Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.İLAHİYAT-ÖNLİSANS -AÇIK ÖĞRETİM FAKÜLTESİ.::. > 2.SINIF*Güz Dönemi* > İslam Mezhepler Tarihi

Konu Kimliği: Konu Sahibi MERVE DEMİR,Açılış Tarihi:  09 Kasım 2011 (06:52), Konuya Son Cevap : 11 Ocak 2018 (23:17). Konuya 17 Mesaj yazıldı

Beğeni Aldı5Kez Beğenildi
Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme: Değerlendirme: Toplam 4 oy almıştır,  ortalama Değerlendirmesi 4,50 puandır.
Alt 09 Kasım 2011, 06:57   Mesaj No:11
Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:MERVE DEMİR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5587
Üyelik T.: 05 Aralık 2008
Arkadaşları:14
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
Yaş:35
Mesaj: 2.537
Konular: 2038
Beğenildi:116
Beğendi:0
Takdirleri:270
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: İlahiyat Önlisans İslam Mezhepleri Tarihi 1-10 Ünite Arası tüm konular Özet

İSLAM MEZHEP TARİHİ

Ünite 10- Çağdaş İslami Akımlar

İSLAM DÜNYASINDA İHYA HAREKETLERİ
İhya , tecdit, ıslah faaliyeti olarak bilinen İslamcılık olarak isimlendirilen hareketin tarifi:
XIX. XX. Yy. islamı bir bütün olarak yeniden hayata hakim kılmak ,akılcı bir metodla Müslümanları batı sömürüsünden,zalim yöneticilerden,esaretten ,taklitten,hurafelerden kurtarmak,medenileştirmek,birleştirmekve kalkındırmak uğruna çözümün bütününü kapsayan harekettir.

HAZIRLAYAN NEDENLER
- 1798 napolyonun mısırı işgaliyle başlayan süreç
- 1852 hint alt kıtasının İngiliz himayesine girmesi
- Kuzey Afrika ülkeleri fıransa ve italyanın işgaline uğradı
- 1882 mısır İngilizlerin eline geçti
- Osmanlı devleti kapütülasyonlarlaekonomik imtiyazı batılı güçlere devretti
- Harblerde ve Fransız ihtilalinin sebep olduğu milliyetçilik hareketleri toprak kaybıyla sonuçlandı
- ‘’ yeniden istikrara kavuşmak,galip devletleri taklit etmekle mümkündür’’ fikri güç kazandı.
- Batıdaki elçiler ve aydın öğrencilerin batı hayranlığı ,aşağılık duygusuna neden oldu
- Oryantalizm ve misyonerlik faaliyetleri Müslümanların öz güvenini tehdit eder hale geldi.

İHYACILIĞIN / İSLAMCILIĞIN TEMEL MESELELERİ

a) en önemli söylemleri: ‘’islamı hayata yeniden hakim kılma’’ dır.’’hz.peygamber dönemine dönme,temel kaynak Kuran ve sünnete başvurmak lazımdır derler. -ana kaynaklara dönüşçü’’özelliği nedeni ile yeni selefilik veya ıslıhatçı selefilik olarak tanımlanır.
b) İslamiyetin modern ihtiyaçları karşılayacak evrensel ,siyasi-sosyal muhtevaya sahip olduğunu ,ortaçağ da kapanan ictihat kapısının yeniden açılması,yeni hükümler üretilmesini,mezhep taklitçiliğinin önüne geçilmesini dile getirilir.
c) Müslümanlar batıyı üstün kılan ilmi,medeni ve teknik usulleri almalı ve kendilerini kalkındırmalıdır.hz. peygamber ‘’ hikmet müminin yitik maldır,nerede bulursa onu alır ‘’sözünü referans alırlar.yararlanma aşamasında ahlak anlayışlarının islama ters düşen kısımlarından uzak durlması yoksa yıkıma neden olacağını söylerler.
d) Tasavvuf ve tarikatlara menfi bakılmış ve takva ,tevekkül,zühd kavramlarının yanlış yorumlanıpilerlemeye mani olmuştur,hurafeciliği geliştirdiği için eleştiriye tutulmuştur.vahdeti vucut düşüncesi özel ilgi görmüştür.
e) İslamcılar Eğitim-öğretim üzerinde önemle durmuşlardır.
f) İslamcılara göre ittihadi İslam(panİslamizm)adını verdikleri müslümanların siyasal birliği ,geri kalmışlığı,sömürgecilerden kurtulmanın çaresiydi.II Abdülhamit bunu devlet politikası haline getirdi.osmanlı devletini emparyalist güçler karşısında ayakta tutmak bu politikanın amacıydı.
g) İslamcılar , kuran ve sünnetin belli bir yönetim şekli ortaya koymadığını ,genel esaslar belirlemekle kaldığını savunmuşlardır.hilafeti değil ‘’ millete vekalet’’ sistemi olan halk egemenliğine vurgu yaparak anayasa (kanuni esasi) ve vekiller meclisini güçlendirmeyi hedeflemişlerdir.
h) İhyacı/İslamcı kişilerin ürettikleri edebiyat,yukaradaki maddeleri işler bunun yanında temel insan haklarını İslam hukuku açısından ortaya koyarlar,Müslüman kadının toplumdaki yerinin iyileştirilmesini savunan makaleler önemli yer tutar.
# # Cemaleddin afgani nin İslam birliği ideolijisi daha kapsamlıdır .ona göre ittihadi islamın ,din bağı,hac ve hilafet olmak üzere üç dayanağı vardır.milliyetçiliğin din bağını geçmemesi,ırkçı eğilimden uzak,din bağı kuvvetli müspet milliyetçilikten yanaydı.halifeliği yegane otorite kabul etti.

İHYACILIĞIN / İSLAMCILIĞIN MÜŞTEREK VE FARKLI YÖNLERİ
- İslamcı kimliği teşkil eden ortak kabuller vardır:İslam dininin gelişime engel olmadığı,batı medeniyetindeki üstünlük sağlayan unsurların Müslümanlardan alındığı,müslümanın sürekli çalışması ve güçlenmesi gerektiği,birlik ve beraberliğingerekli olduğu noktalarında savunmada sözbirliği yapmışlardır.
- Diğer taraftan ihya hareketine ‘’ nereden başlamalı ‘’sorusuna verilen cevaplarda farklılışma olmuştur.EFGANİ:özgürlük ve inkilap cevabını verdi öğrencisi ABDUH:siyasete mesafeli durmuş,kurumların iyileştirilmesi,eğitimde reform,kabiliyetli öğrenciler yetiştirilmeli,dini düşüncenin saf hale getirilmesi,dini meselelerde modernleşme yi savunmuştur.abdullahın öğrencisi REŞİD RIZA:kendisine miras kalan MENAR ekolünü daha siyasal ve muhafazakar,selefi çizgiye yerleştirmiştir.

İLK İHYACILAR/ İSLAMCILAR
SEYYİD AHMED HAN
- Sömürge yönetimine karşı başlatılan sipahi ayaklanmasında İngilizlerin yanında yer almıştır ve takdir nişanına(sir) layık görülmüştür.
- TEHZİBUL-AHLAK adında gazete çıkararak Müslümanlara batı kültürü ve İngilizleri ısındırmayı hedeflemiştir.
- Hayatının sonuna doğru SÖR ve ŞÖVALYE ünvanı almıştır.
- Din ile dünya işlerinin birbirinden ayrılması dinin her işe karışmamasını savundu.
- Tabiat felsefi etkisi altında kalmış tabata uyma ilkesini kabul etmştir.
- Kurandaki dünyevi hükümleri dinin parçası görmez,hadislerin kabulünde akıl ve tabiata uyum kriterini getirmiş uymayan hadisleri reddetmiştir ahmed han.
- Ahmed hanın ,Protestan reformuna benzer bir hareketin İslam dünyasında gelişmesini arzu ettiği hissedilmektedir
CEMALLEDDİN EFGANİ
- talebesi ve dava arkadaşı Muhammed abduhla beraber 1883-84 yıllarında Paris te çıkardıkları URVETÜL-VÜSKA dergisi ,İslam ülkelerinde hürriyet ve ıslahat fikrini besleyici işlev gördü
- II abdülhamidin İslam cı politikalarının oluşumunda ve yeni Osmanlılar ın anayasa ve meşrutiyet taraftarlığında büyük tesir bırakmıştır.
- İslamcılığın İLK ve ASIL KURAMCISI olarak takdim edilir.
- Tavandan başlayıp tabana doğru inen hızlı bir toplumsal iyileştirmeyi sağlıyacaqk faaliyetlere öncelik vermiştir.
- Islahat olarak İslam birliği fikri önemlidir.
- İslam birliğinin başında mutlaka halife bulunmalıdır.ancak yönetim ümmetin katılım ve meşveret usulü ile yürütülmelidir.
MUHAMMED ABDUH
- ana hedefi,ilk kaynaklarından hareketle dinin anlaşılmasını sağlamak,itikadı hz.peygamber zamanındaki saflığına kavuşturup akıl ve ilimle ilişkisini güçlendirmek,değişen dünya şartlarında dini yeniden etkinleştirmektir.
- Batının bilim ve tekniğini alıp dine uymayan taraflarından uzak durulmasını istiyordu.
- Kuranın insanların ilmi ve ahlaki seviyelerini yükseltmek için indiğini söyledi.onun ölülere okunan bir kitap haline getirilmesini eleştirdi.
- Tabandan ,tavana doru bir toplumsal bir ıslah hareketlerinin model aldığı bir öncü olmuştur.

MUSTAFA SABRİ EFENDİ
- İslam ilimler cemiyetinin reisliğini yaptı.
- Damad Ferit hükümetinde ŞEYHÜLİSLAMLIK görevine getirildi
- Sevr anlaşmasını savundu ve anadoludaki milli mücadele hareketine karşı tedbirler alınmasını önerdi.kabul edilmeyince görevinden ayrıldı.
- Modernizm karşıtı (antimodernist) muhafazakar bir İslamcı ekolün kurucu ismi oldu.

OSMANLI İSLAMCILIĞI VE SONRASI
- Mustafa sabrininde mensubu olduğu Osmanlı İslam cılık hareketi ittihadı İslam adı altında 1870 li yıllardan itibaren Osmanlı devletinin hakim siyasi düşüncesi oldu.
- Fikir hareketi olarak İslam cılık Osmanlı ülkesinde II meşrutiyet sonrasında SIRATI MÜSTAKİM dergisinin 14 ağustos 1908 de yayın dünyasına girişiyle başladı.

GÜNÜMÜZ İSLAM DÜNYASINDA ANA DİNİ AKIMLAR

GELENEKÇİ OLUŞMLAR:
- sadece Müslümanlar arasında intikal etme özelliliğini dikkate alırlar.
- Liderleri şeyh,üstad,Mevlana,alim,imam,lakaplarla anılır.
- Silsile sistemi ,bu günü geçmişe bağlar.
- Meseleler karşısında Akli olanlardan ziyade nakli çözümler tercih edilir.

SELEFİ GELENEĞE YASLANAN OLUŞUMLAR VE VEHHABİLİK HAREKETİ

SELEF(ÖNCEKİLER) : sahabe , tabiin,tebe-i tabiin neslinin yani selefin yaşamış olduğu gibi İslami anlamak ve yaşamak hedefidir.nas(kuran ve sünnet),a dayalı yaşarlar.
HALEF ( SONRAKİLER): kuran ve sünneten uzaklaşarak, akılla uygulanan dini metodları ,itikadi ve fıkhi mezhep kurucularına tabi olmaları tarikat öğretileri ile dini hayat yaşamaları selefi akımca bidat sayılmıştır.
- fırkai Naciye(kurtuluşa eren topluluk)
- ehli istikamet(doru yolun mensupları)
- dorudan hadislere dayalı yaşadıkları için EHLİ HADİS olarak adlandırmışlardır.

