|
Konu Kimliği: Konu Sahibi FECR,Açılış Tarihi: 29 Mayıs 2009 (21:55), Konuya Son Cevap : 16 Aralık 2024 (08:27). Konuya 55 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
08 Kasım 2012, 15:40 | Mesaj No:41 |
Durumu: Medine No : 13046 Üyelik T.:
16 Aralık 2010 | Cevap: SAKIN ONLAR GİBİ OLMAYIN! Konu çok verimli emeği geçenlerden bir kez daha Allah razı olsun... Verilen ayetleri ve açıklama yapılmış olanları ayırdım buyrun; Bakara Suresi:8/39/48/78/81/86/102/137/162/167/217/257/275 Ali İmran Suresi:10/167 Maide Suresi:80 Enam Suresi:44/46/113/116 Araf Suresi:36/135/139/179 Tevbe Suresi:17/56/58/126 Yunus Suresi:7/23/27/66 Hud Suresi:19/26 Rad Suresi:5 Enbiya Suresi:36/42 Furkan Suresi:17 Maun Suresi:5/6 Neml Suresi:66 Kaf Suresi:15 Ankebut Suresi:65 Necm Suresi:52 Rum Suresi:7/36 Mücadele Suresi:14 Fatır Suresi:42 Tur Suresi:12 Sad Suresi:8 Zuhruf Suresi:19/47/58 Zümer Suresi:3/45 Fusillet Suresi:7 Zariyat Suresi:51/53 Kırmızı olanlar açıklaması yapılmış olan ayetlerimiz.Yapılmamış olanlar için konunun sonuna kadar emek harcayalım inşAllah.
__________________ Sustum..! Birikti yanaklarimda alfabe..Ya RAB..! Sukütu'mu en güzel duam eyle.. |
08 Kasım 2012, 16:34 | Mesaj No:42 | ||||||
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | Cevap: SAKIN ONLAR GİBİ OLMAYIN!
Konuyu biraz canlandıralım inş. Aşağıdaki özellikleri bir kaç cümle ile farklı üyeler açıklamaya çalışsın Yitiksevda'ya Alıntı:
Alıntı:
Suhtem'e Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
Açıklamalardan sonra diğer özellikleri de diğer üyelere sıra gelecek inş.
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim) | ||||||
08 Kasım 2012, 19:22 | Mesaj No:43 |
Durumu: Medine No : 13966 Üyelik T.:
27Haziran 2011 | Cevap: SAKIN ONLAR GİBİ OLMAYIN! Onlar Allahın dininden dönen kimselerdir.[Bakara süresi,217] AÇIKLAMA..Bu ayet,gerçekten Allahın dinine girmiş olanlara bi uyarı babındadır,yani bi ikaz dır. Ayetin girişinde dinden dönderme işini ve şeklini, bu işi yapacak olanların özelliklerinide verip,fitne çıkaran,iyiliğe engel olanlar ve bunlar sizlerle aynı beldede yaşayanlar olduğu halde,sizi ordanda çıkarmak isteyecek ve bunu gerekirse savaş yoluyla canınıza kasdederek,te yapacaklar,yalnız müslümanın bu zor ve hileli baskılara rağmen DİNİNDEN DÖNEMEYECEĞİ,DÖNERSE ayetin devamında,amellerinin boşa gideceği ve dünyadada, ahirettede kaybedeceği uyarısı vardır. Yani Allahın dininde iseniz her zorlukta geri adım atmak yok , bu savaş yoluyla olsa bile SAVAŞTAN GERİ DURMAKTA YOK ,rahatlığınızda yaptığınız amelerede güvenmeyin, bu durumlarla karşılaşırsanız dininizden dönmeyin,dünyadada ahirettede kayba uğrarsınız...[BU ADURUM SAVAŞA TEŞFİKLE ALAKALIDIR,SAVAŞTAN GERİ DURULMAYACAĞINI KASDEDER],gerektiği zaman savaşmayıp geri durmanın,dinden çıkılmaya yeterli sebeb olacvağı uyarısıdır..KAB BİN MALİK[Allah ondan razı olsun] iğin durumumu buna en net örnektirde tarihi malumatta.
