|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Medineweb,Açılış Tarihi: 24 Mayıs 2014 (16:03), Konuya Son Cevap : 24 Mayıs 2014 (16:04). Konuya 1 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
24 Mayıs 2014, 16:03 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 13301 Üyelik T.:
04 Şubat 2011 | Oruç Tutmamaya veya Orucu Bozmaya İzin veren Haller Oruç Tutmamaya veya Orucu Bozmaya İzin veren Haller Oruç Tutmamaya veya Orucu Bozmaya İzin veren Haller Kur’ân’da ramazan ayında oruç tutmayı emreden âyetlerde hasta veya seferde (seyahat, yolculuk) olanlar bu hükümden istisna edilmiştir. İslâm dini, insandan gücünün yetmeyeceği veya onu önemli sıkıntılara düşürecek görevler istemez. İslâm’ın bu ilkesinden dolayı başta hastalık ve sefer olmak üzere ramazan ayında oruç tutmamaya izin veren bazı haller şunlardır: 1- Yolculuk (Sefer, seyahat): Başta namaz ve oruç olmak üzere yolculuğun bazı dinî hükümlerde değişikliğe sebep olacağı ayet ve hadislerde yer alır. Fakat hangi yolculukların ve seyahatlerin böyle değişikliğe sebep olan “sefer” kapsamında olacağı alimler arasında tartışmalı bir konudur. Daha önce namaz konusunda geçen açıklamalara göre “sefer” sayılan yolculuk ve seyahatler oruç tutmamak için bir mazerettir. Bu tanıma uyacak şekilde yolcu durumunda olanlar ramazan ayında oruç tutmayıp onu daha sonra kazâ edebilirler. Hz. Peygamber ve ashâbının yolculuk esnasında bazan oruç tuttuğu bazan tutmadığı veya gruptakilerden bir kısmının oruçlu, bir kısmının oruçsuz olduğu şeklinde rivayetler vardır. Ramazanda yolcu olan bir Müslümanın zor olmayacaksa oruç tutması, önemsenecek derecede meşakkatli olacaksa tutmaması daha iyidir. Hz. Peygamber (s.a.) yolculuk esnasında sıkıntı çeken birisini görünce “Seferde oruç tutmak bir fazilet değildir” demiştir (Buhârî, “Savm”, 36). 2- Hastalık: Kur’ân-ı Kerim’deki ilgili ayetlerde (el-Bakara 2/184, 185) herhangi bir sınırlama getirilmeksizin hasta olanların oruçlarını daha sonraki günlerde tutacağı belirtilir. Fakihler buradaki hastalığı “oruç tutulduğu takdirde artacak veya iyileşmesi gecikecek yahut bir organın zarar görmesi neticesini doğuracak olan hastalık” şeklinde anlarlar. Hasta olan birisi oruca hiç niyet etmeyebilir. Oruca başladıktan sonra gün içinde hasta olan da orucunu bozabilir. Oruç yükümlüsü, oruç-hastalık ilişkisi konusunda daha önceki tecrübelerine dayanabileceği gibi işinin ehli bir doktorun açıklamalarına da güvenebilir. Hastalık sebebiyle oruç tutmayan veya orucunu bozan kimse, iyileşince geciktirmeksizin orucunu kazâ eder. İyileşme olmaksızın hastalık hali ölümle sonuçlanırsa bu günler için herhangi bir sorumluluk da yoktur. 