|
Konu Kimliği: Konu Sahibi Medine-web,Açılış Tarihi: 20 Aralık 2013 (07:24), Konuya Son Cevap : 20 Aralık 2013 (07:26). Konuya 2 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
20 Aralık 2013, 07:24 | Mesaj No:1 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Kur’an ve hadis ilimleri ünite 1-2-3 Kur’an ve hadis ilimleri ünite 1-2-3 ÜNİTE 1 KUR’AN VE HADİS İLİMLERİ TEFSİR İLMİ Arapça da bir şeyin örtüsünü açmak anlamına gelen “fsr” kökünden gelir. Tanımı:Kur’an-ın indiği Arap dili bilgilerine ve ayetlerin indiği döneme ait bilgileri bize bildiren rivayetlere dayanarak, ayetlerin indiği zaman kastettiği anlamları açıklayan disiplineTEFSİR denir. Tefsirde; Ayetlerin geldiği zamanın şartlarını bilmemiz gerekir. Bunun için; 1.—Peygamberimizden, 2.—Sahabeden 3.—Tabiundan Gelen bilgilere ihtiyaç duyarız. Bunlar tefsir için bilgi kaynağıdır. - İmam Maturidi şöyle demiştir: “Eğer kesin bir delile dayanarak bir kelime ile Allah kesin olarak şu anlamı ifade etmiştir deniyorsa bu doğru bir tefsirdir denebilir. Tefsirin yöntemi müfessirin manaya etkisini azaltır. Müfessir ayetin tarihi ortamına dair rivayetlerden birini seçebilir. Tefsir sadece ayetlerin indiği zamandaki kastettiği anlamları bildirmek için olduğundan biz tefsirdeki bilgileri doğrudan hayatımıza aktaramayız. TE’VİL Ayetler birkaç anlam birden taşıyabilir ve hangi anlamın ayette kullanıldığı bilinemeyebilir. Bu durumda müfessir elindeki delilleri değerlendirir ve bunlar arasında seçimler yaparak bir yoruma gitmek durumunda kalabilir. Ancak bu yorumlar onu bir kesinliğe götürmez. İşte buna TE’VİL denir. İmam Maturidi’ye göre Te’vilde Allah kesin olarak şu anlamı kastetmiştir denemez demiştir.Tefsir sahabenin işi, Te’vilde âlimlerin işidir. TERCEME Tercüme genel olarak ya asıl metne bağlı kalarak ya da metnin ifade ettiği mana esas alınarak iki şekilde yapılabilir. Lâfzî Terceme: Asıl metindeki bütün kelimelere tercüme edilen dilde karşılık vermeye çalışır. Muciz bir kelam olan Kur’an-ın bu tür tercümesi nerdeyse, imkânsızdır. Tefsiri Terceme: Asıl metnin ifade ettiği mana esas alındığından bazı kelimeler atlanabilir ve mütercim tercüme ettiği dile kendi ifade tarzı ile aktarabilir. Ülkemizde genellikle meal kelimesi kullanılır. Meal Bir şeyin varacağı yer anlamına kullanılır. “ Bir sözün her yönüyle aynen değil de biraz noksanıyla ifade edilmesidir. Kur’an-ın Tercümesi Kur’an yerine geçmez. Batı dillerine yapılmış ilk tercümeler İslam’ın mesajını reddetmek amacıyla 1143 yılında Robertus Ketenensis ve Hermannus Damlata tarafından yapılmıştır. Tefsir ilminin amacı: Kur’an ayetlerinin ilk indiği anda kastettikleri anlamları sonraki kuşaklara aktarmaktır. Tefsir ilmini yöntemi; Kur’anı Kerim cümlelerini dil açısından çözümler. Bu konuda müfessir Arapçanın dil kurallarını ve Kur’andaki edebi sanatları bilmelidir.
Tefsir kural koyucu bir disiplin değildir. İşlevi sadece kuran ayetlerine açıklama getirmektir. Tefsirin ürettiği bilginin bir yaptırım sonucu bulunmamaktadır. Hüküm Koymak fıkhın işidir. TEFSİR İLMİNİN DİĞER TEMEL İSLAM BİLİMLERİYLE İLİŞKİSİ Tefsir ayetlere açıklama getirirken Hadis, tarih ve Dil bilimlerinden yararlanır. — Dil Bilimlerinden, Kuranın kelimelerine ve ayetlerine açıklama getirmek için yararlanır. —Tarihten ise Kur’anın indiği zamanı ile ilgili bilgiler için yararlanır. — Hadis rivayetleri, ayetlerin sebebi nüzül bilgilerini, ayetlerin iniş sıraları ile ilgili olarak nasih-mensuh bilgilerini, doğrudan ayetlere açıklama getiren bilgileri ve Kıraat bilgilerini bize verir. Tefsir Kur’anı kaynak edinen Kelam ve Fıkıh gibi diğer İslam bilim dallarına da bilgi malzemesi sunmuş olur. Tefsir için Kur’an bir konu iken, Kelam ve Fıkıh için Kur’an dört şer’i Kaynaktan biridir.
