Tavsiye kitaplar bölümümüz

[mehmet akif2]

ben sayfaları karıştıracağım ama eski yeni farketmez mutlaka okuyun dediğiniz kitap tavsiyelerinizi bekliyorum

benim aklıma şimdi 3 tane geldi mutlaka okuyun diyebileceğim kitaplar

Reşat Nuri GÜNTEKİN eserlerinden "ACIMAK" ve "TANRI MİSAFİRİ"

Montaıgne eseri "DENEMELER"

[mehmet akif2]

KİTAP HAKKINDA: 1984- Bin Dokuz Yüz Seksen Dört (Nineteen Eighty Four) George Orwell'in politik romanıdır. Kitap 1947- 48 yıllarında yazılmıştır.

Adının "Avrupadaki Son Adam" olması düşünülmüştür. Fakat yayıncının müdahalesi ile daha ticari olan mevcut adı konulmuştur.

İlk kez 1949'da yayımlanmıştır.

Konusu kısaca: Faşist- baskıcı iktidarın eleştirisidir. Orwell daha önce incelediğimiz Hayvan Çiftliği adlı romanında da benzer konulara değinmişti. Kendisi bir anti- faşist ve anti- komünist olarak yozlaşmış iktidarın en büyük öngörülerini sergilemiştir.


1984_Bin Dokuz Yüz Seksen Dört romanı özgürlüğü iki kere ikinin dört olduğunu söyleyebilmek olarak tanımlıyor.

Winston'un yaşadığı dünyada ise iki kere iki parti ne derse odur anlamına geliyor.

Farklı bir şey düşünmek suçtur ve cezası ölümdür. İnsanlar onlara ne söylenirse inanmak zorundadır ve ne istenirse yapmak zorundadırlar.








kitaba yeni başladım

düşünceleri açıklamanın yasak olduğu zamanlarda winston isimli kişi yani kitabın kahramanı kendi düşüncelerini deftere yazıyor

kitabı okuyan kişinin yorumu da şöyle kitapda konu yavaş ilerliyor ama konusu çok güzel

[Mihrinaz]

Tatilde ergenusların sıkılmadan okuyacağı harika bir kitap.)
Tavsiye ederim.

Güncel bir dil kullanıyor ve gençler tarafından çok seviliyor. Kitabını da severek okuyacaklardır/sınızdır.



[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

"Size verdikleri için müteşekkir olduğunuzda dertlerinizle bizzat Allah ilgilenir"
Nouman Ali Khan

[Mihrinaz]

Turan Kışlakçı eşeklerin ve eşekleş(tir)menin kitabını yazdı
Orta Doğu coğrafyası, siyaseti, kültürü konusunda ülkemizdeki en yetkin isimlerden biri olan gazeteci-yazar Turan Kışlakçı, farklı bir kitapla okurlarına merhaba dedi. Tohum Yayınları’ndan çıkan kitap eşek bilimi ve eşekleş(tir)meyi konu alan “Eşekname” ismini taşıyor.


Farklı içeriyle dikkat çeken kitap “Eşeğin Etimolojisi” ile başlıyor. Eşekleşmenin nasıl bir şey olduğunu anlatmak üzere yola çıkan Kışlakçı, eşekle ilgili deyimlerden, eşek fotoğraflarına, içinde eşek geçen alıntılara kadar geniş ancak okuması kolay bir üslup kullanmış.


Turan Kışlakçı

Eşeğe dair hususiyetler “Tarım ve yük taşımada kullanılan eşeğin sütünün faydalı olduğu belirtiliyor. Eski Mısır Kraliçesi Kleopatra güzelliğini korumak ve cildinin genç kalması için eşek sütü ile banyo yapardı. Efsaneye göre günlük banyosu için 700 eşek gerekiyordu. Ayrıca eşek sütünün tıbbi olarak kullanımı da oldukça eskiye dayanmaktadır.” ifadesinde olduğu gibi özenle araştırılmış ve okura eğlenceli bir o kadar da bilgi verici satırlarla aktarılmış.

Eşeğin iyi bir kılavuz olduğu, gittiği bir yolu hiç unutmadığı, akıllı bir hayvan olduğu, dünya üstünde yaklaşık 44 milyon eşek olduğunun tahmin edildiği gibi bilgilendirmelere eşek konulu kitaplar da dâhil edilmiş. Tasavvuf ve aşk kavramlarını eşekler üzerinden irdeleyen Turan Kışlakçı, kendi yorumlarını da satır aralarına serpiştirmiş böylece kitabı okuma zevkini artırmış.

