|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Medine-web,Açılış Tarihi: 25 Aralık 2013 (05:25), Konuya Son Cevap : 25 Aralık 2013 (05:25). Konuya 0 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
25 Aralık 2013, 05:25 | Mesaj No:1 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | İSLAM DÜŞÜNCE EKOLLERİ TARİHİ--ÜNİTE 4-5 özet-- İSLAM DÜŞÜNCE EKOLLERİ TARİHİ--ÜNİTE 4-5 özet-- ÜNİTE-4 Ehl-i sünnet ve’l-cemaat; Sünnet ve cemaat ehli/mensupları veya taraftarları demektir. Orta yolu takip eden ve aşırılıktan kaçınan mutedil zümrenin tarihi gelişimi bazı evrelerden geçerek bir dini oluşuma dönüşmüştür. Hz. Peygamberden sonra ilk meşru halifenin Hz. Ebu Bekir ve daha sonra sırayla Ömer, Osman ve Ali olduğu ve bunların tarihi sırasının fazilet sırası olduğu fikri ili cemel ve sıffin’ e katılanların Allah’ın ahirette vereceği hükme bırakılması ve sahabenin tekfir edilmemesi veya onlara kötü söz söylenmemesi fikri, ehli sünnetin siyasi çerçevesini oluşturmaktadır. Kelami unsurlarına gelince; imanın tasdik ve ikrarla gerçekleştiği, küfrü imanın zıddı olduğu, büyük günahın imandan çıkarmayacağı, büyük günah işleyenin tekfir edilemeyeceği, hayır ve şerrin Allah’ dan olduğu. Ehl-i sünnet ve’l-cemaat; Resulullah ve ashabının dini uygulamalarına uyan ve ondan ayrılmayan ilk dönem Müslüman çoğunluğun dini anlama,açıklama ve yaşama biçimi olarak tanımlanır. Teşekkülü; Ehli Sünnet vel Cemaat, Harici, şii, mutezili olmayan Müslümanların çoğunluğunu teşkil eden zümreler için hicri üçüncü asırdan itibaren kullanılmış, Kelami ve siyasi görüşleri ile sistemleşmiş, belli toplumsal yapı veya yapılara karşılık olarak kullanımı daha çok Maturidilik ve Eşariliğin oluşumundan sonraya rastlamaktadır. Tarihi açıdan Ehli sünnet,, siyasi, itikadi, toplumsal boyutlarıyla hicri ikini asırdan itibaren teşekkül etmeye başlamıştır. ** İslam toplumunun çoğunluğunu teşkil eden genel dini akımdan ayrılanlara ayrılıkçı anlamında Elhi Furkat denirdi. Ehl-i sünnet ve’l-cemaatin temsilcileri; 1)Hadis taraftarları; Sünnet ve asarı merkez alan gelenekçi bir din anlayışını temsil edenler. İslam’ın kitap, sünnet, sahabe ve tabiun’un sözlerinden hareketle anlaşılması gerektiğini, bunların dışındaki şahsi rey ve akli istidlallerin mecbur kalmadıkça kullanılmayacağını savunmuşlardır. İlk temsilcileri; Malik b. Enes, Leys b. Sa’d, Şafii, Evzai Bu ekol, Ehlul-Hais, Ehlus-sunne veya Ashabul-hadis adıyla da bilinmektedir, Mutezile onları, Haşviyye, Müşebbihe ve Mücessime olarak da isimlendirir. Görüşleri; Dinde cedel ve tartışma yasaklanmıştır. Sahih rivayetlerle Hz. Peygamberden gelen her şey kabul edilir. Bu niçin böyledir diye sormak bidattir. Hz. Peygamberden gelen şerh edilmeksizin ve nasıl olduğuna bakılmaksızın, nasıl ve niçin sorusu sorulmaksızın tasdik edilir. 1)Tevhid; Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, Rasullerini, Allah’ dan gelenlerini, güvenilir ravilerin Resullullah’ dan rivayet ettiklerini ikrar etmek esastır. 2)İman ve büyük günah; Hadis taraftarlarının diğerlerinden ayrıldığı en önemli hususlardan birisi iman ve onunla ilgili meselelerdeki görüşleridir.