|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Medineweb,Açılış Tarihi: 18 Mayıs 2014 (15:55), Konuya Son Cevap : 18 Mayıs 2014 (16:01). Konuya 2 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
18 Mayıs 2014, 15:55 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 13301 Üyelik T.:
04 Şubat 2011 | İbadet nedir?Önemi ve Çeşitleri İbadet nedir?Önemi ve Çeşitleri İbadet Kavramı Tanımı Arapça bir kelime olan “ibadet” sözlükte “boyun eğme, alçak gönüllü olma, iteat, kulluk, tapma, tapınma” gibi anlamlara gelir. Dinî bir terim olarak ibadetin genel anlamı, her şeyin yaratıcısı olan Allah’a içten gelerek ve gönüllü olarak yönelmek, boyun eğmek ve iteat etmektir. Türkçemizde ibadet, kulluk etmek ve tapmak kelimeleriyle de ifade edilmektedir. Dinî literatürdeki “ubûdiyet” kavramı ise insanın Allah’a olan teslimiyetini, bağlılığını ve kullukta bulunmasını ifade etmektedir. Kur’ân’a göre ibadet sadece insana mahsus bir eylem ve özellik değildir. Evrendeki canlı cansız bütün varlıklar kendi özelliklerine göre Yüce Yaratıcı’ya ibadet etmektedir (el-İsrâ 17/44). Fakat biz aynı cinsten olmamızdan dolayı sadece insanların ibadetini görüp anlayabiliyoruz. Dar ve özel anlamda ibadet ise, Allah ve Resulü tarafından yapılması istenen, niyete bağlı olarak yaratana karşı saygı ve boyun eğmeyi ifade eden ve yapana sevap kazandıran belirli davranış biçimleridir. Fıkıh literatüründe ibadet yaygın olarak bu özel anlamda kullanılmaktadır. Buna göre ibadet, dinî içerikli belli ve düzenli yapılan davranış biçimleridir. Bunlara sistematik ve şekle bağlı ibadetler (ibâdât-ı mersûme) de denir. İslâm’ın temel şartlarını oluşturan namaz, oruç, zekât, hac bu tür ibadetlerin belli başlılarıdır. Bunların yanında, kurban kesme, i‘tikâf, Kur’ân okuma gibi davranışlar da bu anlamıyla ibadetin en meşhur örnekleridir. Adak, yemin, keffâretler ile haram ve helaller de ibadet kavramına dahildir. Bu konularda bilgi edinmek için kitabın ilgili ünitelerine bakabilirsiniz. Dinî literatürde Allah’a saygıyı ve O’nun rızasını gözeterek iş yapmayı ifade etmek üzere “ibadet” yanında “tâat” ve “kurbet” kelimeleri de kullanılmaktadır. Tâat, emri benimseyip yerine getirmek demektir. Buna iteat da denir. İster belli bir niyetle isterse niyetsiz yapılsın, yapılmasından dolayı sevap kazanılan herhangi bir iş demektir. Mesela Kur’ân okumak bir taâttır. Yakınlık anlamına gelen kurbet ise, insanı manevî olarak Yüce Allah’a yaklaştıran her bir güzel iş anlamındadır. Söz gelimi sadaka vermek ve nâfile namaz kılmak birer kurbettir. Bu üç kavram arasındaki ilişki kısaca şöyledir: Bu üç kelime, kulun kendisini Allah’a ifade etmesi, O’nu Rab olarak kabul etmesi, emrine amade olduğunun bilincinde olması ve kuldan Allah’a yönelik eylem olmaları noktasında ortaktırlar. Ancak, kurbet ibadetten daha kapsamlıdır. Kendisinden sevap beklenen ibadet daima niyete ihtiyaç gösterdiği için, kurbet olarak adlandırılan bir davranış her zaman ibadet olarak nitelendirilemez. İbadet anlamı taşımayan kurbette ise niyet aranmaz. Emredilenleri yapıp, yasaklananlardan da uzak durmak anlamına gelen tâat ise kurbetten daha geniş bir anlamı ifade etmektedir. O halde kurbet, niyete bağlı olmasa da, kendisine yaklaşılacak olanı tanıdıktan sonra sevap getirecek fiili yapmaktır. İbadet, niyete bağlı olup fâiline sevap kazandıran bir davranış iken, tâat, niyete bağlı olsun ya da olmasın fâiline sevap kazandıran fiildir. Buna göre, niyete bağlı olarak yapılan beş vakit namaz, oruç, zekât ve hacdan her bireri kurbet, tâat ve ibadet kelimelerinden biriyle ifade edilebilmektedir. Kur’ân okuma, bir şeyi vakfetme, köle azadı ve sadaka gibi davranışlar niyete bağlı olmadıkları halde yine söz konusu kelimelerin her biriyle adlandırılabilmektedirler. |