__________________ Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır. |
Konu Sahibi Medine-web 'in açmış olduğu son Konular Aşağıda Listelenmiştir | |||||
Konu | Forum | Son Mesaj Yazan | Cevaplar | Okunma | Son Mesaj Tarihi |
Medineweb Görsel ve Slayt arşivi( kaybolmaması... | Medineweb.net Videolar | Medine-web | 5 | 210 | 23 Eylül 2024 20:24 |
Mustafa İslamoğlu Sözler | Medineweb.net Videolar | Mihrinaz | 2 | 391 | 30 Nisan 2023 16:51 |
Şirk Hakkında Kuran Ne Diyor? | Medineweb.net Videolar | Medine-web | 0 | 261 | 29 Nisan 2023 18:52 |
DÜNYA KABE'NİN NERESİNDE | Hacc-Umre-Kurban | Medine-web | 0 | 1103 | 27 Nisan 2020 21:40 |
20 Aralık 2013, 07:25 | Mesaj No:2 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cevap: Kur’an ve hadis ilimleri ünite 1-2-3 ÜNİTE 2: KUR’AN İLİMLERİ VE TEFSİR’İN KULLANDIĞI İLİMLER “ulumu’l-kur’an” Kur’an ilimleri Arapça’da “ulumu’l-kur’an” olarak ifade edilmektedir. Ulumu’l-kur’an “inişi, tertibi, toplanması, yazılması, okunması, tefsiri, icâzı, nâsihi, mensuhu ve hakkındaki şüphelerin giderilmesi açısından Kur’an’la ilgili olan ilimlerdir.” Ulumu’l-Kur’an’ın temel konusu Kur’an’ ve özel inceleme alanına giren meselelerdir. Kavramın bütün ilimleri içermesi bakımından kullanılması Zerkeşi (794/1391)‘nin el- Burhan fi ulumi’l-kur’anadlı eseri ile olmuştur. Hz. Peygamberzamanında Kur’an ilimleri tedvin edilmemiş ve Kur’an ile ilgili bilgilerşifahi olarak aktarılmıştır. Ancak halifeler zamanında ve daha sonrakidönemlerde Kur’an’ın kitabeti, kıraati ve onun anlaşılmasını konuedinen ilim dalları tedvin edilmiştir. Ulumu’l-Kur’an’ın içine giren konuların sayısı hakkında bir ittifak yoktur. Bu konuda yazanlar farklı rakamlar ve alanlar zikretmişlerdir. Temel Ulumu’l-Kur’anKaynakları Hâris el-Muhasibi (243/857) el-Akl ve fehmu’l-Kur’an El-Hûfî (430/1038) el-Burhan fi ulumi’l-Kur’an, İbnu’l-Cevzi (597/1200) Fünunu’l-efnan, Et-Tûfî (716/1316) el-İksîr fi kavâidi ilmi’t-tefsir, İbn Teymiyye (728/1327) Mukaddime fi usûli’t-tefsir, Ez-Zerkeşî (794/1392) el-Burhan fi ulumi’l-Kur’an, El-Kâfiyecî (879/1478) et-Teysir fi kavâidi ilmi’t-tefsir, Es-Suyûtî (911/1505) el-İtkan fi ulumi’l-Kur’an, Ed-Dihlevi (1176/1764) el-Fevzu’l-kebir fi usûli’t-tefsir, Ez- Zerkâni (1367/1948) Menâhilu’l-irfan fi ulumi’l-Kur’an, Subhi es-Salih (1399/1978) Mebâhis fi ulumi’l-Kur’an. A-Garibül Kur’an: Kur’anın kullandığı yabancı kelimeleri ele alır. B-Vucuh ve Nezair: kur’andaki eş sesli- eş anlamlı kelimeleri ele alır. C- Sarf ve Nahiv: Ayetlerin gramer bakımından çözümlenmesi. D- Müşkilül Kur’an: Kur’andaki kapalı ve açık ifadeleri ele alır. E-Belağat: Meani, beyan ve bedii olmak üzere üç ilmi içermektedir. Haber ve inşa gibi farklı cümle şekillerini inceler, sözü açık ve fasih bir şekilde ifade etmeyi, sözlerdeki edebi sanatlarla ilgilenir. Tefsirin Kullandığı İlimler A-Klasik İlimler 1-Dil Bilimleri: Tefsir, ayetlerin açıklanmasında dil biliminden yararlanılır. 2-Sarf-İştikak: sarf (biçim bilgisi, morfoloji) kelimenin, istenilen manaya göre biçim değiştirmesini ele alır. İştikak kelimesi ise, bir şeyin yarısını almak anlamına gelir. Kuranın anlamlarını doğru bir şekilde bulabilmek için sarf ve iştikak kurallarını bilmek gerekir. 3-Nahiv: (sentaks) Sözlükte yön, yol ve kasıt anlamlarına gelir.kelimelerin cümle içindeki durumu, cümlenin kuruluşu ve kelime sonlarının cümle içindeki durumunu inceleyen ilimdir.İsim cümlesi fiil cümlesi ayırır. 