|
Konu Kimliği: Konu Sahibi HALUK GÜMÜŞTABAK,Açılış Tarihi: 15 Aralık 2009 (19:36), Konuya Son Cevap : 19 Aralık 2009 (12:25). Konuya 25 Mesaj yazıldı |
| LinkBack | Seçenekler | Değerlendirme |
18 Aralık 2009, 23:58 | Mesaj No:21 |
Re: Kur'anın namaz konusunda verdiği detaylar... Sayın Abdulmelik Kuranın tek kaynak olduğunu rabbim söylüyor ama siz tek kaynak değil diyorsunuz. Hatırlayın Kuranda nereye sarılmamız isteniyordu? Kuranın ipine. Kuranın hiçbir yerinde de bu sözlerinin tersine bir söz yoktur zaten olamazda. Ancak anlamada fayda sağlayan bir kitap var dersek ona sözüm olamaz. Kevser kelimesi gerçektende günümüzde ilim, bilim, kuran, hikmet anlamına geliyor dense de uzun zaman bu kelimenin ne anlama geldiği konusunda birçok ihtilaf olmuştur. Hala bu konuda değişik düşünce ve fikirler var olduğunu söyleyebiliriz. Günümüzde bu kelimenin anlamının yazdığım anlamlara gelişini, peygamberimize verilen ve peygamberliğinin en büyük nişanesi, en büyük delili ve mükâfatı olarak gösterilen Kuran olduğundan onun üzüntüsünü hafifletmek ve ona moral vermek için sana her şeyin içinde bulunan kitabı gönderdik anlamının kabul gördüğü görüşe bende katıldığım için bunları yazdım. Daha önce söylediğim gibi bazı sözlerin ve kelimelerin anlamaları çok daha sonra anlaşılıyor ve mutakıp kalınıyor. Buda aynen böyle bir ayettir. Eğer başka şekilde bir anlamı olsaydı zaten kuran onu da açıklardı. Bu açıklama kurana uyan bir açıklama olduğu için bende kabul ettim. Şimdi gelelim nesh etme konusunda verdiğiniz örneğe. ( "Biz bir âyetin hükmünü yürürlükten kaldırır veya onu unutturursak, mutlaka daha hayırlısını veya benzerini getiririz." Bakara Sûresi, 106) Bu ayeti acaba Rabbim ne maksatla söylemiş şimdi önce ve sonraki ayetlere bakalım acaba Kuran için mi, yoksa ehlikitaplar arasında mı bu değişiklik onu anlamaya çalışalım. Bakara 105: Kitap Ehlinden olan kafirler ve müşrikler, Rabbinizden üzerinize bir hayrın indirilmesini arzu etmezler. Allah ise, dilediğine rahmetini tahsis eder. Allah büyük fazl sahibidir. Bakara 106: Biz, daha hayırlısını veya bir benzerini getirinceye (kadar) hiç bir ayeti nesh etmez (hükmünü yürürlükten kaldırmaz) veya unutturmayız. Bilmez misin ki Allah, gerçekten her şeye güç yetirendir. Bakara 107-108: (Yine) Bilmez misin ki, gerçekten göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Sizin Allah'tan başka veliniz ve yardımcınız yoktur. Yoksa daha önce Musa'nın sorguya çekildiği gibi, siz de Resulünüzü sorguya mı çekmek istiyorsunuz? Kim imanı inkâr ile değişirse, artık o, dümdüz yoldan sapmış olur. Bakara 109: Kitap Ehlinden çoğu, kendilerine gerçek (hak) apaçık belli olduktan sonra, nefislerini (kuşatan) kıskançlıktan dolayı, imanınızdan sonra sizi inkâra döndürmek arzusunu duydular. Fakat, Allah'ın emri gelinceye kadar onları bırakın ve (onlara ne sözle, ne de eylemle) ilişmeyin. Hiç şüphesiz Allah, her şeye güç yetirendir. Yukarıdaki ayetlerin takibine baktığınızda Allah ehlikitaplar arsında bazı ayetlerin hükümlerini kaldırdığını, değiştirdiğini zamana