Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.İLİTAM İLAHİYAT LİSANS TAMAMLAMA.::. > İlitam 4.Sınıf Dersleri > İslam Düşünce Ekolleri Tarihi

Konu Kimliği: Konu Sahibi Medine-web,Açılış Tarihi:  25 Aralık 2013 (05:27), Konuya Son Cevap : 25 Aralık 2013 (05:27). Konuya 1 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 25 Aralık 2013, 05:27   Mesaj No:1
Medineweb Site Yöneticisi
Medine-web - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medine-web isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 1
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:8
Cinsiyet:Erkek
Yaş:50
Mesaj: 3.071
Konular: 340
Beğenildi:1382
Beğendi:464
Takdirleri:10171
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart İSLAM DÜŞÜNCE EKOLLERİ TARİHİ--ÜNİTE 6-7 özet--

İSLAM DÜŞÜNCE EKOLLERİ TARİHİ--ÜNİTE 6-7 özet--

ÜNİTE 6


VEHHABİLİK

Vehhabiliğin Teşekkülü ve Tarihçesi Vehhabilik, Muhammed b. Abdülvehhab(1703- 1787)’ın düşünceleri çevresinde oluşan dinî-siyasî bir harekettir. Vehhabilik adı, bu hareketin muhalifleri tarafından verildi.Osmanlı halifesine isyan etmeleri, amelleri imandan sayarak büyük günah işleyenleri tekfir etmeleri ve şiddete başvurmaları sebebiyle Haricilik de denmiştir. Bu mezhep mensupları kendilerine Muvahhidun (tevhidciler) adını verdiler.
** Vehhabilik, fikrî açıdan Hanbelîliğe, özellikle de İbn Teymiyye’nin görüşlerine dayanmaktadır.
** Vehhabilik, Deriye emirinin desteğiyle Arap yarımadasında hakimiyeti ele geçirdi ve devletleşerek siyasileşti.
** Vehhabilik, selefçi söylemiyle Arap dünyasında ortaya çıkan yeni dini-politik hareketleri etkiledi.
Vehhabiliğin ortaya çıkmasını hızlandıran sebepler;
1-Osmanlı aleyhtarlığı ve Türk düşmanlığı ve Arap milliyetçiliği vehhabiliğin ortaya çıkmasını ve bir mezhep haline gelmesini hızlandırmıştır,
2-Arap Yarımadasında ve Necd bölgesindekilerin sahip olduğu bedevi karakter ve yaşadıkları çoğrafya şartları.
3-İslam dünyasında, özellikle Hicaz bölgesinde yaygın olan din anlayışı.
** Vehhabilik, Osmanlılar’ı uzun süre uğraştırdı. II. Mahmud, Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa'yı Vehhabilik hareketine son vermek için görevlendirdi, Daha sonra Suud hanedanından Türki bin Abdullah, Necd bölgesinde yeniden faaliyete girişerek 1821'den 1891'e kadar sürecek ikinci Vehhabi devletini kurmayı başardı.

Vehhabiliğin Görüşleri
Muhammed b. Abdilvehha, bütün sistemini tevhid (Allah'ın birlenmesi) ilkesi üzerine kurmuştur. Hambelilerin ve ibn Teymiyyenin görüşleri etkili olmuştur.Ayet ve hadislerin zahirleriyle amel ederler.
Ona göre, tevhid, Allah'ı zatı, sıfatları ve ona yapılan ibadetler açısından
1- Tevhid; kelimesini söylemek tek başına yeterli değildir. İbadette de Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak gerekir.Kulun fiilleriylede Allahı birlemesine Ameli Tevhid denir.
2-Şirk; Göz değmemesi için nazar boncuğu takmak, muska takınmak, ağaç, taş vb. şeyleri kutsal saymak, bir hastalık ya da beladan kurtulmak, güzel görünmek vb. için boncuk,ip, hamayı gibi şeyler de şirk sınıfına dahil edilmiştir.
3-Küfür ve Nifak
4-Şefaat ve Tevessül;şefaat Allaha özel bir haktır.Doğrudan Peygamberden dahi şefaat istemek Allaha ortak koşmak sayılır.
Tevessül ise; bir şeyi vesile aracı kılmaktır.
5-İman ve Amel; imanı söz ve amel olarak tanımlamaktadır. İman artar ve eksilir. Dil ile söyleyip kalp ile tasdik yeterli değildir, gerçek iman; kalpte tasdik ve onunla amel etmek, dil ile söylemek ve dinin rükünlarını yerine getirmektir.
6-Bid’at; Kur'an ve Sünnet'te bulunmayan dini uygulamaları bidat kabul ederek onlara savaş açar.
7-iyiliği emredip Kötülükten yasaklamak; Ameli tevhidi gerçekleştirmek lazımdır. Her müslümana farzdır.
Vehhabiliğin Günümüzdeki Durum
Vehhabilik, Suudî Arabistan’ın resmî mezhebidir. Suudi Arabistan,Vehhabiliği selefilik adı altında Endonezya, Malezya, Afrika’da, Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde, Balkanlarda ve Arap ülkelerinde yaymaya çalışmaktadır.