VEHHABİLİK:
- Muhammed b. Abdülvehhab,ehli hadis geleneği üzerine vehhabiliği tesis etmiştir.
- DÜŞÜNCESİ:
- İman; tasdik, ikrar ve ameldir.artar ve eksilir.
- ALLAH ın zatına ve tüm sıfatlarına Kuran ve hadislerle haber verildiği üzere inanmak gerekir
- Müteşabih ayetleri ve haberi sıfatları tevil etmek caiz değildir.
- Uluhiyet tevhidi üzerinde önemle durur ve şefaatin sadece ALLAH ın izni ile ve ahırette olacağı nı söylemiştir.
- Hz. Peygamber den ve sahabeden,veli zatların ruhlarından bu dünyada şefat beklemenin şirke sebep olduğunu belirtir.
- TEVESSÜL(hz.peygamberi,velileri aracı kılma) eleştirmiştir.
- Türbe mezar ziyaretlerinde dualrda ölmüş şahsı şefaatçı yada aracı kılma ihtimali bulunduğundan kabir başında namaz kılmak ,dua etmek gibi amelleri şirk olarak değerlendirir
- İSTİMDAD(yardım isteme) , rabıta (irtibat kurma) gibi tasavvufi davranışları uluhiyet tevhidine ters olarak kabul eder.
- Bir mürşide bağlanarak dini yaşamak insanı şirke götürür.
- İman ile amel bütündür.
- BİDAT: Kuran ve sünnette olmayan ,sonradan ortaya çıkan bir kavramdır.vehhabilkte öne çıkmıştır.
- Siyasi itikadi mezhepler ,tarikatler,kelam,ve felsefe meşguliyeti bidat olarak kabul edilir.
- Vehhabiler Müslümanları tekfir ederek haricilikle vasıflandırılmıştır.

MEDRESE GELENEĞİNE YASLANAN OLUŞUMLAR
DİYOBENDİYE:
- sipahi ayaklanmasında İngiliz sömürgeciliğinden büyük yara alan Müslümanların eğitimine ağırlık verilmesi gerektiğini düşünen bir gurup alimin ,öncülüğünde başlatılmıştır.
- Bu medrese hareketi,ehli sünnete esasları ve Hanefi fıkhına göre öğretimi esas almıştır.
- Diyobend ulemasının özellikle üzerinde durduğu husus,islamın tüm yabancı unsurlardan arındırılmasıdr.
- Eğitim ve öğretimin yanında Hindistan nın bağımsızlık mücadelesinde ,İngilizlerle işbirliği yapmamıştır
- Osmanlı hilafetini tanıyarak Osmanlının ayakta kalma davasını her alanda savunmuştur.
- Nakşibendilik etkindir medresede.
- Tarikatı taklit anlayışıyla değil,eğitim ve yaşama biçimi olarak ele almıştırlar.medrese müfradı içinde tasavvufi eğitimede yer verilmiştir.
- Bu gün Pakistan ,Hindistan, Afganistan da bu medreselerin sayısı onbinlere ulaşmıştır.

CEMAATİ TEBLİĞ:
- kökeni diyobendiliğe dayanır.
- Medrese faaliyetlerini halkın ıslahı için yeterli görmeyen MEVLANA İLYAS ve oğluMEVALANA YUSUF tebliğ yöntemleri geliştirmiştir.
- Cemaatin altı prensibinden biri TEFRİĞ-İ VAKTİ :tebliğ yapmak için dünyevi işlerinden gönüllü olarak zaman ayırmayı taahhüd eden kişiler cemaate alınır ve eğitilirler.
- Cemaat üyesi tebliğ içişn kırkgününü ayırıp ,kapı kapı ,şehir şehir ülke ülke dolaşıp zamanından ,parasından,rahatından fedakarlıkta bulunacak böylece hz peygamberin izinden gitmiş olacak ve karşılığını almayı ahırete bırakacaktır.
- Resmi üyelik sistemleri ,bürokratik ,siyasi organizasyonları ,büroları yoktur.
- Dergi yada akademik yayınları tebliğ aracı olarak kullanmazlar
- İçlerinden Müslümanların karşılaştığı çağdaş sorunlara çözümler sunabilecek bir aydın veya alim yetişmemiştir.
- Bunlara rağmen uluslar arsı İslami hareketlerin birisidir.

TALİBAN:
- Pakistan ile Afganistandaki Diyobend medreselerinde dini eğitim gören talebelere verilen addır.
- Müslüman gurupların arasında çıkan iç savaş afganistanıın istikrarını bozunca Taliban medreseden çıktı ve örgütlenip silahlanarak 1995 te itibaren ülkenin büyük bölümünü ele geçirdi.
- 11 eylül 201 saldırılarından sorumlu tutuldu.
- Taliban hareketinin kendinden olmayanı dışlayıcı ,baskıcı ,dar görüşlü ,şiddete dayalı fikir ve uygulamalarına bakılınca HARİCİ zihniyet yapısı bu oluşumda etkili olmuştur.
- Taliban hanefidir. Ama uygulamada gelenekselliği takip etmesi yenilklere kapıyı kapatmıştır.

TARİKAT GELENEĞİNE YASLANAN OLUŞUMLAR
İnsanın zikir ve riyazat yoluyla manevi dünyasını her türlü günah ve kötü huydan arındırması ve Allah rızasını kazanmasını metod olan tasvvuf tarihi süreçte tarikat adını alıştır.

BİRELVİYE:adını kurucusu Ahmed Rıza Han Birelvi den almıştır.
- diyobendiyede olduğu gibi Medrese- tarikat birlikteliği vardır.birelvide tarikat geleneği baskındır.
- Hanefi mezhebine göre eğitim veren medreseleri bulunmaktadır.

ISLIHATÇI OLUŞUMLAR:
KÜLTÜREL ISLAHATÇILIK: said nursi.tabandan tavana
SİYASAL ISLAHATÇILIK: tavandan tabana.arap ülkesindeki ihvanı müslimin hareketidir.
İHVANI MÜSLİMİN:hasan el benna kurucusu.
CEMAATİ İSLAMİ : ebul ala mevdudi
SEYYİD KUTUB: ESERİ Fİ ZİLALİL KURAN
YOLDAKİ İŞARETLER (me alim fit tarik) Müslüman ve cahili diye ikiye ayırır.
Benna ve mevdudiden darül İslam,darül harp kavramlarıyla ayrılır.

MODERNİST OLUŞUMLAR
XIX yy.ikinci yarısı XX. Yy.ilk çeyreği hüküm sürmüştür.
- modernzm , ticaretten felsefeye her şeyin sorgulanmasının gerekliliğini savunur.
- İslam modernistleri İslam medeniyetinin çöküş nedenini ‘’ bugüne İslam diye gelen din’’ tezini ileri sürerek dinin kaynaklarını ,anlaşılma usullerini,ve geleneğini derin bir sorgulamaya tabi tutmaktadır.
- Oysa gelenekte KURAN onun hayata uygulanmış şekli sünnet
- Kuran ve sünnetin Müslümanlarca yaşanması icma
- Tecrübelerle akıl yürütme yöntemi kıyas
- Kaynak olarak değerlenmekteydi .islam modernizmi ise ‘’onun doğru anlaşılması’’ için çalışacaktır

METİNSEL MODERNİZM:
ayetlerin metinsel manalarını tümüyle evrensel kabul ettiler ve ayetleri ‘’güncelleştirme’’yoluyla çözüm arayan güncel olaylara tatbik ettiler.
Seyyid ahmed han ve Muhammed abduh gibi..

TARİHSEL MODERNİZM:
metinsel modernizmi ‘’Kuran ın indiği tarihsel şartları ‘’ görmezden gelmelerini eleştirmişlerdir.
Pakistanlı Fazlurrrahman tarihselci modernizmin öncüsü sayılır.
FAZLURRAHMANIN FİKİR SİSTEMİ:değişimin bir zorunluluk olduğu ilkesine dayanır.müslümanların geri kalması değişim gerçeğinin anlaşılmamasından kaynaklanmıştır.KURAN bu çağa hitabı tekil hükümler vasıtasıyla değil,tevhid, adalet, hürriyet , eşitlik, şura gibi KURANIN EVRENSEL İLKELERİYLE olur.
ELEŞTİRİLEN YÖNÜ:Ayetlerin sünnet ve icma dikkate alınmadan yorumlanmasının keyfilikler taşıdığı belirtilmiştir

MODERNİZM KARŞITI ÇAĞDAŞ BİR SÖYLEM OLARAK GELENEKSELCİLİK
Bütün dinlerin özünde bulunduğunu idda ettikleri EZELİ HİKMET kavramı esas alınarak dünyayı ve çağın olaylarını yorumlayıp,anlamdırmaktadırlar.
__________________
İmanı olanın, imkanı tükenmez.
Alıntı ile Cevapla
Alt 03 Nisan 2012, 18:19   Mesaj No:12
Medineweb Site Yöneticisi
Medine-web - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medine-web isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 1
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:8
Cinsiyet:Erkek
Yaş:50
Mesaj: 3.036
Konular: 340
Beğenildi:1437
Beğendi:478
Takdirleri:10498
Takdir Et:
Standart Cevap: İlahiyat Önlisans İslam Mezhepleri Tarihi 1-10 Ünite Arası tüm konular Özet

