|
Konu Kimliği: Konu Sahibi küskün,Açılış Tarihi: 18 Ocak 2015 (04:23), Konuya Son Cevap : 21 Ağustos 2015 (17:57). Konuya 1 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
18 Ocak 2015, 04:23 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 45598 Üyelik T.:
20 Ekim 2014 | Ilh1002-islam ibadet esasları 1. ünite ders özeti Ilh1002-islam ibadet esasları 1. ünite ders özeti İLH1002-İSLAM İBADET ESASLARI 1. ÜNİTE DERS ÖZETİ [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Tanımı: Sözlükte “boyun eğme, alçak gönüllü olma, iteat, kulluk, tapma, tapınma” gibi anlamları vardır. Dinî literatürdeki “ubûdiyet” kavramı ise insanın Allah’a olan teslimiyetini, bağlılığını ve kullukta bulunmasını ifade etmektedir. İbadetin biri geniş biri dar olmak üzere iki anlamı vardır. Geniş anlamda Müslümanlar’ın Allah’ın rızasını kazanmak amacı ile yaptıkları tüm davranış ve hareketler hatta düşünüş ve niyetler ibadet kapsamına girer. Diğer yandan İsra suresi 17. Ayette tüm canlıların herhangi bir şekilde Allah’a ibadet ettiği belirtilmektedir. Dar ve özel anlamda ibadet ise, Allah ve Resulü tarafından yapılması istenen, niyete bağlı olarak yaratana karşı saygı ve boyun eğmeyi ifade eden ve yapana sevap kazandıran belirli davranış biçimleridir. Buna göre ibadet, dinî içerikli belli ve düzenli yapılan davranış biçimleridir. Bunlara sistematik ve şekle bağlı ibadetler (ibâdât-ı mersûme) de denir. Dini iteratürde ibadet yanında kullanılan iki kavram daha vardır. Bunlardan taat; niyetli, niyetsiz yapılasından dolayı sevap kazanılan iş, emri yerine getirmektir. Kurbet ise; nafile namaz ve sadaka gibi insanı Allah’a yaklaştıran her bir güzel iş anlamında kullanılır. Her üçünün de ortak anlamı Allah’ı Rab olarak ilan etmeleri ve O’na yönelik davranışları bakımındandır. ÖNEMİ İbadet insanları Allah’a yaklaştıran, O’nunla buluşturan bütün eylemlerin adıdır. İbadet geniş anlamı ile kulluğun özetidir. İbadet insanın kainat ve diğer yaratılmışlar arasında yerini öğrenmesini sağlayan eylemlerin tümüdür. İnsana diğer varlıklar arasında Rabbine karşı sorumluluğunu hatırlatır ve bu konuda bilinç kazanmasını sağlar. En büyük önemi ise kişiye dünya ve ahiret mutluluğu kazandırmasıdır. Amaç ve İlkeler İbadetlerin nasıl yapılması gerektiği ile ilgili olarak Kuran da kesin emirler bulunmamaktadır. Öyle ki zaten Rasulullah(sav) de “Benim namaz kılışıma bakın ve namazınızı öyle kılın” (Buhârî, “Ezân”, 18), “Haccın nasıl yapıldığını benden öğrenin” (Nesâî, “Menâsik”, 220) gibi hadisler ile ibadetlerin nasıl yapılacağını O’ndan öğrenmemizgerektiğini vurgulamıştır. İbadet ancak Allah için yapılmalıdır. Temel ilkesi budur. Bir davranışın ibadet olabilmesi için dünyalık bir menfaat gözetilmeden, inanılarak Allah için yapılması gerekir ki buna “taabbüd” denir. Kaldı ki ibadet ihtiyacı her zaman insanlar için bir ihtiyacı olmuştur. İbadetler yerine getirilirken insanın ruhsal sağlığına zara verecek şekilde aşırıya kaçmak ibadetin ilkelerine aykırıdır. İbadetler yapılırken dünya ve ahiret dengesi itidalli bir şekilde ayarlanmalıdır. İbadetler yerine getirlirken gerçekleştirilmesi gereken ilkelerden birisi de kolaylık sağlamak ve insanları zora sokmamaktır. İbadetlerin amacı da zorluk ve sıkıntı getirmek değil, insanları maddeten ve manen temizlemek ve arındırmaktır (el-Mâide 5/6, el- Hac 22/77-78). İbadetlerde devamlılık esastır. İbadet kabul edilen davranışlardan birisi de duadır. Dua herkes tarafından istenilen dilde uygun bir şekilde yapılabilir. Ancak Namaz gibi farz ibadetler söz konusu olduğunda İslam dininin dili olan Arapça hem Kuran’ın hem de dinin bütünlüğü açısından korunmalıdır.