İman; söz, niyet ve ameldir. İman dil ile ikrar, kalp ile tasdik, azalarla amel etmek veya rükunlarını yerine getirmek. 3)İnsan fiilleri ve kader; Yeryüzünde meydana gelen hayır ve şerlerin hepsi Allah’ dandır. Bütün her şey onun dilemesiyle olur. 4)İmamet-siyaset; Allah’ın, nebisine Ashab olarak seçtiği ilk Müslümanlara saygılı olmak, onları büyük ve küçük hataları dolayısıyla eleştirmemek esastır. Müslüman yöneticilerin başarılı olmaları için dua etmek, isyan etmemek gerekir. 5)Bid’at; Kitap ve sünnet ne emretmişse uyulur, neyi yasaklamışsa kaçınılır. Dinde tek kaynak ve kesin bilgi Kur’an ve sünnettir. 6)Diğer görüşleri; mest, cihad, Deccal, isanın inişi, münker ve nekir, mirac, sihirbazlar. 2)EŞ’ARİLİK; Eş’arilik; Kelami bir düşünce ekolüdür. Mu’tezile’ nin özellik le Kur’anın yaratılmış olduğu, insanın kendi fiillerinin yaratıcı olduğu ve Allah’ın görülemeyeceği fikirlerine karşı çıktığı için ayrılanlar. Eş’ari; mutezile den ayrıldıktan sonra Ahmet b. Hanbel’e uyduğunu söylüyorsa da sonradan onu terk ettiği görülür. Böylece Eş’ari’nin iki farklı fikri merhalesi olduğunu söyleyebiliriz. Bunlardan birincisi mutezile olduğu dönem, ikincisi ise ibn Küllab’ın yolundan giderek orta yolu bulmaya çalıştığı dönemdir. Tarihçesi; Gazali dönemine kadarki birinci döneme Mütekaddimin dönemi denir. Bu Birinci dönemde, Eşarilik, daha çok mutezile ve Batıniliğe karşı mücadele etti. Aristo felsefesini, zaman zaman eleştirerek ondan bağımsız bir metot geliştirmeye çalıştı, Gazzaliden sonraki döneme ise Müteahhirin dönemi denir. Bu ikinci dönemde, Gazali ile birlikte Eşarilikte köklü değişiklikler yaşandı. O bir taraftan Aristodan etkilenen İslam Meşşai felsefesine eleştiriler yöneltirken diğer taraftan Aristo mantığını İslam bilimleri arasına soktu. Eşarilikteki asıl kırlıma, Gazalinin tasavvufta kapılarını açmasıyla yaşandı. **Fahreddin er-Razi ile birlikte, Felsefe ve Kelamın mezcedildiği felsefi kelam dönemi başladı. Görüşleri; a)Tevhid; Allah vardır, birdir. Hiçbir şey ona benzemez.Allahın varlığını bilmek aklı ile değil şeriat yoluyla vaciptir. b)İnsan fiilleri ve kesb; Yaratma sadece Allah’a aittir. Kulun ihtiyari fiillerinin iki yönü olup insana ait olanı kesb, Allah’a ait olanı yaratmaktır. Güç yetirilemeyecek bir şeyle sorumlu tutulma teklif ma la yutak caizdir. c)Nübüvvet; Peygamberin gönderilişi caiz olup vacip değildir. Hiçbir şey Allah’a vacip olamaz. Kadınlardan resul olmaz fakat nebi vardır. d)İman ve ameller; İman tasdik olup kalp ile gerçekleştirilir. Ameller imanın asıl rüknü değildir. Büyük günah işleyenler için peygamberin şefaati vardır. e)imamet ve siyaset; İmamet nas veya tayin ile değil seçim ile olur. Efdal varken mefdul olana, imam verilirse o kişi sadece hükümdardır, imam değildir. 