Çok Konuşan Çok Yanılır, Az Konuşan.....

[FECR]

Çok Konuşan Çok Yanılır, Az Konuşan.....

MEHMET GÜNGÖREN HOCA'DAN: KUR'AN'DAN DERSLER
ÇOK KONUŞAN ÇOK YANILIR, AZ KONUŞAN YOK SANILIR, ÖZ KONUŞAN HEP ANILIR!

AYET

1. Müslüman beyhude iş ve boş lafa bakmaz, bunlardan yüz çevirir. (Mü’minun 3.)
2. Ey inananlar! Yapmayacağınız şeyleri neden söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyi söylemeniz Allah katında büyük bir sorumluluktur. (Saff 2-3)

HADİS

Kişinin her duyduğunu söylemesi yalan olarak yeter. (Duyduğun her söz doğru olmayabilir, hemen başkalarına söyleme, dilini tut)

BEYİT

Âyinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz

Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde. (Ziya Paşa)


Kıl tövbe seyyiâtına gözler kapanmadan

Vaktiyle gör hisâbını defter kapanmadan. (Huldî)

ATASÖZÜ

1. Baş dille tartılır
2. Dil ile düğümlenen diş ile çözülmez
3. Lafını bil de beşikten beri konuş.
4. Tatlı ye, tatlı söyle 5. Söyleyenden dinleyen arif gerek

VECİZE
1. Mümin az konuşur çok iş yapar, münafık çok konuşur az iş yapar
2. Başların belası dillerden gelir (Nizami)
3. Bir insana laf anlatmak için yakasını paçasını tutmanız yersizdir, sizi dinlemek istemiyorsa dilinizi tutun daha iyi. (Chesterfield)
4. Çok bilenler çok konuşmaz, çok konuşanlar çok bilmez (Lao Tzu)

DUA

Ey kadir olan Allah'ım... Yöneticilerimize mesuliyet, aydınlarımıza iman, dindarlarımıza akıl, erkeklerimize şeref, kadınlarımıza iffet, gençlerimize asalet, öğrencilerimize ilim, şımarıklarımıza edep, lafazanlarımıza vakar, suskunlarımıza feryat, halkımıza bilinç nasip eyle.



DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR

YANLIŞ: Peygamberimiz bu kadar büyük başarıları peygamber olduğu için elde etti. Benzer başarıları biz gösteremeyiz.

DOĞRU: Allah’ın evren için koyduğu kurallar peygamberler de dâhil hiçbir insan için değişmez. Bu kurallara sünnetullah (tabiat yasaları ve fıtrat kanunları) denir. Peygamberler de Allah’ın kuludur ve bizim gibi imtihan olmaktadırlar. Peygamberlerin birbirlerine göre başarı farkı onların kulluklarını yerine getirmedeki bireysel farklılıklarından kaynaklanmaktadır. Allah genel geçer kuralları kendi peygamberleri için bile değiştirmez. Bu kurallara uyan kim olursa olsun başarılı olur, uymayan da başarısız olur. Zaten peygamberlerin asıl amaçları insanları Allah’ın bu kurallarına (tabiat kanunları ve fıtrat yasaları) uymaya çağırmalarıdır. Peygamberimiz hayat mücadelesinde aklını, gücünü, kabiliyetlerini sonuna kadar kullanmış; bireysel, sosyal ve siyasal bütün önlemleri alarak elinden geleni yapmıştır. “Ben nasıl olsa Allah’ın Peygamberiyim Allah nasıl olsa bana yardım eder” deyip gevşeklik göstermemiştir. Buna birkaç örnek verelim.
1. Mekke’de ortamın iyice gerileceğini önceden sezmiş, muhalifleri olan müşriklerle ipler iyice kopmadan önce Mekke dışında bir yurt arayışına girmiş defalarca görüşmeler sonunda Medinelileri ikna ederek Medine’ye göçmüştür.
2. Mekke’den Medine’ye hicret edeceği zaman herkes uykudayken gizlice çıkmıştır, Medine tarafına değil aksi bir yöne doğru gitmiş bir mağarada 3 gün gizlenmiş ve önceden bir çobanla anlaşarak koyunlarını geçtiği yollarda otlatarak ayak izlerinin silinmesini sağlamıştır.
3. Medine’de çok çeşitli gruplar vardı ve Medinelilerin çoğu Peygamberimizi istemiyordu. Büyük mücadeleler ve kabileler arası dengeyi akıllıca siyasetle koruyarak zamanla Medine’nin tamamına hâkim oldu.
4. Bedir savaşını başlangıçta çok güzel idare etti, fakat düşmanı iyice tepelemeden esir alımına müsaade ederek büyük bir hata yaptı. Eğer düşmanı iyice tepeleseydi Mekke ordusu o savaşta bitecek ve savunmasız kalan Mekke fethedilecekti. Peygamberimizin bu savaşta Allah’ın emrine uymamasının (düşmanı iyice tepelemeden savaşı bırakmasının) bedeli ağır oldu. Bu hatanın sonucu olarak ileriki yıllarda Uhud ve Hendek savaşları oldu, Hz. Hamza gibi bir çok akraba ve arkadaşını bu savaşlarda kaybetti ve Mekke’nin Fethi gecikti. Onun için Mekke’nin fethi sırasında inen Nasr suresinde Allah’tan af dilemesi emredildi. (İslam’da tevbe sadece dille yapılmaz, önce hatanın zararı giderilir sonra af dilenir) Peygamberimizde Bedir’de yaptığı hatayı Mekke’yi fethederek düzeltti, sonra af dilemeye yüzü oldu.

