|
Konu Kimliği: Konu Sahibi HALUK GÜMÜŞTABAK,Açılış Tarihi: 23 Şubat 2010 (13:39), Konuya Son Cevap : 07 Mayıs 2015 (22:33). Konuya 39 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
23 Şubat 2010, 13:39 | Mesaj No:1 |
NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ? NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ? Nur suresi 31.ayette geçen süslerini/ziynetlerini kelimelerinin ne anlama geldiğini, daha doğrusu rabbim bu kelimelerden ayette neleri kast ettiğini kur’an bütünlüğünde anlamaya çalışalım. Ben anladıklarımı kur’an bütünlüğü içersinde sizlerle paylaşmak istiyorum. Hatam varsa rabbim affetsin. Önce Nur suresi 31. ayeti değişik meallerden verelim. Diyanet İşleri meali: Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar. Zinetlerini, kocalarından yahut babalarından yahut kocalarının babalarından yahut oğullarından yahut üvey oğullarından yahut erkek kardeşlerinden yahut erkek kardeşlerinin oğullarından yahut kız kardeşlerinin oğullarından yahut Müslüman kadınlardan yahut sahip oldukları kölelerden yahut erkekliği kalmamış hizmetçilerden yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan başkalarına göstermesinler. Gizledikleri zinetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz! Muhammet Esed Meali: İnanan kadınlara söyle, onlar da gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler; iffetlerini korusunlar; [örfen] görünmesinde sakınca olmayan yerleri dışında, cazibe ve güzelliklerini açığa vurmasınlar ve bunun için, başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar. Cazibe ve güzelliklerini kocalarından, babalarından, kayınpederlerinden, oğullarından, üvey oğullarından, kardeşlerinden, erkek kardeşlerinin ya da kız kardeşlerinin oğullarından, kendi evlerindeki kadınlardan yahut yasal olarak sahip oldukları kimselerden yahut kendilerine bağlı olup cinsel isteklerden yoksun bulunan erkeklerden, ya da kadınların mahrem yerlerinin henüz farkında olmayan çocuklardan başka kimsenin önünde açığa vurmasınlar ve [yürürken] gizli görkem ve güzelliklerini belli edecek şekilde ayaklarını yere vurmasınlar. Ve siz, ey müminler, hepiniz topluca, günahkârca davranışlardan dönüp Allah'a yönelin ki kurtuluşa, esenliğe erişesiniz! Yaşar Nuri Öztürk meali: Mümin kadınlara da söyle: Bakışlarını yere indirsinler. Cinsel organlarını/ırzlarını korusunlar. Süslerini/zînetlerini, görünen kısımlar müstesna, açmasınlar. Örtülerini/başörtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar. Süslerini şu kişilerden başkasına göstermesinler: Kocaları yahut babaları yahut kocalarının babaları yahut oğulları yahut kocalarının oğulları yahut kardeşleri yahut erkek kardeşlerinin oğulları yahut kız kardeşlerinin oğulları yahut kendi kadınları yahut ellerinin altında bulunanlar yahut ihtiyaç içinde olmayan erkeklerden kendilerinin hizmetinde bulunanlar yahut kadınların kaygı duyulacak yerlerini henüz anlayacak yaşa gelmemiş çocuklar. Süslerinden, gizlemiş olduklarının bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler, Allah'a topluca tövbe edin ki kurtuluşa erebilesiniz! Ali Bulaç meali: Mü'min kadınlara söyle: 'Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Başörtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar. Süslerini, kendi kocalarından ya da babalarından ya da oğullarından ya da kocalarının oğullarından ya da kendi kardeşlerinden ya da kardeşlerinin oğullarından ya da kız kardeşlerinin oğullarından ya da kendi kadınlarından ya da sağ ellerinin altında bulunanlardan ya da kadına ihtiyacı olmayan (arzusuz veya iktidarsız) hizmetçilerden ya da kadınların henüz mahrem yerlerini tanımayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Hep birlikte Allah'a tövbe edin ey mü'minler, umulur ki felah bulursunuz.' Özellikle değişik meallerden örnekler verdim ki bu kelimenin çevirisini nasıl yapmışlar bu konu üzerinde düşünelim. Diyanetin mealine baktığımızda bakın nasıl yazmış?( (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler.) Açıklamaya baktığımızda asla ve asla zinet yerlerinden kasıt yüz, el gibi açıklama olmadığı halde, Diyanet zinet kelimesinden bunları anladığını belli etmek için parantez içinde yazmış. Muhammet Esed mealinde ise bakın bu kısım nasıl aktarılmış? ([örfen] görünmesinde sakınca olmayan yerleri dışında, cazibe ve güzelliklerini açığa vurmasınlar.) bu mealde ise ziynet sözcüğünden cazibe ve güzellik bölgesinden bahsettiğini anlamış ki bu cümleyle aktarmış. Yaşar Nuri Öztürk mealinde ise bakın ne diyor? (Süslerini/zînetlerini, görünen kısımlar müstesna, açmasınlar.) Burada da ziynet sözcüğünün eş anlamı olarak süsleri kelimesini de kullanıyor. Ali Bulaç mealine baktığımızda ise;( süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç.) Burada da süslerini görünen kısımlar açmasınlar diyor. Yukarıda yazdığım Nur suresi 31. ayette geçen bu kelimenin üzerinde hep birlikte düşünelim, ama önce bize öğretilenlerin hepsini bir kenara bırakalım, sanki bu ayet bize yeni tebliğ edilmiş kabul edelim. Bunu söylememin nedeni aldığımız diğer bilgilerin etkisinde kalmamak içindir, eğer amacımız kur’anı doğru anlamaya çalışmak ise elbette. Ayeti baştan anlamaya çalışalım. Rabbim iman eden kadınlara seslenerek, bakışlarına dikkat etmesini ve kendilerini haramdan sakınmalarını söylüyor. Bu sözlerden sonra geçen cümleleri birbirine bağlı düşünerek anlamaya çalışalım lütfen.( süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Başörtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar.) Burada geçen süsleri yani ziynetleri sözü ile Rabbim kadının neresinden bahsediyor, önce onu anlamaya çalışalım. Bazı meallerde olduğu gibi acaba Rabbim hiçbir açıklama yapmadığı ve böyle bir detay vermediği görünen kısımlar hariç sözünden, kadının eli, yüzü ve ayaklarından bahsediyor olabilir mi? Rabbim eğer kadının eli ve yüzünden başka her yerini kapatsın demek isteseydi sizce herkesin anlamayacağı şekilde, gizli bir anlam vererek mi bizlere iletirdi? Bu kelimeden bazı insanlar el, yüz diye anlarsa bir başkası da buna ilaveler yapamaz mı sizce? Benim buna inanmam asla mümkün olamaz, çünkü Rabbim her şeyden nice örnekleri sıraladım ve detaylı indirdim örnekler verdim kur’anda diyor. O zaman burada geçen süs, ziynet kadının neresidir de onu kapattıktan sonra, kendiliğinden görünen kısım için müstesna yani bu şekilde görünmesinde sakınca yoktur diyor? Neresi olabilir kadının süsü lütfen bu satırları okurken düşünelim. Cümlenin devamına bakalım acaba kendiliğinden görünen müstesna açıklamasını yaptıktan sonra, neresinin örtülmesini istiyor acaba Rabbim? Belki bize bir ipucu verebilir. ( Başörtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar.) (Örtülerini/başörtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar.) (başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar.) Şimdide yukarıdaki cümleleri anlamaya çalışalım. Rabbim kadınların süslerini açığa vurmasınlar dedikten sonra, bakın neresinin örtülmesini kapatılmasını emrediyor? Yakaların alt kısmında olan bölümü yani kadının göğüs dekoltesinin kapatılmasını istiyor. Tam burada şunu hatırlatmalıyım, bir düşünce ve fikir burada bahsedilen süsün, ziynetin süs eşyası olduğunu söylüyor ve bu süs eşyalarının üzerinin kapatılması ayette emrediliyor diye inanılıyor. Önce bu fikrin doğru olup olmadığını yeri gelmişken açıklığa kavuşturmalıyız. Rabbim bakın sizlere süs eşyası indirdim derken bu konuda bizlere neler söylüyor? Araf 26: Ey âdemoğulları! Size, çirkin yerlerinizi örtecek giysi ve süs kıyafeti indirdik. Ama takva giysisi en hayırlısıdır. İşte bu, Allah'ın ayetlerindendir. Düşünüp öğüt almaları umuluyor. Araf 31: Ey âdemoğulları! Tüm mescitlerde süslü, güzel giysilerinizi kuşanın. Yiyin, için fakat israf etmeyin. Allah israf edenleri sevmez. Araf 32: De ki: "Allah'ın, kulları için çıkardığı süsü, güzel ve tatlı rızıkları kim haram etmiş?" De ki: "Dünya hayatında inananlar için de var. Kıyamet gününde ise yalnız inananlar içindirler." Bilgiden nasipli bir topluluk için biz, ayetleri böyle ayrıntılı kılıyor Yukarıdaki ayetleri okuduğumuzda süs eşyasını rabbim bizlere özellikle iman edenlere indirdiğini, hem bu Dünyada hem de kendi katında yalnız iman edenler içindir diyor. Hatta mescitlere gittiğinizde süslü güzel giysileri kuşanmamızı istiyor Rabbim. Bizler hem süslü giyineceğiz hem de onların üstlerini örteceğiz, bu mantığa uyar mı? Rabbim süs eşyasını sizler için indirdim dedikten, sonra nasıl olurda onun görünmesi haram olur? Demek ki buradaki süs, ziynet sözünden takılan takılar olmadığı anlaşılıyor. Peki, o zaman nedir? Ayeti anlamaya devam edelim. Bakın süslerini gösterebilecek kişileri sayıyor, yalnız dikkat edelim süslerini bu saydıklarına gösterin mi diyor, yoksa dışarıda aldığınız önlemi yani örtülerimizle örttüğümüz göğüs kısmının evde bu saydıklarınıza önlem olarak almanıza gerek yok, açabilir sinizmi diyor?( Süslerini, kendi kocalarından ya da babalarından ya da oğullarından…..) diye bir liste var, hepside çok yakın akrabalar sayılıyor. Bu listenin içinde akraba olmayan ama bakın nasıl insanlarda sayılıyor, sanırım süsleri konusunda bu cümleler bize çok önemli bir ipucu verecek. ( kadına ihtiyacı olmayan (arzusuz veya iktidarsız) hizmetçilerden ya da kadınların henüz mahrem yerlerini tanımayan çocuklardan başkasına göstermesinler.) Sanırım bu sözlerden Rabbim kadının hangi bölgesinden bahsettiğini anladınız. Demek ki kadının süsü/ziyneti cinsel bir bölge ki, kadına ihtiyacı olmayan iktidarsız hizmetçi ve kadınların mahrem yerlerini tanımayan çocukların görmesinde sakınca olmadığı açıklaması yapılıyor. Şimdi ayetin başından itibaren düşünmeye başlayalım. Demek ki kadının süsü/ziyneti cezp edici dikkat çekici cinsel bir bölgesi olduğu çok açık. Rabbim ayetin başında neresini örtülmesini istiyordu? Örtü ya da başörtülerinizle göğsünüzü örtün diyordu. Demek ki kadının süsü/ziyneti bu ayette özellikle üstünde durulan kısmı göğsüymüş, ben bunu anladım. Şimdi bu düşünceyle ayeti anlamaya çalışalım. Rabbim ne diyordu göğsünüzü örtün ama lütfen cümleye dikkat edin.( kendiliğinden görüneni hariç.) Kadın göğsünü örttükten sonra, kendiliğinden ne görünür? Göğsünün iriliği. Demek ki görünen bu iriliği müstesna diyerek Rabbim bizleri, özellikle kadınları rahatlatıyor. Kadın nasıl bir elbise giyerse giysin göğsün iriliği fark edilecektir. Kendiliğinden görünen hariç sözünden bunun dışında bir şey anlamak, konudan uzaklaşarak kendi düşüncelerimizi dine ilave etmekten başka hiç bir mantığı yoktur. Bunu yapmanın da dine yapılacak en büyük kötülük olduğunu unutmamalıyız. Şimdi bazı arkadaşlarımın aklından şöyle bir soru geçiyor. Ne yani kadın göğsünü bu saydıklarına göstersin mi diyor? Elbette hayır. Bu cümleyi bu şekilde anlarsak elbette yanlış anlaşılma ihtimali yüksek olabilir. Bakın bahsettiğim manayı anlayabilmemiz için Sayın Muhammet Esed çok güzel bir cümleyle aktarmış bizlere. (Cazibe ve güzelliklerini……) Demek ki kadının cazibe merkezi göğsüdür, daha doğrusu ayette bahsedilen göğüs bölgesidir. Bir arkadaşımız çıkar da benim için kadının beli ya da kalçaları da vardır diyebilir, çok da doğru bir düşüncedir bana göre. İşte aynı yöntemle cinsel cazibe bölgeleri kapatılmalı