4-Belagat; Dil üzerinde çalışan belagat, meânî, beyan ve bedi’i olmak üzere üç ilmi içermektedir. Meani haber ve inşa gibi farklı cümle şekillerini ve bunların doğru durumlar içinde kullanışlarını inceleyen bilimdir. Beyân sözü açık ve fasih bir şekilde ifade etmeyi konu edinir. Bedi’i ise sözü çok ince edebi sanatlarla süslemek ile ve sözdeki bu sanatları incelemek ile ilgilenir. ** Kur’an-ı Kerim’i edebi yönden incelemek ve onun i’cazını anlayabilmek için belagat ilmi bir gerekliliktir. Kur’an dilini incelemek ve onun inceliklerini bulabilmek için tarih içerisinde uzun yıllar belagatın ilkeleri ve metodları oluşturulmaya çalışılmıştır. Belegat üzerine Eserler; Sibeveyh (180/796)’in Kitâb ve Câhız’ın el-Beyân ve’t-tebyîn adlı eserleri belagat üzerinde yazılmış ilk dönem önemli eserlerdendir. Ferrâ (207/822)’nın Meâni’l-Kur’an, Ebu Ubeyde Ma’mer b. Müsenna (209/824) Mecazu’l-Kur’an, İbn Kuteybe (2767889)’nin Te’vilu Müşkili’l-Kur’an Ebu İshak ez-Zeccâc (311/923)’ın İ’rabu’l-Kur’an B-Nakli Bilimler 1- Hadis ilmi, Peygamberimizin Kur’an vahyi hayatını ele alan sîret, ayrıca tarih eserleri de benzer bir amaç için tefsirde kullanılabilecek olan gelişmiş ve tanımlanmış bilimlerdir. Çağdaş dönemde de dil, tarih ve yöntem konusunda geliştirilen semantik, semiyotik, antropoloji, arkeoloji ve hermeneutik gibi bazı ilimler de Kur’an üzerinde çalışan ilim adamlarının ve düşünürlerin dikkatini çekmiştir. Hadis, Kur'an'ın açıklanmasında dil bilimleri ve hem de tarih bilgi kaynakları açısından birinci derecede önemlidir. Çünkü Kur'an'ın indiği döneme ve âyetlerin hangi koşullarda indiğine ilişkin en yakın bilgileri hadis kaynaklarından öğrenmekteyiz. Ayrıca Kur'an'da bilinmeyen sözcükler ilk kez Peygamberimiz tarafından açıklanmıştır. Ayetlerdeki Kur’an’ın nâzil olduğu şartlar ve durumlar, âyetlerin kastettiği anlamlar, kullanılankelimelerin mânaları hakkında en sağlıklı bilgileri verecek olan kaynak Hz. Peygamber’in sözleridir. Çünkü Rasûlullah ve onun ashabı Kur’an’ın indiği şartları Kur’an ile birlikte yaşamışlar, çok defa âyetlerin inmesine sebep olan olayların bizzat kahramanları olmuşlardır. Ancak müfessir, âyetlerin tefsirinde hadis ilminin hadis tenkidiyle ilgili çalışmalarına dikkat etmeli ve en sağlam kabul edilen rivâyetleri kullanmalıdır. 2-Siyer ilmi genel olarak Hz. Muhammed’in içinde yaşadığı zamanı ve coğrafyayı muhtelif açılardan ele alan bir disiplindir. Bu bakımdan siyer ilmi, İslamiyet öncesi Arabistan’ın sosyal, kültürel, ekonomik yaşamını, dini inanç ve kabullerini, Peygamberlik öncesi ve sonrası Hz. Muhammed’in hayatını ve kişiliğini konu edinmektedir. Vahiy tecrübesini yaşayan Hz. Muhammed’in hayatı ile ilgili bilgiler vermesi bakımından Siyer ilmi tefsirin kullandığı ilimlerden biridir. Peygamberimizin hayatını bilmek, Kur’an’ın indiği şartları bilmek demektir diyebiliriz. Kur’an’ın nasıl bir topluma indiğine ilişkin bilgileri de siret ilminden öğrenebilmekteyiz. 3-Tarih; Tefsirde yani ayetleri açıklamak için yapılması gereken önemli bir işlem âyetlerin nâzil olduğu ortam ve şartlar hakkında bilgi edinmek, zaman ve mekân bağlamının olaylarını, bu olayları meydana getiren fertleri veya toplulukları doğru bir şekilde belirlemektir. Klasik Kur’an ilimleri içinde bulunan sebeb-i nüzûl bunu yapmaya çalışır. Ayetleri mekki ve medeni olarak sınıflandırmak için indikleri tarihleri bilmek gerekir.Bu konuda başta gelen kaynaklar İbn İshak ve İbn Hişam’ın eserleridir. C-Çağdaş Bilimler 1-Semantik (anlam Bilim): Dilin doğrudan anlam boyutunu ele alır. Dilin en küçük öğesi olan kök anlamından başlayarak dilde diğer kelimelerle oluşturduğu anlam ilişkisini ve zaman içerisinde geçirdiği değişimi inceler.Kısaca Semantik; anlamı ortaya koyma çabasıdır. Anlambilim, en genel ifadesiyle dilin en küçük öğesi olan kelimenin kök anlamından başlayarak onun dilde diğer kelimelerle oluşturduğu anlam ilişkisini (synchronic/eşsüremli) ve zaman içerisinde geçirdiği anlam değişmelerini (diachronic/artsüremli) ele alan ve inceleyen bir disiplindir. Bu bakımdan Kur’an ilimleri arasında bulunan, vücuh ve nezair, garibu’l-kur’an, vb. konu