uygun en iyisinin getirildiğini söylüyor. Şimdi bu düşüncemi tastikleyen ayeti sizlerle paylaşmak istiyorum. Maide Suresi 101 ayet; Ey iman sahipleri; size açıklanınca hoşunuza gitmeyecek şeyleri sormayın. Kuran indirilirken onları sorarsanız size açıklanır. Allah onları affetti. Allah Bağışlayandır, Merhametlidir. Yukarıdaki ayeti anlamaya çalışalım. Kuran inmeye başladığında hoşumuza gitmeyecek şeyleri sormayın diyor rabbim. Acaba bunlar neler olabilir? Gelin bunu düşünelim önce sonra devamına bakalım. Acaba daha önce gelen kutsal kitaplarda yazan konularda değişiklikler olunca bizlerin hoşumuza gitmeyecek konular mı varda böyle söylüyor. Yani daha önceki kitaplarda bazı ayetlerin hükmü kalkıp daha başkalarımı gelmiş? Gelin ayetin devamından onu anlamaya çalışalım. Bakın kuran indirilirken bunların sebeplerini sorarsanız size açıklanır, daha sonra sakın sormayın diyor. Daha sonra ise bunun neler olduğunu bakın nasıl anlatıyor? Allah onları affetti yani kaldırdı diyor. Allah bağışlayandır merhametlidir. İşte buradan da anlaşılıyor ki nesh yani hükmün kaldırılması kuran içinde değil, gönderilen diğer kitaplar arasındadır. Bu konuda da zaten Diyanet İşleri Başkanlığı Kuran içinde nesh asla yoktur Kutsal kitaplar arasında vardır diyor. Kuranda nesh ayetlerinin olduğuna inandığımızda kuran ayetlerinin yarısının neredeyse hükmü yoktur anlamına gelir bunu da ben şahsım adıma kabul edemem. Kabul edene de elbette sözüm olamaz. Her insan kendisinden sorumludur. Selametle kalın | |
19 Aralık 2009, 00:30 | Mesaj No:22 |
Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 | RE: KUR'ANIN NAMAZ KONUSUNDA VERDİĞİ DETAYLAR...
sayın Gümüştabak, kuran'dan büyük, kaynak olmadığından hemfikiriz zaten. kuran temel kaynaktır tek kaynak değildir. demiştim.yalnış mı anlaşılıyorum bilmiyorum. kuran kitapların anasıdır.temel ana yasadır.tartışılmaz tek harfi bile hafife alınamaz kelamı kadimdir.tek harfinde kuşku demek imansızlık demektir.temel kaynak noktasında pürüz yok. ancak islam'ın tartışılmaz iman edilmesi gereken,uyulması gereken, bir kaynağı daha var ;" HZ MUHAMMED S.A.V" nesh konusunu irdelemeden şu noktayı netleştirelim ; sizin bakışınızda ; 1-Allah resulunun konumu ,vazifesi,misyonu sadece ptt memuru mudur ? 2-cevabınız evet ise ;"Allaha ve resuluna itaat edin" ayeti ne demektir ? cevabınız hayır ise neden ayette "Allaha ve resuluna" deniliyor? 3-sizin için hadis,kavli fiili sünnet basit bir romanmıdır ? roman ise(haşa) Peygambere iman ne demektir? ptt memuru olduğuna iman mıdır yoksa? "o hevasında konuşmaz" ayeti gereği sünnet-i muhammedi ikinci tartışılmaz kaynak mı ? 4-net cevap bekliyorum;"sünneti boş verelim mi " vereceğin cevaplar ile ilmi muzakeremize devam edebiliriz.çünkü islamın ikinci tartışılmaz kaynağı hadisi sünneti red edecekseniz,benim görüşlerim size pek romantik gelmez ve anlamsızdır. Ben Allah Ve Resulunu birbirinden ayırmaktan haya ediyor, Allaha sığınıyorum. saygılar... |
19 Aralık 2009, 02:47 | Mesaj No:23 |
RE: KUR'ANIN NAMAZ KONUSUNDA VERDİĞİ DETAYLAR...
