|
Konu Kimliği: Konu Sahibi MERVE DEMİR,Açılış Tarihi: 24 Nisan 2008 (22:19), Konuya Son Cevap : 29 Eylül 2014 (14:00). Konuya 73 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
01 Ağustos 2012, 02:31 | Mesaj No:31 | |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cevap: Bayanlara özel (Mahrem Konular) Alıntı:
müslümanların beynine yaptığınız tahribatların hesabını ALlaha veremezsiniz.evet haklı olduğunuz noktalar o kadar çok ki..ama o dedikleriniz alim meclisi konularıdır. abdest almasını bilmeyen insanlara kandil hurafedir deseniz ne demeseniz ne? neyı çözeceksiniz siz? bakınız size geçen hafta başımdan geçen bir olayı anlatayım; adamın biri namazdan sonra bir soru sordu..hocam imam şafiide kadına dokunmak abdest bozar.bu konuda illaAllah dedim.hanefi olacam dedi.bunun yolu yordamı nedir dedi. dedim ki imam şafiye dilekçe verecen istifa ettim diyecen.sonra imam hanefiye dilekçe verecen senin mezhebine girecem diyecen.kabul olursa hanefi olursun dedim. adam çekip gitti.. akşam nefes nefese geldi bana.hocam ya imam şafii ölmüş diyorlar.dilekçeyı nereye verecem !? toplumun manzarası budur la ağa! canhıraş savunduğu mezhebinin imamının ölü olduğunu yeni öğrendi.ve bu adam 60 yaşında!! gelin amentuyu öğretin şu insanlara.kandil mevlit şeyh muridi sonra konuşuruz. olur mu ?
__________________ Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır. | |
01 Ağustos 2012, 04:05 | Mesaj No:32 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | Cevap: Bayanlara özel (Mahrem Konular)
Muhsin hocam emin olun bu tür konularda çok fazla tartışmak istemiyorum helede Vahyi gayri Metluv hususunda hiçmi hiç tartışmak istemiyorum Çünkü bu husus çok önemli bir konu ve kimsenin var olan düşüncelerine karışmak istemediğimdendir Google ve benzeri ile ilim elde eden veya amel eden biri olmadığımı sen iyi bilenlerdensin ... ve onların bu konuda hiçbir bilgileri olmadığından yalnızca zannın ardından giderler ama zan, hiçbir zaman gerçeğin yerini tutmaz. (Necm-28) Muhsin Abim delil Kur'ani bir metot'tur kendi zannım ile ortaya koyduğum bir prensip değildir. İstidlal, delillendirme demektir. Bir mantık terimi olup birden çok önermelerle akıl yürüterek sağlıklı ve doğru çıkarımlar ve sonuçlar elde etmek anlamına gelir.Kelam İlminde istidlal “bir hükmün ve kavramın” doğru ve yanlışlığını ispat etmek için zihnin yaptığı faaliyete denmektedir. Dinde bir delilden kaynaklanmayan ve delile dayanmayan bir bilginin gerçeklik değeri yoktur. Bir delilden ve bir emareden kaynaklanmayan bilgiler vehim ve hayalden öte bir anlam ifade etmez. Sayın Muhsin hocam asla ve asla kimsenin ne dediğine çok önem vermem. öncelikle Kur'an ne der Allah resulü nasıl açıklar ona bakarım ve elde etmek istediğim hükmü kendim çıkarmaya çalışırım eğer beni aşarsa otorite Alimlerin kaynaklarından faydalanır sonuca varırım .Klasik usul ile bizlere ulaşmış olan Fıkhi bilgilerde haddinden fazla sakat görüşler mevcuttur bu nedenle her söyleneni kabul edileni araştırmadan kalben mutmain olmadıktan sonra benimsemem ... Yıllarca bizlere verilen İman esaslarında dahi ne tür tahrifatlar olduğunu sizinde elinizde olan Hasan El Basrinin kader risalesi şerhinde gerekli izahlar yapılmıştır.Sizde iyi bilirsinizki Emevi şarlatanlarının bu dine ne kadar ekleme yaptıklarını.İmam Ebu Hanife Allah kendisinden razı olsun zalim sultanlara kadılık yapmadığı için şehid edildiğini iyi bilirsiniz lakin onun talebesi İmam Muhammed Hocasının onurlu tavrını sergilememiş ve zalimlere fetva makamı olmuştur elimize ulaşan bilgilerin birçoğu İmam Muhammed aracılığı iledir şimdi size şu sorum olacak bizlere ulaşan bu bilgi ve belgelere ne kadar itimat etmemi bekliyorsunuz? Emin olun Abim sanal alemde bu tür ihtilaflı ve kafa bulandırıcı konular hususunda hiçmi hiç yazmak istemiyorum Çünkü bu tür mevzuları İnsanların yüzde doksanı bilmiyor ve bilmedikleri bu tür konularda Teslimiyetlerini zedelemek istemiyorum vebalinin farkındayım lakin karşımda siz ve sizin gibi Alim abilerim kardeşlerim olunca bire bir konuşmayı tercih ediyorum. Çünkü vahyi Gayri Metluvun ne anlama geldiğini bilmeyenler bu ismi duyduklarında GOOGLE İle bilgi edinmek isteyecekler ve farkında olmadan İTİKATLARINA dahi şüphe girecek bize faydadan çok zarar vereceğini biliyorum ve sizin söylemlerinize İlmi manada cevap vermekten çekiniyorum . Yoksa sizde iyi bilirsiniz herhangi bir hususta girdiğim hiçbir hususta geri adım atmam sonuca varmadan da çekilmem lakin bu tür konuları Alimler ile konuşmayı bire bir deliller ile cevapları bulmayı yeğlerim bunuda en güzel şekilde Allah kendisinden razı olsun Babanız ile yaparım ve bilmediklerimi yanlış veya doğrularımı belirlerim Üstün ilmine müracaat ederek Selametle kalın Tartışmak istemiyorummmmmmm...
__________________ Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır . -İmam Ali- (a.s) |
01 Ağustos 2012, 04:17 | Mesaj No:33 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | Cevap: Bayanlara özel (Mahrem Konular) Bu Şiir günümüzde Peygamber tasavvurunun ne hale getirildiğine en güzel örnek ve cevaptır...Sakın kimse üzerine alınmasın hepimizin bu şiirde kendine çıkaracağı bir pay olduğunu düşünerek yeri olmasa dahi sunmak istedim...Konu benim için bitmiştir Selametle kalın.... Ey kavm! şu halinle, tıpkı İsrailoğulları'na benziyorsun. Düşmanının putlarına tapıyorsun. İsrailoğulları da öyle yapmıştı. Firavun'un zulmünden kurtulunca, gerçek kurtarıcılarını çabuk unuttular. Musa, Tur'a, Rabb'inin mesajını almaya gittiğinde, ellerindeki altın gümüş takılardan bir heykel yapıp tapmaya koyuldular. Bu taptıkları buzağı heykeli, kimin tanrısıydı biliyor musunuz? Kendi özgürlüklerine ve hayatlarına kasteden Firavun'un. Kendi