Ali Şeriati’nin “Bilinç ve eşekleş(tir)me” kitabına öykünerek son bölümleri şekillendiren Kışlakçı, Batı’nın; Doğu uluslarını kendi medeniyet, kültür ve inanışlarından uzaklaştırarak, hatta tüm bu unsurları aşağı gösterip, Batı uygarlığını üst bir seviye olarak önüne koyarak yürüttüğü emperyal faaliyetlerini, eşekleştirme olarak adlandırıyor. Eseri de eşekten alıp, eşekleştirmeye bağlarken aslında sade ama acı bir formül kullanıyor. Son sözünü ise şu sözlerle okura aktarıyor;

“Eşeklik ve eşekleş(tir)menin hızla yayıldığı bir çağdayız.
Makam ve paranın sözde adam ettiği eşekler…
İnsani ve dini değerleri yozlaştıran insan görünümlü hayvanlar âleminin sahte dervişi eşekler…
Hak etmediği halde makamlar işgal eden eşekler…
Muhalefet yaptığını sanıp, çıkarları için anıran eşekler…
Maslahatı için aşkı ve sevgiyi kullanan eşekler…
Hakikati haykırmaktan imtina eden eşekler…
Eşşoğlu eşekler…”




Eşşekleşmenin sosyolojisi desek fena olmaz yani [emoji106]

SM-N9000Q cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

[Mihrinaz]

Tavsiye ediyorum. 2 veya 3 saatte bitireceginiz..Derin tesirli bir kitap.
Gençlere "sakın okumayın, sizin seviyenize göre değil" diyenlere masal kitabı deyin geçin...Seviyesi masal,hikaye okumaktan yana olup, gerçeklere sırtı dönük olanların sevmeyecegi türden bir kitap...


HAYVAN ÇİFTLİĞİ/ GEORGE ORWEL

Hayvan ÇİFTLİĞİ bir masal anlatımıyla yazılmıştır. Ama küçükleri eğlendirecek bir peri masalı değil...Çarpıcı bir politik taşlamadır....


"Hayvan Çiftliği'nin başkişileri hayvanlardır. Bir çiftlikte yaşayan hayvanlar, kendilerini sömüren insanlara başkaldırıp çiftligin yönetimini ele geçirir. Amaçları daha eşitlikçi bir topluluk oluşturmaktır. Aralarında en akıllı olan domuzlar, kısa sürede ònder takım oluşurur; ama devrimi de yine onlar yolundan saptırır. Ne yazık ki insanlardan daha baskıcı, daha acımasız bir diktatörlük kurulmuştur artık.

George Orwel, bu romanında tarihsel bir gerçeği eleşirmektedir. Romandaki ònder domuz, düpedüz Stalin'i simgeler. Diğer kahramanlar gerçek kişileri çağrıştırmasa da, bir diktatörlük ortamında olabilecek kişilerdir...

[mehmet akif2]

Hayvan çiftliği ben de okudum

Asıl anlatılmak istenen evet eminenin dedigi gibi

Ama kitap masal veya fabl türünden eser olarak da okunabilir diye düşünüyorum

[mehmet akif2]

mehmet akif2 Üyemizden Alıntı

KİTAP HAKKINDA: 1984- Bin Dokuz Yüz Seksen Dört (Nineteen Eighty Four) George Orwell'in politik romanıdır. Kitap 1947- 48 yıllarında yazılmıştır.

Adının "Avrupadaki Son Adam" olması düşünülmüştür. Fakat yayıncının müdahalesi ile daha ticari olan mevcut adı konulmuştur.

İlk kez 1949'da yayımlanmıştır.

Konusu kısaca: Faşist- baskıcı iktidarın eleştirisidir. Orwell daha önce incelediğimiz Hayvan Çiftliği adlı romanında da benzer konulara değinmişti. Kendisi bir anti- faşist ve anti- komünist olarak yozlaşmış iktidarın en büyük öngörülerini sergilemiştir.


1984_Bin Dokuz Yüz Seksen Dört romanı özgürlüğü iki kere ikinin dört olduğunu söyleyebilmek olarak tanımlıyor.

Winston'un yaşadığı dünyada ise iki kere iki parti ne derse odur anlamına geliyor.

Farklı bir şey düşünmek suçtur ve cezası ölümdür. İnsanlar onlara ne söylenirse inanmak zorundadır ve ne istenirse yapmak zorundadırlar.








kitaba yeni başladım

düşünceleri açıklamanın yasak olduğu zamanlarda winston isimli kişi yani kitabın kahramanı kendi düşüncelerini deftere yazıyor

kitabı okuyan kişinin yorumu da şöyle kitapda konu yavaş ilerliyor ama konusu çok güzel

bu kitabı 2018 yılında okudum buraya yazdığımda konu gerçekten yavaş ilerliyordu ama asıl olaylar ileri sayfalardaydı

o zaman öğrencilerim tavsiye etmişti aman aman diyeceğim bir kitap değil ama bu da benim bakış açım

okumak isteyene tavsiye ederim

[mehmet akif2]

Ben bu senenin başında VASCONCELOS'un bu üç kitap serisini okudum

ilk kitap: ŞEKER PORTAKALI

kısaca konusu: Kitabın baş kahramanı ZEZE isimli çocuk. Ailesinden sevgi görmemiş, şiddet görmüş, fakir bir çocuk ZEZE

ZEZE ben burdayım beni fark edin diye birçok yaramazlık yapan bir çocuk

Kendi umutlarını hayallerini ektiği şeker portakalı fidanına bağlamış bir çocuk

kitabın başında biraz sıkılabiliyorsunuz ama kitap ilerledikçe ZEZE ile yaşayıp ZEZE ile kalkıyorsunuz