İşte Peygamberimizin burada sayamayacağımız büyük başarıları onun Allah’ın kurallarına sıkı sıkıya uymasından kaynaklanmaktadır. Biz de Allah’ın kurallarını bilir ve ona uygun davranırsak Peygamberimiz gibi daima başarılı oluruz.

KAVRAM

Malaya’ni: Boş, yararsız, saçma söz ve davranışlara malayani denir. İnsan fıtratında ve tabiatta karşılığı olmayan şeyler malayani şeylerdir. Peygamberimiz, “Kişinin malayaniyi terk etmesi iyi Müslüman olduğunun işaretidir” buyurmuştur.
Vakar: Ağırbaşlılık, ciddiyet, efendilik.

MEHMET GÜNGÖREN

[FECR]

SON PİŞMANLIK FAYDA VERMEZ
Ö D E V

1. Ahzab 66. ayetin mealini yazın.
2. Hz. Yunus kimdir?
3. PİŞMANLIK konulu şiir, hikâye, skeç, resim, slogan hazırlayın. (Yeteneğinize göre bunlardan en az birini yapın)
4. Yaptığınız bir hatadan dolayı pişmanlığınızı dile getirip özür dileyin.
5. İlk 5 maddeyi ezberleyin.

AYET
1. O gün zalim kişi, pişmanlıktan elini ısırıp şöyle der: “Keşke Peygamberin izinden gitseydim!” (Furkan 27)
2. Az kaldı.. Zalimler yakında bin pişman olacaklar!… (Mü’minun 40)

HADİS
Kararlı-azimli mümin, aciz-zayıf müminden daha üstündür. Faydalı şeye rağbet et, Allah’tan yardım iste, aciz ve tembel olma. Bütün bunlara rağmen başına bir sıkıntı gelirse “keşke-keşke” diye sızlanma. Çünkü keşke sözü, şeytana kapı açar.

BEYİT
Nefse uyup kim ki günah işleye / Pişmanlıktan parmağını dişleye.. (Azade)

ATASÖZÜ-VECİZE
1. Eğer ile meğer evlenmişler, keşke isimli çocukları olmuş
2. Öfke eken pişmanlık biçer, perişanlığa düşer. Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için dünyadakiler birbirini yiyor. (Gazali)

DUA
Pişmanım ya Rabbi, binlerce pişman / Affeyle, mahşerde kılma perişan.

DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR
YANLIŞ: Allah kalbimi mühürlemiş, ben ne yapabilirim ki?
DOĞRU: Allah teala sebepsiz yere insanların kalplerini mühürlemez. Allah, her insanı fıtrat üzere yaratır. Fıtrat, Allah’ın yaratma kanunları, Allah’ın sistemi demektir. Günahlara dalan insanlar bu mükemmel sistemi yani tabiatlarını bozarlar, onlarda bozuk bir tabiat oluşur. Yanlışta ısrar ederek buna kendileri sebep olurlar. Günahlar ilk yapıldıklarında büyük bir huzursuzluk, manevi buhran, iç sıkıntısı ve pişmanlık yaparlar. Çünkü günahlar tabiata, fıtrata aykırıdırlar. Fakat aynı hatayı ikinci kez işleyen kişi ilkine göre biraz daha az pişmanlık duyar. Hataya devam ettikçe vicdan sızlaması azalır, kötülüğe alışır hatta ondan zevk almaya başlar. En büyük zulümleri bile gözünü kırpmadan yapar. Küstahlaşır ve her gün felakete daha çok yaklaşır. Artık fıtratı bozulmuş, kalbi çürümüş, vicdanı ölmüştür. Allah’ın koyduğu tertemiz fıtratı, saf kalbi bozulmuş ve çürük, kokuşmuş yeni bir tabiat oluşmuştur. İşte Kur’an böyle kişiler için “kalpleri mühürlü” tabirini kullanır. Yani artık kalp ölmüştür. “Allah” deyince ürpermez. “Hak” “Hukuk” deyince titremez. “Günah” deyince korkmaz. Artık kalp Allah’tan korkmaz, Hakkı duymaz, Hakikati görmez olur. Tıpkı grip virüsü kapmış bir burnun işlevini yapamaması gibi günahkarın kalbi de manevi olarak ölür, kalp artık işlevini yapamaz. İşte buna mühürlenmiş kalp denir. Kalbin bu şekilde mühürlenmesine sebep olan kişi, o kalbin sahibidir. Dolayısıyla sonucuna da katlanmak zorundadır.

KELİMELER-KAVRAMLAR

Nedamet: Pişmanlık demektir.

MEHMET GÜNGÖREN

[Esma_Nur]

Uzuvlarımız arasında en geniş sahaya sahip olan dilimizdir...
Sükut, yorulmadan yapılan ibadet, masrafsız takılan bir ziynet, hükümdarlığa muhtaç olmadan ele geçen bir devlet, duvara ihtiyaç duyulmadan yapılan kale, çalışmadan kazanılan zenginlik ve ayıpların kapatılmasıdır.

(En kolay ibadet, susmak ve güzel ahlaktır.) [İbni Ebiddünya]


Yunus Emre de diyor ki:
Sözünü bilen kişinin, yüzünü ağ ede bir söz.
Sözü pişirip diyenin, işini sağ ede bir söz.
Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı,
Söz ola zehirli aşı, bal ile yağ ede bir söz.

alıntı