Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM DİNİ KONULAR.::. > Muhtelif Dini Konular > İslami Kavramlar

Konu Kimliği: Konu Sahibi MERVE DEMİR,Açılış Tarihi:  04 Ocak 2008 (12:34), Konuya Son Cevap : 28 Nisan 2009 (10:30). Konuya 2 Mesaj yazıldı

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme
Alt 04 Ocak 2008, 12:34   Mesaj No:1
Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:MERVE DEMİR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5587
Üyelik T.: 05 Aralık 2008
Arkadaşları:14
Cinsiyet:
Memleket:İstanbul
Yaş:35
Mesaj: 2.537
Konular: 2038
Beğenildi:116
Beğendi:0
Takdirleri:270
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Ariye

Ariye


Âriyet lûgatta; ariyye'dendir. Âriyye ise atıyye (ihsan, ikram)dır. İslâmi ıstılâhta: "İvazsız yani herhangi bir karşılığı olmadan, ücretsiz menfaati temlik etmeye Âriyet denilir. O bir nevi ihsan ve atıyyedir. Bir kimsenin; bütün ihtiyaçlarını kendi imkânlarıyla karşılaması mümkün olmayabilir. Hatta öyle zaman olur ki; zengin bir kimse dâhi, ödünç (İâre) talebinde bulunabilir. Mü'minlerin birbirlerinin ihtiyaçlarını; (misli olan mallarda) iâre olarak karşılamaları Kardeşlik Hukuku'nun tâbi bir sonucudur. Âriyet'in (Ödünç'ün) rüknü; icab, kabûl ve taleb edilen malın teslimidir. Mûirin yani Ödünç veren kimsenin sükûtu kabûl sayılmaz. Sarih olarak beyan etmelidir. Âriyet veren kimseye "Mûir", âriyet alan şahsa da Müsteir ve âriyet almaya da "İstiâre" denilir.
Menfaati ivaz karşılığı olmaksızın; rücûu kâbil olmak üzere, temlik edilen mala Âriyet denilir. Mûir istediği vakit; iâre'den geri dönebilir. Bunun herhangi bir zamanla sınırlandırılması sözkonusu olamaz. Müsteir herhangi bir ücret ödemeden Âriyet'in menfaatine mâlik olur. Ayrıca Âriyet; ödünç alan kimsenin elinde, emânet hükmündedir. Herhangi bir kasdı veya kusuru olmadığı halde; telef olur veya kıymetine zarar verecek bir hal zuhûr ederse, tazmin etmek durumunda değildir. Ancak kasden veya kusur sonucu telef olursa; tazmin etmek durumundadır. Esasen ödünç alan kimsenin kusuru sözkonusu olursa; ödenmesi şarttır.
Âriyet'in sahih olması için; hem Mûir'in, hem Müsteirin akil ve mümeyyiz olması şarttır. Bulûğa ermiş olmaları şart değildir. Ancak delinin veya sabi'nin "İâre Akdi" yapmaları sahih olmaz. Zira her ikisi de şer'an mes'ûl değildir. İkincisi: Müstearın mâlum olması gerekir. Üçüncüsü: Müsteârın kullanılmaya elverişli olması şarttır. Dördüncüsü: Müstear'ın; ödünç alan kimseye teslimi esastır.
Müstearın herhangi bir masrafı sözkonusu ise; bu masraf müsteir'in Ödünç alan kimsenin üzerinedir. Ödünç veren kimse; herhangi bir zaman ve mekân kaydı ortaya koymazsa "İâre-i Mutlaka", aksi halde ise "İâre-i Mukayyede" gündeme girer. Mü'minler; ahidlerinden dolayı mes'ûldürler. Ödünç veren kimse; kardeşine belli bir süre tanımışsa, mutlaka o süreye riâyet etmelidir. Ödünç alan kimse için de; aynı husus geçerlidir. Tarafların herhangi bir şart koşmaması durumunda; o beldede ki, örf ve adet geçerlidir. Menfaat sağlayan her ödünç; fâiz çeşitlerinden birisidir. Esasen Âriyet herhangi bir bedel karşılığı olursa; icâre'ye yani Kira'ya dönüşür. Zira belli bir süre ortaya konularak; ödünç verilen mal için, ücret tesbit edilmiş olur. Mü'minler; ister mutlak, ister mukayyed olsun, birbirlerine "iâre'de" cömert olmalıdırlar. Bilhassa ticaretle uğraşan mü'minler; birbirlerinden ödünç almak mecburiyetini hissederler. Burada dikkat edilecek husus; piyasada "Misli bulunan" malların, iâre akdine konu edilmesidir. Eğer misli olmayan mallar sözkonusu olursa "iâre" (Ödünç alma) hükmü, cereyan etmez. Misli olmadığı için aynen iâde edilmesi sözkonusu olmaz. Dolayısıylâ taraflardan birisinin zararı gündeme girer.
Alıntı ile Cevapla

Konu Sahibi MERVE DEMİR 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir
Konu Forum Son Mesaj Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj Tarihi
Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN ülke tv Canlı... Videolar/Slaytlar Medine-web 1 2876 23 Ağustos 2013 00:41
İran Emperyalizmi Makale ve Köşe Yazıları Medine-web 6 3621 26 Ocak 2013 22:53
gerekli gereksiz bir şiir.. Makale ve Köşe Yazıları MERVE DEMİR 0 3266 06 Aralık 2012 10:48
olmamış kayınbiradere mektup :) Komik Paylaşımlar Allahın kulu_ 10 7699 03 Kasım 2012 23:19
İslamın kurtuluşu bilinçlenme ile mümkündür Makale ve Köşe Yazıları Esadullah 11 7200 02 Ekim 2012 21:16