başlıkları ile örtüşen yanları bulunmaktadır. Ayrıca mecaz, istiare, kinaye gibi edebi sanatların kullanımı sırasında meydana gelen anlam değişmeleri de tefsir ve anlambilimde ortak olarak çalışma konusu yapılmaktadır. Bu bakımdan Kur’an üzerinde yürütülen semantik çalışmalar, esasen daha önce Kur’an üzerinde yapılmış çalışmaları farklı bir bilimin ışığında yeniden ele almaktadır. ** Semantiğin alanına bir dildeki anlam ile ilgili her şey girmektedir. Yani manası olan her şey semantiğin konusudur. Bu kavramı Kur’anın anlaşılması için kullanan ilk bilim adamı olan İZUTSU’ ya göre Kuranın kavram dünyası üç farklı zaman diliminden oluşmaktadır. a-Kur’andan önceki bedevi Arapların kullandıkları kavramlar. b-Mekke tüccarlarının kullandığı kavramlar. c-Arabistan yarımadasındaki Yahudi ve Hıristiyanların kullandıkları kavramlar. Bir kelimenin iki manası vardır. İzafi ve Esas mana. Semantik Kavramlara iki farklı açıdan bakmaktadır. 1-Art Zamanlı Semantik: Bu bakış açısı dile ait her öğede zaman unsurunun rolünü görmektedir.Kelimelerin zaman içerisinde geçirdiği anlam değişiklikleri, anlamlarının daralması ve anlam kaybetmesi veya genişleyerek yeni anlamlar kazanması incelenir. 2-Eş Zamanlı semantik: Kavramlara aynı zaman dilimi içerisindeki anlamları açısından yaklaşır. Bu araştırma ile kavramın aynı zaman içerisinde eş anlamlılar, zıt anlamlıları çağrışımları, benzetmeleri ve duygu değerleri ortaya çıkarılır. Semiyotik(Gösterge Bilim): iletişim amacıyla kullanılan her türlü işaret sistemini ele alan bilime denir. İnsanın etrafında anlam ifade eden her şeyin görünenin ötesinde bir anlamı olduğunu kabul ederek, bu anlamı çözmeye ve anlamaya çalışır. Semiyotik bu bakımdan üç kısma ayrılır. 1-Sentaks(sözdizimi Bilgisi)Konusu semboller ya da dilsel göstergeler arası ilişkidir. 2-Semantik(anlam Bilgisi): Sembollerin dil dışı karşılıkları arasındaki ilişkiyi inceler 3-Pragmatik(Kullanan Bilgisi): İlk Kelz John Locke tarafından kullanılmış Ferdinand de Saussure tarafından bağımsız bir bilim haline getirilmiştir. Antropoloji: İnsanlar ve Toplumlar arasındaki farklılıkları ve benzerlikleri inceler. Kur’an açısından ise içine indiği kültürü, toplumu ve tarihsel şartları çözümlemeyi ve anlamayı ifade eder. Arkeoloji: İnsanın geçmişini maddi kalıntılar yoluyla araştırıp, yazılı kayıtlar öncesi dönemle ilgilenmektedir. Arapların İslam öncesi taptıkları putlar ile ilgili kalıntılar, İslam öncesi ve sonrası ile ilgili bazı kitabeler ortaya çıkarılmaktadır. Arapların İslamın ortaya çıktığı dönemlerde kullandıkları yazı malzemesi olan Hurma dallarının Yemende ortaya çıkarılması gibi. Kur’an kıssalarının geçtiği yerlerde yapılan kazılarda çıkan kalıntılar tefsirde kolaylık sağlamaktadır. Hermeneutik (anlama ve yorumlama sanatı) : En genel ifadesiyle “insan eylemlerinin, sözlerinin, insanın yarattığı ürünlerin ve kurumların anlamını kavrama; anlama ve yorumlama sanatına” hermeneutik adı verilmektedir. Hermeneutik terimi ilk kez Yunan mitolojisinde, tanrıların sözlerini insanlara iletirken bu sözleri açıklayıp ve yorumlayan tanrıların habercisi Hermes’in faaliyeti anlamında kullanılmıştır. Terim bu anlamını Ortaçağ’a kadar korumuş daha sonra Dilthey, F. Schleiermacher, Heidegger, Paul Ricoeur ve Gadamer’in etkileriyle felsefi bir anlam kazanmıştır. Hermeneutik konusunda tartışmalar bazı İslam bilginlerince Kur’an’ın anlaşılması ve yorumlanması alanına taşınmıştır. Tarihin belli bir döneminde belli bir insan topluluğuna doğrudan hitab eden Kur’an’ın anlaşılması ve yorumlanmasında izlenen yollar, bu tartışmaların ışığında yeniden ele alınmıştır. Mesela, Kur’an metninin yapısı, onu okuyan ve anlayan öznenin, Kur’an’ın anlamlarını bulmada ne kadar belirleyici olabileceği gibi konular ele alınmış ve tartışılmıştır.
