Kur’an’da cehennem'in isimleri

[Yitiksevda]

Kur’an’da cehennem'in isimleri

Cehennem

Cehennem kelimesi yetmiş yedi ayette geçmektedir. Kur’an-i Kerim’de cehennem, insanın dünyada Yaratanına, hem cinslerine,diğer yaratılmışlara ve kendine karsı yapmış olduğu günahların cezasını çekmek üzere ahirette atılacağı yerin adıdır. Cehennem kelimesi Ahiret alemindeki azap mekanlarının tamamının ismidir. Kur’an, bu mekanın her defasında bazı özelliklerini öne çıkararak onu tasvir etmektedir.

“Böylesine (münafığa) ‘Allah'tan kork!’ denilince benlik ve gurur kendisini
günaha sevk eder. (Ceza ve azap olarak) ona cehennem yeter. O ne kötü yerdir!”
(Bakara 206)

“Onlar (inkarcılar) için cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de (ateşten)
örtüler vardır. işte zalimleri böyle cezalandırırız!”
(A’râf 41)

“Ardından da (o inatçı zorbaya) cehennem vardır; kendisine irinli su
içirilecektir!”
(İbrahim 16)

“Ve de ki: Hak, Rabbinizdendir. Öyle ise dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin.
Biz, zalimlere öyle bir cehennem hazırladık ki, onun duvarları kendilerini çepe çevre
kuşatmıştır. (Susuzluktan) imdat dileyecek olsalar imdatlarına, erimiş maden gibi
yüzleri haşlayan bir su ile cevap verilir. Ne fena bir içecek ve ne kötü bir kalma yeri!”
(Kehf 29)

Cahim

“Cahim” kelimesi lügatte, “Kor halinde çok kızgın ateş veya harı çok şiddetli olan
ve çukurda yanan büyük ateş, ateşi çok şiddetli olan mekan” olarak açıklanmıştır .Ateşin sesli ve şiddetli bir şekilde yanmasından dolayı “cahim” dendiği belirtilmiştir.Kur’an’da bu kelime, yirmi altı yerde geçmektedir.Kelimenin geçtigi ayetlerin sadece birinde Hz. İbrahim’in atıldığı ateşi (Saffat 97)ifade ederken diğer ayetlerin tamamında cehennem anlamında kullanılmaktadır. Cahim kelimesinin geçtigi ayetlerden birkaçını örnek olarak verelim.

“İnkar edip, ayetlerimizi yalanlayanlar ise iste onlar cahim (cehennem) halkıdır.”
(Maide 86)

“Ama yalanlayıcı ve yoldan sapmış olanlardan ise, iste ona da kaynar sudan bir
ziyafet vardır! Ve onun sonu cahim (cehenneme)e atılmaktır.”
(Vakıa 92-93-94)

“Her şeyi alt üst eden o büyük felaket geldiği zaman, insanın yapıp ettiklerini
hatırlayacağı gün, gören (kimseye) cahim (cehennem) apaçık gösterildiği zaman; azana ve dünya hayatını tercih edene, kuskusuz cahim (cehennem) tek barınaktır.”
(Naziat 34-35-36-37-38–39)

Bu ayetlerin dışında cahim kelimesinin geçtigi ayetlerde (Maide 10) (Hac 51)(Hadid 19) (Naziat 39) (Hakka 31-34) Allah’a, peygamberlere ve Ahiret gününe inanmayanların, ilahi mesajları engellemeye çalışanların, hakikatleri alaya alanların, dünya hayatında zulüm ve haksızlık yapanların ahirette cahime atılarak cezalandırılacakları bildirilmektedir.

Haviye

Yüksek bir yerden çukur bir yere doğru düşmek, anlamına gelen, “hüviy” kelimesinden türetilmiş bir isimdir.Buna göre “haviye” kelimesine, “uçurum ve derin çukur” demek mümkündür.Haviyenin “ateşin yandığı mekan” manasına geldiği de belirtilmektedir.