peygamberlerini taşlayan, linç eden, çarmıha geren İsrailoğulları gibi, iyilerini taşlıyorsun Ey Kavm! İçindeki iyiliği taşladığını, onu katlettiğini bilmeden yapıyorsun bunu. Sizi aydınlatmak için yanan her ışığı, bir kova su alıp söndürmek için seğirtiyorsunuz. "Yangın var!" diye, isterik naralar atanların ardınca gidiyorsun. Ey Kavm! Tıpkı, kendi peygamberlerine "Sen ve Rabbin gidip savaşın, biz oturup burada sizi bekliyoruz" diyen İsrailoğulları gibisin. Özgürlük uğruna bedel ödemeye yanaşmıyorsun. Sözleşmene ve kendine ihanet ediyorsun. Soğanı, sarmısağı özgürlüğe tercih ediyorsun. Hakikatin ardınca değil, cedlerinin ardınca gidiyorsun; ölülerini kutsuyor, fakat dirilerini öldürüyorsun. İsa'nın diliyle "badanalı kabirlere benziyorsun" Ey Kavm! Dışardan alımlı-çalımlı görünmeye çabalıyorsun, fakat için leş gibi kokuyor. Akçaya ve korkuya iman ediyorsun. Efendilerin seni akça ve korkuyla güdüyor. O efendiler ki, onlar senin eserindir. Bu halinle sen, celladını doğuran talihsiz analara benziyorsun. Suçu savunuyor, suçluyu koruyor, mağduru tekmeliyorsun; zalimi yüceltiyor, mazlumu eziyorsun; değerlerini pazarlıyor, kimliğinden utanıyorsun. Ey Kavm! Tufanın kokusu geliyor, fakat sen gemileri ve gemicileri taşlıyorsun. İbrahim'e su taşıyanları suçluyor, Nemrud'a odun taşıyanları alkışlıyorsun. Asiye'ye "asi", Hacer'e "zavallı", Meryem'e "günahkar" gözüyle bakıyorsun. Eğer Lady Godiwa işgalciler tarafından senin şehirlerinde çırılçıplak soyulup dolaştırılsaydı, hep birlikte kapı altından röntgenleyecekmiş gibi duruyorsun. Jean Dark'ın ateşini tutuşturmak için sıraya giriyorsun. Söyle Ey Kavm, içinde kaç Mata Hari besliyorsun? Nuh Kavmi'ni unutma! Sodom'u unutma! Ad Kavmi'ni, Semud Kavmi'ni unutma Ey Kavm! Kulun gücünün bittiği yerde "Allah" dedik biz; "Allah'ın var neye muhtaçsın, Allah'ın yok neyin var!" dedik. Allah derken, "anlam" dediğimizin farkındaydık. Onun için "Allahsızlığı anlamsızlık" bildik. Allah demekle, hayatımızın sadece sevinçlerine değil, acılarına da anlam kattık. Acılarımız dahi anlam kazandı. Istırabımızdan "umut" damıttık, derdimizden "merhem" yaptık, acımıza "aşık" olduk; aşkımız acımıza, acımız aşkımıza dönüştü. Bildik ve inandık ki, "kulun gücünün bittiği yerde Allah'ın yardımı başlardı". Onun için, yürek tarlasına acı ektik. Ta yürekten "**** nasrullah: Yardımın ne zaman?" demeden, O'nun karşısında acziyetinizi ve muhtaçlığınızı kabullenmeden, acıyı yüreğinizin sarnıcından imbik imbik damıtmadan, devranın dönmeyeceğini öğrendik. İmanın en büyük imkan olduğunu, kalbimiz kederden kaburgalarımızı zorladığında, gece yarılarında doğum sancısından beter sancılara durduğunda bir kez daha anladık. Duaya davet edildiğimiz kapının davetine uyduk ve dualara durduk. Bildik ki, davete icabet edenin davetine icabet edilir: Biz de O'nu davet ettik. Kimimiz