|
Konu Kimliği: Konu Sahibi HALUK GÜMÜŞTABAK,Açılış Tarihi: 11 Aralık 2009 (21:49), Konuya Son Cevap : 07 Kasım 2010 (23:56). Konuya 29 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
12 Aralık 2009, 23:09 | Mesaj No:11 | |
Durumu: Medine No : 458 Üyelik T.:
23 Ekim 2007 | RE: VEKALETEN HACCA GİTME KONUSU VE KURAN.....
Selamun Aleykum, Bakın nasıl da benim gibi düşünüyorsunuz! Kuran-ı Kerim herşeyi açıkça bildirmemiştir. İşte bu noktada Peygamberimizin (SAV) uygulamalarına BAKMAK ZORUNDAYIZ. Hac konusunda vekaletin verilip verilmeyeceği açıkça belirtilmemiştir fakat, Hadis-i Şeriflerde bundan açıkça belirtilmiştir. Bundan dolayı VEKALET İLE HAC MÜMKÜN SAYILMIŞTIR. Delil mi istiyorsunuz buyurun size delil: (Resulümün verdiğini alın, yasakladığından da sakının!) [Haşr 7] (O, [Resulüm] vahiyden başkasını söylemez.) [Necm 3,4] (Resulüme uyun ki, doğru yolu bulun!) [Araf 158, Nur 54] (Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80] (Allah’a ve Resulüne karşı gelen, apaçık bir sapıklıktadır.) [Ahzab 36] (Allah ve Resulüne itaat eden Cennete, isyan eden Cehenneme gider.) [Nisa 13,14] (İhtilaflı bir işin hükmünü Allah’tan [Kur’andan] ve Resulünden [Sünnetten] anlayın!) [Nisa 59] (Biz her Peygamberi kendisine itaat edilsin diye gönderdik.) [Nisa 64] (Aralarında hüküm verilmek üzere Allah’a ve Peygambere çağırıldıkları vakit: “İşittik, itaat ettik” demek, ancak müminlerin sözüdür, işte kurtuluşa erenler onlardır.) [Nur 51] (Allah’a ve Resulüne karşı gelen, bilsin ki, Allah’ın azabı çok şiddetlidir.) [Enfâl 13] (Allah’a ve Resulüne itaat edin! [uymayıp] yüz çeviren [kâfirdir] Allah da kâfirleri sevmez.) [Al-i İmran 32] (Allah ile resullerinin emirlerini birbirinden ayırıp ikisi arasında bir yol tutmak isteyen kâfirdir.) [Nisa 150,151] Allah ayetlerin çoğunda Sadece Allah değil "Allah ve Resulune uyun" gibi ifadeleri kullanır. Siz, "biz Kuran'a göre yaşarız Rivayetlere (hadislere) göre değil derseniz", yukarıda ki ayetlere karşı gelmiş olursunuz. Sadece Kuran bize yeter diyerek Peygamberi -haşa- "vahiy postacısı" konumuna getirirseniz, Allah'ın ayetlerine zıt düşmüş olursunuz. Kuran-ı Kerim'de açıkça belirtilmeyen durumlar için biz Resulun (AS) uygulamalarına bakarız çünkü O (AS) "Allah'ın istemediği bir şeyi emretmez" ve "Vahiyden başkasını konuşmaz" Hadis-i Şeriflere bakalım: Rivayet edildiğine göre Has`am kabilesinden bir kadın Peygamberimiz'e gelerek, babasının binek üzerinde duramayacak kadar yaşlı olduğunu söylemiş ve kendisinin onun adına haccedip edemeyeceğini sormuş, Peygamberimiz de buna izin vermiştir (Buhârî, Hac, 1; Müslim, Hac, 407). İbn-i Abbas anlatıyor: Bir kadın hacca gitmeyi adamıştı, ama ömrü vefa etmedi, haccını edâ edemeden öldü. Kadının kardeşi Resûlullah'a (asm) gelerek ne yapması gerektiğini sordu. Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm): "Ölen kardeşinin borcu olsaydı öder miydin?" diye sordu. Adam: "Evet ya Resulallah!" deyince, Allah Resulü (asm): "O halde Allah'a karşı olan borcunu da öde! Çünkü o ödenmeye daha çok lâyıktır." buyurdu. (Nesâî, Menâsik'ül-Hac, 7) Yine İbn Abbas (r.a) anlatıyor: Sinan b. Seleme el Cühenî’nin karısı, haccını yapamadan vefat eden annesinin yerine haccedip edemeyeceğinin Rasûlullah (s.a.v)’den sorulmasını istedi. Rasûlullah (s.a.v)’de: “Evet” dedi ve: “Annenin borcu