3)MATURİDİLİK Maturidilik; Kelami bir düşünce ekolüdür. İmam Maturidi, Ebu Hanife’ nin görüşlerini geliştirmek suretiyle yeni bir Kelami sistem kurmayı başarmıştır.Ebu hanifeden dinlediği görüşleri, hoca ile öğrenci arasında geçen diyalog tarzında Kitabul Alim vel-Müteallim adıyla yazılı metin haline getirerek semerkantta yaymaya çalıştı. Eserlerinin çoğu, Mutezile, Hariciler, Rafıziler, Hadis taraftarları ve Şii-Karmatileri eleştirmek üzere yazmıştır, Te’vilatul-Kuran adlı Tefsiri ile Kitabut-Tevhid adlı kelami eseri bize ulaşmıştır. Görüşleri; Sonraki alimler arasında Maturidinin görüşlerini en iyi bir şekilde açıklayan Ebul-Muin en-Nesefi olmuştur. a)Bilgi Kuramı; İslam düşüncesinde bilginin tanımı, imkanı, değeri ve bilgi edinme yolları ve dini bilginin mahiyeti konusunda sitemli bir şekilde ele alıp inceleyen ve kendine özgü bir bilgi kuramı ortaya atan ilk kişi MATURİDİ dir.Bilgiye ulaştıran kaynaklar, duyular, akıl ve haberdir.Maturidinin haberi Resulun haberi (ayet), Resulden gelen haber(sünnet) ve genel haberler diye üçe ayrılır. İnsan nesneler hakkında bilgi edinebilecek yetilerle donatılmıştır.Akıl dini bilgiye ulaşmada önemli bir bilgi kaynağıdır. Kesin bilginin kaynağı Kur’an ve sünnettir. b)Tevhid; Allah vardır, birdir, eşi ve benzeri yoktur.Allahın ahirette görünmesi aklen caiz naklen vaciptir. c)Nübüvvet; peygamberlik tarih boyunca insanlığın ihtiyaç duyduğu bir kurumdur. d)İman ve amel; Kalp ile tasdiktir. İnsan korku ve ümit arasında bir tavır takınmalıdır. Ameller imanın parçası değildir. imanın dışında birer farzdır. İmanda artma ve eksilme olmaz. e)İnsan fiilleri; İnsanın eylemlerinin gerçek sahibi olduğu, akılla,duyularla ve Kur’an ayetleriyle açık ve seçik olarak bilinmektedir. İnsan fiillerinde, insanın rolü ve Allah’ın kudreti vardır. Fiile yönelmek, onu seçmek ve yapmak insanın işidir. Allah ise insan fiilinin yaratıcısıdır. f)Din ve şeriat; İman dindir. Dinler inançlardan ibarettir. Şeriat ise; peygamberden peygambere değişen ibadet şekilleri ve şer’i hükümlerdir. Şeriatte değişkenlik söz konusu iken, dinde değişmezlik ve süreklilik söz konusudur. g)Siyaset; Diyanet/nübüvvet, o işi yürütebilecek kişiye, idare ve siyaset; halk arasında saygınlığı ile öne çıkan seçkin kavme verilir. ehl-i sünnet ve’l-cemaatin bugünkü durumu; Dünya Müslümanlarının % 85-90’nı itikatte ehli sünettin Eş’ari ve Maturidi mezhebine, fıkıhta Hanefi, Maliki ve Hanbeli mezhebine mensuptur. ÜNİTE-5 NUSAYRİLİK; Muhammed b.Nusayr en-Nemiri tarafından kurulan ve Hüseyin b. Hamdan el-Hasibi tarafından sistemleştirilen Nusayrilik, Hz. Ali’yi ilah kabul eden, tenasuha inanan ve dini metinleri anlamada batini yorumları esas alan bir mezheptir. Dini alandaki bilgi yetersizliği mezhebin doğuşuna etki eden nedenlerdendir. Hamdan’a nispet edilen “Kitabu’l-mecmu” adlı eser mezhebin kutsal kitabı niteliğindedir. Totemcilik, Sabilik, Musevilik, Hıristiyanlık ve İslam gibi dinlerden etkilenmiştir. ** Nusayriliğin doğuşunda etkili olan en önemli sebep; Gulat Şii fırkaların uluhiyet ve peygamberlik telakkisi ve şii imamiyye geleneğinden gelen mehdilik inanışıdır. İnanç esasları; Mitik bilgilere ve Batıni tevillere dayanmaktadır, Kitabul Mecmu adlı eser, mezhebin görüş ve ahkamını öğreten eserdir. Bu eserde; Kelime-i şahadet, mana-isim-bab üçlüsü ve yaratılış nazariyesine ilişkin inançlar ortaya konmuştur. Ali manadır, Muhammet isimdir, Selman ise bab tır. Bu inanış ayın, mim,sin