Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.PEYGAMBERLER-ASHAB-I KİRAM-ALİMLER.::. > Peygamberler-Ashab-ı Kiram-Alimler > İslam/Dinler/Mezhepler

Konu Kimliği: Konu Sahibi semihhh,Açılış Tarihi:  19 Kasım 2011 (17:49), Konuya Son Cevap : 29 Kasım 2011 (18:37). Konuya 28 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 21 Kasım 2011, 00:17   Mesaj No:21
Medineweb Acemi Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Sıleyman. isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 14361
Üyelik T.: 17 Ekim 2011
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 19
Konular: 0
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: vehhabilerin bozuk yönleri

Ayetin öncesi ve sonrasına bakmanızı rica edecem O ayetin öncesinde Mekke müşriklerinin Allah resulüne itirazları mevcut Kuran ayetlerinin şeytanlar tarafından indirildiği iddia edilmekte ve Allah onlara cevaben Kuranın aslının levhi mahfuzda olduğunu orda bulunan kaynağa temizlerden meleklerden başkasının dokunamayacağı ile alakalıdır bunu meleklerden alıp insana çeviren tefsir ehli insanlar Müslümanların kurandan uzak kalmasına sebep olmuşlardır vebalinide Allah soracaktır kim olursa olsun...

Kurana parçacı yaklaşımlar ile bir yere varılmaz kuran ayetleri birbirini tefsir eder semihhh kardeşim Ha şunu diyebiliriz Kuran ayetleri Allahın kelamıdır üstündür saygı gösterilmelidir bu manada elbette Allahın kelamına saygıve hürmeten abdest ile almak okumak daha güzeldir amma farzdır vs denirse o zaman karşıyım yoksa edebi bazda uyulması gereklidir derim....

Müslümanın necis olamayacağı Kuran ile sabittir necis/pislik olanlar ise Kafirlerin olduğu yine kuranın beyanı ile açıktır...
Alıntı ile Cevapla
Alt 27 Kasım 2011, 23:37   Mesaj No:22
Medineweb Acemi Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:semihhh isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 14343
Üyelik T.: 14 Ekim 2011
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 11
Konular: 3
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: vehhabilerin bozuk yönleri

Alıntı:
mdm1 Üyemizden Alıntı Mesajı göster
1- Adamlar Kur"an metnine sadık kalmak için, metinde geçen istivanın anlamını değiştirmezler. İstiva malumdur, yani oturma bilinen bir şeydir, keyfiyeti niceliği nasıllığı bilinmez böyle iman ederiz derler. Sizler küçük beyinlerinizle arşı sandalye gibi birşeye benzettiğiniz için, ALLAH subhanehunun arşa istivasını insanların oturuşuna benzeten asıl sizlersiniz. Adamlar hiç bir zaman haşa ALLAH subhanehu arşa insan gibi oturmuş dememiştir, bu benzetmeyi bizzat kendiniz yaptığınız için ,Kur"an daki kelimeleride yerlerinden ve asıl anlamlarından değiştirdiniz. Be hey cahiller arşın niteliğini ve niceliğini nereden bileceksiniz ki, bütün kainatı kuşatmış bir yüce makamdan bahsediyoruz, tutupta ALLAH subhanehuyu ona istivadan tenzih edebilesiniz.

Öte yandan Hallacınız değil miydi haşa cübbemin içinde ALLAH var diyen, ben ilahım diyen, Ruminiz değil miydi erkek dostuna sesin tanrı sesi diyen, ot, hayvan, melek derken sonunda ilah oldum diyen, kadınları ilah yapan, şarabı ilah yapan, kadındaki işveyi bile haşa tanrı tecellisi yapan bu zındıklar değil miydi, Arabi değil miy di kainat parçalara bölünmüş yekpare bir ilah diyen, yine sevdiği bir kadını ilahlaştıran? Bunlar düpedüz açık seçik kelimelerke, kendilerini, adi dostlarını, hoşlarına giden kadınları, hatta işvelerini ve şarabı bile ilah edinmişler, tutumuşsunuz Kur"anın metnini tevil etmeyen adamları, kendilerinin ağzından böyle bir kelime çıkmamışken, ALLAH subhanehuyu yarattıklarına benzetiyor iftirası atmışsınız. Kendi küfürdaşlarınızı gizlemek için cambaza bak demişsiniz adeta.

2- ALLAH subhanehuyu mekandan münezzeh etme iddiasıyla, neredeyse arşa istiva ayetini ortadan kaldıracaklar.Peki arşın bir mekan olduğunu hangi delile dayanarak ortaya atıyorsunuz. Hadis yani sonradan yaratılmış olması onun mekan olduğu anlamına gelmediği gibi, niteliği ve niceliğide insanlığa kapalıdır. Dolayısıyla arşa istiva konusu malumdur ama niteliği niceliği bilinemez. Bu konuda İmam Malikin ve diğer imamların görüşüde paraleldir;

Padişahın tahta çıkması idare ve hükümet işlerini elin almak anlamına gelmektedir. Bu durumda yüce Allah’ın arşa istiva etmesi her şeye hükmetmesi anlamına gelmektedir. İmam-ı Mâlik b. Enes (ra) “İstiva mâlum, keyfiyeti ise akılla idrak edilemez. Buna iman vacip ve bu konuda soru sormak bid’attır” (Muhammed b. Süleyman el-Halebî, Emâli Şerhi, 28, İstanbul-1979; Ferit Aydın, İslam’da İnanç Sistemi, 232) şeklinde cevap vermiştir.

Adamlar ez cümle İmam Malikin bu dediğini savunur zaten.

3- İstivayı istila manasına çeviren tabi kafirdir. Bu eylemiyle Kur"anda geçen istiva kelimesini yerinden değiştirmiş, kendi küçük beynince istila olarak tevil ve yorumlamış demektir. Buna tenzih denmez ancak, gerçek anlamını tahrif ve tahrip denir. Herkes Kur"an da kafasınca değişiklikler yapacaksa, biz hangi müminlikten ve hangi değişmemiş Kur"andan bahsedebileceğiz?

4- Tatarhaniyye gibi uydurmasyon saçmalıklara inanılacak değildir. Başkalarını müşebbihe ve mucessime ilan ederlerken, hemde ALLAH subhanehunun arş ayetini inkar ederek, oysa kendi fırkalarında mücessime ve müşebbihenin en azılıları fink atmaktadır. Arabi, Rumi, Hallac, Y.Emre , ibni Farıt, Tilimsani gibileri...

5- Adamlar kelam mahluktur diyenlere reddiye sunmuş, kendileride yazılarında ALLAH ın kelamı zatıyla kadim yani ezeli demiş, aşağıda sunulan delildede aynı anlam var. Ortada çelişki yokken hala neyin arayışı içinde bu zavallı yazar. Maksat karşıtlık olsun madde çoğalsın gibi olmuş...

6- Adamın sahte şey-hleri ALLAH subhanehuya bazı beşerleri ortak koşmuşsa, ozaman adamın dediği Lailahe illallahın manası kalmamış olur. Yazarında amacı burada belli oluyor, amaç ALLAH subhanehuya kulluğu savunmak değil, bir takım sahte şey-hleri ALLAH subhanehuya ortak koşarak, haşa ALLAH tan ve dininden fazla savunmak.
(Ahir zamanda bazıları, sizin ve atalarınızın yolundan ayrılıp, sünnetimden uzak kalacaklar, onlardan uzak durun!) [Müslim]
Adamlar sünnete bağlılıkta işi o kadar ciddiye almışlardır ki, zayıf bile olsa rey yerine o hadisle amel etmeyi tercih ederler. O dereceki hadisin metniyle motamot amel etmeye gayret ederler. ALLAH subhanehunun gecenin belli bir vaktinde yeryüzüne inmesi hadisi gibi. Sizse adamları sünnetten uzaklaşmakla niteliyorsunuz.

7- Adamlar Lailahe illallah diyen, ama bunun yanında da sahtekar şey-hlerini ilahlaştıranları tekfir ediyorlar. ALLAH subhanehuyu bırakıpta bütün duasını ve gönlünü ,sahte beşer bir şey-he bağlayan elbette müşrik bir kafirdir. Bu insan ALLAH subhanehuya sahte beşerini resmen ortak koşmuş, ALLAH subhanehu yerine bu sahtekar beşere dua eder olmuştur. Kişi bu ameli işleyerek, başkasının tespitinden ziyade, kendi kafirliğini tescillemiş olur.

8- Cehennem sonsuz değildir meselesinde, ibn Teymiye r.a. ve in Kayyım r.a Hasan el Basrinin (tarikatçılar neden bunu görmezden gelmiş hayret) sözünden yola çıkarak bu konuda hata etmişlerdir. Bu konudaki ayrıntılı açıklamalarını şuradan okuyabilirsiniz;
ebumuaz.blogspot.com/2007/04/cehennemin-sonsuz-azab.html
Fikir babaları diye ağzını ayıran adama sormazlar mı peki, bırakın cehennemin sonsuzluğunu, cehennemi ve cehennem azabını inkar eden, alemdeki herşeyi ilah gören fikir babaları Arabinin görüşlerine kendileri ne diyecek acaba.
Bakın öbürleri kendi alimlerinin hata yaptığını söyleyebiliyor. Tarikatçılarsa sahtekar şey-hlerini bir ilah savunur gibi savunuyorlar, hatta onlardan zuhur eden küfürleri bile yeni küfür dini ve şeriatı bile yapıyorlar Rumi gibi...

9- Adem a.s. hakkında söyleyende söylenende gereksiz tartışmalardır. Adam hata yapmışsa bununda hatasını kendileri beyan etmiştir.

10- Ebu Cehil ve ebu Lehebin imanı asla olmamış ki diğerlerine göre salih olabilsin. Bu söz bu şekilde söylenmişse diyen zaten hata etmiş. Sözün doğrusu ise şu olacak, ALLAH subhanehuyu yaratıcı ilah olarak bildikleri halde hem putları Ona ortak koşma bakımından, hemde ALLH subhanehunun resul olarak gönderdiği peygamberinin risaletini inkar etmeleri sebebiyle, şimdikilerse bir takım beşerleri ilahi sıfatlara ortak etmeleri ve bir takım sahtekar şeh-y takımının kendi melanet kitaplarını alemlerin Rabbinden inme olarak gösterip(Rumi gibi), bu sahte peygamberliklerini iddia edenleri inkar etmemelerinden dolayı, eu Cehil ve Leheple aynı inkar üzeredirler.

11- Hem adamlar ehli sünneti kafir görüyor diyorsunuz, hemde Eşari ve Maturidileri ehli sünnetten görmezler diyorsunuz. Demekki adamlar ehli sünneti savunuyor peki nerde kaldı ehli sünneti kafir görürler iddianız.

12- Adamların peygamber a.s. a salavatı inkar ediyorlar demeniz içinde kendi kendinizi boğduğunuz kocaman bir iftira ve yalandır. Adamların karşı olduğu şey hiçbir aslı olmayan bu salavata birilerinin yeğane şifa salavatı anlamını yüklemelerindendir. Bu sonradan uydurulan salavatla hastalıklarının şifa bulduğuna inanan hikayelere şurdan bir örnek olarak bakabilirsiniz. İnsanlar şifayı ALLAH subhanehudan değilde, sonradan uydurulan bir salavata veya bizzat peygamber a.s. a bağlamışlarsa, işte burada ALLAH subhanehunun ilahlığı devreden çıkarılmış, yerine mutlak şifa kaynağı olarak sonradan üretilmiş bir salavatı ve elçisini koyarak ortak koşmuş oluyoruz. Tıpkı şurdaki uydurma menkıbede olduğu gibi;
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Neymiş efendim sonradan uydurulan bu selavatı devamlı okuyan biri şifa bulmuş muş. Kardeşim hastalıkta şifada ALLAH subhanehudan.
Selavat konusunda bu kadar titiz olduklarını iddia edenler ,Ruminin melanet beyitlerinde peygamber a.s. a Mustafa diyerek bayağı ifadesini hiç görmezler nedense. Üstelik peygamber a.s. ı Hirada intihar etmeye teşebbüsle bile karalar bu zındık, bazı gerçekleri insanlardan gizlediğini, Zeydinde sakın bunları ifşa etme dediğini pervasızca yazar beyitlerinde. Ama bu kansızlık ve iftiralar nedense hiç kanlarına dokunmaz tarikatçı tasavvufçularımızın.!!!

Üstelik bahsettikleri adamlar salavata karşı olsalardı, takip ettikleri alimleri İbn Kayyım r.a. salavatları topladığı bir kitap neşretmezdi. İnsaflı olun adamları yalanlayacaz diye adamlara açık açık iftira atmayın...!!!

13- La ilahe illallah ın hayata anlam ve ikamesini uygulamayıp bilakis görmezden gelip, bu zikri halayla, defle dini bir oyun ve eğlence haline getirmek, bizzat zikrin gerçek anlamını örtmenin ta kendisidir. Eline almış defi hoplaya zıplaya Lailahe illalah diyor. Keyfi yerine geldimi, deşarj oldumu bu halayla oturuyor rabıta diye herşeyi bir kenara atıp sadece sahtekar şey-hini zihinsel tapınmayla kutsuyor saatlerce. Taguti bir okulu bırakması gerek ama ALLAH subhanehunun emriyle değil, sahtekar şey-hinin emriyle bırakacak. Lafta La ilahe illallah yani ALLAH tan başka kanun koyucu tanımıyorum diyecek ama, bir takım beşerlerin Tağutların, kafirlerin demokrasisini savunacak. Sonrada anlamını dahi bilmediği zikri defiyle halayıyla hoplayarak zıplayarak tererennüm edecek. ALLAH akıl fikir versin ne diyelim...

14- Uydurma tasavvufu aklayabilmek için hadis uydurmaya başlıyorlar;
"Bir hadis-i şerif meali şöyledir; (Allahü teâlânın, kalbime doldurduğu feyzlerin, nurların hepsini Ebu Bekr’in kalbine akıttım.) [Mektubat-ı Masumiyye]"

Hadis diye uydurulan bu sözün hiçbir sahih hadis kitabında kaynağı yok. Kim benim adıma hadis uydurursa cehennnemdeki yerine hazırlansın sahih hadisi, heralde müslümanlıkla alakanız olmadığı için sizleri pek ırgalamıyor galiba. Çünkü tasavvuf dinini ikame edebilmek için peygamber a.s. adına bile iftira etmekten imtina etmediğinize göre, burada müslümanca bir kaygı göremiyoruz sizlerden.

"Hazret-i Ebu Hüreyre de buyuruyor ki; (Resulullahtan iki türlü ilim öğrendim. Bunlardan birini sizlere bildirdim. İkincisini söylersem, beni öldürürsünüz.) [Buhari]"
Bu hadisin var olduğuna inansak bile burada tasavvuf kelimesi nerede geçmekteki, bunu mutlak tasavvufa yorumlayabilelim.