İbadetler farklı açılardan beş kısma ayrılmıştır.
b) Kifai İbadet: Cenaze namazı gibi tüm Müslümanlara farz olan ibadetlerdir. Eğer kimse yapmazsa tek bir kişi için ayni ibadete dönüşür. 3) Vakte Bağlı Olup Olmamasına Göre: a) Vakte Bağlı Olanlar: Ramazan orucu, fıtır sadakası, hac ve beş vakit namaz bu tür ibadetlerdendir. Yapılması herhangi bir zaman dilimine bağlanmıştır. b) Vakte Bağlı Olmayanlar: Vakte bağlı olmamaları dolayısıyla bunlara “mutlak ibadet” adı verilir. Keffâretler, vakti belirlenmemiş adaklar, kazâ namazı ve orucu bu tür ibadetlerdendir. 4) Miktarının Belli Olup Olmasına Göre: a) Miktarı Belli İbadet: Dinin yerine getirilecek miktar ve sayıyı belirlediği ibadetlerdir. Beş vakit namazın vakit ve rekâtları ile hangi maldan ne kadar zekât verileceği bu kısma girer. Yerine getirilecek miktarın belli olması dolayısıyla bunlara “muhadded ibadet” denir. Bu gibi ibadetler belirlenen ölçü ve miktarda edâ edilmedikçe mükellef sorumluluğunu yerine getirmiş olmaz. b) Miktarı Belirsiz İbadet: Dinin yerine getirilecek miktar ve sayıyı belirlemediği ibadetlerdir. Allah yolunda mal, mülk ve para harcama (infâk), yoksulların ihtiyaçlarını karşılama, misafire ikramda bulunma gibi ibadetler böyledir. 5) Yapılması istenen fiilin belirli olup olmaması (mükellefe seçim hakkıverilip verilmemesi) bakımından: a) Belirli Olan İbadet: Din, mükelleften yapmasını istediği ibadeti belirlemiş, ona seçim yapma hakkı ve farklı seçenekler oluşturma imkânı tanımamışsa buna belirli veya muayyen ibadet denir. Beş vakit namaz, bayram ve cuma namazı, Ramazan orucu böyledir. b) Seçimlik İbadet: Dinin, tek bir belirleme yapmadan, mükellefi birkaç seçenekten birini yapmakta serbest bıraktığı ibadetlerdir. Mükellefin verilen seçenekler arasından yerine getireceği ibadeti seçme hakkı bulunması sebebiyle bu ibadetlere “muhayyer ibadet” de denir. Mesela, yemin keffâreti böyle bir ibadettir. İbadet Yükümlülüğü İnsan sahip olduğu akıl nimeti ile diğer canlılardan ayrılır. Bu özelliği ile Allah’ın asıl muhatabıdır. İnsanın yaratılış gayesini gerçekleştirmesi için yapması gereken asıl görev ibadetlerdir. Bunların da keyfi olmaması için bazı ibadetler ve yükümlülükler Allah tarafından insanlar için belirlenmiştir. ✅ İbadetleri yerine getirebiecek kimsenin bedenen ve aklen istenen olgunluğa erişmiş olması gerekir. Buna akıl baliğ olmak denir. Dinin akil baliğ kimseye yüklediği sorumluluklara ise hüküm denir. Hükümleri yerine getirecek olan Müslümanın yapması gereken işlere ise efal-i mükellefin denir. [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Hükümler mükellefin hükmün oluşmasında ve uygulamasında payının olup olmamasına göre ikiye ayrılır. Namaz kılmak farzdır, yalan söylemek haramdır gibi hükümler teklifi hüküm bildirir. Bunu yanı sıra mükellefin gücünün ve katkısının olmadığı, namaz için abdestin, oruç için Ramazan ayının girmesinin gerektiği gibi hükümler ise va’di hükümdür. Mükellefin Fiileri Teklifi hükümlere mükellefin fiilleri denir. Bunlar Hanefi mezhebinde farz, vacip, sünnet, müstehap, mendup, mekruh , haram ve mubah olmak üzere 7’ya ayrılırken, diğer mezheplerde vacip,mendup, mekruh, haram ve mubah olmak üzere 5’ ayrılır. Kitapta Hanefi mezhebine göre hükümler esas alınmıştır.