harfleri ile sembolleşmiştir. Nusayrilere göre şahadet; ben şahadet ederim ki Ali b. Ebi Talib’ den başka ilah yoktur, övülmüş Muhammed’ den başka hicap yoktur, kendisine yönelinen Selman el-Farisi’den başka bab yoktur. Mezhep hiyerarşisinde, Selman’ın manevi çocukları ve dünya işlerinin düzenleyicileri olarak kabul edilen “eytam/ yetimler” adı verilen bir grup da vardır. Bunların herbirinin evrenin idaresi ile ilgili önemli görevleri bulunduğuna inanılır. Nusayrîlik içinde Ali’nin yerleşik olduğu ve evreni idare ettiği mekânla ilgili inanç nedeniyle Şemsiyye ve Kameriyye farklılaşması meydana gelmiştir. Mezhebin her iki kolu da, şarabın ulûhiyetin sembolü olduğuna inanmaktadır. Yaratılış nazariyeleri, tenasuh ve hulûl inancına göre şekillenmiştir. Buna göre ruh, ölümle bedenden ayrıldıktan sonra yeni bir canlının bedeninde yer alır ve kötülükten arınıncaya kadar dünyaya farklı inançlara mensup bedenlerde gelir. Nusayri olmayanların ruhları hayvan bedenine girer. Nusayrîliğin kendine özgü bir ibadet anlayışı vardır. İslâm’ın beş şartıyla ilgili uygulama oldukça farklıdır ve batınî nitelikler taşımaktadır. Her Nusayrî, mezhebe girerken şehadet etmek zorundadır. Inançlarına göre beş vakit namazın kendilerine tahsis edildiği “beş masum” vardır.Munsin sabah namazını,Muhammet öğle namazını, Fatır ikindi, Hasan Akşam,Hüseyin Yatsı namazımın temsileder.Ali Muhammet ve Selmanı yüceltiriz demek namazın edası için yeterlidir. Oruç, Hz.Muhammed’in babası Abdullah’ın sessizliğini sembolize eder. Zekâtın anlamı ise, dini öğrenmek ve insanlara aktarmaktır. Bu inanışa rağmen pratikte her Nusayrî aile zekâtını, maddi durumuna göre şeyhe vermek zorundadır. Hac, kutsallığı olan özel mekanlara yapılan ziyaretlerdir. Mezhep içinde dinî işleri yürüten dört din adamı sınıfı bulunmaktadır. Bunlar; büyük şeyh, şeyh, nüvvab ve imamdır. Nusayrîlik, günümüze ulaşana dek Büveyhîler, Karmatîler, Selçuklular ve Osmanlıların egemenliğinde yaşamıştır. Büveyhî hanedanlığının verdiği destek sayesinde mezhep, parlak günlerini yaşamış ve yayılma imkânı bulmuştur. Sonraki devletlerin egemenliği döneminde ise, bazen mücadele ederek, bazen de içe kapanarak varlığını sürdürmüştür. Nusayrîler, 1925-1941 yılları arasında Fransızların güdümünde bağımsız bir Alevî devleti kurmuşlardır. İkinci Dünya savaşının ardından Suriye’nin bağımsızlığını elde etmesiyle birlikte mezhep, Suriye ve Hatay olmak üzere iki farklı merkeze ayrılmıştır. Günümüzde mezhep, çoğunlukla Suriye’nin Lazkiye ve Cebel-i Ensariyye’de, Lübnan’ın kuzey bölgesinde, Türkiye’de Antakya Adana, Mersin, İskenderun ve Tarsus civarında yayılmıştır. Kadınların şeytanın günahından yaratıldığına ve ruhlarının olmadığına inanırlar. İnançlarına göre kadınların mümin olmaları istenirse ölümünden sonra erkek şekline çevrilirler.Bu inançlarının bir sonucu olarak masum gördükleri Fatıma’nın adını kullanmaktan kaçınırlar ve onun yerine fatır yada fatım kelimesini kullanırlar. Nusayrilikte dini işleri yürüten din adamlarına; Büyük Şeyh,Şeyh,Nüvvâb ve İmam denir. Nusayrilik gök isimleri ve yıldızların yüceltilmesi gibi