“Kimin tartıları hafif gelirse, onun anası (gideceği yer) haviye (uçurum)dur.”
Nedir o (Haviye) bilir misin? Kızgın ateş
(Karia 8-9-10-11)

Hutame

Ahirette suçluların cezalandırılacağı mekanın bir diğer adı da “hutame”dir.
“Hutame” kelimesi, “hatame” fiilinden türeyen ve mübalağa ifade eden bir sıfat isimdir.Sözlükte, “Çok şiddetli ateş”anlamına geldiği gibi,“kırıp parçalamak, un ufak etmek ve ufalayıp tahrip etmek” anlamlarına da gelmektedir.

“(İnsanları) diliyle çekiştiren, kas ve göz işareti yapıp alay eden herkesin vay
haline! O ki mal toplamış ve onu sayıp durmuştur. O malının kendisini ebedi kılacağını
zanneder, Hayır, Andolsun ki o, hutameye atılacaktır. Hutame nin ne olduğunu bilir
misin? Yandıkça gönüllere (yüreklere) isleyen, Allah’ın tutuşturulmuş ateşidir. Hutame
onların üzerine kapatılıp, kilitlenecektir…” (Hümeze 1-8)

Leza

“Leza” kelimesi “leziye” fiilinden türemiş bir isimdir. “Şiddetli ateş , dumansız ateş , halis ateş” anlamlarına gelmektedir.“Lezâ” kelimesini Taberi “cehennemin isimlerinden bir isim” olarak açıklamıştır.Kurtubi de kelimeyi cehennemin bir ismi olarak ifade etmekle birlikte “Leza”nın günahkarların cezalandırılacağı cehennemin ikinci tabakası olduğunu belirtmiştir.

“Hayır! Kuşkusuz o (cehennem) Leza (kor halinde saf bir ateş)tir. Derileri
kavurur, soyar.” (Mearic 15-16)

Sair

“Sa’ir” kelimesi, “tutuşturmak, karıştırmak suretiyle alevlendirmek” anlamına
gelen “se’ara” fiilinden türemiş sıfat isimdir.“Sa’ir” sözcüğü, Kur’an’da biri fiil seklinde (et-Tekvir 12) olmak üzere onyedi ayette yer almaktadır.Bu kelime, Kur’an’da genellikle cehennemin bir adı olarak kullanılmıştır. Bazen de “sa’ir” sözcüğünün “tutuşturulmuş alevli, çılgın bir ateş” anlamında geçtigi görülmektedir. Kelimenin geçtigi ayetlerden bazıları şöyledir:

“Kendilerine, ‘Allah’ın indirdiğine uyun!’ dendiği zaman, ‘hayır, biz,
babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız!’ derler. Şeytan kendilerini cehennem
azabına (azabi’s-sair) çağırıyor olsa da mı?”
(Lokman 21)

“Şeytan hakkında söyle yazılmıştır: ‘Kim onu dost edinirse, muhakkak şeytan o
kimseyi saptırır ve onu cehennem azabına (azabi’s-sair)sürükler.”
(Hac 4)

“Haksızlıkla yetimlerin mallarını yiyenler, kuskusuz karınlarına ancak ateş
tıkınmış olurlar; zaten onlar çılgın ateşe (sairan) gireceklerdir.”
(Nisa 10)

“Allah kafirlere lanet etmiş ve onlara çılgın bir ateş (sa’iran) hazırlamıştır.”
(Ahzab 64)

Sekar

“Sekar” kelimesi sözlükte, “yakıcı, kavurucu, güneş gibi kızartıcı ve bunaltıcı, çok
şiddetli ısısıyla elem ve eza veren” anlamlarına gelmektedir.“Sekara” fiilinden türemiş bir isim olan “Sekar” sözcüğü, Kur’an’da dört ayette geçmektedir.Kelime geçtigi ayetlerin tamamında cehennem yerine kullanılmıştır. Bu ayetlerden bazıları şöyledir:

“O gün yüzüstü ateşe sürüklendiklerinde, ‘Sekar (Cehennem)in dokunuşunu
tadın!’ denir.”
(Kamer 48)

“Ben onu “sekar”a (cehenneme) sokacağım. Sekarın ne olduğunu sen nereden
bileceksin? "Sizi Sekar'a sürükleyen nedir?"
(Müddessir 26-27-42)