La İllahe İllallah,Muhammedden Resullah... Kelime-i Şahadetle Taçlandırılmış,birbirlerinden ayrılmayan bir bütünü ayrıştırmaya çalışmış bir kafa açılımı ile sabit olan bir gerçeği ötelemek ve tartışmak hiç kimseye bir yarar sağlamaz . Buyrun ispat : Kur’an-ı kerim baştan sona kadar Muhammed aleyhisselama iman edip uymayı emrediyor, uymayan Müslüman olamaz, kâfir olur buyuruyor. İşte bazı âyet-i kerime mealleri: (Allah’a ve Resulüne itaat edin!) [Enfal 20] (Resulüme uyun ki, doğru yolu bulun!) [Nur 54] (Allah ve Resulüne itaat eden, en büyük kurtuluşa ermiştir.) [Ahzab 71] (Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80] (De ki, “Allah’a ve Peygambere itaat edin! Eğer [uymayıp] yüz çevirirlerse, [kâfir olurlar] Elbette Allah kâfirleri sevmez.) [Al-i İmran 32] (Allah ile resullerinin arasında farklı bir yol tutmak isteyenler kâfirdir.) [Nisa 150,151] (Biz her Peygamberi kendisine itaat edilsin diye gönderdik.) [Nisa 64] (Allah ve Resulüne itaat eden Cennete, isyan eden Cehenneme gider.) [Nisa 13,14] (Allah’a ve Resulüne inanmayan [kâfir olur] kâfirler için de çılgın bir ateş hazırladık.) [Feth 13] (Allah’a ve Resulüne karşı gelen, apaçık bir sapıklıktadır.) [Ahzab 36] (Aralarında hüküm verilmek üzere Allah’a ve Peygambere çağırıldıkları vakit: Müminler, “İşittik, itaat ettik” derler, işte kurtuluşa erenler bunlardır.) [Nur 51] (Allah’a ve Resulüne karşı gelen, bilsin ki, Allah’ın azabı çok şiddetlidir.) [Enfal 13] (Allah ve Resulü, bir işte hüküm verince, artık inanmış kadın ve erkeğe, o işi kendi isteğine göre, tercih, seçme hakkı kalmaz.) [Ahzab 36] (O Peygamber, güzel, temiz şeyleri helal, çirkin, pis şeyleri haram kılar.) [Araf 157] (Kendilerine kitap verilenlerden, Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resulünün haram ettiği şeyi haram tanımayan ve hak dini [İslamiyet'i] din edinmeyen kimselerle; zelil bir halde kendi elleriyle [boyun eğerek] cizye verinceye kadar savaşın.) [Tevbe 29] (Resulümün verdiğini alın, yasakladığından da sakının!) [Haşr 7] (O, [Resulüm] vahiyden başkasını söylemez.) [Necm 3,4] | |
19 Aralık 2009, 11:21 | Mesaj No:24 |
RE: KUR'ANIN NAMAZ KONUSUNDA VERDİĞİ DETAYLAR...
kuran referans alinacak tek kaynaktir, bu sunnetin de kaynak olmasina mani degildir, yeterki tali kaynaklar da ana kaynaktan beslenmis olsunlar. aksi halde efendimizin veda hutbesinde size iki sey birakiyorum, bunlara sarilirsaniz sapmassiniz demesini anlamlandiramazdik. neydi o iki sey: kuran ve sunnet. bu durumda kuran icin tek kaynak yerine birincil kaynak diyebiliriz. cunku kuranda ve ma harramellahu ve rasuluh formatinda gelen ayetleri nasil anlayacagiz o halde. sadece allahin haram kildiklari da diyebilirdi kuran, ama heva ve hevesinden degil de tamamen vahiy ile konusan efendimizin de haram kildiklarindan bahseden bir kuran var onumuzde. demekki vahiy ile konusan peygamberin de boyle bir haram kilma yetkisinden soz edeiyor kuran ve bunu tanimamizi ogutluyor bizlere. burada tek kaynak, ikincil kaynak tartismasina girmek belki yersiz bile kalabilir, su acidan ki: allahin vahyini ve rasulunun onu yorumlamasini birbirinden ayirmak da cok mantikli olmayacaktir. ikisi bir butundur. vahyi kalplere yedirecek olan allahtir amenna, fakat efendimize sen sadece tebligini yap diye de teklinde bulunmaktadir. aksi halde efendimizin teblig gibi bir gorevi de olmayabilirdi, olmasina gerek kalmazdi, madem vahyi kalplere allah isleyecek, e isleseydi o halde, peygamberin tebligine neden luzum gorulmus diyebilir miyiz? asla. kuran ittat baglaminda ele aldigimizda, kendisini peygambere karsi rakip olarak addetmemistir, aksine de ki allaha itaat ettim, rasulune de seklinde ayetlerle rasulun soylediklerinin de kendisi kadar itaate layik oldugunu vurgulamistir. kuran dahi rasulun soylemlerini itaat edilmeye layik gotuyorsa bizim burda tek kaynakmidir degilmidir tartismasi yapmamiz ne kadar yerinde oluyor acaba?