zarfına adresi doğru yazdı fakat içini doldurmadan boş zarf attı, kimimiz içini doldurup pulunu unuttu, kimimiz verdiği adreste bulunmadı, kimimiz hiç adres veremedi ve kimimiz de yalan ve yanlış adres verdi. Davetiyesinde hiç eksiği bulunmayanlarımızın ise bir kusuru vardı: Konuğuna sunacak som ve bütün bir yürek bulamamak. Korku putlarına, umut putlarına, sevgi putlarına ardiyelik yapan, antik Atina'nın tanrılar mahzenine dönmüş Panteon'undan beter bir yüreğe sahip olmak. İşte bunun için davet edemedik. Ettikse, davetimiz kabul görmedi. Gücümüzün müntehasına dayanmadan, elden geleni yapmadan ettik; bitmeden "bittik!" dedik. Eğer gerçekten bitseydik ve "bittik!" deseydik, "Dayan, yettim!" diyen mutlaka olacaktı. Hz. Peygamber'in Taif dönüşü gerçekten bittiği ve "bittim!" dediği gün, tarihin bahtı değişmiş, davetiyesi adresine ulaşmış ve "Yettim!" cevabı gelmişti. O, Taif dönüşü, yeryüzünün olanca genişliğine rağmen kendisine dar geldiği ve kavminin varlığını ortadan kaldırmak için fırsat kolladığı kritik bir anda, Yüce Dergah'a şu davetiyeyi göndermişti: Allah'ım! Kuvvetimin tükendiğini sana arz ediyorum. Gücümün azaldığını, İnsanların gözünde küçük düştüğümü sana şikayet ediyorum. Ey Merhametlilerin en Merhametlisi! Sensin mustaz'afların Rabb'i Sensin benim Rabb'im! Beni kimlerin eline bıraktın? Bana gaddarlık yapan ötekilerin eline mi? Yoksa, davamı ipotek edecek bir düşmana mı? Eğer sen bana gücenmedinse, Kesinlikle bunlara aldırmıyorum. Lakin yardımın beni rahatlatacaktır. Senin nuruna sığınırım; karanlıkları aydınlatan nuruna, dünya ve ahiretimi aydınlatacak nuruna... Gelecek gazabın, bana ulaşabilecek öfkenden kaçıp kurtulacak bir sığınak arıyorum. İşte Sana sığınıyor ve aldırmıyorum; yeter ki razı ol. Güç ve kuvvet Sendendir, yalnız Senden ( 10 Mayıs 1999 ) Mustafa İslamoğlu
__________________ Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır . -İmam Ali- (a.s) |
01 Ağustos 2012, 10:08 | Mesaj No:34 |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | Cevap: Bayanlara özel (Mahrem Konular)
Konunun başlığına dikkat! ( Bayanlara Özel-Mahrem Konular) Ama konu çetrefilli konulara kaydı Alimlerin kendi aralarındaki yıllardır tartıştıkları ve herkesin kendine göre delilleri olduğu konuları burada umuma ait yerlerde yerlerde tartışmaya açmak iyi niyetli, samimi, saf, gayretli kimi Müslümanların kafalarını bulandırmaktan başka işe yaramaz. Kişiler daha usul nedir? asıl nedir? usul-asıl ilişkisi nasıl olmadır? Bunları bilmeden/öğrenmeden alimlerin kendi aralarındaki ilmi konuları gündeme getirmenin bir faydası olacağını sanmıyorum. Bu konular konuşulmasın mı? Hayır konuşulsun ama her yer ve ortamda bu konular ele alınmamalıdır. İlmi siyaset işte burada devreye girer. Kişi ilim sahibi olabilir ama ilmini öğretme/anlatma siyasetini bilmezse o ilmi faydalı hale getiremez.