__________________ önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ... |
09 Kasım 2012, 01:47 | Mesaj No:44 | |
Durumu: Medine No : 13046 Üyelik T.:
16 Aralık 2010 | Cevap: SAKIN ONLAR GİBİ OLMAYIN! Alıntı:
Uyanlar o zaman; `Keşke dünyaya bir daha dönebilseydik de şimdi onlar bizden nasıl uzaklaştılar ise biz de onlardan öyle uzak dursaydık" derler. Böylece Allah onlara bütün yaptıklarını hayıflanmalar biçiminde gösterir. Onlar Cehennem'den çıkamayacaklardır. Allah'a birtakım ortaklar koşarak hem hakka karşı ve hem de kendilerine zulmedenler var ya, eğer onlar ortağı olmayan Allah'ın huzurunda dikilecekleri güne göz atabilseler, zalimleri bekleyen azabı karşılarında görecekleri günü şimdiden bakışlarının kapsamı içine alabilseler, eğer bunları şimdiden görebilseler, "Bütün kuvvetin Allah'ta olduğunu", buna göre eşlerin ve ortakların varlığının sözkonusu olmadığını ve "Allah'ın azabının ağır olduğunu" görürlerdi. Bunun yanında onlar keşke Ahiretteki azabı karşılarında görecek olan liderlerin kendilerine uyanlardan uzaklaşacakları, böylece liderler ile onların peşinden gidenler arasındaki bütün bağların, ilişkilerin ve iplerin kopacağı anı da keşke şimdiden görebilselerdi. O ana-baba gününde, uyan olsun, lider olsun, herkes kendi derdine düşecek, sırf kendisini düşünecektir. Böylece o gün aldanmış yığınların bağlandıkları bütün iktidarlar ve liderlikler düşecek, bu iktidarların sahipleri ile liderler, bağlılarını korumak bir yana, kendilerini korumaktan aciz kalacaklardır. Bunun sonucu olarak, tek Allah'ın ve tek kudretin gerçek olduğu, buna karşılık sapık liderliklerin yalancılıkları, güçsüzlükleri, Allah'ın ve O'nun azabının karşısında ellerinden hiçbir şey gelemeyeceği realitesi ortaya çıkacaktır. İşte o zaman; "Uyanlar; `Keşke dünyaya bir daha dönebilseydik de şimdi onlar bizden nasıl uzaklaştılar ise biz de onlardan öyle uzak dursaydık' derler." Burada, sapık liderliklerin aldanmış bağlıları, efendilerine karşı kinlerini ve nefretlerini açığa vuruyorlar, ayrıca tatlı geçmişlerine (!) döndürülmelerini, tekrar dünyaya gönderilerek kendilerini vaktiyle aldatan, fakat şimdi azabı görünce onlarla ilişkilerini kesen, aslında zayıf ve aciz liderlere karşı bağımlılıklarından vazgeçebilmeyi özlüyorlar.
__________________ Sustum..! Birikti yanaklarimda alfabe..Ya RAB..! Sukütu'mu en güzel duam eyle.. | |
09 Kasım 2012, 12:09 | Mesaj No:45 |
Durumu: Medine No : 4458 Üyelik T.:
19 Ekim 2008 | Cevap: SAKIN ONLAR GİBİ OLMAYIN! 2-78 - Ve minhüm ümmiyyune la ya'lemunel kitabe illa emaniyye ve in hüm illa yezunnun Bunların bir de ümmî (okuma yazması olmayan) kısmı vardır, kitabı bilmezler, ancak birtakım kuruntu yığınına, boş saplantılara kapılır ve zan içinde dolaşır dururlar.(elmalı) Kuruntu ve zanlarla kurtuluşa erilmez.Hakikate ulaşılmaz anlamında bir ayttir.Bu âyette, kendi kutsal kitaplarının öğretilerinden habersiz olan sıradan yahûdiler kastediliyor. Okuma ve yazmayı bilmedikleri için de, kitapta "şöyle yada böyle buyrulmaktadır" şeklinde ayetleri yorumlayıp zanda bulunan yahudilerin gaflet içersinde oldukları belirtilmiş. Kur'an kavram tefsiri Müslümanlar içinde Hakk’a karşı inatlaşan, başkalarını saptırmaya gayret eden kimseler olduğu gibi, taklide tâbi olan sırf ümmî