KADIYANİLİK(AHMEDİYYE)


Kadiyanilik, Mirza Gulam Ahmet tarafından doğumu 1839 da pencapta.(ö.1908) kadiyanda kurulmuş bir mezhebtir. Kurucusunun adına nispetle Kadiyanilik,Ahmedilik veya Mirzaiyye adı verilmiştir.Mirza gulam Ahmet kadiyanda dini tedrisat gördü.Dört yıl memur olarak çalıştı.Memuriyeti esnasında hıristiyan papazlar,Hindular ve Müslümanları yakından tanıması gulam ahmedin düşüncelerin oluşmasında etkili oldu.İslamı savunmak ve diğer dinleri eleştirmek için yerel gazetelerde ki makaleleri Müslümanlar tarafında büyük ilgi gördü.1857 yılında Müslümanlar İngiliz sömürgecilere karşı ayaklanmışlar fakat başarısız olmuşlardı.İngilizlerden öç alacak Vaat olunmuş mesim(Mesihul mevud)ve beklenen mehdi (Mehdiyul muntazar) düşüncesine Müslümanlar ümit bağlamaya başladılar.Bu ortamı iyi değerlendiren Mirza Gulam 50 ciltlik bir eser yazmayı planladı fakat bu eserin sadece 5 ciltini yazabildi.Berâhin-i Ahmediyeismini verdiği bu eserinde İngilizlere karşı silahla cihadın doğru olmadığını ve İngiliz hükümetine övgüler yağdırarak onlara itaati telkin eden bölümler yer aldı.Bu fikirlerinden dolayı kadiyaniliğin ortaya çıkışından günümüze kadar İngilizler tarafından himaye edildiği söylenmekte ve bazı yazarlar tarafından İslam dünyasında İngiliz emperyalizminin destekçileri olarak eleştirilmektedir.
Mirza gulam Ahmet bir plan dahilinde önce müceddidlik, sonra mehdi ve Mesihlik,en sonunda da Nübüvvet iddiasında bulundu.
Birinci aşamada:1885 yılında islamı yenilemek üzere Müceddid olarak gönderildiğini ilan etti.3 yıl sonra Allahtan emir aldığını iddia ederek kendi adına bey’at almaya başladı. beyatlar içinde teheccüd namazını da aksatmadan bütün namazları aksatmadan kılmak ve Kendini her konuda mirza gulama bağlamak ve adamak da vardır.
İkinci aşamada:Mirza gulam müceddidlikle de yetinmeyerek 1891 yılında kadiyaniliğin temel düşüncelerinde birini oluşturacak olan Mesihlik ve mehdilikiddiasında bulundu. Buna göre Hz.isa çarmıha gerilince ölmemiş öldüğü sanılarak bırakıldığı mağara biçimindeki mezarında kendisine gelerek yaralarını merhemi isadenilen bir ilaçla iyileştirmiş ve incili öğretmek için Keşmire gelmiştir. Burada 120 yaşında vefat eden Hz.İsa, Srinagar da gömülmüştür.Bu nedenle kıyamet öncesi beklenen Mesih Hz.İsa değil Hz. Muhammedin ümmetinden ona çok benzeyen birisi olacaktır.Müslümanların beklediği mehdi de ayrı bir kimse olmayacak mesihle aynı kişi olacaktır.Bu kişi de Mirza gulam ahmettir.
Üçüncü aşamada:Mirza gulam 1902 de biraz daha ileri giderek Allahın Zıllî(gölge) ve burûzî (yeniden belirme) biçiminde bir nebisi olduğunu iddia etti.Ancak bu yeni bir şeriat ve din getirmediğinden dolayı Peygamberin manevi yansımasından ibaret olan mecazi bir Peygamberliktir.Bir kaç yıl sonrada Mirza gulam bu niteliklerine Krişnalıkniteliğini de ekleyeyerek Hinduların beklediği Krişnaolduğu iddiasında bulundu.
Mirza gulamın 1908 yılında ani vefatından sonra yerine seçimle mesihin birinci halifesi sıfatıyla Hakim Nurettingetirildi. Hakim Nurettinin 1914 te ölümünden önce yerine Mirza gulamın oğlu Mirza Beşirüddin Mahmut Ahmedi aday gösterdi. Ancak Mevlana Muhammed ve arkadaşları buna itiraz ederek mezheble ilgili işlerin yönetiminin Gulam Ahmet tarafından kurulan Sadrı Encümen-i Ahmediyebırakılmasını savundular fakat bu görüş dikkate alınmadı ve Mesihin ikinci halifesi ünvanıyla Mirza gulam ahmedin oğlu Mirza Beşirüddin Mahmut Ahmet (1889-1965) halife seçildi.Bunun üzerine kadiyaniler Lahor ve Kadiyan kolu olmak üzere ikiye ayrıldılar.
** Vahdeti vücut ve vahdeti Şuhut anlayışını birleştirerek kendisine şia arasında Mehdiye ait kullanılan zamanın imamı(Kaimuz zaman) sıfatını kullanan kişi Nakşibendi geleneğinden gelen Şah Veliyullah Dehlevidir.
Kadiyaniliğin Görüşleri: Kadiyaniliğin görüşleri Mirza gulam ahmedin müceddidliği, Mesihliği, mehdiliği ve peygamberliği iddiaları etrafında yoğunlaşır. Bunlar itikat ve inanç alanıyla ilgili olmayıp ahir zaman rivayetlerinde yer alan inanç alanına girmeyen konularla ilgilidir. Kadiyanilik itikadi ve siyasi gayelerle ortaya çıkmış bir fırka değildir, fıkıhta Hanefiliği, itikatta ise birkaç husus hariç ehli sünnetin görüşlerini benimsemiştir. Lahor kolu, Mirza Gulam Ahmetin nebilik iddiasında bulunmadığı görüşünü benimser. Kadiyan kolu ise, Mirza gulam ahmetin nebilik iddiasında bulunduğu fikrini benimsemeleri dolayısıyle İslam dışına çıkmışlardır. Lahor kolunun lideri Mevlana Sadrettindir.
1-Müceddidlik;Mirza Gulam Allahın kendisini insanları karanlıktan aydınlığa çıkarmak üzere gönderilen bir müceddid (yenileyici) olduğunu ileri sürmüştür.
2-Mesihlik; 3-Mehdilik 4-Nebilik(şeriat getirmeyen nebilik)
Kadiyaniliğin günümüzdeki durumu:Pakistan parlemontosu 7 Eylül 1974 tarihinde aldığı bir kararla kadiyaniliğin her iki kolunu da İslam dışı azınlık olarak ilan etmiştir.Kadiyanilerin türk dünyasına ve özellikle türkiyeye yönelik olumsuz propaganda çalışmaları bulunmaktadır.Kadiyan ahmedilerinin almanyada oluşturdukları Türk masası Birimi Müslüman ahmediye cemaati adıyle Türkçe bir bülten çıkarmaktadır.Bu bültende 21-22 Ekim tarihleri Türk günleri ilan edilmiştir.