olsa sen de onu ödemiş olsan borcu düşmüş olmaz mı? O halde annesi adına haccetsin.” (Buhârî, Cezaü’s Sayd, 33) Başka bir rivâyete göre, bir kadın Rasûlullah (s.a.v)’e haccetmeden ölen babasının durumunu sormuştu da: “Babanın yerine haccet” buyurdu. (Buhârî, a.y.; Tirmizî, Hac, 85; Nesai, Menâsik'ül-Hac, 8) Bu hadisler sahihtir. Şayet aksini iddia ediyorsanız bunu ispatlamak zorundasınız. Bundan sonra karar sizin! İster sadece Kuran diyerek Resulun uygulamalarını beğenmezsiniz; isterseniz onca ayete uyar Resulun yolundan gidersiniz. Alıntı:
Selametle... | |
13 Aralık 2009, 13:49 | Mesaj No:12 |
RE: VEKALETEN HACCA GİTME KONUSU VE KURAN..... [size=medium]Sayın arkadaşım siz benim yazdığım cevabı hiç anlamamışsınız ve tıpkı kurandan yaptığınız yöntemde olduğu gibi sözlerimin içinden kelimeleri cımbızla seçmişsiniz. Ben kuran bir kimya yada fizik kitabı değildir dedim. Din iman adına her konuda bilgi olduğunu rabbim söylüyor dedim. Dikkat edin Allah her konuda nice örnekleri değişik ifadelerle verdimki anlayasınız sözünü iman adına, yaşamamız hayatımızın düzeni adına herşey var diyor demiştim. Kuranı bir rehber olarak güneş olarak gönderdim diyorsa rahman, burada iman adına herşey var demektir, eksik asla olmaz. Elimizdeki kitap nasıl ibadet edeceğimizi en ince noktasına kadar yazıyorsa, mirasımızı nasıl paylaştırmamızı anlatıyorsa, kimlerle evlenip evlenemiyeceğimiz konusunda açıklama yapıyorsa, toplum kuralları ve yaşam biçimimiz hakkında neler yapmamız gerektiğini bedenimizi korumamız için neleri içmememiz gerektiğinden bahsediyorsa, kadınların çocuklarını kaç ay emzirmesini dahi yazıyorsa kuranda demekki bizlerin iman ve yaşam düzenimiz hakkında herşey var demektir. Yazdığınız ayetleri kuranın bütünlüğünde değerlendiriniz lütfen. Rahman elçisine topluma kuranla hükmetme görevi verdiğini ve onun dışına çıkarsa onun şah damarını keseceği tehdidinde bulunduğunuda peygamberimize uyulmanın kurana uymak olduğunu ozaman anlayacaksınız. Her iman edenin görevi kuranı tebliğ etmektir. Peygamberimiz onlarca ayetinde benim görevim bana vahyedilen kuranı tebliğ etmektir sözlerini bir kenara bırakıyorda diğer sözlere anlamlar yüklüyorsanız bu sizin inancınızdır sizi bağlar. Kuranı bütünlüğünden uzaklaştırırsanız anlamıda değişir. Elbette siz istediğinize iman etmekte özgürsünüz. Buna kimse karışamaz çünkü hesabı siz vereceksiniz. Sizin yönteminizi hakkında size bir örnek vermiştim ama ondan bahsetmemişsiniz. Bana kuranda vekaleten hac yapılamaz diye yazmıyor dediğinizde bende size oruçlu iken abdestli olmayın diyede yazmıyor, ozaman oruçlu iken abdestli olmalıyız diyenlere inanmamızmı gerekir demiştim? Sizin yönteminizle cevap verisek evet dememiz gerekecek, yada buna benzer size birçok soru çıkarabilirim. Demekki bu yöntem dini bulandırmaktan öte bir işe yaramıyormuş. Sanırım bu konuda her şeyi söyledik siz aynı şeyleri söylemeye devam edeceksiniz bunu devam ettirmenin anlamıda kalmayacak. Bu konuşmamızı rabbin yöntemiyle sonlandıralım. Bakın Rabbim ne diyor? Şura suresi 10. ayet: Herhangi bir şeyde ihtilafa düştüğünüzde onun hükmü Allah'a bırakılır. İşte budur Rabbim olan Allah! Yalnız O'na güvenip dayadım; yalnız O'na yönelirim ben. Tartıştığımız konu hakkında aynı şeyleri söylememizin bir anlamı olmadığını düşünüyorum ve diyorum ki tartıştığımız konunun hükmünü Rabbim e bırakıyorum. Mahşerde hesap günü tartıştığımız bu konu hakkında rabbim hükmünü verecektir. Ona boynumuz kıldan ince. Son olarak bir ayeti hatırlatmak istiyorum size, sanırım düşünen bu ayetten çok şeyler çıkaracaktır. SAYGILARIMLA Ali imran suresi105. ayet; Kendilerine açık-seçik kanıtlar geldikten sonra, çekişmeye girip fırkalar halinde parçalananlar gibi olmayın. Böyle olanlar için çok büyük bir azap vardır. [/size] | |