"İmam-ı a’zam hazretleri, ictihadda en yüksek dereceye ulaştığı halde, Cafer-i Sadık hazretlerine talebe oldu. Daha sonra, talebe olduğu iki seneyi kastederek, (Ömrümün son iki senesi olmasaydı, Numan helak olurdu) buyurdu."

Burada da tasavvufun t-si yok, üstelik bu söze göre İmam Azam r.a in son iki senesindeki görüşleri hariç, diger görüşlerini inkar ettiğini ortaya çıkar. Buda onun adına atfedilen hanefi mezhebinin temelinden yıkılması anlamına gelir, koyu hanefilik kışkırtıcılarına duyrulur ki çoğu derin yapıların tarikatleri ve tasavvufçularıdır.!!!

"Hazret-i Ömer vefat edince, oğlu Abdullah hazretleri, (İlmin onda dokuzu öldü) buyurdu. İşitenlerin buna şaşırdıklarını görünce de, (Fıkıh bilgilerini değil, Allah’ı tanımak ilmini söyledim) buyurdu. (Buhari)"
Bu sözünde tam metni bu olmasa gerek, ama bizim aradığımız tasavvuf kelimesi ise hiç mi hiç yok. Dolayısıyla yorumada gerek yok.

"Muhammed Masum Faruki hazretleri de buyuruyor ki; Tasavvuf marifetlerinin hepsi Resulullahtan gelmektedir. Bunların isimleri sonradan konulmuştur. Resulullahın Peygamber olduğu bildirilmeden önce, kalble zikretmekte olduğunu muteber kitaplar yazmaktadır. (2/59)"

Bu iftiranın muteber kitapları ve kaynakları neymiş yazmamış zatı atıcı. Peygamber a.s. adına O"nun ağzından yalanlar düzmekten imtina etmeyenlerin yeri cehennemdir.

15- Peygamber a.s. bırakın sıradan insanların mezarlarını, peygamberlerin bile mezarlarını tapınak, dua merkezi, mescid, tören, bayram yeri, dilek mekanı edinmenin ALLAH subhanehunun rahmetinden katbe kat uzak olunacak işler, yani laneta müstehak işler olarak anlatmakta, yahudi ve hristiyanların bunları yapmalarını kınamaktadır.
Bizimkilere bakıyoruz nerdeyse her köşe başına bir tapınak gibi türbeler inşa etmekte, halk bu türbelere giderek, oradaki ölü mevhum kişilikten mutlak yardım, şifa, bereket, feyz dilenmektedir. Artık ALLAH subhanehu haşa unutulmuş ey falan imdat et, ey falan yetiş denilerek, mezardaki kendine bile faydası olmayacak ölüden yardım dilenir, medet umar hale gelerek, yatırı, ölmüş beşeri ilahlaştırmıştır. Çabut bağlamak, mum yakmak, adak sunmak, mezarda yatmak, mezara karşı secde etmek, el sürmek, totemist putçuluğun tüm ibadet şekillerini görebilmekteyiz.

16- Mubarek gün ver geceler uydurulmakla, sanki diger günler ibadet için mübarek olmamakta, ibadetlerede aynı titizlikle devam edilmemek istenmektedir. ALLAH subhanehunun bizlere bahşettiği her gün mubarektir. İbadetlerimizi her gün aynı titizlik ve hassasiyetle yapmakla mükellefiz.

"Hadis-i şerifte, (Beni övmek ibadettir) buyuruluyor. Resulullahı övmek, bid’at değil ibadettir. Mevlid kandilinde, Peygamber efendimizin doğum zamanlarında görülen halleri, mucizeleri okumak, dinlemek çok sevabdır. Kendisi de anlatırdı. Eshab-ı kiram da bir yere toplanıp, okurlar ve birbirlerine anlatırlardı. (S. Ebediyye)"

S.ebdiyye denilen ebedi betbahtsızlıkta, peygamber a.s. ı övmek ibadet olarak iftira edilmiş. Öncelikle ibadet sadece mabuda ilaha yani ALLAH subhanehuya yapılır. İbadet edilen bir paygamber bile olsa burada şirk devreye girmiş olur. Üstelik bu yalan ve iftira sözü anlam bakımından bile yorumlamak gereksizken, acaba bu iftiracı zalimler hem ALLAH resulü adına bunu iftira ederken, hemde düpedüz ibadetleri beşerlere kılarak ALLAH subhanehuya ortak koşarken, nasıl müslüman olabiliyorlar, doğrusu merak ediyorum. İşte bir başka uydurma hadis daha;

"Resulullah pazartesi günü oruç tutardı. Sebebini sorduklarında, (Bugün dünyaya geldim. Şükür için oruç tutuyorum) buyurdu. (Hak Sözün Vesikaları)"

Ancak yalan ve uydurma sözün vesikaları olarak görülebilir bunlar.İşte bide yalan ve uydurmada sınır tanımayan tenvirul kuluplu culuplu uydurma kitaba bakalım;

"El-mukni, el-miyar ve Tenvir-ül-kulub kitaplarında Mevlid gecesinin Kadir gecesinden kıymetli olduğu bildiriliyor. (Ed-dürer-ül-mesun)"

Artık sonradan türetilen mevlit gecesini ispatlayabilmek için, Kur"anda kesin olarak en kutsal gece olan Kadir gecesini bile küçümser hale gelmişler. Yani haşa ALLAH ın dediği yalan bunların dediği doğru. Mevlit gecesini hararetle savunurlar ama, peygamber a.s adına yalan hadisler türetmekten sonucu cehennem olsa bile bu tehdidi ciddiye almazlar, peygamber a.s. ın sünnetini ve Kur"ani yaşayışını hiçbir zaman örnek alarak yaşamazlar. Sonradan türettikleri her batıla dalarlar, batılın üreticisi her sahtekar şey-hede ilah gibi taparlar.

17-
"Kabrimi ziyaret edene şefaatim vacip oldu.) [Beyheki, Dare Kutni, Taberani]
(Kabrimi ziyaret edene şefaatim helal oldu.) [Bezzar]
(Hac edip kabrimi ziyaret eden, beni diri iken ziyaret etmiş gibi olur.) [Taberani, Dare Kutni, İbni Cevzi]
(Hac edip de, beni ziyaret etmeyen, beni incitmiş olur.) [Dare Kutni, İ. Malik]
(Mazeretsiz beni ziyaret etmeyen bana cefa etmiş olur.) [İbni Neccar]
(Kabrimin yanında, benim için okunan salevatı işitirim. Uzak yerlerde okunanlar bana bildirilir.) [İbni Ebi Şeybe]"

Yukardaki hadislerin senet ve ravi sahihliği madem size düşer, onuda siz yazmalısınız.

18- Bu hadislerinde sahih olmadığı açıktır, üstelik ALLAH subhanehunun İznim olmaksızın katımda kim şefaat edebilir ayetinede açıkça muhaliftir.
"İki hadis-i şerif meali şöyledir;
(Sadece beni ziyaret için gelen, kıyamette şefaatimi hak etmiş olur.) [Müslim, Taberani]
(Vefatımdan sonra beni ziyaret eden, hayatımda ziyaret etmiş gibidir.) [Beyheki]

19- Bu hadise göre cehennemliklerin üzerine bol ağaç dikersek azaptan kurtulurlar mı diyeceğiz. Adamlar dini inkar etsin her türkü kötülüğü yapsın öldüklerinde kabirlerine bir agaç dik ohh kurtuldu olsun. Hem ALLAH aşkına kabirdekinin azaplık mı yoksa cennetlik mi olduğunu kim belirleyecek!!!_?

"Peygamber efendimiz, iki kabrin yanına gelince, bir hurma dalı getirilmesini emretti. Hurma dalını ikiye kırıp, yarısını bir kabre, yarısını da diğer kabrin üstüne koyup, (Bu dal yaş kaldığı sürece azapları hafifler) buyurdu. (İ. Mace)"

Peygamber a.s. hakkında onca hadis uydurmaktan sakınmayacaklar, ama peygamber a.s. in kabrini ziyaretle cennete giriverecekler, daha doğrusu bu yolla uydurdukları sahtekar şey-hlerin mezarlarını tapınak edinecekler, tapınacaklar, onları mutlak cennetlik görerek, kendileride onlara tapınarak cennete girecekler. Amaç mezar tapıcılığı, uydurulmuş sahtekar şey-h şirkini ikame etmek. Peygamber segisi bu amaca hizmet için zırh ve maske.

20- Kabir ziyaretlerinin varabileceği tapınakçı boyutu peygamber a.s. iyi bildiği için, önceleri kadın erkek herkese yasaklamıştır. Daha sonra bu yasağı kaldırmıştır. Demekki şiddetle mezar tapıcılığını savunanlar bu iş o kadarda izin verilebilecek eylem değilmiş. Günümüzde bazıları için bu işin mezardaki ölüye ve ruhuna tapınmaya kadar vardığını görüyorsak, yasağın neden bir dönem uygulandığı açıkça ortaya çıkmaktadır.

21- Artık ne uyduracağını şaşıran zavallı zatı atıcı, adamları top sakal bırakmakla itham etmiş. A zavallı dengesiz, adamlar bırak sakal kısatmayı jilet vurmayı bile haram görürler. Kaldiki senin top sakallı diye tarif ettiklerin, abd kuklası sultanlar ve krallardır. Bunlar bırak müslümanlığı bilmem ne sahillerinde yatlarla ecnebi kadınlarla şarap içenlerdir. Üstelik itikatlarını beğenmediğin adamların çoğunu hapseden veya katleden adamlar. Uydur bişeylerde, münasip bir yerinden uydur. ;)))

22- Bakın itirazı ne savunması ne zatı atıcının;
" Âdet dönemindeki kadını boşamak . Âdet dönemindeki boşanma geçerli olmaz. (Fetavel Mer’a, s.137, Riyad)
CEVAP
Hayzlıyken yapılan talak, haram olmakla beraber sahihtir. (Redd-ül-muhtar)"
Cevaba dikkat neymiş harammış, yani hayızlıyken yapılan talak haram olduğuna göre hangi geçerlilikten bahsediyor bu zatı atıcılar. Bu şuna benzemiş içkiliyken namaz kılmak haramdır ama kılınan namaz sahihtir. ;)))
Yani okadar zorlanmışlar ki küçük akıllarıyla reddiye üretecem diye komik duruma düşmüşler farkında değiller.

23- Zatı atıcı minare yapmakla ilgili bir şey zırvalamış, iyide be zavallı adam Mescidi Harameyn zaten minarelerle çevrili!!!

24- Ölülere Kur"an okumakla ilgili uydurmalara gelince.
"Kabristanda Kur’an okumak sünnettir. (Tahtavi)"
Tahtavi mi yoksa oduni mi ölülere Kur"an okumanın sünnet olduğunu idda emeiş, peki hangi hadise göre, bu konuda henüz hadis uydurmamışlar. Ama gelin uydurdukları ve bu uydurmalarla cehennemi takmadkları hadise bakalım;
"(Kabristana giren kimse, Yasin suresini okusa, o gün ölülerin azapları hafifler. Ölülerin sayısı kadar o kimseye sevap verilir.) [Etfal-ül müslimin]"
Neymiş efendim adam ömründe bir kez Kur"an okumamış, ama biri gelecek hemde siz ölülere Kur"anı işitriremezsiniz ayetinin geçtiği Yasini okuyacak, onlarında azapları hafifleyecek, hemde okuyana sevap geçecek. İyide kardeşim hadi okunan kişi azapta değilse ne olacak, veya okunan Kur"anı bir kere hayat gündemine almamışsa ne olacak, heleki siz ölülere işittiremezsini ayetini nereye koyacağız.
Üstelik bütün bunların yanına birde hadisin uydurma olduğunu ortaya koyarsak, uyduran ve uydurulanı nakleden ve inananın cehennemde olduklarını düşünürsek, hem din adına ALLAH resulunun ağzından yalan uyduracaklar hemde bunlarla kendilerini mi kurtaracaklar. Elbette amaç bu değil, amaç ALLAH subhanhuya ortak koştukları sahtekar şey-hlerinin mezarlarını bu uydurma hadislerle tapınak haline getirmektir, esas amaç ve maksat budur.

25- Muska totemini savunma palavralarına. Tirmizide gösterdikleri şu hadisin kaynağını bulamadım;
"Eshab-ı kiramdan Abdullah bin Ömer, (Gazap, ceza ve kullarının şerrinden, şeytanların vesveselerinden ve hazır bulunmalarından, Allah’ın âyetlerine sığınırım) yazar ve büluğa ermemiş çocuklarının boyunlarına asardı. (Tirmizi)"
Bizde muskayı yasaklayan hadislere bakalım;
"2055- Muğîre b. Şu’be (r.a.)’in babasından rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur; “Kim dağlanmak suretiyle tedavi olmaya çalışırsa ve muska taşıyarak tedavi olmak isterse Allah’a tevekkül etmekten uzaklaşmış demektir.” (Ebû Dâvûd, Tıp; 17; İbn Mâce; Tıp; 39)
2072- İsa (r.a.)’ın kardeşinden rivâyete göre, şöyle demiştir; “Humre=Alazlama hastalığına yakalanan Abdullah b. Ukeym, Ebû Ma’bed el Cühenî’nin yanına girdik ve şöyle dedik; Bu hastalığın geçmesi için muska boncuk vs. takmaz mısın? Şöyle cevap verdi. Ölüm, o takınacağım şeyden daha yakındır. Çünkü Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurur; “Kim bazı şeylerden korunmak için bir şey takınırsa o takındığı şeyin korumasına terk edilir.” (Ebû Dâvûd, Tıp; 17)

(2157)- İbnu Mes’ûd (radıyallâhu anh) anlatıyor; "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) on şeyi sevmezdi; Sarı yani halûk, yaşlılıkla ortaya çıkan akların rengini değiştirme, izârın (kibirle) yerde sürünmesi, altın yüzük takmak, teberrüc (kadınların zinetlerini yersiz olarak göstermesi), zar atmak, Muavvizeteyn’den başka bir şey okuyarak rukye yapmak, akdü’ttemâim (muska bağlamak), suyu (meniyi) mahallinden başka yere atmak, çocuğu ifsad etmek. Resûlullah, bunları) haram kılmaksızın mekruh sayardı." [Ebû Dâvud, 3, (4222); Nesâî, Zinet 17, (8, 141).]
Ayrıca arzu edenler temime yasağına bakabilir.
Hele şu uydurma fetvaya bir bakın;
"Âyet-i kerime ve dua yazılı muskayı muşamba, naylon gibi su geçirmez şeylere sarılı olarak cünübün bile taşıması ve helâya girmesi caizdir. (Halebî, Dürr-ül-muhtar)"
Adam buna göre haş Kur"anı anlamını düşünmeksizin hayatına uygulamaksızın naylonlasın, muşambalasın, üstünde taşısın hemde birde sakınmadan bunlala helay girsin, hayatına aksettirmediği Kur"anı adeta koruyucu madde gibi kalkan gibi kullansında, hurafe ve bidatlere dalsın. Zeten amaçlarıda Kur"anı muskalamak biryerlere asmak, anlamını hiç yaşamamak, yaşatmamaktır.