ama kapatıldıktan sonra görünen kısım müstesnadır diyor Rabbim. Kadınlar evin içinde yakın akrabaları yanında daha rahat hareket etmesi, çocuklarını emzirmesi için ona verilen bir ruhsattır bu kolaylık. Yoksa kadının hiçbir yerini açması değil, daha rahat hareket etme izni verilmiştir. Açılması gereken yerin göğüs değil ayetin başında örtülerinizle/başörtülerinizle örtün dediği üst kısımdır. Hatırlayın ayetin başında göğsün üst kısmının da örtülmesi emri vardı. Burada açılan göğüs değil akrabaları ve ev halkından olan kişilerin yanında ayrıca bir önlem almadan rahat hareket edilmesidir, açılan kısım göğüs değil göğsün üst kısmının örtüldüğü bölümdür. Düşünün bir evde tek oda içinde birçok insan yaşıyor ve o kadınlar çocuk büyütüyor, emziriyor. Kadının çocuk emzirmesinde ya da evin içinde yaşamasında doğabilecek zorluklara karşı açıklık getiren ve kadını düşünerek onun rahat yaşamasını sağlayan bana göre çok önemli bir ayettir. Ayetin devamına bakalım. (Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar.) Bu cümle üzerine düşünelim, ayette bahsedilen yerin kadının göğsü olduğu daha da net anlaşılacaktır. Bakın ev içinde göğsün açılmadığı ama daha rahat hareket eden kadına bir uyarı daha yapılıyor. Evin için de yakın akrabalar var ama onların dikkatini çekmek için hareketli ve hızlı bir şekilde evin içinde yürümesinler diyor Rabbim, neden dersiniz? Çünkü o devrin kadınını düşünün südyen yok, Arap kadını sıcak iklimden dolayı iri göğüslü, hızlı ve alımlı hareket ettiğinde göğüsler insanların dikkatini çekecek. Bu mantıkla düşünürsek hızlı hareketle alımlı yürüyüşüyle, kadın kalçalarını hareket ettirdiğinde de aynı duruma düşmüş olacaktır. Tabi ayette bahsedilen ve dikkat çekilen kısmın göğsü olduğunu anlıyoruz. Yine bir kısım düşünce buradaki süsleri sözünden kadının taktığı takılardır diyorlar. Fakat yukarıda verdiğim ayet örneklerini okudunuz, rabbim süs eşyasını siz iman edenler için indirdim takının diyor, asla yasaklamadığını haram kılmadığını belirtiyordu. Takılması için indirdiği hatta aile içinde bile daha rahat hareket etmesini söyleyen rabbim, neden burada takıların fark edilmesini istemesin. Demek ki buradaki süsler kelimesinden de takılan takı olduğunu anlamak, ayetin anlamına, mantığa, sözlerin dizimine bile ters düşüyor. Şimdi tüm söylediklerimi, açıkladıklarımı bir an unutun. Bizlere anlatılan kendiliğinden görünenler müstesna sözünden, kadının eli, yüzü ve ayakları olduğunu düşünelim. Peki, neden Rabbim sizce ayetin cümle diziminde uyumu olmayan, kadının göğsünün kapatılmasını anlatırken, eller ve yüzler kelimesini hiç kullanmadan gizli ve açıklanmayan bir mana versin? Bu kur’anın anlatım şekline uyuyor mu sizce? Böyle bir cümleye her kez istediği anlamları veremez mi? Rabbim hiç açıklamadığı hüküm ve detay vermediği bir konuda hesap sorar mı? Bu ayeti ve mezhepleri hatırlayınız, bu kelimeye birçok anlamlar verilmiş ve kadınlar üzerinde öyle hükümranlık kurulmuştur ki, insan gördükçe hem üzülüyor hem de çok düşünüyor. Yorum sizlerin. Şimdide bahsettiğim konu ile ilgili Nur suresi 60. ayete bakalım. Nur 60: Artık nikâh arzuları kalmamış, hayızdan ve evlattan kesilen kadınların, süslerini göstermek için ortalıkta dolaşmamaları şartıyla dış giysilerini bırakmalarında kendileri için bir günah yoktur. Ama sakınmak için titiz davranmaları, onlar için daha hayırlıdır. Allah, her şeyi işitir, her şeyi bilir. Yukarıdaki ayeti Nur suresi 31. ayette geçen süsleri/ziynetleri kelimesiyle karşılaştırıp burada da Rabbim süsler kelimesiyle ne anlatmak istiyor onu anlamaya çalışalım. Yaşını almış yaşlı kadınların süslerini/ziynetlerini göstermeden, dış giysilerini çıkarmalarında bir sakınca yoktur diyor. Tam burada düşünelim, süs kelimesinden takılan süs eşyası anlamını çıkarsak, burada onların gösterilmemesi isteniyor ki, yine Rabbin indirdiği sizlere süs eşyası indirdim onları takının sözlerine uymaz. Demek ki süsler kelimesi, takılan süs ya da ziynet eşyası değil. Yaşlı olmasına rağmen süslerini sergilemesi istenmiyorsa demek ki burası kadının cinsel cazibe yeri olmalı ki, buna yaşlı olmasına rağmen izin verilmiyor. Ayetin son kısımlarında bu konuda titiz davranılması isteniyor. Buradan da anlıyoruz ki süsleri/ziynetleri kelimesinden bizler, Rabbin ayette kadının cazibe bölgesi olarak, dikkat çeken ve kapatması için uyarılan göğsünden bahsettiğini anlıyorum. Ben kur’an bütünlüğünde bunları anladım, Rabbim yanlışım varsa affetsin. Kur’an açıklamadığım, hüküm vermediğim hiçbir konuda sizleri sorumlu tutmam, bu kitabı sizler için yemin olsun ki kolaylaştırdım diyorsa, izah edilmeyen hiçbir söze, bilgiye de inanmamızın doğru olmadığını düşünüyorum. Rabbim cümlemizin gönül gözümüzü daim açık tutsun inşallah. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] | |
Konu Sahibi HALUK GÜMÜŞTABAK 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
İbretlik bir kıssadan hisse. | Kıssalar-Hikayeler-Nasihatler | kamer34 | 6 | 2569 | 21 Nisan 2011 21:45 |
Kendi ellerimizle cehennemin kapısını açmayalım. | Makale ve Köşe Yazıları | HakikaT | 10 | 5387 | 12 Nisan 2011 12:36 |
Allah Kur'an ayetlerini elçisine, RÜYASINDA vah... | Makale ve Köşe Yazıları | yakuti | 7 | 2736 | 20 Mart 2011 19:44 |
Bakara 85. ayetten almamız gereken önemli dersler. | Makale ve Köşe Yazıları | kamer34 | 6 | 2630 | 16 Mart 2011 12:48 |
Kader konusunu kur'an ışığında nasıl anlamalıyız? | Makale ve Köşe Yazıları | talibetün | 5 | 2254 | 11 Mart 2011 21:19 |
23 Şubat 2010, 20:55 | Mesaj No:2 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | RE: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
