|
Konu Kimliği: Konu Sahibi GÖKCEN_AZRA,Açılış Tarihi: 24 Temmuz 2014 (13:07), Konuya Son Cevap : 08 Ekim 2021 (18:10). Konuya 12 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
24 Temmuz 2014, 13:07 | Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 27691 Üyelik T.:
26 Nisan 2013 | İNSAN ve KELEBEK İNSAN ve KELEBEK Kelebekler insandan daha mutlu yaşadı ömrünü… İnsanoğlu ise onlarca yıla sığdıramadığı ömründen mutlu olmayı başaramadı… Doğum ile ölüm arasında sıkıştı kaldı insanoğlunun ruhu ve sonunda ölümün gideceğini bildiği için, hayatını keşmekeş içinde tüketti… Kelebekler ise anladı hayatın değerini… Sadece bir gün yaşadı kelebekler… Kendisini yaratan kudretin sanatının işlediği kanatlarını, gün ışığıyla çırpmadan önce, günler boyunca bir koza içinde, karanlığın zulmetine katlandı… Bir kelebeğe dönüşmeden önce, ipek böceği olarak çektiği o zulmetin paha biçilmez hediyesini, ipek kozası olarak bıraktı insanoğluna… |
Konu Sahibi GÖKCEN_AZRA 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Bir Cuma vakti | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | Allahın kulu_ | 1 | 2074 | 06 Şubat 2015 19:12 |
akışına bırak...! | Güzel Sözler-Deyımler-Nükteler | Mihrinaz | 8 | 6900 | 20 Aralık 2014 00:11 |
Hayatın Gerçekleri!... | Serbest Kürsü | GÖKCEN_AZRA | 14 | 9550 | 19 Aralık 2014 23:37 |
MUTLU KADIN OLAbilmek... | Kişisel Gelişim ve Psikoloji | mehmet akif2 | 3 | 2181 | 12 Aralık 2014 19:54 |
filistinli bakan! | İslami Haberler | GÖKCEN_AZRA | 2 | 1936 | 10 Aralık 2014 23:41 |
25 Temmuz 2014, 13:05 | Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 27691 Üyelik T.:
26 Nisan 2013 | Cevap: İNSAN ve KELEBEK Dünyada kaç tür kelebek yaşıyor? 170 bin tür var bilinen. Türkiye'de 5 bin tür yaşıyor. Ama tespit işi daha devam ediyor. Bazı bilim adamları bir türle, bazıları ise binlerce türle birden ilgilenir hayatı boyunca. Ama tek bir tür bile bitmez ömürler boyunca çalışılsa. Geldikleri noktayı gençlere devreder ve giderler. Kelebeğin doğanın düzeni içindeki yeri ve anlamını tam olarak bulabilmiş değiliz. Tabiatın bir kısmını öğrendik ama bilmediğimiz o kadar çok şey var ki. Biz daha bunları araştırmayı bitiremeden tabiatın bazı bölümlerini kaybediyoruz. alıntı |
25 Temmuz 2014, 13:07 | Mesaj No:3 |
Durumu: Medine No : 27691 Üyelik T.:
26 Nisan 2013 | Cevap: İNSAN ve KELEBEK Ve doğa hiçbir zaman sırrını ele vermiyor. Evet. Bu arada ne kaybettiğimizi de bilmiyoruz. Sonra da bu boşluklar bizim karşımıza sorunlar olarak çıkıyor, bunları çözmeye çalışıyoruz. Tıpkı çocukların oynadığı puzzle gibi. Ana resim gayri muntazam şekillere bölünmüş, bir torbaya konmuştur. Çocuğa bunları birleştir ve şekli bul deriz. Biz de böyle tabiat torbasının içindeki parçaları birleştirerek şekli bulmaya çalışıyoruz ama torbadaki bir çok parçayı zaten yok etmişiz. Onları göremeyince soruların cevabını bulamıyoruz. |
25 Temmuz 2014, 13:10 | Mesaj No:4 |
Durumu: Medine No : 27691 Üyelik T.:
26 Nisan 2013 | Cevap: İNSAN ve KELEBEK Kelebeğin güzelliği ile ömrünün kısalığı arasındaki uçuruma ne diyorsunuz? Güzellik ve kısalık insana özgü kavramlar. Kelebek ne güzel olduğunu, ne de ömrünün kısalığını biliyor. Bize göre kısa olan ömrünü gerektiği biçimde yaşıyor. Kelebek zaten bir böcek türünün hayatı boyunca geçirdiği 4 gelişim döneminden biri. Kelebeğe zararsız yaratık diye bakarsak bazen yanılgıya düşeriz. Çünkü onun tırtıl dönemi bir çok bitkiye büyük zararlar verebilir. Bazı türlerde bir tırtıl dönemi bir kaç hafta sürer. Yumurtadan çıkan tırtılın da 5 evresi vardır. Her evrede deri değiştirirler. Derileri esnek olmadığı için bir miktar büyüdükten sonra sahip oldukları deriyi yırtıp atarak, daha fazla büyüyebileceği, biraz daha esnek bir deriyle ortaya çıkarlar. |