26- Tasavvuv ve tarikatçılar müteşabih ayetleri anlamından çarpıtarak tevil etmeyi maharet sayarlar. Oysa Kur"andaki müteşabih kelimelerin anlmını değiştirmek, Kur"an ın anlamı değiştirmekle eşdeğer bir küfürdür. Ayette kalplerinde bozukluk olanların müteşabih ayetleri tevile ve anlamını değiştirmeye meylettikleri tipler diye tarif ettiği kişiler tam da bunlardır. Ayet ALLAH arşa istiva etti diyecek bunlar yok istila etti diyecekler, bunlar peygamber a.s. Kur"anda geçen el-yed kelimesini değiştirmemişken, peygamber a.s. dan daha akıllı olduklarını iddia ederek , bunu kudretle değiştirecekler. Oysa el diye vasfedilen ALLAH a uzuv isnadı değil, bizzat elle yapılan üstünlük fiili sıfatına işaret vardır. Adamlar bu fiili üstünlük sıfatını savunuyorken tevilsiz ve teşbihsiz, bunlar adamları mücessime ilan ediyorlar. Oysa kendi sahtekar şey-yleri bizzat adi nefislerini açık açık ilah ilan ederken, sevdikleri kadınları ilah ilan ederken, hatta hoşlandıkları şarabı ve kadın işvesini bile tanrı tecellisi diye ilahlaştırırken, başkalarını ALLAH subhanehuyu beşere benzetmekle itham ediyorlar...

27- Tesbih kullanmak. Tesbih sonradan türetilen ve kullanılan bir maddedir. Peygamber a.s. ın risalet döneminde tesbih henüz yoktu. Ama bakın yine uydurmasyoncular çakıl taşlarıyla ilgili veya çekirdeklerle ilgili bahse konu hadise, tesbihide sokuşturuvermişler.
"Tesbihleri parmakla saymak ve tesbih kullanmak caizdir. Resulullah, bir kadının çekirdeklerle veya çakıl taşlarıyla tesbih çektiğini gördüğü halde yasaklamamıştır. (Ebu Davud, Tirmizi, Nesai, İbni Hibban, Hâkim"
Peygamber a.s. sadece sağ eliyle tesbihatta bulunmuştur. Yoksa tesbih o dönem var olan bir alette değildir. Peki olmayanı kullanmak mı daha evladır, yoksa peygamber a.s ın davranışını uygulamak mı?
İşte mevlit derler, ALLAH resulu kendi adına uydurulan hadislere karşı uyduruculara cehenneme gireceklerini ihtar eder ama, bunlar her gün yeni bir hadis uydurmaktan imtina etmezler. Peygamber a.s. elleriyle tesbihat yapmış dersiniz yok illa, anlamını dahi bilmedikleri tesbihatları, tesbih aletini insanları miskinleştirmek için ellerine tutuşturuverirler. Öyleya çeke dursun bilmem kaçyüzbintane tesbihide oyalansın müritler. Miskin miskin tesbih çeken adamdan, zalim düzenlere ne zarar gelebilir ki, amaçta bu miskinleri türetmek zaten. Otursun sofularımız miskin miskin anlamını dahi bilmedikleri yada anlamını birkez hayatlarına khakim kılmadıkları zikirleri, tesbihleri çeksinler, Tağutlar, kafirler müslüman beldelerde onca masum kadın ve çocuğun kanını döksün, bunlarda tekkelerinde sıcak postlarında milletin bağışını sadakasını zıkkımlansın. Ecnebiler ve zalim beşeri sistemler tarikatçıları çok severler çünkü onlardan asla kendilerine zarar gelmeyeceğini çok iyi bilirler.


6.ya ne ortak koşması ben sana La ilahe illahlah çek desem şimdi şirk mi koşuyorum bırak ALLAH Aşkına evet gecenin bir vaktinde geçer hemde Sahih kütüb i sitte den Müslim'in bir rivayeti şu şekildedir:

Şüphesiz ki Allah, mühlet verir. Gecenin ilk üçte biri [1] [966] gittiği va*kit en alt semaya inip: [2] [967]

Var mı bağışlanma dileyen! Var mı tevbe eyleyen! Var mı is*teyen! Var mı dua eden!1 buyurur. (Bu durum,) tan yeri aydınlamncaya kadar (böyle devam eder). [3] [968]

Yine Müslim'in başka bir rivayeti de şu şekildedir:

Gecenin yarısı yada üçte ikisi geçtiği zaman şanı pek yüce olan Al*lah, en alt semaya inip:

Var mı isteyen? (İstediği şey ona) verilecek! Dua eden var mı? Duası kabul edilecek! Bağışlanma isteyen var mı? Ona mağfiret olunacak! buyurur. (Bu durum,) sabah aydınlanıncaya kadar (böyle devam eder). [4] [969]

Yine Müslim'in diğer bir rivayeti ise şu şekildedir:

Bu hadisin bu şekildeki metnin)i, Buhârî ile Müslim rivayet etmiştir. Müslim'in bir rivayeti şu şekildedir:

Şüphesiz ki Allah, mühlet verir. Gecenin ilk üçte biri [5] [966] gittiği va*kit en alt semaya inip: [6] [967]

Var mı bağışlanma dileyen! Var mı tövbe eyleyen! Var mı is*teyen! Var mı dua eden!1 buyurur. (Bu durum,) tan yeri aydınlanıncaya kadar (böyle devam eder). [7] [968]

Yine Müslim'in başka bir rivayeti de şu şekildedir:

Gecenin yarısı yada üçte ikisi geçtiği zaman şanı pek yüce olan Al*lah, en alt semaya inip:

Var mı isteyen? (İstediği şey ona) verilecek! Dua eden var mı? Duası kabul edilecek! Bağışlanma isteyen var mı? Ona mağfiret olunacak! buyurur. (Bu durum,) sabah aydınlanıncaya kadar (böyle devam eder). [8] [969]

bilmiyorum siz bu kadar hadis i inkar ederek ne yapmayı planlıyonuz namaz kılmayı nerden öğrendiniz acaba
,işini gelen Hadis i kabul et gelmiyeni tevil eden birisin bravo işte adını kendin yap fetvanı kendil bul diyerek İslamın olmazsa olmazları değiştirmeye çalışan kişisin ne diyim Hadis i şerifleri kendi görüşlerine göre kısımlandırarak ve gelişigüzel bir şekilde 'zayıf' ve 'mevzu' diyee adlandırarak insanların Sünnet ve Hadislere karşı imanlarını sarsan kişisin aferin ALLAH ıslah etsin ne diyim tasavvuf bu senin anlattın değil



7.Lâ ilâhe illallah demek
Tasavvufta en çok, Lâ ilâhe illallah kelime-i tayyibesi söylenir. (Sözlerin, zikirlerin efdali, en faydalısı, lâ ilâhe illallah demektir) hadis-i şerifi güneş gibi her yerde ışık salmakta iken, bunu söylemek, sonradan meydana çıkmış denilebilir mi? Tasavvuf demek, sünnet-i seniyyeye yapışmak ve bid’atlerden sakınmak demektir.

O halde, tasavvuf zaman-ı saadette yok idi, sonradan meydana çıktı, diyen kimse, sünnet-i seniyyeyi yıkmak isteyen bir İslam düşmanı değilse; menfaat sağlamak, cahilleri aldatmak için şeyhlik perdesi altında İslam’a yakışmayan kötülükleri yapanları anlatmak istiyordur. Böyle tasavvufçular ne kadar çok kötülense yeridir. Bu kötü kimseler, Müslüman göründükleri için, Müslümanlık kötülenebilir mi? Talebesine kötülük yapan öğretmen var diye, öğretmenlik mesleğine kötü damgası basılabilir mi? Evet, bazı cahiller, ahlaksızlar [ve misyonerler] şeyh şekline girdi. Tasavvuf adı altında her kötülüğü yapanlar oldu. Fakat bunlara bakarak, Resulullahın sünnetine yapışan, her kötülükten sakınan Allah adamlarına dil uzatmak pek yanlıştır.

Tasavvuf ehli buyuruyor ki:
İyi olan da, kötü olan da, iyilik yapabilir. Kötülük yapmamak ise, ancak Allah adamlarının özelliğidir. Sıddıklar günah işlemez. (Mektubat-ı Masumiye 2/106)

Allahü teâlâya kavuşmak, Allahü teâlâya yaklaşmak, Allahü teâlâyı tanımak, Allahü teâlâyı sevmek, feyz almak, nurlanmak, ârif olmak, ilm-i bâtın sahibi olmak gibi şeyler, hep kalb ile olur. Bunlara akıl eremez, anlayamaz. Allahü teâlâ, her şeye kavuşmak için bir sebep yaratmıştır. Bir şeye kavuşabilmek için, o şeyin sebebine yapışmak lazımdır. Bildirdiğimiz şeylere kavuşmanın sebebi, kalbi masivadan temizlemektir. Mahlukların varlığını, sevgisini kalbden çıkarmaktır. Buna, (Fena-i kalbi) denir. Kalb, Allah’tan başka her şeyi tam unutursa, yukarıda bildirdiğimiz şeyler, kendiliğinden kalbe dolar. Kalb, görülmeyen, tutulmayan bir şeydir. Yani madde değildir. Yer kaplamaz. Yürek dediğimiz et parçası ile ilgisi vardır. Aklın, dimağ [Beyin] ile olan ilgisi gibidir. Bir şişeye hava sokmak için uğraşmak lazım değildir. Sıvıyı boşaltmak lazımdır. Şişedeki sıvı boşaltılınca, hava kendiliğinden girer. Kalb de böyledir. Mahlukların sevgisi, hatta düşünceleri kalbden çıkarılınca, Allah sevgisi, feyz, nur, marifet, kendiliğinden kalbe gelir. Kalbi mahluklardan temizlemeye sebep de, Ehl-i sünnet itikadı, haramlardan sakınmak, farzları ve nafile ibadetleri yapmaktır. Nafile ibadetlerden, tesiri en çok ve süratli olanı, zikir yapmak ve Allahü teâlânın Velilerinden biri ile beraber bulunmaktır.

Feyz almak için, bu feyze kavuşmuş olan salih bir kimseyi bulmak, onu sevmek, onun yanında yetişmek lazımdır. Vehhabi Feth-ül mecid kitabı da, bunun lazım olduğunu bildiriyor. 335. sayfasında, (Allahü teâlâyı sevmeye kavuşturan on sebepten dokuzuncusu, Allah’ın sadık olan sevenlerinin yanında bulunmaktır. Onların sözlerini dinleyip faydalanmaktır. Onların yanında az konuşmaktır) diyor. Böyle salih kullara Mürşid-i kâmil veya Rehber denir.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Her şeyin bir kaynağı vardır. Takvanın kaynağı, âriflerin kalbleridir.) [Taberani]

(Salihleri anmak, günahları temizler.) [Deylemi]

(Âlimin yanında bulunmak ibadettir.) [Deylemi]

(Âlimin yüzüne bakmak ibadettir.) [Deylemi]

(Zikir, sadakadan daha faydalıdır.) [ibni Hibban, Beyheki]

(Zikir, nafile oruçtan daha hayırlıdır.) [Deylemi, Beyheki]

(Her hastalığın şifası vardır. Kalbin şifası, Allahü teâlâyı zikretmektir.) [Deylemi, Beyheki, Münavi]

(Derecesi en yüksek olanlar, Allahü teâlâyı zikredenlerdir.) [Beyheki]

(Allahü teâlâyı çok zikredeni, Allahü teâlâ sever.) [Beyheki]

bak benim PEYGAMBERİMİZ (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) bunu diyor senin vehhabinin ne diyor hangisine inanıcaksın karar ver

Zikir etmeye demi günah diyosun asavvuf yolunda ilerlemek, Allahü teâlânın ismini çok zikretmekle olur. Bu zikir de, İslam dininin emrettiği bir ibadettir. Zikretmek, âyet-i kerimelerde ve hadis-i şeriflerde övülmüş ve emredilmiştir. Tasavvuf yolunda ilerleyebilmek için, İslam dininin yasakladığı şeylerden sakınmak şarttır. Farzları yapmak, insanı bu yolda ilerletir. Tasavvuf yolunu bilen ve yolculara önderlik edebilen bir Rehber [Mürşid] aramak da, İslam dininin emrettiği bir şeydir. Maide suresinin 35. âyetinde, (Ona kavuşmak için vesile arayınız) buyuruldu. (Vesile, insan-ı kâmil demektir). Allahü teâlânın rızasına kavuşmak için, İslam dininin sureti de, hakikati de lazımdır. Çünkü, evliyalık üstünlüklerinin hepsi, İslam dininin suretine uymakla ele geçer. Peygamberlik üstünlükleri de, İslam dininin hakikatinin meyveleridir. Her üstünlükte Allahü teâlânın emirlerine ve yasaklarına uymak lazımdır.

