|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Medine-web,Açılış Tarihi: 25 Aralık 2007 (01:16), Konuya Son Cevap : 03 Aralık 2018 (16:18). Konuya 8 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
25 Aralık 2007, 01:16 | Mesaj No:1 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Zaman Kavramı/Medineweb Zaman Kavramı/Medineweb Zaman… Bizler hayatın duvarları arasında, zamanın soluguyla güz yapraklarına dönerken, düslerimiz zamansızlıga dairdir. Üstelik cogu sevdigimiz de zamansızlıga göcmüstür. Zamanın manasını idrak edemeyenler, zamanın gecmemesinden sikayetciyken; hayatlarını secdeleriyle sekillendirenlerin sinesinde zamanın kısalıgı, ince bir sızıdır. Zaman her an farklı bir cehreyle cıkar karsımıza. Icinde vuslatları, ümitleri tasıyan yarınlar, uykuya hasret gözlerle beklenirken; acı bir ayrılıgın sabahına gebe yarınlar ise, hüzünlü gözlerin uykusuzluguyla beklenir. Bir dertli gibi suyun ve düsmanın uyumadıgına sahit olur ıslak ve uykusuz gözler. Ve yine bu gözler, müneccimlerin, muvakkitlerin bilmedigi o uzun gecelerin agır seyrine razı olur. Dünyaya dair sevinc ve mutluluklarımızın boynu büküktür zaman karsısında. Cünkü onların üzerine zamanın eskiten solugu düser, zamanı gelince her sey gibi faniligin isi onlara da deger. Kısadır hasretlerimizin, mutluluklarımızın ömrü. Gün her zaman 24 saat degildir. „Gün olur asra bedel“, gün olur bir an-ı seyyale… Mazi, yasadıgı anı degerlendiremeyenler icin, bos bir cerceve; gelecek, ümitvar olanlar icin, „Ben kısta geldim, siz baharda geleceksiniz“ der gibi taze baharlara gebe… Endiseyle, korkuyla bekleyenler icin gelecek, hazırlıksız karsılanan davetsiz bir misafirdir. Ömür, duvarda bir takvim; zaman ona uzanan muhayyel bir el… „Zaman hic bitmez“ zannı ile dünyanın cazibesi el ele verince, ölüm bir daragaci gibi cıkar insanın karsısına. Hayat ise pervasız harcanmıs kıymetli bir bakiye olarak perdelerini ceker. Ve degeri bilinememis hayat, damakta eksi bir tat, yürekte buruk bir acı bırakarak, arkasına bakmadan cekip gider. Geriye sarı bir inkisar kalır, su satırlarla ifade edilen: “Eyvah, aldandık! Su hayat-I dünyeviyeyi sabit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zayi ettik.” |
Konu Sahibi Medine-web 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Medineweb Görsel ve Slayt arşivi( kaybolmaması... | Medineweb.net Videolar | Medine-web | 5 | 211 | 23 Eylül 2024 20:24 |
Mustafa İslamoğlu Sözler | Medineweb.net Videolar | Mihrinaz | 2 | 394 | 30 Nisan 2023 16:51 |
Şirk Hakkında Kuran Ne Diyor? | Medineweb.net Videolar | Medine-web | 0 | 264 | 29 Nisan 2023 18:52 |
DÜNYA KABE'NİN NERESİNDE | Hacc-Umre-Kurban | Medine-web | 0 | 1106 | 27 Nisan 2020 21:40 |
25 Aralık 2007, 01:19 | Mesaj No:2 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cvp: zaman Zaman Zaman, itibari bir hat.. zaman akan bir nehir.. zaman içinde güzeli çirkini, iyiyi kötüyü barındıran bir mazruf.. kimi için bir ilaç.. kimi için bir ızdırap.. kimi için bomboş.. kimi için lebâleb.. kimi için çok kısa.. kimi için bitmek bilmez.. kimi için paha biçilmez.. kimi için çerez.. Bütün bunların yanında inkar edilmez bir gerçek, zaman, insana bahşedilen sayısız nimetler içinde Cenâb-ı Hakk'ın kendisine yemin ettiği, ona sövülmesini men ettiği müstesna bir ihsan.. Mümin, fani bir hayatı, ancak her anını halis bir niyet ve salih amelle doldurduğu zaman bakîye çevirebiliyor. Yüce Mevlâ, zamanı insana bir fırsat olarak verdiğini ve bunu çok iyi değerlendirmesi gerektiğini, aksi takdirde hesaba çekileceğini açık kapalı defaatle Kur'an'da beyan buyurmuştur. Mesela; “Size, düşünecek kimsenin düşüneceği kadar ömür vermedik mi? Hem size peygamber de geldi. O halde azabı tadınız, zalimlerin yardımcısı olmaz” (Fatır, 35/37) buyurarak, ömrün bir sermaye hükmünde olduğunu, sermayeyi yerinde değerlendirmeyenin zalim hükmünde olduğunu ifade etmiştir. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem de pek çok yerde zamanın ehemmiyetini dile getirmiş, Rabbinin bu minvaldeki emir ve inzarlarını herkesten evvel kendi hayatında tatbik etmiştir. Misal olarak şu bir ikisini zikredebiliriz: “Aziz ve Celil Allah, altmış yıl yaşayıp ölümünü geri bıraktığı kimsenin (kendisini tanımaması hususunda) hiçbir mazeretini kabul etmez” (Buhari, Rikak) “İki nimet vardır. İnsanların çoğu bunda aldanmıştır. Sıhhat ve boş vakit” (Buhari, Rikak.) “Allah kendisine altmış yıl ömür verdiği insanın özrünü kaldırmıştır.” (Ahmed b. Hanbel, II, 417.) Bir yerde kişinin müslümanlığının en güzel yanlarından birinin mâlâ ya'ni denecek boş işlerle uğraşmamak olduğunu vurgulayan Kainatın Efendisi, müminin her anının hayırlarla dolu olmasını tavsiye etmiştir. Alemlerin Rabbinin ve O'nun Sevgili Habibinin bunca tahşidatı karşısında İslam alimleri hem hayatlarında zamanın önemini çok iyi idrak edip çok dikkatli yaşamışlar. Hem de takrir ettikleri derslerinde bu konuyla alakalı çok güzel nasihatlarda