__________________ Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır. |
20 Aralık 2013, 07:26 | Mesaj No:3 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Cevap: Kur’an ve hadis ilimleri ünite 1-2-3 ÜNİTE 3 KURANIN DİL ÖZELLİKLERİ Yedi Harf: Kuranı Kerimin yedi harf üzerine indirilmiş olması sahih hadislerle sabittir. Bir rivayette Hz.Peygamber Kuran yedi harf üzere indi binaenaleyh onlardan hangisi kolayınıza gelirse o harfi okuyunuz. buyurmuşlardır.Yedi harften maksat nedir.Kabul edilen görüşlerden birisi yedi harfin yedi arap lehçesi yani arap kabilelerinden yedisinin dili olmasıdır. Bunlar;Kureyş,Hüzeyl,temim,Ezd,Rabia,Hevazin ve Sad b. Bekir lehçeleridir.El-ahrufus seb’a terkibindeki yedinin bilinen yedi sayısı olmayıp çokluktan kinayedir. kUran ve kıraat Bizzat Hz.Peygamberin sağlığında Kureyş hattına göre yazdırılmış, Hz.Ebubekir döneminde yine aynı hatta göre Mushaf halinde cem edilmiş ve Hz.Osman döneminde istinsah edilen Mushaflardaki bir kelimenin yerine eş anlamlısı dahi olsa başka bir kelimenin yazılabileceğine cevaz veren bir durum yoktur. Resullullahtan her Ramazan ayında o ana kadar inen ayetleri Cebrail ile mukabele ederdi ki buna ARZA denir. Vefatından önceki son Ramazan ayında bu arza iki defa gerçekleşmişti ki buna da ARZAİ AHİRE denir. İlk defa kıraat imamları ve kıraatlerini sistemli bir şekilde tesbit eden kimdir? Ebu Bekir b.Mücahid –Kitabüs Seb’a eseriyle (324/935). Daha sonra aynı asırda yaşayan Ebubekir el İsbahani en Nisaburi de-el gaye fil Kıraatil Aşr eserinde bu yedi kıraate üç kıraat daha ilave ederek (ebu Cafer-Yakub-Haleful-Aşir) kıraatlerin sayısını ona tamamlamıştır. 10 Kıraat İmamı ve Ravileri Şunlardır. 1-Nafi:ravileri,Kalun ve Verş(Libya,Mısır vetunusun bir kısmında halen okunuyor.) 2-İbnü kesir:el Bezi ve Kunbul 3-Ebu Amr:ed Duri ve es Susi (sudanlıların bir bölümü tarafından okunmaktadır.) 4-İbnü Amir:Hişam ve İbnü Zekvan 5-Asım:Ebu Bekr Şube ve Hafs(Tür.Arabistan,Mısır,Suriye,Irak,İran,Pakis,Af gan.Şu an O.yor 6-Hamze:Halef ve Hallad 7-Kisai:Ebul Haris ve Ed Duri 8-Ebu Cafer:İsa b.Verdan ve Süleyman b.Cemmaz 9-Ya’kub:Ruveys ve Ravh 10-Halefül Âşir:İshak ve İdris. Ahad kıraat; Senedi sahih olmakla birlikte yazılış bakımından imam mushafına ve Arap dili gramerine uymayan kıraatlere denir. Müdrec Kıraat; Kuranın bazı ayetlerine tefsir maksadıyla yapılan ziyadelere denir. Uydurma (mevzu) kıraat: Tamamen asılsız olup hiçbir esasa dayanmayan kıraate denir. Kıraatlere güvenilmesinin İlmi Kıstasları Nelerdir? a-Kıraatin sahih senetle Rasulllaha nisbet edilmesi b-Takdiren de olsa Hz.Osmanın İmam mushafına uyması. c-Muteber vecihlerden bir vecihle arap dilinin kaidelerine uygun olması. Müslümanlar arasında günümüzde bizzat okunup tatbik edilen kıraatler 1-Asım kıraati Hafs riayeti; Müslümanların büyük çoğunluğunun kıraatidir. Türkiye, Arabistan, mısır, Suriye, ırak, Pakistan, Afganistan gibi ülkelerde okunmaktadır. 2-Nafi kıraati kalun rivayet; Libya ile mısır ve tunusun bir bölümünde okunmaktadır 3-Nafi kıraati Verş rivayeti; Mısır hariç kuzey afrikanın bazı bölgelerinde yaygındır. Cezayir, sudan, Moritanya, ve tunusun büyük bölümünde okunmaktadır. 4-Ebu Amr kıraati; Sudanlıların bir bölümünde okunmaktadır. Kuran üslubunun en önemli özellikleri şunlardır. a-Mevcut edebi türlerden farklı olması b-Kuranın ses nizamından ve lügavi güzelliklerinden kaynaklanan eşsiz bir ahenge sahip olması.c-Ayetlerde mana ve lafız dengesinin bulunması.d-Edebi türlerin hepsinde mükemmel oluşu.e-Aynı anda farklı seviyelere hitap etmesi.f-Muhtevasındaki farklı konuları hiçbir kitapta olmayan şekilde iç içe işlemesi.g-Tekrar keyfiyetinin bulunması.ğ-Beyan ve ifade tarzlarının çeşitliliği.h-İnsanın aklına ve duygularına dengeli bir şekilde hitabetmesi. Siyat-Sibak; Kuranın ayetlerinde siyak-sibak meselesi bir taraftan ayet ve surelerin tertibiyle diğer taraftan da söz konusu tertip gerçeğinin tabii bir sonucu olarak ortaya çıkan ayetler ve sureler arasındaki münasebet ilmiyle irtibatlı bir konudur. Umum(Genellik)-Husus(Özellik) Husus:Tek vaz ile bir tek manayı ifade etmek üzere konulmuş ve bir tek ferde delalet eden lafızdır. Umum:Tek vaz ile bir tek manayı ifade etmek üzere konulmuş bulunan ve muayyen bir miktarla sınırlı olmaksızın bu mananın kendisinde gerçekleştirdiği bütün fertleri kapsayan lafızlardır. Hususilik çeşitli Kısımlara Ayrılmaktadır. 