Evliyalığa kavuşturan yol tasavvuftur. Tasavvuf yolunda ilerleyebilmek için, Allah’tan başka her şeyin sevgisini kalbden çıkarmak lazımdır. Allahü teâlânın ihsanı ile, kalb hiçbir şeyi görmez olursa, (Fena) denilen şey hasıl olur. (Seyr-i ilallah) tamam olur. Bundan sonra, (Seyr-i fillah) denilen yolculuk başlar. Böylece, (Beka) denilen şey hasıl olur ki, aranılan da budur. İslam dininin hakikati buradadır. Buna kavuşan zata (Veli) denir ki, Allahü teâlânın razı olduğu, sevdiği kimse demektir. Burada (Nefs-i emmare) mutmainne olur. Nefs, küfürden kurtulup, Allahü teâlânın kaza ve kaderinden razı olur. Allahü teâlâ da, ondan razı olur. Kendini anlar. Büyüklük, kendini beğenmek hastalığından kurtulur.
(2/50)

8.Kâfirlerin sonsuz Cehennemde kalacağını bildiren birçok âyet vardır. Birinin meali:
(Kâfirlerin malları ve çocukları kendilerini Allah’ın azabından asla kurtaramaz. Onlar Cehennemliktir ve orada ebedî olarak kalırlar.) [Âl-i İmran 116]

Bu âyet-i kerime, müteşabih olmayıp, muhkem, açık olduğu için tevil edilemez. Bu bakımdan, İbni Teymiyye bu âyet-i kerimeye göre küfre düşmüştür. Aynı sözü söyleyen İbni Arabî hazretleri, mazurdur, çünkü bu sözü söylediği zaman, sekr hâlinde idi. Yani tasavvuf sarhoşluğu içindeydi, sözünün farkında değildi. Allahü teâlânın rahmet deryasına dalmış, her tarafı rahmet görüyordu. Onun için, (Bu rahmet deryasında, kâfirler de ebedi kalmaz) dedi. Günahkâr müminler Cehennemden çıkınca, onlara ait Cehennemin yeşil çayır çimenlerle kaplı olduğunu gördüğü zaman, yedi Cehennemin hepsi böyle olacak sanmış, tasavvuf sarhoşluğu içinde yanılmıştır. Kasten söylememiştir. Yoksa aklı başında olan kimse, âyet-i kerimeye aykırı olarak böyle küfür söz söylemez. İbni Teymiyye ise, şuurlu bir şekilde bu sözü söyleyerek küfre girmiştir. İkisi arasında fark çoktur. Birinde tasavvuf [evliya] sarhoşluğu var, ötekinde Vehhabi sarhoşluğu var.Rumi yeni küfür dini ve şeriatı ne tam açsana iftiranı bilelim

9.sen inkar etmiyosun ölemi Hz. Adem (A.s.) ın Peygamberliğini

10.hep aynı cevaplar kim kimin ilahi sıfatlara ortak etmiş rumi ne zaman demiş gökten indi die yazık yazık iftira atarak bu ralara geldiniz yeter

11.hayır siz Eşarileri tekfir ediyorsunuz iyi oku

12.PEYGAMBERİMİZ (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) ' I aracı olarak Dua eden bir kör iyileşmiştir Osman bin Huneyf anlatıyor:
"Peygamber Efendimizin yanına bir âmâ (kör) geldi ve gözlerinin açılması için kendisinden dua istedi. Efendimiz, ona şunları söyledi:
— Git abdest al, sonra iki rekat namaz kıl ve şöyle dua et: "Ya Rabbî. Rahmet Peygamberi olan Hazreti Muhammedi şefaatçi ederek sana yöneliyor ve senden istiyorum. Ya Resulallah!. Seni şefaatçi ederek Rabbime yöneliyorum ki, gözlerimi yeniden açsın. Allahım! O'nun benim hakkımdaki şefaatini kabul eyle!"
O kör adam gitti, denilenleri yaptı, gözlerinin açıldığına ve gördüğüne şahit olduk."

13.ya hep aynı şeyleri söylüyosun ne sahte şeyleri şeyhler onu diyip bana tapın mı diyoru yazık sana iftira atısoun yazık

14. "Bir hadis-i şerif meali şöyledir; (Allahü teâlânın, kalbime doldurduğu feyzlerin, nurların hepsini Ebu Bekr’in kalbine akıttım.) [Mektubat-ı Masumiyye]" EFENDİMİZ (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM)' Dan Hz.Ebu Bekir e Sevr mağrasında aktarılmıştır nakşililk burdan başlar burda işte tasavvuf

"İmam-ı a’zam hazretleri, ictihadda en yüksek dereceye ulaştığı halde, Cafer-i Sadık hazretlerine talebe oldu. Daha sonra, talebe olduğu iki seneyi kastederek, (Ömrümün son iki senesi olmasaydı, Numan helak olurdu) buyurdu. burda da son 2 senesinde Rabıta aldığı için İmam ı Azam söylüyor

15.çaput bağlamğı kimkabul ediyor zaten ne alaka Osman bin Huneyf anlatıyor:
"Peygamber Efendimizin yanına bir âmâ (kör) geldi ve gözlerinin açılması için kendisinden dua istedi. Efendimiz, ona şunları söyledi:
— Git abdest al, sonra iki rekat namaz kıl ve şöyle dua et: "Ya Rabbî. Rahmet Peygamberi olan Hazreti Muhammedi şefaatçi ederek sana yöneliyor ve senden istiyorum. Ya Resulallah!. Seni şefaatçi ederek Rabbime yöneliyorum ki, gözlerimi yeniden açsın. Allahım! O'nun benim hakkımdaki şefaatini kabul eyle!"
O kör adam gitti, denilenleri yaptı, gözlerinin açıldığına ve gördüğüne şahit olduk." vesile ayrı putlaşma ayrı onun hatrına ayrı put ayrı


dahada yazmıcam bak yazdıklarında hiç bişe yok hep Rumi ye sahte şeyh die adlandırdığın insanlara laf atmışssın başka bişe yaptın yok
ne Hadis ne ayet işine gelen Hadis i al gelmiyen Sahih değil de ne güzel yazık bak vehhabilik ne
abdul vehhab dan beri bir akım çıka gelmiş ALLAH hak ettiği şekilde muamele etsin..bir yol tutturdu bu yolun başında ingilizler, lawrence denilen ajan, arap yarımadasında ceziyetül arapta bölünme Osmanlı hakimeyitinin kaybolması halifeliğin dağılması araplarında parçalanması bu duruma dönüştürülmesi bu abdul vehhab denen kişi malesef bunlara aldandı kendi kardeşi asla buna tabi olmadı kardeşi büyük alim idi kardeşinin buna reddiyesi var.bazı alimler baştan işi anlıyamadılar İslam adına konuşuyor zannetiler tabi oldular sonra o Alimlerinde bir çoğu işin içi ortaya çıkınca bundan beri oldunun bunun da sapıttını ve sapttırdını açıkladırlar..bu 200 senelik olaydır tsunaminin dalgası bize kadar vurmaya başladı tabi kendileri de aklı başında olanlar yaptıkları yanlışı anladılar ingilizlerle beraber olmalarının sonucunu kendileri gördüler.onlara hürriyet vadedildi istiklal vadedildi müstakil devletler vadedildi fakat hepsini toplasan hiç birinin müstakil olmadığı ortaya çıktı kandırıldılar..Osmanlıyı arkadan vurdular ingilizlerle beraber oldular bunlar tarihi gerçeklerdir..tabi büyük yanlışlara girdiler ondan sonra iş çığrından çıktı adamlar Sahabe i Kiram ın Türbelerini yıktılar bir RESULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) 'IN Yeşil Kubbesi kaldı onuda yıkmak istediler ama ALLAHÜ TEALA izin vermedi..Hatice Anamızın Fatma Anamızın Kubbesini yıktılar her yeri dümdüz ettiler sonra bir çok Alimi kestiler..'bütün millet şirktedir bütün millet dinsizdir bir müslüman biziz' böle uçuk kaçık iddialar safsatalar ki işte RESULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM)'In Sakalı Şerefini ziyaret eden kafir olur şirktir RESULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) 'ın Kabrinde onun Yüzü Suyu Hürmetine Şefaat isteyen kafir olur şirktir vb görüşler .şimdide aynı kafadalar yok efendim Şefaat Ya RESULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) diyomuş kafir oluyomuş bunların malıda helal namusuda helal kanıda helal daldılar taifi perişan ettiler taif te binlerce insanı öldürdüler mallarını yağmaladılar Müslümanların.bunların 200 sene evvel olan olaylarda bunların büyük bir tarihi vardır..Ehli Sünnet Alimi Şeyhleri Velileri Mekke de Medine de taif te kılıçtan geçirdiler bunların yaptığı katliamlar ölümler yüzbinlerle ifade ediliyor bu riyad dan gelen vehhabi akımının.RESULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM)bU hadiste Buhari ve Müslim, Abdullah B.Ömer (r.a)’dan rivayet etmişlerdir
“RESULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) buyurdu ki: ALLAH ’ım şam’ımı mubarek et. Yemen’imizi mubarek kıl” dedilerki, YA RESULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) necd’e de dua edermisin? .Dua etmem buyurdular çünkü : zilzal orada, fitneler orada! Şeytan boynuzu oradan doğar.” Buyurdular kainatın efendisi ( sallalahu aleyhi vessellem) (necd şuanki riyad tır yani vehhabiliğin çıktığı yer) Şuana kadar ki en büyük fitne Vahhabiler olmuştur. bu Hadis i şerfi meşhurdur tabi onlar bu hadisi pek söylemezler..onlara sorarsan en iyi müslüman onlar en iyi Ehli sünnet onlar hutbeleri okurlar teravileri hatimle kılarlar RESULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) bunu da haber verdi Buhari Hadisinde ‘Ahir zamanda yaşları küçük, akılları zayıf bir grup insanlar / birtakım gençler ortaya çıkacak. Yaratıkların en hayırlısının (a.s.m) sözünden söylerler (“Hüküm vermek ancak ALLAH’a aittir”, “Siz Kur’an’ın hakemliğine davet ediyoruz” demeleri ve Kur’an okurlar, ama okun yaydan çıkıp fırladığı gibi dinden çıkarlar. İmanları gırtlaklarından öteye geçmez. " (Buharî, Menakıb, 25; Benzer rivayet Ebu Davud, Sünnet, 31). kan dökmek bunlar çok serbessitr tabi kendilerine döndü suud hukumeti hutbeler okutmaya başlandı böel günahtır vs. ama onca alimi katlettiler 200 senelik ingiliz lerden gelen bir şeydir işte oralar bir hakimeyt koruldu hukumet suud a verildi diyanet abdülvehhaba verildi diyanet onlardadır burda üniversiteler hep vehhabilerin elindedir dinilimler. burdaki ehli Sünnet alimler attılar Hz.Sabuni dünya çapında marka bir alimdir kafir dediler attılar maturidiler de kafir oluyo bunlara göre eşariler de ..bunlara göre ALLAH gökte oturuyor arşın üzerinde oturmuş yanında da yer ayırmış ALLAH bizim gibi iner çıkar diyolar haşa böle bir görüşleri var kabeyi öptün kafir oldun..böle ALLAH Ü TEALA ya gezinme oturma itham eden bizim gibi insanlar gibi yani… haşa bölel sapık görüşleri var..tabi bunlar da para gücü fazla olduğu nasılki şia mezhebi azarbeycana kadar şia mezhebini yaymak için Sahabe düşmanlığını yaymak için böle camiler yaptırıyolar imamlar atıyolar hutbe okuyolar mezheplere hadisler tasavvufa karşı Ehli Sünnet in önemli meselelerine karşı aleyhte saptırıyolar cahil milletinde bişe den haberi yok çıkıyor ALLAH gökte oturuyor diyor haşa.bu adamların yetiştirdiği insanlar şuanda türkiyede de var etkilenmeyen varmı azınlıkta Mekke de okumuş Medinede okumuş deyince itibarı oluyor Mekke de okumuş ama kimde okumuş mısır da da bu reformist akım çok güçlü ozaman Osmanlı zamanında Osmanlının Şeyhülislamları M.sabri Efendi zahidül kevseri onlarda mısıra gidince bununla karşılaşmışlar ortalık karman çorman birşey selefi bir akım ve işlerine göre hadsileri inkar eden işlerine geleni kabul eden işlerine gelin tevil eden bir akım işte afganiler abduhlar reşid rızalar vs. bu ekol de milleti reforma işte adını kendin yap fetvanı kendin bul zamana göre hareket şeklinde İslamın olmazsa olmazlarını değiştirme çabasında olan bunların çoğu tabi mason locasına kayıtlı abduh mason locasına kayıtlı mesela Ehli Sünnet alimleri bu insanlara reddiyeler yazmış İlmen çökertmiş çürütmüş ama masonlarla irtibatı olanların ingilizlerden kafirlerden destek görenlerin propagandası yayınını gücü fazla oluyor her zaman HAK ın sesi kısık oluyor batılın sesi borozan gibi çıkıyor..ingiliz neyi ister 'millet mezheplerden ayrılsın, millet Tasavvuftan soğusun millet Alim tanımasın Veli tanımasın herkes müctehid olsun herkes ben bilirim desin Meali açsın Manayı çıkartsın ozaman Dini bozmak kolay olur'belli mercilere dayanana İslami gücü değiştirmek kolay olmaz! araya vesile koymayın diyor vahhabiler Veliyi aradan çıkar Mürşiti aradan çıkar Peygamberi aradan çıkar direkt ALLAH 'a itibarı kurun diyor..ALLAH PEYGAMBER (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) Gönderdi ozaman (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) ne luzum vardı Kabenin damına KURAN ı indiriridi hepiniz arapsınız alın okuyun derdi ozaman ...Ebu bekir sıddık (R.a.)araptı kureyşliydi fasihti hicaz dilini konuşuyor Hz. Ömer Arapça da ne kadar zirve idi Hz.Ali (R.A.) bu Zatların hepsi Şair idi arapça şiir söliyecek derecesi arap edebiyatına vakıf idi ama KURAN geldiği zaman oradaki Manaları kime soruyolar (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) ' a soruyolar biz böle anladık demiyolar dı (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) soruyolardı çünkü KURAN (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM)' IN hadisleri olmadan anlaşılacak bir KİTAP değildir öyle olsaydı PEYGAMBER (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM)'A ihtiyaç yoktu.. bakın ayette (Ey Muhammed!) Biz Kur'an'ı sana sıkıntı çekesin diye değil, ancak (ALLAH 'ın azabından) korkacaklara bir öğüt (bir uyarı) olsun diye indirdik. (taha 2.3.) şimdi diyoruz ki altın yüzük takmak erkeğe haram KURAN da varmıdır hayır hadiste varmıdır evet adam diyorki PEYGAMBER (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) sade KURANDAN geleni okur bunu deyyince hadisler devre dışı!! ne buyuruyor PEYGAMBERİMİZ(ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) Âişe radıyallah anhâ’dan rivayet edildiğinde
“Benim içinde bulunduğum asrın insanları (ashâbım)dır. Sonra ikinci, sonra üçüncü asrın insanlarıdır” buyurdu.yani Asrı Sadete bakarsan bu 200 sene oluyor mezheplerinde kurulduğu tasavvufun da kurulduğu hadislerinde kaynlaştığı devre bu 300 senedir...ilim rivayetle gelendir kafadan atılan ilim olmaz sen bir ayete bir mana veriyorsun sen bu manayı buna göre vermezsin yok ben arapçayı çok iyi bliyorum yok şu kelimenin karşılığı budur diyemezssin önce orda İbni abbas İbni Abbas ın talebesi İmamı mücahid ne demiştir İkrime ne demiştir İbni Abbas ın verdiği manaya rağmen ben lugatta böle buldum diyerek bir mana veeemezsin çünkü İbni Abbas kimden işitti PEYGAMBER (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) 'dan işitti.öbür türlü ne olur 'egumüssaleh ' ikame edin nei namazı ama bazı meallerde dua die geçiyor bakın lugata göre yapıyolar tamam arap lugatında dua var ama nasıl yapılcağı vardır abdesti vardır güslü vardır Fatiha okunur vs. bu kadar şeyi var bir namaz ı bir ayette nasıl anlaşılabilir Ayette 'haccı tamamlayın' diyor ama bana bakarak yapın diyor PEYGAMBER (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM)..nese bu konu hakkına da çok şeyler var bu vehhabilik akımın yüzünden hadislere iman zayıfladı hadislerin hepsine inanılmaz hepsi sahih değildir bizde biliyoruz hepsi sahih değil..sahih ne demek tir sahih 'doğru' demektir sen ne diyosun hepsi sahih değildir yani doğru değildir demiş oluyosun peki ozaman hangisi doğrudur hangisi yanlıştır olduna geldin mesela buhari de bir hadis sahih tirmizide değildir diyosun bir kere hadis sahih olması için şartlar vardır alimler şartlar koymuş bir kere hadis yanlış diyemezssin hadis ne demek RESULLULLAH (ALEYHİSSALTÜ VESSELAM) Yalan mı sölemiş oluyor diyosun haşa bu söz doğru değildir diceksin..hadis kitapları sadece Buhari midir Müslim mi dir Kutüp i sitte var Buhari Muslim den sonra ne ekleniyor Tirmizisi Ebu davud İbni mace si nesai si kutap tisa var 9 kitap Ahmed ibni hanbel müsneti in imamı malikin muhaddahı darini sonra tabakalar vardır nedir saymakla bitmez hatip var Ebu nuaym Abdurrezzk var saymakla bitmez İmam ı şafi kitabül ümmü yüzlerce binler ce buhari gibi kaynak vardır buharirini ne kadar kitabı vardır tarihi ikebir i var tefsiri kebir i var vs. 8000 bin hadisi 200.000 bin hadisten seçtim diyor buharinini kendisi 1.000.000 hadis biliyor zaten sen şimdi diyorsun ki sade buharidir müslimdir dini indirdir mukarrerleri çıkarırsan 2000 3000 hadise PEYGAMBER (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) Kendi bu yuruyor
Bana kuran ve onunla birlikte misli sünnet verildi. Karnı tok ve yastığına yaslanan birisinin;''Bize gerekli olan kuran'dır. Onda neyi haram bulduysanız onu haram edininiz. Neyide helal bulduysanız helal edininiz'' demesi yakındır.
dikkat edin!!
Resulullah'ın (sav) haram kılması, ALLAH'ın haram kılması gibidir.

