Çin'deki Filistin

[Kara Kartal]

Çin'deki Filistin

Doğu Türkistan'da kimlik soykırımı sürüyor: Çin'deki Filistin
İsrail Gazze’de Filistin halkına yönelik vahşi katliam saldırılarını sürdürürken, Çin de Doğu Türkistan’da uyguladığı planlı soykırıma sessiz sedasız devam ediyor. Türk ve İslam tarihine ait kültürel hafızayı yok eden Pekin yönetimi Sincan’daki 16 bin camiyi, ülkedeki Müslüman mabetlerinin ise yüzde 65’ini tamamen yıktı.

Uygur Türkü çocukları birer Çinli gibi yetiştirmeyi amaçlayan Pekin'in, çocuk toplama kamplarının sayısının yeni inşa edilecek olanlarla beraber 4 bine çıkaracağı belirtiliyor.


[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

EĞİTİM KILIFI ALTINDA İŞKENCE KAMPI
Dünya ve İslam aleminin dikkati İsrail’in Gazze’deki katliamlarına çevrilmişken Çin, yıllardan beri Doğu Türkistan topraklarında uyguladığı soykırıma hız kesmeden devam ediyor. 2017’den beri bölgede 500 hapishane ve toplama kampı inşa eden Çin, 1 milyondan fazla Müslümanı eğitim adı altında hapsetti. İşkence uygulayıp cinayetler işledi. Dünyadan gelen tepkileri bastırmak için devasa diplomatik ve ekonomik gücünü kullanan Pekin yönetimi, yaşananları yerinde görmek isteyen ülkeler ile BM’ye tiyatro sahnesi kurdu. Mağdurları dünyadan izole etti.

İBADETHANELERİN YÜZDE 65’İNİ YIKTI
Milyonlara zindanlarında işkence yapan Pekin, Türkistan’ın geleceği olan çocukları Çinlileştirmek için binlerce kamp kurdu. Tarihi hafızayı nesillere aktaracak aydınları katletti. Sadece Sincan’da 16 binden fazla ibadethaneyi kepçelerle yıktı. Ülkedeki Müslüman mabetlerinin yüzde 65’ini yok etti. Pekin kültürel soykırımı örtmek için ise yeni bir tiyatro sahneye koydu. Sincan’da eğitimden mimariye ‘Çin geleneklerine’ uygun hareket edilmesine karar verdi. Camilerin Çin mimarisine uygun yapılacağını duyuruldu. Karara ‘Çin dünyaya şirin görünme çabasında’ tepkisi geldi.

ÇİNLİLEŞTİRME POLİTİKASI
Devlet Başkanı Şi Cinping’in 2016’da dinlerin “Çinlileştirilmesi” talimatını vermesinden bu yana ‘Sincan’da yıkılan ya da zarar verilen cami sayısı 16 bini buluyor. Bunlarla yetinmeyen Pekin yönetimi, kültürel soykırımda yeni bir düzenlemeyi hayata geçirmeye hazırlanıyor. DW Türkçe’nin Çin gazetesi Global Times’a dayandırdığı habere göre; dini eğitim veren okulların eğitimde “Çin geleneklerini izleyecekleri” belirtildi. Mimari de yeni yönetmeliğin müdahale edeceği alanlar arasında. Yeni yapılan, restore edilen ya da genişletilen dini mekanlar, mimari, heykel, resim ve dekorasyonda Çin geleneklerini yansıtmak zorunda olacak. Sincan Daimi Halk Komitesi alınan kararları “Kuruluşların ve şahısların dini terörizm ve aşırılıkları yaymasını engelleme” şeklinde savundu.

4 BİN ÇOCUK TOPLAMA KAMPI
Çin’in öncelikli hedefi Doğu Türkistanlı çocuklar. Bu bağlamda, Uygur Türkü çocukların kendi etnik kimliklerini unutması, özlüklerinden kopması ve asırlar boyu devam eden Türk kültürünü öğrenmemeleri maksadıyla “çocuk toplama kamplarının” sayısını artırıyor. Komünist idare, “yatılı okul” diye tanıttığı kamplarının sayısını yeni inşa edilecek olanlarla beraber 4 bine çıkarmayı planlıyor. Pekin yönetiminin Gulca şehrinde inşa edeceği yeni kamplar için 450 milyon Yuan (yaklaşık 63 milyon dolar) ayırdığı öğrenildi. Çin medyasında çıkan haberlerde Doğu Türkistan’ın Kumul şehrinde de benzer kampların yapılacağı belirtildi.

CAMİDE İÇKİLİ EĞLENCE YAPTILAR
Çin işgalindeki Doğu Türkistan’da yüzlerce yıllık camiler, Komünist Partisi tarafından yıkılmaya devam ediyor. Mimarisi ve büyüklüğüyle dikkat çeken bazı camiler ise turistlik mekanlara çevriliyor. Ekim 2022’de kaydedilen görüntülerde Doğu Türkistan’ın kadim şehirlerinden Kaşgar’da turistik mekana çevrilen bir camide Çinlilerin içkili eğlence yaptığı ortaya çıkmıştı. Sistemli bir şekilde Türk ve İslam izlerini silen Çin yönetimi, 2016 ile 2019 yılı arasında binlerce camiyi de eğlence merkezlerine dönüştürdü. Çin’in uyguladığı internet yasağı ve sıkı sansür politikası nedeniyle bölgeden haber alınamadığı için yüzlerce yıllık camiler ve türbelerin son durumu uydu görüntüleri aracılığıyla tespit edildi.

[Kara Kartal]

Şu zulme ses çıkarmak için neyi bekler devletler. Ah kardeşlerimiz vah biz