BABİLİK-BAHAİLİK
Babilik 19.asrın başlarında İran da ortaya çıkmış bir harekettir. Babilik kurucusu Mirza Ali Muhammedin kendisi için kullandığı BAB adına nispetle verilmiştir. İranın bu dönemde içinde bulunduğu dini, ekonomik, siyasi, ve toplumsal durum, bu hareketin ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Çünkü İran Ruslar,İngilizler ve Fransızların işgal tehdidi altında idi İran şahlarının adaletsizlikleri ve baskısı altında ezilen insanlar bu durumdan kendilerini kurtaracak bir kurtarıcı beklentisi içine girdiler.Bu beklentilerini şii inancının gereği olarak mehdilik fikriyle desteklediler.Çünkü şii inancına göre 12. İmam Muhammed el-Mehdi 941 yılında uzun bir süreyle gizlenmişti, o yaşamaktadır.O tekrar ortaya çıkıp haksızlıklara son verecektir.
** Babiliğin doğuşunda birinci derece şianın Mehdilik fikri etkili olmuştur.Ancak bu inancın babiliğe taşınmasında şia içinde ortaya çıkan Şeyhilik adında bir tarikat köprü görevi görmüştür. Şöyleki Şeyhilik 12.İmamın gizlenmesinden sonra İmamların manevi nurunu yansıtacak veya onunla irtibatı sağlayacak ve ona açılacak bir kapı(Bab) anlamında Bir Kamil Şiinin varlığını gerekli görür.Şeyhilik tarikatının kurucusu Şeyh Ahmet el Ahsâî dir.
Bahaullah:Allahın ululuğu,güzelliği.parlaklığı,azameti manasına gelir.Bahailikte Mirza Hüseyin ‘ALİNİN’adıdır.
**Babilikte İmamlar Allahın bilgisi ile bilinenlerin bilgisine açılan kapı(bab)lardır. İmamlardan sonra ise bu bilginin ve hakikatlerin sahipleri şeyh Ahmet ile onun halifesi Seyyid Kazım Reşti dir. Babilik Şeyhlik tarikatının bir mensubu olan ve kazım Reştinin müridlerinden Mirza Ali Muhammed’in önderliğinde ayrı bir fırka olarak ortaya çıkmıştır.Babiliğin ortaya çıkmasında ve fikirlerinin oluşmasında Yahudilik ve Hıristiyanlıktaki bin yıl (millenium) inanışı da etkili olmuştur.Bu hareket İslam,Hıristiyanlık,Yahudilik.Mecûsilik ve Putperesliğin karışımıdır.Babilik Şii kültür içererisinden çıkmış bir çeşit gulat(aşırı) hareketidir.
**Babiliğe göre Kur’an nasıl daha önceki semavi kitabları hükümsüz bırakmışsa Mirza Ali Muhammedin EL-BEYAN isimli kitabıda Kuranı hükümsüz bırakmıştır..Mirza Ali Muhammed Azarbeycan alimlerince tekfir edildi ve 1850 de Nasuriddin Şah tarafından Tebrizde Kurşuna dizilerek öldürüldü. Babilerde nasuriddin şaha suikast düzenlediler.Bundan dolayı yakalanarak öldürüldüler.Mirza Ali Muhammedin müridlerinden Yahya Nuri ve kardeşi Mirza Hüseyin Ali bağdata kaçtılar.Oradan İstanbula daha sonrada edirneye sürgün edildiler.Her iki kardeş arasında anlaşmazlık çıktı Yahya Nuri ve adamları oradan Kıbrısa Mirza Hüseyin Ali ve adamlarıda Akaya sürgün edildi.Babiliğin devam ettiricisi Mirza Hüseyin Ali olmuştur. Onun önderliğinde Bahaiyyeye dönmüştür.Bahaullahın kendi görüşlerini yazdığı kitabın ismi Kitabul-akdes tir. Allahın kendisine hulul ettiğini ve vahiy aldığını iddia etmiştir.
Bahailik kendisini diğer dinler gibi evrensel bir din olarak takdim etmektedir.Bundan dolayı Ortak bir din,ortak bir dünya dili oluşturma iddiasındadır.Onlara göre dünya tek bir din,tek bir vatan,insanlar da bu vatanın vatandaşlarıdır.Vahiy sona ermemiştir. Dolayısıyle nebilikte sona ermemiştir.Yazı birliğini savunurlar.Mallarının1/ 19 unu vergi olarak ruhani liderlere verirler.İkiden fazla kadınla evlenmek ve boşanmak yasaktır.İddet beklemek yoktur.Cemaatle namaz yoktur.İbadetlerinde hayfaya(İsrailde) yönelirler.Günde üç defa dua ederler.19 gün oruç tutarlar.Hac ibadeti Bahaullahın(Mirza Hüseyin Ali) Akadaki mezarını ziyaret etmektir.Bahailiğe göre 19 sayısı kutsaldır.Bir yıl 19 ay,bir ay da 19 gün dür.Bahailiğin idari merkezi Hayfadır.Bahailik buradaki Umumi Adalet Evi tarafından idare edilir.Herhangi bir bölgede 9 kişiye ulaşınca Bahai cemaati Mahalli Mahfiller kurarlar,bu mahfiller ruhani mahfillere,onlarda Umumi adalet evine bağlıdırlar.
** Subhu’l Ezel:Ezel sabahı.Bahailikte subhul ezel Mirza Yahya Nurinin unvanıdır.
** Nebil:Babiler peygambere nebil derler,Nebilerden murat da Mirza Ali Muhammeddir.
__________________

Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi Medine-web 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Medineweb Görsel ve Slayt arşivi( kaybolmaması... Medineweb.net Videolar Medine-web 4 147 23 Eylül 2024 20:24
Mustafa İslamoğlu Sözler Medineweb.net Videolar Mihrinaz 2 343 30 Nisan 2023 16:51
Şirk Hakkında Kuran Ne Diyor? Medineweb.net Videolar Medine-web 0 250 29 Nisan 2023 18:52
DÜNYA KABE'NİN NERESİNDE Hacc-Umre-Kurban Medine-web 0 1092 27 Nisan 2020 21:40

Alt 25 Aralık 2013, 05:27   Mesaj No:2
Medineweb Site Yöneticisi
Medine-web - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medine-web isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 1
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:8
Cinsiyet:Erkek
Yaş:50
Mesaj: 3.071
Konular: 340
Beğenildi:1382
Beğendi:464
Takdirleri:10171
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: İSLAM DÜŞÜNCE EKOLLERİ TARİHİ--ÜNİTE 6-7 özet--

ÜNİTE -7Ameli Fıkhi Düşünce Ekolleri


Ameli ve fıkhi alanda tarih boynuca pek çok mezhep ortaya çıkmış, bunlardan Hanefilik, Maliklik,Şafiilik, Hanbelilik ve Caferilik günümüze kadar varlığını devam ettirmiştir. Bunlardan ilik dördü Sünnilerin Caferilik ise Şiilerin mezhebi olmuştur.Hanefiler Rey, Maliki, Şafii,Hambeli Hadis taraftarıdır.

Şii Caferiler arasında ortaya çıkan akımlar da akla dayalı çözümler üreten usulcüler, imamlardan gelen rivayetlere göre çözüm üreten Ahbariler.


HANEFİLİK
İmamı Azam Ebu Hanifeye nispet edilen ve Ehli sünnet içinde ilk sistemleşen fıkhi mezheptir. İtikadi ve fıkhi meselelerin çözümünde rey kullanımına verdikleri ağırlık nedeniyle muhalifleri tarafından Rey Taraftarları, iman konusundaki görüşleri sebebiyle de Kufe Mürciesi veya Fukaha Mürciesi olarak isimlendirilir.


Hanefi Ekolünün Oluşumu: Ebu Hanifenin hocası Hammad b Süleyman dır.
Ebu Hanifenin itikadi konularla ilgili eserleri; Risale ila Osman el battı, kitabül alim vel müteallim, fıkhu ebsat, fıkhu ekber, el vasiye.
** Ebu Hanifenin ilmi faaliyetlerine merkez olarak seçtiği yer KUFE dir.
** Emeviler döneminde vali İbn Hübeyre, Abbasiler döneminde Halife Ebu Cafer Mansur kadılık görevi önerilmiş
Hanefiliğin Teşekkülü ve Gelişimi:
Mezhebin Teşekkülünde ve yayılmasında mezhep imamının öğrencilerinin etkinliği, mezhep fıkhının tedvini, mezhep ulemasının kadılık görevlerindeki uygulama performansı etkili olmuştur. Ebu hanifenin öğrencileri olan ebu Yusuf, imam Muhammet, züfer b hüzeyl in Hanefi mezhebinin sistemleşmesinde ve yayılmasında etkin rolu olmuştur.
** Hanefiliğin resmi bir mezhep olmasında Harun Resit zamanında başkadılık yapan Ebu Yusuf etkisi vardır.Vergi ve devlet hukukuna dair KİTABUL HARAC adıl eseri ile ekolün devlet nezdinde güç kazanmasına, atadığı Hanefi kadılarla da mezhebin geniş kitlelere ulaşmasını sağladı.
** Ebu hanifenin ilim halkalarında oluşan ibadet muamelat ukubat vs konularda hükümler gözden geçirilerek tedvin edilmiştir. Bu tedvin hareketinin en önemli ürünü ZAHİRİRRİVAYE dir. Bu eserde ebu Hanife, ebu Yusuf ve imam muhammedin görüşleri toplanmıştır. Hanefi mezhebinin temelini oluşturduğu için mesailü usul da denmiştir. Eser imam muhammede aittir.
** Hanefi fıkhını özetleyen bazı eserlerde meşayih döneminin ikinci yarısında telif edilmiştir.Tahavinin el-Muhtasarı, Hakim eş-Şehit el-Mervezinin el-Kafi, Kerhinin el-Muhtasarı örnek olarak sayılabilir.
** Mezhep içi ekoler meselesi meşayih ya da müteahhirun döneminde oldu Yargılama hukuku, vakıf, hiyel, şurut ve sicillat gibi konular da eser telif edildi
** Meşayih yada müteahhirun dönemi ulemaları; hassaf, bekar b kuteybe, ebu hazim el kadi.
Hanefi mezhebinin oluştuğu ve Mezhep Kültürünün genişlediği dönemde isim ve eserler
Kuduris,Halvani, Fahrülislam el-Pezdevi
Eserler; es-Serahsi (el-Mebsut), el-Kasani(Bedayius-Sanayi fi Tertibiş-Şerai), el-Merginani(el-Hidaye), Osmanlılarda; Mollo Hüsrevin (ed-Dürer), el-Halebinin (el-Mültekal-Ebhuru), Timurtaşinin(Tenvirul Ebsarı), Tanzimat Döneminde ise; Ahmet Cevdet Paşanın komisyonluğunda hazırlanan Mecelle
Hanefiliğin yayıldığı bölgeler
Hanefi mezhebi Kufede doğmuş, Bağdatta gelişmiştir. Abbasiler döneminde başlayarak Horasan ve Maveraunnehirde önemli Hanefi kültür havzaları oluşmuştur. Hanefiler arasında bunların görüşlerine Belh meşayıhı, buhara meşayıhı, semerkand meşayıhı, fergana meşayıhı olarak dikkat çekmiştir.
** Karahanlılar ve Selçiklular ve Harzemşahlar döneminde devletin resim mezhebi olmuştur. Osmanlının kurulmasıylada iyice güçlenmiş ve etkili konuma gelmiştir.
** Hanefi fıkhına önemli ölçüde katkı yapan ekol Bağdat mutezilesidir.
** Mutezile, taberistan zeydiliği fıkıhta bir dönem Hanefiliği benimsemiştir.
** Muamelatla ilgili bazı konularda Hanefiliği benimseyen ekoller Dürzîler, yezidiler, Nusayriler