kimseler ve aynı şekilde orta yolu takip edenler de bulunmaktadır. “Ümmî” kelimesi, daha çok, “okur yazar olmayan kimse” anlamında kullanılır. Âyetin devamındaki “Kitab’ı (Tevrat’ı) bilmezler” açıklaması da bu anlamı netleştirmektedir. Annesinden doğduğu şekilde kalan, okuma ve yazma öğrenmemiş ümmî ümmete mensup olan kimse anlamında kullanılır. Kur’an’da Peygamberimiz’in vasfı için kullanılan “ümmî” ifadesi (7/A’râf, 157, 158) bu anlamdadır; hadis-i şerifte de benzer anlamda kullanılmaktadır: “Biz ümmî bir ümmetiz; yazı yazmayı ve hesap yapmayı bilmeyiz.” (Buhârî, Savm 13; Müslim, Sıyâm 15; Ebû Dâvud, Savm 4; Nesâî, Sıyâm 17) Âyette geçen “Emâniy” kelimesi, “ümniyye”nin çoğuludur. İnsanın kendi içinde veya hayalinde tasarlayıp varlığını kabul ettiği ve olmasını temenni etmekte olduğu veya diline dolayıp durduğu şeylerdir. Batılılar buna “ideal” der. Ümniyye, insanın kendi gönlünden geçirdiği, saplanıp kaldığı ve durmadan arkasından koştuğu bir düşünce, bir hayal, bir kuruntu demektir. Bunların bazısının gerçekleşmesi mümkün ve geçerli olanları bulunsa da çoğunlukla hiçbir delile dayanmayan kuru ve şahsî temennilerden ibarettir. Bundan dolayı ümniyye, bâtıl idealler, evham, ütopya, boş söz ve ham hayaller anlamında da kullanılır. İşte yahûdilerin okuma yazma bilmeyen avam (câhil halk) takımı da ilimden, Kitaptan nasibi olmayıp sadece kuruntu peşinde koşar durur, kuru bir zan ve taklitten başka bir şeye sahip olmaz; hak ile bâtılı ayırt edemezler. Bu yüzden bunların vebâli, aynı zamanda, kendilerini aldatan okur yazar takımınadır. “Ümniyye” kelimesinin anlamları hakkında Fahreddin Râzî’nin açıklaması şöyledir: Ümniyye kelimesi birkaç anlamda kullanılmıştır. a) Kuruntu anlamında: “(Şeytan) onlara vaad eder, onları olmayacak kuruntulara (ümniyyelere) düşürür. Halbuki şeytan onlara, aldatmadan başka bir şey vaad etmez.” (4/Nisâ, 120) b) Âlimlerinden duyup onları taklit ederek kabul ettikleri uydurmalar, yalanlar c) “Okudukları şeyler” manasında kullanılır. Araplar, şöyle derler: Temennâ kitâballahi evvele leyletin (Allah’ın kitabını ilk gecede okudu)” d) Takdir etti, düşündü anlamına gelir. e) Kalbin temennîsi manasında kullanılır: “Onlar, ‘cennete ancak yahûdi veya hıristiyan olanlar gireceklerdir’ dediler. Bu, onların temennîleridir.” (2/Bakara, 111) “(İş) ne sizin temennîlerinizle, ne de ehl-i kitabın kuruntularıyla (olup bitmiş) değildir. Kim bir kötülük yaparsa, onun cezasını görür.” (4/Nisâ, 123) “Bunlar, onların temennîleridir. Onlara: ‘Haydi delillerinizi getirin’ de.” (2/Bakara, 111) “Zan”, ilimden ve gerçekten bir şey taşımayan tahminden ibarettir; delil olamaz: “Onların (Allah'a şirk koşanların) çoğu zandan başka bir şeye uymaz. Şüphesiz zan, haktan (ilimden) hiçbir şeyin yerini tutmaz.” (10/Yûnus, 36) “Dediler ki: ‘Hayat, ancak bu dünyada yaşadığımızdır. (Kimimiz) ölürüz, (kimimiz) yaşarız. Bizi ancak zaman helâk eder.’ Bu hususta onların hiçbir bilgisi yoktur; onlar sadece zannediyorlar.” (45/Câsiye, 24) “Onların (müşriklerin) bu konuda hiç bilgileri yoktur; sadece zanna uyuyorlar. Zan ise, hiç şüphesiz hakikat bakımından bir şey ifade etmez.” (53/Necm, 28)
__________________ Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım... Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE.... |
09 Kasım 2012, 18:27 | Mesaj No:46 |
