağlıklı düşünebilen bir akıl yapısı değildir. Bugün Türkiye Cumhuryeti Devleti Anayasasının maddelerini (ki anayasa maddeleri tamamen mücmeldir (Kapalı) ve tüm anayasalar için bu böyledir) Türkiyede yaşayan seksenmilyon insanın yorumladığını düşünün ve bu çıkacak olan farklı yorumları parlemnetoya gönderilsin ve bunlar kanun maddesi haline getirilsin. Bakalım ortada devlet diye bir şey kalır mı kalmaz mı? Ortada kurumsal yapı diye bir şey kalır mı kalmaz mı? Yok bu düşünce kesinlikle ruhi bir hastalıktır.Buna Allah’tan şifa diliyorum. Kalkıp böyle bir iddiayı bugün bir anayasa profösürü karşısında dile getirsek, bu kimse derhal savcılığa suç duyurusunda bulunur ve muhtemelen bizi birinci muhakemeden sonra Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastahenesinde müşahede altına alırlar. Türkiyede seksenmilyon insan var yani ,manavı, bakkalı, terzisi, çiftçisi, tefecisi,faizcisi,bikinisiyle denize giren tatilcisi,esnafı tüccarı kısacası herkes anayasa maddesi alacak okuyacak ve üzerine yorum yapacak sonrada ortaya bir hukuk ve bir sistem çıkacak. Bu onmilyarda sıfır ihtimalı olan acayip bir vakadır. Bazı kimseler Allah’ın dini hususunda tevhidi bir inanca sahip olmadıkları için İmam Şafi-i rahimehullahında dediği gibi koltuklarına yaslanıyorlar sonra ahkam kesebiliyorlar. Dahası kalkıp bu din hakkında bu kadar beyhude fikirler ortaya atabiliyorlar. Allah’ın dinini basite indirgeyip bu kadar anlamsız, bu kadar beyhude düşüncelere dalabiliyorlar ve buda yetmezmiş gibi insanlarıda bu tür fikirlere davet edebiliyorlar. Ve böylece kendileri sapıttıkları gibi insanlarında kafalarının karışmasına sebebiyet verip onlarında sapmalarına vesile olabiliyorlar. Din Allah Raslu s.a.s in şahsında ve onun arkadaşlarının (ashab) şahsında ete kemiğe bürünmüş ve Rabbülalemin tarafından tamamlanmıştı/Maide/3. Sevinciyle, hüznüyle, yanlışıyla, doğrusuyla, rahatlığıyla, zorluğuyla, aç kalmışlığıyla, tok olmuşluğuyla tamamlanmış nihayete ermiştir. Yanlışlar, doğrulardan ayıklanmış ve Allah’ın razı olduğu bir yaşam biçimi ve bir düşünce biçimi şeklinde nakil yoluyla günümüze kadar gelmiştir. Bu din bu saatten sonra müdahale edilmeyi kabul etmediği gibi, akılcı reformist yaklaşımları da kabul etmez. Bunların çabası boşuna; Emperyalist güçler İslam beldelerine yüzyıllar boyunca haçlı güçleri göndermiş ve her defasında hüsranla dönmüşlerdir. Hiç bir tarihte Müslüman toplumlara üstünlük sağlayamamışlardır. Bunu siyonistler çok iyi biliyorlar. Silahla savaşla yapamadıkları üstünlüğü bugün ortaya din adına olmadık şüpheler atarak gerçekleştirmek istiyorlar ve maalesef doksanyıldır bu üstünlüğü elde etmiş durumdalar. Şimdi ise sahneye koymaya çalıştıkları oyun peygambersiz bir din anlayışı. Aslında senoryo açık ve net oyuncularda yerlerini almış durumda. Prof ünvanlarıyla tviler de çeşitli konferanslarda bu senoryonun alt yapısını oluşturulmak istenmekte ve filmi vizyona koymak için şartların oluşması için beklemekteler. Çünkü artık laiklik demokrasi gibi şeyler toplumları frenlemek kontröl altında tutmak için yeterli gelmemektedir. Filmin adı Hadisler uydurmadır, korunmamıştır Kuran korunmuştur. Evet filmin adı bu.. Filmin konu ettiği misyon önce hadisler hal edilecek sonrada sünnetin tamamı. Sonrası mı? Sonrası şu; Yedimilyar sıhhatli olmayan akıl, Kur’an ayetleriyle baş başa? Ben bu ayetten bunu anladım bu mesele böyledir.