25 Temmuz 2014, 13:19 | Mesaj No:5 |
Durumu: Medine No : 27691 Üyelik T.:
26 Nisan 2013 | Cevap: İNSAN ve KELEBEK İnsanla kelebeğin ortak özelliğini bulduk işte: Deri değiştirmek! Tabii biz de deri değiştiririz fakat bizimki çok göze çarpmayacak bir dökülme şeklinde olur. Bunlarda öyle değil, kalıp halinde çıkar derileri. Daha sonra pupa dediğimiz uyku dönemine geçer. Bazen pupa dönemi, tırtılın son safhada ördüğü ipeksi bir koza içinde geçer. Bu koza döneminde iken erginleşeceği zaman sahip olacağı yapısal ve fizyolojik özellikleri kazanmaya çalışır. Bu dönemi de tamamladığı zaman yine derisini çatlatarak içinden ergin birey çıkar. Kanatlar henüz çok küçüktür. Bir sıvı ortam içerisinden çıktıkları için kendilerini bir boşluğa asarlar. Kanatlarını şişirip uzatır ve kuruturlar. Kelebekler genellikle gündüz, güveler ise gece uçar. Erginleşince başka bir evre geçirmez, uçmaktan yıpranır ve ölürler. Hiçbir kelebek yumurta bırakmadan ölmek istemez. Yumurtadan yumurtaya hesap edersek bireyin ömrü 1 ay ile bir yıl arasında değişir. |
25 Temmuz 2014, 13:25 | Mesaj No:6 |
Durumu: Medine No : 27691 Üyelik T.:
26 Nisan 2013 | Cevap: İNSAN ve KELEBEK Kelebekler kışın ne yapar? Çoğu ölür az bir kısmı ise kış uykusuna yatar. Bunların erginleştikleri ay Temmuz'dur. Bütün yazı uçarak geçirirler, kış geldiği zaman ağaçların kavuklarında uykuya yatarlar. Çok aşırı soğuklarda bile etkilenmezler. Tabiatın Mart ve Nisan ayında ısınmasıyla bu hayvanlar da uyanır. Daha ortalık yeşermeden, ağaçlar çiçeklenmeden, baharın ilk hayvanları ortaya çıkmadan bir bakarız ki kelebekler ortada uçuşuyor. Uyanan kelebekler hemen çiftleşmek ister. Dişi yumurtasını uygun bir bitkiye bırakmaya çalışır. Ancak bunu başardıktan sonra adeta ölmeyi hak eder. Erkekler daha önce ölür. Çünkü çiftleştiği an görevi bitmiştir. Biyolojik olarak da zaten yaşamaya gücü yoktur. Dişinin ise yumurtaların olgunlaşması, onları uygun besin bitkisine bırakması zaman alır. Bu da onu daha fazla yaşamaya iter. Öte yandan bazı türlerde yavruların yumurtadan çıktığı zaman ilk besini analarıdır. Çünkü ana biyolojik olarak görevini tamamlamıştır. Kendisi yavrularının ilk besini olur. Dünyada anasını yiyen düzinelerce tür var. |
25 Temmuz 2014, 13:34 | Mesaj No:7 |
Durumu: Medine No : 27691 Üyelik T.:
26 Nisan 2013 | Cevap: İNSAN ve KELEBEK Anne neden kendini yavrusunun yemesine izin veriyor? Başka şansı yok. Çünkü bu türlerde tırtıl koza içinde pupa dönemini geçirdikten sonra erkek ve dişi bireyler ortaya çıkar. Türün erkeği kanatlı ve hareketli, dişisi ise kanatsız ve hareketsizdir. Kanatlı erkekler kozayı yırtarak tabiatta serbestçe uçabilirler. Dişileri ise bütün hayatını kozanın içinde geçirmeye mahkumdur. Çiftleşme sırasında erkek, dişinin bulunduğu kozanın üzerine konar. Karnını koza içine uzatarak dişiyle çiftleşir. Dişi döllenen yumurtalarını yine bulunduğu kozanın içine bırakmak zorundadır. Bir süre sonra yumurtalardan çıkan tırtıllar koza içinde başka bir besin kaynağı olmadığından ilk önce analarını yer. Ananın kaçacak yeri yoktur. Aslında ananın kaçması için de bir sebep yoktur. Çünkü onun tek istediği zaten yavruların yaşayabilmesidir. Tırtıllar bundan sonra kozayı terkederek normal besinleri olan bitkilerle beslenmeye devam ederler. |
25 Temmuz 2014, 13:38 | Mesaj No:8 |
Durumu: Medine No : 27691 Üyelik T.:
26 Nisan 2013 | Cevap: İNSAN ve KELEBEK Renklerin ve desenlerinin bu kadar farklı olması, bir iletişim işareti mi? Olabilir. Ancak renkten çok koku önemlidir hayvanlar için. Bazı renk ve desenler bir takım şeyleri anımsatıyor. Mesela üzerinde göz desenleri olan kelebekler var. Bunlar düşmanlarını ürkütücü unsurlar. Kanadını açıp kapadığında birden bire iki tane göz gördüğünü düşünün, düşmanı onu başka bir yaratık sanabilir. Desenler çevreye uyum sağlar, toprağa, ağaç kabuklarına benzerlikler gösterir. Kelebekler bu yolla kendilerini korurlar. Onların bir savunma aracı da tırtıl döneminde yedikleri bazı zehirli bitkilerden depoladıkları maddelerdir. Bu zehirlerle kendilerini özellikle kuşlara karşı savunurlar. kelebekleri bir söyleşiye sığdırmazsınız. Ben böyle bir canlı grubuyla meşgul olduğum için kendimi şanslı sayıyorum. Onların hayatları o kadar zengin ve benim onlardan öğreneceğim o kadar çok şey var ki... Ahmet Koçak 1997 |
25 Temmuz 2014, 13:51 | Mesaj No:9 |
Durumu: Medine No : 27691 Üyelik T.:
26 Nisan 2013 | Cevap: İNSAN ve KELEBEK bir kelebeğin dersi Bir gün, kırlarda gezintiye çıkan bir adam, kenara oturduğu otlardan birinin dalında , küçük bir kozanın varlığını fark etti. Koza ha açıldı ha açılacak gibiydi. Adam , bunun bir kelebek kozası olduğunu tahmin ediyordu. Böyle bir fırsat bir daha ele geçmez diye düşündü; ve bir kelebeğin dünya yüzü gördüğü ilk dakikalara şahit olmak istedi. Dakikalar dakikaları kovaladı , saatler geçmeye başladı , ama henüz kelebeğin küçük bedeni o delikten çıkmadı. Sanki , kelebeğin dışarı çıkmak için çaba harcamaktan vazgeçmiş olabileceğini düşündü. Sanki kelebek elinden gelen her şeyi yapmış da , artık yapabileceği bir şey kalmamış gibi geldi ona. Bu yüzden , kelebeğe yardımcı olmaya karar verdi: cebindeki küçük çakıyı çıkarıp kozadaki deliği bir cerrah titizliğiyle büyütmeye başladı. Böylece , bir-iki dakika içinde kelebek kolayca dışarı çıkıverdi. Fakat bedeni kuru ve küçücük , kanatları buruş buruştu. Adam kelebeği izlemeye devam etti; çünkü kanatlarının her an açılıp genişleyeceğini ve narin bedenini taşıyacak kadar güçleneceğini umuyordu. Ama bunlardan hiçbiri olmadı. Kelebek , hayatinin geri kalanını , kurumuş bir beden ve buruşmuş kanatlarla yerde sürünerek geçirdi. Ne kadar denese de , asla uçamadı. Adamın bütün iyi niyetine ve yardımseverliğine rağmen anlayamadığı şey , kozanın kisitlayiciliginin ve buna karşılık kelebeğin daracık bir delikten dışarı çıkmak için gereken çabanın , Allah'ın kelebeğin bedenindeki sıvıyı onun kanatlarına göndermek ve bu sayede kozanın kisitlayiciligindan kurtulduğu anda onun uçmasını sağlamak için seçtiği bir yol olduğuydu. Bu gerçeği öğrendiğinde , hayat boyu unutamayacağı bir şey de öğrenmişti: Bazen , hayatta tam olarak ihtiyaç duyduğumuz şey , çabalardır. Eğer Allah , hayatta herhangi bir çaba olmadan ilerlememize izin verseydi , o zaman , bir anlamda sakat kalırdık . Olabileceğimiz kadar güçlenemezdik o zaman . Ve asla uçamazdık.. alıntı |
25 Temmuz 2014, 23:12 | Mesaj No:10 |
Durumu: Medine No : 13402 Üyelik T.:
25 Şubat 2011 | Cevap: İNSAN ve KELEBEK
gülnihal konun çok güzel paylaşımların da birbirinden güzel emeğine sağlık |
Konuyu Toplam 2 Kişi okuyor. (0 Üye ve 2 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Uzunkulak İle Kelebek - Serdar Yıldırım | Serdar102 | Makale ve Köşe Yazıları | 0 | 15 Eylül 2023 20:16 |
Kelebek Pasta Yapımı/Medineweb Mutfağı | Mihrinaz | Pastalar | 5 | 17 Şubat 2018 19:56 |
Kelebek ve Çicek | mevlanaca | Resim/Karikatür | 1 | 29 Mayıs 2013 12:15 |
Kelebek | Aysima | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | 0 | 02 Şubat 2009 13:42 |
Uzunkulak ile Kelebek | Serdar Yıldırım | Çocuk ve Aile Sağlığı | 0 | 13 Ocak 2009 17:01 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|