Durumu: Medine No : 17229 Üyelik T.:
10 Mart 2012 | Cevap: SAKIN ONLAR GİBİ OLMAYIN! Suhtem'e Alıntı: Onlar; Çıkmaz İçerisinde Olanlardır (2/Bakara-137) فَإِنْ آمَنُواْ بِمِثْلِ مَا آمَنتُم بِهِ فَقَدِ اهْتَدَواْ وَّإِن تَوَلَّوْاْ فَإِنَّمَا هُمْ فِي شِقَاقٍ فَسَيَكْفِيكَهُمُ اللّهُ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ Bundan sonra eğer onlar da, sizin O'na (Allah'a) îmân ettiğiniz gibi îmân etselerdi o takdirde hidayete ermiş olurlardı. Ve eğer dönerlerse (yüz çevirirlerse), böylece o taktirde onlar, sadece bir ayrılık içinde olurlar (Allah'ın yolundan ayrılmış olurlar). Allah, (onlara karşı) sana kâfi gelecektir. O, en iyi işiten ve en iyi bilendir.Fe in âmenû bi misli mâ âmentum bihî fe kadihtedev ve in tevellev fe innemâ hum fî şikâk(şikâkın) fe se yekfîke humullâh(humullâhu), ve huves semîul alîm(alîmu). 1.fe: o zaman, o taktirde2.in: eğer3.âmenû: âmenû oldular, îmân ettiler4.bi misli: benzeri, gibi5.mâ âmentum: sizin îmân ettiğiniz şey6.bi-hi: ona7.fe kad: o zaman, böylece olmuştu8.ihtedev: hidayete erdi9.ve in tevellev: ve eğer yüz çevirirlerse10.fe: artık, o zaman, o taktirde11.innemâ: sadece12.hum: onlar13.fî şikâkın: ayrılık içinde14.fe: o zaman, o taktirde15.se yekfî-ke-hum: onlara karşı sana kâfidir16.allâhu: Allah17.ve huve es semîu: ve o hakkıyla işiten18.el alîmu: hakkıyla bilen AÇIKLAMA Bismillâhirrahmânirrahîm Hiç kimse doğuştan itibaren hidayette değildir. Peygamberler de dahil olmak üzere herkes dalâlettedir. Bütün insanlar için başlangıç noktası dalâlettir. kişi Allah'a ulaşmayı dilediği anda dalâletten kurtulur hidayette olur. Dilemeyenler ebediyyen dalâlette kalırlar ve gidecekleri yer cehennemdir. Allah dalâlette kalmak isteyenleri dalâlette bırakır. İradî karar insandadır ve kurtuluş insana teslim edilmiştir. İnsan Allah'a ulaşmayı dilerse yani hidayete ermeyi dilerse Allah onu hidayete erdirir. Eğer dilemezse isyanı içinde şaşkın bir halde bırakır.
__________________ "..insanın ruhunu yücelten bir acı, ucuz bir mutluluktan daha değerlidir..." |
10 Kasım 2012, 16:20 | Mesaj No:47 |
Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 | Cevap: SAKIN ONLAR GİBİ OLMAYIN!
Yitiksevda ve Huzeyfe'nin açıklamalarını bekliyoruz
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim) |
10 Kasım 2012, 21:03 | Mesaj No:48 |
Durumu: Medine No : 13301 Üyelik T.:
04 Şubat 2011 | Cevap: SAKIN ONLAR GİBİ OLMAYIN! özür dilerim geçen hafta yoktum geldikten sonrada görmedim konuyu.incesızı ve esma abla ilettiler saolsunlar bakara 275 الَّذِينَ يَأْكُلُونَ الرِّبَا لاَ يَقُومُونَ إِلاَّ كَمَا يَقُومُ الَّذِي يَتَخَبَّطُهُ الشَّيْطَانُ مِنَ الْمَسِّ ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ قَالُواْ إِنَّمَا الْبَيْعُ مِثْلُ الرِّبَا وَأَحَلَّ اللّهُ الْبَيْعَ وَحَرَّمَ الرِّبَا فَمَن جَاءهُ مَوْعِظَةٌ مِّن رَّبِّهِ فَانتَهَىَ فَلَهُ مَا سَلَفَ وَأَمْرُهُ إِلَى اللّهِ وَمَنْ عَادَ فَأُوْلَئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ Riba (faiz) yiyenler, kabirlerinden ancak şeytan çarpmasından hırpalanmış bir kimse gibi kalkarlar. ışte bu, onların: “Oysa alışveriş riba gibidir." demeleri sebebiyledir. Ve Allah, alışverişi helâl, ribayı (faizi) haram kılmıştır. Bundan sonra, Rabbinden