1. Cevap: islam mezhepleri tarihinin özeti

Abdurrahim AKTAŞ
İSLAM MEZHEPLERİ TARİHİ ÖZETİ 1
MEZHEP: “gidilen yol, benimsenen görüş ve anlayış, farklı tutum ve davranış” anlamındadır
İslamda mezhep: Dinin anlaşılması, hayata uygulanması ile alakalı görüş farklılıklarının kurumsallaşmış yapılarıdır
Mezhep: Müslümanların yaşadıkları sosyal, kültürel ve siyasi çevrenin etkisiyle dinin ana kaynaklarını anlamada çıkan farklı görüşlerin taraftar bulması ile oluşan zümreleşme hareketidir
Takvim bilgisi ve hikaye (history) anlamındaki tarih; toplumları etkileyen olayları, birbiriyle ilişkileri ve sonuçları açısından bir sistem içerisinde inceleyen bilimdir
Tarih; zaman ve mekan kavramlarına bağlı olarak insanlığın geçmişini araştırır
Mezhepler tarihi”: Toplumların tarihinde oluşan fikir ve düşünce akımlarından bahseden bilimdir
İslamî kaynaklarda mezhep, fırka, makâlât gibi bu sahaya ait terimlere> İslam Mezhepleri Tarihi'nin konu ve alanına göre tanımına yeterince yer verilmediği görülür
Taşköprüzde,Mezhepler Tarihi(İlmu Makâlâti'l-Fırak): “Dini inançla ilgili sapkın mezhep-görüşleri nakleden ilim
Ethem Ruhi Fığlalı, Mezhepler Tarihi: “İslam düşüncesinin veya başka bir ifadeyle “fırkalaşma” veya“zümreleşme” faaliyetlerin gelişme seyrini göstermeyi esas alan bir bilim dalıdır ”
Hasan Onat: “İslam Mezhepleri Tarihi, siyasi ve itikadi gayelerle vücut bulmuş “İslam’ın Düşünce Ekolleri” diyebileceğimiz beşerî oluşumları, bilimsel yöntemlerle inceleyen bilim dalıdır ”
Kutlu, İslam Mezhepleri Tarihi: “geçmişte ve günümüzde siyasi ve itikadi gayelerle vücut bulmuş İslam Düşünce Ekolleri diyebileceğimiz beşeri ve toplumsal oluşumların; doğdukları ortamı, doğuş sebeplerini, fikirlerini, mensuplarını, edebiyatını, yayıldığı bölgeleri, İslam düşüncesine katkılarını kendi eserlerinden hareketle zaman-mekan bağlamında ve fikir-hadise irtibatı çerçevesinde betimleyici bir metotla, tarafsız bir gözle inceleyen bilimdir ”
İslam Mezhepleri Tarihi konusu> İslam düşüncesinde çıkan siyasi ve itikadi düşünce ekolleridir Fıkhî veya amelî ekoller bu ilmin konusuna dahil değildir
İslam tarihinde ortaya çıkan hiçbir mezhep >İslam dini ile aynileştirilemez, dinin kendisi yerine konulamaz Çünkü mezhep denilen yapı beşerî bir oluşumdur
Mezhepler Tarihi’nin amacı> mezheplerin ortaya çıkış süreçlerini incelemek; hangi şart ve ortamlarda ne tür fikirlerin doğup geliştiğini tespit etmektir
İslam Mezhepleri Tarihi> kendi mensuplarına pratik bir fayda sağlamayı da hedefler
İslam Mezhepleri Tarihi> mezhebî farklılıkların din yerine ikame edilemeyeceğini bildirir
Mezhepler Tarihi okumanın faydaları> İslam tarihinde dini hayatın tarihini, kuvvetlenip-zayıflamasını, bazen de duraklamasının sebeplerini ortaya koymaktır
Mezhepler Tarihi bilimi> geçmişteki hatalardan dersler çıkarmamız gerektiğini bildirir
Mezhepler Tarihi Metodunun hedefi: İslam düşüncesinde çıkan fikirlerin ne zaman, hangi şartlarda, nerede ortaya çıktıklarını ve kimler tarafından hangi amaca yönelik kullanıldığını tarafsız bir şekilde ortaya koymaktır
İslâm Mezhepleri Tarihi esas alır> “Betimleyici/Deskriptif Metotu” nu
İslam Mezhepleri Tarihinin amacı: bir fikri doğrulamak veya yanlışlığını ispat etmek değildir
İslam Mezhepler Tarihi araştırmacısının yapacağı iş >her mezhebi kendi metninden hareketle, tarafsız anlatmaktır
Erken dönem mezhepler tarihinde ortaya konulan metot >ile çağdaş İslam Mezhepleri Tarihi biliminin metodu arasında farklılık vardır Çünkü erken dönemdeki eserlerin çoğu karşıt gördüğü mezhebi-fikri reddetme amacı vardır
Mezhepler >yaşadığı dönemin coğrafi, siyasi ve fikri ortamında neşet etmiş olup onların özelliğini taşır
Mezhepler Tarihi araştırmalarında karşılaşılan problemler: Tarihin belli bir döneminde kendi sosyal-kültürel şartlar içerisinde oluşan ve anlam yüklenen kavramların zaman içerisinde anlam daralması, genişlemesi hatta tam zıt anlamların değişmesi veya bugünün kavramlarıyla tarihi olayların anlamlandırılması…
İslam Mezhepleri Tarihinde verilen bilgiler uydurulmuşsa> Tarihi gerçeklerle karşılaştırılarak test edilmelidir
Fikir-hadise irtibatı: Bir fikrin veya inancın varlığının ve sosyal, siyasî, ekonomik ve dinî hadiselerde bu fikrin tezahürlerinin “zaman-mekân bağlamı” göz önünde bulundurularak tespit edilmesidir
Fikir-hadise irtibatı Mezhepler Tarihinde: Bir mezhebin çıkmasında etkili olarak gösterilen hadiselerle, o mezhebi diğer mezheplerden farklı kılan ilk fikirlerini, etkilerini araştırılarak bu ikisi arasında bir ilişkinin olup olmadığını, ya da fikrin o hadisenin sebebi olup olmadığını ortaya koymak demektir
Mezhepler tarihçisi> araştırdığı mezheple ilgili fikirleri, olayları ve davranışları ortaya koyarken fikir ve hadise irtibatını kurmaya ve bu ilişkileri zaman ve mekân bağlamını da katarak analiz etmelidir
Bu yöntemle> mezheplerin ideolojik tarih kurguları çözülebilecektir
MEZHEPLER TARİHİNİN İNCELEME ALANLARI
1- Mezhep İsimlerinin Açıklanması, 2- Mezhepleri Doğuş Sebepleri, 3- Mezheplerin Teşekkül Süreci,
4- Mezheplerin Coğrafya ile İlişkileri, 5- Mezhebin Kiminle Başladığı,6- Mezhebin Temel Fikirleri ve Kavramları,
7- Mezheplerin Edebiyatı, 8- Mezheplerin Fırkalara Ayrılması, 9- Mezheplerin Yayıldığı Bölgeler,
10- Diğer Mezheplerle İlişkiler, 11- Mezheplerin Günümüzdeki Durumu,
12- Mezheplerin İslam Düşüncesine Katkıları,13- Mezheplerle İlgili Olarak Yapılan Çağdaş Araştırmalar
Mezhepler sistemli yapılar olup kendi içlerinde> tutarlılık gösterirler
Örn: insanın özgür olmasını amaçlayan Mutezile’nin diğer bütün görüşleri bu esasa göre dizayn edilmiştir
Mezhep hakkında sağlıklı bilgi için> o mezhebe ait birinci el kaynaklarına ve edebiyatlarına ulaşmakla mümkündür
Mezheplerk kimi bölgelerde güçlü kimilerin de güçsüzdür sebebi> sosyal yapı ve kültürel durum ve orada 2 yaşayanların dini ihtiyaçlarına cevap verip vermemesiyle de alakalıdır
Mürcie mezhebi mevali arasında taraftar bulmuş ve> Maveraünnehir bölgesinde yaygınlık kazanmıştır
Mezhepler arası polemik konularının tespit edilmesi>mezhebin hangi görüşe ehemmiyet verdiğini ortaya koyacaktır
Hariciliğn İslama kazandırdığı en önemli şey> devlet başkanının seçimle başa gelmesi meselesidir
MEZHEPLER TARİHİNİN DİĞER BİLİM DALLARIYLA İLİŞKİSİ:
1 Mezhepler Tarihi – Kelam İlişkisi:
Kelam, konularına göre mezheplerin görüşlerini incelerken; İslam mezhepleri tarihi, mezheplere ait fikir ve temel görüşlerin ortaya çıkış süreçlerini inceler
Kelam, savunmacı bir anlayışla meseleleri ele alırken; mezhepler tarihi, tasviri anlatımı esas alır ve mezheplerin itikadi ve siyasi görüşlerinin hangi şartlar içinde nasıl oluştuğunu incelemeye çalışır
2 Mezhepler Tarihi –İslam Tarihi İlişkisi:
İslam Tarihi, İslam’ın doğuşundan günümüze kadar Müslümanların tarihi ve siyasi olaylarını incelemektedir Mezhepler tarihi de İslam toplumlarında meydana çıkan siyasi ve itikadi gruplaşma hareketlerini incelediğinden aralarında önemli bir ilişkinin olduğu görülür
İslam tarihi, Müslümanların kurduğu devletlerin tarihini; Mezhepler tarihi ise, Müslümanlarda fikri ve siyasi ayrılıkların sonunda çıkan gruplaşmaların ve bunların zamanla mezhepleşmesinin tarihini inceler
3 Mezhepler Tarihi –Dinler Tarihi İlişkisi:
İlk dönem dinler tarihi çalışmaları> Mezhep tarihçileri tarafından yürütülmüştür
İbn Hazm (ö 456/1064) ve Şehristanî> mezhep tarihçileri, günümüz müslüman dinler tarihçileri olarak incelenmektedir Mezheplerin ortaya çıkışında etkili olan pek çok faktörden biri de> önceki din ve kültürlerin etkileridir
Bu itibarla betimleyici bir yöntem kullanmaktadırlar
2 HAFTA - İSLÂM MEZHEPLER TARİHİYLE İLGİLİ BAZI KAVRAMLAR
* Özel anlamlı kavramlara >kelimelerin ıstılah veya terim anlamı denilmektedir
* İslâm Mezhepleri Tarihinin kavramları; mezhep, fırka, makâle, nihle, millet, ehl-i kıble, ehl-i salât, ehl-i beyt…
MEZHEP
* Sözlükte >“gitmek” gidecek yer ve yol, ” manasında mekân ismidir
* Terim olarak “Mezhep >bir takım siyasî, ictimaî, iktisadî ve diğer hadiselerin tesirlerinin, mezhep kurucusu insan ile ona uyanlardaki fikrî, dinî ve siyasî tezahürüdür ”
* Mezhep: “dinin aslî-fer’î hükümlerinin dayandığı delilleri bulmakta ve hüküm çıkarıp yorumlamakta otorite sayılan âlimlerin ortaya koyduğu görüşlerin tamamı veya belirledikleri sistemdir ”
* Mezhep: “imam ve müçtehid kabul edilen zatın anlayış ve görüşlerinden meydana gelen itikâdî veya fıkhî yol
* Mezhep >İslâm dininin içindeki siyasî, itikâdî ve amelî sahadaki ekolleri ifade eden alt gruplardır
* Mezheplerin çıkması >tarihsel, politik-dînî ve beşerî bir olgudur
* Her mezhebin görüş ve çözümleri, >belli dönemin ihtiyaçlarını karşılamak üzere ortaya konulduğundan tarihseldir
* İslâm Mezhepler Tarihi sahasında “mezhebe >“makâlât”, “fırka” veya “nihle”
* Siyasî mezhepler >Havariç, Şia itikâdî mezhepler >Mutezile, Cebriyye, Mürcie, Eşariyye ve Mâtürîdiyye
fıkhî mezhepler >Hanefiyye, Şafiiyye, Malikiyye, Hanbeliyye, Zahiriyye ve Caferiyye
* Fıkıh mezhepleri, >Hanefiyye, Şafiiyye, Malikiyye, Sevriyye gibi âlimlerin isimlerine nispet edilmiştir
* Siyasî-itikadî mezhepler ise >Mu’tezile, Cebriyye, Havariç, Şia, Mürice gibi topluluk ismi olmuştur
* Fırkalar belli bir şahsa nisbetle > Hariciler’den >Hazımiyye, Hamziyye, Şeybâniyye; Mu’tezile’den >Vâsıliyye, Nazzamiyye, Cübbaiyye; Mürcie’den >Yunusiyye gibi

__________________

Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır.
Alıntı ile Cevapla
Alt 01 Şubat 2013, 15:30   Mesaj No:13
Medineweb Emekdarı
mehmet akif2 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:mehmet akif2 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13402
Üyelik T.: 25 Şubat 2011
Arkadaşları:11
Cinsiyet:bayan
Yaş:44
Mesaj: 7.406
Konular: 425
Beğenildi:2308
Beğendi:4896
Takdirleri:3818
Takdir Et:
Standart Cevap: İlahiyat Önlisans İslam Mezhepleri Tarihi 1-10 Ünite Arası tüm konular Özet

İSLAM MEZHEP TARİHİ

Ünite
10

- Çağdaş İslami Akımlar

İSLAM DÜNYASINDA İHYA HAREKETLERİ


İhya, tecdit, ıslah faaliyeti olarak bilinen İslamcılık olarak isimlendirilen hareketin tarifi:


XIX. XX. Yy. islamı bir bütün olarak yeniden hayata hakim kılmak,


akılcı bir metodla Müslümanları

batı sömürüsünden,

zalim yöneticilerden,

esaretten,

taklitten,

hurafelerden kurtarmak,

medenileştirmek,

birleştirmek ve

kalkındırmak uğruna çözümün bütününü kapsayan harekettir.

HAZIRLAYAN NEDENLER


- 1798 napolyonun mısırı işgaliyle başlayan süreç


- 1852 hint alt kıtasının İngiliz himayesine girmesi


- Kuzey Afrika ülkeleri fransa ve italyanın işgaline uğradı


- 1882 mısır İngilizlerin eline geçti


- Osmanlı devleti kapütülasyonlarla ekonomik imtiyazı batılı güçlere devretti

- Harblerde ve Fransız ihtilalinin sebep olduğu milliyetçilik hareketleri toprak kaybıyla sonuçlandı

- “yeniden istikrara kavuşmak, galip devletleri taklit etmekle mümkündür’’ fikri güç kazandı.


- Batıdaki elçiler ve aydın öğrencilerin batı hayranlığı, aşağılık duygusuna neden oldu

- Oryantalizm ve misyonerlik faaliyetleri Müslümanların öz güvenini tehdit eder hale geldi.

İHYACILIĞIN / İSLAMCILIĞIN TEMEL MESELELERİ

a) en önemli söylemleri: ‘’islamı hayata yeniden hakim kılma’’ dır.’’


hz.peygamber dönemine dönme, temel kaynak Kuran ve sünnete başvurmak lazımdır derler.