bulunmuşlardır. Kısa kısa sahabeden başlayarak bir takım büyüklerin zaman hakkındaki yorumları ve tecrübelerini aktarmaya çalışalım. Abdullah b. Mesud: “Üzerine güneşin battığı ve ömrümün eksildiği ancak amelimin artmadığı bir güne duyduğum pişmanlık kadar başka bir şeye pişmanlık duymadım.” der. Ömer b. Abdulaziz de: “Gece ve gündüz senin üzerinde kendi fiillerini icra ediyorlar (seni yaşlandırıyorlar). Sen da onlara karşı üzerine düşeni yap.” buyurur. Hasan Basrî: “Ey Ademoğlu! Sen günlersin. Bir gün geçince bir parçan da gidiyor demektir.” der. Bir başka seferinde “Öyle insanlar gördüm ki, sizlerin dirhemler ve dinarlara karşı olan hırsınızdan daha ziyade yaşadıkları vakitlere karşı hırslı idiler.” buyurmuştur. Ziya el-Makdîsî, hocası Abdulğanî b. Abdulvâhid el-Makdîsî'yi şöyle anlatıyor: “O zamanının hiç bir anını zayi etmiyordu. Sabah namazını kılıyor, Kur'ân-ı Kerim'in kıraat vecihlerini talim ettiriyordu, bazan da hadis yazdırıyordu. Daha sonra kalkıp abdest alıyor ve öğlen öncesine kadar Fatiha ve Muavvizeteyn'i (Felak-Nas surelerini) okumak suretiyle 300 rekat kılıyordu. Ardından biraz kestiriyor ve öğleni kılıyordu. Peşinden de akşama kadar hadis rivayeti ve eser yazmakla meşgul oluyordu. Akşamleyin de, oruçlu ise iftar ediyordu. Yatsıyı kıldıktan sonra, gece yarısına kadar veya biraz daha fazla uyuyordu. Sonra abdest alıyor ve namaz kılıyordu. Ardından bir daha abdest alıyor ve sabah namazına yakın vakte kadar namaz kılıyordu. Bazan yedi ve daha fazla abdest aldığı da olurdu. Kendisi bu durum için “Azalarım ıslak olunca namaz benim için daha lezzetli oluyor.” derdi. Taşköprülüzâde, İmam Ebu Hanife'nin talebesi İmam Muhammed hakkında şunları söyler: “O geceleri uyumazdı. Yanına kitapları alır, birinden usanınca ötekine bakardı. Uykusunu su içerek giderir ve şöyle derdi: “Uyku hararetten kaynaklanır.” İmam İbn Cerir et-Taberî, pek çok sahada eser vermiş büyük bir alimdir. Talebeleri onun ömrünü ve ortaya koyduğu eserleri şöyle bir hesaba tabi tutmuşlar. İmam 86 yaşında vefat etmiş. Talebesi es-Simsîmî, onun hergün 40 sayfa yazdığını söylüyor. Yazdığı bütün eserleri bu ömre taksim ettiklerinde gününe 14 varak, yani 28 sayfa düşüyor. Talebeleri onun buna muvaffakiyetindeki en mühim sebebin, zamanını çok iyi tanzim etmesine ve planlı yaşamasına veriyorlar. İmam Ebu'l-Vefâ b. Akîl el-Hanbelî (Allah Teâla kendisine rahmet etsin) şöyle demiştir: “Yemek için elimden geldiğince az vakit ayırıyorum. Bu sebeple ekmek yerine suyla yumuşatarak kek dilimi yiyorum. Çünkü ikisi arasında çiğnem farkı vardır. Bunu da elde edemediğim bir bilgiyi mütalaâ etmeye veya da yazmaya daha çok vakit ayırmak için yapıyorum. Çünkü alimlerin icmasıyla akıllı insanlar nezdinde elde edilecek en yüce şey vakittir. Zira vakit bir ganimet olup içindeki fırsatlara servet verilir.” Dikkatle bir araştırma yapıldğında görülecektir ki, bu dünyayı da ahireti de kazanan, yani ister, bu dünyada muvaffak olmuş ehl-i dünya, ister ahiretin kahramanları olan kudsilerin hayatlarına bakılsın, onların bu zaman veya vakit nimetinin sırrını belli ölçüde çözmüş olduklarını ve ona gereken değeri verdiklerini göreceksiniz. Evet, Yüce Yaratıcının bu güzel nimeti de diğerleri gibi değerlendirilmeyi bekliyor. Buna mukabil, onu hiçe sayan, orada burada çar çur eden, sorulduğunda ne yapıyorsun diye “hiiiç! İşte.. vakit geçiriyorum..” veya “vakit öldürüyorum” diyenlerden ne kendilerine ne de insanlığa elle tutulur bir faide gelmeyecektir. Onlar içten içe kendilerini öldürürler ve gün gelir yürüyen cenazeler olarak arz-ı endam ederler. Ne zaman nereye çarpacağı belli olmayan serseri mayın gibi tehlike arz ederler. Zira, tembellik, vakti boşa harcama, idealsiz bir hayat sürmenin lazımıdır bu tür şeyler.. ve bunlar fert ve toplum için hayati tehlike arzeden birer virüstürler... Zamanı duya duya, hissederek ve idrak ederek, hayırlarla dopdolu yaşamayı Rabbim cümlemize nasip etsin... Amin... Ali Ünsal |
25 Aralık 2007, 01:20 | Mesaj No:3 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cvp: zaman
Zaman "Farz edin ki her sabah hesabınıza 86400 Amerikan Doları kredi veren bir bankanız var, ama bir günden diğerine hiç bakiye devretmiyor.Tutarı ne olursa olsun, kullanmadığınız bakiye miktarı her akşam iptal ediliyor. Böyle bir durumda ne yapardınız? Tabii ki son kurusuna kadar çekerdiniz!!!! Aslında, hepimizin böyle bir bankası var. Adı ZAMAN... Her sabah işe, iyi şeylere yatırım yapmadığınız kısmını silip, hesabınıza zarar kaydediyor. Hiç devretmiyor. Kredi miktarından bir kuruş fazla kullandırmıyor. Her gün size yeni bir hesap açıyor. Her akşam günün bakiyesini yakıyor. Eğer günlük depozitolarınızı kullanmadıysanız, bu zarar sizindir. Geriye dönüş yok. Yarından avans çekmek yok. Bugünü, bugünkü depozitonuzla yaşamalısınız. Ona yatırım yapın ki, size sağlık, mutluluk ve başarı olarak geri dönsün. BİR SENE' nin değerini anlayabilmek için