sayın gümüştabak, nur 31 e yüklemeye çalıştığınız anlam,bazen zorladığınız,bazen düşüncenizi kendiniz beğenmiyerek geri adım attığınız bir manzara ile karşılaştım.. şöyle ki; 1-kadının cazibesinden kasıt sadece göğüs ise,sadece kalça ise veya sadece saç telleri ise bu evrensel olamaz.çünkü kadının çekiciliği her şeyidir,konuşmasıdır,kulak memesidir,saçlarının ahengidir veya bacaklarıdır vs değişik erkeklere göre.yüz el dışında tüm vucudunu konuşması kokusu makyajı vs kamufle etmesi gerekiyor.buna muhalif olacağını sanmıyorum. 2-erkeği tahrik edecek her hareket,giyim ve ya konuşma haramdır ve nur 31 rin ana temasıdır. 3-kadının giyimi konusu en çok aldanılan konudur.sanılır ki giyinmekle tenini kapamakla iş tamamdır.hayır vucut hatlarını belli edecek kadar dar giyim ÖRTÜLÜ ÇILPAKLIKTIR.dar kıyafetle gezmektense çırılçıplak gezmek daha medeni(!) olur bana göre.çünkü günümüzün uçuk kaçık bakımlı ve modern giyimi kadının cazibesini zirveye çıkarıyor. 4-yakalarını göğüslerine salsınlar dan kasıt giyilen kıyafetle örtülemeyen,göğüs iriliği ve cazibesini kapamayan bölümleri eşrapla kapamaktır.dar bluz yada kıyafetin bollaştırılması vazifesini görecek o SALSINLAR. 5-namahrem ortamlarda,erkeklerin dikkatini çekmesinler,ayaklarını vurmasınlar,kokularını sürmesinler,sallanmasınlar,cilveli konuşmasınlar,kısacası WELA TAKREBUZZİNA zinaya yaklaşmayınız ayetinin ruhuna uygundur.neden zina yapmayınız değilde yaklaşmayınız deniliyor sizce? zinaya götürecek her yolu tıkamak için değil mi gümüştabak ? kadının namahrem ortamda ezan yada kuranı kerim okuması neden mahzurludur sizce ? 6-kadın tam tesettürlü tepeden tırnağa kadar,ama etrafına yaydığı parfum ne kadar nur 31 re uygun sizce ? veya dudaklarını kıpkırmızı gözlerini simsiyah boya ile sokağa fırlaması tesettürlü olsa nedir olmazsa nedir ? 7-akıl var mantık var,ayetleri zorlamanın anlamı yoktur.erkeği tahrik edecek her hareket,giyim tipi,konuşma,süs veya etrafına parfumerik yayın,gözlere ziyafet haramdır vebaldır ve müslüman kadının işi olamaz. 8-son olarak,şahsen ailemce kullanılan çarşafı öneriyorum.ve nur 31 e en uygun bu kıyafettir.bide renkli güneş gözlüğü takıldımı tamamdır.bu kıyafette ne göğüz sorunu kalır ne kalça nede moda derdi..! saygılar... |
23 Şubat 2010, 22:34 | Mesaj No:3 |
Re: Nur suresi 31. Ayette geçen süslerini/ziynetlerini sözlerinden ne anlamalıyız? Değerli Abdulmelik kardeşim önce cevap verip düşüncelerinizi yazdığınız için teşekkür ederim. Dikkat ederseniz ben ayete hiçbir anlam yüklemeden anlamaya çalıştım, Allah sizden razı olsun. İsterseniz sizin bu sözünüzden yola çıkarak, yani benim ayeti anlayış şeklim ve sizin ayetten anladıklarınızı, rabbin sözleriyle karşılaştıralım. Bakalım ayete anlam yüklüyor muyuz ya da hangimiz yüklüyor. Bu sözüm umarım sizi kırmamıştır çünkü amacım asla kimseyi kırmak ya da incitmek değil, rabbin doğrularını anlamaktır o kadar. Önce yazdığınız sözleriniz üzerine düşünelim. (kadının cazibesinden kasıt sadece göğüs ise, sadece kalça ise veya sadece saç telleri ise bu evrensel olamaz, çünkü kadının çekiciliği her şeyidir, konuşmasıdır, kulak memesidir, saçlarının ahengidir veya bacaklarıdır vs değişik erkeklere göre. Yüz el dışında tüm vücudunu konuşması kokusu makyajı vs kamufle etmesi gerekiyor.) Ayeti düşünelim önce. Ayette Allah kadınlara gözlerinizi öne eğin ve namusunuzu kollayın diyordu. Devamında ise görünen kısımlar müstesna ziynetlerinizi/süslerinizi göstermeyin diyerek uyarıyor ve başörtülerini de göğsün üst kısmına indirmeleri isteniyordu. Ben dikkat edin hiçbir yorum yapmadan Rabbim bu sözlerden kasıt neresinden bahsediyor onu anlamaya çalıştım ve hiçbir yorum yapmadım. Bakın siz ise bu sözlerden neler anladınız? Kadının cazibesi denildiğinde sadece göğüs, kalça ya da saç teli olamaz diyorsunuz. Hâlbuki saç telinden tek bir kelime bile bahsedilmiyor. Devamında ise kadının çekiciliği her yeridir diyerek, lütfen bana kızmayınız çok daha ileri gidiyor ve inanılmaz yorumlar yaparak, kadının konuşması, kulak memesi, saçlarının ahengi gibi detayları tıpkı göğsün örtülmesi gibi, Rahman asla haramlaştırmadığı halde siz kendi düşüncelerinizle haramlaştırmış olmuyor musunuz? Bakın kadının konuşması eğer cazibe olarak sizi etkiliyorsa o zaman kadının evden dışarı adımını bile atmaması gerekmez mi? Yüz ve eli dışında tüm vücudu, konuşması, kokusu, makyajın kamufle etmesi gerektiğini mi çıkardınız bu ayetten? Hani rabbim iman edenlere süs eşyası indirmişti? Acaba yalnız eşi için mi takın diyor süs eşyasını? Kur’andan siz bunu nereden anladınız? Bakın ben hiçbir yorum yapmadım yalnız tek bir kelimeyi anlamaya çalıştım o kadar. Yani rabbim kendiliğinden görünenler sözünden ne anlamalıyız? Süsleri/ziynetleri sözü ile ne kast ediliyor, yalnız bunu anlamaya çalıştım ben, ya siz neler anlamışsınız bakın bu ayetten. Şimdi düşünelim siz kadının yüzü ve eli açık diğer yerleri tamamen kapanmalı diyorsunuz ve bu ayetten bunu çıkarıyorsunuz. Size sormak isterim sizce bir kadının yüzü ve ellerimi daha çekici ve cezp edicidir, yoksa saçlarının telimi, ya da kadının sesimi? Eğer bizler kendimizce ayetlere anlamlar verirde bu Allah ın istediği en doğru yoldur dersek doğrumu yapmış oluruz? Bakın hiç unutmadığım peygamberimizin bir hadisini hatırlatmak isterim tam burada, bana göre çok düşündürücü ve anlamlı bir hadis. Allah bazı farizalar vazetmiştir, onları aşmayın. Bazı hadler koymuştur, onlara yaklaşmayın. Bazı şeyleri haram kılmıştır, onları yapmayın. Bazı şeyleri de unutmaksızın size rahmet olması için hatırlatmamıştır, onları da araştırmayın. Mahmud