Nar

“Nar” kelimesi, gözleri kamaştıran ışık,parıltı,ateş anlamlarına gelmektedir.“Nar”
sözcüğü,“nara”fiilinden türeyen bir isimdir.“Cehennem ateşi ve gözle algılanan alevli
ateş” anlamında da kullanılmıştır.“Nar” kelimesi Kur’an’da 126 yerde geçmekte olup, zikredilen bu yerlerin101’inde cehennem ve oradaki azabı belirtmek üzere kullanılmaktadır. Bu ayetlerden bazıları şöyledir:
“Yakıtı insanlar ve taslar olan nar (cehennem)den sakının.”
(Bakara 4)

“inkar edenlerin ne malları ne de evlatları, müstahak olmaları sebebiyle Allah’ın
vereceği cezayı önlemede, kendilerine asla fayda veremezler. işte onlar nar
(cehennem)in yakıtıdırlar.”
(Ali İmran 10)

“Nar” sözcüğü,Kuran’da tek başına geçtigi gibi,

Azabu’n-nar

(Bakara 126-201) (Ali İmran 16-191)(Enfal 14) (Secde 20) (Sebe 42) (Haşr 3)

Ashabu’n-Nar

(Bakara39-91) (Ali İmran 116) (Maide 29) (A’raf 36)

Naru’l-Kübra
(A’la 12),

Narun Hamiyeh

(Gaşiye 4) (Karia 11)

Naru Cehennem

(Tevbe 35-63-68-81-109) (Fatır 36) (Cin 23) (Beyyine 6) şeklinde terkip halinde de geçmektedir.

O, büyük ateşe(Naru’l-Kübra ) girecektir.
(A’la 12)

Kızgın ateşe (Narun hamiyeh) girerler.
(Gaşiye 4)

“Onlardan bazıları da; Rabbimiz, bize dünyada da ahirette de güzellik ver, bizi
ateşin azabından (azabe’n nar) koru, derler.”
(el-Bakara 201)

“inkar edip ayetlerimizi yalanlayanlar ise ateş (cehennem) halkıdır (eshabu’n nar),
onlar orada ebedi kalacaklardır.”
(Bakara 2/39)

“Hala şunu anlayıp ögrenmedilermi ki, kim Allah’a ve Resulüne karsı çıkıp
düşmanlık ederse, ona muhakkak cehennem ateşi (Naru cehennem) var…”
(Tevbe 63)[/align]

[Yitiksevda]

Siccin

“Siccin” kelimesi, hapsetmek anlamında olan “seçene” fiilinden türetilmiş bir
isimdir.“Siccin” sözcüğü Kur’an’da iki yerde geçmektedir:

“Hayır. Doğrusu hile yapıp sapanların yazısı muhakkak siccinde olmaktır. Siccîn
ne dir, bilir misin? Amellerin sayılıp yazıldığı bir kitaptır.”
(Mutaffifîn 7-8)

Semum

“Semme” kökünden türemiş bir kelime olan “Semum” sözcüğü “sıcak rüzgar ,estiği zaman temas ettiği her şeyi zehir gibi etkileyip dokularına isleyen, yakıp kavuran samyeli” anlamlarına gelmektedir.“Semum” kelimesi Kur’an’da üç yerde geçmektedir. Bunlardan cehennem ve onun azabını ifade eden ayetler şunlardır:

“(Cennetlikler ) Allah bize lütfetti de bizi Semum (cehennem) azabından korudu”
( Tur 27).

“Dokulara isleyen bir ateş ve kaynar su içinde (fî semûmin)”
( Vakıa 42).

Bu Ayette ise Cinlerin neden yaratıldığı anlatılmaktadır.

Görünmeyen yaratıkları ise, ondan (çok) önce, yakıcı/bunaltıcı yellerin ateşinden narissemum»dan yaratmıştık.
(Hicr 27)


Daru’l-Bevar

“Dar” kelimesi daha önce de ifade edildiği üzere, “ev, yurt, konak, saray, arsa ve
binaların bulunduğu mahalle ve vatan” manalarında olup, “Bevar” ise “helak olma, yok olma” anlamlarına gelmektedir. “Daru’l-Bevar” tamlaması ise “yok olma, helak olma yeri, yurdu” manasında bir isimdir.