sınıfta kalan bir öğrenciye sorun. BİR AY' in değerini anlayabilmek için, prematüre bir bebeği dünyaya getiren anneye sorun. BİR HAFTA' nin değerini anlayabilmek için, haftalık derginin editörüne sorun. BİR DAKİKA' nin değerini anlayabilmek için, treni henüz kaçırmış bir kişiye sorun. BİR SANİYE' nin değerini anlayabilmek için, bir kazayı kil payı atlatmış bir kişiye sorun. BİR MİLİSANİYE' nin değerini anlayabilmek için, olimpiyatlarda gümüş madalya kazanan kişiye sorun. Sahip olduğunuz her ani değerlendirin. Daha fazla değer verin. Sunu unutamayın ki zaman hiç kimseyi beklemez. Dün artık mazi oldu. Yarin ise muamma. Bugün ise avuçlarımızın içinde bize sunulmuş bir armağandır. Dostlar nadide mücevherlerdir, şüphesiz. Sizi güldürür, basari için cesaretlendirirler. Size kulak verir, sizinle övgü sözlerini paylaşır ve her zaman kalplerini size açmaya hazırdırlar. Dostlarınıza ne kadar değer verdiğinizi gösterin..." |
25 Aralık 2007, 01:21 | Mesaj No:4 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cvp: zaman Boş yere geçen her ânın pek çok fırsatları da beraberinde götürdüğü kabul etmemiz gereken bir gerçektir. Çünkü insanın vakti dünyanın ömrüne nisbetle çok az ve kısadır. Bu bakımdan, tek bir saniyesi dahi altından daha kıymetli olan zamanın, ebedî hayata nur ve ışık tutacak meşguliyetlerle geçmesi gerekir. Bunun için, mü’minin ibadeti ve işi bir hayır üzere olduğu gibi, geriye kalan zamanı da mânâsız olmamalı, meşru dairede yaşanmalıdır. Tâ ki, bir taraftan kazanırken, diğer yandan kaybetmiş olmasın. Zamanımızda, insanın zamanını katleden o kadar lüzumsuz meşguliyetler vardır ki, bunlardan birçoğu maddî ve mânevî gelişmeye bir sahip olmadığı gibi, insanı yaratılış hikmetinden uzaklaştırdığı da bir gerçektir. İşte, insan bu çeşit gayesiz ve hedefsiz şeylerden kendisini ne kadar çekip çevirse o derece kâr içinde olur. “İki şey vardır, insanların çoğu onun değerini bilmezler: Sıhhat ve boş vakit”(Hadis-i Şerif) Hayata atılan bir kimsenin başarılı olmasında onun “zaman”anlayışının büyük önemi vardır. Zaman konusunda araştırma yapan sosyologlar ileri ve geri memleketler arasında zaman kavramının farklı telakki edildiği müşahede edilmiştir. Onlara göre ileri memleketlerde işlerin, önceden, zamana göre tanzimi ve her işin, ona tahsis edilen zaman dilimi içinde yapılması şarttır. Takvime göre hareket, hayatın disipline edilmesi, insan ömrünün azami şekilde verimli kılınması demektir. KUR'AN'DA ZAMAN Kuran-ı Kerim üzerinde dikkatleri canlı tutmak için zamanı hatırlatan tabirleri sıkça kullanır. Her çeşit farz, vacip ve nafile namazlar zaman tanzimine de yönelik gayeler taşımaktadır. Bu açıdan, din, amirlerin büyük çoğunluğuyla, insana zamanı azami ölçüde değerlendirmeyi öğretmektedir. Hatta asıl gaye budur denilebilir. Kur'an'ın Zamanı İfade Şekli: “Zaman” lugat açısından “uzun veya kısa vakit” anl----- gelir. Kur'an, zaman yerine daha çok vakit kelimesini tercih eder ve kullanır. Bu kelime lugat yönüyle “bir iş için belirlenen zamanın nihayeti”demektir. Kur'an-ı Kerim'de zamanla alakalı gün, hafta, yıl, asır, vakit, saat kelimeleri bir ferd için hangisi daha önemli ise önem miktarı kadar tekrar edilmiştir. Ferd için en ehemmiyetli gün olduğundan Kur'an'da en çok zikredilen “Yevm” yani “Gün” kelimesidir ki 475 defa zikredilmektedir. Kur'an-ı Kerim ilk sayfalarından itibaren, en son sayfalarına kadar, hiç fasıla vermeden, okuyucusuna zaman mefhumunu hatırlatmaktadır. Arapçada “Leyl”(Gece) kelimesi güneşin batması ile, sabahleyin fecr-i sadık denilen ikinci fecrin doğuşuna geçen zamanı ifade eder. Geri kalan müddette de nehar (gündüz) denir. Kur 'an-ı Kerim'de gündüz (nehar) 57, gece (leyl) 92 kere zikredilir. Gece müddeti, yıllık olarak ele alınınca günün tam yarısı eder. Bu nedenle azami ölçüde değerlendirilmelidir. Farz namazların mühim gayelerinden biri, Müslüman kimseye, günlük zamanı taksim ve programlama alışkanlığı kazandırmaktadır. Kıyamu'l leyl (gece kalkışı)'e Kur'an-ı Kerim önem vermektedir. Büyük İslam medeniyetlerinin parlama dönemlerini hazırlayanların hayatında gece kalkışı önemli yer tutar. Kıyamu'l leyl Peygamber Efendimiz'e (SAV) farzdı fakat ümmetine nafiledir. Bu sünnet Kur'an-ı Kerim'in emridir. “Rabbin adını sabah-akşam an (zikret). Geceleyin O'na secde et. O'nu geceleri uzun uzun tesbih et.” (İnsan 26). “Geceleyin secde ederek ve ayakta durarak boyun büken, ahiretten çekinen ve Rabbinin rahmetinden dileyen kimse inkar eden kimse gibi olur mu?” (Zümer 9). Fakat daha sonra (8 ayda 10 yıl arasında değişen bir müddet sonra geldiği belirtilir). Kur'an-ı Kerim'de gece kalkışıyla alakalı hafifletmeler ifade edilmiştir. Hastalar, cihada çıkanlar gibi mazeretliler muaf tutulmuştur. Gece kalkılacak müddet enaz gecenin dörtte biri, en fazla dörtte üçü olarak belirtilmiştir. Bu farklılık gecenin uzunluğundan dolayıdır. Kıyamu'l leyl öncelikle ibadet yani namaz ve tilavet-i Kur'an