Gayr-ı müekked sünnet: Hz. Peygamber’in çok defa edâ edip, bazen terkettiği sünnetlerdir. İkindi ve yatsı namazlarının ilk sünnetleri gibi. Gayr-ı müekked sünnetlere, “müstehab” veya “mendub” adı da verilir. Bu gruba giren sünneti yapan sevap kazanır, terkeden kınama ve azarlamayı hak etmez. Sünnet-i hüdâ: Sünnetin müekked ve gayr-i müekked çeşidine “Sünnet-i hüdâ” da denilir. “Sünnet-i hüdâ” ile daha çok, dinî vecibeleri tamamlayıcı özellik taşıyan fiiller kastedilir. Cemaatle namaz kılmak, ezan ve kâmet okumak bu kabildendir. Sünnet-i zevâid: Hz. Peygamber’in insan olması itibariyle yaptığı, dini tebliğ maksadı taşımayan, normal insanî davranışlarıdır. Bunlara âdet sünneti de denir. Peygamber’in beyaz elbise giymesi, yeme içme alışkanlıkları, sakalını kınalaması zevaid sünnete örnektir.
Çeşitleri: Haram fiil, ya kendisi bizzat kötü olduğundan veya kötülüğü iyiliğinden daha fazla olduğu için yasaklanmıştır. Bu kötülük ve fenalık, ya fiilin bizzat kendisindedir veya fiilin beraberindeki diğer hususlardadır. Bu yüzden haram li zatihi(doğrudan haram) ve haram li gayrihi(dolaylı olarak haram) olarak ikiye ayrılır. Doğrudan haramların kapsamına giren fiiller genel olarak; can, mal, akıl, din ve nesilden ibaret olan beş temel maslahatı korumak amacıyla yasaklanmışlardır.
Tenzihen Mekruh: Allah ve Resulü’nün kesin ve bağlayıcı olmayan bir üslupla yasakladığı fiildir. Helala yakın mekruh demektir. Namaz için mescide gidecek kimsenin soğan vaya sarmısak yemesi bu çeşit bir mekruhtur. ✔ Hanefîlerde, “tahrîmen mekruh” hükmü “vacib”in, “tenzîhen mekruh” ise “mendub” un karşıtıdır. Hanefîler dışındaki mezhep imamları Hanefîlerin “tahrîmen mekruh” saydıkları fiilleri de haram kapsamına alırlar. Onlar, haram anlamında yasak edildiğine dair işaret bulunmayan fiiller için yalnız “mekruh” terimini kullanırlar. [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] Sahih: Kendisi için belirlenmiş şartları tam olarak taşıyan ibadet ve işlemlerdir. Batıl: Kendisi için belirlenmiş şart ve unsurları hiç taşımayan ibadet ve işlemlerdir. Hanefi alimler haricindeki alimler “fasit” terimini de eş anlamlı olarak kullanırlar. Hanefiler sadece ibadet sahasıında fasit terimini batıl ile aynı anlamda kullanırlar. Fasit: Kendisi için belirlenmiş şartları eksik olarak taşıyan ibadet ve işlemlerdir. Hanefilere göre “bâtıl sözleşme” ile “fasit sözleşme” aynı anlamda değildir. Bâtıl sözleşme doğmamış kabul edildiğinden kendisinden beklenen sonuçları doğurmaz. Dolayısıyla gerekli unsurlar bir araya getirilerek yeniden yapılması gerekir. Fâsit sözleşme ise unsurlarda değil şartlardaki eksiklik nedeniyle eksik doğmuş kabul edildiğinden bu eksiklikler tamamlandıktan sonra gerekli sonuçları doğurur. Müfsit: Bir ibadeti bozan veya sakatlayan fiil veya eksikliğe denir. Namaz kılarken konuşmak, oruçlu iken bilerek bir şey yiyip içmek ve abdestli iken uzanarak ya da dayanarak uyumak bu ibadetleri bozan davranışlardır. Eda: Mükellefin bir yükümlülüğü, belirlenen vakit içinde