1-Kullanıldığı mana bakımından harfler has lafızlardır.ör.vav,fa,sümme,lakinne,ev,hatte 2-Özel ve cins isimler has lafızlardır.3-Sayı isimleri has lafızlardır.ör,bir,on,yüz.4-Tesniyeler has lafızlardır.ör,Ebeveyn,sahibeyn.5-Çeşitli kiplerde(emir-nehiy)bulunan fiillerde has lafızlardır.Namaz kılın,emirdir.Yemeyin,haram kılındı gibi. Kuranda Umumiliği ifade eden kelimeler hangileridir? 1-Küll ve cemi(her,hepsi,bütün) kelimeleri umumilik ifade eder.Ör.Gul küllün.2-İsmi mevsuller(ilgi zamirleri,belirsiz zamirler) umumilik ifade eder.Ör.elleziine.3-Eyyu,ma ve men edatları umumilik ifade eder.Ör.femen şehide.4-İstiğrak ve kapsamlılık ifade eden harfi tarif ile belirli(muarref) hale getirilmiş çoğul isimler umumilik ifade eder.Eflehal mü’minun.5-Lamı tarif yada izafet yoluyla marife olan tekil isimler umumilik ifade eder.İnnel İnsane. Mübhematul Kuran; Mübhem, sözlükte algılanması ve anlaşılması zor olan, ayırıcı bir özelliği olman şey,kendisiyle ne kastedildiği açık ve belirli olmayan söz anlamına gelmektedir. Kurandaki bu mübhematı konu edinen ilem denir. Bu ilmin amacı; şahıs, grup, eşya, hayvan, coğrafi bölge adları, sayı ve miktar ile ilgili olan belirsizlikleri gidermeye çalışmaktır. ** Kuran, ifade zenginliği sağlamak, kendisinden söz edilen şahsı yüceltmek ve hoşa gitmeyen ve eksik bir vasıfla muhatabı tahkir etmek gibi sebeplerden dolayı mübhemata yer verilmiştir. Mübhematul kuranla ilgili eserler; a-es-Süheyli, et Tarif vel-i’lam b-İbn Cemaa Gurerrul beyan li Mubhematil Kuran c-Es-Suyuti Muhematul Ekran fi Mubhematil kuran Vücuh ve Nezâir(Eşsesli ve Eşanlamlılık) Vücuh:Aynı şekilde söylenen,ve yazılan fakat farklı anlamlara gelen sözcüklere Vücuh denir.Ör.Dolu.Hem boş olmayan,hemde yağan buz taneleri anlamlarına gelir.Kitap=Tevrat,Vahiy,Kuran,İncil,Amellerin yazıldığı defter.Nezair lafızlarda;vücuh ise manalardadır. Nezâir:Aynı anlama geldiği halde farklı sözcüklerle ifade edilen ve birbirine benzeyen kelimelere Nezair veya eş anlamlı sözcükler denir.Ör.Sakar,Nar,Hutame,Haviye,Cahim kelimeleri değişik yazıp söylendiği halde hepside=Cehennem demektir. Vücuh ve Nezair ile ilgili eserler 1-Mukatil b. Süleyman; el-Vücuh ven-Nezair 2-Ali b. Vafid, el-Vücuh ven Nezair 3-Yahya bi. Selam, et-Tesarif 4-el-Hakim et-Tirmizi, Tahsulu nezairil Kuranil Kerim 5-Ebu Ali el-Hasen el-Bağdadi, el-Vücuh ven Nezair 6-İbnul Cevzi, Nüzhetul a’yunil-Nevzair ilmil –vücuh ven-Nezair 7-İbnul imad, es-Serair fi Manal-Vccuh vel-Eşbah ven Nezair GARİBU’L KUR’AN(Kuranda Yabancı Kelimeler) Kuran Kureyş lehçesiyle nazil olmakla birlikte diğer arap lehçelerinden gelen veya yabancı dillerden alınıp Arapçalaşan kelimelerde içermektedir.Bu bakımdan tefsir alanında Kuranda ki bu tür kelimelerin açıklamasını konu edinen bir ilim doğmuştur bu ilme garibul Kur’an denilir. Bir kısım alimler Kuranda arap dili dışında bir sözcük bulunmadığını savunurlar. Delilleri;Şüphesiz biz onu Arapça bir kuran kıldık(zuhruf.3) Apaçık bir arap diliyle (şuara,195) Arab’a yabancı dilden kitap olurmu (fussilet.44). ** Kuran tefsiri ve garib kelimeler hakkında İbn Abbastan rivayet edilen en eski ve güvenilir haberler Sahifetu Ali b.Ebi Talha adlı eserde nakledilmektedir. ** Suyuti Kuranda Arapçalaşmış(muarreb)kelimelerin bulunduğunu savunur. Bir kısım alimde Kuranda arap dili dışında kelimeler bulunduğunu savunurlar. Endülüslü alim imamı Şatıbi bunlardan birisidir. el-eraik(tahtlar)—Habeşce/ esbat(kabileler)--İbranice / esfar(kitaplar)—Süryanice-nabatça ekvab(testiler)—Nabatça / rakim(levha-kitap)—Rumca/ fum(sarımsak)—İbranice Garibul Kuran ile İlgili Eserler Malik b.Enes-Tefsiru Garibil-Kuran/Muammer b.el Müsenna-Garibul Kuran Kasım b.Sellam-Garibul Kuran/ İbn Kuteybe-Garibul Kuran / Rağıb el Isfahani-el Müfredat fi KUR’AN VE İC’AZ İcaz kelimesi sözlükte; acze düşürmek,aciz bırakmak anlamındadır.Kuranın icazı ise onun, bütün insanları kendi benzerini getirmekten aciz bırakması anlamına gelmektedir.Dolayısıyle hiçbir beşer onun benzerini getirebilme gücüne sahip değildir.Kuranın eşsizliğini ifade eden bu ilme ise İ’cazül Kuran adı verilir. Kuranın mucize oluşunun üç temel delili vardır. Kuranın beşer üstü bir kitap oluşu Muhaliflerine meydan okuması Bir benzerinin getirilememesi. Kuranın