Hanefiliik nerelerde yaygındır;Türk, Afgan, pakis, ırak, türk cumhuriyetleri, Türkistan gibi orta asya ülkeleri, Arnavutluk Bosna gibi balkan ülkeleri. Bulg Romen Müslümanları, çin, mançur ve Japon Müslümanları, hicaz Suriye ve yemendeki bazı müslümanlar. Sicilya da etkin, afrikada yayılamamış.
Hanefi mezhebinin usul ve görüşleri
Hanefi mezhebinin meseleleri çözmede izlediği yol; kitap, sünnet, sahabe kavli, icma, kıyas, istihsan, örf.
Ebu Hanife haberi vahidi delil olarak nasıl kabul eder; mütevatir ve meşhur hadisler dışında kalan haberi vahit ve mürsel hadisler özel bir incelemeye alınır. Ebu Hanife tek ravinin rivayet ettiği anlamına gelen haberi vahidid, ravinin güvenilir fakih ve adaletli olması rivayet ettği şeye aykırı bir amelde buluınmaması koşuluyla kabul eder.
** Kıyas ı kural haline getiren Ebu Hanifedir
** Ebu Hanife meseleleri olmuş gibi farzederek takdiri fıkıh hükümleri ortaya koymuştur. Örfü ve istihsanı sık sık kullanmış. Ticari sözleşmelerdeki ictihatlarında ilk defa ortaya hükümler çıkarmıştır. En önemli özelliklerinden birisi de bireysel hak ve hürriyetleri savunmasıdır. Bu konuda büyük reform yapmıştır. Yöneticilerin zorbalıklarına karşı kişisel hak savunmuştur. Dini sivil gelişim tarzını da ilk defa böyle sistemli olarak o ortaya koymuştur.
Kıyas: Hakkında Kuran ve sünnette hüküm bulunmayan bir meselenin hükmünü, aralarındaki ortak illet sebebiyle hakkında nass bulunan meselenin bağlamak anlamına gelmektedir.
İstihsan;müctehidin daha kuvvetli gördüğü bir husustan dolayı bir meselede benzerlerin hükmünden başka bir hükme başvurması anlamına gelir.
**Hanefilerin uyguladığı anlamda istihsan ya nassa, ya kıyasa, ya icmaa yada zarurete dayılı bir yöntemdir. Bu delillerin yanı sıra sahabi kavli ve örf ve adet de mezhebin kullanmış olduğu delillerdendir.
** İtikadi konularda Mürcienin görüşlerinden etkilenmiştir. Daha sonra Maturidiliği kabul etmiştir. Hanefi-Maduridilik ortaya koyduğu görüşleriyle ve çözüm önerileriyle akılcı-hadari bir zihniyeti temsil etmektedir.
** Hanefilik, akli delilere, örfe, kamu yararına, irade özgürlüğüne, kişisel hak ve hürriyetlere ve hoşgörüye dayalı din anlayışı ile Müslüman dünyasında en çok tercih edilen bir mezhep


MALİKİLİK
Hicaz ehli ve hadis taraftarlarının öncülerinden malik b Enese nispet edilen fıkıh anlayışında Medinelilerin sünnet düşüncesinin etkin olduğu ekoldür. Malikiyye diye de anılır.
** imam malikin ders halkasında, hadis ve gerçekleşmiş olaylar merkezi bir konuma sahipti. Medine imamıdır. Orada doğmuş ve Medine ekolü üzerine yetişmiştir.Ebu Hanife, Ebu Yusuf ve İmam Muhammetten bilgi alışverişi yapmıştır.
medinenin ünlü 7 fukahası kimlerdir? said b müseyyeb, urve b zübeyr, kasım b Muhammet, harise b zübeyr, ebu Bekir b useyd, Süleyman b yeser, ubeydulllah b Abdullah.
Malikiliğin teşekkülü ve gelişmesi
İmam Malikin öğrencileri başta Mısır ve Endülüs olmak üzere birçok şehirde ilmi faaliyetlerini sürdürmüş ve mezhebin görüşlerini yaymıştır.
Malikiliğin temel eserleri imam malikten notlar şeklinde alınan el müdevvene, utbiye, el vadiha, el mevvaziye içlerinde en muteberi el müdevvenedir. Kuzey Afrikada yaygındır.
Muvatta nasıl bir eserdir; imam malikin Medine tatbikatı, ashab ve tabiun fetvaları ve bizzat imam malikin ictihatlarından oluşan fıkhi bir kitaptır.
** Maliki mezhebinin bilginleri fıkhın dışında,felsefe, bunlardan ibni rüşt el hafid felsefeyle ilg eser yazmıştır. Ve mukayeseli fıkıhla ilgili bidayetül müctehit ve nihayetül muktesid isimli eseri yazmıştır.
Malikiliğin yayıldığı bölgeler
İmam malikin meseleleri tartışmaya açmaması, ictihadı özendirmemesi ve değişik yorumlara açık olmaması nedeniyle diğer mezheplere göre yavaş bir gelişme göstermiştir.
Başlangıçta hicazda ortaya çıkan mezhep, İmam Malikin Abdullah b. Vehb başta olmak üzere Mısırlı öğrencileri ve onların yetiştirdiği nesil aracılığıyla Mısırda önemli ölçüde yayılmıştır.
Mısırda fatimilerin etkisiyle silinmeye başlayan Malikilik selehattin eyyubinin fatimileri yok etmesiyle tekrar hayat bulmuştur
** Mısırda 1920 de şahıslar hukuku MALİKİ mezhebine göre düzenlendi.
** 2. meşrutiyet döneminde istanbulda toplanan kanuni medeni komisyonunda çağın gereksinimlerine uygun olduğu gerekçesiyle bazı sorunların çözümlenmesinde Maliki mezhebin görüşleri etkili oldu.
** Maliki mezhebinin etkili olduğu diğer bir ye ENDÜLÜS tür. Malikilik Endülüste evzai ve zahirilik mezheplerin yerini aldı.
Malikilik hangi bölg yayıldı. Endülüsün yanı sıra yemen katar Bahreyn Kuveyt Sicilya mısır fas Tunus Cezayir sudan gibi ülkeler ile suudi arabistanın ahsa bölgesinde ve kuzey afrikada etkili olan senusilerde. Malikilik daha çok mısır Tunus Endülüs yayılmıştır.