-ana kaynaklara “dönüşçü’’ özelliği nedeni ile yeni selefilik veya ıslıhatçı selefilik olarak tanımlanır.

b) İslamiyetin modern ihtiyaçları karşılayacak evrensel,


siyasi-sosyal muhtevaya sahip olduğunu,

ortaçağ da kapanan ictihat kapısının yeniden açılması,

yeni hükümler üretilmesini,

mezhep taklitçiliğinin önüne geçilmesini dile getirilir.

c) Müslümanlar batıyı üstün kılan ilmi,

medeni ve teknik usulleri almalı ve kendilerini kalkındırmalıdır.

hz. peygamber “hikmet müminin yitik maldır, nerede bulursa onu alır ‘’sözünü referans alırlar.

yararlanma aşamasında ahlak anlayışlarının islama ters düşen kısımlarından uzak durulması yoksa yıkıma neden olacağını söylerler.

d) Tasavvuf ve tarikatlara menfi bakılmış ve takva,


tevekkül,

zühd kavramlarının yanlış yorumlanıp ilerlemeye mani olmuştur,

hurafeciliği geliştirdiği için eleştiriye tutulmuştur.

vahdeti vücud düşüncesi özel ilgi görmüştür.

e) İslamcılar Eğitim-öğretim üzerinde önemle durmuşlardır.


f) İslamcılara göre ittihadi İslam(panİslavizm)adını verdikleri müslümanların siyasal birliği,


geri kalmışlığı,

sömürgecilerden kurtulmanın çaresiydi

II Abdülhamit bunu devlet politikası haline getirdi.

osmanlı devletini emparyalist güçler karşısında ayakta tutmak bu politikanın amacıydı.

g) İslamcılar, kuran ve sünnetin belli bir yönetim şekli ortaya koymadığını, genel esaslar belirlemekle kaldığını savunmuşlardır.


hilafeti değil ‘’ millete vekalet’’ sistemi olan halk egemenliğine vurgu yaparak anayasa (kanuni esasi) ve vekiller meclisini güçlendirmeyi hedeflemişlerdir.

h) İhyacı/İslamcı kişilerin ürettikleri edebiyat,


yukarıdaki maddeleri işler bunun yanında temel insan haklarını İslam hukuku açısından ortaya koyarlar,

Müslüman kadının toplumdaki yerinin iyileştirilmesini savunan makaleler önemli yer tutar.

# # Cemaleddin afgani nin İslam birliği ideolijisi daha kapsamlıdır.


ona göre ittihadi islamın,

din bağı,

hac ve

hilafet olmak üzere üç dayanağı vardır.

milliyetçiliğin din bağını geçmemesi,

ırkçı eğilimden uzak,

din bağı kuvvetli müspet milliyetçilikten yanaydı.

halifeliği yegane otorite kabul etti.

İHYACILIĞIN / İSLAMCILIĞIN MÜŞTEREK VE FARKLI YÖNLERİ


- İslamcı kimliği teşkil eden ortak kabuller vardır:


İslam dininin gelişime engel olmadığı,

batı medeniyetindeki üstünlük sağlayan unsurların Müslümanlardan alındığı,

müslümanın sürekli çalışması ve güçlenmesi gerektiği,

birlik ve beraberliğin gerekli olduğu noktalarında savunmada sözbirliği yapmışlardır.

- Diğer taraftan ihya hareketine “nereden başlamalı” sorusuna verilen cevaplarda farklılaşma olmuştur.


CEMALEDDİN AFGANİ: özgürlük ve inkilap cevabını verdi

Öğrencisi MUHAMMED ABDUH: siyasete mesafeli durmuş,

kurumların iyileştirilmesi,

eğitimde reform,

kabiliyetli öğrenciler yetiştirilmeli,

dini düşüncenin saf hale getirilmesi,

dini meselelerde modernleşmeyi savunmuştur.

Muhammed Abduh’un öğrencisi REŞİD RIZA: kendisine miras kalan MENAR ekolünü daha siyasal ve muhafazakar ve selefi çizgiye yerleştirmiştir.


İLK İHYACILAR/ İSLAMCILAR


-seyyid ahmed han

-cemaleddin afgani

-muhammed abduh

-mustafa Sabri efendi


SEYYİD AHMED HAN


- Sömürge yönetimine karşı başlatılan sipahi ayaklanmasında İngilizlerin yanında yer almıştır


ve takdir nişanına(sir) layık görülmüştür.

- TEHZİBUL-AHLAK adında gazete çıkararak Müslümanlara batı kültürü ve İngilizleri ısındırmayı hedeflemiştir.


- Hayatının sonuna doğru SÖR ve ŞÖVALYE ünvanı almıştır.


- Din ile dünya işlerinin birbirinden ayrılması


dinin her işe karışmamasını savundu.

- Tabiat felsefi etkisi altında kalmış tabiata uyma ilkesini kabul etmiştir.


- Kurandaki dünyevi hükümleri dinin parçası görmez,

hadislerin kabulünde akıl ve tabiata uyum kriterini getirmiş uymayan hadisleri reddetmiştir ahmed han.

- Seyyid Ahmed Han’ın, Protestan reformuna benzer bir hareketin İslam dünyasında gelişmesini arzu ettiği hissedilmektedir



CEMALLEDDİN AFGANİ


- talebesi ve dava arkadaşı Muhammed abduhla beraber 1883-84 yıllarında Pariste çıkardıkları URVETÜL-VÜSKA dergisi,


İslam ülkelerinde hürriyet ve ıslahat fikrini besleyici işlev gördü

- II Abdülhamit’in İslamcı politikalarının oluşumunda ve yeni Osmanlıların anayasa ve meşrutiyet taraftarlığında büyük tesir bırakmıştır.


- CEMALEDDİN AFGANİ İslamcılığın İLK ve ASIL KURAMCISI olarak takdim edilir.

- Tavandan başlayıp tabana doğru inen hızlı bir toplumsal iyileştirmeyi sağlayacak faaliyetlere öncelik vermiştir.

- Islahat olarak İslam birliği fikri önemlidir.


- İslam birliğinin başında mutlaka halife bulunmalıdır.


ancak yönetim ümmetin katılım ve meşveret usulü ile yürütülmelidir.



MUHAMMED ABDUH

- ana hedefi, ilk kaynaklarından hareketle dinin anlaşılmasını sağlamak,

itikadı hz. peygamber zamanındaki saflığına kavuşturup

akıl ve ilimle ilişkisini güçlendirmek,

değişen dünya şartlarında dini yeniden etkinleştirmektir.

- Batının bilim ve tekniğini alıp dine uymayan taraflarından uzak durulmasını istiyordu.

- Kuranın insanların ilmi ve ahlaki seviyelerini yükseltmek için indiğini söyledi.


onun ölülere okunan bir kitap haline getirilmesini eleştirdi.

- Tabandan, tavana doğru bir toplumsal bir ıslah hareketlerinin model aldığı bir öncü olmuştur.



MUSTAFA SABRİ EFENDİ,


- İslam ilimler cemiyetinin reisliğini yaptı.


- Damat Ferit hükümetinde ŞEYHÜLİSLAMLIK görevine getirildi


- Sevr anlaşmasını savundu ve


anadoludaki milli mücadele hareketine karşı tedbirler alınmasını önerdi.

kabul edilmeyince görevinden ayrıldı.

- Modernizm karşıtı (antimodernist) muhafazakar bir İslamcı ekolün kurucu ismi oldu.



OSMANLI İSLAMCILIĞI VE SONRASI


- Mustafa sabrininde mensubu olduğu Osmanlı İslamcılık hareketi ittihadı İslam adı altında 1870 li yıllardan itibaren Osmanlı devletinin hakim siyasi düşüncesi oldu.


- Fikir hareketi olarak İslamcılık Osmanlı ülkesinde II meşrutiyet sonrasında SIRATI MÜSTAKİM dergisinin 14 ağustos 1908 de yayın dünyasına girişiyle başladı.



GÜNÜMÜZ İSLAM DÜNYASINDA ANA DİNİ AKIMLAR

GELENEKÇİ OLUŞMLAR:


- sadece Müslümanlar arasında intikal etme özelliliğini dikkate alırlar.


- Liderleri


şeyh,

üstad,

Mevlana,

alim,

imam

lakaplarla anılır.

- Silsile sistemi, bu günü geçmişe bağlar.


- Meseleler karşısında Akli olanlardan ziyade nakli çözümler tercih edilir.

SELEFİ GELENEĞE YASLANAN OLUŞUMLAR VE VEHHABİLİK HAREKETİ


SELEF(ÖNCEKİLER): sahabe, tabiin, tebe-i tabiin neslinin yani selefin yaşamış olduğu gibi İslami anlamak ve yaşamak hedefidir.


nas(kuran ve sünnet),a dayalı yaşarlar.


HALEF ( SONRAKİLER): kuran ve sünneten uzaklaşarak,


akılla uygulanan dini metodları,

itikadi ve fıkhi mezhep kurucularına tabi olmaları

tarikat öğretileri ile dini hayat yaşamaları selefi akımca bidat sayılmıştır.

- fırkai Naciye(kurtuluşa eren topluluk)


- ehli istikamet(doğru yolun mensupları)


- doğrudan hadislere dayalı yaşadıkları için EHLİ HADİS olarak adlandırmışlardır.



VEHHABİLİK:


- Muhammed b. Abdülvehhab,


ehli hadis geleneği üzerine vehhabiliği tesis etmiştir.

- DÜŞÜNCESİ:


- İman;


Kodlama: (i-t-am)

İkrar,

Tasdik ve

ameldir.

artar ve eksilir.

- ALLAH ın zatına ve tüm sıfatlarına Kuran ve hadislerle haber verildiği üzere inanmak gerekir


- Müteşabih ayetleri ve haberi sıfatları tevil etmek caiz değildir.


- Uluhiyet tevhidi üzerinde önemle durur ve şefaatin sadece ALLAH ın izni ile ve ahırette olacağı nı söylemiştir.


- Hz. Peygamberden ve sahabeden, veli zatların ruhlarından bu dünyada şefaat beklemenin şirke sebep olduğunu belirtir.


- TEVESSÜL(hz. peygamberi, velileri aracı kılma) eleştirmiştir.


- Türbe mezar ziyaretlerinde dualarda ölmüş şahsı şefaatçı ya da aracı kılma ihtimali bulunduğundan kabir başında namaz kılmak, dua etmek gibi amelleri şirk olarak değerlendirir


- İSTİMDAD(yardım isteme),


rabıta (irtibat kurma) gibi tasavvufi davranışları

uluhiyet tevhidine ters olarak kabul eder.

- Bir mürşide bağlanarak dini yaşamak insanı şirke götürür.

- İman ile amel bütündür.


- BİDAT: Kuran ve sünnette olmayan, sonradan ortaya çıkan bir kavramdır.


vehhabilikte öne çıkmıştır.

- Siyasi itikadi mezhepler,


tarikatlar,

kelam ve

felsefe meşguliyeti bidat olarak kabul edilir.

- Vehhabiler;Müslümanları tekfir ederek haricilikle vasıflandırılmıştır.



MEDRESE GELENEĞİNE YASLANAN OLUŞUMLAR


DİYOBENDİYE:


- sipahi ayaklanmasında İngiliz sömürgeciliğinden büyük yara alan Müslümanların eğitimine ağırlık verilmesi gerektiğini düşünen bir gurup alimin, öncülüğünde başlatılmıştır.


- Bu medrese hareketi, ehli sünnete esasları ve Hanefi fıkhına göre öğretimi esas almıştır.


- Diyobend ulemasının özellikle üzerinde durduğu husus, islamın tüm yabancı unsurlardan arındırılmasıdır.


- Eğitim ve öğretimin yanında Hindistan’ın bağımsızlık mücadelesinde, İngilizlerle işbirliği yapmamıştır

- Osmanlı hilafetini tanıyarak Osmanlının ayakta kalma davasını her alanda savunmuştur.


- Nakşibendilik etkindir medresede.


- Tarikatı taklit anlayışıyla değil, eğitim ve yaşama biçimi olarak ele almıştırlar.


medrese müfradı içinde tasavvufi eğitime de yer verilmiştir.