Alt 04 Ocak 2008, 12:34   Mesaj No:2
Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:48
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:49
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart Cvp: Ariye

Çokları; "İâre akdi ile borcun yani Karz'ın aynı şey olduğu kanaatindedir. Ayrıca veresiye alış verişten doğan deyn yani borç ile; diğer Elden verilen borç arasında; farkı beyan edecek, herhangi bir kelime Türkçe'de yoktur. Ancak Arapça'da "Karz"; genellikle elden verilen borcun adıdır. Veresiye alış-verişten doğan borca "Deyn" denilmiştir. Daha önce de izâh ettiğimiz gibi; İâre'de "Mülkiyet" gündeme girmez. Bir anlamda; ödünç alınan (Müsteâr) emânet hükmündedir. Ödünç alanın kasdı veya kusuru olmadan telef olursa, tazmin etmesi gerekmez. Karz'da ise; durum farklıdır.
Kârz: lûgatta, geri almak üzere verilen demektir.(134) "Kesmek" manasına da gelir. Borç veren kimse; kendi malından bir kısmını kesip ayırarak, başkasına verdiği için "Karz" denilmiştir. Istılâhta: Misli olan maldan; benzerini geri almak üzere başkasına vermeye karz denilir. Çarşı ve pazarda benzeri sürekli olarak bulunan malları, "Misli"dir. Borç veren kimseye "Mukriz", borç alana "Müstakriz" ve borç alma işine de "İstikrâz" denilir. Sadece Allahu Teala'nın rızâsını gözeterek; hiçbir karşılık beklemeden ve menfaat ummadan, verilen borca "Karz-ı Hasen" denilmiştir.
Karz'ın rüknü; tarafların rızâsını beyan eden icab, kabûl ve malın teslimidir.
Tarafların akıllı ve mümeyyiz olmaları, akdin sıhhati için şarttır. Bulûğ şartı aranmamıştır. Ancak çocuğun velisinin izni gerekir. Bu da sıhhatinin değil, nafiz olmasının gereğidir.
İkinci şart: Çarşı ve pazarda misli olan malın bulunmasıdır. "Karz" genellikle; piyasada geçerli olan para vasıtasıyla gerçekleşen bir akiddir.
Üçüncüsü: Bir şahsın diğerine, herhangi bir menfaat şart koşmadan "Karz"da bulunmasıdır. Esasen borç verene; menfaat temin eden (Dünyevi açıdan) her türlü karz yasaklanmıştır. Hatta borç veren kimse; borç talebinde bulunana: Borcunu öderken, bana bir de yemek yedirirsin dese, bu şart sebebiyle "Karz" câiz olmaz. Çünkü yemek; herhangi bir karşılığı olmayan fazlalıktır. Hatta alacaklının; başka bir şehirde tahsil edilmesi şartıyla, borç vermesi dahi câiz değildir. Zira yoldaki emniyetini; borçluya yüklemiş olur. Bu da karşılıksız bir menfaat hükmündedir.
Günümüzde; belirli bir mal özelliği taşımayan ve itimad senedi durumunda olan kağıt paraların; sürekli değer kaybetmesi dikkate alınarak, Efendim! Borç veren kimse sürekli zarardadır. İhtiyaç sahibi olduğu gerekçesiyle; borçluya belli bir süre de koymuyoruz. Bu defa iş; onun insafına kalıyor şeklinde sızlanmalar mevcuddur. Tabii bu; borç alıp-verme hâdisesini, asgariye düşürmektedir. Bilhassa hızla para basma olayının arttığı (Emisyon) ve enflasyonun yükseldiği dönemlerde; kağıt para karşılığı borç veren kimselerin (Mukriz'in) zarara uğradığı bir gerçektir. Ancak "Karz" tarifinden de anlaşılacağı üzere: "Misli olan maldan; benzerini geri almak üzere başkasına verilendir, "mutlaka kağıt para değildir!.. Dolayısıylae "Karz-ı Hasen"; bu bahanelerle, terkedilmemelidir. Kaldı ki müddet; ihtiyaç sahibi kimsenin (Borçlu'nun) zor duruma düşürülmemesi için, "İslâmi kardeşlik noktasından" zikredilmez. Fakat mukriz (Borç veren kimse) kendi ihtiyacını beyan ederek; her an geri isteyebilir. Bu onun şer'i hakkıdır. Hatta belli bir müddet zikredilmiş olsa dâhi; o müddete, sırf "Ahde riâyet" noktasından uymak durumundadır. Diğer borçlardan; bazıları hakkında, te'cil caizdir. Ancak "Karz" hakkında tecil muteber değildir. Borç veren kimse (Mûkriz); istediği zaman geri alabilir. Borç talebinde bulunan kimse (Müstakriz) bunu bilmelidir. Zira "Borç talebi" içinde bulunduğu bir haldir. Mükellefe; içinde bulunduğu hal ile ilgili ilimler ise "Farz-ı Ayn"dır.
Alıntı ile Cevapla
Alt 28 Nisan 2009, 10:30   Mesaj No:3
Avatar Otomotik
Durumu:LeyLi Süküt isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 6466
Üyelik T.: 24 Ocak 2009
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 7
Konular: 0
Beğenildi:1
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart RE: Ariye

Âriyet lûgatta; ariyye'dendir. Âriyye ise atıyye (ihsan, ikram)dır. İslâmi ıstılâhta: "İvazsız yani herhangi bir karşılığı olmadan, ücretsiz menfaati temlik etmeye Âriyet denilir.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir)
 

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.