Ebu Davud Es-sunen 4604 numaralı hadis.. bu kadar hadis kütüb ü sitte kütüb i sitte hepsinin toplasanız 100. 000 i bulmaz hadi değişik rivayetleri katarsak 150.000 olsun PEYGAMBER (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) In sölediği her söz hadistir nerde milyon hadisler o ona duymuş ona sölemiş duyan duyana demiş..siz ne arıyorsunuz tevatur arıyor.ben mütevatür hadis e inanırım başkasına inanmam mütavatir ne demektir cemaat duyucak başka cemaat duyacak onlardan başka cemaate bu kaç tane hadis hakkında geçerlidir 30 -40 ı geçmez be indirdi..RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) böle bir tevatürü şark koşmuşmudur benden kalabalık bir cemaat duyucak onlardan da başkası duyucak demişmidir bırakın kendinize gelin ya!RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) Aişe Anamızla odasında tak başına kalıyordu orada RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) şeriatta ayıp yoktur cinsel ilişkiye kadar İslamın helalin haramını göstermiştir sünneti vacibi göstermiş Aişe Anamızdan bunca hadis gelmiştir nasıl Aişe anamıza dediğini 100 kişi cemaat duyacaktı böle saçma bir zihniyet olurmu ya..Ümmü Seleme validemizle bir şey konuşmuştur evinde heleki aile meselleri analarmızdan geliyor rivayet bir çok evlenme sebebinden biride budur İslamı ulaştırmaktır bir çok anamızdan rivayet geliyor..sırf İslami yaymak için evlenmiştir..sen nasıl dersin cemaat diyecek indireceksin 40 hadise işi ..lafsan mütevatir vardır manen mütevatir vardır manen mütavatir aynı lafısı kalabalık cemaat duymamıştır ama o manada öbür sahabade duymuş o manada hadisi öbür sahabe de duymuş bu sefer mana olarak rivayet aynı noktaya varırsa burda tevatür vardır kalabalık cemmatler duymuş demektir çünkü aynı lafızla birleşmiyor ama mana aynı yere veriyor buna manen mütevatir denir mesela sakalla ilgili rivayetler 'müşriklere benzemeyin sakalı uzaltın bıyıkları kısaltın' (buhari) bu lafsen mütavatir değilse de manen mütevatirdir çünkü çok kanaldan geldiği için Sahabe'den mana olarak ta aynı yere geldiği için birinde de RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) 'mecusilerde benzemeyin' diyor. ma nereye geliyor sakalı uzatın a geliyor ee mana sakalı uzatın manası aynı olunca birinide RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) 'yahudilere demiş mecusilere demiş' bunun manası aynı yere vurmuyor mu işte bu na manen mütavatir denir..işte böle hadislere inkara başlamıştır bakın size bir çizelge gösteriyorum bu vehhabliğin sapıklığı hakkında bakın mesela 'Sarıkla kılınan bir Namaz sarıksız kılınandan 70 rekattan daha faziletlidir' bu hadisin kaynağı deylemidir bak adam dio ki bu deylemi sölüyosa ben inanmam öle deyle mi falan bu kütüb ü tisa ada yok diyor 9 kaynakta yok o zaman 9 kaynaktan başka bir konu söylüyoruz mesela RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) Ahmet ibni hanbel Ravilerindendir bir mesele RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) Ruyaları tabir ettirirdir sabahtan sorardı ruya göreniniz varmı birisi kalktı gördüm ben anlat dedi oda siz yattınız ben sizin alnızıa secde ettim RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) ne buyurdu ruyada gördün gibi yap o adam ne yaptı geldi RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) ın arkasından alnına secde etti bu nerde var kardeşim ahmed ibni hanbel in müsterinde var 7-8 yoldan da geliyor burda adam kafir mi oldu haşa RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) alnına secde etti ? o zaman sana sorarlar ayının postunun tabaklarsan seccade olurmu domuzun postundan başka her türlü hayvanın seccdasini tabaklıyosunda ayının postunda ALLAH' Secde ediyorsun bişe olmuyorda RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) Alnından daha temiz Seccade mi var ?şimdi sapıklığın luzümü yok şimdi adam bu sefer diyo ki 9 kitap yok demiştiya şimdide de diyor kütüb i sitte de yok diyor 6 kitap ta yok 6 ya indik peki 6 kitaptan bir hadis bulalım..mesela RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) buyuruyor ki :' dünya kopmadan bir gün bile kalsa ALLAH benim Ehli beytim den adı benim adımda babasının adı babamın adında Mehdi hz. gönderecek dünyayı adaletle dolduracak ''(Ebu Davud ve İbni Mace) 9 un dışındakini kabul etmedi 9 dan söledik onu kabul etmedi 6 dan söledik bu sefer dio ki sahilerinde yok Buhari Müslimde yok peki bakalım ben sana başka bir hadis getiriym dedim Buhari Müslim de var '(Allah’a yemin ederim ki, Meryem’in oğlu İsa, âdil bir hakem olarak aranıza inecek, haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizyeyi kaldıracak, İslam’dan başka şeyi kabul etmeyecektir. Mal o kadar çok olacak ki, kimse dönüp de bakmayacaktır.' İsa As ve Hz. Mehdi i le ilgili tam 400 hadis vardır ulema manen mütavatirdir 400 tane 400 ü aşkın rivayet var muhtelif kaynaklarda bunu toplamı neyi gösteriyor manen mütevatir oldunu.. işte bu reşit rıza abduh tarafı napıyor Hadisleri olduğu gibi kabul etmiyor tevil ediyor onlar ne diyor inecek ama cesediyle inmicek onun temsil ettiği ruh sevgi muhabbet hakim olacak diyor bu abduh tayfası ' onun temsil ettiği ruhu RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) inecek die anlatırmı ya ondan sonra RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) domuzları öldürcek diyor o ruh gelip nasıl ölüdürcek ya .RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) haçları kıracak diyor o ruh nasıl kıracak ya RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) cizyeyi kaldıracak diyor bu ne demektir 40 sene yönetimi idareyi dünyada ele alacak demektir böle bişe olurmu ya ruhaniyeti gelecek bu sapıklıktır ...tevildir bu tevil demek bu hadisin aslı yok demektir..mesela RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) buyuruyorki 'meryem in oğlu inecektir' sende diyosun ruhu inecektir RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) buyurduğu ineceği bozdun RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) başındaki takkeye kadar beyan ediyo lut kapısında deccalı öldüreceğini beyan ediyor evleneceği kişi ye kadar beyan ediyor..nese şimdi buhari Müslimden hadis gösterdik ne dedi biliyomusn KURAN da yokki dedi al Ayet Peygamber size ne verdiyse onu alın, neyi de size yasak ettiyse ondan vazgeçin. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah'ın azabı çetindir.Haşr Suresi 7.ayet sana altın yüzük haramdır ipek haramdır dediyse hadiste demiş Bana itaat, Allahü teâlâya itaattir. Bana isyan, Allahü teâlâya isyandır. Başındaki emire itaat, bana itaattir, ona isyan ise, bana isyandır.) [Buhari] (Ey iman edenler! ALLAH ’a, Resulüne ve sizden olan emirlere itaat ediniz.) [Nisa 59] ALLAH VE RASULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) birbirine itaati birbirinden ayırırsın sen nasıl hadis i ayetten ayırısıyosn sen nasıl ona inanırım ona inanmam diyosun sen nasıl SÜNNETİ KURAN DAN ayırıyosun o zaman neye benziyosun biliyomusunuz 150, 151. Şüphesiz, ALLAH'ı ve peygamberlerini inkar edenler, Allah'a inanıp peygamberlerine inanmayarak ayrım yapmak isteyenler, "(Peygamberlerin) kimine inanırız, kimini inkar ederiz" diyenler ve böylece bu ikisinin (imanla küfrün) arasında bir yol tutmak isteyenler var ya;işte onlar gerçekten kafirlerdir. Biz de kafirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır nisa suresi 150 151 . Ayet ve buna Peygamber efendimiz, (Bir zaman sonra, benim yoluma, sünnetime uymayan, görünüşleri insan, kalbleri şeytan gibi emirler gelecektir) buyurunca (Ya Resulallah bu zamana yetişirsem ne yapayım?) diye sual ettim. (Müslümanların cemaatine ve imamına uy! Sırtına vurup malını alsa da, emirin sözünü dinle ve ona itaat et) buyurdu. “Müslümanların cemaati ve imamı yoksa, ne yapayım?” dedim. (Ölünceye kadar hepsinden uzak kal) buyurdu. (Buhari) sen nasıl ona inanırsın ona inanmazsın ya senin böle bir lüksün varmı bu kadar Hadis kaynaklarını adam yok sayıyor ya beni bağlamaz diyor. beni KURAN bağlar..beni KURAN'DA bağlar abi SÜNNET te bağlar İcmai ümmet de bağlar kıyas ı fukuha da bağlar edillei şeriyye 4 tür Şeriatın 4 tane delili var sen bunu 1 e indiremezsin zaten KURAN' A indirdiğin anda bütün Dini ortadan kaldırırsın çünkü KURAN da Namazın reakatınıda bulamazsın Haccın farzınıda bulamazsın zekatın 40 ta 1 olduna bulamazsın helalin haramın bir çoğunun KURAN da bulamazsın ortada cirit atarsın bir dua yaparsın yatar uyursun adam Meal yapar lugata bakar namaz yerine dua yapar ole kalırsın...sen ne die bu hadis uydurma vs. dersin İhyau ulumiddin den geçiyorsa Abdulkadir Geylani Hz. kıtaplarından geçiyorsa o Evliyalardan senden daha mı az korkuyorda RESULLULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) ' Dan korkuyor haşa ..sen nesin kimsin onlar bire bir RESULULLAH (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM)' A bu Hadis Sahih midir die soran İnsanlar sen ne biçim konuşuyorsun ALLAH dostlarıyla haddini aşma bilmediğin konuları karıştırma bu yazdıklarımın biraz arap tarihi okuyan bilir kaynak sizin değil objektif kaynakları okuyun öğreninin ok [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Cahillerle girdiğim her tartışmayı kaybettim diyor İmam ı Azam Ebu Hanife hadi ALLAH Sizi ıslah etsin başka bişe demiyorum öldükten sonra anlarsınız kim doğru kim yanlış
Alıntı ile Cevapla
Alt 28 Kasım 2011, 13:30   Mesaj No:23
Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:54
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: vehhabilerin bozuk yönleri

semihhhhhhh bey siz öncelikle tağutu asıl red edilmesi gerektiğini anlayarak öğrenin ondan sona sizinle şeyh mürit ilişkini konuşuruz inşAllah........

Konuyu yukarıya astım.....
__________________
Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli.
Alıntı ile Cevapla
Alt 28 Kasım 2011, 17:34   Mesaj No:24
Avatar Otomotik
Durumu:mdm1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 14647
Üyelik T.: 19 Kasım 2011
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 56
Konular: 4
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: vehhabilerin bozuk yönleri

Semihhh bey kardeşim,

Yazımda zikir çekmek şirktir demedim. Dedim ki; örneğin Lailaheillalah ın anlamını bilen biri, diğer yazılarımda örneğini verdiğim tasavvuf inancındaki şahıs gibi, sahtekar bir şey-he rabıta yoğasıyla zihinsel olarak tapınmayı, ALLAH subhanehuyu anmaktan daha önemli yeni bir ibadet türü olarak görmez dedim. Şirkin "yok artık" denilecek türü budur dedim. Adamcağız ALLAH subhanehuyu bile anmaktan alıkonularak yerine sahtekar şey-he hayali tapınmaya yönlendiriliyorsa açık açık, burda hangi ALLAHtan başka ilah yok zikrini doğrulayacak anlam vardır. Bilakis ALLAH a ortak koşulan ve haşa ALLAH subhanehunun bile ikinci plana itildiği şirkin depara kalkmış modeli var karşımızda. Bu müşrik tipoloji otururda dur önce sahtekar şey-himi hayal edeyim, sonra lailahe illallah derim derse, bu düşünceyle sahtekar şey-hini ilahlaştırmış, ALLAHtan başka ilah yok zikrinide diliyle söylese bile eylem ve düşüncesiyle yalanlamış demektir.
Şunuda düzelteyim ki zayıf hadislere bile mota mot bağlılar cümlemin içinde inme hadisinin geçmiş olmasını yanlış değerlendirerek bu hadislere zayıf dediğim anlaşılmış. Çok güzel kaynakları tam olmamakla beraber vermişiniz, birde ALLAH rasulu bir kadına sorar kadın ALLAH göktedir der hadisini hatırlayın. Noldu şimdi adamlara karşı geliyordunuz ALLAH subhanehuya insanlar gibi iner çıkar diyorlar, ALLAH subhanehu göktedir diyerek yer izafe ediyorlar, mahluk yapıyorlar iddianıza. İşte bende size bunu anlatmaya çalışıyorum. Adamlar göktedirden kasıtla yukarda olanın aşağıda olana göre daha yücede olduğu, inmeden kastında ALLAH subhanehunun özel yakınlığına ve ilgisine talip olunmakla yorumlamaktadırlar. Tasavufçu ve tarikatçılarsa , saydığınız hadisleri hiç dikkate almayarak adamlara müşebbihe iftirası atmaktadırlar.
Demişsinizki;
__________________________________________________ ______________________
Tasavvuf ehli buyuruyor ki:
İyi olan da, kötü olan da, iyilik yapabilir. Kötülük yapmamak ise, ancak Allah adamlarının özelliğidir. Sıddıklar günah işlemez. (Mektubat-ı Masumiye 2/106)
__________________________________________________ ______________________

Peygamberler bile a.s. zelle dediğimiz günah ve hatalarla tasvirlenebilirken, ALLAH katından hangi delille sıddıklar diyerek farazi şahısları günahsız, masum, hatasız ilan edebiliyorsunuz. İnsanları bu derece kusursuzlaştırmak bir nevi ilahlaştırmak değil midir_?

