Evet..Kur'an-ı Kerim yeterince açık.!

[Hasdadaş]

Evet..Kur'an-ı Kerim yeterince açık.!

İslam dünyasında gün geçmiyor ki, yeni bir fitne hareketi görülmesin...Bazıları ne yapıyor ve ne ediyor, müminleri birbirine düşürücü konular buluyor ve gündeme getiriyor..

Şimdi çatışma konularından biri şu; ‘’Kur’an-ı Kerimi herkes anlar veya anlayamaz.’’…Evet çatışma bu zeminde yürütülmek isteniyor..

Oysa, mesele, tartışılamayacak kadar açık olup bizzat Yüce Allah tarafından çözülmüş bulunmaktadır..Yüce ve mukaddes kitabımızın bildirdiğine göre, O, hem herkesin rahatça anlayacağı öğütler ve muhkem ayetler ile doludur, hemde herkesin kolay kolay anlayamayacağı muteşabih ayetler ihtiva eder.. İstermisiniz, bu hususu açıklayan ayet meallerini birlikte okuyalım?

İşte birinci şıkkı açıklayan ayet mealleri,
‘’Biz onu (Kur’a-ı Kerimi) kolay anlaşılsın diye senin dilinde indirdik’’ (Bkz. Duhan/58)

‘’Biz kuran-ı yabancı bir dille indirseydik ‘’anlaşılmıyor’’ derlerdi…’’(Bkz. Fussilet/44)

‘’And olsun ki, biz, Kur’an’ı düşünmek için kolaylaştırmışızdır..O halde düşünen varmı dır? (Bkz. Kamer/17)Şimdi gelelim ikinci şıkkı açıklayan ayet-i kerime meallerine,

‘’Sana kitab’ı indiren O dur..Ondan bir kısım ayetler muhkemdir’ki, bunlar Kitabın anası (temeli)dir..Diğer bir kısmıda muteşabihlerdir ki, kalblerinde eğrilik bulunanlar, sırf fitne aramak ve (kendi arzularına göre) teviline yeltenmek için, onun muteşabih olanına tabi olurlar.Halbuki, onun tevilini Allah’tan başkası bilemez. İlimde yüksek payeye erenler ise’’biz ona inandık hepside Rabbimizin katındandır derler’’ Bunları salim akıllılardan başkası düşünemez’’ (Bkz. Âl-i İmran/7)
Kaldıki, yüce ve mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerimin apaçık manaları bile, erbabının gözünde bir, sırlar hazinesidir..Nitekim Rabbimiz Kur’an’da şöyle buyurur;

‘’Yeryüzündeki bütün ağaçlar kalem, denizlerde mürekkep olsa yine Allahın kelamını açıklamaya yetmez. Şüphesiz ki, Allah, yegane galip, tam hüküm ve hikmet sahibidir’’ (Bkz. Lokman/27)
Öte yandan, herkes bilirki Kur’an-ı Kerim’de sure başlarında bulunan ‘’Elif-Lam-Mim, Ya-sin, Ta-Ha, Ha-Mim…’’gibi ‘’Huruf-u Mukattaa’’ adı verilen ayetler (veya harfler) vardır..Bunlar ilahi birer şifre olup manalarını anlayanlar ise, ancak Allah Resulü ile O’na varis olanlardır..

Netice olarak belirtelim ki, bizzat Yüce Allahın buyurduğu üzere, Kur’an-ı Kerim, anlaşılmak için indirilmiştir..O anlaşılmaz bir kitap değildir..Yeter ki bu konu üzerinde biraz gayret göstersin…Bununla birlikte sadece erbabınca anlaşılabilecek ayet ve hükümlerle de doludur..Onun için bilir bilmez herkes karşımıza müfessir edası ile de çıkmamalı.!
Bu konuda gerçekten her biri, kendi sahasında otorite olan tefsir imamlarının eserlerine ve açıklamalarına muhtacız.
Unutmayınızki, Kur’an’ı Kerimi hakkıyla anlamak başlıbaşına bir ilimdir…

Kendini bunlardan müstağni sayan biri varsa aldırmayınız..!!!

[Hasdadaş]

Güzel kardeşim, biz Kur’an-ı Kerimi anlamak, onu ayet ayet, sure sure tek tek ele alarak bizzat Yüce Allahın murad ettiği manaya ulaşmak bir gayret gerektirir diyoruz…Bunu bizden asırlar önce açıklamış, göz nuru vererek Kur’an’ı tefsir eden bir çok Ehl-i sünnet üzere olan alimlerimiz var..Bu alimlerimiz Kur’an-ı Kerimin bütünlüğü içinde ayetleri tek tek değerlendirir, gerekirse karşılaştırır; konu ile hadisleri bulup yerli yerine oturtur, başta Sahabe-i Kiram efendilerimiz olmak üzere gelmiş geçmiş din alim ve müctehidlerinin görüş ve tutuşlarını objektif olarak tesbit eder, murad-ı ilahiyi çarpıtmadan, sapıtmadan ortaya koyar…Bizde bunlardan istifade etmeye ve Kur'an-ı anlamaya çalışırız size göre de ''atıl kalmış'' oluruz…

Bizler klasik müfessirlerin eserlerini okumaya yani;

Kadı Beydavinin yazdığı, Beydavi Tefsirini
Fahreddin-i Razinin yazdığı Tefsir-i Kebiri
Zimahşerinin yazdığı Keşşaf Tefsirini
İmam-ı Taberinin, Tabari Tefsirini
İsmail Hakkı Bursevinin, Ruhul Beyan tefsirini ve daha nicelerini okumaya devam edeceğiz….

Siz çağdaş yorumcuların! yeni Kur'an yorumunu okumaya devam edin…
Klasik müfessirlerin ve çağdaş yorumcuların arasındaki anlayış, tutuş ve yorum farkını ortaya koymadığınız müddetçede uzlaşmak mümkün değil.. Çünkü biri tefsir yaparken, diğeri tevil yapıyor…

Mevrid-i nassda ictihada mesağ yoktur...