Konu Sahibi Medineweb 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Medinewebli önlisans İlahiyat 1.sınıf öğrencileri... | İlahiyat Öğrencileri İçin Genel Paylaşımlar | nurşen35 | 87 | 33271 | 23 Mayıs 2015 21:53 |
Gülmek isteyenler tıklasın :))) | Videolar/Slaytlar | Kara Kartal | 3 | 4068 | 10 Mayıs 2015 16:16 |
Cumartesi Anneleri’nin ahı/Can Dündar | İslami Haberler | Medineweb | 0 | 2728 | 10 Mayıs 2015 16:13 |
Ayın Üyesi ''zeynepnm'' | Ayın Üyesi | 9Esra | 13 | 8928 | 30 Nisan 2015 14:29 |
Müzemmil suresi bize ne anlatıyor | Tefsir Çalışmaları | Medineweb | 0 | 3324 | 19 Nisan 2015 15:45 |
18 Mayıs 2014, 15:56 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 13301 Üyelik T.:
04 Şubat 2011 | Cevap: İbadet nedir? Önemi İbadet, insanı Allah’a ulaştıran, O’na yaklaştıran ve O’nunla buluşturan eylemin adıdır. Bir varlığa inanma duygusunu fıtratında taşıyan insan çağlar boyu evrene hâkim olan varlığa yani Allah’a ulaşmanın yollarını aramıştır. Vahiyle gönderilen peygamberler bu konuda ona yardımcı olmuş ve rehberlik etmiştir. Peygamberler Allah’a ulaşmanın en doğru yolunun ibadet olduğunu yaşayarak ve anlatarak insanlara göstermişlerdir. İnsan, ibadeti zikir, fikir ve şükür boyutlarıyla ve hakkıyla yapıp içselleştirdiği zaman daima Allah ile olur. Geniş anlamıyla ibadet olan zikir, fikir ve şükür kulluğun özetidir. Bunları özetleyen dua, bütün yönleriyle duayı özetleyen de namaz ibadetidir. Çünkü namaz kulun bütün organlarıyla Allah’a yönelmesi, manevi huzuruna doğru yol alması, yücelmesi ve Rabbi ile iletişim kurmasıdır. Bu şekilde iletişim kurabilenler ibadetlerinden tarif edilemez hazlar alırlar. Dilleri hayır söyler, gözü hayırda olur, kötü şeylere kapadığı kulağını iyi şeylere açık tutar, eli, ayağı ve bütün organları iyi işlere doğru hareket eder (Buhârî, “Rikâk”, 38). İbadet, evrende insanın yerini, konumunu ve sorumluluğunu göstermesi bakımından çok önemli bir dinî yükümlülüktür. İbadet eden insan her şeyden önce yaratıcısını tanır. O’nun büyüklüğünü, yüceliğini, eşsizliğini kavrar. İbadetiyle O’na yakın olmak, rahmetinden ve merhametinden faydalanmak ister. Kendisine verdiği nimetlere şükretmek için ibadeti en güzel bir vesile bilir. Kusurlarının bağışlanmasını bu yolla talep eder. İyi işler yapması konusunda Rabbinin yardımına başvurur. Kötü işlere düşmeye fırsat vermemesi için de O’na yakarır. İbadet edenler bu yolla manen ve maddeten dinç hale gelirler. Varlıklar içerisindeki sorumluluklarını kavrar ve bunu yerine getirirler. Mesela beş vakit namazın günün belli zamanlarında ve sürekli yapılması emredilmiştir. Bunun en önemli hikmeti, dinî bilincin ve Allah ile iletişimin canlı tutulmasıdır. Allah ile canlı tutulan iletişim insana ahlaki erdemler kazandırır. İbadetin kazandırdığı ahlaki özellikler sayesinde insan öncelikle kendi içinde tutarlı, kendisiyle barışık hale gelir. Bu barışık olma hali ailelerine, komşularına ve yaşadıkları her ortam ve çevreye yansır. Gerekli şartları yerine getirerek, haz alınarak ve bilinçli olarak yapılan ibadet insanda bir ümit ve iyimserlik meydana getirir. Bu duygu onu daima iyi işlere yönelmeye, kötülüklerden de kaçınmaya teşvik eder. Böylece ibadeti hayat tarzı haline getiren insan, yaratıcısıyla, kendisiyle ve çevresiyle barışık hale gelir. Kısacası ibadet, insana dünya ve âhiret mutluluğu kazandırır. |
18 Mayıs 2014, 16:01 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 13301 Üyelik T.:
04 Şubat 2011 | Cevap: İbadet nedir? Çeşitleri İbadet farklı açılardan kısımlara ayrılmıştır: 1- Bedenle ve malla yapılmasına göre Bu bakımdan ibadetler bedenî, malî ve hem bedenî hem de malî olmak üzere üç kısma ayrılır. Aslında bedenî ibadetin malî, malî ibadetin de bedenî bir yönü bulunabilir. Bu ayırım ibadetin edâsında malın veya bedenin daha ağırlıklı olmasına göre yapılmıştır. a. Bedenî ibadet: Ağırlıklı olarak bedenle yapılan, yerine getirilmesi için beden sağlığı ve hareketi gereken ibadetler bu grubta yer alır. Namaz kılmak ve oruç tutmak bedenî ibadetlerin başlıca örnekleridir. Bedenî olarak sağlıklı olmayan kimseler oruçla yükümlü olmazlar. Şartlarına uygun bir namaz kılabilmek için de bedenin hareketlerine ihtiyaç vardır. Bu gibi ibadetleri kimse başkasının yerine yapamaz; ibadetin yerine getirilmesinden her mükellefin kendisi sorumludur. b. Malî ibadet: Ağırlıklı olarak malla yapılan, sorumlu tutulabilmek için belli bir mal varlığı gerektiren ibadetlerdir. Zengin sayılan Müslüman mükelleflerin zorunlu olarak vermesi gereken zekât ve her Müslümanın kendi imkânına göre gönüllü olarak verdiği sadaka şeklindeki yardımlar bu kısımda yer alır. Bu gibi ibadetleri yükümlü olanlar bizzat yapabileceği gibi, vekil tayin ettikleri kimseler aracılığıyla da yerine getirebilirler. c. Malî ve bedenî ibadet: Yerine getirilmesi için aynı anda hem mal hem de sağlıklı bir beden gerektiren ibadetlerdir. Bunun başlıca örneği hacdır. Hac ile yükümlü olabilmek için belli bir malî güce sahip olmak gerektiği gibi, bedenen de sağlıklı olmak şarttır. Sağlığı yerinde ancak hacca gidip dönecek kadar mal varlığı olmayan veya gerekli mal varlığı olduğu halde hac fiillerini yapacak kadar sağlıklı bulunmayan kimseler bu ibadetle bizzat yükümlü değillerdir. Ancak varlıklı olanlar, gerekli masrafları karşılayarak başkalarını kendi yerlerine hacca gönderebilirler. 2- Herkesin sorumlu ve yükümlü olup olmamasına göre Bu açıdan ibadetler aynî ve kifâî kısımlarına ayrılır: a. Aynî ibadet: Mükelleflerin her biri tarafından bizzat yerine getirilmesi gereken ibadetlerdir. Bu gibi ibadetlerde hem mükellefin kendisi hem de fiil aynı derecede önemlidir. Bu sebeple aynî ibadeti her bir mükellefin kendisi yerine getirmesi gerekir. Başkasının yapmasıyla diğer mükellefin sorumluluğu ortadan kalkmaz. Beş vakit namaz, oruç ve zekât böyledir. b. Kifâî ibadet: Mükelleflerin her biri tarafından bizzat ve ayrı ayrı değil de, hepsinden yapılması istenen ibadetlerdir. İlk anda yapılması istenen ibadetin muhatabı tüm mükelleflerdir. Bu gibi ibadetlerde mükellefin kendisi değil, yapılması istenen fiil önemlidir. Dolayısıyla mükelleflerin bir kısmı ibadeti yerine getirince diğerleri sorumluluktan kurtulmuş olur. Fakat hiçbiri yapmazsa hepsi sorumlu ve günahkâr olur. Kifâî ibadeti yapabilecek durumda sadece bir kişi varsa onun hakkında artık bu kifâî olmayıp aynî ibadete dönüşür. Ölen bir Müslümanın cenaze namazını kılmak böyledir 3. Vakte bağlı olup olmamasına göre İbadetler vakte bağlı olup olmamasına göre vakte bağlı ve vakitten bağımsız olmak üzere iki kısma ayrılırlar: a. Vakte bağlı ibadet: Yerine getirilmesi için dinin belli bir vakit tayin ettiği ibadetlerdir. Vakte bağlı olmaları dolayısıyla bunlara “mukayyed ibadet” adı verilir. Bu gibi ibadetlerin bir başlangıç bir de bitiş vakti vardır. Bunlar vaktinden önce yerine getirilemezler. Dinen geçerli bir mazeret olmadan vaktinden sonraya bırakılırsa mükellef günahkâr olur. Bu ibadet türünde mükellefiyet hem fiilde hem de tayin olunan vakittedir. Yani mükellef istenen ibadeti tayin edilen vakitte