i’cazı olduğu yönler a-Nazım ve telif yönünden icazı b-Dil ve üslub yönünden icazı. c-Beşeriyetin ihtiyacını karşılaması yönünden icazı d-Tabiat ilimleri açısından e-İlmi icazı f-Gaybi haberler içermesi. g-Geçmiş milletler ve peygamber kıssaları bulunması. h-Kuranın Hz..Peygamber tarafında değiştirilememesi yönünden icazı. İ’cazul Kuran ile ilgili Eserler Ebu Ubeyde-İcazul kuran / Osman el Cahız-Nazmul kuran / Er Rummani-en Nüket fi İcazil Kuran /El Hattabi Beyanu icazul kuran / El Bakıllani-İcazül kuran / El Cürcani-Delailul icaz Kuranda Hitaplar; a-Hz.Peygambere olan hususi hitaplar b-Hz.Peygamberden başkasına yapılan hitaplar c-Her ikisine birden olan hitaplar Kuranda Yeminler (Aksamul Kur’an) Kuranda yemin içeren ayetlerin çoğu Mekke döneminde inmiştir. Kurandaki yeminleri konu edinen ilme aksamul Kuran denilir. Yeminler söylenen sözün veya şiirin gücünü artırmak,muhatabın dikkatini söylenen söze çekmek için kullanılıyordu.Arapların sosyal hayatlarında yeminin çok büyük rolü vardı.Araplar bir sözün tekidini istediklerinde yemin ediyorlardı.Kuranda yer alan yeminlerde tekid maksatlıdır.Ayrıca üzerine yemin edilen varlığın kıymetini ve önemini göstermek için Kuranda yeminler bulunmaktadır.Kuranda yeminler vav yada la harfleriyle başlamaktadır. Aksamul kuran ile ilgili en önemli eser İbn.Kayyım el Cevziyyenin-et Tıbyennfi Aksamil Kuran adlı eseridir. Allah Kuranda nelere yemin etmiştir? Meleklere(saffat)-Feleke(buruc,Tarık)-Yıldıza(necm)-Fecre(fecr)-Güneşe(şems)-Geceye(leyl)-Kuşluk vaktine(duha)-Zamana(asr)-Havaya(zariyat,mürselat)-Tur dağına (tur)-İncire(tin)-İnsana veya melek topluluğuna (naziat) ve atlara (adiyat) yemin edilmiştir. KUR’ANDA MÜŞKİL(Müşkilul Kur’an) Müşkil:Kuranın bazı ayetleri arasında ihtilaf ve tezat gibi görünen hususlar demektir.Kuran ayetleri arasında ihtilaf ve tezat gibi görünen bu durumları inceleyen ilme Müşkilil Kuran adı verilir. Kuranda bir çok yönden ihtilaflar bulunmaktadır. 1-Bir olayın farklı biçimlerde ve şekillerde anlatılması yönünden ihtilaf.(Hz.Ademin topraktan yaratılması). 2-Konunun farklı biçimlerde yer alması yönünden ihtilaf(Tek eşle evlilik) 3-Fiilin isnadı yönünden ayette yer alan ihtilaf (Bedir savaşında konu edinen….) 4-Hakikat ve mecaz yönünden ihtilaf(İnsanları sarhoş görürsün) 5-Zıt anlamlığın bulunması yönünde ihtilaf(Kalpleri Allahı anmakla huzura kavuşur/titrer) Müşkilul Kuran ile ilgili eserler ; İbn Kuteybe, Tevilu Müşkilil Kuran,/ Mekki b. Ebi Talib, Müşkilatul Kuran/ Muhammed Abduh, Müşkilatul Kuranil Kerim. MUKATTA’A HARFLERİ 29 surenin başında yer alır , 27 Mekki, 2 medenidir. Mukatta harfleri hangi manalara gelir. a-Bu harfler surelerin isimleridir. b-Bu harflerin her biri Allahın isim ve sıfatlarına delalet eder(Allah,Latif,Mecd). c-Bu harflerin bazısı Allahı isimlerine bazısıda Allahtan başka isimlere delalet eder.(Allah,Cebrail,Muhammed.) d-Allahu teala bu harflerle yemin etmektedir. e-Bu harfler kuranın isimleridir. f-İnanmayanların dikkatini çekerek meydan okumaktadır. g-Duyanların ilgisini ve dikkatini çekmektedir. Kuranda Meseller (Emsalul Kuran): Kuranın muhataplarını hidayete, hakka, kemale, her türlü güzelliğe, gerçek insanlığa davet için kullandığı önemli birçok üsluplardan birisi de kuran ilimlerinde Emsalul Kuran adıyla bilinen üslup şeklidir. Mesel; Lügatte, bir şeyin benzeri, aynı şey, delil, hüccet, bir nesnenin sıfatı, ibret ve ölçü manalarına geldiği gibi kıssa, hadis ve destan manalarına da gelmektedir. ** Kuran ıstılahında ve tefsir usulü ilminde mesel veya meseller denilince hakikate vuku bulmayan ancak tezkir, vaz, teşkir, zecr, ibret, bir hareketi tasvib, kastedilen anlamın akla yakınlaştırılması, mananın hissedilir, şekilde tasviri gibi gayeler için kuranın getirdiği misaller akla gelmektedir. Kuranda Meseller üç gurupta toplanır. 1-Musarrah meseller ki açık ve sarih olan mesellerdir. Bu mesellerde mesel lafzı veya teşbihe delalet eden öğe açıkça ifade edilmiştir, bu tür meseller kuranın kerimde çoktur. Rad 17 2-Kamin, gizli ve imanlı meseller, bu tür mesellerde temsil, benzetme edatı zikredilmeden veciz bir şekilde parlak manaya delalet vardır. İsra 29. 