Ebu Reyye, Muhammedi Sünnetin Aydınlatılması, sayfa 403 Yüce Rabbim sizler için bu kitabı kolaylaştırdım diyor da, bazı konularda bizlere geniş ve rahat bir yaşam alanı bırakıyorsa, sanırım peygamberimizin bizlere seslendiği gibi(Bazı şeyleri de unutmaksızın size rahmet olması için hatırlatmamıştır, onları da araştırmayın.) sözlerinde olduğu gibi açıkca haramlaştırmadıklarını bizler lütfen haramlaştırmayalım. Allah kur’anda haram kıldıklarını apaçık bizlere iletmiştir. Diğerlerini de bizler kendi nefsimizin etkisiyle haramlaştırırsak hayatımızın en güzel varlıklarını kadınlarımızı, bu Dünyada azap içinde bırakır onları her şeyden mahrum edip, Dünyanın nimetlerinden faydalanmalarını engellemiş oluruz. Rabbim kadını da erkeği de birbirlerine eş ve bağlantılı yarattığını söyler. Kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur Allah katında. Eğer bizler kendi düşüncelerimiz ile onlara bazı yaptırımlar koyuyorsak, aynı olayın karşı cins içinde geçerli olduğunu unutmamalıyız. Bizim için kadının saçı, sesi ya da bir başka yerinin çekici yada tahrik edici olduğunu söylüyorsak, kadın içinde bir erkeğin aynı bölümleri onlar içinde çekici olacaktır. Bu durumda insanların, toplumun birbiri ile ilişkisi kesilecek, hiçbir toplumsal hareket yapılamayacaktır. Ne ailecek mescitlere gidebilirsiniz nede dışarıda alışveriş yapabilirsiniz. Bakın tüm bunların kabulü bizleri nerelere getirdi. Bunları ben bu ayetten çıkarmadım siz söylediniz. Allah zinaya yaklaşmayın der, çünkü yaklaşmak başlamak demektir de ondan. Rabbim hiçbir ayetinde zinadan bir insanı bir başkasının değil, kendisinin sakınmasını ister. Hiç kimse bir başkasından sorumlu değildir. Eğer bizler kur’an eğitimini, Rabbin emirlerini ona verememiş isek, onun için istediğimiz kadar önlem alalım asla fayda etmeyecektir. Bakın yazınızdan ilginç bir cümle. (kadının namahrem ortamda ezan ya da kuranı kerim okuması neden mahzurludur sizce ?) Bunu nereden çıkardınız? Bir kadının ezan okuması ya da kur’an okuması nasıl olurda bir erkeği, çok özür dilerim tahrik eder? Lütfen bunu düşünmenizi rica ediyorum sizden. Size öğretileni değil mantığınızın süzgecinden geçeni alınız ve inanınız. Bizlerin bu kadar iradesi pamuk ipliğiyle mi bağlanmışta bir hanım kur’an okuduğunda çok affedersiniz tahrik olacağım? Böyle bir sözü kesinlikle kabul edemem. Keşke bir hanım güzel sesiyle Rabbin kelamını seslendirip nuruna nur katsa da dinlesem. İşte benimde içimden yemin ederim ki bunlar geçiyor. Sizin sözünüze baktığımda o zaman ben bu sözlerimle bir sapık düşünceye kapılmış hissetim kendimi. Acaba bende bir hatamı var diye düşünmem sizce normal değil mi, sizin dediğiniz doğru olsa. Hem tüm bunları kur’anın neresinden alıyor ve inanıyoruz? Yoksa tüm bunlar benim yazdığım Nur suresi 31. ayetinden mi anlaşılıyor? Doğrusu eğer öyleyse benim gözlerimde perde var demektir, çünkü ben tüm bunları anlayamadım. En son yazdığınız cümleye gelince. (son olarak,şahsen ailemce kullanılan çarşafı öneriyorum.ve nur 31 e en uygun bu kıyafettir.bide renkli güneş gözlüğü takıldı mı tamamdır.bu kıyafette ne göğüz sorunu kalır ne kalça nede moda derdi..!) Değerli arkadaşım herkezin yaşamına, hayat görüşüne ve inancına saygım sonsuzdur, önce bunu hatırlatmalıyım, çünkü her kez yaptıklarından bizzat kendisi sorumludur da ondan. Önerdiğiniz çarşafın kur’anın emrettiği bir kıyafet olduğunu söylemişsiniz anladığım kadarıyla. Rabbim isteseydi bu kıyafeti apaçık söylerdi bundan hiç kuşkum yok. Kur’an öyle bir kitap ki Dünya durdukça her zamana uyacak bir kitaptır, işte bunun bir sebebi de asla hiçbir zaman bir kıyafet şekli vermemiş, önermemiş, fakat iffetli giyinilmesi konusunda çok net uyarılarda bulunmuştur. Bana kızmayacağınızı umarak, affınıza sığınarak size şunu söylemek isterim. Acaba siz kadın olsaydınız o çarşafın içinde olmak ister miydiniz? Ya da çarşafın içinde hiç bir gün geçirmeyi hayal bile ettiniz mi? Çarşaf giyen bayanlarımıza Allah aşkı için doğru söylemeleri şartıyla hiç sorduk mu, burada rahat mısınız diye? Onların fikrini aldık mı bu kıyafeti giydirirken? Birde üstüne üstlük gözleri de görünmesin diye güneş gözlüğü de takmalı diyorsunuz, hadi yazın güneşte normal diyelim ya diğer zamanlarda? Hatırlıyorum 30 sene önce kadınlarımıza ellerini de göstermeyeceksin oda haramdır dediler ve yazın sıcağında onları buram buram terlettiler, peki biz erkekler bunun hesabını nasıl vereceğiz Allaha. Çünkü şimdi birisi çıktı, kadın ellerini gösterebilir haram değilmiş dedi herkes ellerini açtı. Sormak isterim ne oldu Hâşâ Rabbimden vahiy mi geldi de eller açıldı? Biz erkekler acaba kendimize soruyor muyuz, onların sesi, saçı, yüzü, bizleri tahrik ediyor da haram oluyor, peki biz erkeklerin sesleri, saçları, ya da yüzleri, başka bölgeleri kapalı olsa dahi onlara çekici gelmiyor mu, bunu sorduk mu acaba kadınlarımıza? Sanırım bu soruyu sormayı bırakın, aklımızdan bile geçirmedik. Çünkü biz ERKEĞİZ.(!) İnşallah bana kızmamış ve sözlerimden alınmamışsınızdır. Eğer sizi üzdüysem sizden özür diliyorum. Amacım düşüncelerimi aktarmaktır, kimseyi kırmak ya da üzmek değil. Şunu söylemek isterim, biz erkekler inanın çok egoist düşünleri olan bir varlığız. Bir başkası için kendimiz düşünüyoruz, yargılıyoruz ve karar veriyoruz, karşımızdaki insana hiç sormadan onun yerine kendimizi koymadan. Allah yardımcımız olsun. Rabbim kur’an ışığını kalbimizden eksik etmesin. Rahman takva elbisesinin en hayırlısı olduğunu söylerken, bana göre çok şeyler anlatıyor keşke anlayabilsek. Saygılarımı sunuyorum esen kalınız. Haluk GÜMÜŞTABAK | |
23 Şubat 2010, 23:03 | Mesaj No:4 | |