- Bu gün


Kodlama: (pa-h-a)

Pakistan,

Hindistan,

Afganistan da bu medreselerin sayısı on binlere ulaşmıştır.


CEMAATİ TEBLİĞ:


- kökeni diyobendiliğe dayanır.


- Medrese faaliyetlerini halkın ıslahı için yeterli görmeyen MEVLANA İLYAS ve oğlu MEVALANA YUSUF tebliğ yöntemleri geliştirmiştir.


- Cemaatin altı prensibinden biri TEFRİĞ-İ VAKTİ: tebliğ yapmak için dünyevi işlerinden gönüllü olarak zaman ayırmayı taahhüd eden kişiler cemaate alınır ve eğitilirler.


- Cemaat üyesi tebliğ için kırk gününü ayırıp, kapı kapı, şehir şehir ülke ülke dolaşıp


zamanından,

parasından,

rahatından fedakarlıkta bulunacak böylece hz peygamberin izinden gitmiş olacak ve

karşılığını almayı ahırete bırakacaktır.

- Resmi üyelik sistemleri, bürokratik, siyasi organizasyonları büroları yoktur.


- Dergi ya da akademik yayınları tebliğ aracı olarak kullanmazlar


- İçlerinden Müslümanların karşılaştığı çağdaş sorunlara çözümler sunabilecek bir aydın veya alim yetişmemiştir.


- Bunlara rağmen uluslararası İslami hareketlerin birisidir.



TALİBAN:


- Pakistan ile Afganistandaki Diyobend medreselerinde dini eğitim gören talebelere verilen addır.


- Müslüman gurupların arasında çıkan iç savaş


afganistanın istikrarını bozunca Taliban medreseden çıktı ve

örgütlenip silahlanarak 1995 te itibaren ülkenin büyük bölümünü ele geçirdi.

- 11 eylül 2001 saldırılarından sorumlu tutuldu.


- Taliban hareketinin kendinden olmayanı


dışlayıcı,

baskıcı,

dar görüşlü,

şiddete dayalı fikir ve uygulamalarına bakılınca

HARİCİ zihniyet yapısı bu oluşumda etkili olmuştur.

- Taliban hanefidir.


Ama uygulamada gelenekselliği takip etmesi yeniliklere kapıyı kapatmıştır.

TARİKAT GELENEĞİNE YASLANAN OLUŞUMLAR


İnsanın zikir ve riyazat yoluyla manevi dünyasını her türlü günah ve kötü huydan arındırması ve Allah rızasını kazanmasını metod olan tasavvuf tarihi süreçte tarikat adını almıştır.



BİRELVİYE: adını kurucusu Ahmed Rıza Han Birelvi den almıştır.


- diyobendiyede tarikat geleneği baskındır. olduğu gibi


birelvide Medrese- tarikat birlikteliği vardır.

- Hanefi mezhebine göre eğitim veren medreseleri bulunmaktadır.



ISLIHATÇI OLUŞUMLAR:


KÜLTÜREL ISLAHATÇILIK:
said nursi.

tabandan tavana

SİYASAL ISLAHATÇILIK:


tavandan tabana.

arap ülkesindeki ihvanı müslimin hareketidir.

İHVANI MÜSLİMİN:
hasan el benna kurucusu.

CEMAATİ İSLAMİ:
ebul ala mevdudi

SEYYİD KUTUB:
ESERİ Fİ ZİLALİL KURAN

YOLDAKİ İŞARETLER (me alim fit tarik)


Müslüman ve cahili diye ikiye ayırır.

Benna ve mevdudiden


darül İslam,

darül harp kavramlarıyla ayrılır.

MODERNİST OLUŞUMLAR


XIX yy. ikinci yarısı XX. Yy. ilk çeyreği hüküm sürmüştür.


- modernizim, ticaretten felsefeye her şeyin sorgulanmasının gerekliliğini savunur.


- İslam modernistleri İslam medeniyetinin çöküş nedenini “ bugüne İslam diye gelen din’’ tezini ileri sürerek dinin kaynaklarını,

anlaşılma usullerini ve

geleneğini derin bir sorgulamaya tabi tutmaktadır.

- Oysa gelenekte KURAN onun hayata uygulanmış şekli sünnet


- Kuran ve sünnetin Müslümanlarca yaşanması icma


- Tecrübelerle akıl yürütme yöntemi kıyas


- Kaynak olarak değerlenmekteydi.


islam modernizmi ise “onun doğru anlaşılması’’ için çalışacaktır


METİNSEL MODERNİZM:


ayetlerin metinsel manalarını tümüyle evrensel kabul ettiler ve


ayetleri ‘’güncelleştirme’’yoluyla çözüm arayan güncel olaylara tatbik ettiler.

Seyyid ahmed han ve Muhammed abduh gibi..



TARİHSEL MODERNİZM:


metinsel modernizmi ‘’Kuran ın indiği tarihsel şartları ‘’ görmezden gelmelerini eleştirmişlerdir.


Pakistanlı Fazlurrrahman tarihselci modernizmin öncüsü sayılır.



FAZLURRAHMANIN FİKİR SİSTEMİ:
değişimin bir zorunluluk olduğu ilkesine dayanır.

müslümanların geri kalması değişim gerçeğinin anlaşılmamasından kaynaklanmıştır.

KURAN bu çağa hitabı tekil hükümler vasıtasıyla değil,

Kodlama: (ş-e-h-ad-et(te) )

şura

eşitlik,

hürriyet,

adalet,

tevhid,


gibi KURANIN EVRENSEL İLKELERİYLE olur.

ELEŞTİRİLEN YÖNÜ: Ayetlerin sünnet ve icma dikkate alınmadan yorumlanmasının keyfilikler taşıdığı belirtilmiştir

MODERNİZM KARŞITI ÇAĞDAŞ BİR SÖYLEM OLARAK GELENEKSELCİLİK


Bütün dinlerin özünde bulunduğunu iddia ettikleri EZELİ HİKMET kavramı esas alınarak dünyayı ve çağın olaylarını yorumlayıp, anlamdırmaktadırlar.



ALINTIDIR
Alıntı ile Cevapla
Alt 12 Ağustos 2016, 13:54   Mesaj No:14
Fani Misafir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Fani Misafir isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 26791
Üyelik T.: 22 Mart 2013
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 7
Konular: 1
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart

Alıntı:
MERVE DEMİR Üyemizden Alıntı Mesajı göster
Ünite 1

Mezhepler Tarihine Giriş


>Hanefilik, Şafilik, Malikilik, Hanbelîlik Fıkhi/Hukuki, Sünnilik, Şiilik ise itikadi/siyasi mezhep dalıdır.

>İslam mezhepleri tarihinin orijinal ismi ilmu makalatil fıraktır.(müspet=olumlu/Menfi=Olumsuz anlamda)

>Siyasi dini fıkhi ayrılık Hz Peygamberin vefatından sonra hicri 30. yılda ortaya çıkmıştır. Mezhepler ise 400 yıl sonra ortaya çıkmıştır.

>İslam mezhepleri tarihçisi tarafsız olmak zorundadır.

>Mezhepler tarihi Dini, Siyasi, Sosyolojik, Psikolojik etmenleri ortaya çıkarır.

>Kanlı mezhep kavgaları mezhepleri önde tutup özellikle dindar insanlara zarar vermiştir.

>Bahailik, kendi başına mezhep olmaktan çıkmış, adeta bir din olmuştur.

>İslam mezhepleri tarihini ilk yazan kelamda ilerlemiş mutezile âlimleridir. Bunlar (Kelam alimleri) ;Ehli sünnetin Eş’ari,Abdulkahir Bağdadi ve şehristanidir.

>Taşköprü zade ilmu mekalatil fırak adını verdiği eserde sadece hak mezhepleri değil batıl mezhepleride ele almıştır.

>Şehristani’nin el milel Ven Nihal adlı eserinde dinler tarihi ile mezhepler tarihi birleşir.

>Din psikolojisi mezhepler tarihine yardımcı olan bir bilim dalıdır.

>Makale=Fikir, inanç, söz, kanaat demektir. Çoğulu ise makalattır.

>Terim olarak makalat: Kendi görüşünü savunma, diğer görüşleri ise eleştirme eserlerine denir. Bu eserler etrafında toplanana ashabul makalat denir. Bu alanda en önemli eser Ebul Hasan El eş’arinin makalatül islamiyyindir.

>Fırka=Tabakalaşma, bölüm, saf, çoğulu ise firaktır.

>Mile (Çoğulu milel) dinlerin,Nıhle(Çoğulu Nihal)ise fırkaların görüşüdür.

>Mezhep (çoğulu mezahip) makalenin eş anlamlısıdır. Dil bilimci manzur lügatında mezhep’e ‘Takip edilen itikat” anlamını vermektedirler.

>El fark beynel fırak (Abdulkahir bağdadi),el milel vennihal (şehristani)

>Sunni –eşari kelamcı Fahrettin razinin eseri itikatü fırakil müslimin ve müşrikin adlı eseri Osmanlıda okutulan eserler arasındadır.

>İbni Kemal ve birgivi Hanefi-maturidiyi takip eden yazarlar, sunguri ve sırri,gridi ise bağdadi ve şehristani gibi eş’ari kelamcıların etkisinde kalmışlardır.

>Osmanlı müderrisleri Fahrettin razinin takipçileridir.

>Nakşî ekolünün kurucuları imam-ı rabbani ile Mevlana Halid Bağdadidir. Hak mezhep olarak bilinirler ve ehlisünnet vel cemea’yı savunurlar.

>İslam mezhepleri tarihi 2 meşrutiyetten sonra Osmanlı medreselerinde okutulmaya başlanmıştır.

>Şehristaninin el mileli 1850 de Almancaya çevrilmiştir.

>İbn hazm’ın el fasıl şi gurubu 1907 de İngilizceye çevirildi.

>Amel yönünden farklı olan islamiyye kökenli mezhepler Nizarilik ve Müsta’lilik tir.

>Mezhep gidilen yol demektir.

>Tefrika=Dinin özü ve toplumun bozulması

>İhtilaf= Dinin özünü kavramak yanı sıra ufak ayrılık demektir.

>Dinin içindeki ayrılıklar nefrete neden olmuyorsa bu ihtilaf öteki türlü ise tefrikadır.

>Fırkayı Naciye: (kurtulan fırka demektir)Ehli sünnet vel cemea dır.

>Ehli istikamet: Doğru yolu ehli dalalet ise bu yoldan sapmayı ifade eder.

>Ehli furkat Ayrılıkçı mezheplere denir.



_______________________________________



Farklı bir özet çalışması


Ünite 1


Mezhepler Tarihine Giriş


Müslümanlar Hz. Muhammed’in vefatından sonra siyasi ,dini ve fikri konularda ayrılığa düştüler.Bu ayrılıklar hicri 30’lı yıllardan itibaren çeşitli cepheleşme ve hizpleşmelere yol açtı.

Tanımı

Bir bilim dalı olarak İslam Mezhepleri Tarihi için şu tanımı yapmak mümkündür.’’geçmişte ve günümüzde siyasi ve itikadi gayelerle vücut bulmuş,’İslam Düşünce Ekolleri diyebileceğimiz beşeri ve toplumsal oluşumların;doğdukları ortamı, doğuş sebeplerini ,teşekkül süreçlerini ,fikirlerini, mensuplarını, edebiyatını,yayıldıkları bölgeleri ve İslam düşüncesine katkılarını temel kaynaklardan hareketle zaman-mekan bağlamında ve fikir-hadise irtibatı çerçevesinde betimleyici metotla ve tarafsız gözle inceleyen bir bilim dalıdır.’’—Mezhepler tarihi araştırmacısının trafsız olabilmesi için betimleyici metot kullanması gerekir.Kural koyucu –düzgesel değil betimleyici –tasviri bir bilgilendirme yapmalıdır.

Amaçları

1.İslam Mezhepleri Tarihi,mezhepleri geçmişe uzanan bir perspektif içerisinde tüm yönleriyle araştırmaktır.