içindir. İlimle de meşgul olunabilir. Kıyamu'l leyli Kur'an-ı Kerim'de gece kelimesinin gündüz kelimesinden çok zikredilmesi ve bu emrin Pegamber Efendimize (SAV)'e peygamberliğinin ilk yıllarında verilmesi önemli kılmaktadır. ZAMANLA İLGİLİ TELAKKİ VE TEDBİRLER Vicdani tedbirleri almaya telakki diyoruz. İnsanın yaşadığının şuuruna erebilmesi için, ömrünün her gününü aynı tarzda geçirmemelidir. Bazı aylar, bazı saatler diğerlerine nazaran farklı olmalıdır. Dinimizdeki mübarek aylar ve günlerle bu sağlanmaktadır. Bu farklı değerdeki aylar, günler sayesinde insanda hasıl olabilecek monotonluk kırılmaktadır. Ahirete inanan, her gününden, her saatinden hesap vermenin endişesini vicdanının derinliklerinde duyan bir kimse için zaman değerlendirmede mühim bir telakki, ömrünü içinde bulunduğu gün bilmesidir. Birçok fenalıkların kaynağı tül-i emel denilen uzun yaşama vehmi kabul edilmiştir. İslam dini günlük zamanı üç ana maksada uygun olarak programa bağlamamızı emreder; 1- İbadet 2- Rızkın Kazanılması 3- Hayatımızı murakabe ve tefekkür PEYGAMBERİMİZİN HAYATINDA ZAMAN TANZİMİ Peygamber Efendimiz (SAV) günlere göre haftalık, vakitlere göre günlük programlara tabi kılmıştır. Peygamber Efendimiz haftalık belli günlerde aynı işleri yapmaktadır. Günlük ise muvakkat işler ki bunlar önceden programlanmaksızın zuhur eden işlerdir. Bir heyetin kabulü, bir yabancının müracaatı , bir ihtiyacın zuhuru gibi. Bunlar imkan nisbetinde tanzime çalışılmıştır. Mutad işlerse aynı günlerde aynı vakitlerde yapılmaktadır. Her işe belli müddet vardır. O iş hergün aynı müddet içinde tamamlanmaktadır. İSLAMDA TATİL VE İSTİRAHAT Tatil kelimesi boş vakit anlamında kullanılacaktır. İslam tamamen boş geçirilecek bir vakit tanımaz. Kur'an-ı Kerim'de bize meşguliyetin değiştirilmesi suretiyle dinlenme elde edileceğine işaret edilmektedir. Buna bir nevi “çalışarak dinlenme” diyebiliriz. Müslümanlar, Yahudiler Hrıstiyanlar gibi tamamen “işsiz” geçirilecek bir haftalık tatil anlayışından uzak olmalıdır. Eğlencede şehvet duyma ve fitne çıkarma ihtimali halinde, nazarın haram olduğunda ittifak vardır. “İslam boş zaman kabul etmez.” derken istirahatı reddeder manası çıkarılmamalıdır. Kur'an-ı Kerim'de en iyi dinlenmenin kişinin kendi evinde uyku ile olacağı beyan edilmiştir. “Size geceyi örtü, uykuyu dinlenme (vasıtası), gündüzü de çalışma zamanı yapan Allah'tır.” (Furkan 25). “Allah sizin için meskenlerinizi huzur ve sükun yeri kıldı.” (Nahl 16). Yasak oyun ve eğlenceler; kumar oyunları, hayvanlarla oynamak, içkili, çalgılı, kadınlı eğlencelerdir. Bazı oyunların faydalılık yani cihada hazırlık yönü galebe çalar. Bu yüzden HzPeygamber (SAV) onları ısrarla teşvik etmiştir. Bu gruba yüzme, atma, binme, koşma ve güreş girer. Meşru eğlence fırsatları ise çeşitli merasimler, ziyafetler (sünnet, doğum, seferden dönüş, yeni meskene girme, musibetten kurtulma) ve düğünlerdir. İSLAM ALİMLERİNDE ZAMAN ENDİŞESİ İslam alimlerinin zaman konusundaki müşterek telakkileri şöyledir: “Geçmiş zaman elden çıkmıştır, gelecek ise henüz gaybdadır, öyleyse mevcut olan senin içinde bulunduğun şu andır.” İslam alimleri yemek zaman, insanlarla münasebet, her an meşguliyet, son nefese kadar gayret ilişkisine vermiştir. Yemek-zaman ilişkisini minimum azaltmak için, ufalayıp tirit şeklinde ekmek yemekle, normal ekmek yemek arasındaki farkı bile hesaplamışlardır. Davut et-Tai bu zamanda 50 ayet okunacak kadar fark olduğunu tespit etmiştir. İmam Ebu Yusuf ise son nefesine kadar ilmi meşguliyette bulunmuştur. SONUÇ: Herşey imanda düğümlenmektedir. Bu sebeple, dinimiz kuru iman ve tatbikatı olmayan ilme itibar etmemiştir. Tatbikatı olmayan ilme “faydasız ilim” demiştir. Gençliğin daha sağlıklı, daha verimli kılınması için zamanla ilgili bazı prensipler şunlardır. 1- Gençliğe zaman şuuru verilmelidir. 2- Yıllık, aylık, haftalık, günlük planlar yapma, bu planlara uyma. 3- Gecenin değerlendirilmesi ayrı bir mesele olarak ele alınmalı, uyku miktarı iyice öğretilmelidir. 4- Devlet, yaş safhalarına göre kazandırılması gereken telakki ve alışkanlıkları tesbit etmelidir. 5- Devlet ve ebeveyn gençlik devresi üzerinde dikkatle durmalı, problemleri tesbit edip ısrarla üzerine gitmelidir. İbrahim CANAN Selam ve dua ile... |