konularda Paganizm yada Putperestlikten, - mana-isim-bab üçlemesi inancı, içkiyi kutsal sayıp bayramlarını kabul etme konusunda Hıristiyanlıktan, - oniki imama inanma, Hasan el-Askeriyi mehdi kabul etme konusunda İmamiyyeden, - Batıni tevile dayanmaları açısından ismailiyyeden, - Haramların mübah sayılması ve dini konuların halife alınması hususunda Mecusilik ve Mazdekilikten ve - felsefi yorumlarda Yeni Eflatuncu felsefeden etkilenmişlerdir. Nusayri İnancının şekillenmesinde şu anlayışlar etkili olmuştur Uluhuyet,Peygamberlik,ve Mehdilik. DÜRZİLİK; Fatımi halifesi Hakim Biemrillahi tanrı olarak kabul eden, dini-siyasi bir mezheptir. Kendilerini Muvahhidin yada Ehlüt-Tevhid olarak isimlendirilirler. Gizlilik esasını koruyarak günümüze kadar ulaşan ve en doğru İslam anlayışına sahip olduklarını iddia etmişlerdir. Kökenleri; Yemendeki Süryani kökenli Araplar olup, büyük bir sel felaketinden sonra göç etmişler ve lübnanın dağlık yörelerine yerleşmişlerdir. Gelişimi süreci; Dürziliğin inançsal kökeni ismaili düşünce sistemine ve Mısıra hüküm süren Fatımi devletine kadar uzanmaktadır. Dürzi inancın teşekkülünde ve açık bir şekilde yayılmasındaki en etkin rolü HAKİMİN veziri olan HAMZA b.Ali üstlenmiştir. Kendini Külli Akıl olarak hakimden sonra en üst makama yerleştirmiş ve kendini yegane imam olarak sunmuştur. Temel görüşleri; Allah’ın insan biçiminde zuhur ettiğine ve son tecellinin de Hakim Biemrillah şekliyle gerçekleştiğine, hakimin yarattığı yüce varlıklar hiyerarşisinin bulunduğuna ve inancının gizlenmesinin farz olduğuna inanmaktır. El-hakim’i Allah bilmek, Dürziliğin dört temel inançlarından biridir. a)Emri bilmek; Hakimden sonraki en önemli makamdır. Hazma Allah’ın elçisi ve yaratıkların en sonuncusudur. Kaimuz-Zaman olarak da adlandırılır. b)Beş hududu bilmek; Hakim veya hazma tarafından görevlendirilen ve ondan gelen emirleri öğretip yayan peygamber mertebesinde olan kişilerdir. Hudut, beş lahuti ilkeyi sembolize eder. Kutsal simgeleri beş köşeli yıldızdır. c)Yedi esası bilmek; Kelime-i şahadet, namaz, oruç, hac, zekat, cihat ve velayetin yerine konan yedi ahlaki öğüt, vesaya veya hisal olarak isimlendirilen uyulması zorunlu olun doğru sözlü olmak, iman kardeşlerini koruma ve karşılıklı yardım, önceki tüm inançların ve ibadetlerin terk edilmesi, iblisi ve bütün şer güçleri tanımama, Hakim’in tek tanrı olduğuna inanmak, Hakim’in buyruk ve fiillerine rıza göstermek, açık ve gizli onun ilahi iradesine teslimiyet. d)Ruh göçü; Ruh ölmez gömlek değiştirir gibi bir cisimden başka cisme geçer ve beden değiştirir. Bu yüzden tenasüh yerine TEKAMMUS demişlerdir. Dürzilere göre; Cennet, cehennem, Arş, Kürsi, hesap, ceza,mükafat gibi kavramlar bu dünyaya özgüdür.Resailül Hikme veya el Hikmetüş-Şerife adıl eserlerini okuyup, gizli ibadet yaparlar. ** kadın erkek eşitliğini savunur. İbadet, muaelat ve ahkam hususunda Hanefi hukuk sisteminin uygulamalarına bağlıdırlar. ** İsmaililerde olduğu gibi mezhebe giriş büyük bir gizlilik ve yeminle başlar. ** Dini bakımdan Dürziler, Akıllılar (ukkal) ve Cahiller (cuhhal) olmak üzere ikiye ayrılır. ** Faziletlerine