2.Mezhepleri tüm yönleriyle inceleyen bu bilim dalı Müslüman toplumların dinî,siyasî,sosyolojik ve psikolojik bakımlardan potansiyel zaaf ve kuvvetlerinin ölçülmesinde çok önemli verileri bulup çıkarabilmektir.

3.Mezheplerin bir din gibi sunulup topluma dayatılmasıyla birlikte çoğulcu yapı bozulmuş,dinin özündeki hoşgörü ve kucaklayıcı tavır ortadan kalkmıştır.—İşte mezhepler tarihi iyisiyle kötüsüyle yaşanan her şeyi sağlam bir bilimsel zeminde ortaya koyarak önümüzü aydınlatmayı amaçlar.Tarihen alınması gereken dersleri görünür kılmaya çalışır.

4.Ayrıca Mezhepler Tarihi ortaya koyduğu objektif bulgularla mezhep ve gruplar arasındaki önyargıları giderici bir işlev görebilir.

Konuları

Henüz sosyalleşmediği,kurullaşmadığı,kendine mahsus doktrinleri oluşmadığı için mezhep olarak kabul edilemeyecek dinî gruplar,cemaatler,akımlar,ekol ve okullar ,siyasî hareketler veya tarikatlar da,’’farklılaşıp mezhepleşme’’ potansiyelini bünyelerinde taşıdıklarından Mezhepler Tarihi uzmanlarınca gözlemlenip incelemeye alınırlar.

Diğer Din Bilimleriyle Olan İrtibatı

1.Kelam: ‘’kesin deliller kullanmak ve vaki olacak gidermek suretiyle dinî inanç esaslarını ispata kudret kazandıran bir ilim dalı’’ olarak tanımlanmaktadır.Kelamcılar,inanç esasları üzerindeki şüpheleri gidermeyi amaçlamışlardır.—İşte Kelamcıların söz konusu bilgiyi sıhhatli kaynaklardan ve doğru biçimde elde edilmeleri Dinler ve Mezhepler Tarihi araştırmalarıyla mümkündür.

2.Dinler Tarihi:Mezhepler Tarihi gibi klasik dönemde Kelam ilmi ile birlikte çalışmış,yanlış inanç ve uygulamalar kaynaklarında tespit ederek kelamcılara veri sağlamıştır.

3.Mezheplerin inançlarına ait kavramların ,terminolojik bakiyelerin,geleneklerin,ritüellerin yanı kısacası fenomenlerin incelenmesinde Din Fenomenolojisi disiplini Mezhepler Tarihi’ne yardımcı olur.

4.Mezhepler ve dinî gruplar sosyal gerçeklikler oldukları için Din Sosyolofisi’nin ilgi alanına girerler.

5.Kişinin mezhep ve cemaati ile aynileşmesi ,inancında müteassıplaşması,grubundan olmayan diğer müminleri ötekileştirmesi ,bazen şiddete yönelmesi,liderlerin kutsanması,ilahi kaynaklı olduğuna inanılan yol gösterici rüyalar, toplumdan soyutlanma davranışları grup gerilemesi ve kurtarıcı bekleme gibi vakalar Din Psikolojisinin ilgi alanı içindedir.—İslam Tarihi bilim dallarıyla yakından ilgilidir.Çünkü halifelik tartışmaları,isyanlar ve iç savaşlar belli bşr mezhebin kurmuş olduğu devlet ve hükümet İslam Tarihi tarafından geniş şekilde ele alınmaktadır.

Önemli Terim ve Kavramları

1.Makâlât:Bu sözcüğün tekili olan makale;fikir,söz,kanaat,inanç manalarına gelmektedir.—Yazılan ve türünün ilk örnekleri olan küçük hacimli eserler makalat diye anılmıştır.Ayrıca Ashabü’l-makalat ifadesinin makaleler ,yazan kimseleri,tanımlamak için kullanıldığı da görülmektedir.

2.Çoğulu fırak olan fırka terimi,daha yaygın bir kullanım alanı bulmuştur.Siyasi ve itikadi gayelerle vücut bulmuş gruplar yanında,kendilerini İslam’a nispet eden dinî,felsefî ve siyasî oluşumlar da fırka terimiyle karşılanmıştır.

3.Mezhep terimi ise Mezhepler Tarihi edebiyatında daha çok ‘makale’nin eş anlamlısı olarak söz,kanaat,inanç manalarında kullanılmıştır.—Türkçe’de mezhep sözcüğü hem sosyal oluşumu hem de bu oluşumun düşünce ve pratiklerini birlikte birlikte tanımlamaktır.


1.Edebiyatın Oluşum Dönemi:Mezhepler Tarihi edebiyatının ilk örnekleri olan makalat türü eserler,batıl kabul edilen görüşleri ret ve hak addedilen fikirleri ispat amacıyla çeşitli mezheplere mensup müelliflerce kaleme alınmışlardır.—Mu’tezile,inançları yönünden ,zararlı gördükleri İslam kökenli ya da gayri İslami akımların fikir ve pratiklerini doğrudan muhatap alıyorlar,onlarla mücadele etmeyi amr-i bi’l-ma’ruf prensibi uyarınca zorunlu görev kabul ediyorlardı.bu nedenle bu türden en fazla eser üretenler Mu’tezile alimleri olmuştur.

2.Edebiyatın Gelişim Dönemi:Bu dönemde kaleme alınmış eserlerin birçoğunda mezhep ve dinî grupları tasnifte meşhur yetmiş üç fırka hadisi esas alınşıtır.—El-Fark beyne-l Fırak’ın yazarı Abdülkadir Bağdadi ile el Milel ve’n Nihal’in yazarı Şehristani ‘kurtuluşa eren fırka’ olarak Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat ‘in itikadını ,mahiyetini ve özelliklerini açıklayan kitaplar yazmıştır.—Dönemin müelliflerinin çoğunluğu Sünnî kelamcılardır.

3.Edebiyatın Duraklama ve Taklit Dönemi:Mezhepler Tarihi yazıcılığı yaklaşık yedinci hicri asırdan itibaren elindeki mevcut müktesabatı yeniden üretip tekrarlayan bir karakterle karşımıza çıkar.Mu’tezile düşünce dünyasından büyük ölçüde çekilmiştir.Hâriciler etkinliklerini kaybetmişlerdir.Ayrıca yeni mezhep ve akımlar ortaya çıkmıştır.Moğol istilasını izleyen yıllar büyük fikir çalkantıları yaşamıştır.—İlk Osmanlı müderrisleri genellikle Râzi ekolünün takipçisiydiler.—Rafızilik adı altında hem Safevi devletinin resmî mezhebi olan İmamiyye Şiiliğine hem de Safevilerin etkisindeki Anadolu ‘daki mezhebi olan İmamiyye Şiiliğin hem de Safevilerin etkisindeki Anadolu’daki Kızılbaş-Alevî zümrelerine karşı suçlamacı ve dışlamacı söylem hakim olmuştur.

4.Yakın dönemdeki Gelişmeler:II Meşrutiyet sonrası dönemde İslam Mezhepleri Tarihi Müstakil bir ders hüviyetinde medrese müfredatına dahil edildi.— 1979’da İran’da gerçekleşen devrim,Şia üzerindeki araştırmaları hızlandırmıştır.Şia araştırmalarında bilimsel yayın patlaması yaşandı.ABD’deki 11 Eylül (2001) saldırısının ardından da Selefilik ve Vehhabilik ilgi odağı oldu.

İslam Mezhepleri Tarihi’nin Metodolojik Problemleri

1.Mezhepleri İsimlenirme ve Sınıflanmada Problemler

a)Birçok mezhep ismi yapay olarak üretilmiştir.Bunun başta gelen sebebi 73 fırka esaslı tasnif sisteminden doğan boşlukları doldurma gayretidir.

b) Mezhep isimlerinin bir kısmı muhalifler tarafından aşağılama kastıyla konulmuştur.

c)Klasik kaynaklar bazı mezhep isimlerinin çıkışlarıyla ilgili bir takım hikayeler nakletmektedirler.

d)Bazı mezhep isimlerinin,ayet ve hadislerde geçen isim ve kelimelerle irtibatlandırılması de genelde problemlidir.Mesela ayet ve hadisteki kelime olumlu çağrışım yapıyorsa mezhep ismini iyileştirip meşrulaştırma;gayesi güdülmüş olabilir.

2.Tarih okumada problemler

a)Mezhepler ve dini gruplar kendi kaynaklarında Mesela Hz. Peygamber’in zamanından itibaren var olan fikirlerin ve yapıların temsilcileri oldukları şeklinde sahte bir görüntü vermektedirler.

b)Sosyal olaylarda çok sebeplilik ve fonksiyonellik ilkeleri geçerlidir.Tarihi bir olayın aslında birden fazla olan sebeplerini tek bir sebebe indirgemek doğru değildir.

c)Kavramlar tarihseldir.Her kavram ,ait olduğu tarihin şartları içinde anlam kazanmıştır.

d)Kaynak eserlerde tarafgirlikler ve çarpıtmalar yapılmıştır.

e)Mezhep ve grupların birçoğu,kendi lehlerine gerçek dışı isnat girişimlerinde bulunmuşlardır.Mesela;Hz.Peygamber’in ağzından kendi mezhepleri lehine veya muhalif mezhebin aleyhine hadisler uydurmak;geriye doğru üstat silsileleri icat ederek mezhep ile Hz. Peygamber arasında bir köprü kurmak suretiyle kendi fikir ve amellerine meşruiyet kazandırmak türünden isnat girişimlerinde bulunulmuştur.

MEZHEP KAVRAMLARI

Arapça ‘z-h-b’ sulasî fiilinden türeyen mezhep kelimesi sözcük anlamı olarak ‘izlenen yol,gidilen yer’ anlamına gelmektedir.Terim olarak ise dinin anlaşılması ve algılanmasından,dinî farklılaşmadan kaynaklanan grupları ve bunların fikir ve pratiklerini ifade eder.

Din-Mezhep İlişkisi

Hz.Muhammed hayatta iken itikadî,sosyal ve siyasî bir ayrılık baş göstermemiştir.Kur’an’ın inmekte olması ve Hz.Peygamber’in hayatın her sahasında müminlere önderlik etmesi,ayrılığa yol açacak ihtilafları önlemiştir.—Mezhepler ilahi kaynaklı vahyin ve nebevi öğretilerin yorumlanış farklılıklarıdır.Bu sebeple dinin yerine geçemezler.—Tefrika,hem dinin özündeki hem de toplumun bütünlüğündeki bozulmayı ifade eden bir kavramdır.İhtilaf,ise dinin temel esaslarını kabul etmekle beraber bu esasların öahiyeti üzerinde alternatif düşünceler üretmek şeklinde anlaşılabilir.Müslümanlar arasında ihtilafa yol açan bir mesele ,tefrikaya yol açmışyorsa,bu çeşit ihtilaflar hoş görülebilir,hatta İslamiyet içerisinde bir zenginlik sayılabilir.

Yetmiş Üç Fırka Rivayeti ve Yetmiş İki Millet Söylemi

İslam ümmeti içerisinde çok sayıda fırkalaşma ortaya çıkmıştır.Bu çıkışlar günümüz de de sürmektedir.Gelecekte de sürmesi beklenmektedir.Bu rivayete dayanarak hemen her mezhep kendisinin ‘kurtulan fırka’ olduğunu ileri sürmüş,diğerlerini ise dalalet/sapkınlık ile itham etmiş onları cehennemlik olmaya layık görmüştür.