kendisine öğüt gelen kimse (ona uyarak) artık (faizden) vazgeçerse, o taktirde geçmiş olan (önceden aldığı faiz) onundur ve onun işi (onun hakkındaki hüküm) Allah'a aittir. Ve kim de (faizciliğe) dönerse, işte onlar, ateş ehlidir. Ve onlar orada ebedî kalacak olanlardır.Ellezîne ye’kulûner ribâ lâ yekûmûne illâ kemâ yekûmullezî yetehabbetuhuş şeytânu minel mess(messi), zâlike bi ennehum kâlû innemal bey’u mislur ribâ, ve ehallallâhul bey’a ve harramer ribâ fe men câehu mev’izatun min rabbihî fentehâ fe lehu mâ selef(selefe), ve emruhû ilâllâh(ilâllâhi), ve men âde fe ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne). AÇIKLAMA Bismillâhirrahmânirrahîm Ticarette risk vardır; kâr etmek kadar zarar etmek ihtimali de vardır. Ticaret yapan helâl para kazanmalıdır. Ticaret, Allahû Tealâ tarafından ticaret çizgisi içinde helâl kılınmıştır. (Peygamber Efendimiz (S.A.V) de ticaretle uğraşıyordu.) Faiz ise haram kılınmıştır. Faizde risk yoktur. Parayı alan kişi parayı nasıl kullanırsa kullansın, ana parayı faiziyle birlikte karşı tarafa ödemek mecburiyetindedir. Faiz bir borç akdine dayalıdır. Taraflardan biri diğerinden 10 altın aldığında bir yıl vadeyle kullanıp karşı tarafa gene 10 altın verirse bu durumda ne borç veren ne de alan faiz almıştır. Eğer bu devrenin sonunda borç alan, borç verene 12 altın geri verirse borç veren 2 altını fazladan almıştır. İşte bunun adı faizdir. Bu işlem kişi ile banka arasında da olsa sonuç değişmez aynıdır. Para olarak hesaplarsak, bir yıl sonra banka kişiye yatırdığı miktarda Türk Lirası iade ederse bu kişi de banka da faiz almıştır. Enflasyon sebebiyle bankanın vermesi lâzımgelen para, bankaya verildiği andaki paranın satınalma gücüne eşit olmalıdır. Faiz olması için taraflardan birinin memalikinde mutlaka azalma öbür tarafın memalikinde mutlaka artış olması lâzımdır. Ne parayı veren ne de alan faizi vermeli ve almalıdır. İnsanlar faiz müessesesinden birşeyler kazanmamaya ve faizden gelen paranın kursaklarından girmemesine dikkat etmelidir. |
15 Kasım 2012, 12:10 | Mesaj No:49 | ||
Durumu: Medine No : 13046 Üyelik T.:
16 Aralık 2010 | Cevap: RE: SAKIN ONLAR GİBİ OLMAYIN! Alıntı:
Alıntı:
düşünceli000 kimseye-söyleme000
__________________ Sustum..! Birikti yanaklarimda alfabe..Ya RAB..! Sukütu'mu en güzel duam eyle.. | ||
15 Kasım 2012, 12:23 | Mesaj No:50 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | Cevap: SAKIN ONLAR GİBİ OLMAYIN!
Kesinlikle ablam özür akşam üzerime düşeni yaparım gündüz iş yoğunluğu ancak akşama .
__________________ Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır . -İmam Ali- (a.s) |
Konuyu Toplam 11 Kişi okuyor. (0 Üye ve 11 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Onlar Ölmeyen Çocuklar & medineweb.net | Mihrinaz | Medineweb.net Videolar | 1 | 25 Kasım 2023 00:18 |
Onlar!& medineweb.net | Mihrinaz | Medineweb.net Videolar | 4 | 26 Nisan 2023 23:01 |
Bedduayla MEŞKUL Olmayın....... | karlofca61 | Dua Bölümü | 7 | 30 Ocak 2023 14:36 |
Yeter ki Siz Şehit Olmayın | nurşen35 | Gündem/ Manşetler | 0 | 16Haziran 2018 22:26 |
YE gibi yumulduk ELİF gibi başladığımız hayatta…/medineweb | su damlası | Muhtelif Konular | 12 | 02 Mayıs 2018 20:55 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|