Yine mürşidi kamil kavramıda şirk niteliği taşıyan çok tehlikeli bir kavramdır. Kamil, kemal kusursuz noksansız demektir, bu sıfatla ancak ALLAH subhanehu sıfatlanabilir. Sizler kusursuz öğretici ve ya noksansız eğitmen diyerek, haşa bir takım adi beşerleri düpedüz ilahsal sıfatlarla donatmış oluyorsunuz.
Demişsiniz ki;

__________________________________________________ _____________________
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Her şeyin bir kaynağı vardır. Takvanın kaynağı, âriflerin kalbleridir.) [Taberani]
(Salihleri anmak, günahları temizler.) [Deylemi]
(Âlimin yanında bulunmak ibadettir.) [Deylemi]
(Âlimin yüzüne bakmak ibadettir.) [Deylemi]
__________________________________________________ _____________________

Diğer hadis olup olmadığı belli olamayan rivayetleri bir kenara bırakırsak, bana özellikle Deylemi denilen kaynaktaki hadislerin sıhhatini nasıl ispat edebilirsiniz? Bunların hiç biri sahih olmadığı gibi kütübi sitte kaynaklarında da geçmemektedir. Peki peygamber a.s ın kim benim adıma yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın sahih hadisini nereye koyacağız bu duruma göre_?
Yine demişsin ki;
__________________________________________________ ______________________
bak benim PEYGAMBERİMİZ (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) bunu diyor senin vehhabinin ne diyor hangisine inanıcaksın karar ver
__________________________________________________ ______________________

Peki ALLAH subhanehunun salat ve selamı üzerine olsun peygamber a.s. bunları dememişse, onun adına yalan uyduranda cehenneme gideceğine göre, üstelik bir grubu aşağılayacam derken ALLAH subhanehunun "Vehhab" ismini hakaret ve aşağılama ifadesi olarak kullanmaktan çekinmiyor ve ittika etmiyorsan, sizce taassup ve kör taraftarlık uğruna peygamber as.a yalan iftira etmek ve ALLAH subhanehunun esmasını aşağılama olarak kullanmak nasıl en takvalı müslümanlığı temsil edebiliyor. Kardeşim siz daha baştan adamlara saldıracaz derken ALLAH subhanehunun esmasını aşağılamalarınızda ve nitelemelerinizde alet ediniyorsunuz, tenzih etmiyorsunuz. Bu derece kör bir taassup ve holiganlığa dökmüşsünüz işi, ALLAH subhanehunun esmasını hakaret ve aşağılama nitelemesi olarak kullandığınızın ya farkında değilsiniz, yada sizce hiçte sakınılacak bir durum değil.

İbni Teymiyye r.a ın kafirlerin cehennemde ebedi kalmaları ile ilgili fetvasında, Hasan el Basriye dayanan ve ondanda Ömer r.a den nakledilen bir söze göre hata ettiğini, kendileri açıkça ifade etmişlerdir. İşte o kaynak;
__________________________________________________ _____________________

İbni Kayyım r.a., şeyhul İslam İbni Teymiye’den, şöyle nakleder; “Hasen el Basri, Ömer r.a.’ın şöyle dediğini söyledi; “Cehennemdekiler şayet kum yığınları kadar bir süre bile cehennemde kalsalar, yine bir gün oradan çıkarlardı.”[2] Her ne kadar Hasen el Basri, Ömer r.a.’den işitmemişse de, onun böyle dediğine kanaati olmasaydı böyle kesin olarak rivayet etmezdi. Ehli sünnet önderi imamlar da buna karşı çıkmadılar.”
Bu söze şöyle karşılık veririz; birincisi; Hasen el Basri, Ömer r.a.’den bunu işitmemiş olup, mürsel olarak rivayet etmiştir. Hasen el Basri r.a., zahid imamlardan biri olması yanında, müdellis bir ravi olup, mürsel rivayetleri imamlar indinde makbul değildir. İmam Darekutni Sünen’de der ki; “Hasen el Basri ve Ebul Aliye’nin mürselleri alınmaz. Zira bunlar kimden rivayette bulunduklarına dikkat etmezler.”
Ehli Sünnet İmamlarının bu söze karşı çıkmayışlarına gelince; onlar Ömer r.a.’ın bu sözünü, cehennem’e girip de çıkacak olan günahkar müminlerin hakkında olduğuna hamletmişlerdir.

__________________________________________________ ________________________

Öte yandan sen hemen İnb Teymiyye r.a ı küfürle nitelemekte acele ederken, acaba onların kaynak gösterdikleri Hasan el Basri yi ve Ömer r.a ı nereye koyacaksın. Hele hele zındık Arabiyle kıyaslamaya gitmişsinki, bırak insanların ateşte azap görüp çıkmalarını cehennem ve cezayı külliyen yok saymıştır. Eğer küfürde bir skala taraması yapacak olsaydık Arabinin küfrünün üstünde başka bir küfür asla olmazdı. Ayrıca kendisini sekr halinde diye aklamaya çalışmanızda çok komik ve kolaycı olmuş gerçekten. Bir insan alkol, anastezi, sara nöbeti, hipnoz, herhangibir nedenden dolayı bayılma gibi durumlar dışında, bilinci asla kapanmaz ve her halindeki durumundan eyleminden dolayı mükelleftir. Sekr hali ve cezbe diye kendini anlamsız yere atmalar v.s psikolojik atraksiyonlardır. Ayrıca masum göstermeye çalıştığınız Arabi tüm küfürlerini kitaba geçirecek kadar, örneğin cinsel ilişki hakkında bir fetvayı, henüz bir yaşına girmemiş kızından aldığını eserinde yazacak kadar, kronik ruh bozukluğu sergilemiş birisidir. İşte bizim tasavvuf ve tarikatçıların bir başka halusinasyonuda, en yakın akrabalarından kendileri hakkında mucize keramet türetebilme yalanıdır ki, Arabi zındığı bunu emzikli kız bebesine indirecek kadar uçmuştur. ALLAH hala bunları evliya zannedenlere akıl fikir versin...
Demişsin ki;
__________________________________________________ _________________________
Rumi yeni küfür dini ve şeriatı ne tam açsana iftiranı bilelim
__________________________________________________ ________________________

Bu konu özel başlık altında açılmaya değer bir konu. Sana bir soru; hani diyorsunuzya kamil diye zatlar var, peki kamil küfür işler mi, işlerse bu küfür ne olur?

Demişsin ki;
__________________________________________________ _______________________
10.hep aynı cevaplar kim kimin ilahi sıfatlara ortak etmiş rumi ne zaman demiş gökten indi die yazık yazık iftira atarak bu ralara geldiniz yeter
__________________________________________________ _______________________

Kardeş yukarda bana sahih diye savunarak çıkıştığın hadislerde inen kim peki_?.........

Rumiye tekrar gelirsek, Rumi sahte ilahını şarapta bile tecelli ettirmiş, kadınlardaki işveyi haşa parlayan tanrı tecellisi görmüş, HAŞA HAŞA melanet beyitlerinde güzelleri yalayıp öpmen ondaki, yani tanrıdaki güzellikten dolayı demiş. Bunlar ne iğrenç teşbihler, bunları hristiyanlar yahudiler bile dillendirmemiş.
Yine demişsin ki;
__________________________________________________ _____________________
11.hayır siz Eşarileri tekfir ediyorsunuz iyi oku
__________________________________________________ _____________________

Kardeşim ben bi kere şurdan burdan değilim. Ayrıcada konuyu saptırmayalım ilk verdiğin yazıda adamları ehli sünnet olmamakla ve kafir görmekle nitelemişiniz, Eşari ve Maturidileri ehli sünnetten görmezler demişsiniz sonrada, yani adamlar ehli sünnetiz demiş hatta iddianıza göre Eşari ve Maturidileri ehli sünnetten görmemiş, peki nasıl ehli sünneti kafir görmüş oluyorlar. Yani iddia ortaya atacam diye resmen saçmamış bunu yazan.

Madde 12 de şefaat konusu, kardeşim peygamber a.s. bile umulurki(!) şefaatim ahirette üyük günah işleyen ümmetime olur diyor. Adamların karşı olduğu daha bu dünyada bir takım adi beşerlerin mutlak şefatçi ilan edilmeleri. Buyrun bu konuda ALLAH subhanehunun ayetleri:

__________________________________________________ ______________________

Ve hiç kimsenin, hiç kimse adına bir şey ödemeyeceği, hiç kimsenin şefaatinin kabul edilmeyeceği, hiç kimseden bir fidye alınmayacağı ve yardım görülmeyeceği bir günden sakının.
Bakara suresi ayet;(48)


Rablerine (götürülüp) toplanacaklarından korkanları onunla (Kur’an’la) uyarıp-korkut; onlar için ondan başka ne velileri vardır ne şefaatçileri. Umulur ki korkup-sakınırlar.
En’am suresi ayet;(51)

Dinlerini bir oyun ve eğlence (konusu) edinenleri ve dünya hayatı kendilerini mağrur kılanları bırak. Onunla (Kur’an’la) hatırlat ki, bir nefis, kendi kazandıklarıyla helake düşmesin; (böylesinin) Allah’tan başka ne bir velisi, ne bir şefaatçisi vardır; her türlü fidyeyi verse de kabul olunmaz. İşte onlar, kazandıkları nedeniyle helake uğrayanlardır; küfre saptıklarından dolayı onlar için çılgınca kaynar sular ve acıklı bir azab vardır.
En’am suresi ayet;(70)


Andolsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi (bugün de) ’teker teker, yapayalnız ve yalın (bir tarzda)’ bize geldiniz ve size lutfettiklerimizi arkanızda bıraktınız. İçinizden, gerçekten ortaklar olduklarını sandığınız şefaatçilerinizi şimdi yanınızda görmüyoruz. Andolsun, aranızdaki (bağlar) parçalanıp-koparılmıştır ve haklarında zanlar besledikleriniz sizlerden uzaklaşmıştır.
En’am suresi ayet;(94)


Onlar, onun tevilinden başkasına bakmazlar mı? Onun tevilinin geleceği gün, daha önce onu unutanlar, diyecekler ki; "Gerçekten Rabbimizin elçileri bize hakkı getirmişlerdi. Şimdi bize şefaat edecek şefaatçiler var mıdır? Veya geri çevrilsek de işlediklerimizden başkasını yapsak." Gerçek şu ki onlar, kendilerini hüsrana uğratmışlardır, uydurmakta oldukları şeyler de kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuşlardır.
A’raf suresi ayet;(53)


Allah’ı bırakıp kendilerine zarar vermeyecek ve yararları dokunmayacak şeylere kulluk ederler ve; "Bunlar Allah katında bizim şefaatçilerimizdir" derler. De ki; "Siz, Allah’a, göklerde ve yerde bilmediği bir şey mi haber veriyorsunuz? O, sizin şirk koştuklarınızdan uzak ve yücedir."
Yunus suresi ayet;(18)
__________________________________________________ ____________

Neymiş şefaat tümüyle ALLAH subhanehunun izni ve emrindeymiş...

Yine demişsinki;
__________________________________________________ ___________
14. "Bir hadis-i şerif meali şöyledir; (Allahü teâlânın, kalbime doldurduğu feyzlerin, nurların hepsini Ebu Bekr’in kalbine akıttım.) [Mektubat-ı Masumiyye]
__________________________________________________ _________

Kardeş bu hadis dediğin sözün kaynağını, ravilerini, senedini ricalini bana ispat et. Yoksa kısaca bunu uyduranda uydurulduğu resmen belli olduğu halde inananda, ve hala nakledende cehennemdeki yerine hazırlansın. Bu uyarı peygamber a.s. ın, eğer ciddiye alıyor ve inanıyorsanız.
Ayrıca İmam Azam r.a devrinde rabıta diye uydurulan hint yoğasının r si bile yoktu. İmam Azam r.a nezlinde başkalarını yüceltecem diye bir söz atmışınız, o söz imamın tüm akidesinden vazgeçtiğine delalet etmiş, şimdide onu örtmeye tevil arıyorsunuz, yani pess.

Son olarak demişsin ki;
__________________________________________________ __________
dahada yazmıcam bak yazdıklarında hiç bişe yok hep Rumi ye sahte şeyh die adlandırdığın insanlara laf atmışssın başka bişe yaptın yok
__________________________________________________ __________

Kardeş emin ol Ruminin fıtri ve fikri sapıklıklarını buraya sıralamaya bir başlasam, ne kimsede mide kalır nede tahammül. Pornografik ve eşcinsel özenti hikayelerini bir kenara bırakırsak, fikri sapıklığına ilişkin sana melanet mesneviden sayısız beyit yazabilirim. Ama elimden geldiği kadar uslubumu yumuşatarak, bazı örnekler vermeye çalışacağım. Bakalım verdiğim örnekler mi (katiyen müstehcen pornografik olanları kasdetmiyorum, onları dilime bile almak istemem) yoksa benim bunlara karşı çıkışım mı eleştirilip kınanacak bende merak ediyorum şimdiden...