25 Aralık 2007, 01:22 | Mesaj No:5 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cvp: zaman Sabahın Bereketinden İstifade Et Eskilerin dediği gibi sabahın bereketi vardır. Güne erken başlamak sana günün rutin işleri için zaman kazandırır. Pek çok kişi uykuda iken işe koyulursan, gün senin için hem daha uzun olur, hem de hayata diğerlerinden birkaç adım önde başlarsın. Yarının İşini Bugünden Yap Bugünün işini yarına bırakma. Hatta bugün yapacaklarını tamamladıysan yarının işlerinden bir kısmını bugünden yapmaya çalış. Yarının hangi kötü sürprizlerle dolu olduğunu bilemezsin. Hiç hesapta olmayan başka işler, ertesi günün tüm planlarını altüst edebilir. Onun için sen sen ol, yarına güvenerek işlerini geçiştirme. İşlerini Sırayla ve Parçalara Ayırarak Tamamla Her şeyi anında yapmaya çalışma. Biri bitmeden diğerine başlama. Uzun zaman alan işlerini parçalara ayırarak tamamla. Tümünü bir seferinde yapmak hem gözünü korkutur, hem de verimini düşürür. Örneğin bir proje yada ödev hazırlaman gerekiyorsa ön hazırlık ve araştırma için zaman ayır. 5 günde tamamlaman gereken bir projeyi bu süre içine yay. Yumurta kapıya geldiği zaman harekete geçersen istediğin sonucu alma şansın azalır. Unutma, tembeller Zamana Yenilirler! Tembellik etme. Zaman tembellerin aleyhine işler, onların hayatlarından çalar ve bir daha geri dönmemek üzere alır başını gider. Sen anlamadan öylesine hızlı akar ki zaman, bir de bakarsın yapman gereken pek çok iş birikmiş ve sen hiçbirine eline sürmemişsin. Doğru İşi Doğru Zamanda Yap Analitik düşünmen ve hızlı karar vermen gereken işleri yapmak için günün öğleye kadar olan kısmını, sabah vaktini tercih et. Sabahleyin hem zihnin daha açık, hem de bedenin daha dinamik olur. Bunun için uykunu iyi almış ve kahvaltı yapmış olman gerekir. Aç karnına verimli çalışamazsın. Öğleden sonra ise üzerine öğle yemeğinin ağırlığı çöker. Hem hareket etmen güçleşir, hem de zihnini toparlamakta ve konsantre olmakta zorlanırsın. Zihnin De Bedenin De Çevik Olsun Dengeli beslenmeyi ve spor yapmayı ihmal etme. Bedeninin ve zihninin hızlı çalışmasını istiyorsan önce onları beslemen ve sürekli olarak eğitmen gerekir. Yeterince hızlı hareket edemeyen bir beden ve çabuk düşünüp karar vermekte zorlanan bir zihin işlerini sekteye uğratır ve verimini düşürür. İşin Usulünü Öğren Hızlı ol ama acele etme. Seri ve çevik davran ama elin ayağına dolaşmasın. Aynı anda hem elini hem aklını kullan. Kestirme sandığın yollar seni başladığın yere döndürebilir. Kısa yollar seni tahmin etmediğin kadar uzağa götürebilir. Tuzağa düşmemek için hem kendini hem de görev ve sorumluluklarını iyi tanı. Başla ve Bitir! Başladığın işi bitir. Zamanını alacaksa parçalara ayır ve her bir parçayı önceden belirlediğin sürede tamamla. İşe sık sık ara veriyorsan ve bir kısmını yapıp geri kalanı erteliyorsan ve durum, en kısa süreli işin bile gereksiz yere uzamasına neden olur ve seni bıktırır. Hem sana sıkıntı verir, hem de kısa zamanda çok iş değil, uzun zamanda az iş yapmana neden olur. Zekana ve Hızına Fazla Güvenme Zeki ve hızlı düşünen biri olabilirsin. Ama sen yine de işlerini son ana bırakma. Yoksa birçok işi sınırlı bir zaman içinde bitirmek zorunda kalırsın ve bu seni iyi sonuçlar elde etmekten, güzel işler çıkarmaktan alıkoyar. Zamanı etkin kullanarak çok daha etkili sonuçlara varabilecekken, potansiyelini sınırlamış olursun ve çok da iyi olmayan sonuçlarla yetinmek zorunda kalabilirsin. Yumurtayı Kapıya Getirme İşlerini son ana bırakma. Her birini tamamlanması için gereken süreyi sapta ve buna göre yapacaklarını sıraya koy. Bazı işler tahmin ettiğinden daha çok zamanını alabilir. Bunların hangi tür işler olacağını kavramaya çalış. Onlara programında öncelik ver. Bir Önceki Günden Daha Fazlasını Hedefle Bir önceki günde daha fazla yaz, daha çok şey öğren. Her gün önceki günün önüne geçmeye, daha güzel şeyler yapmaya çalış. Yavaş yavaş da olsa her geçen gün hedeflerini büyüt. Büyümenin yolu kısa zamanda daha çok ve daha güzel şeyler yapmaktan geçer. Her gün yükselen bir gelişim çizgisi üzerine kur hayatını. Şikayet Etmeye Vaktin Yok, Sen En İyisi Hemen İşe Koyul Yapacak çok işin olduğunu ve hepsini yetiştiremeyeceğini düşünebilirsin. Bu durumdan şikayet etmek yerine hemen bir yerlerden işe başla. Göreceksin, başlamak bile seni mutlu edecek. Elin kolun bağlı oturduğunda hem vicdan azabı çekersin, hem de tamamlanmayı bekleyen işler gözünde büyüdükçe büyük ve daha zor bir hal alır. Günlük Veya Haftalık Plan Yap Kendine günlük ve haftalık plan hazırlayabilirsin. Her gün yapacağın işleri bir gün önceden kararlaştır ve bunların her birini ne kadar sürede bitireceğini not et. Daha önemli ve öncelikli işlerine daha çok zaman ayır. Kendi Yöntemini Yarat Farklı ve alternatif yollar dene. Bir işi hep aynı yollarla tamamlıyorsan, bu hem gelişimini durdurur, hem de işin bir rutin halini almasına sebep olur. Bu nedenle farklı metotlar deneyerek işlerini, ödevlerini renklendir; eğlenceli bir hale getir. İş Bittikten Sonra Kenara Çekilme Bir işi bitirmeden, ondan sonra neye başlayacağını kararlaştır. Mesela daha çok kitap okumak istiyorsan bir kitabı bitirdiğinde diğerini de elinin altında hazır olsun ve öncekini bitirir bitirmez diğerinden birkaç sayfa okumaya çalış. Performansını Ölç Gün içinde neler yaptığını, zamanının nelere yettiğini, neleri tamamlamak için vaktinin kalmadığını değerlendir. Bunların sebeplerini bul ve hatalarını düzeltmeye çalış. Yardım Et, Yardım Görürsün Sadece kendi işlerine odaklanma; bu seni ben merkezci yapar. Başkasına yardım et, fırsat buldukça onlara destek