| |
19 Aralık 2009, 12:05 | Mesaj No:25 |
Re: Kur'anın namaz konusunda verdiği detaylar... Abdulmelik kardeşim ben onca yazı yazdım hiç birisinde hadisleri toptan inkâr edelim dedim mi? Peki ne dedim? Ben bana peygamberimizin sözüdür dedikleri her sözü Kuran ile karşılaştırır ona ters düşmüyorsa, ondan sonra kabul ederim dedim. Eğer kuranın süzgecinden geçmiyorsa asla kabul etmem dedim. Eğer sizin yönteminiz böyle değilse gerçekten bu konularda asla anlaşamayız. Daha önce bir yazımda yanlış anlayışa bir örnek vermiştim. Bakın tekrar hatırlatayım. (Kuran ayetlerinden her hangi birine inanmadığımız iman etmediğimiz zaman nasıl gerçek iman etmiş sayılmıyorsak. Peygamberimizin hadislerinin tümüne hiç kuşku duymadan, kuran ayetleri gibi iman etmeliyiz) diyorsa bir insan, kusura bakma buna inanmam söz konusu olamaz. Bu konuda hemen düşünelim, her mezhebin topladığı hadisler diğerleri ile çelişiyor ve başka hükümler veriyor, acaba hangisi gerçek hangisi doğru, bu garantiyi kim verecek Rabbin kuran için verdiği gibi? İşte garantiyi verecek mihenk taşı şaşmaz kelam Kuran verecek. Bizler bu sözlerin doğruluğunu kurana soracağız, eğer uyuyorsa bu peygamber sözdür diyeceğiz. Hatırlayın Diyanet belirli zamanlarda yaptığı çalışmalarla yüzlerce binlerce hadisi hurafe diye iptal etti, ama hala İslam âlemi ve ülkemizdeki birçok insan onlara iman ediyor. Bunlara kuran garantisini kimler verebilir hiç düşündük mü? Peygamberimizin hadisini hatırlayın kendisi bizzat benim sözlerim olup olmadığını anlamak için Kuran ile karşılaştırın demiyor muydu? Demek ki peygamberimizde bizleri kuran ile uyarmıştı, zaten böyle emir almamış mıydı rabbimden? Ayette kendi heva ve hevesinden konuşmaz diyor Rabbim, bakın burada bile bizlere ne anlatıyor? Onun konuştuğu benim tebliğ etme görevini verdiğim kurandır diyor. Yoksa her konuştuğu nasıl olurda kuran gibi olur. Hatırlayın peygamberimizin hatalarını düzelten, uyaran birçok ayet görürüz kuranda, demek ki tebliğ dışında tebliğ kontrol altında olduğu için yanlış olmayacaktır, ama diğer yaşamında oda bir beşerdir hata olabilir bu örnekleri de zaten kuranda görüyoruz. Rabbim bu örnekleri boşuna vermiyor kuranda. Düşünelim peygamberimizin Kuran dışından her sözü de Allah emri olsaydı neden kuranda yer almıyor gibi bir mantığa nasıl cevap vermeliyiz? Neden rabbim bizleri bu kitaptan hesaba çekeceğini söylüyor? İşte bu sorulara bu düşünceyle, inançla gidersek cevap bulamayız. Allah resulüne itaat emri vermiştir, çünkü onun verdiği görevi layığı ile yerine getirsin ve onun tebliğ et dediği şeyleri daha rahat tebliğ etsin diye, birçok ayetinde işini kolaylaştırmak yardımcı olmak için söylemiştir tüm bu sözleri. İyice bakalım ayetlere hiç birisinde benim söylediğimin dışında da sizlere bilgiler hükümler verecek dememiş, tam tersine sakın benim sözlerime ilaveler yapma diye ihtarda bulunmuştur. Ama bizler böyle bir açıklama olmadığı halde diğer ayetlerle çeliştiğini bile düşünmeden onun da hüküm koyma yetkisi vardır diyebilmişiz. Bunu da peygamberinize uyun o ne verdiyse alın sözlerinden çıkarmışız. Peygamberimize verilen onca ayet göz ardı edilmiş bizlere tebliğ edeceği yalnız kuran olduğu unutulmuştur adeta. Bu konuyla ilgili yazımın üzerinde