Kur’an’da bir yerde geçmekte olan bu terkip, cehennem anlamında kullanılmaktadır:

“Allah’ın nimetine nankörlükle karşılık veren ve sonunda da halklarını helak
yurduna (daru’l bevar) sürükleyenleri görmedin mi? O yurt, girecekleri cehennemdir. O
ne kötü bir yerdir” (İbrahim 28, 29)

Suu’d-Dar

“Su’” kelimesi kötü, çirkin, fena bir is yapmak, hezimet ve ser anlamındaki “sae”
fiilinden türemiş bir isimdir.Firuzabadi, “su’” kelimesinin anlamları arasında “ateş” anlamını da belirtmektedir.“Suu’d-Dar” terkibi cehennem için kullanılan terkiplerdendir (Topaloglu). Bu tamlama Kur’an’da bir ayette geçmektedir:

“Allah’a verdikleri sözü kuvvetle pekiştirdikten sonra bozanlar, Allah’ın
uyulmasını emrettiği şeyleri (akrabalık bağlarını) terk edenler ve yeryüzünde fesat
çıkaranlar; iste lânet onlar içindir. Ve cehennem (Suu’d-Dar) onlar içindir”
(Ra’d 25).

Cehennemin bu isimlerin dışında Kuran’da Cehennem için Kullanıldığı söylenen
Azabu’l Harik Esfele Safilin Hamim Yahmum Veyl Saud Akabe vb terkiplerde vardır:

Azabu’l harik
(Ali İmran 181)(Enfal 50) (Hac 9-22)(Buruc 10)

Esfele saflin
(Nisa 145) (Tin 5)
Hamim
(En’am 70) (Yunus 4) (Hac 19)

Yahmum
(Vakıa 43)

Veyl
(Bakara 79)(İbrahim 2) (Meryem 37)

Saud
(Müddessir 17)

Akabe
(Beled 11, 12.)

Cehennem için kullanılan bu isimlerin hepsi, yeryüzünde Allah’a inanmayan,
O’nun emirlerine boyun eğmeyen ve insanlığın yararına güzel isler yaparak hayatını
anlamlandırmayan günahkarlara yapılacak işkenceyi, acıyı, elemi, ıstırabı ve azabı
niteleyen ve o görünmeyen aleme ait azabı bu dünyada bilinen sembollerle anlatan sıfat
isimlerdir.Allah insanları Müjde ve Öğüt verdiği kadar Kendi emir ve yasaklarına uymayanlarında acı biz azab ile cezalandıracağını buyurmaktadır.

Bu çalışmada faydalandığım kaynaklar :

(Er-Ragıb El-Firuzabadi Abdulbaki Et-Taberi El-Kurtubi İbn Manzur Ez-Zebidi )

YitikSevda
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
12/01/2010[/align]

[dua dilencisi]

Paylaşımı okurken aklıma takılan bir soru var yitiksevda kardeşim cehennem kaç tabakadır ? 7 olarak biliyordum paylaşım aydınlatıcı Allah c.c. razı ve hoşnut olsun insAllah...

[Yitiksevda]

Kuran’i kerimde cehennemin yapısal özellikleri olan sayıları kat ve tabakaları konusunda Şu ayeti kerimeden yola çıkılarak cehennemin 7 kapısı üzerinde yorumlar yapılmıştır:

o cehennem ki, yedi kapıdan girilir; her kapıdan onlardan (günahlarının niteliğine göre) ayrı bir kafile halinde".(Hicr 44)

Bu ayeti kerimeden yola çıkılarak bir çok müfessir bu 7 kapı hususunda bir çok yorum yapmışlardır.Bu yorumların bir kısmına göre Cehennemin sayısının 7 olduğu .Bazı yorumlara göre ise Ayeti kerimede zikredilen 7 rakamı Cehennemin sayısı değil onun katmanlarını tabakalarını ifade ettiği görüşüne varmışlardır.

Şüphe yok ki, ikiyüzlüler (Münafıklar) ateşin en dibine atılacaklar ve sen onlara yardım edebilecek birini bulamayacaksın.
(Nisa 145)

“Elleri boyunlarına bağlı olarak cehennemin dar bir yerine (mekanen dayyikan) atıldıkları zaman orada yok olmayı isterler.”
(Furkan 13)

Bu ayetler cehennemin belli bölümlerinin ve katlarının olduğunu bize haber vermektedir.