RE: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ? Alıntı:
| ||
23 Şubat 2010, 23:39 | Mesaj No:5 |
RE: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
Yaa, haluk agabey de bazı söylediklerinde haksız değil... Çok doğru teşbihleri var aynı zamanda. Mesela çarşaf yerine iffetli giyim ... Tamam çarşaf çok koruyucu, lakin, iffet ve haya örneği olmak için illaki çarşaf da şart değil... Nur 31 bana her zaman iffet ve haya'yı korumayı ve bunun için mücadele vermeyi anımsatır. Öte yandan, öyle şeyler yaşarsınız ki, bırakın çarşafı, size bir başörtüsünü çok gören bir aile çevreniz olur, ne yapacagınızı şaşırırsınız, terk edip gidemezsiniz de, çalışmak zorundasınızdır, bakmakla yükümlü olduklarınız vardır. Bırakıp gidip , başörtünüzü bile yaşayamazsınız özgürce. Ya onların durumu ne olacak ? Ben şahsen bunu yaşamış ve hala yaşayan bir kardeşinizim..Yani Nur 31 şu an özlemimdir, hayalimdir , mücadelesini verdiğimdir ama başaramamışımdır. Çevrem işim, ailem hep başımda diktatör olmuştur . Aynı zamanda onlara karşı sorumlulugum da vardır. Evet bunu dilediğim gibi yapıp yaşayamam, lakin bu iffetimden ödün vermeden, çaktırmadan bol kıyafetler giyerek, boya badanadan uzak durarak , parfümle birilerinin ihtiraslarına/ rüyalarına yem olmamaya çalışarak dikkat ederim. Ya ben ve benim gibi olanlar ne yapsın Abdülmelik agabey ?... Bir de bu açıdan bakmak lazım.....Vesselam... | |
24 Şubat 2010, 00:49 | Mesaj No:6 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | RE: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
sayın gümüştabak, öncellikle şu konuda anlaşalım ve konumuza sonuna kadar devam edelim.konumuz ilmi münazaradır.ve zıt düşünceler olması doğaldır.bu konuda alınmak kızmak çocuk işi olsa gerek.düşüncelerinize saygı duyuyorum ve kısmen katılmıyorum.katılmıyorum derken sizi red ediyorum yallah bu nediyor fanatikliği yok tamamen amacımız Allah rızasıdır.takım tutmuyoruz ilmi münazara yapıyoruz. VE RAHAT OLUN DÜŞÜNCENİZİ SONUNA KADAR YAZIN BENDE ÖYLE.... şimdi geçelim konuya ; 1-sizle anlaşamadığımız bir nokta şu.siz diyorsunuz ki kuranda her şey açık ve biz anlarız biliriz.bende diyorum ki evet haklısınız ayet öyle diyor amenna.lakin bu dinin birde İKİNCİ AYAĞI OLAN PEYGAMBERİ VAR.sahih hadis ve sünneti kaale almama lüksüm yok.ve asırlardır bir islam geleneği vardır.yüzlerce yetişmiş muttaki veli alim vardır.hepsini ezip ben anlarım diyemem.imam gazaliye ,imam rabbaniye veya seyyid kutuba rakip olma ukalalığım olamaz.ey gazali sen anlamadın ben anlarım diyemem.ey hz ali hz ömer sizden farklı düşünüyorum diyemem.siz nur 31 i ne biçim yorumladınız gel otur sana öğreteyım diyemem ! tıp okuyan bir öğrencinin prof olan hocasına ders öğretmesi konumuna düşmem düşemem haddimi bilirim. 2-kuranı elime aldığımda ki öyle yapıyorum,1400 yıllık ilim geleneğini başta RESULULLAH (A) SÜNNETİ OLMAK ÜZERE ,ASHABI KİRAMIN GÖRÜŞLERİNİ okumadan tefsir etmem. 3-ayetleri okurken aracın değil amacın peşinde olurum.ne istediği peşinde olurum nasıl istediği değil.hedef mekkeye gitmekse bu uçakla da olur deve ile de olur yaya da olur..hedefe odaklanırım.ama mekkeye gitmek için de coğrafya seyahat bilgim de olmalı diyorum.kuran mekkeye git dedi yallah mekkeye gidelim değil,kervan lazım,bilgi lazım,para lazım değilmi haluk bey ? 4-eline aldığın kuranı anlıyacaksın elbette çünkü ayet öyle diyor.ama anlamak için de o seviyede olman lazım.ilmen fıkhen lüğaten vs..yoksa tıp öğrencisini ameliyata soksanız size turp gibi cenaze hediye eder. devam edeceğim.. |
24 Şubat 2010, 01:08 | Mesaj No:7 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | RE: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
5-ben nur 31 i tefsir ederken sadece meal ile değil,hafızamda olan sünnet eğitimi,ashabı kiram görüşü,mezhep imamları ve diğer alimlerinin geniş bir kapsaması olarak aldım.ayetleri kendi kafama göre yorumlamadım.bu yorumu bana mal ettiniz sorun değil. 6-sünette kadın sesi ,erkeği tahrik etmek ,kırıtarak sırıtarak konuşmak yürümek harammı değil mi ? kadın namaz kıldıramaz aleni ezan okuyamaz haram değil mi ?kadın ezan okuduğunda haramdır dedik sapık mı olduk ? varmı 1400 yıllık islam geleneğinde kadının minarede ezan okuduğu yada namaz kıldırdığı ? bunları nerden çıkardınız demişsin.cevap :SÜNNETİ MUHAMMEDİDEN.delil istersen tek tek veririm. 7-nur 31 in amacı kadının iffetini onurunu şerefini sokaktan namahremden sapık art niyetli bakışlardan korumak değil mi? bunun için siz manto dersiniz ben şarşaf derim başkası çuval der isim çokmu önemli ? o ayete göre kadının vucut hatlarını göstermiyecek tahrik edilecek davranış ve cazibelerden uzak kalacak bir kıyafet değil mi? çarşafa girermisin demişsin.EVET seve seve.amacım iffetimi nur 31 e ayarlamak ise şüphen olmasın.hanım terliyecekmişmiş..cehennem de terlemesinde sorun değil.iman bedel ister ve cennet ucuz değil.biz ailecek şikayetçi değiliz üstadım.buna erkek egemenliği demişsin.eşim kızım beni ilgilendirir.ve onlardan sorumluyum.kullukum rain ve kullukum mesulun an raiyetihi herkes çobandır ve herkes ailesinden sorumludur.(hş) ne yani kızım terlemesin diye armine maymune bilmem ne zıkkım moda giyinsin daracık kıyafetlerle dolaşsın bende erkek egemenliği olmasın diye hapsama yakışır diyeyım öyle mi üstad ? devam edeceğim... |
24 Şubat 2010, 01:24 | Mesaj No:8 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | RE: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