Selam ve dualarla...
Alıntı ile Cevapla
Alt 28 Kasım 2011, 19:42   Mesaj No:25
Meal Gurubu Üyesi
Medineweb Emekdarı
bilinmez - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:bilinmez isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13966
Üyelik T.: 27Haziran 2011
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 2.154
Konular: 309
Beğenildi:180
Beğendi:15
Takdirleri:560
Takdir Et:
Standart Cevap: vehhabilerin bozuk yönleri

Hiç bir müslüman kendini tanıtırken veya tanımlarken şucu,bucu diye isimlendirmez.Alemlerin rabbi olan rabbimizin verdiği ismler ve sözlerin en güzeli olan kuranı kesin kanıt olarak alır ve öylede konuşur.

fussillet süresi..33- Allah'a çağıran, salih amelde bulunan ve: "Gerçekten ben Müslümanlardanım" diyenden daha güzel sözlü kimdir?

Vehabilik ismide tıpkı,diğer meshepler gibi daha sonra gelen insanlar tarafından ortaya atılmış ,insanların gruplaşmalarına sebeb olmuş ve kendi içerisinde eksiklikleri ola bilecek bi İÇTİHAD yollarıdır.

Konu okadar dallanıp budaklanmış ki birtürlüde sonuca varılmayacak bi labirente dönüşmüş adeta, eğer kendimizi MÜSLÜMAN olarak tanımlıyorsak bunun savunuculuğunu yapmamaız ve bu yönde veriler sunmamız lazım.Her iki tarafta müslümanım demekle birlikte neden başkalarının eksiklerini savunur buda anlaşılmaz.

Örneğin şuan ben size doktorum desem sizce ispatlamam gereken doktorluğum mu dur.Yoksa başka bi meslek grubu mu...

Son kanaatim şu bence bu konuda ispatlanmak istenen başka meslek gruplarıdır,ve her ikiside kısmi olarak doktorluğun vasıfları içinde bulunsada....Ama şifanın yegane kaynağı ,reçetesi kurandır.Hiç kimse bi başkasının nefsini Allah a karşı temize çıkarmasın.her kişinin ameli kendi boynuna dolanacaktır.HAKTA BATILDA APAÇIK ORTADA.....

Bizler ne kadar doktoruz ve ne kadar şifanın kaynağı olan kurandan besleniyoruz bu soruyu kendimize sorup cevaplarsak inşaallah doktorda olacaz..yoksa yutturma şifa kaynaklarının mı peşindeyiz acaba..
Alıntı ile Cevapla
Alt 29 Kasım 2011, 00:14   Mesaj No:26
Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:54
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: vehhabilerin bozuk yönleri

La diyebilmek adlı üyemiz sizin sözlerinizi katılmamak mümkün değil. Bazı insanların kendi küfür ve şirklerini örtmek için müslüman alimlere saldırmaktan hiç çekinmezler.. Elbetteki ben vehabi değilim ben adıyla sanıyla müslümanım bu ismi cenabbi allah benim için uygun görmüş bende içetenlikle razı olmuşumdur....

Allah bilir ya, bazı insanlar belkide muhammed bin abdulvahabın birtek kitabını dahi okumadan onun hakkında yalan yanlış iftira dolu ithamlarda bulanabiliyorlar. Mekke putperestleri rasulullahın kuran okuyuşu anlaşılmaması el çırparlardı.. Günümüzde ise kendi küfürlerini örtmek için müslüman alimlere saldırarak konuyu saptırıyorlar.

Muhammed bin Abdulvahab
Osmanlının şirklerini,küfürlerini,türbelerini,mezarlarını,dil ek ağaçlarını muskalarını ayaklarının altına almıştır. Irakın üzerine yürüyerek oradaki şirk kümbetlerini yerle bir etmiştir..

İnsqnlara kuran ve sünnete dönün şirkten küfürden uzak durun,bidat hurafe şeyleri dinin içerisine katmayın demiştir.... Eğer bunları yapmak vehabilikse iftira atanlar gitsinler Allah’a hesap versinler...
__________________
Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli.
Alıntı ile Cevapla
Alt 29 Kasım 2011, 09:52   Mesaj No:27
Avatar Otomotik
Durumu:mdm1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 14647
Üyelik T.: 19 Kasım 2011
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 56
Konular: 4
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: vehhabilerin bozuk yönleri

Kıymetli "la diyebilmek" rumuzlu kardeşim;

Kıymetli kardeşim öncelikle ben hiçbir zaman ve yerde kendimi şucu, bucu veya şu cemaatten bu mezhepten diye nitelendirmedim. Fusilet 33. ayetini yıllar önce mealden okurken, müslümanlığı ne kadar özlü bir şekilde özetlediğini ve tanımladığını da bilmekteyim elhamdülillah.

Öncelikle ister özümsensin ister reddetme maksadıyla olsun, ALLAH subhanehunun esmasının tarafçılıktan, veya bir başka grubu tasvirleme ve aşağılama niteliğinde kullanmaktan tenzih ederim.
Birincisi; ALLAH subhanehunun esması ile nitelenen grup, asla bu esma ile kendilerini tarif etmemektedirler.
İkincisi; Bu gruba bu esmayı takıştıranlar, bu gruba muhalif ve düşman olan gruplardır.
Şimdiii, madem bu insanlar ALLAH subhanehunun bu esmasını kendilerine taraf, grup, mezhep veya yol seçmediklerine göre, onlara bu esmayı takıştıranlarda düşman ve karşıt olduklarına göre, bu nitelemeyi adeta bir aşağılama ve küçümseme olarak kullandıkları ortaya çıkmış olmaktadır.
İşte bende burda ister övünmek maksadıyla olsun , isterse haşa aşağılamak maksadıyla olsun, ALLAH subhanehunun herhangibir ismi şerifinin, bir gruba veya kişiye takınılmasına ve takıştırılmasına son derece karşıyım.
Araf (180)
En güzel isimler Allah'ındır. O'na o güzel isimleriyle dua edin ve O'nun isimleri hakkında gerçeği çarpıtanları bırakın. Onlar yaptıklarının cezasına çarptırılacaklardır.

ALLAH subhanehunun esmasının gerçeğini saptırmanın bir yönüde, hoşa gitmeyecek bir grubu, herhangi bir esma ile aşağılamak için araç olarak kullanmaktan imtina etmemektir.

Öte yandan, bu gruba taarruz edenlerin kliklerine ve tipolojilerine baktığımızda, Muhammed b. Abdulvehhab a İngiliz ajanı iftirası atarken, kendi ülkelerinindeki birçok kişinin asgeri,siyasal v.b eğitimleri İngiltere,Fransa,Almanya gibi avrupa ülkelerinden aldıklarını, Osmanlının kardeş katline ferman düzenlemiş bir saltanat rejimi olduğunu, Osmanlı evrakında asırlar süren imparatorluk zamanına karşın hiç bir şeri ceza tatbiki kaydının olmadığını, bilakis saraya alınan şarap ödeme tutanaklarının çıktığı, saray hareminde ve yönetimde, devşirmeler, haremde ecnebi kadınlar, hatta bazı sultanların annelerinin bile ecnebi olması, Osmanlının son dönemine damga vuran ve başkalarını İngiliz uşağı olmakla suçlarken, Osmanlıyı İngilizlerden daha feci bir sisteme çeviren,ittihatçıların ve jöntürklerin, Kabe arabın olsun bize çankaya yeter çığlıkları, Osmanlının nasıl içerden yıkıldığını ve yıkanların nasıl araplardan kurtulmak istediklerini açıkça ortaya koymaktadır. İşte haşa Vehhabi diyerek ilk bu esmayı aşağılama unsuru olarak ortaya atanlarda bunlardır. Herşeyleri şövenizme hizmete endeksli türkiyedeki beşeri sisteme biatlı ırkçı tarikatlerin bu gruba saldırmaları, dini bir kaygıdan değil, bizatihi yaşadıkları sözde İslam beldesindeki uyutulan müslümanların uyanmaları sonucu, ırkçı ve beşeri batıl sistemlerinin yıkılma tehlikesidir, ballı statükolarının ellerinden kayma endişesidir. İslam bunlar için, ırkçı beşeri batıl sistemlerini dayama adına payanda olarak kullanılan araçtır.

Kıymetli kardeşim sonra demişsiniz ki;
__________________________________________________ _________________
Konu okadar dallanıp budaklanmış ki birtürlüde sonuca varılmayacak bi labirente dönüşmüş adeta, eğer kendimizi MÜSLÜMAN olarak tanımlıyorsak bunun savunuculuğunu yapmamaız ve bu yönde veriler sunmamız lazım.Her iki tarafta müslümanım demekle birlikte neden başkalarının eksiklerini savunur buda anlaşılmaz.
__________________________________________________ _________________

Benim savunum zaten müslümanlık adına kardeşim, sunduğum verilerde taraf adına değil doğru ve gerçek adınadır, hak adınadır.
Benim savunum, asırlardır hala kendi ülkelerindeki rejim İngilizlerden bile berbat iken, bu beşeri ve tağuti sisteme tık demeyipte , İslam hukukunun eksisiyle artısıyla uygulandığı ülkedeki müslümanlara, kafir demeleri ve onları hemde ALLAH subhanehunun esmasıyla aşağılamaya çalışmalarıdır. Şimdi bu gruplardan biz hangisini savunacağız, beşeri ve tağuti sistemi savunurken, ülkesi her türlü fahşanın rahatça işlendiği bir mekan iken, hatta hatta ülkesindeki gerçek anlamda ALLAH subhanehuya inananlar faili meçullerle, şehit edilip hapislere tıkılır ve zulum görürken, çok sevdiği ve savunduğu ülkesinde ALLAHa inanmak, İslami bir yaşam yaşamak bile yasaklanmışken, şuç addedilirken, bütün bunları savunarak diğer müslüman ülkedeki müslümanlara birde İngiliz ajanı diyenler, kendisi İngilizin üç eteklisi olmuş haberi yok derim ancak. Ben diyorum ki, ortada diğer müslümanları İngiliz uşağı olmakla suçlayan nasyonalist, ırkçı, şövenist sözde muhafazakar yazarlar, dindar tarikatler var. Ama kendi beşeri ve tağuti yaşadıkları sisteme en küçük itirazları olmadığı gibi bilakis, halkı bu batıl sistemi tanımaya desteğe davet ediyorlar. Bu sistemse ALLAH a inanmanın, O"na ibadet etmenin, İslami bir yaşam yaşamanın suç olarak görüldüğü ve kuruluşundan bu yana idamlarla cezalarla uygulamasıyla zulmunü ispatlamış bir sistemdir. Kısacası ona buna İngiliz ajanı diyen zibidiler önce aynaya baksın ,sağına soluna baksın, yaşadığı topluma baksın, İngiliz olmak illa anglosakson kanı taşımak değildir.

Ben bu izahatların üzerine "iki gruptan haksız olanla mücadele edin" ayetini delil getirmek isterdim ama, karşımızda biri hatasıyla sevabıyla en azından tevhidi savunan bir grup varken, karşısında, sürekli ırkçılığı, şövenizmi, nasyonalizmi, beşeri sistemini, tağuti yönetim ve müstekbir kişileri savunan İslamdan olmayan bir grup var. Biri İslamı savunurken, diğeri İslamı ırkçı, batıl sistemini savunma adına araç olarak kullanmakta.

Kıymetli kardeşim ben birilerinin İslamı nasıl meslek ve araç haline getirdiklerini, diğerlerininde nasıl İslamın özünü savunduklarını açıklamaya gayret ediyorum. Aradaki farkıda delilleriyle sıralamışım varsa eksiğim hatam yer vurgulayın rica ederim. Ben bir grubu değil, hakkı savunmakla mükellefim, yazımdaki tüm karşı duruşta bu hakkı savunmaktan başka bir şey değil. Dediğiniz gibi diğer grubun hataları varsa ki mutlak vardır, bu başka bir tartışma konusudur, lakin kendilerini hemde kamil hatasız iddia eden grubun , hiçte İslami olmayan arka panoromalarındaki ırkçı ve batıl ideolojik destek ve angajmanı kareliyorum bu yazılarımla...
Hakikat ve hak hiçbir tarafın olamayacak kadar ap-açık ortadadır...

Selam ve dualarla...
Alıntı ile Cevapla
Alt 29 Kasım 2011, 16:43   Mesaj No:28
Meal Gurubu Üyesi
Medineweb Emekdarı
bilinmez - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:bilinmez isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13966
Üyelik T.: 27Haziran 2011
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 2.154
Konular: 309
Beğenildi:180
Beğendi:15
Takdirleri:560
Takdir Et:
Standart Cevap: vehhabilerin bozuk yönleri

Alıntı:
mdm1 Üyemizden Alıntı Mesajı göster
Kıymetli "la diyebilmek" rumuzlu kardeşim;

Kıymetli kardeşim öncelikle ben hiçbir zaman ve yerde kendimi şucu, bucu veya şu cemaatten bu mezhepten diye nitelendirmedim. Fusilet 33. ayetini yıllar önce mealden okurken, müslümanlığı ne kadar özlü bir şekilde özetlediğini ve tanımladığını da bilmekteyim elhamdülillah.

öncelikle şucu,bucuyu şahsileştirmediğim gibi kim kendini öyle tanımlıyorsa,öyle kimliklendiriyorsa hitabım o kişilereydi...

Öncelikle ister özümsensin ister reddetme maksadıyla olsun, ALLAH subhanehunun esmasının tarafçılıktan, veya bir başka grubu tasvirleme ve aşağılama niteliğinde kullanmaktan tenzih ederim.
Birincisi; ALLAH subhanehunun esması ile nitelenen grup, asla bu esma ile kendilerini tarif etmemektedirler.
İkincisi; Bu gruba bu esmayı takıştıranlar, bu gruba muhalif ve düşman olan gruplardır.
Şimdiii, madem bu insanlar ALLAH subhanehunun bu esmasını kendilerine taraf, grup, mezhep veya yol seçmediklerine göre, onlara bu esmayı takıştıranlarda düşman ve karşıt olduklarına göre, bu nitelemeyi adeta bir aşağılama ve küçümseme olarak kullandıkları ortaya çıkmış olmaktadır.
İşte bende burda ister övünmek maksadıyla olsun , isterse haşa aşağılamak maksadıyla olsun, ALLAH subhanehunun herhangibir ismi şerifinin, bir gruba veya kişiye takınılmasına ve takıştırılmasına son derece karşıyım.
Araf (180)
En güzel isimler Allah'ındır. O'na o güzel isimleriyle dua edin ve O'nun isimleri hakkında gerçeği çarpıtanları bırakın. Onlar yaptıklarının cezasına çarptırılacaklardır.

bu açıklamalarınıza tamamen katılmakla birlikte,savunmaya değil hakkı ve batılı apaçık ortaya koymak olmalı müslüman kimlikli kişilerin önceleyecekleri tavır olarak yoksa zaten hakkı kabul etmeyenler tabiki türlü yollara baş vuracakları gibi bu başvurdukları yollar içindede mesnetsiz saldırılar olmakla birlikte aşağılayıcı,türlü iftiralardada bulunacaklardır bunu son rasul olan muhammed peygamberede yapmışlardır ama rabbani metod bu usulde şu olmalı diyorrabbişmiz rahman...