çalışıyorum yakında yayınlayacağım, çünkü bu konu Kuranın bütünlüğünde düşünülmelidir. Bir cümleden yola çıkıp diğer ayetlerle söylenen ters düşmemelidir. Tartışılmaz kaynak yalnız kurandır, diğer kaynaklara beşerin ilaveleri yanlış anlaşılmalar hatalar ilave edilmiş olabilir, onun için mutlaka kontrolden geçirilip öyle kabul edilmelidir. Size net olarak söylüyorum hiçbir zaman sünneti boş veremeyiz. Çünkü Allah ın elçisinin yaşamış örnek bir hayatı vardır. Önemli olan bu bilgileri doğru alıp onun örnek yaşamından hayata bakışından istifade etmeliyiz. Her nedense bu tür tartışmalarımda bana söylenen ama beni çok üzen bir söz; ne yani peygamberimiz postacımıydı sözü olmuştur. Bu sözleri eğer peygamberimiz duyuyorsa sanırım çok üzülüyordur. Allah elçisine bir görev vermiştir ve bu görev Kuranda apaçık belirlenmiş ve açıklanmıştır. Bizler kim oluyoruz da Rabbin vermediği bir görevi elçisine vermiş gibi göstermeye çalışıyoruz, lütfen bunu iyi düşünelim. Peygamberimizin tebliğ görevini küçümseyerek kendisine saygısızlık yaptığımızı düşünüyorum. Hz. Muhammet o yüce ve örnek insan Rahmandan aldığı emirleri o günün azgın ve inkârcı toplumuna tebliğ etmek, anlatmak ve ikna etmek için onca eziyet çekmiş uğruna savaşlar vermiştir. Rabbin verdiği yetkiye bizler ilave edemeyiz bunu kuran apaçık söylüyor. Ben kurandan anladıklarımı yazıyorum. Kuranda da Allah elçisine verdiği görev çok açıktır. Bunun dışına çıkmamda mümkün değildir. Nasip olursa bu konu ile ilgili uzun bir yazımı ekleyeceğim yakında. Allah ve resulü asla birbirinden ayrılmaz. Fakat rabbin vermediği bir yetkileri bizlerin ona vermesi de onu yüceltmez. Çünkü o zaten Allahın resulü olmakla şereflerin en büyüğüne erişmiş bir insandır. Rabbim yardımcımız olsun ve bizleri kuran ışığından, rehberliğinden ayırmasın inşallah. SAYGILARIMLA | |
19 Aralık 2009, 12:25 | Mesaj No:26 |
RE: KUR'ANIN NAMAZ KONUSUNDA VERDİĞİ DETAYLAR...
Abdulmelik kardeşim ben onca yazı yazdım hiç birisinde hadisleri toptan inkâr edelim dedim mi? Peki ne dedim? Ben bana peygamberimizin sözüdür dedikleri her sözü Kuran ile karşılaştırır ona ters düşmüyorsa, ondan sonra kabul ederim dedim. yukaridaki aciklama zaten hadis ilminde kullanilan bir metod, yani hadisin sihhati acisindan gercekten o soz nebiye ait mi degilmi meselesinde, sened-ravi zinciri gibi kuran ile kiyasi da onemli, kuranla celisiyorsa peygamber sozu degil, peygambere isnad edilen soz oluyor ve sihhatini kaybediyor. | |
Konuyu Toplam 1 Kişi okuyor. (0 Üye ve 1 Misafir) | |
Benzer Konular | ||||
Konu Başlıkları | Konuyu Başlatan | Medineweb Ana Kategoriler | Cevaplar | Son Mesajlar |
Normalleşme Takvimi Açıklandı. Detaylar.... | Mihrinaz | Gündem/ Manşetler | 1 | 28 Mayıs 2020 21:41 |
Namaz ve ezan konusunda soru cevaplar. | küskün | Namaz-Abdest-Teyemmüm | 5 | 27 Aralık 2014 18:31 |
NAMAZ konusunda testler | Medine-web | Seviye Belirleme Sınavı-(MBSTS) | 1 | 20 Aralık 2013 08:09 |
KUR'ANIN BİZLERE ÖNERDİĞİ YOL....... | HALUK GÜMÜŞTABAK | Makale ve Köşe Yazıları | 6 | 03 Nisan 2010 21:37 |
ŞEFAAT KONUSU VE KUR'ANIN VERDİĞİ DETAYLI BİLGİLER.... | HALUK GÜMÜŞTABAK | Makale ve Köşe Yazıları | 5 | 11 Şubat 2010 21:28 |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|