ol. Senin de sıkıştığın bir zamanda onlardan destek görmeye, dar vakitlerinde çevrendekilerin yardımına ihtiyacın olabilir. İşler Senden Korksun Yapacaklarını gözünde büyütme. Bu, hem işe başlamanı güçleştirir, hem de işten soğumana neden olur. Görev ve sorumluluklarına karşı önyargılı davranmak yerine onların senin ve sevdiklerinin hayatlarına getireceği olumlu etkileri düşün. Bu seni motive eder. Yalnız Kalma, Destek Ol, Destekçi Bul! Seninle benzer işte çalışanlara danış, onlardan bilgi al. Onlarla işbirliği yap. Böylece hem daha çok şey öğrenmiş olursun, hem de farklı bakış açıları doğrultusunda daha güzel işler çıkarırsın. Dakik ve Pratik Ol Her işin pratik yolları vardır. Kolaya kaçmadan bu pratik yolları uygula. Kendin pratik yollar bul. İşe zamanında başla, geciktirme, erteleme, görmezden gelme, geçiştirme, her işi zamanında hakkını vererek tamamla. |
25 Aralık 2007, 11:36 | Mesaj No:6 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: zaman Zaman en büyük sermayedir Resûlullah (Sallallahu Aleyhi vessellem) Efendimiz insanların iki büyük nimette aldandığını haber vermiştir. Bunlar sıhhat ve boş vakittir. (Buhari, Rikak, 81.) Kıyamet günü, herkese hesabı ve şükrü sorulacak dört nimet vardır. Bunlardan ikisi zamanla ilgilidir. Yüce herkese gençliğini nerede harcadığını ve ömrünü nerede tükettiğini soracaktır. Diğer iki nimet mal ve ilimdir. (Tirmizi, Kıyame, 1.) Cüneydi Bağdadi (k.s) der ki: “Vakit sermayeni iyi kullan. O bir kere ele geçer; kaçırdın mı bir daha ebediyyen ele geçiremezsin. Kainatta vakitten daha kıymetli bir servet yoktur.“ Hasan el Basrî (k.s) sahabenin hâlini şöyle anlatır: “Ben öyle insanlara ulaştım ki, sizin elinizdeki altın ve gümüşü koruduğunuzdan daha fazla vakitlerini koruyor ve boşa harcamaktan sakınıyorlardı. Sizden biriniz nasıl iyi bir kazanç getirmeyen yerlere altın ve gümüşünü harcamıyorsa, onlar da zamanlarını öyle titizlikte koruyor, bir nefesini dahi zayi etmiyor, vakitlerini ‘a itaatin dışında asla kullanmıyorlardı.“ Hz. Ali (r.a), şerefli hanımı Hz. Fatıma‘ya (r.anha) demiştir ki: “Fatıma! Yemek yaptığın vakit sulu ve hafif yemekler yap ki fazla çiğneme derdi olmasın. Çünkü sulu yemek tez yenir, kuru yemeği çok çiğnemek gerekir. İkisi arasında elli defa tesbih ve zikir farkı vardır. Yemek başında çok bekleyip hayırlı işlerden geri kalmayalım.“ (ibnu Acibe, İkazu‘l-Himem, 447.) |
25 Aralık 2007, 11:41 | Mesaj No:7 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | Cvp: zaman Zaman Yönetimi ve Planlı Çalışma Bazı öğrenciler için özellikle derslerin başlangıcında çalışmaya düzenli bir biçimde yoğunlaşma zor gelir. Bu zorluk genellikle uzun süreli planlama ve çalışma programının yokluğundan kaynaklanır. Öğrenciler zamanlarını planlamayı ve bunu yazılı hale getirmeyi önemli bulmazlar. Oysa yapılan çalışmalar derslerdeki başarı ile gerçekçi planlama arasında önemli ilişki olduğunu ortaya koymaktadır. Aşağıda verilen durumlar bir çoğumuza tanıdık gelebilir; Arkadaşlarınız birlikte sinemaya gitmeyi önerdi. Bu filmi görmeyi çok istiyordunuz fakat ödevinizi de bitirmek zorundasınız. Önemli bir sınavdan önceki gece. Çalışmaya başlamanız gerek ama okunacak çok yer var. Zaman da yeterli değil. Tüm zamanınızın nereye gittiğini merak ediyor musunuz ? Çalışma ve ödevlerinizi son ana bırakıyorsunuz . Sınavdan veya ödev teslim tarihinden önce kendinizi baskı altında hissediyor musunuz ? Peki zamanınızı kontrol etmek ister misiniz ? Zamanı iyi planlamak sizin elinizdedir. Zamanı akıllıca kullanmak sizi daha başarılı kılacak ve düşündüğünüzden daha fazla zaman, yapmak istedikleriniz için size kalacaktır. O halde zamanı planlamayı öğrenin ve bunu uygulamak için istekli ve sabırlı olun. Unutmayın eski alışkanlıklardan kurtulmak zaman alır ve planlı yaşamak başlangıçta çok zor gelir. Bu nedenle kendinizi zorlamanız gerekecektir. Katlanacağınız kısa süreli sıkıntı daha sonra sizi mutlu ve başarılı yıllara götürecektir. Öğrenciler çalışma planı hazırlamadan önce ders çalışma süresi, çalışılması gerekli dersler v.b. konularda öğrenme ilkelerini bilmek zorundadır. Bu ilkeler : 1. Çalışma planı hazırlarken hangi dersin hangi saatte çalışılacağı kararlaştırılmalıdır. Zor ya da ağır öğrenilen dersler için, en verimli saatlerin ayrılması uygundur. Zihnin uyanık, canlı, konsantrasyonun en yüksek olduğu zamanlar en verimli saatlerdir. Çalışma için en verimli saatler bireylere göre değişebilir. (sabah erken, okul dönüşü, akşam yemeğinden sonra vb. ) Öğrenci bir hafta kendini gözleyerek en verimli saatleri saptayabilir. Genel olarak bedenin dinlenmiş ve zihnin öğrenmeye açık olduğu saatler verimli kabul edilmektedir. 