13 Aralık 2009, 16:46 | Mesaj No:13 |
Durumu: Medine No : 5710 Üyelik T.:
18 Aralık 2008 | RE: VEKALETEN HACCA GİTME KONUSU VE KURAN.....
Haccın insan yaşamı için, dini-sosyal-psikolojık bir faydası olduğunu biliyoruz. bence üç durum sözkonusu; birincisi: İnsan-İnsan ilişkisi çemberinde hac, müslümanları bir araya toplayıp, değişik yörelerden gelenlerin birbirlerini tanımaları, birbirlerine yaşadıkları yörenin sosyal-ekonomik sorunları ve bu sorunların çözümü hakkında bilgi aktarmaları, Alimlerin fikir alışverişinde bulunmaları için bir vesiledir. ikincisi : İnsan-Yaratıcı ilişkisi çemberinde hac, insanı dünyanın çalkantılı yaşamından koparıp sükunette düşünmeye sevketmeyi amaçlar. Allah-Dünya-Ahiret-Yaşam-Zenginlik-İlim vs. konularını şahsın kendisi ile başbaşa kalıp analiz etmesine vesile olur. ilk iki maddedeki amaçlar, ancak şahsın kendi eylemi ile mümkün olabileceğine göre vekaleten hac olamaz. Vakaleten okul bitirilemeyeceği, diploma sahibi olunamayacağı gibi üçüncüsü : İnsan-nesne ilişkisi çemberinde hac, ancak iş arkadaşları arasında çeşitli sebeplerle yapılan yardımlaşma vesilesi gibi değerlendirilebilir. yani işçinin biri bir gün hastalanır, arkadaşı onun yerine çalışır. Üçüncü maddedeki amaç müslim yada gayri müslim sizi seven bir arkdaşınız tarafından yerine getirilebilir. dolayısıyla vekaleten hac ancak hacın anlamını üçüncü maddede buluyorsanız mümkün olabilir. buda imkansızdır. çünkü hac insan-insan ve insan-Allah ilişkisidir, böyle bir ilişki şahsın kendisinin mevcudiyetini zorunlu kılar. eğer vekaleten hac olabiliyorsa, o zaman vekaleten kelimei şehadet de getirilir, vekaleten namaz kılınır, zekat verilir, oruç tutulur, sonuçta iman etmemiş ve hiç bir ibadeti yerine getirmemiş olan bir kişi cennetlik yapılabilir. |
14 Aralık 2009, 21:27 | Mesaj No:14 |
Re: Vekaleten hacca gitme konusu ve kuran..... BAŞKA BİR SİTEDE YAZDIĞIM BU YAZIYA MUHALİF OLARAK VERDİĞİ CEVAPTA, VEKALETEN HAC NEDEN OLMASIN DİYE CEVAP VERİP ÖRNEKLER VERMİŞ BİR ARKADAŞIM. ONA YAZDIĞIM CEVABI SİZLERLE FAYDASI OLUR DİYE PAYLAŞMAK İSTEDİM. Değerli Âdem kul arkadaşım verdiğiniz cevaba geçmeden önce hac ibadetinin ne olduğunu düşünelim ve düşüncemizin kaynağını da kurandan delillendirelim, kendimizce anlamlar ve hükümler vermeden. Haç nasıl bir ibadettir ve Allah nasıl bir konumda gidilmesini emrediyor? Haç hem bedenen hem de maddi yönde farz bir ibadet olduğunu görüyoruz. Allah hac konusunda gücü yetenin gitmesini emretmiş. Gücü yeteni açarsak hem sağlık hem de maddi yeterliliği olan gitsin demiş. Şimdi diğer farz ibadetleri düşünelim. Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek. Dikkat edin bunlardan zekâtta maddi yeterliliği olan insanın üzerine farz olduğunu görüyoruz. Kuranı ve açıklamalarını düşünelim ve kendimizce önce fikir yürütmeden bu farz ibadetler hakkında Allah ne diyor ona bakalım. Rahman hiçbir ibadetin bir başkası tarafından yerine getirilmeyeceğini, herkesin kendisinden sorumlu olduğunu ve bizzat hesaba çekileceğimizi anlatır birçok ayetinde. Şimdi kendimize sorular sorarak, düşünerek bazı konulara açıklık getirmeye çalışalım. Örneğin farz ibadetlerden olan namazı Rabbin emrettiği şekilde kıyam, rükû, secde ederek kılamayacağımız geçici olmayan bir hastalığa yakalandık, yatalak yaşıyoruz. Çok da zenginiz, kendi namazını kıldıktan sonra bir başka kişiye parasını vermek kaydıyla namaz kıldırabilir miyiz? Cevabınızı duyar gibiyim bu durumdaki insanın yan yatarak bile namaz kılacağını, binek üzerinde bile bu emri yerine getirebileceğimizi, Allahın bizlere her şeyi kolaylaştırdığını, zaten kuran söylüyor neden başkasına yaptırayım dediğinizi duyuyorum. Oruç konusunu düşünelim, yine çok hastayız ve oruç tutacak durumumuz yok. Bu durumda siz benim yerime oruç tutun size para vereyim diye bir teklifte bulunabilir misiniz? Yine aklınıza geleni biliyorum, Allah oruç tutamayacak kadar sürekli hasta olan için yine maddi durumu varsa fakir insanları doyurmasını istiyor, dikkat edin sizin yerinize oruç tutmasını değil. Şimdi tüm bu bilgileri Hac konusu ile karşılaştıralım, hatırlayın Rabbim çok hasta olan namazı ayakta kılamayanlar için açıklama yapmış ve bizlere bildirmiş, asla vekâleten namaz örneğini vermemiş. Oruç konusunda da eğer tutamayacak kadar sürekli hastaysanız, bir fakiri doyurun demiş sizin yerinize oruç tutsunlar dememiş, ama siz farz olan Hac ibadetini tüm bu örnekleri görmezden gelip, sağlığı yerinde olmayan birisine farz olmadığı, Rabbim bunun yerine hiçbir teklif ve öneri getirmediği halde, kalkıp parasını vererek, masrafını karşılayarak, vekâleten hacca gidilebileceğini söylüyorsunuz. Acaba diğer farz ibadetler konusunda gerekli açıklamaları, alternatifleri sunan Rabbim Hac konusunda HÂŞÂ bir eksiklik mi bıraktı da birileri bunu tamamlıyor? Orucunu sağlık nedeniyle tutamayan bir insan bir fakiri doyuruyorsa, bu örnekten yola çıkarak, sağlık nedeniyle hacca gidemeyen bir insan, ancak bir fakire yardım edebilir diyebiliriz, ya da bir fakiri hacca göndererek huzur bulmaya çalışır, dikkat edin kendisi yerine değil. Sayın arkadaşım gelelim sizin örneklerinize. Şöyle yazmışsınız.(Sen yürüyemiyorsun ama bak senin ayağın ben olurum demiş...) Dikkat edin bu örneğinizde kimse kimsenin ayağı olmuyor, yani onun koluna girip götürmüyor. Onun yerine kabeye gidip onun yerine namaz kılıyor, onun yerine ibadet ediyor, rabbin farz kıldığı bir ibadeti yerine getiriyor. Ne dersiniz yukarıda kimse kimsenin yerine namaz kılamaz demiştik, çünkü kuran bu konularda çok geniş açıklama yapmıştı. Başkasının yerine namaz kılamayan başkasının yerine nasıl hacca gitsin de ibadet etsin? Yine yazınızda verdiğiniz örnekte bakın ne yazmışsınız?( Yatalak birine masal anlatılmaz,yatalak birine hikaye anlatılmaz,yatalak birine Güzelim dünya nın güzellikleri anlatılmaz diyorsan , sözüm yok...) Sizce Allah ın farz ibadeti olan hacca gitmek orada ibadet etmek, huşu ile Rabbimi anmak ona secde etmek, masal anlatmak, hikaye anlatmak, Dünyanın güzelliklerini anlatmaklamı karşılaştırılmalıdır? Rahmana yapılan ibadet anlatılmaz yaşanır arkadaşım. Rabbim inşallah bizlere nasip etsin, gelenlere sorduğumda, oradaki huşuyu ve yaşadığım duyguları asla sizlere anlatamam diyorlar. Siz