gerekli şartlara riayet ederek eksiksiz yerine getirmesine “edâ” denilir. İade: Mükellef, bir yükümlülüğü belirlenen vakit içinde fakat eksik bir şekilde edâ edip, sonra yine vakit içerisinde tam olarak tekrar yerine getirirse buna “iâde” adı verilir. Kaza: Bir yükümlülüğü vakti çıktıktan sonra tam olarak yerine getirmeye “kazâ” denilir. Azimet: Sözlükte azîmet, bir şeye kesin olarak yönelmek ve niyetlenmek anlamına gelir. Kısaca azîmet, mükellefin normal durumlarda yerine getireceği aslî hükümleri ifade eder. Mesela namaz, oruç, hac başta olmak üzere Allah’ın kullarını yükümlü tuttuğu bütün dinî vecibeler her mükellef için konulmuş birer azîmet hükmüdür. Ruhsat: Azimetin tersi anlamında Allah’ın kulların özür ve ihtiyaçlarına göre koyduğu geçici hükümlerdir. Mükellef hasta veya yolcu olursa geçici bir özür durumuyla karşı karşıya gelmiş demektir. Böyle özürlere sahip olanlar azîmet hükmünü yerine getiremeyeceklerinden veya getirirken normalden fazla zorlanacaklarından bunlara oruç tutmayı erteleme ruhsatı verilmiştir. İyileştiklerinde veya yolculukları sona erince oruçlarını kazâ etmeleri gerekir. Rükun: Mesela abdest namazın şartlarındandır fakat namazın mahiyetine bağlı değildir. Ancak namazın geçerli olması için abdest almak şarttır. Sebep: Varlığı hükmün varlığına, yokluğu da hükmün yokluğuna alamet olan durumdur. Mesela, vakit namazın, ramazan ayı orucun sebebidir. Varlığı sebebe hüküm bağlanmaması veya sebebin gerçekleşmemesi sonucunu doğuran durumdur. Mesela kan hısımlığı evlenmeye manidir. Nisap miktarı malı bulunan bir kimsenin aynı oranda borcunun bulunması zekât yükümlüsü olmasına manidir. |
Konu Sahibi küskün 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Mbsts Hac,Fıkıh dersi serbest sorular ve... | Fıkıh | nurşen35 | 2 | 5210 | 04 Şubat 2015 03:57 |
pratik adım adım Hacc İçin Özetler | Hacc-Umre-Kurban | küskün | 0 | 2796 | 04 Şubat 2015 03:42 |
arapça dün bugün yarın | Genel Arapça | küskün | 0 | 3224 | 31 Ocak 2015 16:31 |
Ankara üniversitesi 2012-2013 eğitim-öğretim yılı... | ANKARA İlitam | küskün | 2 | 3326 | 28 Ocak 2015 17:40 |
Kuranı Kerim ders özetleri | Kur'an-ı Kerim 3 | Allahın kulu_ | 1 | 6494 | 28 Ocak 2015 17:29 |
21 Ağustos 2015, 17:57 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 38944 Üyelik T.:
09 Şubat 2014 | Cevap: Ilh1002-islam ibadet esasları 1. ünite ders özeti [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
islam ibadet esasları soru-cevap bölümü | mehmet akif2 | İslam İbadet Esasları* | 16 | 19 Mart 2019 21:27 |
İslam İbadetleri Esasları 2. Ünite Özeti | nurşen35 | İslam İbadet Esasları* | 3 | 17 Mart 2016 01:46 |
İslam İbadetleri Esasları 4. Ünite Özeti | nurşen35 | İslam İbadet Esasları* | 2 | 18 Ekim 2015 19:33 |
islam ibadet esasları 7.ünite | mehmet akif2 | İslam İbadet Esasları* | 2 | 21 Ağustos 2015 02:43 |
Islam ibadet esasları 1.unite özet | Medine-web | İslam İbadet Esasları* | 0 | 15 Eylül 2014 07:44 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|