HİCRSÜRESİ..
94- Öyleyse sen emrolunduğun şeyi açıkça söyle ve müşriklere aldırış etme.
95- Şüphesiz o alay edenlere (karşı) Biz sana yeteriz.
96- Ki onlar, Allah ile beraber başka İlahları (ortak) kılmaktadırlar; onlar yakında bilip-öğreneceklerdir.
97- Andolsun, onların söylemekte olduklarına karşı senin göğsünün daraldığını biliyoruz.
98- Sen Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol.
99- Ve yakîn sana gelinceye kadar Rabbine ibadet et.

ALLAH subhanehunun esmasının gerçeğini saptırmanın bir yönüde, hoşa gitmeyecek bir grubu, herhangi bir esma ile aşağılamak için araç olarak kullanmaktan imtina etmemektir.

Öte yandan, bu gruba taarruz edenlerin kliklerine ve tipolojilerine baktığımızda, Muhammed b. Abdulvehhab a İngiliz ajanı iftirası atarken,

Bakın sayın arkadaşım,halen şahsi bir savunma ile haklı olmaya çaılışıyorsunuz.muhammed bin abdullah islamı kendisi doğru yaşamak için mücadele veren bi şahsiyet olabilir ama bu onun beşeriyetinden dolayı hatasız olduğunu göstermez.Demek istediğim Alimtarafgirliği olmamalı müslüman kişiliktekiler için,aliminin eksiğinede şerh düşmeli yaşıyorsa uyarmalı,yaşamıyorsa kitabındaki eksikliğide görünce şerh düşmelidir...

kendi ülkelerinindeki birçok kişinin asgeri,siyasal v.b eğitimleri İngiltere,Fransa,Almanya gibi avrupa ülkelerinden aldıklarını, Osmanlının kardeş katline ferman düzenlemiş bir saltanat rejimi olduğunu, Osmanlı evrakında asırlar süren imparatorluk zamanına karşın hiç bir şeri ceza tatbiki kaydının olmadığını, bilakis saraya alınan şarap ödeme tutanaklarının çıktığı, saray hareminde ve yönetimde, devşirmeler, haremde ecnebi kadınlar, hatta bazı sultanların annelerinin bile ecnebi olması, Osmanlının son dönemine damga vuran ve başkalarını İngiliz uşağı olmakla suçlarken, Osmanlıyı İngilizlerden daha feci bir sisteme çeviren,ittihatçıların ve jöntürklerin, Kabe arabın olsun bize çankaya yeter çığlıkları, Osmanlının nasıl içerden yıkıldığını ve yıkanların nasıl araplardan kurtulmak istediklerini açıkça ortaya koymaktadır. İşte haşa Vehhabi diyerek ilk bu esmayı aşağılama unsuru olarak ortaya atanlarda bunlardır. Herşeyleri şövenizme hizmete endeksli türkiyedeki beşeri sisteme biatlı ırkçı tarikatlerin bu gruba saldırmaları, dini bir kaygıdan değil, bizatihi yaşadıkları sözde İslam beldesindeki uyutulan müslümanların uyanmaları sonucu, ırkçı ve beşeri batıl sistemlerinin yıkılma tehlikesidir, ballı statükolarının ellerinden kayma endişesidir. İslam bunlar için, ırkçı beşeri batıl sistemlerini dayama adına payanda olarak kullanılan araçtır.

Kıymetli kardeşim sonra demişsiniz ki;
__________________________________________________ _________________
Konu okadar dallanıp budaklanmış ki birtürlüde sonuca varılmayacak bi labirente dönüşmüş adeta, eğer kendimizi MÜSLÜMAN olarak tanımlıyorsak bunun savunuculuğunu yapmamaız ve bu yönde veriler sunmamız lazım.Her iki tarafta müslümanım demekle birlikte neden başkalarının eksiklerini savunur buda anlaşılmaz.
__________________________________________________ _________________

Benim savunum zaten müslümanlık adına kardeşim, sunduğum verilerde taraf adına değil doğru ve gerçek adınadır, hak adınadır.
Benim savunum, asırlardır hala kendi ülkelerindeki rejim İngilizlerden bile berbat iken, bu beşeri ve tağuti sisteme tık demeyipte , İslam hukukunun eksisiyle artısıyla uygulandığı ülkedeki müslümanlara, kafir demeleri ve onları hemde ALLAH subhanehunun esmasıyla aşağılamaya çalışmalarıdır. Şimdi bu gruplardan biz hangisini savunacağız, beşeri ve tağuti sistemi savunurken, ülkesi her türlü fahşanın rahatça işlendiği bir mekan iken, hatta hatta ülkesindeki gerçek anlamda ALLAH subhanehuya inananlar faili meçullerle, şehit edilip hapislere tıkılır ve zulum görürken, çok sevdiği ve savunduğu ülkesinde ALLAHa inanmak, İslami bir yaşam yaşamak bile yasaklanmışken, şuç addedilirken, bütün bunları savunarak diğer müslüman ülkedeki müslümanlara birde İngiliz ajanı diyenler, kendisi İngilizin üç eteklisi olmuş haberi yok derim ancak. Ben diyorum ki, ortada diğer müslümanları İngiliz uşağı olmakla suçlayan nasyonalist, ırkçı, şövenist sözde muhafazakar yazarlar, dindar tarikatler var. Ama kendi beşeri ve tağuti yaşadıkları sisteme en küçük itirazları olmadığı gibi bilakis, halkı bu batıl sistemi tanımaya desteğe davet ediyorlar. Bu sistemse ALLAH a inanmanın, O"na ibadet etmenin, İslami bir yaşam yaşamanın suç olarak görüldüğü ve kuruluşundan bu yana idamlarla cezalarla uygulamasıyla zulmunü ispatlamış bir sistemdir. Kısacası ona buna İngiliz ajanı diyen zibidiler önce aynaya baksın ,sağına soluna baksın, yaşadığı topluma baksın, İngiliz olmak illa anglosakson kanı taşımak değildir.

Ben bu izahatların üzerine "iki gruptan haksız olanla mücadele edin" ayetini delil getirmek isterdim ama, karşımızda biri hatasıyla sevabıyla en azından tevhidi savunan bir grup varken, karşısında, sürekli ırkçılığı, şövenizmi, nasyonalizmi, beşeri sistemini, tağuti yönetim ve müstekbir kişileri savunan İslamdan olmayan bir grup var. Biri İslamı savunurken, diğeri İslamı ırkçı, batıl sistemini savunma adına araç olarak kullanmakta.

Kıymetli kardeşim ben birilerinin İslamı nasıl meslek ve araç haline getirdiklerini, diğerlerininde nasıl İslamın özünü savunduklarını açıklamaya gayret ediyorum. Aradaki farkıda delilleriyle sıralamışım varsa eksiğim hatam yer vurgulayın rica ederim. Ben bir grubu değil, hakkı savunmakla mükellefim, yazımdaki tüm karşı duruşta bu hakkı savunmaktan başka bir şey değil. Dediğiniz gibi diğer grubun hataları varsa ki mutlak vardır, bu başka bir tartışma konusudur, lakin kendilerini hemde kamil hatasız iddia eden grubun , hiçte İslami olmayan arka panoromalarındaki ırkçı ve batıl ideolojik destek ve angajmanı kareliyorum bu yazılarımla...
Hakikat ve hak hiçbir tarafın olamayacak kadar ap-açık ortadadır...

Selam ve dualarla...
verdiğiniz İKİ GRUPTAN HAKSIZ OLANLA MÜCADELE EDİN,hucurat süresi 9 ayeti müslüman iki grup arasında vuku bulacak bir durumda müdahaleye çağırır müslüman kimlikle kimliklenen kişileri,yalnız eksiğiniz tamda burda ortaya çıkıyor sizin gerçekten yukardaki konu içerisinde verdiğiniz veriler takdire şayan ,bu kadar açıklamalarınızarağmen halen karşı çıkışlar oluyorsa ki oluyor bunlarda duygusalllıktan dolayı olduğu gibi hakikate kör olmaktır ve bu kadar haikate kör olan ve batılı savunan kişiler islami kimlike kimliklenmişler midir acaba sıkıntıda tam burda ve bu sizin açınızdanda sıkıntıdır ve sizde aynı hataya düşmektesizniz nasıl mı diyeceksiniz HUCURAT 10.Ayetinde,MÜMİNLER ANCAK KARDEŞTİR,diye beyan ediyorrabbimiz ne garip ki verdiğiniz ayetin bi sonrası....Eksikliğim varsademişsiniz ki bende eksik bi müslümanım ve bu eksikliğimi rabbani metod olan vahiyle bulmaya çalışırım ve size bu yönde bi sorum olacak yukardaki yazının içinde ARTISI-EKSİSİYLE,islami şeriatın uygulandığı ülkelerden bahsetmişsiniz,bu ülkelerde tağuti değil midir.isterseniz bunu farklı bi başllıkta konu olarak açın öyle değerlendirelim inşaallah.Çünkü ben islamın uygulandığı bi ülkenin var olduğuna inanmıyorum ki öyle olsa müslümanların bu ülkeye hicretleri farzı ayn dır...Allahın hükümlerinin yeryüzünden silinmesi ve tağuti beşer hükümlerin tahakkümünden bu yanı insanlar tarafından islam ülkesi densede busadece bi kuru idda dır.Çünkü Allahın hükmünün yürürlükte olmadığı beldeler kısmı benzerlik gösterselerde islam gibi görün müş olur ama islam olmazlar...

selam ve dualarla kalın...
Alıntı ile Cevapla
Alt 29 Kasım 2011, 18:37   Mesaj No:29
Avatar Otomotik
Durumu:mdm1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 14647
Üyelik T.: 19 Kasım 2011
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 56
Konular: 4
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: vehhabilerin bozuk yönleri

Kıymetli kardeşim;

Konu gerçekten amacından sapmakta, isterseniz ben maksadımı tekrar özetliyeyim son olarak.

Öncelikle elimizde doleler şu; bir gruba 27 maddelik bir argümanla saldıran başka bir grup var. Bende diyorum ki bu maddeler hem iftira ve saçmalıklarla dolu, hemde amacı ırkçılık örgütlü bir tepkiden kaynaklanıyor, maksat hiçbir şekilde İslamı savunmak değil diyorum. Üstelik bunu yapanlar ALLAH subhanehunun esmasını karşı gruba hakaretmişçesine kullanacak kadar İslam şuurundan uzak bir grup diyorum. Yine karşı grubun sevdiği bir alime karşı İngiliz ajanı demeleri, kendi halleri, yaşantıları, kanunlarına varıncaya kadar sistemlerine toz kondurmamalarıyla nasıl bağdaşır diyorum.

Bütün bunları derken, iftira atılan grubu herşeyiyle savunuyorum demedim, sevdikleri alimi herşeyiyle savunuyorum o alim hatadam masumdur da demedim, akine o grubun en azından kendi alimlerinin hatasını dillendirdiklerini, iddiacı grubunsa kendi sözde alimlerini mesnetsiz delilsiz masum ilan ettiklerini beyan ettim. Bir alimin veya düşünürün mota mot fikirlerini savunmak başka şey, ona atılan iftirayı iftira olarak söylemek ispat etmek ayrı şeylerdir. Anlatmak istediğim atılan iftira ve kaynağıdır, iftira atılanı koşulsuz savunmak veya herşeyiyle masum ilan etmek değildir.

Yani daha açık bir örnekle şunu anlatmaya çalışıyorum: Bir grup çöpçü, bir grup çifçiye iftira olarak diyor ki, onlar pislik içindeler, yaşamları çöp içinde. Bende diyorum ki mesleği çöpçü olanlar çifçilere iftira atıyor, bunuda yaptıkları işleriyle sözleriyle ispat ediyorum. Yoksa meselemiz çifçilerin hatalarının olup olmaması meselesi değil. Çifçilerin yaşamı çöp içerisinde değil demekle, bir hakkı savunuyorum, yoksa bu çifçilerin tarafında olduğum veya onları hatalarıyla bile olsa savunduğum anlamına gelmez.
Bu arada alın teriyle çöp toplama işi yapan insanları tenzih ederim. Aklıma ancak çevresel faktör örneği geldi.

İslamı kuralların artısıyla eksisiyle uygulandığı bir kaç ülke var. Ben ülke örnek vermeyeceğim, çünkü bu konu cidden müslümanların pratik yaşama bir türlü geçiremedikleri ve giderek ütopyaya dönüşen bir özlemi içinde barındırmakta.

Benim anlatmak istediğim şuydu; maddeler halinde kınadıkları toplum suudi hanedanı nezdinde , suudi arabistan halkı. Hangi toplumun daha şer bir yaşantı içinde olduğunu parametreye endeksleyeceksek, zalim bir yönetim altında ve sultanlıkla idare edilselerde, halk nezdinde şeri hayatın yaşandığı ve şeri hükümlerin uyğulandığını suud halkında görebilmekteyiz. Peki aynı durum hayatının en ücra unsurlarına kadar beşeri ve tağuti tüm özellikleri ap-açık üzerinde taşıyan, hatta hatta İslami yaşayışın ve değerlerinin suç addedildiği bir toplumla ASLA ama ASLA kıyas götürmeyecek parametre zıtlığı var demekteyim.

Sonuç olarak suudi hanedanını veya uygulanmaya çalışılan şeri düzeni kusursuz gördüğüm, mutlak doğru gördüğüm, herşeyiyle savunduğum anlamına katiyen gelmesin.Bu gerçekten çok tartışma götürür ve bunu tartışmakta istemiyorum. Çöpçü olayındaki gibi ben realiteden ve kimin daha şer olduğunun ortaya çıkmasından yanayım. Yoksa şunu şeçtim veya bunu şeçin gibi bir kabul ve önermede sunmamaktayım.

Selam ve dualarla...
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
Erkeklerin kalbi , kadınlarda psikoloji bozuk çıktı KuM TaNeSi Psikoloji 2 11 Ocak 2022 21:57
MORALİN NİYE BOZUK? MERVE DEMİR Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler 19 07 Ağustos 2020 16:58
Vehhâbîlerin Tâifde müslimânları öldürmeleri ve yağmaları. Muvahhid25 İslami Haberler 1 07 Ocak 2012 16:35
Kur'an Okumanın Mânevî Yönleri KuM TaNeSi Kur'ân-ı Kerim Genel 1 02 Kasım 2009 01:08
bozuk paralarla cenneti satın almak akgün Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler 3 31 Mart 2008 19:41

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.