Taberi (Nisa 145). ayette geçen “esfel” kelimesini “cehennemin tabakalarından
en alt tabaka” olarak tefsir etmiş ve bu tabakalardan her birini “dereke” olarak
açıklamıştır.

Cehennemin derekelerini ise (Hicr suresinin 44). ayetinden yola çıkarak 7 olduğunu belirtmiştir. Böylece o, cehennemi yedi katlı ve her bir katında bir kapı olan üst üste bir yapı olarak izah etmiştir.

[Emekdar Üye]

sümme radednahu esfele safilinden aklımda kalan tek isimdir aşağıların aşağısı cehennem...
güzel bir çalışma olmuş... sen veya fecr abiden kuranı kerimin enleri adında bir makale tarzı yazı bekliyoruz ben düşünüyordum ama üstadlar varken talebelere laf düşmez

[dua dilencisi]

Allah c.c. bizi insan eyleye razı ve hoşmut olduğu uğraşlarla zamanımızı geçirmeyi nasip eylesin .Allah c.c. razı olsun değerli bir konuydu...

[Emekdar Üye]

akabe dikkatimi çekti mustafa islamoğlu vakfına cehennem ismimi vermiş diye araştırdım sarp yokuş olarak geçiyor cehenemle alakası yok

[Yitiksevda]

"Akabe" Kelimesi Hakkında


"Akabe" de, dağdaki sert (zor) yol ve sarp yokuş manalarına gelir. Çoğulu, “Ukab” ve “İkab” şeklindedir. Müfessirler, bu ayetteki "akabe" ile ilgili şu iki izahı yapmışlardır:

1) Bu, ahiretteki yollar manasınadır. Bu manada mesela Ata, "Allah Teâlâ, bu ifadeyle cehennemin yolunu-yokuşunu kastetmiştir" derken, Kelbî, "Bu, cennetle cehennem arasında bir yoldur" demiştir. İbn Ömer (r.a) de, "Bu kaygan bir dağdır" demiştir. Mücâhid ve Dahhâk, "Bu, cehennemin üstüne konulan yoldur" demiştir. Bu, Kelbî'nin, "Bu, cennet ve cehennemin yoludur" şeklindeki izihanın aynısıdır. Vahidî şöyle der: "Bu, düşünülmesi ve incelenmesi gereken bir izahtır. Çünkü insan ve insan dışındaki mahlukatın, cehennemin yolunu araştırmayacakları ve oraya girmek istemeyecekleri malumdur. Binâenaleyh ayeti bu manaya almak, açık olan bir şeyi yeniden açıklamak gibi olur. Bunun delili şudur: Hak Teâlâ, "O akabenin ne olduğunu sana ne bildirdi?" (Beled, 90/12) buyurunca, bunu "köle azad etmek" ve "açları doyurma" ile tefsir etmiştir.

2) Burada "akabe"nin zikredilmesi, Allah Teâlâ'nın, iyi işler yapma hususunda, kişinin nefsi ile ve şeytan ile mücadele etmesine dair getirilmiş bir darb-ı mesel (benzetme)dir. Bu izah Hasan el-Basri ve Mukâtil'in görüşüdür. Hasan el-Basri şöyle der: "Allah'ın akabesi çetindir. Bu, insanın nefsi, hevası ve insan ve cin şeytanları gibi Allah düşmanlarıyla mücadele etmesidir." Ben de derim ki gerçek tefsir budur. Çünkü insan, madde ve hayal aleminden, ilahi nurlar aleminin doruklarına çıkmak ister. Ama insan ile bu doruk arasında, çok yüksek yollar, kızgın ve korkunç sesler ve yıldırımlar vardır. Buraları aşıp gitmek zordur. O zirveye ulaşmak çetindir

(Fahruddin Er-Râzi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu’l-Gayb, Akçağ Yayınları: 23/152-153.)

[Emekdar Üye]

hmmmmmmmm direk meale bakmamak lazım.
gelek spas dikim sevdasını kaybetmiş şehadet özlemi inan yanan abi.

[Yitiksevda]

keçi ablam her durumda şehadete atıf yapıyon ama bir gün nasip olacak İnşaallah.