3-Mürsel meseller ki bunlarda teşbih hazfı, benzetme yönü açıklanmayan mesellerdir. Fatır 43 Kuranda Münasebet; kelime olarak münasebet, ilgi, ilişki, uyum, uygunluk, benzerlik, yakınlık gibi anlamlara gelmektedir, Tefsir usulü ilminde münasebet deyince kuran ayetleri ve sureleri arasındaki mana ilişkisi, mana uyumu ve mana irtibatı gibi anlamlar akla gelmektedir. Münasebatul Kuran ilmi de ayet ve sureler arasında var olan gizli, açık ve iç içe anlam ilişkilerini, mana insicamını, mana bütünlüğünü inceleyen bir ilim dalıdır. Muhkem – Müteşabih; Muhkem; manası kolaylıkla anlaşılabilen herhangi bir yoruma ihtiyaç duyulmayan ve tek anlamı olan ayetlerdir. Müteşabih; Birçok manaya ihtimali olup, bu manalardan birini belirlemek için harici bir delile ihtiyaç duyulan ayetler anlamına gelmektedir. Anlaşılması açısından müteşabih ayetlerin üç kısımda incelenmesi (Er-Ragıb el-İsfehani) 1-Bilinmesi mümkün olmayan müteşabihler ki bunları ancak Allah bilir. Bunlara mutlak müteşabihler de denilmektedir. Bu tür müteşabihlerin hakikat ve mahiyetlerinin bilinmesi insanlığın gücü dahilinde değildir. Mutlak müteşabihlerin başında sure başlarındaki mukatta harfleri gelmektedir. Allahın sıfatları, Ahiret halleri, Ruh, Sur, Dabbetul Arz, Arş; Kürsi, Kalem, Levhi Mahfuz, Sidrei Münteha ve Beyti Mamur gibi kavramlarda bu gurubun içine girmektedir. 2-İnsanoğlunun sebeplere tevessül ederek bilebileceği müteşabihlerdir. Garip kelimeler, muğlak kapalı ifade ve hükümler de bu gruba girer. 3- birinci ve ikincinin arasında kalan müteşabihlerder. Bunlar ilimde rüsuh sahibi olan alimlerin bilebileceği ve diğerlerinden gizli kalan müteşabih ayetlerdir. Kuranın kerimde müteşabih Ayetlerin bulunmasının hikmetleri: 1-Bu ayetler sayesinde insan fikri dondurulmamış, geniş bir fikir hürriyeti verilmiştir. İlmin gelişmesine önemil bir kapı açılmıştır. 2-İnsan için bir imtihan vesilesi olmuştur. Çünkü müteşabih ayetler insanın gayba imanı noktasında adeta bir ölçü olmuştur. 3-insan ne kadar bilgili olursa olsun Allah Tealanın her şeyi kuşatan ilmi karşısında acziyetini ve kulluğunu idrak etmiştir. 4-İslam dinini tek bir görüşten ibaret, monoton bir din olmaktan kurtarıp düşünce ve fikir zenginin bir din haline getirmiştir. 5-Kuranın kolay ezberlenmesine ve Kuranın muhafazasına vesile olmuştur. 6-Müslümanlar, müteşabih ayetlerle kastedilen manaya ulaşmak için fikir bir cehd ve gayret içine girmişlerdir. Kuranın Ebedi Dili 1-Hakikat; konulduğu ve tahsis edildiği manada kullanılan lafıza verilen addır. a-Lugavi hakikat; anlam dilde hangi mana için vaz edilmiş ise o manada kullanılan lafızlardır. Güneş, ay, yıldızların lafızları. b-Şeri hakikat; Yeni bir vaz ile şarinin lafzı lugavi hakiki anlamından şeri anlamına çevirmesidir. Yani lafzın şarini kastettiği manada kullanılmasıdır. Salat, hac, zekat c-Örfi Hakikat; lafzın manaya konulması, halkın örfü ve kullanması sonucu olmaktadır. 2-Mecaz 3- Teşbih; kapalı olan bir manayı açık hale getirmektir. 4-İstihare; sözlükte ödünç almak, istemek veya birinden iğreti bir şey alma anlamında olup mecazın teşbihle karışmasından meydana gelmektedir. Mecaz cinsindendir. Annenin çocuğuna çiçeğim demesi istiaredir. 5-Kinaye; bir fikri kapalı, dolaylı anlatan söz demektir. Kuranda kinayenin kullanılmasının sebepleri arasında Allahın kudretinin yüceliğini göstermek, bir kelimeyi, daha güzeliyle ifade etmek, açık bir şekilde ifade edildiğinde çirkin olan bir kelimeyi başka bir kelime ile kullanmak, belagat ve mübalağa kastetmek bulunmaktadır. 6-İcaz: Edebiyatta bir düşünceyi çok az sözcükle özlü bir şekilde anlatmadır. İcaz, maksadı en az kelimeyle anlatma sanatıdır. İcazın karışı itnabdır, İtnab; edebiyatta sözü, gerektiğinden fazla kelime veya cümle ile uzatmaktır. İtnab, kasdedilen manayı daha çok kelime ile ifade etmektir.
__________________ Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır. |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Hadis Tarihi ve Usulü 6. Ünite ve 7. Ünite Sorular ve Cevaplar | toyber | Hadis Tarihi Ve Usulü | 2 | 09 Mayıs 2020 12:17 |
Hadis 5.ünite | sherlock | Hadis | 0 | 03 Nisan 2015 19:45 |
Hadis 4. ünite | sherlock | Hadis | 0 | 03 Nisan 2015 19:43 |
AMERİKA’YI ’’TEKÂSÜR’’ KRİZİ HELAKE SÜRÜKLEYECEK Mustafa İslamoğlu | sevginin_bedeli | Serbest Kürsü | 1 | 19 Nisan 2014 01:34 |
hadis 2. ünite | kalaycim20 | Hadis Tarihi Ve Usulü | 1 | 04 Mart 2014 10:39 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|