2. Çalışma planında her derse belirli bir süre ayrılmalıdır. Bu süre dersin zor yada kolay oluşuna, çalışılacak konunun uzunluğu veya kısalığına, öğrencinin konu ile ilgili ön bilgisine ve çalışma yöntemine (okuma, yazma, yineleme) göre değişir. Genellikle günde bir saat ödev için ve çalışılacak dersler için ise iki-üç saat ayrılması önerilir. Yine ön hazırlık plan içinde yer almalıdır. Öğrenci planı uyguladığı ilk haftayı deneme haftası olarak görmeli ve çalışmayı planladığı derslerin başlangıç ve bitiş saatlerini kaydetmelidir. Böylece hangi derse ne kadar sürede çalışılması gerektiği belirlenebilecektir. 3. Çalışma sürelerinin çalışma planında aynı saatlere yerleştirilmesi gerekir. Böylece o saatlerde çalışma alışkanlığı kazanılacak ve çalışmaya dikkatin toplanması kolaylaşacaktır. Ayrıca alışkanlık haline geldikten sonra aynı saatte çalışılmazsa gerginlik duyulacak ve gerginlik çalışılmaya başlandığı zaman ortadan kalkacaktır. 4. Çalışma için ayrılacak zaman saptanırken dersin sınıfta verileceği gün ve saate yakın olmasına dikkat edilmelidir. Dersten önce o derse ait konuların çalışılması ile dersin içeriği hakkında bilgi sahibi olunur ve dersi anlamanın kolaylaşmasının yanı sıra anlaşılmayan noktalar ders sırasında öğretmene de sorulabilir. Unutmanın en aza inmesi için de dersten sonra tekrar etmek gerekir. Böylece hem unutma azalır hem de dersi izleme ve öğrenme kolaylaşır. 5. En verimli çalışma aralıklı çalışmadır. Ara vermeden uzun süre çalışma kadar uzun süre dinlenme verilerek çalışmada verimsizdir. Ara vermeden uzun süre çalışma zihnin yorulmasına ve dikkatin dağılmasına yol açar. Uzun süreli dinlenme ise tekrar çalışmaya dönmeyi güçleştirir. Çalışma ve dinlenme süresi dersin özelliğine göre değişirse de ortalama olarak önerilen, 40-50 dakikalık çalışmadan sonra 10 dakika dinlenmedir. Ancak matematik, fizik gibi dersler çalışılırken problem çözmeden ara verilmemelidir. Ayrıca her yeni konuyu çalışmaya başlamadan önce ara verilmelidir. 6. Birbirine benzeyen iki ders üst üste çalışılmamalıdır. Örneğin sözel bir dersten sonra sözel ders yerine sayısal bir ders çalışılmak verimliliği artıracaktır. Yine daha çok ilgi duyulan dersler çalışma saatlerinin sonuna bırakılmalıdır. Böylece öğrenilenler birbirine karışmayacağı gibi sıkıcı olmasının da önüne geçilmiş olacaktır. 7. Öğrenme üzerinde en aza bozucu etki yapan etkinlik uykudur. Bir öğrenci yatmadan önce 20 dakika süreyle o gün çalıştığı dersleri tekrarlayarak uykuya geçer ve sabah güne bir gün önce yapmış olduğu 20 dakikalık tekrarı yaparak başlarsa, çalıştıklarını daha iyi korur. Verimli çalışma daha fazla disiplin ve hırsla elde edilir. Bu demek değildir ki dinlenmek için zaman ayrılmasın. Verimli çalışmak için dinlenmek de şarttır, sosyal etkinlikler içerisinde yer almakta şarttır. Çalışma planı hazırlanırken dinlenmek ve eğlenmek için de zaman ayrılmalıdır. Eğer birey kendini genellikle yorgun hissediyorsa bu durumun nedenleri aranmalıdır. Havasız bir oda, ağır yemekler ve yeterince spor yapmamak yorgunluğa neden olabilir. Yorgunluk ve isteksizlik nedenleri bulunur ve istenirse değiştirilebilir. Şimdi yukarıda sayılan ilkeleri göz önüne alarak zamanın nasıl planlanacağını inceleyelim. Çalışma planı hazırlamadan önce öğrenci verimli ders çalışma becerilerini kazanmalıdır. Verimli ders çalışma alışkanlıklar etkili öğrenmeyi gerçekleştirmenin yanı sıra zamanın en verimli kullanılmasını da sağlar. Zamanı planlamadaki ilk adım önceliklerin saptanmasıdır. Birey önce kendisi için neyin önemli neyin önemsiz olduğuna karar vermeli veya yapmak istedikleri ile yapmak zorunda olduklarını öncelik sırasına koymalıdır. Birçok öğrenci yapmak istedikleri ve yapmak zorunda olduklarını gerçekleştirecek zamanı bulamaz. Sosyal yaşamın sunduğu eğlenceler ve öğrenciliğin gerekleri arasında seçim yapmak zorunda kalır. Örneğin, sinemaya gitmek veya geç saatte televizyondaki bir programı izlemek, arkadaşları ile buluşmak yapmak istedikleri, ders çalışmak, sınavlara hazırlanmak, ödev hazırlamak ise yapmak zorunda olduğu etkinliklerdir. Bu seçimler öğrencilerde çatışma yaratır. Öğrenci amaçlarına ulaşmada engellenme yaratan çatışmalardan kurtulabilmek için önceliklerini belirlemeli ve şu soruları yanıtlamalıdır. Öğrencilerin derslerinde daha başarılı olmaları ve istedikleri etkinlikleri gerçekleştirebilmeleri için uygulanabilir en önemli plan şekli haftalık yapılan planlardır. Haftalık Plan: Bir hafta boyunca yapılacak olan tüm çalışmaları kapsayan bir plandır. Sınav için hazırlanma, ders çalışma, kitap okuma, ön hazırlık, aile bireylerine ayrılan zaman, izcilik, tiyatro, spor vb. gibi etkinlikler plan içerisinde yer almalıdır. Haftalık plan yapılırken esnek davranmalı ve çok şey yapma planlanmalıdır. Plan sadece ders çalışmayı değil, dinlenme ve eğlenmeyi de içerisinde bulundurmalıdır. Yapılan plana muhakkak uyulmalıdır. Ertelemeden özellikle kaçınılmalıdır. En iyi plan bile uyulmazsa yararlı olamaz. Plan bireyin yaş----- uygun hale gelinceye kadar üzerinde çalışılmalıdır. Değişiklikler ile bireye uygun hale getirilmelidir. yaşamınızdır, Geleceğinizi etkileme fırsatına sahipsiniz. Günü yakalayın, Bu anı kullanın, Şimdi harekete geçin. Plan hazırlanırken dikkat edilmesi gereken konular şunlar olmalıdır : 1.