düşkün en üst tabak ise Şuyuhul Akl vey Şuyuhlul Asr denilen kimselerdir. YEZİDİLİK; Emevi soyundan gelen ehli sünnet çizgisindeki mutasavvıf şeyh Adiy b. Müsafir’e nispet edilen ve Yezid b. Muaviye’nin insan üstü bir varlık olduğu esasına dayanan bir mezheptir.Zerdüştlük, Nasturilik, Babilik, Şamanizm ve İslam gibi inanç sisteminden alınan bazı öğelerle karma bir nitelik kazanmıştır.Horoza kutsallık atfedilir. İnanç esasları; Kutsal kitapları olarak Adiy b.Musafire isnat edilen Kitabul Cilve (tecelli kitabı) ve Hasan b.Adiye isnat edilen Mushafı Reşte (kara kitap) mitik bilgilere dayanmaktadır. İnanç esaslarını temeli; en güzel ismi Hüda olan tanrının birliği ve kudret sahibi oluşuna inanmak, Adiy b. Müsafir’in Hüda’nın meleği ve Yezidiliğin mürşidi olduğuna inanmak, ruh cesetten başka bir cesede geçer, ölümden sonraki hayata inanmayan yezidiler, insanın bu dünyada cezalandırılacağına, bu yüzden cennet ve cehennemin olmadığına inanırlar. Tenasühe inanırlar, Yezidîlerin ibadet dili ve bilinen bütün duaları Kürtçe’dir. Yezidîlik'teki başlıca dinî görevler namaz, oruç, hac ve zekat olarak tasnif edilmiştir. Namaz, sabah güneş doğarken ve akşam güneşin batışında olmak üzere günde iki kez güneşe doğru yönelerek dua etmektir Mezhep içi kast sistemi nedeniyle Yezidîler sekiz sınıfa ayrılırlar. Bu sınıflar; Mir, Fakir, Peşimam, Kavval, Şeyhler, Pir, Kuçek ve Mürid olarak adlandırılır. Günümüzdeki Durumu Osmanlı İmparatorluğunun yıkılmasıyla birlikte başta Irak, Suriye ve Türkiye olmak üzere farklı ülkelere dağılmışlardır. Günümüzde ise Suriye, İran, Gürcistan, Azerbaycan ve Irak gibi ülkelerde yaşamaktadır. Bu mezhebin mensupları, Türkiye'de ağırlıklı olarak Güneydoğu Anadolu bölgesindeki Mardin, Diyarbakır, Siirt, Batman, Hakkari illeri ve bunlara bağlı ilçelerde yerleşiktir
__________________ Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır. |
Konu Sahibi Medine-web 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Medineweb Görsel ve Slayt arşivi( kaybolmaması... | Medineweb.net Videolar | Medine-web | 4 | 147 | 23 Eylül 2024 20:24 |
Mustafa İslamoğlu Sözler | Medineweb.net Videolar | Mihrinaz | 2 | 343 | 30 Nisan 2023 16:51 |
Şirk Hakkında Kuran Ne Diyor? | Medineweb.net Videolar | Medine-web | 0 | 250 | 29 Nisan 2023 18:52 |
DÜNYA KABE'NİN NERESİNDE | Hacc-Umre-Kurban | Medine-web | 0 | 1092 | 27 Nisan 2020 21:40 |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
İSLAM DÜŞÜNCE EKOLLERİ TARİHİ--ÜNİTE 10-11 özet-- | Medine-web | İslam Düşünce Ekolleri Tarihi | 1 | 25 Aralık 2013 05:30 |
İSLAM DÜŞÜNCE EKOLLERİ TARİHİ--ÜNİTE 8-9 özet-- | Medine-web | İslam Düşünce Ekolleri Tarihi | 1 | 25 Aralık 2013 05:29 |
İSLAM DÜŞÜNCE EKOLLERİ TARİHİ--ÜNİTE 6-7 özet-- | Medine-web | İslam Düşünce Ekolleri Tarihi | 1 | 25 Aralık 2013 05:27 |
İSLAM DÜŞÜNCE EKOLLERİ TARİHİ--ÜNİTE 3 özet-- | Medine-web | İslam Düşünce Ekolleri Tarihi | 0 | 25 Aralık 2013 05:24 |
İSLAM DÜŞÜNCE EKOLLERİ TARİHİ--ÜNİTE 2 özet-- | Medine-web | İslam Düşünce Ekolleri Tarihi | 0 | 25 Aralık 2013 05:23 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|