vekaleten giden kişinin geldiğinde izlenimlerini, gördüklerini, yaşadıklarını anlattığında o kişinin farz ibadeti yapabileceğini söylüyorsunuz. Acaba Rabbim neden bunu söylemiyor? Bunu hiç düşündünüz mü? Yine bir örnek daha vermişsiniz, konu daha iyi anlaşılması için onuda aktarmak istiyorum. (Eline buğdayı verdin, kuşlara at gel dedin. O sadaka dan hisse olmaz olurmu...) Verdiğiniz bu örnek yine farz olan zekat, sadaka örneğidir. Önemli olan zekatı verendir dikkat edin kullandığınız aracıya hiç bir şey vermiyorsunuz, parayı ya da malı, o yanlız iletiyor gerekli yere. Yani senin için, senin adına Rabbe yönelik bir ibadet yapmıyor. Bu durumda vekaleten hacca gitmekle, yerinden kalkamayan birisinin sadakasını, zekatını gerekli olanlara ulaştırmak çok farklı şeylermiş. Şimdide sizin yazdığınız, bu olaya duygusal bakışınızdan yansıyan sözlerinizi değerlendirelim. (Keşke yatalak olmasaydım, bende yapardım derken, biri senin adına oraya gidiyor; Kalbin güp güp atıyor, hergün takip ediyorsun. Vekil olana bakalım, eline geçen bu güzel imkan dolayısıyla coşkulu ve sevinçli ve bir o kadarda Paylaşımcı ve istekli...) Doğrusu bu sözlerinize yürekten katılıyorum ve içimiz sızlıyor. Çok doğru, paranız var ama sağlığınız yok arkadaşlarınız komşunuz hacca gidiyor ama siz o kadar çok istemenize rağman gidemiyor ve çok üzülüyorsunuz. Kuranı okudukça gerçekten ona hayranlığım ve aşkım o kadar artıyor ki anlatmakta güçlük çekiyorum. Bizler beşeri aklımızla bazı gerçeklerin farkında olmadan, Rabbin bizler için yaptıklarından habersiz kendimizce neler söylüyoruz neler. Arkadaşımızın verdiği örneği şimdide günümüzde bir başkasıyla değiştirelim ve diyelim ki, çok fakir çocuklar ayaklarında ayakkabı bile neredeyse yok, ama dışarıda kar yağıyor, bizim çocuklarımızın her yeri sıkı sıkı kapalı, onların üzerinde palto bile yok. Bakın aynı üzücü olayın bir başka hali. Maddi durumu iyi olmayan bir kişinin vekâleten hacca gitmekle bir başkasının mutluluğuna katkıda bulunmak istiyor da, Rabbin koymadığı bir kuralı bir emri kendi duygularımızla koymaya çalışıyorsak, sanırım bazı özel durumları göz ardı ediyor kendimizce bir din yaratıyor olmuyor muyuz? Çevremize baktığımızda maddi olarak çok farklı, fakir zengin hatta çok çok fakir insanları görür ve onlara üzülürüz. Onlara yardım eder onların zorluklarına ortak olmaya çalışırız, çünkü bunu Rabbim böyle ister. Bazıları neden tüm insanlar eşit değil diyerek bilmediğimiz bir imtihanın kurallarını bozmaya çalışırız adeta kendimizce. Şimdi sormak isterim vekâleten hacca gönderdiğimizde çok mutlu olan bir insana, neden maddi yardım yapıp hacca göndermeyiz de bizim yerimize gidin deriz? Hiç bunu düşündük mü? Sanırım düşünmek istemedik, çünkü benim yerime git demek daha karlıda ondan. Tabi kendimizi kandırdığımızın farkında bile değiliz. Bizler kuranın hükümlerini görmezden gelip, kendimizce kurallar ve hükümler koymaya devam edersek, bunlara da duygularımızla destek ararsak sanırım gerçeklerden uzaklaşır, asla Rabbin doğru yoluna bulamayız. Yorum ve karar sizlerin rabbin ayetlerini yeterli görmeyip, beşerin hükümleri ile iman edersek nereye varacağımızı sanırım hepimiz huzura gittiğimizde göreceğiz. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK | |
14 Aralık 2009, 21:41 | Mesaj No:15 |
Durumu: Medine No : 10660 Üyelik T.:
16 Eylül 2009 | RE: VEKALETEN HACCA GİTME KONUSU VE KURAN.....
zekat ve hacc ibadetleri mali olarak ifa edilir.bir zengin vekiline malımın zekatını ver diye talimat verebilir pek ala.hacc için neden olmasın ki ? hasta olabilir,mahpus olabilir,sıkıntılı olabilir ama zenginlik bakımından bu farızayı yerine getirmek isterse vekaleten tek çare olmaz mı ? |
14 Aralık 2009, 21:54 | Mesaj No:16 |
Re: Vekaleten hacca gitme konusu ve kuran..... Değerli kardeşim bizlerin yaptığı en büyük yanlış, bana göre yada, ona göre diyerek ibadetlerimizi tasnif ve düzenlediğimizden kaynaklanıyor. Bizler farz ibadetlerin nasıl yapılacağını yine Rahmana sormamız gerekmezmi? İşimize geldiğinde rehber kuran diyoruz ve bakın burada böyle yazıyor diyeceğiz, bazende Rabbin hüküm vermediği konuları bizler kendimizce yada duygularımızın etkisiyle yön vereceğiz. Sizce böyle bir ibadet ne kadar doğru olur? Zekat ve hac ibadetleri maddi ibadetlerdir çok doğru. Zekatımızı birisi aracılığıyla gerektiği yere ilettirdiğimizde ileten kişi bizim adımıza iletmekten öte bir hizmet yapıyormu? Hayır. Hac konusunda bizler aynı şeyi nasıl yaparız lütfen düşünün. Eğer birisini görevlendirirsek o kişi bizim için namaz kılacak, kabeyi tavavf edecek daha açıkcası bizim yerimize ibadet edecek, bunu yapması kuranın izin verdiği bir ibadet şeklimidir? Bizim yerimize namaz kılmasına , oruç tutmasına izin vermeyen Rabbim neden hacca bizim yerimize gitmesine izin versin? Zaten böyle bir izinde vermemiş. oruç tutamayan insanı düşünün bir başkasına oruç tuttursunmu diyor yoksa yoksulu doyursunmu diyor? Sanırım bu soruların cevabı konumuzun da cevabıdır. Selametle | |
14 Aralık 2009, 21:58 | Mesaj No:17 |
Durumu: Medine No : 5446 Üyelik T.:
30 Kasım 2008 | RE: VEKALETEN HACCA GİTME KONUSU VE KURAN.....
Hacda vekâlet "Vekil hacılık ne demektir? Bir Müslüman hangi şartlarda kendisi yerine bir başkasını vekil olarak hacca gönderebilir?" diye soruluyor. Bu soruyu bir hadis-i şerifle cevaplamak mümkün. Veda haccı esnasında Has'am kabilesinden genç bir kadın Resulullah'a (asm) gelerek: "Ya Resulallah! Allah'ın hac hususundaki farz emri babama çok yaşlı iken erişti. Deve üzerinde bile duracak halde değildir. Onun yerine vekâleten hac edebilir miyim?" diye sordu. Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm): "Evet! Vekâleten hac edebilirsin!" buyurdu.1 İbn-i Abbas anlatıyor: Bir kadın hacca gitmeyi adamıştı, ama ömrü vefa etmedi, haccını edâ edemeden öldü. Kadının kardeşi Resûlullah'a (asm) gelerek ne yapması gerektiğini sordu. Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm): "Ölen kardeşinin borcu olsaydı öder miydin?" diye sordu. Adam: "Evet ya Resulallah!" deyince, Allah Resulü (asm): "O halde Allah'a karşı olan borcunu da öde! Çünkü o ödenmeye daha çok lâyıktır." buyurdu.2 Haccı ihmal etmemek lâzımdır. Üzerine hac farz olan Müslüman, eğer kendisi bu ibâdeti yapmaya güç yetiremiyorsa kendisi yerine güvendiği bir yakınını vekil olarak hacca göndermelidir. Zira haccı ihmal etmek ilâhî musîbeti değil; ilâhî gazap ve kahrı celbediyor. Cezası da "günahların artması" şeklinde tecellî ediyor. 3 Edâ edilen bir ibâdetin sevabı, okunan bir Kur'ân'ın veya virdin feyzi, yapılan bir hayır ve hasenatın hayrı başkasına bağışlanabilir ve bağışlanan kimse de bundan mânevî olarak eksiksiz istifâde eder.4 Zekât, kurban, sadaka gibi doğrudan sırf mal ile yapılan ibâdetlerde "vekâlet" câiz olduğu gibi; hem bedenen, hem de mal ile yapılan hac ibâdetinde de "vekâlet" câizdir. Ancak hacda vekâletin câiz olması için, hac yükümlüsünün haccı edâ etmekten bizzat âciz olması gerekir. Aksi takdirde, hac yapmaya muktedir olan bir kimsenin, kendisi yerine başkasını hacca göndermesi câiz değildir. Aşırı yaşlılık, devamlı veya yatalak halinde hastalık, ölüm, kadınlar için birlikte yolculuk yapacak mahremlerinin bulunmayışı gibi sebepler, hac yükümlüsünün bu ibâdeti bizzat kendilerinin eda etmesini mümkün kılmayan sebeplerdir. Bu durumda hac yükümlüsü, güvendiği bir başkasını kendisi yerine hacca göndermelidir. Vekil olarak hacca gidecek kimse, hac yapmaya ehil olmalı ve bizzat kendisini gönderen yükümlü için niyet ederek hac yapmalıdır. Yükümlü de, vekil de Müslüman, âkıl ve bâliğ ve hac işlerini anlayarak yapabilecek kimseler olmalıdır. Kendisine hac farz olduğu halde haccetmeden vefat edenler, hiç olmazsa kendisi yerine vekil olarak haccedilmesini vasiyet etmiş olmalıdır. Bu durumda mirasçıları, bıraktıkları mirasın üçte birinden masraflarını karşılayarak onun yerine vekâleten hacca gitmeli veya emîn bir kimseyi göndermelidirler. Vasiyet etmemiş olsa bile, haccını eda etmemiş hac yükümlüsü adına mirasçıları hacceder veya ettirirlerse, yükümlünün hac borcu ödenmiş olur. Şâfiî Mezhebine göre, mirasçıları onun adına bu farîzayı yerine getirmekle yükümlüdürler. Selâmlar... Dipnot: 1- Sahih-i Buharî, Hac, c.6, s. 52; Nesâî, c. 5, s.147, 2- Nesâî, Menâsik'ül-Hac, c. 5, s.146, 3- Bediüzzaman, Sünûhât, s. 54, 4- Bediüzzaman, Şuâlar, s. 589 Kaynak: Yeni Asya gazetesi, 03.03.2000 Hazirlayan: Muhammed Faruk alıntı |
15 Aralık 2009, 11:18 | Mesaj No:18 |
Re: Vekaleten hacca gitme konusu ve kuran..... Değerli arkadaşlarım bu konuda herkez düşüncesini ve inancını söyledi. Artık gerçek doğruları öğrenmenin tek bir yolu kaldı sanırım, oda Rabbin huzurunda hesaba çekileceğimiz zaman. Herşeyin doğrusunu Rabbim bilir, bizlerinde doğruları anlamamız, öğrenmemiz için Rahman bizlere REHBER KURANI göndermiştir. Dilerim cümlemiz O REHBERDEN doğruları öğreniriz. Rabbim yardımcımız olsun. SAYGILARIMLA | |
15 Aralık 2009, 17:24 | Mesaj No:19 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | Re: Vekaleten hacca gitme konusu ve kuran.....