Çalışma öncesinde, çalışma amacınızı ve çalışma sonunda gerçekleştirebileceğiniz bir hedef saptayın: Kendinize ”Ben bu çalışmayı neden yapacağım?” diye sorarak, o çalışmanın amacını belirleyin. Yaptığınız çalışmanın amacını bilmek, bu işi benimseyip ona sahip çıkmanıza ve kendinizi motive etmenize yardımcı olur. Çalışmaya geçmeden önce kendinize erişilebilir bir hedef seçiniz ve bu hedefi gerçekleştirmeden bırakmayınız. Hedef doğrultusundaki bu tür bir çalışma kararlılığı, dikkati toplamada itici güç olacaktır. 2. Neyi, ne zaman, nerede ve nasıl çalışacağınıza karar veriniz: Hangi ders daha önce çalışılacak? Çalışılacak ders için hangi yöntemler kullanılacak? Çalışmada kullanılacak araç ve gereçler nelerdir? Vb. türdeki soruların cevaplarını vermeden çalışmaya başlamamak gerekir. 3. Çalışılacak konuya merak duyunuz: Bunun için türlü yollar denenebilir. Örneğin üzerinde çalışılacak konu yeterince bilinmiyor olduğunda ön bilgiler toplama, merak için yeterli sayılabilir. Ancak en etkili yöntem, konuya ilişkin kendimize sorular sormaktır 4. Fiziksel çevrenizi düzenleyin: Öncelikle çalışmanızı uygun bir ışık altında yapınız ve ışık arkadan gelecek şekilde oturunuz.Çalışma ortamınızın çok sıcak veya çok soğuk olmamasına, oda ısısının 18 C dolayında bulunmasına özen gösteriniz. Masanızın üzerinde çalışacağınız konuyla ilgili olmayan eşyaların yer almamasına dikkat edin. Masa dışında, örneğin; koltuk, yatak vb. çalışma yerlerini tercih etmeyin. Aynı tür çalışmaları genel olarak hep belirli bir yerde (oda, masa gibi) yapınız. 5. Sistemli çalışınız: Dikkati konu üzerinde toplama, aynı zamanda birçok alışkanlığın kazanılmış olmasını da gerektirir. Bu alışkanlıklardan birisi de planlı çalışmaktır. Sistemli çalışmada, çalışma planı hazırlanırken, dikkatin konu üzerinde kolayca toplanmasına yardımcı olabilecek noktaların göz önünde bulundurulması gerekir. Bunu için ders çalışmayı her zaman günün aynı saatlerinde ve aynı yerde sürdürünüz. 6. Çalışmada çeşitlilik sağlayınız: Çalışma sırasında okuma, yazma, anlatma, uygulama vb. gibi değişik etkinliklere yer vererek dikkatinizin dağılmasını önleyiniz. 7. Çalışmaya planladığınız gibi zaman yitirmeden hemen geçiniz: Çalışma zamanı geldiğinde örneğin,”10 dakika daha dinleneyim, biraz daha televizyon izleyeyim” türündeki düşüncelerle kendinizi oyalamayınız. Planladığınız saatte canınız istemese bile, kendinizi çalışmaya zorlamalısınız. Bunu için kolaydan zora doğru bir çalışma yolu izlemek ve çalışma tekniği olarak, örneğin, okumak yerine yazarak çalışmak, dikkatin toplanmasına yardımcı olacaktır. 8. Çalışmaya geçmeden önce yeteri kadar dinleniniz: Aşırı duyarlılık, karamsarlık, isteksizlik, bedensek yorgunluk, uykusuzluk gibi nedenlerle beliren bitkinliğe düşmemek için her zaman aynı biçimde olan çalışma yöntem ve tekniklerini uygulamaktan kaçınarak; ders dışı uğraşlarla da yeterince ilgilenip, gerçek anlamda olabildiğince dinleniniz. 9. Dikkatinizi arttırmak için boş zaman uğraşlarından yararlanınız: Bulmaca çözümleri, matematik ve coğrafya bilmeceleri, satranç gibi zihinsel etkinlik gerektiren oyunlar, resim çalışmaları, desen eskizleri, spor, izcilik, tiyatro vb. türde etkinlikler dikkatin gerektiği anda daha kolay toplanmasına yardımcı olacaktır. 10. Hazırlanan plan uygulanabiliyorsa, öğrenci kendisini ödüllendirmelidir. Zamanı iyi kullanan öğrenciler genellikle hem ders çalışmaya hem de ders dışı etkinliklere dengeli olarak zaman ayırabilirler. Bir öğrenci olarak çalışma planı yaptığınızda ilgi ve ihtiyacınıza hitap eden her türlü etkinlik için yeterli zamanınızın olduğunu göreceksiniz.Bir öğrencinin haftada ortalama 10-15 saat ders çalışması gerektiğini düşünürsek, okul ve çalışma saatleri dışında kalan zaman, sosyal ve diğer ders dışı etkinlikler için fazlasıyla yeterli olmaktadır. Zamanınızı ve yaşamınızın kontrolünü elinizde tutun.Gün bugündür, Yer burasıdır, Yaşam sizin (alıntı-derleme) |
03 Aralık 2018, 16:18 | Mesaj No:9 | |
Medineweb Baş Editörü Durumu: Medine No : 14593 Üyelik T.:
15 Kasım 2011 | Alıntı:
__________________ ~~~ Bilmediklerimi Ayaklarımın Altına Alsam Başım Göğe Ererdi ✒~ | |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Hanefi mezhebinde Sahur ne zaman biter? İmsak ne zaman başlar? | MERVE DEMİR | Oruç-Ramazan | 1 | 13 Nisan 2023 22:54 |
Sebepler Sukut Ettiği Zaman /medineweb | su damlası | Gönülden Dökülen Nağmeler | 18 | 28 Mart 2020 23:53 |
Zaman Hep Sonsuza Akar&Medineweb Net | alperkara | Medineweb.net Videolar | 1 | 27 Şubat 2020 22:49 |
Kur'an'da Tesbih Kavramı /medineweb | Medineweb | Kur'ân-ı Kerim Genel | 1 | 06 Ocak 2019 12:12 |
Namaz, oruç, zekat ve hac ne zaman farz oldu? Tesettür ne zaman emredildi? | Belgin | Soru Cevap Arşivi | 1 | 05 Nisan 2014 02:14 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|