3- Yaşlılık: Yaşlanmış, artık açlık ve susuzluğa dayanamayacak hale gelmiş kişiler oruç tutmak yerine her günün orucuna karşılık bir fidye verirler. Fidye, bir fakirin bir günlük yemek bedelidir (el-Bakara 2/184). Fidye olarak her gün için bir fakire yemek yedirmek de yemeğin bedelini vermek de câizdir. Fidye bedeli genellikle ramazan ayında ilan edilen fitre (fıtır sadakası) ile aynı miktardadır. Kendisini yaşlılık sebebiyle artık oruç tutamayacak halde gördüğü için oruç tutmayıp fidye veren kimse daha sonra oruç tutacak hale gelse bundan sonra orucunu tutmaya başlayacağı gibi önceki değerlendirmesinin isabetsiz olduğu anlaşılmış olacağından tutmayıp fidye verdiği o oruçlardan da sorumlu olur. Çok yaşlı olmasa bile tedavisi mümkün olmayan ve oruç tutmaya engel teşkil eden bir hastalığı olan kimse de fidye verebilir. 4- Aşırı açlık veya susuzluk: Oruca başlamış bir insan akıl veya vücut sağlığına zarar verecek derecede açlık veya susuzluk hali ile karşılaşırsa orucunu açar ve daha sonra kazâ eder. Açlık veya susuzluğun sağlığına bu derecede zarar vereceğini bilen veya güvenilir bir doktordan öğrenen Müslüman oruca hiç başlamaz ve ileride bu durum geçince onu kazâ eder Böyle ciddi bir tehlike karşısında orucunu bozduğu için günahkar olmaz. 5- Hamilelik veya emzirme: Oruç, hamilenin kendisine veya karnındaki yavruya zarar verecekse o da hasta gibi kabul edilir ve ramazanda oruç tutmayıp sonra kazâ eder. Kendine veya başkasına ait bir çocuğu emziren kadın, oruç tuttuğu takdirde çocuk bundan zarar görecekse orucunu o ramazan ayında tutmaz, sonra kazâ eder. 6- Savaş hali:. Ramazanda düşman karşısında savaşan bir Müslüman eğer oruç tuttuğu takdirde zayıf düşecekse o günlerde oruç tutmayıp sonra kazâ edebilir. Fiilen savaş başlamamış da olsa o gün başlayacağını biliyorsa bu durumda da oruç tutmayıp sonra kazâ edebilir. 7- Tehdit: Ölüm veya vücut organlarından birine ciddi manada zarar verme tehdidi altında orucunu bozması istenen şahıs, orucunu bozar ve sonra kazâ eder. 8- Ziyafet: Sünnet veya nâfile oruca başlayan birisinin sonra kazâ etmek üzere orucunu açmasının mubah olup olmadığı tartışmalı bir konudur. Kimi âlimlere göre böyle bir oruca başlayan onu bozabilir ve sonradan kazâ etmesi de gerekmez. Sünnet ve nâfile ibadetlerin, başlandığı andan itibaren bu özelliklerini kaybedip vacip hale geldiğini düşünen Hanefî mezhebindeki hâkim görüşe göre böyle bir oruca başlayan, bir mazereti olmadan orucunu bozmamalıdır. Bu görüşe göre ziyafete davet edilmiş olmanın mazeret sayılıp sayılamayacağı da ayrıca tartışmalıdır. Kimine göre bu, uygun bir mazeret iken kimine göre değildir. Kimine göre günün ilk yarısında (zevâlden önce) mazeret sayılırsa da daha sonra mazeret sayılmaz. Bazıları davet sahibinin üzülecek olmasını dikkate alır ve oruca devam edip ziyafete katılmamak davet sahibini üzecekse bu bir mazerettir, der. Farz veya vacip oruca başlayan birisinin ziyafet sebebiyle orucunu bozmasına ise izin verilmez. Buna rağmen bozarsa kazâ eder |
Konu Sahibi Medineweb 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Medinewebli önlisans İlahiyat 1.sınıf öğrencileri... | İlahiyat Öğrencileri İçin Genel Paylaşımlar | nurşen35 | 87 | 34067 | 23 Mayıs 2015 21:53 |
Gülmek isteyenler tıklasın :))) | Videolar/Slaytlar | Kara Kartal | 3 | 4100 | 10 Mayıs 2015 16:16 |
Cumartesi Anneleri’nin ahı/Can Dündar | İslami Haberler | Medineweb | 0 | 2750 | 10 Mayıs 2015 16:13 |