8-kadının vucudunu cazibesini yok edecek,vucut hatlarını sıfırlıyacak kıyafet aradım.çarşaf buna en uygun diye karar verdim.çünkü çarşaf giyen kadın adeta kıyafetin içinde yok oluyor.bol ve gösterişsiz.mantonun ne kadar bolunu alırsanız alın kadına çarşaf kadar rahat ettirmiyor.bırakın ayette geçen göğüs kapamayı,bırakın vucut hatlarını,17 aylık hamile kadının hamilelilğini bile saklıyor üstad.müslüman kadının dışarda süs moda derdi olamaz.onun amacı asıl hedeftir.boya kutusuna kazaen düşmüş tesettürlü(!) parizienli kotlu yüzü çarşamba pazarına dönüşmüş,etrafına parfüm kokusunu servis eden, müslüman kadınlara sadece acıyorum. 9-verdiğin hadisi şerifi ele alalım.haramı helal helalı haram yapmayalım amenna.size göre kuranda ne varsa yeterlidir.kuranın haram demediğini kimse haraam diyemez.bi derece doğrudur ama eksik üstad. mesela kuranda cenin yemek haram değildir veya helaldir diye ayet yok.cenin yiyelim mi ? 10-Allah aşkına Resulullahı haşa ptt memuru konumuna sokmaktan kaçınalım.sünnet islamın ikinci ve vazgeçilmez ayağıdır.sünneti dışlarsak islam namına elimizde namaz dahil bir şey kalmıyacak.nur süresinin 31.ayetini bide Resulullahtan dinlemeyı deniyelim.kurana göre Resulullah vahyin ta kendisidir. saygılar... |
24 Şubat 2010, 02:46 | Mesaj No:9 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 | RE: NUR SURESİ 31. AYETTE GEÇEN SÜSLERİNİ/ZİYNETLERİNİ SÖZLERİNDEN NE ANLAMALIYIZ?
Haluk abime şunu sorayım kendi deyiminizle diyorsunuz ki Kurandan benim anladığım o zaman herkes benim anladığım derse Kuranın bütünlük esasını nasıl sağlayacağız ? İslam’da kadın ile erkek arasında belli sınırlar olmadığı zaman,her tür serbestiyet isteği bir arzu ve istek haline gelir.Çünkü insanoğlunda şehevi içgüdü derin ve engin bir zaaftır.Ne kadar başıboş bırakılırsa o kadar azgınlaşıp kontrolsüz bir hal alır. Tarihe baktığımızda Servet mal mülk ihtirası ile şehevi istekten de söz eder.Şöyle ki İnsan mal mülk topladıkça nasıl doyumsuz bir isteğe kapılıyorsa Şehevi duygularda da bir sınır tanımaz hal alabilir. Şöyle düşünelim örneğin Mal makam sevdasında olan birinin bunlar üzere bir şiir yazdığını ve söylediğini duydunuz mu ? daha bir çok örnek verebileceğimiz maddi gereksinimler için ne şiir nede müzik yapıldığını görmedim. Ancak şurası açıktır ki, yazılan, söylenen şiir ve yazıların çoğunluğu erkek tarafından kadına duyulan istekler için dile getirilmiştir. İngiliz ajan, Mr. Hamper, “hatıralarım” adlı kitabın bir bölümünde şöyle yazıyor: Kadınların açılması konusunda büyük çabalar göstermeliyiz ve Müslüman kadınları çarşaftan uzaklaştırıp, açılmaya yönlendirmeliyiz….. Örtünmeği aradan kaldırdıktan sonra, gençleri fuhuş ve yasak ilişkilere yönlendirmeliyiz; bu şekilde Müslüman toplumu fesada çekebiliriz. Müslüman olmayan kadınlar, örtüsüz bir şekilde toplumda boy göstermelidirler, bu şekilde Müslüman kadınlar da onlara bakarak örtülerini kaldıracaklardır. Fıtratta varolan tahrik olma duygusunun belirli bir sınıra,sahip olduğunu düşünmek yanlıştır.Çünkü Erkek olsun kadın olsun nasıl maddi manada doymak bilmiyor ise aynı durum şehevi alanda da aynıdır.Dikkat edersek hiçbir erkek nasıl güzel ve çekici bir bayana sahip olmaktan vazgeçemiyorsa bu durumun aynısı Kadın içinde geçerlidir onlarda varolan dikkat çekmek erkeklerin kalbine sahip olmak ve şehevi duygulardan vazgeçmez ..(Müslüman Kardeşlerimi tenzih ederim ) Lakin bu isteklere kavuşmanın her zaman gerçekleşmeyeceği hissi insanlarda hastalıklı bir ruh oluşumuna neden olur,Dikkat edelim Avrupa’nın sözde medeniyet olarak gördüğü özgürlüklerin başında şehevi ahlakın her konuda serbest olması gazete tv dergi vs bilumum her alanda insanları ahlaksızlığa teşvik etmektedir. İşte İslam bu tür yanlışlıklara düşülmemesi amacı ile örtünme emrinin sadece kadınlara yönelik olmasının ana nedeni kadınların sahip olduğu gösteriş ve süslenmesinden kaynaklamaktadır.Erkek her daim isteyen kadın ise istenen taraftır.Kadının süslenmesi ve çekici tavırlar sergilemesi erkeğe kendini çekici kılmaktan kaynaklanır.Aynı durumda olan erkeklerin süslenme tavır ve davranışları da kadına kendini beğendirme hissinden kaynaklanmaktadır: İşte İslam anlayışına göre ,Kadının değeri ve saygınlığı ne kadının nede erkeğin insiyatifine bırakılmamıştır.Bütün aile fertleri kadının örtünmemesi hususunda birleşseler dahi Kur’an buna onay vermemektedir Çünkü Kadının saygınlığı ve onuru Allah’ın ilahi emirleri ile ortaya konmuştur. Allah azze ve celle Kadın ve erkeğin toplumdaki görevleri icabı sevgi,şefkat ,merhamet duygusunun değerine binaen kadının ve erkeğin iç güdüleri ve şehevi hislerinin esiri olmaması için belirli hükümler ile sınırlar koymuştur.Bu hükümlere uyulmadığı vakit fesat ve ahlaksızlık yaygınlaşır. Tutucu kesimlerin iddia ettiği gibi kadını hapseden bir hicap anlayışı İslam da yoktur. Şöyle açıklayalım İslam kadını eve hapseden ilim öğrenmesine engel olan bir anlayış değil bilakis İslam kadının da erkeğinde ilim öğrenmesini farz kılmıştır.Kadını ekonomik hayattan tecrit etmemiştir buna örneğimiz Hz Haticedir,İslam kadının ailevi sorumluluklarını aksatmama şartı ile işiz boş oturmasını tembelliğe düşmesini istemez.İşte bu noktada Hicabın bu tür sosyal yaşamda gereken eylemlere engel olmaz asıl engel teşkil eden mevzuu şehevi arzuları tahrik eden giyim kuşam ve yaşam tarzlarıdır. İslam dini kadının her alanda bulunması için ağırbaşlı iffetli ve namusunu koruması adına her hangi bir şehevi duyguya meyil vermemesi için belli sınırlar çizmiştir.Bu sınırlar dahilinde ortaya koyulan iş gücü yardımlaşma ilim vb durumlarda bilakis kadının bu tarz hal ve hareketi kendisine duyulan saygında artacağı barizdir… |
24 Şubat 2010, 03:48 | Mesaj No:10 |
Durumu: Medine No : 2 Üyelik T.:
10 Nisan 2008 | Re: Nur suresi 31. Ayette geçen süslerini/ziynetlerini sözlerinden ne anlamalıyız?
Haluk abi Muhammed esed'in mealini vermişsiniz bende Meali ile birlikte Tefsirini nakledeyim Özellikle şerh bırakılmış noktalar işin özünü açıklamaktadır: Nur suresi 31)İnanan kadınlara söyle, onlar da gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler; iffetlerini korusunlar; [örfen] görünmesinde sakınca olmayan yerleri (37) dışında, cazibe ve güzelliklerini açığa vurmasınlar; ve bunun için, başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar. (38) Cazibe ve güzelliklerini kocalarından, babalarından, kayınpederlerinden, oğullarından, üvey oğullarından, kardeşlerinden, erkek kardeşlerinin ya da kız kardeşlerinin oğullarından, kendi evlerindeki kadınlardan, yahut yasal olarak sahip oldukları kimselerden, yahut kendilerine bağlı olup cinsel isteklerden yoksun bulunan erkeklerden, (39) ya da kadınların mahrem yerlerinin henüz farkında olmayan çocuklardan başka kimsenin önünde açığa vurmasınlar; ve [yürürken] gizli görkem ve güzelliklerini belli edecek şekilde (40) ayaklarını yere vurmasınlar.Ve siz, ey müminler, hepiniz topluca, günahkarca davranışlardan dönüp Allah'a yönelin ki kurtuluşa, esenliğe erişesiniz! (41) 37 - Bizim "[örfen]" sözcüğüyle yaptığımız ilave illâ mâ zahera minhâ ifadesiyle ilgili olarak ilk İslam alimlerinin ve özellikle (Râzî'nin kaydettiğine göre) el-Kiffâl'in yaptığı "kişinin hakim örfe (el-âdetu'l-câriyye: geçerli âdet) uyarak açık tutabileceği, yani örtmemesinde beis olmayan yerler" şeklindeki açıklamayı yansıtmaktadır. İslam Hukuku'nun geleneksel temsilcileri "görünmesinde [örfen] sakınca olmayan" ifadesinin tanımını her ne kadar kadının yüzü, elleri ve ayaklarıyla sınırlı tutma eğilimini göstermişler -hatta sınırlamayı bazan daha da ileri götürmüşler- ise de, illâ mâ zahera minhâ'nın anlamı bizce çok daha geniştir; nitekim, kullanılan ifadedeki kasdî belirsizlik (yahut çok anlamlılık) da bu hususta, insanın ahlakî ve toplumsal gelişiminin gereği olarak ortaya çıkan zamana bağımlı değişikliklerin gözönünde bulundurulduğunu göstermektedir. Yukarıda, aynı kelimelerle hem erkeklere ve hem de kadınlara ulaştırılmak istenen mesajın özü, onların "haramdan gözlerini çevirmeleri ve iffetlerini korumaları" noktasında düğümlenmektedir; kişinin, yaşadığı çağda, Kur'an'ın toplumsal ahlak konusunda getirdiği ilkeleri gözönünde tutarak, dış görünüşünde, giyim kuşamında göstermek zorunda olduğu dikkatin sınırlarını da bu ölçü belirlemektedir. 38 - Himâr (çoğulu humur), hem İslam'dan önce, hem de İslam'dan sonra Arap kadınlarının kullandıkları geleneksel başörtüsüdür. Klasik müfessirlere göre, bu başörtüsü kadınlar tarafından İslam öncesi dönemde az çok süs giysisi olarak kullanılır ve uçları örtünen kadının sırtına serbestçe bırakılırdı; o günün yaygın modasına göre, kadınların giydiği gömleğin ya da bluzun önünde genişçe bir açıklık bulunur ve böylece göğüsler örtülmezdi. Bunun içindir ki, göğsün himâr ile örtülmesinin emredilmesi bu iş için mutlaka himâr kullanılmasının gerektiğini ifade etmez; fakat, sadece kadınların göğüs kısmının, örfen açık bırakılmasında sakınca bulunmayan yerlerden olmadığını ve dolayısıyla örtülmesi, gösterilmemesi gerektiğini ifade eder 39 - Yani, çok yaşlı erkekler. "Yasal olarak sahip oldukları kimseler" ifadesiyle (lafzen, "sağ ellerinin malik olduğu kimseler") köleler kasdedilmektedir 40 - Lafzen, "gizledikleri güzellikleri/cazibeleri bilinsin diye". Yedribne bi-erculihinne ifadesi deyimsel olarak darabe bi-yedeyhi fî mişyetihî (yürürken kollarını salladı) ifadesiyle benzeşmektedir (bu anlam örgüsü içinde Tâcu'l-Arûs'da kaydedilmiştir) ve dolayısıyla, tahrik edici bir yürüyüşe işaret etmektedir. |
Konuyu Toplam 16 Kişi okuyor. (0 Üye ve 16 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
KURANI kerimde adı geçen hayvanlar hangi ayette geçtiği | MusabBinumeyr | Konular İle İlgili Ayetler | 0 | 09Haziran 2012 21:02 |
ARAF SURESİ 33. AYETTE RABBİM BİZLERİN NASIL DİKKATİNİ ÇEKİYOR? | HALUK GÜMÜŞTABAK | Makale ve Köşe Yazıları | 2 | 06 Nisan 2010 00:42 |
KUR'ANDA GEÇEN HİKMET SÖZÜNDEN NE ANLAMALIYIZ? | HALUK GÜMÜŞTABAK | Makale ve Köşe Yazıları | 17 | 01 Şubat 2010 12:55 |
KUR'ANDA GEÇEN VELİ SÖZLERİNDEN NELER ANLAMALIYIZ? | HALUK GÜMÜŞTABAK | Makale ve Köşe Yazıları | 29 | 23 Ocak 2010 20:38 |
NİSA SURESİ 3. AYETİ NASIL ANLAMALIYIZ? | HALUK GÜMÜŞTABAK | Makale ve Köşe Yazıları | 7 | 17 Ocak 2010 18:04 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|