Malikilik mezhebinin usul ve görüşleri
Malikilerin kullandığı deliller; kitap sünnet sahabe kavilleri icma Medinelilerin ameli kıyas istihsan istishab mesalihi mürsele Seddi zerayi.
** İmam Malik ve mezhep mensupları, hadisi merkeze alan bir yaklaşımla kıyası ve Medine tatbikatını öncelemişlerdir.
** İmam malik rey için delil durumunda olan kıyas istihsan mesaalihi mürsele deli olarak kullanmıştır.
İstishab;sabit olan bir hükmün değiştiğine delil bulununcaya kadar olumlu veya olumsuz haliyle devam etmesini kabul etmektir.
İstishab; koruyucu bir delil konumundadır. Ve mevcut olan hakları korur.
Mesalihi mürsele ;İnsanların iyiliği için yaralı olanı almak zararlı veya zararı yararından çok olanı terk etmektir.
Seddi zerayi;Sebebi yok etmek vasıtayı ortadan kaldırmak anlamına gelir. Mesela bir müslümanın kâfirlerin ilahına sövmesinden sevap umabilir ancak onlarında Allaha sövmesi söz konusu olduğundan bu yasaklanmıştır ayetle delil gösterirler.
İmam malikin imanla ilgili görüşleri; imanı söz amel ve inanç olarak tanımlamıştır. İman artar fakat eksilme konusunda fikir beyan etmemiştir.
Malikiler itikadi konularda;ilk dönemlerde Hadis taraftarlarının görüşlerini, daha sonra bazıları Eş’ariliği benimsemiştir.


ŞAFİLİK
Şafilik;Fıkıh usulünü tedvin eden, delil olarak kitap sünnet icma birbiriyle çelişik olmayan sahabe sözleri ve kıyasa dayanan fıkhi bir ekoldür.
**Necran kadılığı görevini üstlendiği sıralarda Ali taraftarlarını tutmakla ve Rafizi olmakla suçlanmıştır.Şafi ırak fıkhını İmam Muhammet’ten öğrendi. Rey ve fıkıh usulünü birleştirdi.
Er-Risale;Şafinin eseridir. Sözlü olarak gelen usule dair nesih kaideleri mutlak mukayyed umum husus gibi bilgiler imam şafi tarafından ilk kez er risalede dile getirilmiştir. El hucce de imam şafinin eseridir.


Şafiliğin teşekkülü ve gelişmesi
Bağdatta görüşleriyle öne çıkan ve kabul gören İmam Şafi Mısıra gittikten sonra fikri bir dönüşüm geçirmiş ve yeni düşüncelerini açıklamıştır. Er-risale adlı eserini Mısırda gözden geçirerek tekrar yazmıştır.
Şafinin görüşleri Mezhebi Kadim eski ve Mezhebi Cedid (yeni-Mısırda) olarak isimlendirilmiştir.
El Ümm; İmamanı Şafinin eseridir. Öğrencilerin kendinden yaptığı rivayetlerle soru cevap şeklinde hazırlanmış eseridir. Mısırdaki görüşlerini esas almıştır.
** Buhari de Şafi geleneğini sürdürmüş ve hadis taraftarlarının seçkin birisidir.
** Şafilerin usule yönelik çalışmaları teorik olduğu için Mütekellimlerin usulü olarak anılmıştır.
** Şafi veya kelamcıların metoduyla yazılmış en eski;mutezile ekolünden ebul Hüseyin Muhammet el basiri kitabul mutemedi. El cüveyninin kitabul burhanı, imam gazalinin el mustasfası bu üç kitap Fahrettin razı tarafından özetlenmiş ve bazı eklemeler oluşturarak el mahsul adını vermiştir.
Şafiliğin benimsendiği,Yayıldığı yerler; Mısır ırak horasan m.nehir Suriye bir dönem iran günümüzde anadolunun doğu kısmında güney arabistanda Afrika, Kafkas iran azar hind filis Seylan Filipinler Endonezya malaya
** Memlükler döneminde Sultan Baybars kadıların 4 mezhebe göre atanmasını başlattır.