yapmak mecburiyetindedir. Ramazan orucu, fıtır sadakası, hac ve beş vakit namaz bu tür ibadetlerdendir. b. Vakitten bağımsız ibadet: Yerine getirilmesi için dinin belli bir vakit tayin etmediği ibadetlerdir. Vakte bağlı olmamaları dolayısıyla bunlara “mutlak ibadet” adı verilir. Bu gibi ibadetlerde esas olan istenen fiilin yerine getirilmesidir. Mükellef bunları istediği vakitte edâ edebilir. Edânın ertelenmesinde mükellefe bir günah yoktur. Fakat vakti girince mükelleflerin bu gibi ibadetleri edâya gayret göstermeleri daha iyi olur. Çünkü insanın ne zaman öleceği belli değildir. Keffâretler, vakti belirlenmemiş adaklar, kazâ namazı ve orucu bu tür ibadetlerdendir. 4. Miktarının belli olup olmamasına göre Bu bakımdan ibadetler iki kısma ayrılır: a. Miktarı belli ibadet: Dinin yerine getirilecek miktar ve sayıyı belirlediği ibadetlerdir. Beş vakit namazın vakit ve rekâtları ile hangi maldan ne kadar zekât verileceği bu kısma girer. Yerine getirilecek miktarın belli olması dolayısıyla bunlara “muhadded ibadet” denir. Bu gibi ibadetler belirlenen ölçü ve miktarda edâ edilmedikçe mükellef sorumluluğunu yerine getirmiş olmaz. b. Miktarı belirsiz ibadet:dinin yerine getirilecek miktar ve sayıyı belirlemediği ibadetlerdir.Allah yolunda mal, mülk ve para harcama (infâk), yoksulların ihtiyaçlarını karşılama, misafire ikramda bulunma gibi ibadetler böyledir. Bu gibi ibadetler için din belli bir miktar ve sınır tayin etmemiştir. Onun için bu gibi ibadetlere “gayri muhadded ibadet” denir. Bu miktarı, muhtacın ihtiyacı ve harcama yapanın gücü belirleyecektir. 5. Yapılması istenen fiilin belirli olup olmaması (mükellefe seçim hakkı verilip verilmemesi) bakımından Bu bakımdan ibadetin belirli olan ve belirli olmayan ibadet olmak üzere iki kısmı vardır: a. Belirli olan ibadet: Din, mükelleften yapmasını istediği ibadeti belirlemiş, ona seçim yapma hakkı ve farklı seçenekler oluşturma imkânı tanımamışsa buna belirli veya muayyen ibadet denir. Beş vakit namaz, bayram ve cuma namazı, Ramazan orucu böyledir. Bu özelliği taşıyan ibadetlerde, fiilin bizzat kendisi yerine getirilmedikçe mükellef sorumluluktan kurtulmuş olmaz. b. Seçimlik ibadet: Dinin, tek bir belirleme yapmadan, mükellefi bir kaç seçenekten birini yapmakta serbest bıraktığı ibadetlerdir. Mükellefin verilen seçenekler arasından yerine getireceği ibadeti seçme hakkı bulunması sebebiyle bu ibadetlere “muhayyer ibadet” de denir. Mesela, yemin keffâreti böyle bir ibadettir. Çünkü yeminini bozan mükelleften öncelikle şu üç fiilden birisini yapması talep edilmektedir: On fakiri doyurmak veya on fakiri giydirmek ya da bir köle azad etmek. Bunlara gücü yetmeyen mükellef üç gün oruç tutmalıdır (el-Mâide 5/89). İşte mükellef bu ilk üç fiilden herhangi birini yapmakta serbest olduğu için bunların her birine muhayyer yani seçimlik ibadet adı verilir. Seçtiği fiili edâ edince ibadeti yerine getirmiş olur ve sorumluluktan kurtulur. Bunlardan hiç birini yapmazsa sorumlu ve günahkâr olur. |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Berat Gecesinin Önemi Nedir? | Verda_Naz | Cuma-Bayram-Kandiller | 1 | 01 Temmuz 2012 23:31 |
Hadis nedir?Hadisin Önemi nedir? | NUR | Hadis-i Şerif | 3 | 09 Eylül 2011 21:15 |
İbadet nedir, insanlar niçin ibadetle sorumlu tutulmuşlardır? | KuM TaNeSi | Soru Cevap Arşivi | 6 | 26 Nisan 2009 00:50 |
Temizliğin ibadetteki önemi nedir? | MERVE DEMİR | Namaz-Abdest-Teyemmüm | 0 | 10 Nisan 2009 00:48 |
Dalalet nedir? Çeşitleri nelerdir? | Belgin | Soru Cevap Arşivi | 0 | 09 Nisan 2009 10:37 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|