Zeze kendine sevgi limanı arıyor ve zengin sevecen adam PORTUGA ile tanışıyor onunla vakit geçiriyor onu baba yerine koyuyor

Ben burdan şunu çıkardım çocuğumuzu sevmezsen ona sahip çıkmazsan başka sevgi limanlarına uğrar ve ZEZE gibi şanslı da olmayabilir

Şeker Portakalı kitabından bir alıntı eklemek istiyorum:

''Portuga!''
''Hımm...''
''Hep senin yanında olmak isterdim, biliyor musun?''
''Neden?''
''Çünkü dünyanın en iyi insanısın. Senin yanındayken beni kimse azarlamıyor ve günışığının yüreğimi mutlulukla doldurduğunu hissediyorum.''

ayrıntı çok yazmadım kitabı merak edenleri okumasını tavsiye ederim




her kitap benim dizi filmim ben istediğim zaman filmime devam ediyorum okuyarak romanın içinde süreklenip gidiyorum

[mehmet akif2]

VASCONCELOS yazdığı seri kitabın ikincisi: GÜNEŞİ UYANDIRALIM

Bu kitap beni birinci kitaba ögre daha etkiledi.Kahramanımız yine ZEZE ve biraz daha büyümüş olarak karşımıza çıkıyor

Evlatlık verilmiş ama yine sevgiye ilgiye aç bir çocuk

Kendine hayali arkadaş oluşturmuş onunla konuşuyor yalnızlığını gideriyor

kitaptan bir alıntı :

Zeze

Odama gelip bana iyi geceler dileyen bir babam olsun isterdim. Elini başıma koyan bir baba. Odama giren, üstüm açılmışsa uyandırmamaya bakarak üstümü örten. Bana iyi geceler dileyerek yanağımdan öpen.”


ZEZE izlediği film aktörünün kendi babası olduğunu ve başka filmdeki akristen de kendi ablası olduğunu hayal ediyor

bu hayallerle ve hayali arkadaşı: ADAM ile birlikte günlerini geçiriyor

Kitabın beni etkileyen yeri burası:

ZEZE ve ADAM'ın arasında geçen konuşmalar:

- "Tanrı'nın güneşi bu denli güzelse, sen birde ötekini düşün."
Nutkum tutulmuştu:
"Hangi öteki güneşi, Adam? Çok büyük olan bunu tanıyorum bir tek."
-"Daha da büyük olan bir başkasından sözetmek istiyorum. Yüreğimizde doğan güneşten. Umutlarımızın güneşinden. Düşlerimizi de uyandırmak için göğsümüzde uyandırdığımız güneşten."


Bize verdiği mesaj çok güzel

Herkesin içine ısıtan umutları hayalleri vardır kimisi emin adımlarla ışığa doğru ilerler umutlarıyla içindeki güneşi uyandırır

kimisi bu içindeki güneşin farkında değildir veya yaşadıklarıyla kendinde güneşi uyandırma gücü bulamaz

Bir de kitaptan çıkardığım bir sonuç daha var: HER ÇOÇUK ÖZELDİR SEVGİYİ İLGİYİ FAZLASIYLA HAK EDEN BİRER KAHRAMANDIR!

[Allahın kulu_]

Bircan yıldırımın kitaplarını okuyorum ve çok başarılı buluyorum.
Duygusal zeka biraz ağır ve 2 kere okunması gereken bir kitabın konusu kısacaBircan Yıldırım, insanın hayatla verdiği mücadeleden yola çıkarak ilişkilerden, özgüvenden, cesaretten bahsediyor. Yıldırım, "Bedenimiz en büyük pusulamızdır. İçimizdeki çocuk korkarsa; nefesimiz hızlanır, solunumumuz artar, heyecanlanırsa; terleriz ve/ya kızarız. Öncelikle sakin kalıp oyundan çıkıp içimizdeki çocuğun ne hissettiğine bakmamız ve ona yardım etmemiz gerek. İçimizdeki çocuğa iyi bir ebevyenlik yapmayı öğretirsek hayatta başımıza ne gelirse gelsin onunla baş edebiliriz" diyor
Gökyüzüne bakıp derin bir nefes alıyoruz ve aldığımız nefesi iki kaşımızın ortasında tutup gökyüzüne bakıp şunları söylüyoruz:

”Allah’ım sana geldim, sana sığındım, tek vekilim sensin! Allah’ım ......... dileğimin kabul olmasını niyet ediyorum. Bu hayalim gerçekleşirse nasıl bir hayatım olur çok merak ediyorum ne olur bana göster? Hayallerimin gerçekleşmesi dualarımın kabul olması için neler yapmalıyım, ne olur bana göster Allah’ım“ diye heyecanlanarak merak ederek ve gerçekleştiğini hissederek soruyoruz. (Boşluk bırakılan yerlerde gerçekleşmesini istedikleri niyetlerini pozitif kelimelerle söylemeliler)