Şafi mezhebinin usul ve görüşleri
Şafi Mezhebi, meseleleri çözerken ve içtihat yaparken delil olarak kitap, sünnet, icma, birbiriyle çelişik olmayan sahabi sözleri ve kıyasa dayanmaktadır.Şafi aklın ve reyin fıkıhta kullanımını kıyasa hasretmiş ve kıyası ise nassa bağlayarak sınırlandırmıştır.
İmamet konunda; halifenin kesinlikle kureyşten olması gerektiğini ve muaviye ile hz ali arasında ki ant dada hz aliyi savunmuştur.
** İmam şafi istihsan mesalihi mürsele Medinelilerin amelini metodlarını reddetmiştir.
**Şafiliğin geniş kitleye yayılmasında imam şafinin görüş yelpazesinin geniş olması, sistemleştirilen hüküm çıkarma tekniği, içtihat yapma derecesine ulaşan alimlerin çok olması etkili olmuştur.
** Şafilerin nakle bağlı kalmaları toplumun sorunlarını çözememeye sebep oldu.

HAMBELİLİK
Hicaz ekolü olarak da bilinen Hadis Taraftarlarının önde gelen bilginlerinden Ahmet b.Hanbelin görüşlerine göre şekillenmiştir. Usul ve ilkelerinde Hadis taraftarlarını esas alan Hanbelilik, Sünniliğin dört büyük fıkıh ekolünden birisidir.
** Ahmet b Hanbel MÜSNET isimli eserli vardır.Rivayetleri esas alan,hadis ve ahbardan hareketle hüküm çıkaran bir tarz geliştirmiştir. Kıyası celil yada kıyası hafi olmak üzere her türlü kıyastan mecbur kalmadıkça uzak durmaya çalışmıştır.


Teşekkülü ve Gelişimi
** Mihne olayları ile karşı karşıya kaldığı sorgulamalar, onun şahsi ve ilmi hayatının gelişmesinde ve şekillenmesinde Hanbeliliği önemli bir etki yapmıştır.
Hanbeli mezhebinin, tedvin dönemi Ahmet b.Hanbelin ölümünden Büveyhilerin Bağdatı ele geçirdikleri döneme kadar olan süreyi kapsar. Bu dönemde Hanbeli ekolün düşünce sistemi, rey, kelam ve bunları kullanan ilmi çevrelerin eleştirisi üzerine kurulmuştur.
Tedvin döneminde yazılan erken dönem eserleri ;Mesail, kitabüssünne, mesail fıkıh üzerinedir.
** Hanbeliliğin altın çağı, Bağdat Abbasi halifeliğinin son dönemi altın çağdır. Ayrıca memlukler döneminde mısır ve suriyede iyice güçlenmiştir.
** Hanbeliliğin itikadi boyutuna en önemli katkıyı ibn Teymiyye yapmıştır.
** Büveyhiler döneminde mezhep muhalefet grubu rolünü üstlenmiş hilafetin ve Sünniliğin yılmaz savucusu olmuştur.
Mesail konusunda öne çıkan öğrenciler: oğlu Salih ve Abdullah
Süneler Hanbeli mezhebinin teşekkülünü sağlayan en önemli eserlerdir.
**El Haşimi Ettemimi Essabuni A.kadir Geylani ibnül Cevzi ibni Teymiyye Hambeliliğin yayılmasında öne çıkan şahsiyetlerdir.Ebu Bekri el-Hallal , hanbelin ilimlerini toplamak için bir çok kitap telif etmiştir.


Hanbeliliğin yayıldığı bölgeler
Tarihsel süreçte Irak Suriye Ürdün Filistin ve mısır. Günümüzde vahhabiliğin etkisiyle selefilik adı altında Arabistan katar uman Hind Endonezya,Malezya,K.Afrika,Çeçenistan bazı balkan ülkeleri dünyadaki sayıları 20 milyon bulmuştur.
Hanbelilik neden fazla yayılmamıştır. Çünkü; Diğer Sünni mezheplerin ırak, mısır, Endülüs, ve kuzey afrikada Yapılanmalarını daha önce tamamlamış olmaları ve daha çok kendilerini kabul ettirmek için iyiliği emredip kötülükten sakındırma adı altında baskı yapmaları.

Hanbeli mezhebinin usul ve görüşleri
** Hanbeliler kitap sünnet icma sahabe kavli istishab maslahat kıyas Seddi zerai,delillerini kullanırlar.Selefçi bir karakter kazanmıştır. Yoruma kapalı katı nascı bir yaklaşım sergileyen mezhep, değişim ve gelişmeye bidat olgusuyla karşı çıkmaktadır.
**Hanbeli mezhebi,nakil ve rivayete ağırlık veren bir metotla Kuran ve Hadisi merkeze almıştır. Hanbel daha çok hadisleri toplayıp tasnif etmeyi amaç edinmiş bir fıkıh alimidir.
** Haberi vahidin senedi sahihse onunla amel ederler,Sahabe adı zikredilmeyen mürsel hadisi zayıf sayarlar, mürsel ve zayıf hadisleri daha kuvvetli bir delilin bulunması halinde kıyasa tercih kıyası son çare olarak kabul ederler.
** Hanbelilere göre,içtihat kapısı kapanmamıştır. Her asırda bir müçtehit gelecektir diyen ve bunu farzı kifaye gibi görürler.
** Hanbeliler istishab metodunu çok kullanırlar.Bu manası sabit olan bir hükmün, onu değiştiren bir delil buluncaya kadar devam etmesidir. Reyle içtihatta bulunmamak için bu yönteme başvurmuşlardır.
** Hadis Taraftarlarının ateşli savunucusudur.
Hanbelîlerin iman anlayışı;iman kesin olarak inanmak ve mealde bulunmaktan ibarettir. Artar eksilir. İmandan çıkabilir. İslamdan çıkacağı anlamına gelmez. Kitabul iman adlı eseri hanbel in bu konuyu ele alan mürci ve iman nazariyesinin eleştirileri ile doludur.