İster kabul et ister etme sloganı. Siz siz olun gelin henüz bu akıl tutulmasına yakalanmadan önce sarih bir tevbeyle, tevbe edin ve bu fikirlerden dönün ve Müslüman olun. Dini getiren peygamber Kur’an’ı getiren peygamber Allah’tan vahiy alan peygamber Dini yorumlayan ilk insan peygamber Bu din için canıyla malıyla savaşan yine peygamber, sonrada birileri 1400 sene sonra Mehmet Okuyan gibi ortaya çıkacak ve diyecek ki efendim bu peygamber bu dini getirdi bu doğrudur zira o bu dini tam manasıyla açıklayamadı, aslında ben daha iyi açıklarım cürretinde bulunacak. Sonra birileride yeni bir hazine bulmuş gibi bu kokuşmuş fikrin peşinden gidip savunuculuğunu yapacak.. Bu akıl tutulması değilde nedir? Dünyanın neresinde görülmüştür ki bir fikir sahibi, bir felsefe sahibi, bir ideoloji sahibi, ortaya yeni bir fikir koyacak ve akl etmeyen bazı insanlarda kalkıp bu kimse bu fikri bilmiyordu ben daha iyi biliyorum diyecek var mı dünyada böyle bir şey? Bugün Darwinizmi konuşan yada savunan bir kimse kalkıp diyebilir mi ki Charles Darwin beni alakadar etmez. Abi meseleye nereden el atarsan at ortada sıfır elde var sıfır.. Rab'bim sizleri ıslah etsin ve Müslüman olmayı nasip etsin amin. | |
09 Şubat 2016, 20:19 | Mesaj No:28 | |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cevap: Allah'ı yanlış anlayan DİN-İ Dar olanlar./İbrahim İnecik Alıntı:
Namaz kılmayan öldürülür mü sorusuna gelince...asla göz ardı edilemeyecek kadar mutevatir hadisler mevcuttur. 1-mümin ile kafir arasındaki fark namazdır. 2-namazı olmayanın dini yoktur. 3-namaz dinin direğidir. 4-namaz kılmayan fasıktır. gibi mutevatir hadislere dayanılarak namaz kılmayana verilecek ceza mezheplerin farklı görüşleri vardır. DİKKAT EDİN NAMAZ KILMADIĞI İÇİN DEĞİL,NAMAZ KILMAYAN MÜRTED Mİ DEĞİL Mİ noktasına odaklanarak hareket ediyorlar. Eğer mürted ise mürtedin cezası tövbeye davet edilir kabul etmezse öldürülmesidir.mürtedin cezası kuranda sabittir. maide 33.Allah'a ve Resûlüne savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası; ancak öldürülmeleri, yahut asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut o yerden sürülmeleridir. Bu cezalar onlar için dünyadaki bir rezilliktir. Ahirette de onlara büyük bir azap vardır. Alimler namaz kılmayan mürted mi değil mi görüş farklılıkları sonucu fetva vermişlerdir. Öldürülür diyenler var tövbe edinceye kötü örnek olmaması için hapis edilir diyenler var.namaz kılmayan en ılımlı fetva FASIKTIR.Allaha asidir dinini yıkmıştır 5 vakir davet edildiği halde Allaha savaş açmaktır vs . Dedim ya bu konu tekniktir.dayanakları bilmek lazım.bu işlerde akıl yetersizdir nakil ile hareket etmesi lazım.nakil dediğimiz islamın tatrışılmaz kaynaklarıdır.( Kuran Ve Sahih sünnet). kaynaklardan örnekler ; "Haram aylar çıkınca muşrikleri bulduğunuz yerde öldürün. Onları yakalayın, hapsedin. Onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. Eğer tevbe eder, [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]kılar ve zekatı verirlerse, siz de onların yollarını boşaltın", (Tevbe 5) “Kâfirlerle aramızı ayıran fark, kılmayı taahhüt ettiğimiz namazdır. Kim namazı terk ederse, kâfir olur.”(Nesâî, Salât, 8) "Bilerek [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...][Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]eden kişiden, Allah ve Rasulunun zimmeti uzaktır." (Ahmed b. Hanbel, IV, 238, VI, 461 isnadı ile Mekhul'den rivayet etmiştir)
__________________ Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır. | |
Konuyu Toplam 2 Kişi okuyor. (0 Üye ve 2 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
dua / İbrahim İnecik | İBRAHİM İNECİK | İbrahim İnecik | 2 | 08 Aralık 2021 13:03 |
dua/İbrahim İnecik | İBRAHİM İNECİK | İbrahim İnecik | 1 | 13 Ekim 2015 13:43 |
İbrahim İnecik - Mavi Pusula/İbrahim İnecik | İBRAHİM İNECİK | İbrahim İnecik | 1 | 04 Ekim 2015 23:23 |
Zulme yardımcı olanlar Allah’ın gazabına uğrayacaklardır | RemLe | Tebliğ-İrşad-Vaaz-Hutbe-Nasihat | 0 | 21 Ağustos 2013 15:37 |
hİÇ /İbrahim İnecik | İBRAHİM İNECİK | İbrahim İnecik | 2 | 20 Ekim 2012 00:32 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|