Hak Mezhep Anlayışı İle İlgili Kavramlar

Genellikle mezhepler kendilerinin ehl-i hak ,kendilerinden olmayanlar ise ehl-i batıl olduklarını idda etmişlerdir.
Bid’at ‘Rasulullah ve ashabın yolu’ olan ‘sünnet’ in karşıtı olarak karşımıza çıkmaktadır.Ehl’i sünnet topluluklar ;itikadi konularda kendi görüşlerini kabul etmeyen mezhep ve dini gruplara ‘bidatçılar’ anlamında ehl-i bidat demişlerdir.—Ehl-i Heva ise;sünnetin istikametinde gitmek yerine nefislerinin arzu ve isteklerine tabi olan gruplar için kullanılmıştır.Ehl-i Furkat ,mezhep grupların ayrılıkçı özelliklerini,fırkalaşma eğilimlerini öne çıkartmaktadır.Ehl-i Sünnet ifadesine eklenen cemaat kelimesi ve genel olarak ehl-i cemaat kavramı ise cemaat halinde birlik ve beraberlik içinde olmayı anlatmak istemektedir.ALLAH’a ,kitabına,peygamberine ve ahiret imanları,kıbleye dönerek namaz kılmanın farziyetine inanmaları vb. sebeplerle bu kesimler ehl-i kıble olarak kabul görmüştür.
Alıntı ile Cevapla
Alt 14 Aralık 2017, 23:36   Mesaj No:15
Medineweb Baş Editörü
Mihrinaz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: Mihrinaz isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 14593
Üyelik T.: 15 Kasım 2011
Arkadaşları:15
Cinsiyet:Anne
Memleket:MEDİNEWEB
Yaş:44
Mesaj: 12.545
Konular: 1328
Beğenildi:12683
Beğendi:9314
Takdirleri:28874
Takdir Et:
Standart

Hazırlayan arkadaşların eline emeğine sağlık...

Soru cevapla pekiştirmek için sitemize üye olarak bu liktende faydalanabilirsiniz. .Tamamen ücretsizdir üyelik buyurun👇👇👇

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
__________________

~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~




Alıntı ile Cevapla
Alt 14 Aralık 2017, 23:41   Mesaj No:16
Medineweb Baş Editörü
Mihrinaz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: Mihrinaz isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 14593
Üyelik T.: 15 Kasım 2011
Arkadaşları:15
Cinsiyet:Anne
Memleket:MEDİNEWEB
Yaş:44
Mesaj: 12.545
Konular: 1328
Beğenildi:12683
Beğendi:9314
Takdirleri:28874
Takdir Et:
Standart

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
__________________

~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~




Alıntı ile Cevapla
Alt 11 Ocak 2018, 23:00   Mesaj No:17
Avatar Otomotik
Durumu:SümyyeAmed isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 58775
Üyelik T.: 15 Aralık 2017
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 1
Konular: 0
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart

10 ünite neden yok unutulmuş mu? 9 ünite tekrarlanmış.
Alıntı ile Cevapla
Alt 11 Ocak 2018, 23:17   Mesaj No:18
Medineweb Emekdarı
nurşen35 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:nurşen35 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 38944
Üyelik T.: 09 Şubat 2014
Arkadaşları:60
Cinsiyet:Bayan
Mesaj: 9.475
Konular: 1144
Beğenildi:4423
Beğendi:3685
Takdirleri:11319
Takdir Et:
Standart

Alıntı:
mehmet akif2 Üyemizden Alıntı Mesajı göster
İSLAM MEZHEP TARİHİ

Ünite
10

- Çağdaş İslami Akımlar

İSLAM DÜNYASINDA İHYA HAREKETLERİ


İhya, tecdit, ıslah faaliyeti olarak bilinen İslamcılık olarak isimlendirilen hareketin tarifi:


XIX. XX. Yy. islamı bir bütün olarak yeniden hayata hakim kılmak,


akılcı bir metodla Müslümanları

batı sömürüsünden,

zalim yöneticilerden,

esaretten,

taklitten,

hurafelerden kurtarmak,

medenileştirmek,

birleştirmek ve

kalkındırmak uğruna çözümün bütününü kapsayan harekettir.

HAZIRLAYAN NEDENLER


- 1798 napolyonun mısırı işgaliyle başlayan süreç


- 1852 hint alt kıtasının İngiliz himayesine girmesi


- Kuzey Afrika ülkeleri fransa ve italyanın işgaline uğradı


- 1882 mısır İngilizlerin eline geçti


- Osmanlı devleti kapütülasyonlarla ekonomik imtiyazı batılı güçlere devretti

- Harblerde ve Fransız ihtilalinin sebep olduğu milliyetçilik hareketleri toprak kaybıyla sonuçlandı

- “yeniden istikrara kavuşmak, galip devletleri taklit etmekle mümkündür’’ fikri güç kazandı.


- Batıdaki elçiler ve aydın öğrencilerin batı hayranlığı, aşağılık duygusuna neden oldu

- Oryantalizm ve misyonerlik faaliyetleri Müslümanların öz güvenini tehdit eder hale geldi.

İHYACILIĞIN / İSLAMCILIĞIN TEMEL MESELELERİ

a) en önemli söylemleri: ‘’islamı hayata yeniden hakim kılma’’ dır.’’


hz.peygamber dönemine dönme, temel kaynak Kuran ve sünnete başvurmak lazımdır derler.

-ana kaynaklara “dönüşçü’’ özelliği nedeni ile yeni selefilik veya ıslıhatçı selefilik olarak tanımlanır.

b) İslamiyetin modern ihtiyaçları karşılayacak evrensel,


siyasi-sosyal muhtevaya sahip olduğunu,

ortaçağ da kapanan ictihat kapısının yeniden açılması,

yeni hükümler üretilmesini,

mezhep taklitçiliğinin önüne geçilmesini dile getirilir.

c) Müslümanlar batıyı üstün kılan ilmi,

medeni ve teknik usulleri almalı ve kendilerini kalkındırmalıdır.

hz. peygamber “hikmet müminin yitik maldır, nerede bulursa onu alır ‘’sözünü referans alırlar.

yararlanma aşamasında ahlak anlayışlarının islama ters düşen kısımlarından uzak durulması yoksa yıkıma neden olacağını söylerler.

d) Tasavvuf ve tarikatlara menfi bakılmış ve takva,


tevekkül,

zühd kavramlarının yanlış yorumlanıp ilerlemeye mani olmuştur,

hurafeciliği geliştirdiği için eleştiriye tutulmuştur.

vahdeti vücud düşüncesi özel ilgi görmüştür.

e) İslamcılar Eğitim-öğretim üzerinde önemle durmuşlardır.


f) İslamcılara göre ittihadi İslam(panİslavizm)adını verdikleri müslümanların siyasal birliği,


geri kalmışlığı,

sömürgecilerden kurtulmanın çaresiydi

II Abdülhamit bunu devlet politikası haline getirdi.

osmanlı devletini emparyalist güçler karşısında ayakta tutmak bu politikanın amacıydı.

g) İslamcılar, kuran ve sünnetin belli bir yönetim şekli ortaya koymadığını, genel esaslar belirlemekle kaldığını savunmuşlardır.


hilafeti değil ‘’ millete vekalet’’ sistemi olan halk egemenliğine vurgu yaparak anayasa (kanuni esasi) ve vekiller meclisini güçlendirmeyi hedeflemişlerdir.

h) İhyacı/İslamcı kişilerin ürettikleri edebiyat,


yukarıdaki maddeleri işler bunun yanında temel insan haklarını İslam hukuku açısından ortaya koyarlar,

Müslüman kadının toplumdaki yerinin iyileştirilmesini savunan makaleler önemli yer tutar.

# # Cemaleddin afgani nin İslam birliği ideolijisi daha kapsamlıdır.


ona göre ittihadi islamın,

din bağı,

hac ve

hilafet olmak üzere üç dayanağı vardır.

milliyetçiliğin din bağını geçmemesi,

ırkçı eğilimden uzak,

din bağı kuvvetli müspet milliyetçilikten yanaydı.

halifeliği yegane otorite kabul etti.

İHYACILIĞIN / İSLAMCILIĞIN MÜŞTEREK VE FARKLI YÖNLERİ


- İslamcı kimliği teşkil eden ortak kabuller vardır:


İslam dininin gelişime engel olmadığı,

batı medeniyetindeki üstünlük sağlayan unsurların Müslümanlardan alındığı,

müslümanın sürekli çalışması ve güçlenmesi gerektiği,

birlik ve beraberliğin gerekli olduğu noktalarında savunmada sözbirliği yapmışlardır.

- Diğer taraftan ihya hareketine “nereden başlamalı” sorusuna verilen cevaplarda farklılaşma olmuştur.


CEMALEDDİN AFGANİ: özgürlük ve inkilap cevabını verdi

Öğrencisi MUHAMMED ABDUH: siyasete mesafeli durmuş,

kurumların iyileştirilmesi,

eğitimde reform,

kabiliyetli öğrenciler yetiştirilmeli,

dini düşüncenin saf hale getirilmesi,

dini meselelerde modernleşmeyi savunmuştur.

Muhammed Abduh’un öğrencisi REŞİD RIZA: kendisine miras kalan MENAR ekolünü daha siyasal ve muhafazakar ve selefi çizgiye yerleştirmiştir.


İLK İHYACILAR/ İSLAMCILAR


-seyyid ahmed han

-cemaleddin afgani

-muhammed abduh

-mustafa Sabri efendi


SEYYİD AHMED HAN


- Sömürge yönetimine karşı başlatılan sipahi ayaklanmasında İngilizlerin yanında yer almıştır


ve takdir nişanına(sir) layık görülmüştür.

- TEHZİBUL-AHLAK adında gazete çıkararak Müslümanlara batı kültürü ve İngilizleri ısındırmayı hedeflemiştir.


- Hayatının sonuna doğru SÖR ve ŞÖVALYE ünvanı almıştır.


- Din ile dünya işlerinin birbirinden ayrılması


dinin her işe karışmamasını savundu.

- Tabiat felsefi etkisi altında kalmış tabiata uyma ilkesini kabul etmiştir.


- Kurandaki dünyevi hükümleri dinin parçası görmez,

hadislerin kabulünde akıl ve tabiata uyum kriterini getirmiş uymayan hadisleri reddetmiştir ahmed han.

- Seyyid Ahmed Han’ın, Protestan reformuna benzer bir hareketin İslam dünyasında gelişmesini arzu ettiği hissedilmektedir



CEMALLEDDİN AFGANİ


- talebesi ve dava arkadaşı Muhammed abduhla beraber 1883-84 yıllarında Pariste çıkardıkları URVETÜL-VÜSKA dergisi,


İslam ülkelerinde hürriyet ve ıslahat fikrini besleyici işlev gördü

- II Abdülhamit’in İslamcı politikalarının oluşumunda ve yeni Osmanlıların anayasa ve meşrutiyet taraftarlığında büyük tesir bırakmıştır.


- CEMALEDDİN AFGANİ İslamcılığın İLK ve ASIL KURAMCISI olarak takdim edilir.

- Tavandan başlayıp tabana doğru inen hızlı bir toplumsal iyileştirmeyi sağlayacak faaliyetlere öncelik vermiştir.

- Islahat olarak İslam birliği fikri önemlidir.


- İslam birliğinin başında mutlaka halife bulunmalıdır.


ancak yönetim ümmetin katılım ve meşveret usulü ile yürütülmelidir.



MUHAMMED ABDUH

- ana hedefi, ilk kaynaklarından hareketle dinin anlaşılmasını sağlamak,

itikadı hz. peygamber zamanındaki saflığına kavuşturup

akıl ve ilimle ilişkisini güçlendirmek,

değişen dünya şartlarında dini yeniden etkinleştirmektir.

- Batının bilim ve tekniğini alıp dine uymayan taraflarından uzak durulmasını istiyordu.

- Kuranın insanların ilmi ve ahlaki seviyelerini yükseltmek için indiğini söyledi.


onun ölülere okunan bir kitap haline getirilmesini eleştirdi.

- Tabandan, tavana doğru bir toplumsal bir ıslah hareketlerinin model aldığı bir öncü olmuştur.



MUSTAFA SABRİ EFENDİ,


- İslam ilimler cemiyetinin reisliğini yaptı.


- Damat Ferit hükümetinde ŞEYHÜLİSLAMLIK görevine getirildi


- Sevr anlaşmasını savundu ve


anadoludaki milli mücadele hareketine karşı tedbirler alınmasını önerdi.

kabul edilmeyince görevinden ayrıldı.

- Modernizm karşıtı (antimodernist) muhafazakar bir İslamcı ekolün kurucu ismi oldu.



OSMANLI İSLAMCILIĞI VE SONRASI


- Mustafa sabrininde mensubu olduğu Osmanlı İslamcılık hareketi ittihadı İslam adı altında 1870 li yıllardan itibaren Osmanlı devletinin hakim siyasi düşüncesi oldu.