CAFERİLİK
Caferilik;Hz.Ali Hz. Muhammetden sonra gelen halifedir. Bundan sonraki imametinden fatıma soyundan geleceklerle sürdürüleceği savunan on iki imama inanmanın ve imamları masum kabul etmenin dini aslından uslud-din den olduğunu savunan ekoldür. Caferiliğe isneaşare, imamiyye de denir.Ebu Hanife ve İmam Malikle görüş alışverişi yapmıştır.
**Caferi ulemaları Ahbarilik ve Usulcüler diye ayrılır.On iki imam dizisine inandıkları için İsnaaşeriyye ve imamlara inanmayı imanın şartlarından kabul ettikleri için de İmamiyye denilmektedir.


Caferiliğin Teşekkülü
Caferiyye mezhebinin ortaya çıkışı ve teşekkülü süreci GAYBET meselesi ile doğrudan alakalıdır.
Gaybet dönemi, oniki imamın ismi etrafındaki düşünceler ve anlayışlar sonucu şekillenmiştir. 12.İmam Muhammed Mehdinin öldürülme korkusundan dolayı gizlenmiştir. Bundan sonraki döneme gaybet dönemi denir.
Kelamcılar Dönemi: Rivayet fıkhı taraftarlarının etkisinin ortadan kalkması kelamcılar dönemi olarak adlandırılan ve üç büyük şii alimin öne çıktığı dönemde olmuştur.
Kelamcılar döneminde ki üç büyük Caferi âlimleri;Şeyh müfit, şerif el murtaza, ebussalah el halebî. Bunları takip edenler usulcü olarak adlandırıldı.
** Şia fıkhı için yeni bir çığır açan ve şeyhüt tarife döneminin alimi Ebu Cafer et-Tusi dir.En önemli eseri ise el-Mebsut olmuştur. Ahberilerle usulcüleri uzlaştırmaya çalışmıştır.
** Safeviler dönemi de, Caferilik açısından usul ve füruda bazı gelişmelerin kaydedildiği önemli bir devir olmuştur.
** Şah İsmail döneminde ise ekol, resim mezhep olarak kabul edilmiş, ezana “Eşhedü enne Aliyyen veliyullah “ ifadesi eklenmiş ve camilerde ilk üç halifeye lanet edilmesi uygulamasına geçilmiştir.
Merci i taklit dönemi ;Bir kimse ya ictihat derecesine ulaşıp müctehit olacaktır ya da bir müctehide uyacaktır. İşte bu düşünce merci i taklid adı verilen müessesenin yerleşmesine yol açmıştır.Humeyninin Velayeti Fakih doktrini bu gelecek içinde olgulaşmıştır.
Humeyninin görüşleri nelerdir? fukahanın rolu peygamberin roluyle eşdeğerdir. Fukaha 12. imamın gaybet döneminde onun görevlerini yerine getirmeli ve siyasi açıdan etkin olmalıdır. Humeyni bu fikirleriyle iranda 1979 da devrim yapmış ve Caferilik resmi mezhep olmuştur..
Caferilik nerelerde yayılmıştır? günümüzde, iran, ırak Azerbaycan, Lübnan Bahreyn suriye Afgan arap pakis bengladeş hind Türkiyede ise kars Ardahan Iğdır.


Caferilerin Usulü ve Görüşleri
Ahbarilik ve usulilik ekollerine göre değişiklik arz etmektedir.
Ahbari; Şia fakihlerine göre hüküm ve fetvaların dayandığı tek kaynak hadislerdir.Kuran ise Hadislerin açıklaması yoluyla anlaşılabilecek ve uygulanabilecektir.
Usuliler ise; müctehidlerin bilgi elde etmek ve hüküm vermek için başvuracakları dört delilli kitap,sünnet,icma, akıl olarak tespit etmiştir.
** Caferilerin usulüd-dinden saydıkları esaslar; Tevhit, Nübüvvet, İmamet, Mead, Adalet
** Caferiler temel ibadetler konusunda, Ehlisünnetle benzer görüş paylaşırlar.
** Caferiler öğle ikindi, akşam yatsı namazları cem ederler.
** Caferilerde ezan ve kamette farkı;Eşhedü Enne Muhammeden Rasulullahtan sonra Eşhedü Enne Aliyyen veliyullah derler kamette de hayyalal hayrul amel ifadesi var.
Humus;Hz peygamberin yakınlarına zekât verilmediği için humus denilen yardımı yapmışlardır.
Tevella;Hz Muhammedi ve onun soyundan gelenleri sevenleri sevmek anlamına gelir.
Teberra ise bunu tevellanın zıddıdır
** Caferiler Mute nikahını kabul ederler.
__________________

Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
İSLAM DÜŞÜNCE EKOLLERİ TARİHİ--ÜNİTE 10-11 özet-- Medine-web İslam Düşünce Ekolleri Tarihi 1 25 Aralık 2013 05:30
İSLAM DÜŞÜNCE EKOLLERİ TARİHİ--ÜNİTE 8-9 özet-- Medine-web İslam Düşünce Ekolleri Tarihi 1 25 Aralık 2013 05:29
İSLAM DÜŞÜNCE EKOLLERİ TARİHİ--ÜNİTE 4-5 özet-- Medine-web İslam Düşünce Ekolleri Tarihi 0 25 Aralık 2013 05:25
İSLAM DÜŞÜNCE EKOLLERİ TARİHİ--ÜNİTE 3 özet-- Medine-web İslam Düşünce Ekolleri Tarihi 0 25 Aralık 2013 05:24
İSLAM DÜŞÜNCE EKOLLERİ TARİHİ--ÜNİTE 2 özet-- Medine-web İslam Düşünce Ekolleri Tarihi 0 25 Aralık 2013 05:23

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.