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim) |
03 Ağustos 2012, 18:34 | Mesaj No:35 | |
Durumu: Medine No : 13402 Üyelik T.:
25 Şubat 2011 | Cevap: Bayanlara özel (Mahrem Konular) Alıntı:
| |
29 Ağustos 2012, 17:35 | Mesaj No:36 |
Durumu: Medine No : 13402 Üyelik T.:
25 Şubat 2011 | Cevap: Bayanlara özel (Mahrem Konular)
benim sorum bazı kadınlar ramazandan kalan oruç borcunu tutacaklarına şevval orucunu tutuyorlar ya o ay ya da kışın borcunu tutuyorlar ramazan orucunu tutup şevval ayında da 6 gün orucu tutarsa tüm seneyi oruçlu geçirmiş sayılır diye hadisde geçiyor borcunu tamamladan 6 gün orucu tutan tüm seneyi oruçlu geçirmiş gibi sevap alır mı yoksa tamamladıktan sonra mı alır |
30 Ağustos 2012, 01:43 | Mesaj No:37 | |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | Cevap: Bayanlara özel (Mahrem Konular) Alıntı:
Sayın ablama öncelikle bir ayet sunarak konuyu izah etmeye çalışayım: Kim (Allahın huzuruna) iyi bir iş ve davranışla çıkarsa bu yaptığının on katını kazanacaktır; ama kim de kötü bir fiil ile çıkarsa onun aynısıyla cezalandırılacaktır; ve kimseye haksızlık yapılmayacaktır. (E'nam 160) Sayın ablam Kaza Orucu Farz olan bir borcu yerine getirmek olduğu için Nafile oruç tutmaktan daha eftaldir Çünkü öncelikli ödenmesi gerekli olan Allah'ın farz kıldığı bir ibadetin Borcunu yerine getirmek olmalıdır. İlk altı gün içerisinde borçlar daha sonraki günlerde ise Şevval ayına mahsus olarak oruç tutması daha mantıklı bir yol üzere hareket etmektir . Çünkü Farz olan Oruç borçlarını tutamadığı günler sayısınca Şevval ayı içerisinde Nafile bir ibadet ile telafi etmek veya önceliği ona vermek abes olur ... Ayeti kerimede belirtilen ibadet,ihlas salih amel ve benzeri hususları yerine getirmek ile zaten mükafat elde edilmekte ve Allah bu mükafata ek olarak on katının verileceğini belirtmekte... Borçları yerine getirdikten sonra Şevval ayına mahsus olarak oruç tutan kardeşlerimiz inşallah o sevaba nail olurlar Ameller Niyetlere göredir... Selametle kalın.
__________________ Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır . -İmam Ali- (a.s) | |
30 Ağustos 2012, 10:57 | Mesaj No:38 | |
Durumu: Medine No : 6969 Üyelik T.:
10 Şubat 2009 | Cevap: Bayanlara özel (Mahrem Konular) Alıntı:
__________________ Doğru zamanda yapılan yanlış ,yanlış zamanda yapılan doğrudan evladır.. | |
30 Ağustos 2012, 14:25 | Mesaj No:39 | |
Durumu: Medine No : 13402 Üyelik T.:
25 Şubat 2011 | Cevap: Bayanlara özel (Mahrem Konular) Alıntı:
| |
28 Eylül 2012, 10:30 | Mesaj No:40 |
Durumu: Medine No : 13402 Üyelik T.:
25 Şubat 2011 | Cevap: Bayanlara özel (Mahrem Konular)
ben tekrar yineliyorum ben tartışma yapılsın diye bu konuya mesaj yazmıyorum konu hakkında düşüncelerinizi başka konuda yazın ben bugünkü konudan hareketle hocalarıma soru sormak istiyorum kadının erkek doktora gitmesi yanlış mı çocuk sahibi olmayan kadınların çoğu iyi doktor arıyorlar bunlarda genelde erkek oluyor benim bildiğim günah olmadığı doğrultusunda bizleri bilgilendirir misiniz? |
Konuyu Toplam 4 Kişi okuyor. (0 Üye ve 4 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Yeterlilik(bayanlara özel haller) çalışmaları | f_kryln | DHBT-Hazırlık/Notlar/Özetler | 1 | 28 Kasım 2020 13:18 |
Kadının mahrem soruları erkeklere sorması | Şuara | Kadın Mahrem Konular | 1 | 15 Temmuz 2014 18:41 |
BaYanlaRa Direksiyon dErsleri.. | KuM TaNeSi | Fıkralar-Hikayeler | 1 | 01 Ekim 2009 14:53 |
mahrem: Cinsel İlişki Tavsiye Edilen ve Edilmeyen Vakitler | KuM TaNeSi | Evlilik-Nikah Konuları | 0 | 12 Nisan 2009 14:00 |
Mahrem Bölgelere İlaç Orucu Bozarmı? | İmamHüseyin | Oruç-Ramazan | 0 | 10 Nisan 2009 23:20 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|