مَّنِ اهْتَدَى فَإِنَّمَا يَهْتَدي لِنَفْسِهِ وَمَن ضَلَّ فَإِنَّمَا يَضِلُّ عَلَيْهَا وَلاَ تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَى وَمَا كُنَّا مُعَذِّبِينَ حَتَّى نَبْعَثَ رَسُولاً Kim hidayete erdiyse, sadece kendi nefsi için (nefsini tezkiye ettiği için) hidayete erer. Öyleyse kim dalâlette ise sorumluluğu sadece kendi üzerinde olarak dalâlette kalır. Yük taşıyan (günahı yüklenen) bir kimse, bir başkasının yükünü (günahını) yüklenmez. Ve Biz, bir resûl göndermedikçe azap edici olmadık. kuran-ı kerim'in genel bakışı şudur ; 1-kimse kimsenin günahını cezasını çekmez(babası sorhoş oğlu veli olabilir,ebu cehil ile hz ikrime gibi) 2-kimse kimse adına günah işleyemez.(sen yap günahı bana olsun gibi) 3-hiç kimse ceddinin şerefini yada rezaletini manen üstlenmez.şeref,kerem şahsidir ve takva iledir.(nenem müftü dedem hacı gibi) 4-hiç kimse kimse adına ibadet yapamaz sevap işleyemez.bu mümkün olsaydı,pek ala ücretli birini tutup gece gündüz kendi adımıza ibadet ettirebilirdik.(adam inşaatta çalışacağına evinde ibadetle meşgul olur parasını kazanır.) 5-tek istisna evlatların ölen ebebeyni adına hayır hasenat sadaka verebilir.(sadakai cariye gurubu) 6-hacc konusuna gelince,hacca gidecek maddi,manevi,hürriyet,sıhhat sorunu olanlara hacc farz değildir zaten.şahsi görüşüm veya kurandan edindiğim intiba ile başkasının adına yapılan hacc geçersizdir.(bazı alimler olabilir dersede,bağlayıcımız kurandır,sünnettir) 7-her alimin her dediğini ayet saysak işimiz var.geçmişte ehl i beyte,hz aliye evlatlarına camii kürsülerinde,mimberlerinde lanet okutma emride vardı ...! saygılar.. |
15 Aralık 2009, 17:31 | Mesaj No:20 |
RE: VEKALETEN HACCA GİTME KONUSU VE KURAN.....
haluk gumustabak o halde daha once de sormustum fakat cevabini o zaman da vermemistin, simdi soruyorum verirsin insallah namazi 5 vakit ve her vaktin kacar rekat farzi oldugunu neye dayanarak kiliyorsun? kuranda bu aciklanmis midir? vey sunu sorayim: efendimiz der ki, helaller bellidir haramlar da bellidir, bir de ikisi arasindaki subheli alan vardir, oraya yaklasmayiniz. peki bu alan niye supheli kalmis, birsey ya yhelaldir ya haramdir olmasi lazim degilmiydi senin aklinla dusunulecek olursa? rabbimiz neden bu supheli denilen alanlari da tanimlamamis da bizi suphede biracak duruma koymus? | |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Haftanın konusu/KURAN Kadına Şiddete Ne diyor? | mncetinbudak | Hafta'nın Konusu | 8 | 12 Mart 2021 13:39 |
Hafta'nin konusu : konusu : kalp kirmak ? | Allahın kulu_ | Hafta'nın Konusu | 4 | 14Haziran 2015 22:30 |
4.HAFTANIN KONUSU KURAN'I DOĞRU ANLAMAK | İmamHüseyin | Hafta'nın Konusu | 7 | 09 Aralık 2012 21:26 |
24.Haftanın Konusu Kuran Tek Kaynakmı Temel Kaynakmı. | Yitiksevda | Hafta'nın Konusu | 2 | 18 Aralık 2009 08:11 |
17.Haftanın Konusu:Kuran'a göre Ümmet nasıl olmalı. | Yitiksevda | Hafta'nın Konusu | 8 | 05 Ağustos 2009 00:49 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|