Ayın Üyesi ''zeynepnm'' | Ayın Üyesi | 9Esra | 13 | 9047 | 30 Nisan 2015 14:29 |
Müzemmil suresi bize ne anlatıyor | Tefsir Çalışmaları | Medineweb | 0 | 3359 | 19 Nisan 2015 15:45 |
24 Mayıs 2014, 16:04 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 13301 Üyelik T.:
04 Şubat 2011 | Cevap: Oruç Tutmamaya veya Orucu Bozmaya İzin veren Haller VAKTİNDE TUTULMAYAN ORUÇLARIN KAZÂSI Yukarıda açıklanan mazeretler dolayısıyla veya herhangi bir mazerete bağlı olmaksızın vaktinde tutulmayan ya da başlanıp bozulan oruçlar daha sonra kazâ edilir. Kazâdan maksat, tutulmayan gün sayısınca orucun daha sonra ramazan dışındaki günlerde tutulmasıdır. Kazâ orucu için belli bir vakit yoktur. Ramazan bayramının birinci ve kurban bayramının ilk dört günü dışında senenin herhangi bir gününde kazâ edilebilir. Kabul edilebilir bir mazereti olmadığı halde ramazan ayında oruç tutmamak büyük bir günahtır. Bunların hem oruçlarını kazâ etmeleri hem de tövbe edip Allah’tan af dilemeleri gerekir. Farz olan bir ibadetin vaktinde yapılmaması büyük günahtır. Bu günahtan sadece kazâ ile kurtulmak mümkün değildir. Hz. Peygamber “Bir kimse mazereti olmadan ve hasta da değilken ramazanda bir gün oruç tutmasa bütün zamanları oruçlu da geçirse bu, onun yerine geçmez” buyurur (Buhârî, “Savm”, 29). Bir mazeretten dolayı orucu vaktinde tutamamış bir insan söz konusu mazereti sona erip onu kazâ fırsatı bulamadan ölmüşse oruç borçlusu olarak ölmüş sayılmaz ve bundan dolayı günahkar olmaz. Ama kazâ için fırsat doğduğu halde kazâ etmemişse oruç borçlusu olarak ölmüş olur. Kazâ oruçlarını, nasıl olsa vakti geçti deyip günlerin kısa, havaların serin olduğu mevsimlere bırakmak dürüstçe bir davranış değildir. Bir insan, kazâ etmesi gereken oruçlarını kazâ etmeden yukarıda açıkladığımız mazeretler arasında sayılan “yaşlılık” dönemine girmiş olabilir. Bu durumda orada anlatılan bilgiler dahilinde hareket eder ve kaç gün kazâ borcu varsa o kadar fidye verir. İnsanların, ibadetlerini sağlıklarında bizzat ve istendiği şekilde îfâ etmeleri esastır. Buna rağmen onların bir kısmını vaktinde îfâ etmeden ölmeleri de mümkündür. Bu ihtimale karşı bir tedbir olarak, kazâ borcu olan şahsın, kazâ orucunu tutamadan öldüğü takdirde, bırakacağı mirastan kazâ borcu kadar fidye ödenmesini vasiyet etmesi gerekir. Bu durumda miras paylaşımından önce vasiyeti yerine getirilir. |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Orucu Bozup Yalnız Kazâyı Gerektiren Haller Nelerdir? | KuM TaNeSi | Oruç-Ramazan | 1 | 13 Nisan 2023 23:28 |
Oruç Tutmaya Engel Olan Haller | Medineweb | İslam İbadet Esasları(DHBT) | 0 | 24 Mayıs 2014 16:02 |
Hastalar nasıl oruç tutar veya tutabilir mi? | NUR | Oruç-Ramazan | 0 | 14 Temmuz 2009 18:36 |
ORUÇLU OLAN KİMSENIN KULAĞINA İLAÇ VEYA SU AKITILSA ORUCU BOZULUR MU? | İmamHüseyin | Oruç-Ramazan | 0 | 10 Nisan 2009 15:41 |
UNUTARAK VEYA YANLIŞLIKLA ORUCU BOZMA | İmamHüseyin | Oruç-Ramazan | 0 | 10 Nisan 2009 15:06 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|