- Fikir hareketi olarak İslamcılık Osmanlı ülkesinde II meşrutiyet sonrasında SIRATI MÜSTAKİM dergisinin 14 ağustos 1908 de yayın dünyasına girişiyle başladı.



GÜNÜMÜZ İSLAM DÜNYASINDA ANA DİNİ AKIMLAR

GELENEKÇİ OLUŞMLAR:


- sadece Müslümanlar arasında intikal etme özelliliğini dikkate alırlar.


- Liderleri


şeyh,

üstad,

Mevlana,

alim,

imam

lakaplarla anılır.

- Silsile sistemi, bu günü geçmişe bağlar.


- Meseleler karşısında Akli olanlardan ziyade nakli çözümler tercih edilir.

SELEFİ GELENEĞE YASLANAN OLUŞUMLAR VE VEHHABİLİK HAREKETİ


SELEF(ÖNCEKİLER): sahabe, tabiin, tebe-i tabiin neslinin yani selefin yaşamış olduğu gibi İslami anlamak ve yaşamak hedefidir.


nas(kuran ve sünnet),a dayalı yaşarlar.


HALEF ( SONRAKİLER): kuran ve sünneten uzaklaşarak,


akılla uygulanan dini metodları,

itikadi ve fıkhi mezhep kurucularına tabi olmaları

tarikat öğretileri ile dini hayat yaşamaları selefi akımca bidat sayılmıştır.

- fırkai Naciye(kurtuluşa eren topluluk)


- ehli istikamet(doğru yolun mensupları)


- doğrudan hadislere dayalı yaşadıkları için EHLİ HADİS olarak adlandırmışlardır.



VEHHABİLİK:


- Muhammed b. Abdülvehhab,


ehli hadis geleneği üzerine vehhabiliği tesis etmiştir.

- DÜŞÜNCESİ:


- İman;


Kodlama: (i-t-am)

İkrar,

Tasdik ve

ameldir.

artar ve eksilir.

- ALLAH ın zatına ve tüm sıfatlarına Kuran ve hadislerle haber verildiği üzere inanmak gerekir


- Müteşabih ayetleri ve haberi sıfatları tevil etmek caiz değildir.


- Uluhiyet tevhidi üzerinde önemle durur ve şefaatin sadece ALLAH ın izni ile ve ahırette olacağı nı söylemiştir.


- Hz. Peygamberden ve sahabeden, veli zatların ruhlarından bu dünyada şefaat beklemenin şirke sebep olduğunu belirtir.


- TEVESSÜL(hz. peygamberi, velileri aracı kılma) eleştirmiştir.


- Türbe mezar ziyaretlerinde dualarda ölmüş şahsı şefaatçı ya da aracı kılma ihtimali bulunduğundan kabir başında namaz kılmak, dua etmek gibi amelleri şirk olarak değerlendirir


- İSTİMDAD(yardım isteme),


rabıta (irtibat kurma) gibi tasavvufi davranışları

uluhiyet tevhidine ters olarak kabul eder.

- Bir mürşide bağlanarak dini yaşamak insanı şirke götürür.

- İman ile amel bütündür.


- BİDAT: Kuran ve sünnette olmayan, sonradan ortaya çıkan bir kavramdır.


vehhabilikte öne çıkmıştır.

- Siyasi itikadi mezhepler,


tarikatlar,

kelam ve

felsefe meşguliyeti bidat olarak kabul edilir.

- Vehhabiler;Müslümanları tekfir ederek haricilikle vasıflandırılmıştır.



MEDRESE GELENEĞİNE YASLANAN OLUŞUMLAR


DİYOBENDİYE:


- sipahi ayaklanmasında İngiliz sömürgeciliğinden büyük yara alan Müslümanların eğitimine ağırlık verilmesi gerektiğini düşünen bir gurup alimin, öncülüğünde başlatılmıştır.


- Bu medrese hareketi, ehli sünnete esasları ve Hanefi fıkhına göre öğretimi esas almıştır.


- Diyobend ulemasının özellikle üzerinde durduğu husus, islamın tüm yabancı unsurlardan arındırılmasıdır.


- Eğitim ve öğretimin yanında Hindistan’ın bağımsızlık mücadelesinde, İngilizlerle işbirliği yapmamıştır

- Osmanlı hilafetini tanıyarak Osmanlının ayakta kalma davasını her alanda savunmuştur.


- Nakşibendilik etkindir medresede.


- Tarikatı taklit anlayışıyla değil, eğitim ve yaşama biçimi olarak ele almıştırlar.


medrese müfradı içinde tasavvufi eğitime de yer verilmiştir.

- Bu gün


Kodlama: (pa-h-a)

Pakistan,

Hindistan,

Afganistan da bu medreselerin sayısı on binlere ulaşmıştır.


CEMAATİ TEBLİĞ:


- kökeni diyobendiliğe dayanır.


- Medrese faaliyetlerini halkın ıslahı için yeterli görmeyen MEVLANA İLYAS ve oğlu MEVALANA YUSUF tebliğ yöntemleri geliştirmiştir.


- Cemaatin altı prensibinden biri TEFRİĞ-İ VAKTİ: tebliğ yapmak için dünyevi işlerinden gönüllü olarak zaman ayırmayı taahhüd eden kişiler cemaate alınır ve eğitilirler.


- Cemaat üyesi tebliğ için kırk gününü ayırıp, kapı kapı, şehir şehir ülke ülke dolaşıp


zamanından,

parasından,

rahatından fedakarlıkta bulunacak böylece hz peygamberin izinden gitmiş olacak ve

karşılığını almayı ahırete bırakacaktır.

- Resmi üyelik sistemleri, bürokratik, siyasi organizasyonları büroları yoktur.


- Dergi ya da akademik yayınları tebliğ aracı olarak kullanmazlar


- İçlerinden Müslümanların karşılaştığı çağdaş sorunlara çözümler sunabilecek bir aydın veya alim yetişmemiştir.


- Bunlara rağmen uluslararası İslami hareketlerin birisidir.



TALİBAN:


- Pakistan ile Afganistandaki Diyobend medreselerinde dini eğitim gören talebelere verilen addır.


- Müslüman gurupların arasında çıkan iç savaş


afganistanın istikrarını bozunca Taliban medreseden çıktı ve

örgütlenip silahlanarak 1995 te itibaren ülkenin büyük bölümünü ele geçirdi.

- 11 eylül 2001 saldırılarından sorumlu tutuldu.


- Taliban hareketinin kendinden olmayanı


dışlayıcı,

baskıcı,

dar görüşlü,

şiddete dayalı fikir ve uygulamalarına bakılınca

HARİCİ zihniyet yapısı bu oluşumda etkili olmuştur.

- Taliban hanefidir.


Ama uygulamada gelenekselliği takip etmesi yeniliklere kapıyı kapatmıştır.

TARİKAT GELENEĞİNE YASLANAN OLUŞUMLAR


İnsanın zikir ve riyazat yoluyla manevi dünyasını her türlü günah ve kötü huydan arındırması ve Allah rızasını kazanmasını metod olan tasavvuf tarihi süreçte tarikat adını almıştır.



BİRELVİYE: adını kurucusu Ahmed Rıza Han Birelvi den almıştır.


- diyobendiyede tarikat geleneği baskındır. olduğu gibi


birelvide Medrese- tarikat birlikteliği vardır.

- Hanefi mezhebine göre eğitim veren medreseleri bulunmaktadır.



ISLIHATÇI OLUŞUMLAR:


KÜLTÜREL ISLAHATÇILIK:
said nursi.

tabandan tavana

SİYASAL ISLAHATÇILIK:


tavandan tabana.

arap ülkesindeki ihvanı müslimin hareketidir.

İHVANI MÜSLİMİN:
hasan el benna kurucusu.

CEMAATİ İSLAMİ:
ebul ala mevdudi

SEYYİD KUTUB:
ESERİ Fİ ZİLALİL KURAN

YOLDAKİ İŞARETLER (me alim fit tarik)


Müslüman ve cahili diye ikiye ayırır.

Benna ve mevdudiden


darül İslam,

darül harp kavramlarıyla ayrılır.

MODERNİST OLUŞUMLAR


XIX yy. ikinci yarısı XX. Yy. ilk çeyreği hüküm sürmüştür.


- modernizim, ticaretten felsefeye her şeyin sorgulanmasının gerekliliğini savunur.


- İslam modernistleri İslam medeniyetinin çöküş nedenini “ bugüne İslam diye gelen din’’ tezini ileri sürerek dinin kaynaklarını,

anlaşılma usullerini ve

geleneğini derin bir sorgulamaya tabi tutmaktadır.

- Oysa gelenekte KURAN onun hayata uygulanmış şekli sünnet


- Kuran ve sünnetin Müslümanlarca yaşanması icma


- Tecrübelerle akıl yürütme yöntemi kıyas


- Kaynak olarak değerlenmekteydi.


islam modernizmi ise “onun doğru anlaşılması’’ için çalışacaktır


METİNSEL MODERNİZM:


ayetlerin metinsel manalarını tümüyle evrensel kabul ettiler ve


ayetleri ‘’güncelleştirme’’yoluyla çözüm arayan güncel olaylara tatbik ettiler.

Seyyid ahmed han ve Muhammed abduh gibi..



TARİHSEL MODERNİZM:


metinsel modernizmi ‘’Kuran ın indiği tarihsel şartları ‘’ görmezden gelmelerini eleştirmişlerdir.


Pakistanlı Fazlurrrahman tarihselci modernizmin öncüsü sayılır.



FAZLURRAHMANIN FİKİR SİSTEMİ:
değişimin bir zorunluluk olduğu ilkesine dayanır.

müslümanların geri kalması değişim gerçeğinin anlaşılmamasından kaynaklanmıştır.

KURAN bu çağa hitabı tekil hükümler vasıtasıyla değil,

Kodlama: (ş-e-h-ad-et(te) )

şura

eşitlik,

hürriyet,

adalet,

tevhid,


gibi KURANIN EVRENSEL İLKELERİYLE olur.

ELEŞTİRİLEN YÖNÜ: Ayetlerin sünnet ve icma dikkate alınmadan yorumlanmasının keyfilikler taşıdığı belirtilmiştir

MODERNİZM KARŞITI ÇAĞDAŞ BİR SÖYLEM OLARAK GELENEKSELCİLİK


Bütün dinlerin özünde bulunduğunu iddia ettikleri EZELİ HİKMET kavramı esas alınarak dünyayı ve çağın olaylarını yorumlayıp, anlamdırmaktadırlar.



ALINTIDIR
Alıntı:
SümyyeAmed Üyemizden Alıntı Mesajı göster
10 ünite neden yok unutulmuş mu? 9 ünite tekrarlanmış.
10. Ünite mevcut, dikkatinizden kaçmış olmalı..Bir kez daha 10. üniteyi tekrarlamış olduk. Hayrlı çalışmalar..
__________________
O (cc)’NA SIĞINMAK AYRICALIKTIR
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 2 Kişi okuyor. (0 Üye ve 2 Misafir)
 

Benzer Konular
Konu Başlıkları Konuyu Başlatan

Medineweb Ana Kategoriler

Cevaplar Son Mesajlar
İslam Mezhepleri Tarihi 1/10 Ünite Özetleri / Medineweb nurşen35 İslam Mezhepler Tarihi 10 22 Kasım 2018 17:53
İslam Mezhepleri Tarihi 1 / 6 Ünite Soru ve Cevaplar nurşen35 İslam Mezhepler Tarihi 12 17 Kasım 2017 22:21
İslam Mezhepleri Tarihi Ünite Özetleri nurşen35 İslam Mezhepler Tarihi 6 13 Mart 2016 01:45
İslam Mezhepleri Tarihi 1/6 Ünite Özetleri ve Deneme Soruları nurşen35 İslam Mezhepler Tarihi 7 26 Aralık 2015 12:17
sakarya ilitam İslam Mezhepleri Tarihi 1-2-3-4-5-6. Haftalar Özet Medineweb SAKARYA İlitam 0 27 Aralık 2013 15:07

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.